Temiz Hava Hakkı Platformu'nun hazırladığı ve 2016-2019 yılları arasındaki istatistikleri baz alan rapora göre, 3 yıl üst üste Türkiye'de havası en temiz olarak ölçülen iller Rize, Artvin, Ardahan ve Tunceli'yken; son dört yıl boyunca yüksek miktarlarda kirli hava soluyan Muş, Denizli, Ağrı, Kayseri, Iğdır, Tokat, Malatya, Çorum, Erzincan ve Edirne, hava kirliliği sorununun çözülemeyen kronik bir sorun haline geldiğini gösteriyor.[1]
Hava kirliliğin önlememesinin nedenleri olarak; 25 ilde alım gücü düşük vatandaşların kalitesiz kömür kullanımı, 15 ilde arazi şartları, 14 il toplumsal bilincin eksikliği, 6 ilde yetersiz denetim, 6 ilde ateşçi eğitimsizliği, 6 ilde meteorolojik nedenler, belirlenmiştir.
Kirliliğin kaynakları
Trafik
Trafikte solunan kirli hava sonucu her yıl İstanbul'da yüz binde 460, Ankara'da ise yüz binde 410 çocuğa astım teşhisi konuyor.[2] 2023 yılı rakamlarına göre 11 milyon 23 bin 923 araca egzoz emisyon ölçümü yapıldı ve bu araçlardan %2,6'sına denk gelen 287 bin 275 araç ilk muayenede uygunluk alamadı.[3]
Kömür yakan termik santraller
Greenpeace Akdeniz'e göre Afşin-Elbistan ve Soma termik santralleri sağlığa, Avrupa'daki termik santrallerinden daha fazla tehlikelidir. Kömür yakan termik santrallerin bazıları yüksek miktarlarda kükürt dioksit salınmaktadır, bunların arasında Kemerköy, Afşin-Elbistan, Seyitömer, Kangal ve Çayırhan termik santralleri bulunur.[4]
Türler
Partikül
Dünya Sağlık Örgütüne göre bazı şehirlerde partikül seviyesi tehlikeli miktarlara ulaşmıştır. Türkiye'deki mevzuatlarda, insanların sağlığını tehdit eden en zehirli hava kirletici PM 2,5'lere dair hiçbir kısıtlama yer almamaktadır.[5]
Erzincan'da yapılan araştırmaya göre PM10 hastane masraflarını yükseltiyor.[9]
Çözümler
İstanbul için trafiğin yoğun olduğu yerleri araçlara düşük emisyon alanı[10][11] ve Türkiye'nin vergi sisteminin emisyonları da dikkate alacak şekilde revize edilmesi gerekir.[12]