Cumhurbaşkanı, ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, meclisin manevi varlığının ayrılmaz bir parçası olan başkomutanlığı temsil etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığı görevi, olası bir savaş hâlinde cumhurbaşkanı adına genelkurmay başkanı tarafından yerine getirilir.
28 Ağustos 2014 tarihinde göreve başlayan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 12. ve şu anki cumhurbaşkanıdır.
Tarihçe
Cumhurbaşkanlığı makamı, 29 Ekim 1923'te cumhuriyetin ilanıyla kuruldu. Aynı gün yapılan oylamada Mustafa Kemal Atatürk oy birliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bu tarihten 10 Ağustos 2014 tarihine kadar, Kenan Evren dışındaki tüm cumhurbaşkanları Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçildi.
Eski cumhurbaşkanları içerisinden Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Celâl Bayar "partili cumhurbaşkanı" olarak görev yapmışlardır. Atatürk ve İnönü hem Cumhuriyet Halk Partisi başkanı hem de cumhurbaşkanı olarak görevi sürdürmüş, Celâl Bayar ise cumhurbaşkanlığı görevi başladığında Demokrat Parti genel başkanlığından istifa etmiş ama cumhurbaşkanlığı sırasında parti üyesi olmayı sürdürmüştür. Tarafsız ve partisiz cumhurbaşkanlığını savunan Türkiye'deki ilk parti, Mustafa Kemal Paşa'nın hem CHP genel başkanı hem de cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'dır.[4][5]
1960 darbesi sonrası yapılan 1961 Anayasası ile cumhurbaşkanı olan kişinin, üyesi olduğu parti ile olan ilişiğinin kesilmesine karar verildi ve partisiz cumhurbaşkanlığı dönemi başladı.[6]1980 darbesinin ardından devlet başkanı ve Millî Güvenlik Konseyi başkanı sıfatlarıyla ülkeyi yönetmekte olan Evren, 1982 Anayasası'nın birinci geçici maddesi gereği anayasanın halk oylamasıyla kabul edildiği 7 Kasım 1982 tarihinde Cumhurbaşkanlığına getirildi.
Bir kişi en az yirmi milletvekili ile oluşan siyasi parti grupları, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı tek başına ya da birlikte hesaplandığında yüzde beşi geçen siyasi partiler veya yüz bin seçmen tarafından Cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilir.[3]
Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır ve bir kişi en fazla iki kez seçilebilir.[3] Cumhurbaşkanının ikinci döneminde meclisin seçimleri yenilemesine karar vermesi halinde cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.
Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin esaslar Anayasa'nın 101. maddesinde ve Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda[10] aşağıda yazıldığı şeklide düzenlenmiştir:
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday, cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday, cumhurbaşkanı seçilir.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır.
Oylamalara tek adayla gidilmesi hâlinde, oylama referandum şeklinde yapılır. Geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların salt çoğunluğunu alamaması hâlinde seçim yenilenir ve kesin sonuçların ilânından sonra gelen kırkbeşinci günü takip eden ilk Pazar günü sadece cumhurbaşkanı seçimi yapılır.
Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimine bir yıl veya daha az süre kalması hâlinde, cumhurbaşkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimiyle birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimine bir yıldan fazla süre kalması hâlinde, cumhurbaşkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen kırkbeş gün içindeki son Pazar günü yapılır. Bu şekilde seçilen cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz.
Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut cumhurbaşkanının görevi devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmediğine dair karar verilmesi hâlinde, cumhurbaşkanı seçimi bir yıl geriye bırakılır. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Ant içmesi
Anayasanın 103. maddesine göre cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer:
Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma; milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma; Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim.
Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj vermek,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,
Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,
Üst kademe kamu yöneticilerini atamak, görevlerine son vermek ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlemek,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanlığını temsil etmek ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler ve Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen ve kanunda açıkça düzenlenen konular haricinde, kanunlara aykırı olmamak şartıyla yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarmak,
Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak.[3]
Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 105. maddesinde düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanı hakkında, işlediği iddia edilen suç hakkında soruşturma açılıp açılmaması Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından karara bağlanır. Eğer soruşturma açılması gerekiyorsa bu soruşturma, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesince yürütülür. Cumhurbaşkanı cezai sorumluluğu şartları şunlardır:
- Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunca soruşturma açılması
- Meclis üye tam sayısının 3/5'inin gizli oyu
Buradan iki ihtimal vardır. İlki soruşturmanın reddi, diğeri soruşturmanın kabulüdür. Kabul söz konusu olduğunda on beş kişilik soruşturma komisyonu kurulur. Komisyon kurulduğunda rapor oylaması yapılır. Bu aşamadan sonra Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verecekleri üyelerden oluşan komisyon, soruşturmayı yürütür ve raporunu Genel Kurulda görüşülmek üzere Meclis Başkanlığına sunar. Üye tam sayısının üçte ikisinin oyuyla Cumhurbaşkanının Yüce Divana gönderilmesine karar verilebilir.
Eğer Yüce Divana sevk edilirse cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmak durumundadır. Yargılama sonucunda mahkûmiyet kararı verilirse cumhurbaşkanının bu görevde kalıp kalmayacağı hükmolunan karara göre değişiklik gösterir. Eğer milletvekilliğini engelleyecek bir mahkûmiyet kararı verilirse bu görev son bulur. Ancak seçilme engeli oluşturmayacak bir karar verilmişse cumhurbaşkanlığı devam eder.
Cumhurbaşkanının bir suç işlediği iddiasıyla meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun önergesiyle soruşturma açılması istenebilir ve beşte üçünün oyuyla soruşturma açılabilir. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz. Cumhurbaşkanı soruşturulmaya başladığı andan itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesini gerçekleştiremez.[11]
Cumhurbaşkanının hukuki sorumluluğuna gelirsek bu da iki şekilde mümkündür. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen cumhurbaşkanının görevi sona erer. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu hüküm uygulanır.[3]
Hukuki sorumluluk
Cumhurbaşkanının kişisel eylemlerinden dolayı hukuki sorumluluğu tamdır. Özel hukuk alanında cumhurbaşkanı bir borç altına girmişse herkes gibi ifa etmekle yükümlüdür. Aksi halde birtakım yaptırıma ve tazminata hükmedilir.
Cumhurbaşkanının diğer hukuki sorumluluğu göreviyle ilgili işlemlerinden ötürüdür. Ancak bu sorumluluk İdare Hukukunda görülen "İdarenin kusur sorumluluğu"dur. Böyle bir dava da ancak idari yargıda açılır.[12]
Anayasanın 106. maddesi ve Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi göre, cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi nedenlerle geçici olarak görevinden ayrılması durumlarında, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme ya da başka bir nedenle Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumunda da yenisi seçilinceye kadar, en yaşlı cumhurbaşkanı yardımcısı, Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve yetkilerini kullanır.[13]
Görev süreleri Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle sınırlı olan kamu yöneticileri
Üç Sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin dördüncü maddesi uyarınca,[15] mevcut Cumhurbaşkanının görev süresi sona erdiğinde birçok kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yöneticilerin görevi de sona erer. Ancak bu kişiler, yerlerine atama yapılıncaya kadar görevlerine devam ederler. Görev süreleri sona erenler yeniden atanabilir. Bu kişilerin görev süreleri atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemez.
Cumhurbaşkanlığı arması ortasında sekiz uzun, sekiz kısa ışını bulunan sarı bir güneş ve onu çevreleyen on altı sarı yıldızdan oluşur.[16] Cumhurbaşkanlığı forsu ise Türk bayrağının sol üst köşesine Cumhurbaşkanlığı armasının işlenmiş hâlidir.
Fors, cumhurbaşkanının ikametgâhında ve ziyareti süresince bulunduğu yerde bayrak direğine çekilir; gece gündüz çekili kalır. Makam odasında çalışma masasının sol gerisine konur. İçinde bulunduğu arabanın sol önünde, tepesinde ay yıldız bulunan kromajlı direğe çekilir. Cumhurbaşkanlığı forsunun nasıl kullanılmaya başlanıldığına ilişkin resmî bir kayıt yoktur. Ancak 1922 tarihli bir fotoğrafta, Atatürk'ün İzmir'e giderken kullandığı otomobiline bugünkü forsa benzer bir flamanın takıldığı görülmektedir. Bu flama şu an Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde sergilenmektedir.[17]
Fors ve armadaki güneşin sonsuzluğu ve bu özelliği ile Türkiye Cumhuriyeti'ni, on altı yıldızın ise tarihteki bağımsız on altı büyük Türk devletini simgelediği kabul edilir. İlk kez 1969 yılında, Harita Yüzbaşı Akif Özbek'in Türkiye Cumhurbaşkanlığı Forsu ve Taşıdığı Anlam adlı kitabında ortaya atılan bu görüş ilerleyen yıllarda armanın resmî anlamı olarak benimsenmiştir. Başka bir görüşe göreyse on altı yıldızdan dokuzu Orta Asya Türklerinin sancaklarında kullandığı dokuz tuğu, kalan yedi yıldızsa Anadolu Türklerinin sancaklarında kullandıkları 7 tuğu temsil etmektedir.[17]
Armadaki on altı yıldızın simgelediği kabul edilen Türk devletleri şunlardır: