Tacikistan (Tacikçe: Тоҷикистон), resmî adıyla Tacikistan Cumhuriyeti (Tacikçe: Ҷумҳурии Тоҷикистон), 143.100 km2 (55.300 sq mi) yüzölçümü ve 9.537.645[7] kişilik tahmini nüfusu ile Orta Asya'da denize çıkışı olmayan bir ülkedir. Komşuları güneyde Afganistan, batıda Özbekistan, kuzeyde Kırgızistan ve doğuda Çin'dir. Resmî dil, en büyük etnik grup olan Tacikler'in anadili olan Tacikçe'dir. Tacik halkının geleneksel anavatanları, günümüz Tacikistan'ının yanı sıra Afganistan ve Özbekistan'ın bazı kısımlarını içerir. Ülke başkanlık sistemiyle yönetilmekte olup, seküler bir yapıya sahiptir. Başkent ve en büyük şehir Duşanbe'dir.
Tacikler (ayrıca Tojiki), esas olarak Tacikistan'da yaşayan ve Afganistan, Özbekistan, Kazakistan ve Rusya'da büyük diasporalara sahip yaklaşık 7 milyonluk bir etnik gruba aittir.[9] En büyük etnik grubun Tacikler olduğu ülkede Özbekler ve Ruslar en büyük azınlıkları oluştururlar. Tacikler, Orta Asya'daki Türkçe konuşmayan tek halktır, çünkü resmî ve en yaygın dil Farsçanın bir lehçesi olan Tacikçedir, ancak bunun yanında Özbekçe, Rusça ve Pamir dilleri ülkede konuşulur. Ülkedeki en yaygın din İslam olup, çoğunluğu Sünni Müslümanlardır, ancak Şii İslam öğretisine bağlı etkili bir İsmaililer topluluğu vardır.[9] Dağlar ülkenin yaklaşık yüzde 90'ını kaplıyor ve bu da ülkedeki birçok alanı ticari tarım için uygun hale getiriyor. Kuzey ve güney illerindeki vadilerde çiftçiler yüksek değerli ihraç kalitesinde pamuk, meyve, tütün, sebze ve çilek yetiştirmektedir. Tacikistan, BDT üyeleri arasında Özbekistan'dan sonra en büyük ikinci ipek üreticisidir. Ülke, 12 ila 50 milyon varil petrol ve 5,6 ila 10 milyar metreküp gaz arasında değişen çok küçük petrol ve gaz yataklarına sahiptir (2006, resmi tahmini). Ek olarak, Tacikistan'da önemli miktarda antimon, altın, cıva, kömür, gümüş, uranyum ve diğer mineral yatakları bulunmaktadır. Toplam gümüş yatakları 40.000 ila 60.000 ton arasında değişmektedir.[9] Tacikistan, Birleşmiş Milletler, Bağımsız Devletler Topluluğu, AGİT, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Şanghay İşbirliği Örgütü ve KGAÖ'nun bir üyesi ve ayrıca bir NATOBarış İçin Ortaklık ortağıdır.
Etimoloji
Tacikistan "Taciklerin Ülkesi" demektir. "-Stan" soneki, "yer" veya "ülke" anlamında Farsçadır ve Tacik, kelimesi büyük olasılıkla, İslam öncesi (MS yedinci yüzyıldan önce) bir kabilenin adıdır.[10]
En önde gelen Farsça sözlüklerden biri olan Amid Sözlüğü, birçok kaynağa göre terimin aşağıdaki açıklamalarını verir:[11]
Farsça konuşan ne Arap ne de Türk, Farsça konuşan biri.
İran'da yetiştirilen ve dolayısıyla Farsça konuşan bir Arap çocuğu.
Daha eski bir sözlük olan Qias Al-luqat da Tacikçe'yi "ne Moğol ne de Türk olan kişi" olarak tanımlar.[12]
Tarihçe
Erken tarih
Tacikistan'ın da içinde olduğu bölgedeki yerleşim MÖ 4000 yılına kadar uzanmaktadır. Ülkenin batısı Tunç Çağı'na tarihlenen Baktria-Margiyana Arkeoloji Bölgesi içerisinde yer almaktadır. Kuzeybatı Tacikistan'da bulunan ve MÖ 4000 yıllarına kadar yerleşim görülen Sarazm antik kenti UNESCODünya Mirası listesinde yer almaktadır.[13] Bu dönemde Aryan halklarının göçüne sahne olan bölgede MÖ 13. yüzyıldan itibaren Soğd yerleşimi görülmeye başlamıştır. MÖ 6. yüzyılın ortalarında büyük bölümü Ahameniş İmparatorluğu egemenliğine geçen Tacikistan'da, I. Darius döneminde ekonomik ve ticari hayat büyük oranda gelişti. Büyük İskender tarafından MÖ 330'da Ahameniş İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla bölge Makedon krallığının egemenliğine girdi. İskender'in ölümünden sonra Seleukos İmparatorluğu hakimiyeti altına giren Tacikistan toprakları, MÖ 250 yılında satrapDiodotus tarafından kurulan Grek-Baktriya Krallığı denetimine girdi. MÖ 150'den itibaren Tacikistan'ın kuzeyindeki Soğdya bölgesine Saka ve Yüeçiler'in göçleri başladı. Bu göçler neticesinde MÖ 125 yılında Grek-Baktriya Krallığı yıkılmış ve bölgede şehir devletlerinin egemenliği görülmeye başlamıştır.
MS 1. yüzyılda bölgeye Yüeçiler tarafından kurulan Kuşan İmparatorluğu hakim oldu. Kuşan İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra Tacikistan'da 5. yüzyılda Ak Hun İmparatorluğu dönemi başladı. 7. yüzyıldaki kısa bir dönem Tibet İmparatorluğu hakimiyetinden sonra 8. yüzyılda Emevîler bölgeyi kesin olarak kontrol altına aldı. Emevîler döneminde bölgede başlayan İslamlaşma, Abbâsîler döneminde daha da hızlandı. Abbasiler döneminde Maveraünnehir bölgesinin valileri genelde İranlılar’dan seçildiği için İran nüfusu etkili olmaya başladı. Samanîler (819-999) döneminde bölgedeki İslamlaşma ve İran kültürünün etkileri daha da etkili şekilde görüldü. Bu dönem Tacik ulusunun başlangıcı kabul edilmektedir. Kaşgarlı Mahmud tarafından, bölgenin Acem ülkesi haline geldiği ve kuzeye çekilmeyen Türkler'in de Acemleştiği ve Farsça konuşmaya başladığı söylenmiştir. 999 yılında Karahanlılar tarafından Samanîler devletinin ortadan kaldırılmasıyla Maveraünnehir bölgesinde yeniden Türk topluluklarının hakimiyeti başladı. 13. yüzyılın başlarında Cengiz Han'ın Harezmiye'yi işgali sırasında Moğol İmparatorluğu neredeyse tüm Orta Asya'yı kontrol altına aldı. Bir asırdan kısa bir süre içinde Moğol İmparatorluğu dağıldı ve modern Tacikistan Çağatay Hanlığı'nın yönetimi altına girdi. Tamerlane, Timurid hanedanını kurdu ve 14. yüzyılda bölgenin kontrolünü ele geçirdi.
Daha sonra bölgede Timur İmparatorluğu'nun denetimi 16. yüzyıla kadar sürdü. Modern Tacikistan, 16. yüzyılda Buhara Hanlığı'nın egemenliğine girmişti ve 18. yüzyılda imparatorluğun yıkılmasıyla hem Buhara Emirliği hem de Kokand Hanlığı'nın egemenliğine girmiştir. Buhara Emirliği 20. yüzyıla kadar bozulmadan kaldı, ancak 19. yüzyılda dünya tarihinde ikinci kez bir Avrupa gücü (Rus İmparatorluğu) bölgenin bazı kısımlarını fethetmeye başladı.
19. yüzyıl ortalarından itibaren Orta Asya'da hakimiyet kurmaya başlayan Rus İmparatorluğu burada Rus Türkistanı valiliğini kurdu. 1876'da Hokand Hanlığı ortadan kaldırıldıktan sonra vasal olarak bağlı olan Buhara Emirliği de 1920 yılındaki Sovyet işgali üzerine son bulmuştur. Orta Asya'daki 1917 Rus Devrimi'nden sonra, Basmacı Hareketi olarak bilinen gerillalar bağımsızlığı sürdürmek için Bolşevik ordularına karşı bir savaş açtı. Bolşevikler, camilerin ve köylerin yakıldığı ve nüfusun ağır bir şekilde bastırıldığı dört yıllık bir savaşın ardından galip geldi. Sovyet yetkilileri bir sekülerleşme kampanyası başlattı. İslam, Musevilik ve Hristiyanlığı uygulama cesaretini kırıldı ve bastırıldı ve birçok cami, kilise ve sinagog kapatıldı.[14] Çatışma ve Sovyet tarım politikalarının bir sonucu olarak Orta Asya, Tacikistan dahil, birçok cana mal olan bir kıtlık yaşadı.[15] Sovyet Rusya içerisinde Buhara Özerk Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti olarak kurulan ve günümüz Tacikistan'ının kuzeyini de içeren ülke, 4 Mart 1921 tarihinde Buhara ile Sovyetler Birliği arasında yapılan antlaşma ile Buhara Sovyet Halk Cumhuriyeti adı ile tam bağımsızlığına kavuşturulmuştur. 14 Ekim 1924 tarihinde Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı Tacikistan Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Daha sonra 1929’da Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dönüştürüldü ancak etnik ağırlıklı Tacik şehirleri olan Semerkant ve Buhara Özbek SSR'sinde kaldı. Sonrasında Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği'ne katıldı.
1927 ile 1934 arasında, özellikle güney bölgesinde, tarımın kolektifleştirilmesi ve pamuk üretiminde hızlı bir genişleme gerçekleşti.[16] Sovyet kolektifleştirme politikası köylülere karşı şiddet getirdi ve Tacikistan'ın her yerinde zorla yerleştirme gerçekleşti. Sonuç olarak, bazı köylüler kolektifleştirme ile savaştı ve Basmacı Hareketi'ni canlandırdı. Bu süre zarfında sulama altyapısının genişlemesiyle birlikte bazı küçük ölçekli endüstriyel gelişmeler de gerçekleşti.[16] Tacik Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra imar çalışmalarına başlandı. Ülkede petrol ve kömür yatakları işletmeye açıldı. Ülkenin ilk hidroelektrik santrali olan Varzob’un yapımına başlandı. 1928-1932 arasında beş yıllık kalkınma planı çerçevesinde Duşanbe başta olmak üzere birçok şehirde büyük işletmeler kuruldu. Kömür ve petrol yataklarının bulunmasıyla bunların üretimine de başlandı. Tirmiz-Duşanbe arasında ilk demiryolu inşa edildi.
Stalin'in iki tur tasfiyesi (1927–1934 ve 1937–1938), Tacikistan Komünist Partisi'nin her kademesinden yaklaşık 10.000 kişinin sınır dışı edilmesiyle sonuçlandı.[17] Sınır dışı edilenlerin yerine etnik Ruslar gönderildi ve ardından Ruslar, birinci sekreterlik de dahil olmak üzere her düzeyde parti pozisyonlarına hakim oldu.[17] 1926 ile 1959 arasında Tacikistan'ın nüfusu içinde Rusların oranı %1'in altından %13'e çıktı.[18] 1946-1956 yılları arasında Tacikistan Komünist Partisi'nin Birinci Sekreteri olan Bobojon Gafurov, Sovyet Dönemi boyunca ülke dışında önemi olan tek Tacik politikacıydı. Görevi Tursun Uljabayev (1956–61), Jabbor Rasulov (1961–1982) ve Rahmon Nabiyev (1982–1985, 1991–1992) tarafından takip edildi.
Tacikler 1939'da Sovyet Ordusu'na alınmaya başladı ve II.Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 260.000 Tacik vatandaşı Almanya, Finlandiya ve Japonya'ya karşı savaştı. Tacikistan'ın 1.530.000 vatandaşının 60.000'i (%4)[19] ile 120.000'i (%8)[20] II.Dünya Savaşı sırasında öldürüldü.[21] Savaşın ve Stalin döneminin ardından, Tacikistan'ın tarımını ve sanayisini daha da genişletmek için girişimlerde bulunuldu.[22] 1957–58 sırasında Nikita Kruşçev'inBakir Topraklar Projesi, yaşam koşullarının, eğitimin ve sanayinin diğer Sovyet Cumhuriyetler'den gerisinde kaldığı Tacikistan'a odakladı.[22] 1980'lerde Tacikistan, SSCB'de en düşük hane halkı tasarruf oranına, en yüksek kişi başına gelir grubundaki en düşük hane halkı yüzdesine ve 1000 kişi başına en düşük üniversite mezunu oranına sahipti.[23] 1980'lerin sonlarında Tacik milliyetçileri hakların artırılması çağrısında bulunuyorlardı. 1990 yılına kadar cumhuriyette gerçek karışıklıklar meydana gelmedi.1980-1990 yılları arasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği genelinde görülen ekonomik kriz neticesinde Tacikistan’da yoksulluk ve işsizlik artmaya başladı. Bir süre sonra ülkenin her tarafında toplantı ve gösterilerin yapılmaya başladı, Duşanbe’deki meydanların göstericiler tarafından aylarca işgalinden sonra Devlet Başkanı Kahar Mahkamov istifa etmek zorunda kaldı. Sonraki yıl, Sovyetler Birliği çöktü ve Tacikistan, şu anda ülkenin Bağımsızlık Günü olarak kutlanan 9 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan etti.[24]
Bağımsızlık sonrası
9 Eylül 1991’de Tacikistan Parlamentosu bir deklarasyon yayımlayarak Tacikistan’ın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nden bağımsızlığını ilân etti ve 2 Mart 1992’de Birleşmiş Milletler üyeliğine kabul edildi. Ülkedeki iç karışıklıklar ve ekonomik kriz neticesinde İslâmî Yeniden Doğuş Partisi ve diğer muhalefetin desteğiyle ülkenin güney kesimindeki gösteriler sonrasında 1992 yılında iç savaş başladı.
Tacikistan, neredeyse anında, çeşitli grupların birbirleriyle savaştığı bir iç savaş alana dondu.[25] Bu süre zarfında 500.000'den fazla kişi, zulüm ve artan yoksulluk nedeniyle Batı'yı ve ekonomi durumu iyi olan eski Sovyet Cumhuriyetler'e kaçtı.[26] 1992 Kasım ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %58 oyla eski başbakan Abdumalik Abdullajanov'u mağlup ederek İmamali Rahman iktidara geldi.[27] Seçimler savaşın bitiminden kısa bir süre sonra gerçekleşti ve Tacikistan tam bir yıkım halindeydi. Tahmini ölü sayısı 100.000'den fazladır. Ülke içinde ve dışında yaklaşık 1,2 milyon kişi mülteciydi.[25] 1997'de Rahman ile muhalefet partileri arasında Genel Sekreter Özel Temsilcisi Gerd D. Merrem'in rehberliğinde ateşkes sağlandı ve başarılı bir Birleşmiş Milletler barışı koruma girişimi olarak büyük övgüler aldı. Ateşkes, bakanlık mevkilerinin %30'unun muhalefete gideceği garantiydi.[28] Seçimler 1999 yılında yapıldı, ancak muhalefet partileri ve yabancı gözlemciler tarafından haksız olmakla eleştirildi ve %98 oyla Rahman yeniden seçildi. 2006'daki seçimleri yine (oyların %79'uyla) Rahman kazandı ve üçüncü defa göreve başladı. Birkaç muhalefet partisi 2006 seçimlerini boykot etti ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bunu eleştirmesine rağmen Bağımsız Devletler Topluluğu gözlemcileri seçimlerin yasal ve şeffaf olduğunu iddia etti.[29][30]Rahman'ın yönetimi, medyayı sansürleme ve baskı yapma nedeniyle 2010 Ekim'de AGİT tarafından daha fazla eleştiriye maruz kaldı. AGİT, Tacik Hükûmeti'nin Tacik ve yabancı web sitelerini sansürlediğini ve bağımsız matbaalarda bir dizi bağımsız gazetenin basım faaliyetlerinin durdurulmasına yol açan vergi incelemeleri başlattığını iddia etti.[31]
Rus sınır birlikleri 2005 yazına kadar Tacik-Afgan sınırında konuşlanmıştı. 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana Fransız birlikleri, NATO’nunAfganistan’dakiUluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nün hava operasyonlarını desteklemek için Duşanbe Havaalanı'na yerleştirildi. Birleşik Devletler Ordusu ve Deniz Piyadeleri personeli, birkaç haftaya kadar süreli ortak eğitim misyonları gerçekleştirmek için periyodik olarak Tacikistan'ı ziyaret etmişti. Hindistan Hükûmeti, Duşanbe'nin 15 km güney batısında yer alan askeri bir havaalanı olan Ayni Hava Üssü'nü 70 milyon dolara yeniden inşa etti ve onarımları Eylül 2010'da tamamladı.[32] Şimdi Tacikistan hava kuvvetlerinin ana üssü olarak kullanmaktadır.[33]Rusya ile Ayni tesisinin kullanımına ilişkin görüşmeler yapıldı ve Rusya, Duşanbe'nin eteklerinde büyük bir üs tutmaya devam ediyor.[34]
Tacik yetkililer, 2010 Ağustos'ta 25 militanın bir Tacik hapishanesinden kaçmasının ardından, Eylül ayında Rasht Vadisi'nde 28 Tacik askerin öldürülmesine neden olan bir pusu ile ülkenin doğusunda İslami militarizmin yükselişte olduğuna dair endişeler olduğunu duyurdu. Ekim ayda Gharm civarındaki çatışmada 30 asker ve 3 militan ölmüştü.[35] Kasım ay merkezi hükûmet Rasht Vadisi asker operasyonuyla kontrol altına alarak gelirim sonuçlandığını iddia ediyordu.[36] Ancak Temmuz 2012'de tekrar kavga çıktı.[37] 2015'te Rusya, Tacikistan'a daha fazla asker gönderdi.[38] Mayıs 2015'te Tacikistan'ın ulusal güvenliği, İçişleri Bakanlığı özel amaçlı polis birimi (OMON) komutanı Albay Gülmurod Halimov'un İslam Devleti'ne sığınmasıyla ciddi bir gerileme yaşadı.[39]
Ülkenin denize kıyısı yoktur ve arazinin büyük bir kısmında yüksek dağlar bulunmaktadır. Pamir Dağları ülkenin önemli bir kısmını kaplar ve bölgenin çoğunluğu 3.000 metrenin üzerinde bir rakıma sahiptir. Kuzeydeki Fergana Vadisi ile güneyde yer alan çeşitli nehir vadileri ülkenin alçak kısımlarını oluşturur. Tacikistan'da karasal, subtropikal ve yarı kurak iklimler hakimdir, bazı kısımlarda ise çöl iklimi hüküm sürer. İklim, yükselti ile önemli oranda bağlantılıdır. Bölgede bulunan dağlar, Fergana Vadisi ve diğer alçak arazilere Arktik bölgelerden gelen hava kütlelerinin ulaşmasını engeller. Buna karşın bu bölgelerde bile hava, yılda 100 günden fazla 0 °C'nin altına düşer. İklimin en sıcak olduğu güneybatı bölgelerindeki alçak arazilerde iklim kuraktır, ancak bazı bölgelerde sulamalı tarım gerçekleştirilir. Ülkenin alçak bölgelerinde ortalama Temmuz sıcaklığı 23 ile 30 °C, Ocak sıcaklığı -1 ile 3 °C olmaktadır. Doğu Pamirler'de ortalama Temmuz sıcaklığı 5 ile 10 °C, Ocak sıcaklığı -15 ile -20 °C'dir.[40]
Sovyetler Birliği'nde gelişen Perestroyka'nın etkisiyle çok partili düzene geçilmesiyle birlikte 1990 yılında Tacikistan Demokratik Partisi kuruldu. Ancak 1995 yılında yapılan seçimlerde ülkedeki yoksulluğun da etkisiyle Tacikistan Komünist Partisi 181 sandalyeden 60'ını kazanarak mecliste hakim duruma geldi.
Tacikistan'ın 1991 yılında bağımsız olmasının hemen ardından ülkede bir iç savaş başladı. Meclis İslami nitelikte bir partinin kurulmasını yasakladı. 1992-1993 yıllarında şiddetlenen çatışmalar, 1997 yılında hükûmet ile isyancılar arasında uzlaşmanın sağlanmasıyla son buldu. 6 Kasım 1994 tarihinde yapılan referandumda %88 oyla yeni anayasa kabul edildi. Emomali Rahmanov, Tacikistan Devlet Başkanı seçildi.
Tacikistan'da 2000 yılından itibaren istikrar sağlanmış ve ülkenin yeniden inşasına başlanmıştır. Fakat Afganistan'da yaşanan çatışmalar nedeniyle sınır güvenliği için büyük çoğunlukla Tacik astsubay ve askerlerin bulunduğu Ruslara ait 201. Motorize Piyade Tümeni'nin bölgede varlık göstermesine izin verilmiştir. 2000 yılında yapılan yasama seçimlerinde Tacikistan Komünist Partisi yine birinci olmuştur.
1999-2000 yıllarında Özbekistan'da teröre sebep olan militanlar da üs olarak Tacikistan'ı kullandı. Bununla birlikte 2001 yılında ABD'nin Afganistan'da Taliban'ı devirmek için başlattığı işgalde bu ülkedeki Tacikler de zor durumda kaldı. Taliban, ABD'nin işgali sırasında binlerce Tacik vatandaşını öldürmekle tehdit etti.
Yolsuzluk, suç, AIDS vakalarının artması, ekonomik bozulmalar, Afganistan'dan Avrupa'ya yönelen uyuşturucu ticaretinde transit geçiş noktasında olması gibi etkenler ülkenin en önemli sorunlarıdır.
13 Mart 2005'te yapılan Tacikistan meclis genel seçimlerinde Demokratik Toplum Partisi %64,51 oyla birinci gelmiş ve 49 sandalye kazanmıştır. Tacikistan Komünist Partisi %20,63 oyla ikinci gelmiş ancak sadece 4 milletvekilliği kazanabilmiştir. Laiklik yanlısı İslami Rönesans Partisi %7,48 oyla 2 milletvekilliği kazanırken, Demokratik Parti, Sosyalist Parti ve Adalet Partisi'nin kurduğu koalisyon da %7,36 oy almıştır.
1 Mart 2015'te yapılan seçimlerde ise Demokratik Toplum Partisi %65,4 oyla 51 sandalye kazanırken, sosyalist eğilimli Agrarnaya Partiya (Tarım Partisi) %11,7 oy oranıyla 5 milletvekili çıkarmıştır. Ekonomik Reform Partisi %7,5 oyla 3, Sosyalist Parti ise %5,5 oy oranıyla 1 milletvekilliği kazanmıştır.
Tacikistan nüfusu 9,275,832 kişi olup, bunların %70'i 30 yaşının altında, %30'da 14-30 yaş aralığındadır.[41]
Etnik gruplar ve dil
Ülkede en büyük etnik grup 2020 nüfus sayımı itibarıyla %86,1 oranla Tacikler, ikinci en büyük etnik grup ise %11,3 oranla Özbeklerdir. Bu grupları %0,3'lük bir oranla Ruslar takip etmektedir. Diğer etnik gruplar ise %1,9'luk bir kesimi oluştururlar.[42] Küçük etnik gruplar arasında Pamirler ve Yagnobiler bulunmaktadır.
Resmi dil Farsçanın bir lehçesi olan Tacikçe olmasına rağmen, yakın çağdaki etkileşimlerden dolayı Rusça da kullanılır ancak Rusçanın resmi bir statüsü yoktur.