Bir akım olarak komünizm, Osmanlı İmparatorluğu ve Anadolu içerisinde ilk kez 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir dizi işçi hareketi ve cemiyeti olarak ortaya çıktı;[1] ancak bu örgütlenmeler, doğalarında komünizm ve sosyalizmden etkilenmelerine rağmen, ideolojik oluşumlardan ziyade işçi haklarına odaklı oluşumlar olarak kaldılar ve böylece büyük bir etkiye sahip olmadılar.[2]Osmanlı Türkçesindesosyalizm ve komünizm kelimelerinin kullanımı ilk kez bu dönemde, Avrupa'dan çeviri yayın yapan Cerîde-i Havâdis gazetesinde görüldü.[3]
1908'de meşrutiyetin restorasyonu ile başlayan İkinci Meşrutiyet (1908-1920) dönemi ile, Osmanlı İmparatorluğu'nda ifade ve basın özgürlüğünde görülen rahatlamalar sayesinde, özellikle imparatorluk içerisindeki azınlıklar arasında, komünizmin de dahil olduğu yeni toplumsal ve ideolojik akımlar yükselişe geçti.[4] Daha önce en kaydadeğerleri Sosyal Demokrat Hınçak Fırkası ve Ermeni Devrimci Federasyonu olmak üzere çeşitli komünist ve sosyalist partiler azınlıklar arasında zaten kurulmuş olsa da,[5] ilk Türk komünist siyasi partisi, 1910 yılında Hüseyin Hilmi tarafından kurulan Osmanlı Sosyalist Fırkası (OSF) oldu.[6] OSF Meclis-i Mebûsan içindeki desteğinin önemli bir bölümünü Bulgar ve Ermenilerden alıyordu ve modern anlamda siyasi bir oluşum olmaktan ziyade bir aydınlar topluluğuydu. Eylül 1911'de uluslararası işçi hareketi ile irtibat içinde bulunabilmek için partinin uluslararası örgütü, Refik Nevzat tarafından Paris'te kuruldu; fakat parti, İkinci Enternasyonal'e kabul edilmeyi başaramadı.[7] 1913 yılında Bâb-ı Âli Baskını ile İttihat ve Terakki'nin mutlak iktidarı sağlaması ve kısa süre sonra Mahmud Şevket Paşa'nın suikaste uğraması üzerine muhalefete yönelik başlatılan tasfiye ile Hüseyin Hilmi tutuklandı ve Sinop'a sürgün edildi. Böylece OSF'nin sonu geldi.[7]
1913'te Hüseyin Hilmi'nin sürgününden 1918'deki Mondros Mütarekesi'ne kadar, yani I. Dünya Savaşı boyunca, ne siyasi ne de toplumsal alanda etki gösterememiş bir dizi parti haricinde ciddi bir komünist örgütlenme gerçekleşmedi.[2] Bu yıllar sırasında birçok Türk sosyalisti Almanya'daydı ve Spartaküs Birliği ile yakın bağlar kurdu. Diğer bir grup Türk sosyalistleri ise Rusya'daydı ve Bolşevik İhtilali'ne yakından tanıklık ettiler.[1]
Kurtuluş Savaşı Dönemi
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz.
10 Eylül 1920'de Mustafa Suphi tarafından kurulan Türkiye Komünist Partisi, Türkiye'de kurulan ilk komünist siyasi oluşumdur. Aynı yıl, 18 Ekim 1920'de Mustafa Kemal'in talimatıyla kurulan Türk Komünist Fırkası (TKF) ise daha çok Sovyetler Birliği'nden yardım almak amacıyla kurulmuş ve üç ay içinde kapatılmış bir partiydi.
TKF'nin önde gelen 14 yöneticisi ve Mustafa Suphi 28 Ocak 1921'de Trabzon açıklarında öldürüldü. Aynı yıl Ankara’da Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası ve Yeşil Ordu davasında tutuklamalar oldu ve parti kapatıldı.
1 Mayıs 1923’te İstanbul’da dağıtılan 1 Mayıs bildirileri nedeniyle Türkiye Komünist Partisi mensupları tutuklandı, haklarında “vatana ihanet” suçlamasıyla dava açıldı.
Cumhuriyet dönemi
Cumhuriyetin kuruluşundan çok partili siyasi hayata geçilen döneme kadar Türkiye'de komünist siyasi partiler yasal olarak faaliyet gösteremedi.
1925’te Şeyh Said İsyanı gerekçesiyle çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile komünistler de yargılandı, 38 sanıklı TKP davasında sanıklara 7 ila 15 yıl hapis cezası verildi.
1927 Ekim’inde İstanbul, İzmir ve Adana’da TKP’ye karşı başlatılan operasyonlarda aralarında Nâzım Hikmet ve İsmail Bilen’in de olduğu 30 kişi yargılandı ve gizli örgüt kurmaktan hüküm giydi.
1929’da İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada 24 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
1930’da 1 Mayıs öncesinde İstanbul, İzmir ve Adana’da bildiri dağıtan TKP’liler tutuklandı, 1 Ağustos günü yeni tutuklamalar yapıldı.
1931’de Nâzım Hikmet’in “komünizm propagandası” yaptığı gerekçesiyle yargılanmasına başlandı.
1932’deki TKP 5. Kongresi’nden sonra İstanbul, İzmir, Edirne ve Samsun’da geniş çaplı tutuklamalar yapıldı.
1933’te İstanbul ve Bursa’da yapılan operasyonlar sonrasında 30’dan fazla kişi yargılandı, 1934 başında sonuçlanan davada Nâzım Hikmet ve Şair Nail V. Çakırhan da ceza aldı.
1935’te aralarında Hasan İzzettin Dinamo ve Ruşen Zeki’nin de bulunduğu TKP’ye yönelik operasyonda “Genç Komünistler Federasyonu” davası açıldı, birçok kişi tutuklandı.
1938’deki Donanma ve Harp Okulu davalarında Nâzım Hikmet, Kemal Tahir, Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Kerim Korcan, Hamdi Şamilov gibi isimlerin de aralarında bulunduğu TKP’liler ağır hapis cezalarına çarptırıldı.
1944 Mart ayında TKP’ye yönelik operasyonlarda 65 kişi tutuklandı, sanıklar 1 No’lu Askeri Mahkeme’de yargılandı, 3 Mart 1945’te sonuçlanan davada 32 kişi hapis cezası aldı.
1945’te TKP’nin gençlik örgütlenmesine yönelik operasyonlarda İlerici Gençlik Birliği üyeleri tutuklandı, dava sonunda 1 numaralı sanık Mihri Belli başta olmak üzere 28 kişi çeşitli hapis ve sürgün cezalarına çarptırıldı. 4 Aralık 1945 tarihinde sol eğilimli, günlük Tan gazetesinin bir grup tarafından yağmalanmasıyla vuruldu.
1946’da kurulan iki yasal sosyalist parti, Türkiye Sosyalist Partisi ve Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi altı ay faaliyet gösterdikten sonra İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından "komünist gaye ve maksatlara hizmet ettikleri" gerekçesiyle 16 Aralık 1946’da kapatıldı, yöneticileri tutuklandı ve aralarında Dr. Şefik Hüsnü Değmer’in de bulunduğu 45 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
Toplumda ve basında artan komünizm tartışmaları üzerine Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes ve Behice Boran hakkında 14 Mart 1947 tarihinde soruşturma başlatıldı ve bu kişiler çok geçmeden üniversitedeki görevlerinden uzaklaştırıldılar.
1960'lı yıllar
1960'lı yıllarda sosyalist devrim yapılmasını savunan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Deniz Gezmiş, arkadaşlarıyla birlikte THKO'yu kurdu. Deniz Gezmiş o sırada Türkiye İşçi Partisi İstanbul sekreteri oldu. Bu dernek birçok illerden destek gördü. Örgüt çok kısa zaman sonra eylemlerine başladı. Örgüt, İstanbul Üniversitesi' ni işgal gibi birçok eylemlere başvurdu. Bu eylemlerin en büyüğü ise 6. Filo'yu protesto eylemidir. Bu eylemlerde devrimci gençler, radikal İslamcılarla karşılaşmamıştır.Bu olaylarda birçok öğrenci yaralanmış ve öldürülmüştür. Bu eylemlerden sonra 1972'de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmiştir.
1970'li yıllar
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz.
Bu yıllarda 12 Mart muhtırasından sonra Türk soluna büyük bir darbe vuruldu ve her yerde komünist avı başladı. Daha sonra Ecevit hükûmetinin yaptığı aflarla Türk solu eski gücüne dönse de milliyetçi cephenin iktidara gelmesiyle tekrar sol güç kaybetmiştir. Bu yıllarda solcular ve ülkücüler arasında sokak kavgaları ve yer işgalleri görülmüştür.
12 Eylül sonrası
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz.
27 Aralık 2016'da TKP'nin yeniden siyasete dönmesi için 3 tarafa da bir çağrıda bulundu. KP bu çağrıya olumlu karşılık verdi, ancak HTKP ve TKH bu çağrıya şiddetli tepkiler verdi. HTKP ve TKH, 22 Ocak 2017'de KP, TKP ismini alınca bu duruma karşı çıktılar. 7 Kasım 2017'de de Erkan Baş, HTKP'yi kapatıp Türkiye İşçi Partisi'ni (TİP) kurarak yoluna devam etmiştir. 2018 genel seçimleri sırasında TİP'in HDP listelerinden seçime girmesi üzerine çıkan tartışmalar sonucu o zamana kadar TİP'i destekleyen FKF, ayrı bir yoldan gitme kararı almış ve 18 Kasım 2020'de Devrim Hareketi'ni kurmuştur.
^abGökay, Bülent (2019). "The Communist Party of Turkey: An instrument of 'Soviet eastern policy'?". Feliu, Laura (Ed.). Communist Parties in the Middle East: 100 Years of History (İngilizce). Routledge. ss. 60-73. ISBN978-1032092584.