17. yüzyıldan itibaren Umman Sultanlığı, Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'nda nüfuz için Portekiz ve Britanya İmparatorluklarıyla rekabet eden bir imparatorluktu. Ummanın etkisi ve kontrolü 19. yüzyılda zirveye ulaştığında toprakları Hürmüz Boğazı'ndan doğuda İran ve Pakistan'a ve güneyde Zanzibar'a kadar uzanıyordu.
20. yüzyılda saltanat İngiltere'nin etkisi altına girdi. 300 yılı aşkın süredir iki imparatorluk arasında kurulan ilişkiler karşılıklı faydaya dayalıydı. Birleşik Krallık, Umman'ın, Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'ndaki ticaret yollarını güvence altına alan ve Hint alt kıtasındaki imparatorluğunu koruyan bir ticaret merkezi olarak coğrafi önemini kabul etti. Umman, bir Sultan tarafından yönetilen ve gücün erkek soyundan geçen mutlak monarşidir. Kâbus bin Said, 1970'ten 10 Ocak 2020'deki ölümüne kadar padişahtı. Çocuksuz ölen Kabus, bir vasiyette kuzeni Heysem bin Tarık'ı halefi olarak adlandırmıştı ve aile onu Sultan olarak seçti.[6]
Umman'ın nüfusu yaklaşık 5,1 milyon kişidir. Nüfusun çoğu Arap Ummanlı olup, önemli Afrikalı, Pakistanlı, Hint ve Bangladeşli göçmen azınlıklara ev sahipliği yapmaktadır. İslam en yaygın ve resmî dindir. Arapça, İngilizce ve Hint dilleri bölgede yaygınca kullanılan dillerdir.
Tarih
Erken tarih
Bugünkü Umman topraklarında insan yerleşiminin izleri en az 10 bin yıl önceye dayanır. Umman'ın bugünkü kabile sisteminin kökleri Arap Yarımadası'nın güneybatısından MS 2. yüzyılda başlayan göç hareketine kadar uzanır. Kabile çekişmeleri ve İran'dan gelen saldırılar, bölgenin İslam dinini benimsediği 7. yüzyıla değin sürdü. Arap Yarımadasının coğrafî kopukluğunun yarattığı elverişli ortamda kolayca yayılma olanağı bulan Hariciliğe bağlı İbadiyye mezhebi, aynı zamanda bölgede siyasi birliğin sağlanmasına zemin hazırladı. Culende bin Mesud'un 751'de imam seçilmesiyle kabileleri bir araya getiren dinsel bir rejim ortaya çıktı. Büyük kabileler ve dinsel önderler arasındaki anlaşmayla belirlenen imamların yönetimi, Benu Nabhan'ın başa geçtiği 1154'ten sonra yerini istikrarsız hanedanlara bıraktı.
Deniz ticaretine bağımlılık nedeniyle güçlerini kıyı şeridine kaydıran hanedanlar, imamlık kurumunun 1428'de yeniden ortaya çıkmasıyla iç kesim üzerindeki denetimi büyük ölçüde kaybettiler. Öte yandan, 1507'de Maskat'a saldıran Portekizliler, kısa sürede bütün kıyı şeridini ele geçirdiler. 1521'de Osmanlı İmparatorluğu donamasının kısa süreliğine eline geçmiş Maskat,[7] 1581 ile 1588 yılları arasında yeniden Osmanlı kontrolüne girmiştir. Daha sonraki dönemlerde devam etmiş Portekiz egemenliği, 1624'te imam seçilen ve kabile çatışmalarına son veren Nasr bin Mürşid'in Portekizlileri bölgeden çıkarması ile son bulmuştur. Umman İmparatorluğu olarak adlandırılan bu devlet, İran ve Doğu Afrika'daki Portekiz kolonilerini de Umman'a bağladı ve kendi sömürgelerini kurdu.
Umman İmparatorluğu ve modern dönem
18. yüzyılda Hinavi ve Gafiri kabileleri arasında başlayan iç savaş, İran hükümdarı Nadir Şah'ın 1737'de Umman'ı ele geçirmesiyle sonuçlandı. İran kuvvetlerini yenilgiye uğratan ve tarafların uzlaşmasıyla imamlığa seçilen Ahmed bin Said, güçlü bir yönetim kuran bin Said hanedanının temellerini attı. Önce Seyyid, daha sonra da, sultan olarak anılan hanedan üyeleri, yeni fetihlerle Umman'ın deniz ticaretini güvence altına aldılar. İngilizlerle sıkı bir iş birliğine giden Said bin Sultan (1806-56) Zanzibar'ı önemli bir gelir kaynağı durumuna getirdi. Onun ölümünden sonra oğulları iktidar kavgasına düştüler ve 6 Nisan 1861'de Sultanlık, Zanzibar ile Umman ve Maskat olarak ikiye bölündü. 6. oğul Seyid Mecit bin Said El-Busaid (1834-1870) Zanzibar Sultanı, 3. oğul Seyid Tuvaini bin Said El-Said ise Umman Sultanı olmuştur. Böylece Umman ve Zanzibar hanedanın iki ayrı koluna geçti.
Umman'da İbadiyye imamına bağlı kabilelerin saldırılarına karşı koyamayan Teymur bin Faysal (1913-32), İngilizlerin arabuluculuğuyla iç kesimde özerk bir imamlık yönetimi kurulmasını kabul etti. Suudi Arabistan'dan destek gören İbadiyye imamının bağımsızlık girişimini gene İngilizlerin yardımıyla boşa çıkaran ve 1959'da bütün ülkede denetimi sağlayan Said bin Teymur'un (1932-70) baskıcı politikaları, 1965'te Zufar bölgesinde sol eğilimli Umman Halk Kurtuluş Cephesi'nin bir gerilla mücadelesine yol açtı. Bir saray darbesiyle babasının yerine geçen Kâbus bin Seyd El Ebu Seyd, 1975'te bu ayaklanmayı bastırdıktan sonra yönetimini sağlamlaştırma yönünde adımlar atarak geniş çaplı bir modernleştirme programına girişti.
Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler'e 1971'de katılan Umman, 1981'de de Körfez İşbirliği Konseyi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. ABD ile sıkı ilişkilerin yanı sıra ılımlı Arap devletleriyle yakınlaşmaya girerek Umman'ı dış dünyaya açılmasını sağlayan Kâbus yönetimi, İran-Irak Savaşı boyunca tarafsızlık politikası izledi. Körfez Savaşı sırasında belirgin bir rol oynamamasına karşın, üslerini batılı güçlere açmayı kabul etti. 1992'de Yemen'le imzaladığı anlaşmayla bu ülkeyle yaşadığı 25 yıllık sınır sorununa son verdi.
Coğrafya
Suudi Arabistan'la 676 km, Birleşik Arap Emirlikleri 410 km ve Yemen'le 288 km boyunca sınırı bulunan ülke Orta Doğu topraklarına yerleşmiştir. Kıyıda sıcak ve nemli, iç kısımlarda sıcak ve kuru iklim görülür. Ülkenin orta kısımları çöl ovalarından, kuzey ve güney kısımları ise engebeli dağlık bölgelerden oluşur. En yüksek noktası 2,980 m ile Cebel Şems'dir. Petrol, bakır, asbest, mermer, kireçtaşı, krom, alçıtaşı, doğal gaz ülkedeki başlıca doğal zenginliklerdir.
2020 verilerine göre Umman'ın nüfusu 5,106,458 kişidir. Ummanlı 2,994,601 (%59.98) kişi olup, nüfusun 1,997,763 (40.02%) kişiye tekabül eden geri kalanı Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi Güneydoğu Asya ülkelerinden çalışmaya gelmiş göçmenlerden oluşmaktadır. Okuryazarlık oranı 2015 verilerine göre yaklaşık %94'tür ve cinsiyete göre (erkeklerde %96, kadınlarda %86) farklılık göstermektedir.[8]
Din
The World Factbook'a göre ülkede baskın din aynı zamanda ülkenin resmî dini olan İslam'dır. 2020 verilerine göre Müslümanlar toplumun %85,9'unu oluştururken, Hristiyanlar %6,4'ünü, Hindular %5,7'sini, diğer inançlar ise %2'sini oluşturmaktadır. Umman vatandaşları ağırlıklı olarak İbadi veya Sünni, küçük bir kesim ise Şiidir.[9]
Dil
Arapça ülkedeki en yaygın ve resmî dildir.[10] Ülkede halk tarafından kullanılan Arapça değişkeleri arasında doğu bölgelerinde konuşulan Umman Arapçası, güneybatı bölgelerinde, Salalah şehri ve çevresinde bulunan Zufar Arapçası ve BAE'ye sınır bölgelerinde yer alan Körfez Arapçası bulunur. Tüm bu lehçeler Yarımada Arapçasının alt lehçeleri olarak sınıflandırılmaktadır.
Umman, mutlak monarşi altında yönetilen bir üniter devlettir. Yasama, yargı ve yürütme organları sultanın elinde toplanmış olup, ülkede güçler birliği gözlemlenmektedir. Sultanlık soy vasıtasıyla belirlenmektedir. Sultan, dış ilişkiler ve savunma gibi hususlarda mutlak yetkiye sahiptir ve yasalar sultanın kararnameleri ile oluşturulur.[14][15][16]Freedom House, ülkedeki politik sistemi "Özgür değil" olarak sınıflandırmaktadır.[17]
Yönetim birimleri
Umman, idarî açıdan "muhafaza" adı verilen 11 bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgeler kendi içerisinde daha küçük vilayetlere bölünmüştür. Umman 2011'den önce 4 valilik (muhafaza) ve 5 bölgeye ayrılmıştı. Şarkiye ve Batıne bölgelerinin kuzey ve güney kısımlarına ayrılmasıyla yeni valilikler oluşturulmuştur.
^Kharusi, N. S. (2012). "The ethnic label Zinjibari: Politics and language choice implications among Swahili speakers in Oman". Ethnicities. 12 (3). ss. 335-353. doi:10.1177/1468796811432681.