Kıbrıs Cumhuriyeti (Yunanca: Κυπριακή Δημοκρατία, Kipriaki Dimokratia), Doğu Akdeniz'de yer alan Kıbrıs'ta, fiilî olarak adanın güneyini, hukuki olarak adanın tamamını yöneten devlettir.[9][10]
Kıbrıs Cumhuriyeti 2016 itibarıyla yıllık 3,2 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir.[26]
Kıbrıs Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletlere üye devlet olarak uluslararası alanda tanınmış bir ülkedir.[27]Kıbrıs adası civarındaki sular hukuken kendi egemenliği altında[28] olmak üzere, adanın %3'lük kısmı bağımsızlık anlaşmasına göre Birleşik Krallık'ın askerî üssü olarak yönetimi altındadır.[29] Ada de facto olarak dört ayrı parçaya bölünmektedir:[30]
Adanın güneyi etkin olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kontrolü altında;
Adanın kuzeyi Birleşmiş Milletler[31] ve Avrupa Konseyi[32]'ne göre Türkiye'nin işgali altındadır.[33] Bağımsızlığını tek taraflı ilan eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sadece Türkiye ile diplomatik ilişkisi bulunmaktadır.[34]
Kıbrıs Adası, İtalya'ya bağlı Sicilya ve Sardinya adalarından sonra Akdeniz'in en büyük üçüncü adasıdır.[35] Akdeniz'in kuzeydoğusunda yer alır.[36] Kuzeyinde 65 km mesafe ile Türkiye, doğusunda 112 km mesafe ile Suriye, 267 km ile İsrail, 162 km ile Lübnan, güneyinde 418 km ile Mısır; kuzey batısında ise, 274 km ile Yunanistan yer almaktadır.[36]
Kıbrıs, 30°33' ve 35°41 enlemleri ile 32°23' ve 34°55' boylamları arasında yer almaktadır.[36] Yüzölçümü yaklaşık 9.251 km²'dir.[37] Bunun 3.355 km²'lik bölümü de facto olarak kurulmuş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yönetimindedir.[38] Kıbrıs'ın genişliği en çok 225 km, en az 43 km'dir.[36] Adanın en yüksek noktası, 1.953 metre yükseklikteki Trodos Dağlarıdır.[39] Ada, Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının geçiş noktasında ve eski büyük uygarlıkların yer aldığı Orta Doğu ve Anadolu bölgelerinin kesiştiği noktada yer almaktadır.[40]
Ada, Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve az yağışlı geçer.[41] Yağışlar alçak kesimlerde yıllık 300 mm iken Trodos dağlarında yıllık 1000 mm'yi bulmaktadır.[36] Trodos Dağları kışın kar tutabilmektedir. Sıcaklık ender olarak 0 derecenin altına düşmektedir. Ortalama sıcaklıklar ise yazları 20-30 °C, kışları ise 5-15 °C arasında değişmektedir.[41] Bitki örtüsü ise küçük çalılıklardan oluşan makidir.[42] Köylerde yaşayan halk tahıl üretimi, bağcılık yapar ve turunçgillerden meyve yetiştirmekle uğraşır.[36]Buğday ve arpanın yanı sıra portakal, mandalina ve dağların eteklerinde de üzüm yetiştiriciliği yapılır.[40]
En yaygın orman tipi ağaç türleri çam, selvi, meşe ve sonradan adada yetiştirilen okaliptüstür.[43] Ada, yapı ve yeryüzü şekilleri ile Anadolu yarımadasının Toros sistemi içinde kabul edilmektedir.[43] Anadolu'ya bağlı olan adanın temeli batıda ve güneyde 2000 metreden daha derin denizaltı çukurlarıyla çevrilmektedir.[44]
Kıbrıs Adası coğrafi konumu nedeni ile Afrika ve Avrupa kıtaları arasında kuş türlerinin konaklama ve geçiş noktasıdır.[46] Adada bulunan yaklaşık 350 tür hayvandan 7'si endemiktir.[44] Ayrıca 26 çeşit tür sürüngen de yaşamaktadır. Kıbrıs ilk çağ dönemlerinde nerede ise temelli ormanlık alanlarla kaplı iken, bakır madenleri ve ormanı bulunmayan ülkelere odun satılması nedeni ile günümüzde ormanlık alanları tahribata uğramıştır.[43]
Kıbrıs'ın sahil kıyıları, aşağı yukarı yüz milyon senedir Chelonia ve Caretta caretta kaplumbağaları tarafından ziyaret edilmektedir.[47] Bu canlılar yumurtlamak için Mayıs ve Ağustos ayları arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kumsallarına gelmektedirler.[48]
Adanın kuzeyinde doğal mağaralar da bulunmaktadır.[49] Sarkıt ve dikitleri ile İncirli Mağarası, İnönü'deki Sütünlu Mağara, olmak üzere 85 adet civarında doğal mağara bulunmaktadır.[50]
Kıbrıs, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne geçmeden önce, Doğu Akdeniz'deki Osmanlı'ya ait gemilerine akın yapan Hristiyan korsanlarının sığınağı haline gelmişti.[52] Bu korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak buradaki yol güvenliğini yok etmekteydi.[53] Bunun gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs'ın alınması gerekli görüldü.[54]
Kıbrıs, Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordu ve Piyale Paşa komutasındaki donanma ile birlikte[55] yaya 60.000 kişiden oluşan Osmanlı Ordusu, 2 Temmuz 1570'te Limasol'a çıkması[56] ve 4 Ağustos 1571'de Mağusa'nın[57] Venedikli Mağusa Kale Komutanı Bragadino'nun beş maddelik bir antlaşmayla kaleyi teslim etmesiyle sonuçlanan bir seferle Osmanlı İdaresine girdi.[58] Kıbrıs'ın ele geçirilmesiyle Osmanlı İmparatorluğu, Doğu Akdeniz'e tamamen hâkim oldu.[59]
15 Eylül 1570 tarihinde Lala Mustafa Paşa, tören ile Lefkoşa şehrine girmiştir.[61] Kıbrıs ele geçirildikten sonraki tarihte adada çok az sayıda Ortodoks Rum vardı. Çünkü VenediklilerKatolik idi ve Ortodoks Kilisesi'ne yaşama hakkı tanımıyordu.[62] Osmanlı Devleti Ortodokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkânı sağladı. Böylece adada Katolik Kilisesi etkinliğini kaybetti ve Ortodoks Kilisesi gelişti.[63]
1571 yılında Kıbrıs'ta yapılmış bulunan nüfus sayımında yerli halkın nüfusu 150.000'dir. Burada bulunan Türk askeri ise 30.000 kadardır.[64] Adanın tamamının kontrol edilmesinin ardından Karaman'dan adaya göç ettirilen Türkler[65] ve Beyşehir, Ürgüp, Niğde, Aksaray, Akşehir, Maraş gibi Anadolu'nun orta kesiminde kalan şehirlerinden aileler getirilerek yerleştirilir.[66] Bugün adada yaşayan Kıbrıs Türklerinin (Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nden gelenler hariç) soyu bu Osmanlı idaresinde adaya gönderilen Türklerden gelmektedir.[66]
1831 senesinde sadece erkeklerin sayıldığı Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk büyük ölçekli nüfus sayımında ada üzerinde 14.983 Müslüman ve 29.190 Hristiyan yaşadığı ortaya çıktı.[67] 1872'de yapılan sayımda adanın nüfusunun 144.000 olduğu, Müslümanların sayısının 44.000'e ve Hristiyanların ise 100.000'e arttığı belirlendi.[68]
93 Harbi'nde Rus İmparatorluğu karşısında yenilen Osmanlı, Ruslara karşı fazla ödün vermemek amacıyla,[70]Birleşik Krallık'ın isteği üzerine ada 92.799 sterline[71] 4 Haziran 1878 tarihinde[72] imzalanan Kıbrıs Sözleşmesi ile kiralandı.[73] Osmanlı mülkiyeti devam ediyor sayılmakla birlikte, yönetim tamamen Birleşik Krallık'a geçti.[74]Birleşik Krallık adayı "Komiser" diye tabir ettiği yüksek rütbeli yöneticilerle idare etmiştir.[75] 1914'te başlayan I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın Birleşik Krallık karşısındaki Almanya'nın yanında savaşa girmesi üzerine Birleşik Krallık adayı ilhak edip adaya vali tayin etti.[76] 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 21. Maddesi gereğince, Birleşik Krallık'a ilhakı tanındı.[77] 1925 yılında Kıbrıs Crown Colony olarak ilan edildi ve adaya ilk Türkiye Cumhuriyeti konsolosu atandı.[78]
Ocak 1950 tarihinde Doğu Ortodoks Kilisesi, Kıbrıs Türk toplumunun boykot ettiği bir referandum düzenledi.[79] Referandumun sonucunda, katılan halkın %90'ı Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesi düşüncesi olan enosis lehinde oy verdi.[80] 1955'te Kıbrıs Rumlarının kurduğu EOKA örgütü Birleşik Krallık kuvvetlerini adadan çıkarmak için silahlı eylemlere başladı.[81] Bu zaman zarfında Kıbrıs Türkleri de silahlanmaya başladı[82] ve Birleşik Krallık adanın tüm bölümünü kontrolde tutmakta zorlanıyordu.[83] Bu tarihten itibaren taksim isteğinde bulunan Türkler ile enosis isteyen Rumlar birbirleri ile çatışmaya başladı.[84]
16 Ağustos 1960 tarihinde Kıbrıs; Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık'ın "Kuruluş, İttifak ve Garanti" adındaki üç anlaşmayı imzalaması ile bağımsızlığını kazandı.[86] Birleşik Krallık, Ağrotur ve Dikelya adlı adanın %3'üne tekabül gelen askerî üsleri aldı.[29] Devlet dairelerinde ise Rumlardan sonra en büyük etnik topluluğu oluşturan Türkler veto hakkına sahip oldu[87] ve parlamento ile yönetimde %30'luk hakka sahip oldular.[88] Üç devlete ise garantörlük hakkı verildi.[89]
30 Kasım 1963 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanıIII. Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda siyâsî kurumların yapılanması ve teşkilatlanma hakkındaki on üç maddelik bir değişiklik önerisinde bulundu.[90] Kıbrıs Türkleri bu değişikliklerin kendi haklarını kısıtladığını savunarak karşı çıktılar.[91] Bu değişiklik süreci içerisinde Kıbrıs Türkleri bu öneriye karşı çıktı. Bunun üzerine, 21 Aralık 1963 günü, iki Kıbrıs Türkünün üzerine ateş açılarak öldürülmesi üzerine toplumlararası çatışmalar başladı[92] ve sonunda Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki idari ve siyâsî yapılanmadan çekildiler.[81]
Birleşmiş Milletler'in Kıbrıs'taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) ada üzerindeki önemli noktalara Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumları arasındaki çatışmaları engellemek[93] amacıyla konuşlandı.[94]
1970'li yılların başlarında Yunanistan'ı kontrol eden askerî cunta yönetimi, II. Makarios'un tutumları ve Enosis'in yolunda ilerleme olmamasından dolayı memnun değildi.[95] Cunta, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Ulusal Muhafız Birliği'ne emir vererek bu birliğin komutanının görevinden alınmasını ve adanın kontrolünü Yunan subayların bulunduğu bu birliğin almasını istedi.[96] Birlik aynı gün Lefkoşa'daki Başkanlık Sarayı'nı bastı ve II. Makarios görevden alındı.[97]Nikos Sampson yeni hükûmetin cumhurbaşkanı olduğu dünyaya ilan edildi.[98] Her ne kadar milliyetçi Rumlar tarafından darbe yapılsa da[14] Yunanistan ile birleşmedi, Kıbrıs'ın bağımsızlığı devam etti ve bağımlı bir yönetim olmadı.[99]Türkiye Cumhuriyeti, gerçekleştirilen darbe nedeniyle[100]Zürih ve Londra Antlaşması'nın IV. maddesine istinaden[101] gerçekleştirdiğini savunarak Kıbrıs Harekâtı'na girişti.[16]
Uluslararası baskılar sonucunda ateşkes ilan edildi[103] ve adanın %37'si Türkler'in kontrolüne geçti.[104] 170.000 civarındaki Kıbrıs Rumu[105] kuzeyde bulunan evlerinden göç ettirildi, 50.000 Kıbrıs Türkü ve daha sonra da Türkiye'nin teşviki[104] ile Türkiye'den gelen göçmenler ise bu evlere yerleştirildi.[104] 1983 tarihinde Kıbrıs Türkleri tek taraflı olarak sadece Türkiye tarafından tanınan bağımsızlıklarını ilan ettiler.[17] Günümüzde, savaş sonucunda 1.534 Kıbrıs Rumu[106] ve 502 Kıbrıs Türkü[107] hâlâ kayıptır. 1974 yazında ada üzerindeki bu gelişmeler, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde tek hakim konu oldu.[108] Ayrıca günümüzde Türkiye'den gelmiş yaklaşık 100,000 kişinin Cenevre Antlaşması ve çeşitli BM kararlarını ihlal ederek ada üzerinde yaşadığı düşünülmektedir.[109] Kıbrıs hükûmeti, kuzeydeki toprakların kontrolünü kaybettikten[110] ve Türk idaresi altına girmesinden sonra[110] kuzeydeki tüm liman ve hava alanlarının uluslararası ticaret ile ulaşıma kapalı olduğunu ilan etti.[111] Yönetim, adanın kuzeyindeki idareyi günümüzde de Türk işgali altındaki bölge olarak kabul eder.[112]
Yakın tarih
De facto olarak kuzey ve güney olarak iki ayrı parçaya bölünmesine[24] rağmen de jure olarak cumhuriyet tüm adanın hakimidir.[113] Kıbrıs Cumhuriyeti'nin anayasal bir demokrasi üzerine kurulu yapısı[114] ekonomik bakımdan müreffeh bir durumda[115] ve iyi bir alt yapısı vardır.[116] Avrupa Birliği ve diğer uluslararası örgütler tarafından Birleşmiş Milletler'in bir parçası[27] ve adanın tek meşru yönetimi kabul edilir.[117] Sadece Türkiye tarafından tanınan adanın kuzeyi[25] Türkiye'nin yardımları ile varlığını sürdürmektedir.[118] Son birleşme girişimi 2004 tarihindeki Annan Planı ile oldu.[119] 24 Nisan 2004 tarihinde[120] yapılan referandumda Kıbrıs Türklerinin destek oyuna rağmen Kıbrıs Rumları tarafından reddedildi.[121]
Temmuz 2006 tarihinde ada, Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalardan kaçan kişiler için ilk sığınaklardan biri oldu.[122]
Mart 2007'de BM kontrolündeki Yeşil Hat üzerindeki Kıbrıs Rumları ile Kıbrıs Türklerini ayıran Lokmacı Kapısı yıkıldı.[123] Adanın 32 yıllık tarihinde yer etmiş olan kapı, Lefkoşa kentini ikiye ayırıyordu.[124] 3 Nisan 2008'de Türk ve Rum yetkililerin bulunduğu bir törenle açılışı gerçekleşti.[125] 26 Haziran 2009 tarihinde[126] Kıbrıs müzakereleri kapsamında 34. kez bir araya[126] gelen Kuzey Kıbrıs Türk CumhuriyetiCumhurbaşkanıMehmet Ali Talat ve Kıbrıs Cumhuriyeti CumhurbaşkanıDimitris Hristofyas Erenköy'de bulunan[126]Yeşilırmak Sınır Kapısı'nın açılacağını duyurdular.[127] Gerekli altyapı çalışmalarının gerçekleştirilmesinden sonra yedi aylık bir süre zarfında faaliyete geçeceği açıklandı.[128]
Kıbrıs Cumhuriyeti, başkanlık sistemi ile yönetilmektedir.[129]cumhurbaşkanı ve hükûmet, bir beş yıllık dönem için evrensel oy yönetimi ile halk tarafından seçilirler.[130] Ülkede yasama organı Temsilciler Meclisi,[131] yürütme organı cumhurbaşkanı ile hükûmettir.[132] Hem yürütme ve yasama organıyla yargının bağımsızlığı güvence altına alınmıştır.[114]
1960 Anayasası, yasama, yürütme ve yargı alanında ülkedeki başlıca iki etnik nüfus bakımından kontrollü bir şekilde Kıbrıs Rumı ve Kıbrıs Türklerinin eşit haklara sahip bir siyâsî düzeni savunuyordu.[87] Türk-Rumlar tarafından ortak yönetilecek bağımsız cumhuriyette,[132] cumhurbaşkanı Rum olacak; cumhurbaşkanı yardımcısı ise Türk olması kararı alınmıştı.[133] Aynı zamanda başkan ve başkan yardımcısı, herhangi bir anayasa değişikliğinde veto haklarına sahip oldukları gibi aynı yetkilere sahiptiler.[87] Kıbrıs Temsilciler Meclisi; 32 Rum, 24 Türk ile 3 diğer azınlık üyelerinden[134] ve Bakanlar Kurulu ise 7 Rum, 3 Türk'ten oluşuyordu.[87]1963-1964 olaylarının çıkmasından sonra Kıbrıs Türkleri idari ve siyasi yapılanmadan çekildi.[81] Günümüzde bu neden yüzünden başkan yardımcılığı boş durmaktadır.[135]
1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin adaya düzenlediği Kıbrıs Harekâtı sonrası Lefkoşa ve Mağusa Bölgesi'nin büyük bir kısmı,[144] Girne Bölgesi'nin tamamı[145] ve Larnaka Bölgesi'nin bir kısmı[146] adanın kuzeyindeki de facto yönetimin kontrolündedir.[147] Adanın kuzeyindeki yönetim tarafından Lefkoşa Bölgesi'nin bir kısmından Güzelyurt İlçesi[148] ve Mağusa Bölgesi'nin bir kısmından ise İskele İlçesi[149] oluşturulmuştur.[150]
Bölünmenin ardından meşruiyetini koruyan Kıbrıs Cumhuriyeti; Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan tarafından sadece güneyin egemenliğini kontrol ettiği için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ya da sadece Kıbrıs Rum Kesimi olarak adlandırılır.[151] Bu isimleri dünya üzerinde sadece Türkiye ve de facto bir ülke olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kullanmaktadır. Uluslararası statüde bir geçerliği yoktur.
Mevcut Kıbrıs Cumhuriyeti hükûmeti, tüm adanın hâkimi olduğunu,[9]kuzeyde kalan topraklarınınTürkiye'nin işgali altında olduğunu iddia eder.[31] Ayrıca kontrolü dışında olan[152] ve hak iddia ettiği kuzey topraklarının siyasi tüm temsilcilerini, vatandaşlarına seçtirmekte ve kendi atamaktadır.
1960 kurucu anayasasında birçok değişiklik yapıldığı halde adanın tek egemeni olarak kendilerini göstermek adına çift resmî dil gibi bazı önemli konularda değişiklik yapılmadı.[153] 2004 yılında Avrupa Birliği üyesi olan ülke, sadece Lefkoşa, Limasol, Larnaka ve Baf bölgelerini yönetebilmektedir.[148] Adanın iki tarafını birleştirmek için yapılan çalışmalardan sonuncusu Annan Planı'nın,[120]Kıbrıs Türkleri tarafından referandumda kabul edilmesine rağmen,[119]Kıbrıs Rum halkı referandumda reddedince adanın birleşmesi gerçekleşmedi.[121]
"Ελληνικό Τμήμα της Νοτιάς Κύπρου ya da Ρωμαίικο Τμήμα της Νοτιάς Κύπρου", Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Yunancadaki karşılığıdır. Rum yönetimi bu ifadeyi kullanmamakla birlikte, kendilerini adanın tek hâkimi olarak "Kıbrıs Cumhuriyeti Hükûmeti / Κυβέρνηση της Κυπριακής Δημοκρατίας" (Kivernisi tis Kipriakis Dhimokratias) olarak tanımlarlar. Türkiye ve KKTC dışında bütün ülkeler, bu ülkenin resmî adını Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul etmiştir.[27] Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise BM nezdinde tanınan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin adanın tamamı üzerindeki egemenlik iddiasını reddetmektedir.[28] Diğer dünya devletleri ise KKTC'nin yönettiği bölgenin Türkiye'nin işgali altında olduğunu kabul etmektedir.[31]
Kara kuvvetleri, hava kuvvetleri ve deniz kuvvetlerinden oluşan birleşmiş silahlı kuvvetleri olan Kıbrıs Ulusal Muhafızı, aktif görevliler, rezerveler ve milislerden oluşmaktadır. Bunun dışında Yunanistan Silahlı Kuvvetleri adada ELDYK (Ελληνικές Δυνάμεις Κύπρου, ΕΛΔΥΚ) konuşlandırmaktadır. Fakat ELDYK, Kıbrıs Cumhuriyeti askeriyesinin bir parçası sayılmamaktadır.
Hukuk ve insan hakları
Kıbrıs Polisi (Yunanca: Αστυνομία Κύπρου), Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tek Ulusal Polis Servisi olup, 1993 yılından bu yana Adalet ve Kamu Düzeni Bakanlığı'na bağlıdır.[154] Kıbrıs Cumhuriyeti, insan hakları ihlalleriyle mücadele etmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak için çeşitli adımlar atmaktadır. Hukukun üstünlüğünün sağlanması, bağımsız bir yargı sistemiyle ve yasaların tarafsız bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. Kıbrıs, ulusal düzeyde insan haklarını korumak için Anayasa, yasalar ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine dayanan bir hukuk sistemi kurmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin insan haklarına ilişkin en önemli yasal çerçevelerinden biri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) taraf olmasıdır. Bu sözleşme, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve herkesin bu haklara etkin bir şekilde erişiminin sağlanması amacıyla önemli bir rol oynamaktadır. Kıbrıs, AİHS uyarınca bireylere başvurma hakkı ve AİHM'nin kararlarını uygulama yükümlülüğüne sahiptir. Bununla birlikte, Kıbrıs'ta hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ilişkin bazı zorluklar devam etmektedir. Ada üzerindeki bölünmüşlük, çözülmesi gereken temel bir sorundur. Ada genelinde insan haklarının tam ve etkin bir şekilde korunması için, Kıbrıs'ın bütün tarafların katılımını sağlayacak adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme ulaşması gerekmektedir.
2011 yılında yayımlanan "Freedom in the World 2011" raporunda, Freedom House, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni "özgür" olarak değerlendirmiştir.[155]Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin 2011 yılı Ocak ayında yayımladığı Kıbrıs'taki İnsan Hakları Sorunu hakkındaki raporda ise Kıbrıs'ın bölünmüşlüğünün, adanın genelinde insan haklarını etkilediği, özgür dolaşım hakkı, kayıp şahıslarla ilgili insan hakları, ayrımcılık, yaşama hakkı, din özgürlüğü ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar gibi konuları içerdiği vurgulanmıştır.[156] Adanın bölünmüşlüğüne olan sürekli odaklanma, bazen diğer insan hakları sorunlarını gölgede bırakabilmektedir.
2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'nin Kıbrıs'a yönelik "işgali" nedeniyle Kıbrıs'a 100 milyon doların üzerinde tazminat ödemesine karar vermiştir.[157] Ancak Ankara, bu kararı görmezden geleceğini açıklamıştır.[158] Aynı yıl, bir grup Kıbrıslı mülteci ve bir Avrupa Parlamentosu üyesi, daha sonra Kıbrıs hükûmetine katılan, Türkiye'yi Cenevre Sözleşmeleri'ni ihlal etmekle suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı'na başvuruda bulunmuştur. Türkiye'nin "işgal edilen" bölgelere sivil nüfusunu doğrudan veya dolaylı olarak transfer etmesi gibi eylemler, Cenevre ve Lahey Sözleşmeleri'ne aykırıdır. Arkeolog Sophocles Hadjisavvas, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'taki Yunan ve Hristiyan mirasını organize bir şekilde tahrip ettiğini ifade etmektedir. Bu ihlaller, kültürel hazinelerin yağmalanması, kiliselerin kasıtlı olarak tahrip edilmesi, sanat eserlerinin ihmal edilmesi ve önemli tarihi yerlerin isimlerinin değiştirilmesi gibi eylemleri içermektedir. Bu eylemler Uluslararası Anıtlar ve Siteler Konseyi tarafından kınanmıştır. Hadjisavvas, bu eylemlerin, etnik temizlik çerçevesinde Kuzey Kıbrıs'taki Yunan varlığını silme politikasıyla motive edildiğini iddia etmektedir.[159] Ancak bazı failler sadece açgözlülükten hareket edip kar amaçlamaktadır. Sanat hukuku uzmanı Alessandro Chechi, kültürel mirasın tahrip edilmesini etnik temizlikle ilişkilendirmeyi "Rum Kıbrıslı bakış açısı" olarak nitelendirirken, bu iddianın iki PACE raporu tarafından reddedildiğini belirtmektedir. Chechi, Kıbrıs'taki kültürel mirasın yok edilmesinde ortak Yunan ve Türk Kıbrıslı sorumluluğunu vurgulayarak, Yunan Kıbrıslı aşırılıkçıların Türk Kıbrıslı mirasını tahrip ettiğine dikkat çekmektedir.[160]
Bağımsızlık ilanından sonra ada üzerindeki ilk nüfus sayımı Aralık 1960 tarihinde gerçekleştirildi.[161] Tüm adayı kapsamak üzere toplam nüfusun 573.566 olduğu ortaya çıktı.[161] Kıbrıs Rumları %77'lik bir pay ile en büyük etnik nüfustu ve Kıbrıs Türkleri ise %18'lik bir nüfusa sahipti (diğer milletler %5'lik kısmı oluşturuyordu).[161] Ada üzerindeki son toplu nüfus sayımına göre (Nisan 1973), Kıbrıs'ın nüfusu 631,778 olduğu ve Kıbrıs Türklerinin ise %19'luk bir paya sahip olduğu tahmin edildi (yaklaşık 120,000).[162]
Adanın fiilen bölünmesinden sonraki 1976-2001 yılları arasında Kıbrıs Cumhuriyeti hükûmeti tarafından yürütülen nüfus sayımları kapalı olarak gerçekleştirildi,[162] adanın kuzeyindeki nüfus ise Kıbrıs Cumhuriyeti İstatistik Servisi tarafından ikamet verileri, nüfus artış oranları ve göç verilerine göre tahmin edilmeye başlandı.[162] Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından yürütülen 2001 nüfus sayımlarında Kıbrıs hükûmeti kontrolündeki alanın nüfusunun 703.529 olduğu belirlendi.[162] Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Cumhuriyeti İstatistik Servisi raporlarında adanın %11'lik kısmını oluşturan 87.600 Kıbrıs Türkünün yaşadığı tahmin edildi.[162]
Kıbrıs Cumhuriyeti İstatistik Servisi tarafından son mevcut tahminlere göre 2006 yılı sonundaki nüfus, Kıbrıs hükûmeti kontrolündeki alanda %89,8 (778.700) ve Kıbrıs Türklerinin yaşadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde %10.2 (88.900) olmak üzere toplam 867.600'dür.[162]
Avrupa Birliği Eurostat araştırmasına göre Kıbrıs adasında (genel olarak yaşayan insanların %67 Rum, %33 Türk ve az sayıda İngiliz vatandaşı ve maruni yaşadığı belirlenmiştir.
Adada İslam, Ortodoks Hristiyanlık ve Protestan Hristiyanlık olmak üzere üçe ayrılır. Adada bulunan Türkler çoğunluklu İslam'a ve azınlıkla Hristiyanlığa, Britanyalı askerler ve Rum halkı ise Hristiyanlığa inanmaktadır.
Kıbrıs Cumhuriyeti ekonomisi 21. yüzyıl başlarında başarılı ve çok yönlü olmuştur.[115] Bununla beraber, ülke 2012 yılından itibaren Avrupa borç krizinden etkilendi, 2012-13 Kıbrıs finansal krizinde hükûmet ülkenin en büyük ikinci bankası Laiki Bankası'nı kurtarmak için dış yardıma ihtiyaç duydu, Eurogroup'la yapılan anlaşmada çeşitli önlemler alınması karşılığında 10 milyar euro'luk bir kurtarma paketi verildi.[163][164][165] 2023 IMF tahminlerine göre, kişi başına düşen millî gelir satın alma gücü dikkate alınarak $41.595 olup bu gelir Avrupa Birliği ortalamasının altındadır.[7] Kıbrıs, yüksek potansiyelli bir altyapıya sahip olmasından dolayı[166] denizaşırı işletmeler için yatırım bölgesi olarak görülmektedir.[167] Kıbrıs hükûmetinin ekonomi politikası, daha çok Avrupa Birliği'nin kriterlerini karşılama yönlü ilerlemektedir.[168] Avrupa Birliği'ne katılımın gereği olarak yeni üye ülkeler ile birlikte 1 Ocak 2008 tarihinde Avro ekonomik bölgesine dahil oldu.[115] Son yıllarda, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Mısır hükûmetleri[169] arasında petrol arama görüşmeleri başladı.[170] Bununla doğru orantılı olarak geçen senelerde Mısır ve Lübnan'la deniz bölgesinde[169] petrol ve doğalgaz yataklarından istifade edilecek[170] "münhasır ekonomik bölgeleri" belirleyecek bir tür anlaşmalar imzaladı.[28] Özellikle Kıbrıs ve Lübnan, önemli miktarda petrol ve doğal gaz yatakları olduğuna inandıklarını açıklamalarında belirtti.[28] Ancak Türk Deniz Kuvvetleri, adanın kuzeyinde fiili bir yönetim bulunması gerekçesiyle[171] petrol aramalarına izin vermedi.[172] Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bölge üzerinde petrol aramalarına şiddetle karşı çıkmakta[173] ve Ağustos 2007 tarihinde adanın kuzeyinde petrol aramak[174] için kendi hükûmetlerine bağlı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına yetki verdi.[174]
1959 tarihli Zürih-Londra Antlaşması'na göre tüm adanın doğal zenginliklerine Kıbrıs Türkleri de ortaktır ve bu nedenle bu anlaşmanın garantörü (koruyucusu) olarak Türkiye petrol kaynaklarını Rum kesiminin tek başına kullanmasına izin vermemektedir.[kaynak belirtilmeli]
Ülkenin 2023 yılında satın alma gücü paritesine göre gayrisafi millî hasılası ise $37,27 milyar olmuştur.[7] 2008 tarihinde IMF tarafında dünyanın gelişmiş ekonomiye sahip 32 ülkesinden biri olarak gösterildi.[175] Aynı zamanda IMF verilerine göre[175] 2009 finansal krizinde sürekli büyüme içerisinde olacak tek gelişmiş ekonomi olacağı belirtildi.[176] Eurostat'ın Haziran 2009 tarihinde açıkladığı rapora göre[177] Kıbrıs'taki verginin gayrisafi yurt içi hasılaya genel oranı, 2006 oranlarına göre %5 artış göstererek %41,6 oldu.[178] İşsizlik oranı ise Mayıs 2009'a göre %5,3'tür.[179] Nisan 2009 tarihinde bu oran %5,1 idi.[180] Erkeklerde oran %5,2 iken bayanlarda ise %5,4 civarındadır.[179] 2009'un ilk çeyreğinde Eurozone'un Gayrisafi Yurt Hâsıla Endeksi olumlu olan tek EMU ülkesi Kıbrıs Cumhuriyeti oldu.[181] 2008'in dördüncü çeyreğiyle karşılaştırıldığında 2009'un ilk çeyreğinde oran değişmezken senelik esasta %1,5 oranında arttı.[181] Adanın kuzeyindeki de facto yönetim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kişi başına düşen millî geliri ise 2008 verilerine göre $15,984'tür.[182] 2007'de ise $14,047 idi.[183]
^"Kıbrıs Belgeleri: 1959 Londra Antlaşmaları". Belge.net. 7 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2009. 19 Şubat 1959'da Londra'da imza edilen Zürih Antlaşması ve diğer belgeler, Kıbrıs konusundaki temel belgeleri oluşturmaktadır.
^abcHasgüler, Mehmet (Şubat 2007). a.g.e 44. sayfa. Kaynak hatası:Geçersiz <ref> etiketi: "hasguler44" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: Kaynak gösterme)
^abcAydoğdu, Ahmet (2005). Kıbrıs Sorunu çözüm arayışları, 448. sayfa, Asil Yayın Dağıtım, ISBN 975-98443-2-X.
^abcdSimón Duke, United States military forces and installations in Europe, Stockholm International Peace Research Institute, Oxford University Press, 1989, ISBN 0-19-829132-9, p. 274. (Turkey's occupation of Cyprus...)
^abCouncil of Europe, Parliamentary Assembly, Official Report of Debates, p. 212. (Cyprus is.....under Turkish military occupation.)
^ab"Country Profile: Climate" (İngilizce). Official Website of the Embassy of the Republic of Cyprus in Washington D.C. 28 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2006.
^Monuments and Sites Cyprus, Cyprus; National Committee of ICOMOS, 1996, s.3'5.
^abcFlint, P., & Stewart, P., The Birds of Cyprus, 2nd edition, British Ornithologists Union, Dorchester; Henry Ling Ltd.& Dorset Press, 1992.
^abNorth Cyprus Almanack, s.83-86; Monuments and Cites,s.3-5; Osmanlı İdaresinde Kıbrıs, s.3-4.
^Uyar, Hakkı. "Kıbrıs'taki İngiliz Üsleri"(PDF). E. Dokuz Eylül Üniversitesi. 21 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi(PDF). Erişim tarihi: 21 Haziran 2009.
^Şimşir, Bilal N. (Mart-Nisan-Mayıs 2001). "Ermeni Gailesinin Tarihsel Kökeni Üzerine". Ermeni Araştırmaları Dergisi, Sayı 1. Ermeni Araştırmaları Enstitüsü. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2009.
^"British Rule". U.S. Library of Congress (İngilizce). countrystudies.us. 3 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2009.
^Hasgüler, Mehmet. Kıbrıs'ta Enosis ve Taksim Politikalarının Sonu; 231. sayfa, Alfa Yayınları, Şubat 2007, ISBN 975-297-836-3.
^abcdKızılyürek, Niyazi (2009). "Daha önceleri neredeydiniz?" - Dünden bugüne Kıbrıs müzakereleri. İstanbul: Birikim Yayınları. ss. 16. sayfa. ISBN 978-975-516-041-2.
^Ismail Bozkurt, Hüseyin Mehmet Ateşin, (1999). Second International Congress for Cyprus Studies: 262. sayfa., Eastern Mediterranean University (Doğu Akdeniz Üniversitesi).
^ab"Cyprus Constitution" (İngilizce). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Mahkemeleri. 6 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2008.
^abc"Cyprus Economy". Republic of Cyprus (İngilizce). www.cyprus.gov.cy. 23 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2007.
^Hadjisavvas, S. (2015). "Perishing Heritage: The Case of the Occupied Part of Cyprus". Journal of Eastern Mediterranean Archaeology & Heritage Studies. 3 (2). ss. 128-140. doi:10.5325/jeasmedarcherstu.3.2.0128. JSTOR10.5325/jeasmedarcherstu.3.2.0128. "the deliberate destruction of [Greek] heritage as an instrument toward the obliteration of an identity of a people in the framework of ethnic cleansing."
^Chechi, Alessandro (2014). "Sacred heritage in Cyprus: bolstering protection through the implementation of international law standards and the adoption of an object-oriented approach". Benzo, Andrea; Ferrari, Silvio (Ed.). Between Cultural Diversity and Common Heritage: Legal and Religious Perspectives on the Sacred Places of the Mediterranean. Routledge. ss. 314-316.
(İngilizce) O'Malley, Brendan and Ian Craig. The Cyprus Conspiracy, I.B. Tauris, 1999 ISBN 1-86064-737-5.
(İngilizce) Palley, Claire. An International Relations Debacle: The UN Secretary-General's Mission of Good Offices in Cyprus, 1999-2004, Hart Publishing, 2005, ISBN 1-84113-578-X.
(İngilizce) Papadakis, Yiannis. Echoes from the Dead Zone: Across the Cyprus Divide, I.B. Tauris, 2005, ISBN 1-85043-428-X.
(İngilizce) Plumer, Aytug. Cyprus, 1963-64: The Fateful Years, Cyrep (Lefkoşa), 2003, ISBN 975-6912-18-9.
(İngilizce) Richmond, Oliver. Mediating in Cyprus, Frank Cass, 1998, ISBN 0-7146-4431-5.
(İngilizce) Richmond, Oliver ve James Ker-Lindsay. The Work of the UN in Cyprus: Promoting Peace and Development, Palgrave Macmillan, 2001, ISBN 0-333-91271-3.
(İngilizce) Tocci, Nathalie. EU Accession Dynamics and Conflict Resolution: Catalysing Peace or Consolidating Partition in Cyprus?, Ashgate, 2004, ISBN 0-7546-4310-7.
(İngilizce) Anastasiou, Harry. Broken Olive Branch: Nationalism Ethnic Conflict and the Quest for Peace in Cyprus, Syracuse University Press, 2008, ISBN 0-8156-3196-0.
(Türkçe) Plümer, Aytuğ. Kıbrıs Ekonomi Tarihi: Sarsıntılı Bir Devrin Anatomisi (1960-1974), Rüstem Kitabevi, Lefkoşa, 2008, ISBN 978-9944-968-21-8.
(Türkçe) Sarınay, Yusuf (Proje yöneticisi). Osmanlı İdaresinde Kıbrıs (Nüfusu-Arazi Dağılımı ve Türk Vakıfları), T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 2000, ISBN 975-19-2592-4.
(Türkçe) Olgun, Aydın. Dünden Bugüne Kıbrıs Sorunu, Kastaş Yayınları, Ocak 1999, ISBN 975-7639-66-X.