Yemen ekonomisi, önemli ölçüde petrol üretimi ve tarım üzerine dayalıdır. Petrol üretimi gayri safi yurt içi hasılanın büyük bir kısmını oluşturmasına rağmen hala gelişmemiş durumdadır.[12] Tarım, ülkenin en büyük ihracat sektörüdür ve buğday, mısır, şeker pancarı, kavun ve pamuk gibi ürünler üretilir. Tarihsel olarak Yemen bir tarım ülkesiydi, ancak tarım ihracatı deniz yollarının ve limanlarının aktifliğine bağlıydı. Ayrıca turizm, ticaret ve hizmet gibi diğer sektörler de ekonomiye önemli katkılarda bulunmaktadır. Fakat ülkenin son yıllarda yaşadığı savaş, iç karışıklık, açlık ve göç gibi sıkıntılar nedeniyle ekonomik büyüme hızı aşırı şekilde yavaşlamıştır. Sürdürülebilir kalkınmanın önündeki ciddi yapısal engeller olması dolayısıyla gelişmekte olanaz gelişmiş ülke statüsünde[13][14] olan Yemen, 2020 yılı için dünyadaki en kırılgan ülkeler listesinde birinci sırada yer almaktadır.[15] 2019 yılında Birleşmiş Milletler, Yemen'de yaklaşık 24 milyon yani nüfusun %85'i insani yardıma ihtiyaç duymaktadır.[16]Küresel Açlık Endeksinde Yemen ikinci ve Afrika hariç tüm ülkeler arasında en düşük insani gelişme endeksine sahiptir.[15]
Yemen, antik dönemin en eski medeniyetlerinden biri olarak kabul edilir. Antik Çağlarda, Yemen'de Sabalar yaşamaktaydı.[17][18][19][20] Daha sonra MS 275'te Himyar Krallığı, Yahudilik inancından etkilendi.[21] Ardından Hristiyanlık, Yemen'e dördüncü yüzyılda geldi. İslam yedinci yüzyılda hızla yayıldı. Müslüman Yemen askerleri İslam'ın ilk fetihlerinde çok önemli oldular.[22] Dokuzuncu ve onaltıncı yüzyıllar arasında Resûlîler, Kasîmiler gibi birçok hanedan ortaya çıktı.[23] Ülke 1800'lerde Osmanlı İmparatorluğu ile Birleşik Krallık arasında ikiye bölündü. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı yönetimindeki Kuzey Yemen bölgesinde İmam Yahya önderliğinde bağımsız kalarak Yemen Zeydi Emirliği kuruldu. Zeydi imamlar bütün Yemen'i ele geçirmek için Birleşik Krallık ile çeşitli çatışmalara girdi. 1962 yılında imamların baskıcı yönetimine karşı darbe ile krallık yıkılarak Yemen Arap Cumhuriyeti kuruldu. Güney Yemen, başta Aden Kolonisi olmak üzere çeşitli idari yönetimlerle yönetilirken çeşitli isyanlar sonucunda Birleşik Krallık bölgeden çekildi ve 1967 yılında Güney Yemen'de Marksist-Leninist bir devlet kuruldu. İki Yemen devleti 1990 yılında modern Yemen Cumhuriyeti'ni oluşturmak için birleştiler. İlk cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, 2012 yılında Arap Baharı sırasında ortaya çıkan protestolar yüzünden istifa etti.[24][25]
Yemen, 2011 yılından bu yana yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk yanı sıra eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in anayasayı değiştirme ve cumhurbaşkanlığı süresi sınırını kaldırma planına karşı sokak gösterileriyle başlayan bir siyasi kriz içerisindedir.[26] Protestoların büyümesiyle birlikte Salih görevi bırakarak Suudi Arabistan'a sığındı. Salih'in istifasından sonra yapılan seçimde %99.8 oy ile cumhurbaşkanı yardımcısı Abdurabbu Mansur el-Hadi yeni cumhurbaşkanı oldu. Seçimde tek adayın olması ve Hadi'nin eski rejimle bağlantısı olması dolayısıyla, kuzeyde ŞiiliğinZeydi koluna mensup Husiler ve güneyde SünniGüney Hareketi seçimi boykot etme çağrısı yapmışlardır. Eski rejimin büyük oranda kendin koruması sonucu kuzey ve güneydeki hareketler 2014 yılının Ağustos ayında patlama noktasına gelmiş ve 18 Ağustos'ta Husiler hükûmetin petrol fiyatlarını yükseltmesini sebep göstererek darbe yaptı.[27] Darbenin ardından İran destekli Husilerin ülkeyi tamamen ele geçirmesinden korkan Suudi Arabistan'ın başını çektiği koalisyon Yemen'e müdahalede bulundu.[28] Böylece Yemen İç Savaşı başlamış oldu. İç Savaşın başından beri birkaç taraf bulunmaktadır. Bunlar: kuzey, doğu ve merkez bölgelerinde etkili Cumhurbaşkanlığı Liderlik KonseyiYemen Bakanlar Kurulu, kuzeybatı bölgesinde etkili Husi-Yüksek Siyasi Konsey, güney bölgesinde etkili Güney Geçiş Konseyi.[29][30][31][32][33] 2021 yılı itibarıyla iç savaşta toplamda 377 binden fazla insan öldü.[34]Yemen ablukası nedeniyle 2016 yılı itibarıyla kıtlık başlamıştır.[35] Yemen nüfusunun 17 milyonunun risk altında olduğu tahmin edilmektedir.[36][37][38] Yemen'de, su altyapısının işlemez hale gelmesi nedeniyle, modern tarihin en büyük ve en hızlı kolera salgını ortaya çıkmıştır. Aralık 2020 yılında şüpheli vakalar 2.510.806, ölü sayısı ise 3.981 olmuştur.[39] Süren siyasi kriz ve çatışma, Yemen'deki insani durumun dramatik bir şekilde kötüleşmesine yol açtığı için yaygın olarak eleştirilmektedir ve bazıları bu durumunun insani bir felaket seviyesine ulaştığını hatta bu durumu bir soykırım olarak nitelendirmektedir.
Yemen'in etimolojisi hakkında çeşitli kaynaklar bulunmaktadır. Yamnat terimi Eski Güney Arabistan yazıtlarında ikinci Himyerî kralı II. Şammar Yahriş'in unvanında geçmektedir. Bu terim muhtemelen Aden ile Hadramut arasındaki kıyı şeridini mütekabil gelmektedir.[40][41] Tarihî olarak Yemen, Suudi Arabistan'daki Kuzey Asir'den Umman'ın güneyindeki Zufar'a kadar uzanan daha geniş bir bölgeyi kapsıyordu. Bu bölge Büyük Yemen olarak adlandırılır.[42][43]
Yemen, İslâm coğrafyacılarına göre dünyanın merkezi kabul edilen Mekke’nin doğusuna doğru dönüldüğünde Kâbe’nin güneyinde, yani haritaya göre sağında kaldığı için el-yamin (Arapça: اليمين) isminden türediği iddia edilmektedir.[44][45][46] Diğer kaynaklarda Yemen'in saadet veya kutsanmış anlamına gelen yamn veya yumn kökünden geldiği iddia edilmektedir.[47][48]
Arabistan'ın geri kalanına Arabia Deserta (Türkçe:Issız Arabistan) denir iken, Yemen Helenistik Yunanlar tarafından Arabia Eudaimon (Grekçe:Εὐδαίμων Ἀραβία,romanize:Evdaímon Aravía) Romalı coğrafyacılar tarafından, Arabia Felix (Türkçe: Bereketli/Talihli Arabistan) Araplar tarafından Yemen es-Sa'id (Arapça: اليمن السعيد, Türkçe: Mutlu Yemen) olarak adlandırılmaktaydı.[49] Latin ve Yunanlar antik Yemen'den Hindistan olarak bahsetmişlerdir. Bunun nedeni Perslerin Güney Arabistan'la temas kurduklarında Habeşilere ve diğer koyu tenli halklara Hint demesinden kaynaklanmıştır.[50][51]
Yemen’de hüküm süren en eski devletlerden Ma'in devleti günümüz Yemen topraklarının kuzey bölgeleri ile Hicaz, Fedek ve Teymâ sınırlarına kadar olan bölgede hüküm sürmüştür.[45] MÖ 1400-650 yılları arasında Yemen’de hüküm süren Main krallığının merkezi San'a’nın doğusunda harabeleri bulunan Main şehriydi.[52]
Bölgenin en eski devletlerinden biri de Sebe’nin güneyindeki Beycân (Baihan) vadisini içeren Yemen'in orta bölümünde hüküm sürmüş Kataban Krallığı'dır. Başşehri Timna olan Kataban krallığının MÖ 8. yüzyılda kurulduğu tahmin edilmektedir. MÖ 100 yılı civarında tahrip edilen Timna şehrinin harabeleri günümüze kadar ulaşabilmiştir. Yemen'de hüküm süren önemli küçük krallıklardan birisi de Evsan Krallığı'ydı. Merha vadisinde Aden Körfezi kıyılarında hüküm süren, Helen kültüründen etkilenen Evsan Devleti bilinmeyen bir dönemde bölgenin en nüfuzlu devleti haline gelerek Doğu Afrika kıyılarını da etkisi altına aldı. MÖ 7. yüzyılda Saba hükümdarı Mükarrib tarafından bu krallığa son verildi. MÖ 1500 yıllarında Yemen'in Hadramut bölgesine geldiği tahmin edilen Hadramutlular başşehri Sabata olan bir devlet kurdular. Daha sonra Sebe Devleti’nin hâkimiyetine giren Hadramut Krallığı, Sebe zayıflayınca bağımsızlığını tekrar kazandı.[45]
Antik dönem Yemen tarihinin en önemli krallığı Sebe Devleti olup başşehri Marib’di. Komşu Main, Kataban ve Hadramut krallıklarını egemenliği altına alan Sebe devleti, MÖ 115 yılında Himyar Krallığı tarafından ortadan kaldırıldı. Başşehri, Zafar olan Himyeri Krallığı 525 yılına kadar günümüz Yemen topraklarında hüküm sürdü. Himyerilerin son hükümdarı Zu Navas, Yahudiliği kabul ederek bu dini devletin resmi dini haline getirdiği gibi Hristiyanları da Yahudiliği kabul etmeye zorladı. 523’te ele geçirdiği Necran (Najran)’daki Hristiyanlara yapılan katliam üzerine Hristiyan Habeş Aksum Kralı Kaleb, Bizans imparatoruyla anlaşıp Yemen'e bir ordu gönderdi. 525 yılında Yemen'e gelen Habeş ordusu Zu Navas'ı mağlup ederek Himyar Krallığı'na son verdi. Bu tarihten sonra Yemen bir süre Habeş valileri tarafından idare edilmiş olup, bu valilerden birisi olan Ebrehe, Kabe'yi yıkmak için Mekke'ye bir saldırı düzenledi. 570 yılından itibaren Yemen'de Sasani hâkimiyeti başladı ve bölgedeki Sasani egemenliği 630 yılında İslam ordularının bölgeye gelmesine kadar sürdü.
İslam Peygamberi Muhammed'in 629 yılından itibaren yerel Himyeri meliklerine İslâm'a davet mektupları göndermesi Yemen’de İslâmlaşma sürecini hızlandırdı. Sasaniler’in Yemen valisi Bâzân'ın İslâmiyet'i benimsemesiyle birlikte San’a halkı ve Ebnâlar da (İranlı askerlerle Yemenli kadınların evlenmesiyle ortaya çıkan ve Ebna olarak adlandırılan halk) İslâm'a girdi (628-631). Ali, Muhammed tarafından Aralık 631'de Yemen seferine gönderildi. Bu sırada Yemen'den gelen heyetlerle yapılan anlaşma ile İslâm devletinin hâkimiyetini kabul ettiler. Ebu Bekir döneminden itibaren San’a, Cened, Hadramut'un bir kısmı olmak üzere üç bölgeye ayrılan Yemen, halifenin tayin ettiği valiler tarafından yönetildi. Bazı bölgeler ise Himyer ve Hemdân gibi kabilelerin yönetimindeydi.[45]
Yemen toprakları, 683-692 yılları arasında Hicaz'da halifeliğini ilan eden Bâzân'ın hakimiyetine geçtikten sonra yeniden Emevi egemenliğine geçti. Hadramut Kadısı İmam Abdullah Harici İbazileri'nin desteğiyle Emeviler'e başkaldırdı ve halifeliğini ilan etti. Hadramut'un ardından 746 yılında San’a'yı da ele geçirdi. II. Mervan tarafından 748'de Yemen'deki isyan bastırılarak Emevi hâkimiyeti yeniden sağlandı.[45]
Abbasiler döneminde Yemen'de İslâm kültürünün giderek yayılması sonucunda San’a, Zemâr, Cened ve Sa’de birer ilim merkezi haline geldi. Yemen'de, Abbasiler döneminde Tihâme bölgesinde çıkan isyanlar üzerine istikrar bozuldu. Halife Memun'un kumandanlarından Muhammed b. Abdullah b. Ziyâd'ı ordusunun başında vali olarak bölgeye gönderdi. 818 yılında merkezi yönetimden ayrı olarak Hadramut'tan sahildeki Aden'e kadar uzanan ve başşehri Zebid olan Ziyadiler hanedanını kurdu. Abbasilerin Yemen'in bazı bölgelerindeki hakimiyeti 897 yılına kadar devam etti. Zebid'de hüküm süren Ziyâdiler'in son dönemlerinde yönetim Habeşli vezirlerin eline geçti. Mercan adlı vezirin kölelerinden Necâh bütün rakiplerini bertaraf ederek 1022'de kendi hanedanını kurdu. Şafii mezhebine mensup olan Necâh aynı dönemde bölgede hüküm süren Suleyhiler'le mücadeleye girdi. Necâhi hanedanı, Mehdi Emiri Ali bin Mehdi'nin 1058 yılında Zebid'i ele geçirmesiyle yıkıldı. Mehdi Emirliği'nin Tihama bölgesindeki hakimiyeti Eyyübiler tarafından 1174 tarihinde sona erdirildi.
Himyeri hanedanlığından gelen ve Şibam merkezli Emir Ya’fur 847’de bölgeyi ele geçirerek kuzeyde Sa’da, güneyde Taiz arasında Ya’furi hanedanını kurdu. Daha sonra San’a’nın ele geçirilmesiyle hanedanın merkezi buraya taşındı. 872 yılında hanedanlık merkezi Şibam’a taşındı. Bölge ileri gelenlerinin davetiyle 897’de Zeydi imâmetini tesis etmek üzere Sa’de’ye gelen Zeydiler’den İmam Hâdi 901 yılında San’a’yı ele geçirdiyse de Ya’furiler ertesi yıl şehri geri aldılar. İmam Hâdi, Sa’dah’a çekilmek zorunda kaldı. İmam Hâdi-İlelhak Yahyâ bin Hüseyin’in 897’de Sa’dah’a gelip bazı kesintilerle birlikte hâkimiyetini 1962 yılına kadar devam ettiren ve güçlü dönemlerinde Yemen’in tamamına hükmeden Zeydi İmamlığı’nı kurması Yemen tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı sayılır. Sa’de ve çevresinde egemenliğini sürdüren Yahyâ bin Hüseyin’in oğulları döneminde pek çok Yemen kabilesi Zeydiler’e tâbi oldu. Ebu Hasan Esad’ın 944'te vefatı üzerine aile içi mücadeleler sonucunda Ya’furiler’in bölgedeki hâkimiyeti zayıflamaya başladı. Abdullah’ın 997’de vefatının ardından tabi bir hanedan olarak ancak dört yıl kadar ayakta kalabilen Ya’furiler’in hakimiyeti Abdullah’ın oğlu Es’ad (II) döneminde 1001’de sona erdi.
1047 yılında Yemen’de Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed es-Suleyhi tarafından İsmaili Şiiliğine mensup Suleyhi hânedanı kuruldu. Komşu hânedanlara karşı başarılar kazandılar. San’a’yı egemenliği altına alan ve burayı başşehir yapan Ali b. Muhammed 1060'ta Zebid’i ele geçirdi. Daha sonra 1087 yılında hanedanlığın başşehri Jibla’ya taşındı. Süleyhiler Fatımiler’in desteğiyle Yemen’in birliğini sağladı. Kraliçe Erva’nın, 1138 yılında ölümüyle Süleyhi hanedanlığı sona erdi. San’a ve çevresi, 1098 yılında bölgeyi Suleyhiler’e bağlı olarak yöneten Hemdâniler’den Hâtim bin el-Gaşim’in egemenliğine geçti. Hemdâni kabilesine mensup üç aile, Eyyubiler’in Yemen’de idareyi ele almasına kadar bölgede egemenliğini sürdürdü.
Eyyubi egemenliği, Resuliler, Zeydiler ve Tahiriler
Eyyubi sultanı Selahaddin Eyyubi, birbirleriyle mücadele eden küçük hânedanların idaresindeki Yemen’e kardeşi Turan Şah’ı 1174'te gönderdi. Turan Şah kısa süre içerisinde Hemdâniler, Mehdiler ve Züreyiler’e karşı başarı sağladı, onların elindeki toprakları Eyyubi hâkimiyeti altına aldı. Ancak kuzey Yemen’deki Zeydiler’in hakimiyetindeki bölgelerin ele geçirilmesinde başarısız oldu. Eyyubi hâkimiyetinin zayıflamasıyla İmam Abdullah 1199’da San’a ve Dhamar’ı ele geçirdi. Zeydilerin iki rakip imam arasında bölünmesi üzerine Eyyubiler’in harekâtı sonucu Zeydilerle 1219 tarihinde anlaşma imzalandı. Mesut Yusuf’un 1229’da ölümüyle Eyyubiler’in Yemen egemenliği sona erdi ve hâkimiyet Resuliler’e geçti.
Eyyubiler’in hizmetinde bulunan ve onların ordusu içinde 1223 yılında Yemen’e gelen Oğuz kökenli Ömer bin Resul, atabeg sıfatıyla Yemen hâkimiyetini üstlendi ve 1235'te bağımsızlığını ilan ederek Yemen’de iki yüzyıldan fazla süren Sünni Resuliler hanedanlığını kurdu. Hakimiyet alanını Mekke’den Zufar valiliğine kadar genişletti. Ömer bin Resul’un yeğeni tarafından öldürülmesinden sonraki dönemde hanedanlık Zeydiler’in saldırılarına maruz kaldı. Bölgede hakimiyeti yeniden ele geçiren Resuliler, Taiz ve Zebid’i hanedanlığın merkezi yaptı. Nâsır Ahmed’in 1424'te ölümünden sonra veba salgını ve iç karışıklıklar sonrasında hanedanlık, Tahiriler tarafından 1454 yılında ortadan kaldırıldı.
Tâhiriler Rada Bölgesinden yerli Yemen kökenli bir aile olup, Resuliler’in hizmetinde bulunmuşlardı. Resulilerin çöküşüyle birlikte Tahirilerin bölgedeki gücü artmaya başladı. Tahiriler’den Amir ve Ali adındaki iki kardeş önce Lahic, 1454'te Aden'i ele geçirerek Resuli hanedanını ortadan kaldırdılar. Zebid, Aden, Yafrus, Rada ve Juban ile Tihame bölgesinde egemenlik kurdular. Kuzey bölgelerinde egemenlik kuran Zeydi imamlığıyla mücadeleye girdiler. Sonraki dönemlerde Şihr ve Hadramut hanedanlığın egemenliğine geçti. II. Amir döneminde Yemen’in kuzeyindeki Zeydilerin topraklarına ilerleyiş sürdürüldü ve 1504'te San'a'yı ele geçirdiler ve böylece Yemen’in büyük kısmına hakim oldular. 16. yüzyıl başlarından itibaren Aden’in önemini fark eden Portekizlilerin tehdidiyle karşı karşıya kaldılar. 1507’de Portekizliler Aden karşısındaki Sokotra adasını işgal ettiler. Kızıldeniz’deki Portekiz varlığından rahatsız olan Memluk sultanlığı bölgeye donanma gönderdi. Tahirilerin Memluk donanmasına yardımda bulunmaması Tahiri-Melük ilişkilerinin bozulmasına yol açtı. Memlukler Zeydiler’in ve Yemenli yerel kabilelerinin desteğini de alarak 1517 yılında Zebid yakınlarında yapılan savaşta Tahiri ordularını yenilgiye uğratarak Yemen’in büyük kısmını ele geçirdiler. Ancak aynı yıl içerisinde Memlük Sultanlığı’nın Osmanlılar tarafından yıkılmasının ardından Tâhiriler’den Amir bin Davud 1521’de Aden’de yönetimi ele geçirdi ve 1538 yılına kadar burada egemenliğini sürdürdü.
Modern dönem
1. dönem Osmanlı hâkimiyeti
Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nda faaliyet gösteren Portekizliler’e karşı mücadeleye giren Osmanlılar, stratejik önem taşıyan Aden’i 1538’de Hadım Süleyman Paşa tarafından alarak Tâhiriler hânedanlığına son verdi.[45] Osmanlılar Zebid ve Aden arasında kalan bölgeyi içeren Yemen Eyaleti’ni oluşturdular. Zeydilerle uzun süren mücadeleler sonucunda Osmanlı güçleri önce Taiz’i, 1547 yılında da San'a’yı ele geçirdi. Zal Mahmud Paşa’nın (1560-1565) beylerbeyliği döneminde yönetimden hoşlanmayan Zeydiler’in eşkıyalık hareketlerine başlaması yüzünden eyalette yönetim kötüye gitti. Mahmud Paşa, eyaletin merkezini San'a’dan Taiz’e taşıdı. Zeydi isyanları da giderek yayılmaya başladı.[53] 1568’de İmam Mutahhar öncülüğündeki Zeydi isyanı sonucunda San'a Zeydilerin eline geçti. Bunun sonucunda Yemen Osmanlı hâkimiyeti Zebid ve Tihâme bölgesi hariç dar bir bölgeye sıkıştı. Yemen isyanlarını bastırmak üzere bölgeye gönderilen Habeş Beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu önce Taiz’i ele geçirdi. Kahiriye Kalesi 1569'da ele geçirilmesi üzerine Mutahhar’ın ordusu geri çekildi. Daha sonrasında Aden ele geçirildi. Sinan Paşa, San'a şehrinin kilidi durumundaki Kevkebân’ın uzun bir kuşatmanın ardından alınması üzerine Mutahhar 1572’de Sa’de’ye çekilmek zorunda kaldı ve Yemen’de Osmanlı kontrolü yeniden sağlandı. İmam Müeyyed liderliğindeki Zeydiler, San’a’nın kuzey kesimini ele geçirdiler. İmam Müeyyed kuvvetleri San'a ve Taizi kuşattı ve 1629'da iki şehri de ele geçirdiler. Daha sonraki yıllarda Zebid ile 1635 yılında Muha’nın düşmesiyle Osmanlı ordusunun çekilmesinin ardından Yemen’de Kasımiler dönemi başladı.[53]
Birleşik Krallık'ın 1839 yılında Aden'i ele geçirmesi ve Kızıldeniz'i kontrolü alması üzerine Osmanlı İmparatorluğu 19. yüzyılın ortalarından itibaren tekrardan Yemen'le ilgilenmeye başladı. İki asırlık bir aradan sonra 1849'da Tihame'yi tekrar ele geçirdiler.[54] Ardından Osmanlı kuvvetleri Hudeyde'yi ele geçirdikten sonra San'a üzerine hareket etse de şehri ele geçiremedi.[55] Yemenli tüccarlar Osmanlı'nın dönüşünün ticaretlerini geliştireceğini biliyordu, çünkü Yemen Osmanlı pazarına açılacaktı.[56] 1869'da Süveyş Kanalı'nın açılması Osmanlı'nın Yemen'de kalma kararını güçlendirdi.[57] Zeydi imamları arasında çıkan karışıklık sonrasında 1871 tarihinde Yemen valisi tayin edilmiş Ahmed Muhtar Paşa 1872 yılında San'a'yı alarak Osmanlı idarisini yeniden kurdu. San'a, Yemen Vilayeti'nin idari merkezi oldu.
Osmanlı İmparatorluğu önceki deneyimlerinden ders almış ve dağlık bölgelerdeki kabile reislerinin güçlerini kırmaya çalışmıştır. Hatta Yemen halkını sekülerleştirmeye çalışırken, Yemen Yahudileri, Yemen milliyetçisi safına geçmeye başladılar.[58] Osmanlı, isyancı reisleri affederek ve onları idari görevlere atayarak kabileleri yatıştırdı. Böylece dağlık bölgelerde yeniden kontrol sağlandı. Vilayetin refahını artırmak için bir dizi reform yaptılar. Ancak Yemen'e memurlar genellikle sürgün olarak gittikleri için yolsuzluk yaygındı.[59]Tanzimat reformları Zeydi kabileler tarafından sapkınlık olarak görülüyordu. 1876'da Haşid ve Bakil kabileleri Osmanlı'ya karşı ayaklandı. Ayaklanmayı sona erdirmek için kabileleri hediyelerle yatıştırmak zorunda kaldı.[60] Kabile reislerini yatıştırmak zordu ve sonu gelmeyen bir şiddet döngüsü Osmanlı'nın bölgeyi sakinleştirmesini imkansız hal e getiriyordu. Ahmet İzzet Paşa, Osmanlı'nın dağlık bölgeleri boşaltıp Zeydi kabilelere karşı sürekli askeri operasyonlar yapmak zorunda kalmayıp Tihame'yle yetinmesini önerdi.[61]
Kuzey aşiretleri 1890'dan itibaren Kasımîlerin devamı olan Hamideddin hanedanı liderliğinde birleşti. İmam Yahya 1904 yılında bir isyan başlattı. İsyan Osmanlı yönetimine büyük zararlar verdi.[62] Asir’de Şeyh İdrisi’nin başlattığı isyan 1911’de İmam Yahya’nın büyüyen isyanıyla yeniden alevlenince Osmanlı yöneticilerinin Yemen meselesini çözmek üzere 1911’de Ahmed İzzet Paşa, Yemen’e gelerek San’a kuşatmasını kaldırdı ve İmam Yahya ile 13 Ekim 1911’de Da'an Anlaşması yaparak isyanlara son verdi. Yapılan antlaşmayla Osmanlı Sünni halkın yaşadığı bölgelerde denetimini devam ettirirken, San’a dahil Zeydilerin yaşadığı bölgeler İmam Yahya’nın denetimine bırakıldı. 1904-1911 yılları arasındaki isyanlar Osmanlı'ya 10 bin civarı askere ve yılda 500 bin sterline mal oldu.[63] Yemen’de Osmanlı hâkimiyeti Mondros Mütarekesi’nin ardından fiilen sona erdi ve Osmanlı güçleri Hudeyde’de İngilizler’e teslim oldu. Yemen, Lozan Antlaşması sonucunda hukuken Osmanlı toprağı olmaktan çıktı.[53]
İmam Yahya Hamideddin el-Mütevekkil 1911'de imzalanan Da'an Mukavelesi'ne göre kuzey dağlık bölgelerini tartışmasız şekilde yönetiyordu. Osmanlı'nın 1918'de Mondros Mütarekesi gereği çekilmesinden sonra İmam Yahya San'a'ya girerek Yemen'in bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlığından sonra Kasîmi Devleti döneminden kalma Asir'den Zufar'a uzanan Büyük Yemen idealini gerçekleştirmek için Aden'i himayesine almış olan Birleşik Krallık, İdrisîler ve Suudiler ile karşı karşıya geldi.[64] İlk olarak Osmanlı İmparatorluğu ve Birleşik Krallık arasında kararlaştırılmış Yemen'i kuzey ve güney olarak ikiye bölen Menekşe Hattı'nı Yemen'i işgal eden iki yabancı devlet arasında yapıldığı gerekçesiyle tanımadığını ilan etti.[65][66] 1919 yılında İmam Yahya İngiliz himayesindeki bölgeleri ele geçirmek için güneye doğru harekete geçti. İngilizler saldırıyı savuşturduktan sonra el-Hudeyde'ye ilerleyerek orayı işgal etti. Ardından el-Hudeyde'yi İdrisîlere teslim ettiler.[67] 1922 yılında İmam Yahya tekrardan güneye doğru hareket etti. İngilizler bu sefer bombalayarak karşılık verdi.[54]
1925 yılında el-Hudeyde İdrisîlerden geri alındı. İmam'ın birlikleri İdrisîleri Asir'e kadar takip etti ve İdrisîleri onların vasalı olmayı teklif etmeye zorladı.[68] İmam Yahya, İdrisîlerin Fas kökenli olduğu gerekçesiyle bu teklifi reddetti.[69] 1927 yılında İmam Yahya bir kez daha güneye doğru hareket etti. Aden'e 50 km kalmış iken İngilizler tarafından beş gün gün boyunca bombaladı. Sadece top ve tüfeğe sahip olan Yemen aşiretleri karşılık veremeyerek geri çekildi.[54]Ali Nasır el-Kardey önderliğindeki aşiret birlikleri Şebve'yi ele geçirse de İngilizler tarafından bombalanınca geri çekildi.
İtalya Krallığı, 1926'da İmam Yahya'yı Yemen kralı olarak tanıyan ilk ülke oldu. Bu durum, İmam Yahya'nın Aden himayesi ve Asir'i de kapsayan Büyük Yemen üzerindeki egemenlik iddiasının tanınması olarak yorumlayan İngilizler için büyük bir endişe yarattı.[70] İdrisîler, İmam Yahya'nın baskısı yüzünden İbn Suud'dan koruma talep etti fakat 1932 yılında İdrisîler anlaşmayı bozarak otoritelerini sarsan ve bu bölgeleri kendi ülkesine katma arzusunu dile getiren İbn Suud'a karşı yardım istemek için İmam Yahya'ya gittiler.[71] Aynı yıl, İbn Suud'u Hicaz'dan çıkarıp Hicaz'da yeniden bir devlet kurmayı planlayan bir grup Hicazlı liberal Yemen'e kaçtı. İmam Yahya İdrisîlere egemenliğinin geri verilmesini talep etti.[72] İbn Suud yardım için başvurduğu Birleşik Krallık yüklü miktarda silah ve uçak gönderdi.[73] 1933'te İbn Suud İdrisî isyanını bastırdı ve ardından İdrisîler Yemen'e kaçtı. İmam Yahya ile İbn Suud arasındaki müzakereler sonuçsuz kaldı ve İbn Suud savaş ilan etti. 1934 Suudi-Yemen savaşından sonra Mayıs 1934'te ateşkes ilan edildi. İmam Yahya rehineleri, İdrisîleri ve diğer Suudi Arabistan'ın talep ettiği kişileri verdi ve bunun yanı sıra Yemen Asir, Necran ve Cazan'ı 20 yıllığına devretti.[74] 1934'te Birleşik Krallık ve Yemen arasında San'a Dostluk Antlaşması imzalandı. Böylece İmam Birleşik Krallık'ın Aden üzerindeki egemenliğini 40 yıllığına tanıdı. Bu antlaşmadan sonra İmam Yahya izolasyonist bir politika yürüttü. Her ne kadar İngiliz karşıtı olup, İtalya Krallığı'nın mensup olduğu Mihver devletlerine yakın olsa da II. Dünya Savaşı boyunca bir taraf tutmamıştır. Yemen; 1945 yılında Arap Birliği’ne, 30 Eylül 1947’de Birleşmiş Milletler’e üye oldu. 17 Şubat 1948'de İmam Yahya Ali Nasır el-Kardey tarafından bir pusuda öldürüldü ve Abdullah el-Vezir Yemen kralı olduğunu ilan etti. İmam Yahya'nın oğlu Ahmed bin Yahya karşı saldırı ile darbeyi engelledi. Ahmed bin Yahya dönemi, artan gelişme, açıklık ve Büyük Yemen'in yaratılmasına yönelik özlemlerinin önünde duran güneydeki İngiliz varlığı konusunda Birleşik Krallık ile yenilenen sürtüşme ile damgasını vurdu.[75] Birleşik Krallık ile bir dizi çatışmalar olsa da bir sınır çatışmalarından Birleşik Krallık galip gelmiştir. Mart 1955'te, bir grup subay ve Ahmed'in iki erkek kardeşi tarafından yapılan bir darbe, kralı bir süreliğine görevden aldı. Ancak darbe çabucak bastırıldı. Ahmed bin Yahya, Arap milliyetçileri ve pan-Arabistler tarafından desteklenen Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnâsır'ın artan baskılarıyla karşı karşıya kaldı ve Nisan 1956'da Mısır ile karşılıklı bir savunma antlaşması imzaladı. Mart 1958'de Yemen, Birleşik Arap Devletleri'ne katıldı. Ancak, bu konfederasyon Suriye'nin Eylül 1961'de Birleşik Arap Cumhuriyeti'nden ve Aralık 1961'de Birleşik Arap Devletleri'nden çekilmesinden kısa bir süre sonra dağıldı. Bu olaylardan sonra Yemen ile Mısır'ın ilişkileri kötüleşti. Ahmed bin Yahya'nın ölümünün ardından başa Muhammed el-Bedir geçti fakat 7 gün sonra darbe yapıldı. Darbe Kuzey Yemen İç Savaşı'nı ateşledi.[76]
Aden Protektorası 1937 yılında Britanya Hindistanı'ndan ayrılarak Taç kolonisi haline geldi. 1890'dan itibaren Amran, El-Beyda ve Taiz'den yüzlerce Yemenli, Aden limanında çalışmak için Aden'e göç etti. Böylece çoğunluğu yabancılardan oluşan Aden demografisi yeniden Arap ağırlıklı hale geldi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Aden'in ekonomik büyüyüşü hızlanmış ve New York'tan sonra Dünya'nın en işlek ikinci limanı haline gelmiştir.[77] İşçi sendikalarının yükselişinin sonrasında işçi kesimleri arasında huzursuzluklar oluşmuş ve 1943 yılında Birleşik Krallık işgaline karşı ilk direniş belirtileri başlamıştır.[77]Muhammed Ali Lokman Aden'de ilk Arap kulübü ve okulu kurmuş ve bir sendika için çalışmaya başlayan ilk kişi olmuştur.[78]
Aden Kolonisi doğu ve batı olarak ikiye ayrılmıştı. Bunlar da 23 sultanlığa ve emirliğe ve sultanlıklarla hiçbir alakası olmayan birkaç bağımsız kabileye bölündü. Saltanatlar ve Birleşik Krallık arasındaki anlaşma, İngilizler tarafından himayeyi ve dış ilişkilerin tam kontrolünü ayrıntılı olarak içeriyordu. Lahic Sultanlığı, sultanının Ekselansları olarak anıldığı tek sultanlıktı.[79] Birleşik Krallık, artan Arap milliyetçiliğine karşı saltanatlara daha çok özgürlük tanıyarak Güney Arabistan Federasyonu'nu kurdu.[80]
Kuzey Yemen İç Savaşı, güneydeki birçok Arap'a İngiliz yönetimine karşı ayaklanma konusunda ilham verdi. Kahtan Muhammad eş-Şaabi liderliğinde Ulusal Kurtuluş Cephesi kuruldu. UKC, tüm saltanatları yok edip sonunda Yemen Arap Cumhuriyeti ile birleşmeyi umuyordu. UKC'ye desteğin büyük çoğunluğu Radfan ve Yafa bölgesinden geliyordu, bu nedenle İngilizler Ocak 1964'te Radfan'ı tamamen yakan Fındıkkıran Operasyonu'nu başlattı.[81]
Yemen’in kuzeyinde Mütevekkili monarşisinin sona ermesinden sonra Mısır’ın desteğiyle Yemen Arap Cumhuriyeti (Kuzey Yemen) kuruldu, cumhurbaşkanlığına da ordu komutanı Abdullah Sallal getirildi. 1962-1970 yılları arasında Mısır destekli cumhuriyetçiler ile Suudi Arabistan destekli Mütevekkili Krallığı yanlıları arasında iç savaşı Cumhuriyetçiler kazandı.
Kuzey Yemen’de monarşinin yıkılarak Yemen Arap Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra İngiliz himayesindeki Aden merkezli bölgeleri ile küçük krallıkları (Güney Yemen) İngiliz yönetiminden kurtarmak amacıyla Arap millî hareketi Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni kurdu ve bazı kabilelerin de katılımıyla İngilizler’le mücadeleye başlandı. Bu mücadele Güney Yemen ile Aden’in 1967’de bağımsızlığına kavuşmasıyla sonuçlandı. 30 Kasım 1967'de Güney Yemen'in bağımsızlığını ilan eden yeni yönetim, Batı'dan gerekli desteği göremeyince SSCB ve Çin gibi sosyalist ülkelerle yakınlaşma içine girdi. Daha sonra sosyalist blokta yer alan Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti kuruldu. Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde bütün partiler birleştirilerek Yemen Sosyalist Partisi oluşturuldu ve ülke bu parti tarafından yönetildi. Kuzey Yemen ve Güney Yemen arasında 1972 ve 1979’da kısa süreli ve sınır değişikliklerine sebep olmayan çatışmalar yaşandı. Güney Yemen’de 1986’da parti içi çekişmeleri yüzünden görevinden ayrılan Ali Nasır Muhammed’in ardından ülkede siyasi kriz yaşanması sonucu iç savaş çıktı. Savaşı kaybeden Ali Nasır Muhammed bir kısım taraftarıyla Kuzey Yemen’e kaçtı.
Yemen’in Birleşmesi ve Yemen Cumhuriyeti
Kuzey ve Güney Yemen, Sovyetler 22 Mayıs 1990’da birleşti. Ülke iki buçuk yıllık geçiş döneminde iki parti tarafından ortaklaşa yönetildi. 1993 yılında yapılan seçimin ardından iki ülke tamamen birleşti. Bu seçimleri Kuzey Yemen’in eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih kazandı. Mayıs-Haziran 1994 tarihleri arasında Kuzey ve Güney Yemen destekçileri arasından meydana gelen iç savaşı Ali Abdullah Salih’in Kuzey Yemen güçleri kazandı. Yemen’de 1999 yılında yapılan ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Ali Abdullah Salih yeniden kazandı. 2000 yılında anayasayı değiştirerek tekrar iki defa daha seçilme hakkı sağlandı. Salih, 2004 yılında Hüseyin Bedreddin el-Husi liderliğindeki Şii Zeydi isyanıyla uğraşmak zorunda kaldı. 2011 yılında başlarında Tunus’ta başlayıp Mısır’la devam eden ve Arap dünyasına yayılan Arap Baharı Yemen’i de etkiledi. İşsizlik, ekonomik koşullar ve yolsuzluğa karşı uzun süren protesto gösterileri ve çatışmaların ardından 23 Kasım 2011’de imzalanan Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi kararıyla Ali Abdullah Sâlih’in otuz üç yıllık yönetimi fiilen sona erdi. Göreve başkan yardımcısı Abd Rabbuh Mansur al-Hadi getirildi. 21 Ocak 2012’de yapılan seçimlerde Hadi cumhurbaşkanı seçildi. Şubat 2015'ten beri yönetim, San'a ve Aden hükûmetleri olarak fiilen ikiye ayrıldı.
Hadi'nin 2 yıllık geçiş sürecinde ekonomik ve sosyal sorunları çözemediğini öne süren Şii Husiler’in Ensarullah Hareketi ile ordu kuvvetleri arasında yer yer çatışmalar meydana geldi. 21 Eylül 2014'te başkent San’a'yı kuşatarak 4 gün süren çatışmaların ardından Husiler, şehirde kontrolü ele geçirdiler.[82]
22 Ocak 2015'te Cumhurbaşkanı Hadi ve Başbakan Halid Mahfuz Bahhah istifa etti. 06 Şubat 2015'te parlamentoyu feshederek, ülkeyi yönetmek üzere geçici bir başkanlık konseyi kuracaklarını bildiren Husiler, oluşturacakları konseyin Sünniler’in çoğunlukta olduğu Yemen’i iki yıl yöneteceklerini bildirdiler. Yemen’de siyasi krizi çözmeyi amaçlayan BM öncülüğündeki görüşmelere başlanmıştır.[83] Ev hapsinde tutulan Cumhurbaşkanı Hadi, 21 Şubat'ta San’a dan kaçarak Aden'e geçmiş[84] ancak Husiler'in Aden'e yaklaşması üzerine 25 Mart'ta ailesiyle birlikte ülkeyi terk etmiştir.[85] 26 Mart'tan itibaren de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon ülkeleri tarafından Husi milislerine yönelik olarak hava harekâtına başlanıldı.
Yemen'in başkenti San'a'dır. Ülkenin en büyük idari birimleri illerdir ve 22 il vardır. Bu iller ilçelere ayrılmıştır, toplamda 333 ilçe mevcuttur. Bunlar da 2.210 bucak ve daha sonra 38.284 köye bölünmüştür. 2004 yılı sonu itibarıyla Yemen yirmi ile ve "Emanet el-Asıme" adlı bir belediyeye bölünmüştür. Aralık 2013'te daha öncesinde Hadramut ilinin bir parçası olan Sokotra ayrı bir il olarak yapılanmıştır.[86]
2014 yılında bir anayasa Yemen 6 bölgeye bölünerek federalist bir yönetim modeli yarattı. Bu federal öneri, Husilerin gerçekleştirdiği darbeye katkıda bulunan bir faktör oldu.[87][88][89]
1991 anayasası cumhurbaşkanının parlamentonun en az 15 üyesi tarafından desteklenen ve en az iki aday arasından halk oylamasıyla seçilmesini öngörmektedir. Başbakan ise cumhurbaşkanı tarafından atanır ve parlamentonun üçte ikisi tarafından onaylanması gerekir. Cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıl, parlamentonun seçimle işbaşına gelen üyelerinin görev süresi ise altı yıldır. Sadece Müslümanlar seçimle iş başına gelebilir.[90] 18 yaşını doldurmuş her yurttaşın oy hakkı güvence altına alınmıştır.[91]
1999 yılında Yemen ilk seçimini gerçekleştirmiş ve bu seçimde eskiden Yemen Arap Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olan Ali Abdullah Salih cumhurbaşkanı oldu. Parlamento seçimleri Nisan 2003'te yapıldı ve Genel Halk Kongresi mutlak çoğunluğunu korudu. Abdullah Salih, 2006'da tekrardan cumhurbaşkanı seçildi. Seçime şiddet, basın özgürlüğü ihlalleri ve hile iddiaları eşlik etti.[92] Salih, 2011 yılına kadar iktidarda neredeyse rakipsiz kaldı. Arap Baharı'nın etkisiyle birleşen yeni seçim turu düzenlemeyi reddetmesine karşılık halk kitlesel protestolara girişti. 2012 yılında Salih istifa etti, ancak 2010'ların ortalarında Husiler'in darbesi sırasında onlarla ittifak kurarak Yemen siyasetinde önemli bir aktör olarak kalmaya devam etti.[93]
Anayasa bağımsız bir yargı öngörmektedir. Birleşme sürecinde Kuzey ve Güney Yemen'in kanunları birleştirilmiştir. Hukuk sisteminde ayrı ticaret mahkemeleri ve San'a merkezli bir Yüksek Mahkeme bulunmaktadır. Şerait yasaların ana kaynağıdır ve birçok dava hukukun dinî temellerine göre tartışılmakta ve birçok yargıç, yargıçlığının yanı sıra din alimidir. Cezaevi İdaresi Teşkilat Yasası, Cumhuriyet kararnamesi no. 48 (1981) sayılı Cumhuriyet kararnamesi ve Cezaevi Kanunu yönetmelikleri, ülkenin cezaevi sisteminin yönetimi için yasal çerçeveyi sağlamaktadır.[94]
Coğrafya
Orta Doğu'da bulunan ülkenin kuzeyden Suudi Arabistan ve doğudan Umman olmak üzere iki adet komşusu bulunmaktadır. Güneyinde Aden Körfezi ve Arap Denizi ile batısında Kızıldeniz ile çevrilidir. Petrol, balık, kaya tuzu, mermer, kömür, altın, kurşun, nikel, bakır ve batıdaki verimli araziler başlıca doğal kaynaklarıdır. Ülkede çöl iklimi etkilidir ve yıl içinde toz ve kum fırtınaları görülür.
Yemen ekonomisi birinci derecede tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarım ürünlerinden elde edilen gelirin gayri safi yurt içi hasıladaki payı %21'dir. Çalışan nüfusun %71,5'i tarım alanında iş görmektedir. Ürettiği tarım ürünlerinin başında tahıl, pamuk, hurma, muz, darı, kahve ve çeşitli meyve ve sebzeler gelir. 1992'de 820 bin ton tahıl, 170 bin ton yer bitkisi, 80 bin ton baklagil, 320 bin ton meyve, 560 bin ton sebze üretilmiştir. Aynı yıl ülkede yaklaşık 100 bin baş deve, 1 milyon 200 bin baş sığır, 3 milyon 850 bin baş koyun, 2 milyon 250 bin baş da keçi bulunuyordu. 1991'de 86 bin ton balık ve deniz ürünü avlanmıştır. Kuzey Yemen'de yılda ortalama 65 bin ton tuz üretilmektedir. Güney Yemen'de de petrol ve doğal gaz çıkarılmaktadır. Bunların dışında önemli bir yerel kaynağa sahip değildir. 1992'deki petrol üretimi 69 milyon varil olmuştur. 1993'te açıklanan petrol rezervi 2 milyar 10 milyon varil, doğalgaz rezervi de 430 milyar m³'tü. Petrol, doğal gaz ve diğer yerel kaynaklardan elde edilen gelirlerin gayri safi yurt içi hasıladaki payı %9'dur.
Yemen'de yaşayan halka Yemenli denilmektedir. Ülkenin toplam nüfusu 2021 tahminlerine göre 33 milyon kişi civarındadır.[95] Nüfusun %46'sı 15 yaşının altında, %2,7'si 65 yaşının üzerindedir. 1950 yılında 4,3 olan nüfusun[96] 2050 yılına kadar yaklaşık 60 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir.[97] Yemen'in toplam doğurganlık hızı yüksek olup kadın başına 4,45 çocuk düşmektedir. Bu oran Dünyadaki en yüksek 30. orandır.[98] San'a'nın nüfusu 1978'de 55.000 iken,[99] 21. yüzyılın başlarında yaklaşık 1 milyona çıkmıştır.[100]
Etnisite
Yemen nüfusunun büyük bir kesimini Araplardan oluşmakta, Arapları ise Afro-Araplar, Güney Asyalılar ve Avrupalılar izlemektedir.[101] Fars kökenli Yemenliler de vardır. Makdisî'ye göre 10. yüzyılda Aden nüfusunun çoğunluğunu Farslar oluşturuyordu.[102][103] Tahminen 100 bin Hint kökenli insan güney kesiminde, Aden, El-Mukelle, Şihr, Lahic, Muha, Hudeyde çevresinde yaşamaktadır.[104] Eski Kuzey ve Güney Yemen devletleri kurulduğunda yerleşik azınlık grupların çoğu ülkeden ayrılmıştır.[105]Yemen Yahudileri bir zamanlar Yemen'de d, üer Yahudi topluluklarından farklı bir kültüre sahip bir azınlıktı.[106] Çoğu 20. yüzyılın ortalarında Arap ve Müslüman ülkelerden Yahudi göçünü takiben Sihirli Halı Operasyonu'nda İsrail'e göç etti. Yemen büyük ölçüde aşiret toplumudur.[107] Ülkenin kuzey, dağlık kesimlerinde 400'e yakın Zeydi aşireti bulunmaktadır. El-Ahdam gibi kentsel alanlarda kast grupları da bulunmaktadır.[108]
Yemen, Arap Yarımadası'nda mültecilerin korunmasına ilişkin 1951 ve 1967 tarihli iki uluslararası anlaşmayı imzalayan tek ülkedir.[109] Yemen, 2007 yılında yaklaşık 124.600 mülteciye ev sahipliği yapmıştır. Yemen'deki mülteciler ağırlıklı olarak Somali (110.600), Irak (11.000), Etiyopya (2.000),[110] ve Suriye'den gelmiştir.[111] Ayrıca, 334.000'den fazla Yemenli iç savaş nedeniyle ülkeden ayrılmıştır.[109]
Yemen'de baskın din ve resmî devlet dini İslamdır. İslam, mezhep olarak iki kola ayrılmaktadır: Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği raporuna göre Müslüman nüfusun yaklaşık %35'i Şii, %65'i Sünni'dir.[112] Sünniler esas olarak Şafii olmakla birlikte Maliki ve Hanbeli mezheplerine mensup kişiler vardır. Şiilerin çoğunluğunu Zeydilik oluştursa da İsmailik ve Onikicilik mezhepine mensup insanlar vardır.[113][114]
^Suudi Arabistan'ın ilhak ettiği alan da dâhil olmak üzere Yemen'in yüzölçümü 555.000 kilometrekaredir.[5] Ancak Suudi Arabistan-Yemen bariyeri nedeniyle Yemen'in halen 530.000 kilometrekare olduğu düşünülmektedir.
^Al-Sakani, Ali (19 Nisan 2022). "Yemen inaugurates new presidential council". Al Jazeera. 8 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2022. Yemen's Prime Minister Maeen Abdulmalik Saeed, along with other senior government officials, had also arrived in Aden, which serves as Yemen's temporary capital, before the swearing-in ceremony.
^"Yemen population". Yemen population 2023 Estimate based on UN World Bank. world population review. 4 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2024.
^"Yemen". International News Safety Institute. 27 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2009.
^McLaughlin, Daniel (1 Şubat 2008). Yemen. Bradt Travel Guides. s. 3. ISBN978-1-84162-212-5. 14 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ocak 2023.
^Yemen Ecology & Nature Protection Laws and Regulation Handbook (World Law Business Library)International Business Publications p.59
^Jawād ʻAlī (1968) [Digitized 17 February 2007]. الـمـفـصـّل في تـاريـخ العـرب قبـل الإسـلام [Detailed history of Arabs before Islam] (in Arabic). Vol. 1. Dār al-ʻIlm li-l-Malāyīn. p. 171.
^Burrowes, Robert D. (2010). Historical Dictionary of Yemen. Rowman & Littlefield. p. 145. ISBN 978-0-8108-5528-1.
^Smith, William Robertson. Kinship and Marriage in Early Arabia. p. 193. ISBN 1-117-53193-7. He was worshiped by the Madhij and their allies at Jorash (Asir) in Northern Yemen
^"Yemen". web.archive.org. TDV İslâm Ansiklopedisi. 13 Şubat 2015. 13 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2022.
^Beeston, A.F.L.; Ghul, M.A.; Müller, W.W.; Ryckmans, J. (1982). Sabaic Dictionary. University of Sanaa, YAR. p. 168. ISBN 2-8017-0194-7.
^Vladimir Sergeyevich Solovyov (2007). Enemies from the East?: V. S. Soloviev on Paganism, Asian Civilizations, and Islam. Northwestern University Press. p. 149. ISBN 978-0-8101-2417-2.
^Edward Balfour (1873). Cyclopædia of India and of Eastern and Southern Asia, Commercial, Industrial and Scientific: Products of the Mineral, Vegetable and Animal Kingdoms, Useful Arts and Manufactures, Band 5. Printed at the Scottish & Adelphi presses. p. 240.
^Derryl N. Maclean; Sikeena Karmali Ahmed (2012). Cosmopolitanisms in Muslim Contexts: Perspectives from the Past. Edinburgh University Press. syf. 54. ISBN 978-0-7486-4456-8.
^B. Z. Eraqi Klorman (1993). The Jews of Yemen in the Nineteenth Century: A Portrait of a Messianic Community. BRILL. s. 11. ISBN 9004096841.
^Ari Ariel (2013). Jewish-Muslim Relations and Migration from Yemen to Palestine in the Late Nineteenth and Twentieth Centuries. BRILL. s. 37. ISBN 978-9004265370.
^Doğan Gürpınar (2013). Ottoman/Turkish Visions of the Nation, 1860–1950. Palgrave Macmillan. p. 71. ISBN 978-1-137-33421-3.
^Doğan Gürpınar (2013). Ottoman/Turkish Visions of the Nation, 1860–1950. Palgrave Macmillan. s. 71. ISBN 978-1-137-33421-3.
^B. Z. Eraqi Klorman (1993). The Jews of Yemen in the Nineteenth Century: A Portrait of a Messianic Community. BRILL. syf. 12. ISBN 9004096841.
^Eugene L. Rogan (2002). Frontiers of the State in the Late Ottoman Empire: Transjordan, 1850–1921. Cambridge University Press. ISBN 0-521-89223-6.
^Clive Leatherdale (1983). Britain and Saudi Arabia, 1925–1939: The Imperial Oasis. Psychology Press. p. 140. ISBN 0-7146-3220-1.
^Nikshoy C. Chatterji (1973). Muddle of the Middle East, Volume 1. Abhinav Publications. p. 197. ISBN 0-391-00304-6.
^Harold F. Jacob (2007). Kings of Arabia: The Rise and Set of the Turkish Sovereignty in the Arabian Peninsula. Garnet & Ithaca Press. p. 82. ISBN 978-1-85964-198-9.
^Bernard Reich (1990). Political Leaders of the Contemporary Middle East and North Africa: A Biographical Dictionary. Greenwood Publishing Group. p. 508. ISBN 0-313-26213-6.
^Bernard Reich (1990). Political Leaders of the Contemporary Middle East and North Africa: A Biographical Dictionary. Greenwood Publishing Group. p. 509. ISBN 0-313-26213-6.
^Ameen Rihani (1960). Kings of the Arabs [Muluk al-Arab]. Beirut: Dar al-Rihani. pp. 214–216.
^Massimiliano Fiore (2010). Anglo-Italian Relations in the Middle East, 1922–1940. Ashgate Publishing, Ltd. p. 21. ISBN 978-0-7546-9747-3.
^Bernard Reich (1990). Political Leaders of the Contemporary Middle East and North Africa: A Biographical Dictionary. Greenwood Publishing Group. p. 509. ISBN 978-0-313-26213-5.
^Madawi al-Rasheed (2002). A History of Saudi Arabia. Cambridge University Press. p. 101. ISBN 0-521-64412-7.
^Madawi al-Rasheed (April 2010). A History of Saudi Arabia. Cambridge University Press. p. 97. ISBN 978-0-521-76128-4.
^Raymond A. Hinnebusch; Anoushiravan Ehteshami (2002). The Foreign Policies of Middle East States. Lynne Rienner Publishers. p. 262. ISBN 1-58826-020-8.
^Long, David E.; Reich, Bernard (1995). The government and politics of the Middle East and North Africa. Westview Press (3rd edition). p. 153. 978-0-8133-2125-7.
^abKiren Aziz Chaudhry The Price of Wealth: Economies and Institutions in the Middle East syf. 117
^Ulrike Freitag Indian Ocean Migrants and State Formation in Hadhramaut: Reform