Kore Cumhuriyeti tarafından kontrol edilen bölge koyu yeşil renktedir; açık yeşil renkteki bölge, hak talebinde bulunulan ancak kontrol edilmeyen bölgedir.
Güney Kore çok gelişmiş bir ülke ve nominal GSYİH'ya göre dünyanın en büyük 10. ekonomisidir.[23] Vatandaşları, dünyanın en hızlı internet erişimine[24] ve dünyadaki en uzun yıllık yükseköğrenim eğitimine sahip olmakla birlikte,[25] dünyanın ikinci en yüksek sağlık koşullarına uyarlanmış yaşam beklentisine yol açarak dünyanın en yüksek kalitede sağlık hizmetine eşit erişimine sahiptir.[26] Dünyanın en büyük 9. ihracatçısı ve en büyük 9. ithalatçısı olan Güney Kore, birçok teknoloji ve yenilik odaklı alanda dünya lideridir. Güney Kore, 2014'ten bu yana 6 yıl boyunca Bloomberg İnovasyon Endeksi tarafından dünyanın en yenilikçi ülkesi seçildi.[27][28] 21. yüzyıldan bu yana, Güney Kore, Kore Dalgası olarak adlandırılan bir fenomen olan K-pop ve TV dizileri gibi küresel olarak etkili pop kültürüyle ünlüdür.[29][30][31][32][33]
Etimoloji
Kore ismi Goryeo isminden türemiştir. Adı Goryeo, ilk olarak eski Goguryeo krallığı tarafından 5. yüzyılda isminin kısaltılmış şekli olarak kullanılmıştır. Goryeo'yu 10. yüzyıl krallığı olan Goguryeo'yu takip etti[34][35][36][37] ve dolayısıyla ziyaret eden Pers tüccarlar tarafından "Kore" olarak kabul edilen ismini devraldı.[38] Kore'nin modern hecelemesi, ilk olarak 17. yüzyıl sonlarında Hollanda Doğu Hindistan Şirketi Hendrick Hamel'in seyahat yazılarında ortaya çıktı.[39] 19. yüzyıldaki yayınlarda Corea ve Kore yazımlarının bir arada bulunmasına rağmen, bazı Koreliler Japon işgali sırasında İmparator Japonya'nın, Japonya'yı ilk alfabetik olarak göstermelerini sağladığı için Japoncanın yazımını kasıtlı olarak standartlaştırdığını iddia ediyor.[39][40][41]
Goryeo'nun 1392'de Joseon ile değiştirilmesinden sonra Joseon, tüm dünyada kabul görmemiş olmasına rağmen, tüm bölge için resmî isim oldu. Yeni resmî isminin kökeni antik Gojoseon (Eski Joseon) ülkesinde. 1897'de Joseon hanedanı ülkenin resmî adını Joseon'dan Daehan Jeguk'a (Kore İmparatorluğu) değiştirdi. Daehan (Büyük Han) adı, Güney Kore Yarımadası'ndaki eski konfederasyonlardan değil, Kore Üç Krallığına atıfta bulunan Samhan'dan (Üç Han) türemiştir.[42][43] Ancak Joseon ismi Koreliler tarafından, artık resmî adı olmamasına rağmen, ülkelerini belirtmek için hala yaygın olarak kullanılıyordu. Japon yönetimi altında, iki isim Han ve Joseon bir arada yaşadılar. Bağımsızlık için mücadele eden ve en önemlisi Kore Cumhuriyeti'nin Geçici Hükûmeti olan (임시 정부/大韓民國 臨時 several) birkaç grup vardı.
Japonya'nın teslim edilmesinin ardından, 1945'te Kore Cumhuriyeti (대한민국/大韓民國, IPA: ˈtɛ̝ːɦa̠nminɡuk̚, "Büyük Koreli Halk Devleti"; dinle), yeni ülke için yasal İngilizce adı olarak kabul edildi. Ancak, Korece adının doğrudan bir çevirisi değildir.[44] Sonuç olarak, Korece ismi "Daehan Minguk", Güney Koreliler tarafından bazen Güney Kore devletinden ziyade Kore etnik kökenine (veya "ırk") atıfta bulunmak için bir metonim olarak kullanılıyor.[44][45]
Hükûmet yalnızca Kore Yarımadası'nın güney kısmını kontrol ettiğinden, gayri resmi Güney Kore terimi Batı dünyasında giderek daha yaygın hale gelmeye başladı. Güney Koreliler, hem Korelileri toplu olarak ifade etmek için Han (veya Hanguk) kullanırken, hem de Çin ve Japonya'da yaşayan Kuzey Koreliler ve etnik Koreliler bunun yerine Joseon terimini kullanmaktadır.
Kore tarihi, Kore kuruluş mitolojisine göre efsanevi Joseon'un MÖ 2333 Dangun tarafından kurulmasıyla başlıyor[46] (genellikle "Gojoseon" olarak da biliniyor, 14. yüzyılda kurulan başka bir hanedanla karıştırmamak için; önek Go- 'eski' veya 'önceki' demek). Gojoseon Kore Yarımadası'nın kuzeyini ve Mançurya'nın bazı bölgelerini kontrol altına alana kadar genişledi. Çin'in Han Hanedanı ile sayısız çatışmalar girdikten sonra, Gojoseon parçalandı ve Kore Proto-Üç Krallık dönemine girdi.
Ortak çağın yüzyıl başlarında, Buyeo, Okjeo, Dongye ve Samhan devletler birliği yarımadayı ve Mançurya'nın güney kısımlarını işgal etti. Bu devletlerin çöküşünden sonra Goguryeo, Baekje ve Silla gibi birçok çeşitli küçük devletler büyümeye başladı ve yarımadayı Kore'deki Üç Krallık adına kontrol etti. Üç Krallığın 676'da Silla altında birleşmesi sonucu Kore Kuzey Güney Devletleri Dönemine girdi, böylece Kore yarımadasının büyük kısmını Birleşik Silla'nın kontrolünün altındaydı, aynı zamanda Balhae Goguryeo'nun kuzey bölgelerinde başarılı bir şekilde bulunuyordu. Birleşik Silla döneminde şiir sanatı ve sanat teşvik edildi ve Budizm kültürü gelişti. Kore ve Çin arası ilişkiler bu dönem iyi kaldı. Ancak Birleşik Silla iç çekişmeler yüzünden zayıfladı ve Goryeo'ya 935'te teslim oldu. Silla'nın kuzeydeki komşusu Balhae bir devlet olarak Goguryeo'nun vârisi olarak kuruldu. En yüksek döneminde, Balhae Mançurya'nın büyük bir kısmını ve Rusya'nın bazı bölgelerini kontrol etti. Balhae 926'da Kitanlılar'ın eline düştü.
Yarımada Goryeoİmparatoru Taejo Wang Geon tarafından 936'da birleşti. Aynı Silla gibi, Goryeo son derece kültürlü bir devletti ve 1377'de Jikji oluştu, dünya'nın hareketli en eski metal tipli matbaa makinesini kullanılarak.[47] 13. yüzyıldaki Moğol istilaları Goryeo'yu güçsüzleştirdi. 30 yıl savaşın ardından, Goryeo Kore üzerindeki hakimiyetini devam etti ama yine de Moğollara haraç ödedi ama bunun karşılığında Moğolların müttefiki oldu. Moğol İmparatorluğunun çökmesinin ardından, Goryeo'yu ağır siyasi çekişmeler izledi ve Goryeo hanedanı general Yi Seong-gye tarafından yürütülen bir isyan sonucu 1388'de Joseon hanedanı ile değiştirildi.
Kral Taejo Kore'nin yeni adını Gojoseon'nu göz ardı ederek "Joseon" olarak deklare etti ve başkenti Seul'a taşıdı. Joseon Hanedanının ilk 200 yıllı oldukça barışçıl geçti ve 15. yüzyılda Kral Büyük Sejong döneminde Hangıl'ın oluşmasını izledi, ayrıca bu dönem ülkede Konfüçyüsçülük'un önemi arttı.
Ancak, sonraki seneler Joseon hanedanı dış ilişkilerde ve dış dünyadaki izolasyonlarda aşırı bir şekilde Çin'e bağlıydı. 19. yüzyıl sırasında Kore izolasyon politikası yüzünden Münzevi krallık olarak adlandırıldı. Joseon Hanedanı kendisini Batılı emperyalizm'den korumak için bu adımı attı, ancak sonunda zorunlu bir şekilde kendisini ticaret için dünyaya açtı. Birinci Çin-Japon Savaşı ve Rus-Japon Savaşı ardından Kore Japon egemenliği altına girdi (1910-1945). İkinci Dünya Savaşının sonunda, Japonlar Sovyet ve Amerikan güçlerine teslim oldu, sonuç olarak Kore'nin kuzeyi Sovyet; güneyi de Amerikan yönetimine kaldı.
1943'te Kahire Deklarasyonu esnasında yapılan ilk plana göre birleşik bir Kore planı kararlaştırılmıştı ancak Sovyetler Birliği ve ABD arasında tırmanan Soğuk Savaş nedeniyle Kore yarımadasında iki ayrı hükûmetin kuruldu. Her biri kendi ideolojileri ile Kore'nin bölünmesine yol açtı. Böylece Kore, 1948 tarihinde bölündü ve kendi siyasi idareleri olan iki devlet oluştu. Kuzey Kore'de eski Japon karşıtı gerilla ve komünist eylemci Kim Il-sung Sovyetlerin desteği ile güç kazandı ve Güney Kore'de sürgünde olan sağcı Koreli siyasi lider Syngman Rhee Güney Kore'nin devlet başkanı olarak göreve geçti.
25 Haziran 1950'de Kuzey Kore, Güney Kore'yi işgal etmeye kalktı ve bu da Kore Savaşını kıvılcımladı. Bu savaş Soğuk Savaş döneminin ilk büyük çatışmasıydı. Aynı zamanda Sovyetler BirliğiBirleşmiş Milletler'i boykot etti ve bu da veto haklarını yitirmelerine yol açtı. Üstün Kuzey Kore kuvvetlerinin bütün ülkeyi birleştireceği belli olunca Sovyetler Birliği'nin veto hakkını kaybetmesi ile Birleşmiş Milletler böylece iç savaşa müdahale etme imkânı buldu. Sovyetler Birliği ve Çin, Kuzey Kore'yi her anlamda destekledi. Daha sonraki seneler Çin ordusundan milyonlarca asker Kuzey Kore'ye askeri anlamda destek olmak için savaşa katıldı. İki tarafta oluşan bu büyük gelişmelerden sonra ve sivil Kore halkının hem güneyde hem kuzeyde gördüğü büyük kayıplardan sonra savaş sonunda bir çıkmaza girdi. 1953 senesinde ateşkes sağlandı ama bu ateşkes hiçbir zaman Güney Kore ve Kuzey Kore tarafından imzalanmadı. Böylece yarımada iki ülke arasındaki orijinal sınır yakınlarında askerden arındırılmış bölge ile ikiye bölündü. Barış antlaşması iki devlet arasında imzalanmadı. Bu teknik olarak iki ülkenin bugünde hâlâ savaş halinde bulunduklarını gösteriyor. Kore savaşı neticesinde en az 2,5 milyon insan öldü.[48]
1960'ta bir öğrenci ayaklanması sonucu otokratik devlet başkanı Syngman Rhee istifa etmek zorunda kaldı. Bu istifadan sonra Güney Kore siyasi istikrarsızlık bir döneme girdi. General Park Chung-heeSyngman Rhee'nin istifasından bir sene sonra askeri bir darbe yaptı ve Park Chung-hee başkanlık görevine geçti. Park Chung-hee döneminde Kore'de hızlı ihracata dayalı ekonomik bir büyüme sağlandı ama bu dönemde Güney Kore'ye uygulanan siyasi ağır baskılar yoğunlaştı. Kore ekonomisi onun görevi süresince önemli ölçüde gelişmiş olmasına rağmen ağır bir şekilde acımasız bir askeri diktatör olmakla eleştiriliyordu. Devlet başkanlığı görevi, 1979 yılında bir suikaste uğrayana kadar devam etti.
Bu suikast ülkede önemli siyasi tartışmalar yaşanmasına sebep oldu. Eski bastırılmış muhalefet liderleri oluşan bu siyasi boşlukta devlet başkanı olmak için kampanyalar başlattı. 1979'da Chun Doo-hwan tarafından Choi Kyu Hah'nın geçici hükûmetine 12 Aralık darbesi yapıldı. Choi Kyu Hah o sıralar geçici devlet başkanıydı ve Park hükûmeti sırasında başbakanlık görevini yürütmüştü. Chun Doo-hwan darbeden sonra çeşitli önlemler alarak iktidara yükseldi. Geniş bir sıkıyönetim kararı alarak üniversiteleri kapattı, siyasi faaliyetleri yasakladı ve basını kısıtladı. 17 Mayıs tarihinde devlet başkanlığı görevine geçtikten sonra Güney Kore'nin genelinde protestolar başladı. Çünkü halk demokrasi talep ediyordu. Özellikle Gvangju şehrinde oluşan Gvangju Demokratikleşme Hareketi protestolarının yoğunlaşması sebebiyle bu şehre özel kuvvetler gönderildi.[49]
1987 yılında Seul Ulusal Üniversitesi'ne giden bir üniversitelinin işkenceyle öldürülmesine kadar Chun ve hükûmeti Güney Kore'yi despot bir idare altında tuttu.[50] 10 Haziran'da Katolik Rahipler Adalet Derneği bu olayı halka taşıdı, bu da ülke çapında büyük gösterilere neden oldu. Sonunda Chun'un partisi Demokratik Adalet Partisi ve parti lideri Roh Tae-woo 29 Haziran Bildirgesini ilan etti. Bu bildirgede devlet başkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi ön görülüyordu. Roh seçimi az bir farkla muhalefet liderleri Kim Dae-Jung ve Kim Young-Sam karşı kazandı.
Haziran 2000'de devlet başkanı Kim Dae-Jung'un Güneş Politikası angajmanı, Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'da Inter-Kore Zirvesi'nin düzenlenmesine neden oldu. Bir sene sonra Kim Güney Kore ve Doğu Asya'da demokrasi ve insan hakları için yaptığı çalışmalar ve özellikle Kuzey Kore'yle barış ve uzlaşma çabaları için Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.[52]
Güney Kore'nin güney ve batı kıyıları çok girintili ve çıkıntılıdır. Birçok yarımada ve küçük adalarla çevrilmiştir. Bu kısımlarda, Busan ve İnchon en önemli limanlarındandır. Doğu bölümü dağlık olmasına rağmen, batı bölümü geniş alanlar, ovalar ve tepelerle kaplıdır. Doğu bölümünde tabii limanlar da yoktur. Genellikle dağlıktır. Fakat dağlar yüksek değildir. En yüksek dağı 1916 m ile Chiri San Dağı'dır. Önemli nehirleri arasında Nakdong, Han ve Incheon ırmakları sayılabilir.[53]
İklim
Güney Kore'nin iklimi, kışın karalardan esen soğuk rüzgârların etkisindedir. Kışın ülkede kar nadiren yağarken yağmur görülmez. Güneşli ve açık bir hava olmasına karşın ayaz nedeniyle hava sıcaklığı çok düşer.
Ülke yazları Pasifik'ten esen sıcak ve nemli muson rüzgârlarının etkisi altına girer. Yıllık yağış ortalaması 1270 mm'dir. Güneyde Eylül ayında ülke genelinde ise Temmuz ayında sık sık tayfunlar görülür. Temmuz ayı bütün ülkede çok yağışlı geçer.
Ülkenin yüzey şekilleri iklimi etkiler. Muson rüzgârları sayesinde bitki örtüsü arasında tropikal bitkiler de yer alır. Ülkede en düşük sıcaklık ortalaması -25 °C, en yüksek sıcaklık ise 38 °C'dir. Ülkede tüm yıl boyunca gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkları çok düşüktür.
Birçok demokratik devlet gibi,[54] Güney Kore'nin yönetme şekli üç ayağa bölünüyor: Yürütme, yargı ve yasama organı. Güney Kore'nin yürütme ve yasama organları ulusal düzeyde başlıca görev yürütüyor, gerçi yasama organındaki çeşitli bakanlıklarda yerel seviyede de görevlerini gerçekleştirebiliyor. Yerel hükûmetler yarı-özerktir ve kendilerine ait yasama ve yürütme organları vardır. Yargı organı görevini hem ulusal hem yerel düzeyde yürütüyor. Güney Kore anayasal bir demokrasiye sahiptir. Güney Kore'nin hükûmet yapısı Güney Kore Anayasası tarafından belirlenir. Bu belge cumhuriyetin 1948 yılında ilan edildikten sonra birkaç kez revize edildi. Bu revizelere rağmen anayasa birçok özelliklerini koruyabildi, sadece kısa süreli İkinci Güney Kore Cumhuriyeti döneminde hariç, ülke her zaman başkanlık sistemine dayalı bir şekilde bağımsız bir icra kurulu başkanı ile yönetildi.[55]Güney Kore'de seçimler ilk defa doğrudan 1948'de gerçekleştirildi. Güney Kore tarihinde birçok kez 1960'lardan başlayan ve 1980'lere kadar uzanan askeri diktatörlükler ve darbeler yaşamış olsa da o günden bu güne ülke başarılı liberal bir demokrasiye sahip. The World Factbook bugünlerde Güney Kore demokrasisini "tamamen işleyen modern bir demokrasi" olarak tanımlıyor.[56]
Yasama görevini üzerine alan Güney Kore Parlamentosu'nun 299 üyesi vardır. Meclis üyeleri 4 yıl için halk tarafından seçilirler. Cumhurbaşkanının meclisi feshetmek yetkisi vardır.
Güney Kore'de başkanlık sistemi hakimdir. 1972 Anayasasıyla yürütme görevi, Ulusal Konferans tarafından beş yıl için seçilen Devlet Başkanı'na verilmiştir. Ülkede Devlet Başkanı, yürütmenin başıdır ve beş yıl için halk tarafından seçilir. Yürütmeyle ilgili kararların tamamı başkanın kontrolündedir. Başkanlığa aday olacak kişi eğer herhangi bir siyasi kimliğe sahipse (parti üyeliği veya milletvekilliği gibi) seçimlerden en az bir yıl önce bu görevinden istifa etmek zorundadır.
Güney Kore'de meclis tarafından içinden veya dışından bir kişi Başbakan adayı olarak gösterilmekte ve bu kişinin adaylığının açıklanmasından sonra en fazla 20 gün içinde parlamentoda bir oturum yapılarak Başbakan adayının oylanması gerekmektedir. Bu oylamada parlamento üyelerinin en az yarısının hazır bulunması ve adayın Başbakan olabilmesi için geçerli oyların salt çoğunluğunu alması gerekmektedir.
Güney Kore'de Başkanlık sistemi olduğundan yani yürütmenin Devlet Başkanında olması nedeniyle Başbakanın yönetimdeki rolü zayıf kalmaktadır. Başbakan, daha çok Meclis ve Devlet Başkanı arasında bir köprü görevi görmektedir.
Güney Kore'nin 188'den fazla ülkeyle diplomatik ilişkileri bulunuyor. Ayrıca ülke 1991'den beri Birleşmiş Milletler'e üyedir. Güney Kore ve Kuzey Kore aynı zamanda BM'ye üye oldular. 1 Ocak 2007 tarihinde, Güney Kore Dışişleri Bakanı Ban Ki-moonBirleşmiş Milletler Genel Sekreteri görevini devraldı. Ülkenin ayrıca Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'le ASEAN Plus three devleti olarak gelişmiş ilişkileri ve gözlemcileri de bulunuyor. Ayrıca Güney Kore Doğu Asya Zirvesi'ne üye ülkelerden biri.
2010 senesinde Güney Kore ve Avrupa Birliği arasında serbest ticaret anlaşması, ticaret engellerini ortadan kaldırmak için imzalandı. Güney Kore ayrıca Kanada devletiyle de serbest ticaret anlaşması müzakereleri[57] sürdürüyor ve bir başka müzakere Yeni Zelanda ile yürütülüyor.[58] 2009 yılının Kasım ayında Güney Kore OECD'nin Kalkınma Yardımları Komitesine üye oldu, ilk defa eskiden yardım almış bir ülke bu gruba verici bir devlet olarak üye olmuştu. Güney Kore, 2010 yılının Kasım ayında G-20 zirvesini kendi topraklarında gerçekleştirdi.
Türkiye, Güney Kore'yi resmi olarak 11 Ağustos 1949 yılında, bağımsız bir devlet olarak tanımıştır. İki ülke arasındaki ilişkilerin sağlam ve olumlu bir temele sahip olmasının bir nedeni, Türkiye'nin 1950 Kore Savaşı sırasında Yarımadaya asker göndermesi ve çok sayıda kayıp vermesi olarak görülebilir.[59]
İki ülke arasındaki ilişkilerde siyasi alanda bir sorun bulunmamaktadır. Güçlü bir dostluk temelinde kurulan ilişkiler düzenli siyasi diyalogla sürdürülmektedir. Güney Kore ve Türkiye uluslararası alanda birbirlerine destek vermektedirler. Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Güney Kore'yi 14 ve 16 Haziran 2010 arası ziyarete gitmiştir. 2012 yılında dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kore'yi ziyarete gitmiştir ve Nükleer Güvenlik zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulunmuştur.[60][61]
Tarihi açıdan, Kore'nin Çin'le yakın ve iyi ilişkileri oldu. Güney Kore kurulmadan önce, Kore bağımsızlık savaşçıları Çin askerleri ile Japon işgaline karşı beraber savaştı. Ancak II. Dünya Savaşından sonra Çin Halk Cumhuriyeti Maoizm'i kucakladı oysa Güney Kore Amerika Birleşik Devletleri'yle yakın ilişkiler kurma arayışındaydı. Çin Halk Cumhuriyeti bunun üzerine Kuzey Kore'yi Kore savaşı esnasında askerlerle ve askeri malzemelerle destekledi, bunun ardından iki devlet arasındaki diplomatik ilişkiler neredeyse tamamen durduruldu. Yine de iki devlet arasındaki ilişkileri giderek düzeldi ve Güney Kore ile Çin Halk Cumhuriyet arasındaki resmî diplomatik ilişkiler yeniden 24 Ağustos 1992'de kuruldu. İki devlet ikili ilişkilerini düzeltme çabasına girdiler ve aralarındaki kırk yıllık ticaret ambargosunu kaldırdılar,[62] ayrıca 1992'den sonra Güney Kore ve Çin'in ilişkileri sürekli iyileşti.[62] Kore Cumhuriyeti Çin Cumhuriyeti ile arasındaki ilişkiyi Güney Kore Çin Halk Cumhuriyeti'yle resmî ilişkiye girdikten sonra durdurdu.[63]
Avrupa Birliği ile olan ilişkiler
Avrupa Birliği (AB) ve Güney Kore ticaret alanında iki önemli işbirlikçi, aralarında serbest ticaret anlaşması bulunuyor ve Güney Kore 2006 yılından sonra böylece öncelikli olarak Avrupa Birliğinin serbest ticaret ortağı olarak belirlenmiştir. Serbest ticaret anlaşması Eylül'ün 2010 senesinde onaylandı, İtalya'nın koşullu bir şekilde serbest ticaret anlaşmasındaki veto hakkında vazgeçmesinden sonra.[64] İtalya'yla yapılan uzlaşma serbest ticaret anlaşmasının 1 Temmuz 2011 tarihinde geçici yürürlüğe girecek olması. Güney Kore Avrupa Birliği'nin en önemli sekizinci ticaret ortağı ve Avrupa Birliği Güney Kore'nin en çok ihracat yaptığı ikinci bölge. Güney Kore ile AB arasındaki ticaret 2008 yılında 65 milyar doları aştı ve 2004'ten 2008'e kadar iki ülke arasındaki ticaret kazancı ortalama yıllık % 7.5 gibi bir büyüme sağladı.[65]
Avrupa Birliği 1962'den beri Güney Kore'ye en yüksek yatırım yapan dış yatırımcı ve AB'nin Kore'ye 2006 yılında doğrudan yatırım oranı %45'i buldu. Buna rağmen AB firmalarının önemli sorunları bulunuyor Güney Kore pazarında. Avrupa Birliği'nin Güney Kore pazarında erişim ve faaliyet yapabilmesi için katı standartlar ve ürün ve hizmetler için konulan sert test şartları bulunuyor. Bu nedenlerden dolayı ticarette engeller oluyor. İki taraflı ilişkilerin iyi tutulması AB'nin doğrudan yatırımları yüzünden önemli, o yüzden Avrupa Birliği durumun düzelmesi için arayış içinde.[65]
Japonya ve Kore arasında hala uzun soluklu siyasi krizler devam ediyor, bunların arasında en çok göze çarpan Kore sivil halkına karşı yapılmış Japon savaş suçları, geçmiş zamanda Japon politikacıların Yasukuni Tapınağı'na yaptıkları ziyarette savaşta ölen Japon askerlerine saygı göstermeleri (bazı A sınıfı savaş suçluları dahil) Kore ve Çin hükûmetleri tarafından kınandı, iki ülke arasında başka bir sorun Japonya'daki tarih dersi kitaplarının üzerindeki tartışmalar, çünkü Japonya İkinci Dünya Savaşı sırasında olan bazı şeyleri yeniden yazması da iki ülke arasındaki ilişkileri yıpratıyor. Ayrıca başka büyük bir sorun Japonya ve Güney Kore arasındaki sınır anlaşmazlıkları özellikle Dokdo adaları üzerindeki anlaşmazlıklar iki ülke arasındaki ilişkiyi kötü yönde etkiliyor.[70]
Japonya başbakanı Junichiro Koizumi'nin Yasukuni Tapınağını tekrar ziyaret etmesinden sonra Güney Kore Devlet Başkanı Roh Moo-hyun Japonya ve Güney Kore arasındaki bütün zirve toplantılarını cevap olarak iptal etti.[71]
Kuzey Kore ile olan ilişkiler
İki ülke Kuzey ve Güney Kore hâlâ resmî olarak bütün yarımada ve diğer uzak adalar üzerinde egemenlik talebinde bulunmaktadır. 1950'den 1953'e kadar süren Kore Savaşından sonra iki devlet arasında hâlâ uzun sürelik bir düşmanlık yaşanmakta ancak yine de Kuzey Kore ve Güney Kore aralarında barışı sağlamak için barış antlaşmaları imzalamıştır.[72]Roh Moo-Hyun ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-il kalıcı barışı sağlamak için sekiz maddelik bir antlaşma imzaladılar, bu antlaşmanın içeriği üst düzey görüşmelerin sağlanması, ekonomik işbirliği, tren hizmetleri, karayolu ve havayolu taşımacılığının yenilenmesi ve ortak bir Olimpiyat tezahürat kadrosu kurulması gibi konuları içeriyordu.[72]
Güneş Politikası ve uzlaşma politikası çabalarına nazaran, iki ülke arasındaki barış süreci Kuzey Kore'nin 1993, 1998, 2006 ve 2009'da yürüttüğü füze denemeleri yüzünden zor duruma girdi. 2009 yılının başlarında Kuzey ve Güney Kore arasındaki ilişki gerginleşti, Kuzey Kore bunun üzerine füzeler hazır bulundurduğunu bildirdi,[73] Güney Kore'yle yapılan bütün antlaşmaların iptal edildiğini bildirdi[74] ve Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri'ne tehditler savurdu eğer planlandığı gibi bir uyduyla bu gelişmelere müdahale ederlerse.[75] Kuzey ve Güney Kore hala resmî olarak savaş durumundalar (Kore Savaşından sonra barış antlaşması imzalamadılar) ve Dünya'nın en güçlü tahkim edilmiş sınırını paylaşıyorlar.[76] 27 Mayıs 2009'da Kuzey Kore medyaları ateşkesin artık geçerli olmadığını bildirdi ve bunun nedeni Güney Kore hükûmetinin kesinlikle Nükleer Yayılmaya Karşı Güvenlik Girişimine üye olmaya hazırlandığı için olarak gösterdiler. İki devlet arasındaki ilişkileri daha da karmaşık bir duruma sokan ve gerginliği artıran başka bir olay, Mart 2010'da Güney Kore'ye ait ROKS Cheonan gemisinin batması sonucu oluştu, çünkü Güney Koreli yetkililer geminin Kuzey Kore tarafından atılan torpedo sonucu batmasını onayladı ama Kuzey Kore bu iddiaları reddetti.[77] Bunun üzerine Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-bak yaptığı bir açıklamada Seul'un Kuzey Kore ile alakadar bütün ticaret alanındaki ilişkileri keseceğini bildirdi, Kuzey Kore'yi karşı alınmış bir önlem olarak öncelikle diplomatik ve mali alanda ülkeyi geri vurmak olduğu söylendi. Kaesong Sanayi Projesi ve insani yardımların Güney Kore tarafından kısıtlanmayacağı açıklandı.[78] Kuzey Kore, başlangıçta tüm bağları koparmak için Güney Kore'yi tehdit etti, önceden yapılan saldırmama paktını tamamen iptal edeceğini ve bütün Kaesong Sanayi Bölgesi'nde yaşayan Güney Korelileri ülkeden atacağını bildirdi ama bütün tehditlerini geri çekti ve Güney Kore'yle ilişkileri devam etmeye karar verdi. Yine de devam eden ilişkilere rağmen, oluşan askeri çatışmalar yüzünden, Kaesong sanayi bölgesi yatırımda ve işçi gücünde büyük bir düşüş görüldü.
2010 senesinde iki ülke arasındaki yaşanan olaylar:[78]
Güney Kore'deki başlıca idari bölümleri ülkenin illere, büyükşehirlere (kendi kendini yöneten şehirler hiçbir il'e dahil olmadan) ve bir tane özel şehire bölünmesiyle oluyor.
Kore'nin tarihi boyunca işgale uğraması ve Kuzey Kore ile hâlen devam askeri ve siyasi gerginlik yüzünden SAGP'sinin %2,6'sını askeriye için harcıyor. Bu devlet harcamaların %15'in teşkil ediyor (Hükûmetin GSYİH'deki payı: %14,97). Ayrıca erkekler için zorunlu askerlik geçerli.[80] Bu nedenle Güney Kore dünyadaki en büyük altıncı hazır ordusuna sahip, 2011'de toplam 650.000 aktif asker görev başındaydı.[81] Güney Kore askeriyesi ayrıca 3,200,000 yedek askerle dünyanın en büyük ikinci yedek asker sayısına sahip[81] ve dünyadaki bütün ülkeler arasında askeri harcamalarda on birinci sırayı alıyor. Kore Cumhuriyeti toplam 3.7 milyon aktif ve yedek asker sayısı ile nüfusa göre (50 milyon) kişi başına asker olma sayısında Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin[82] ardından ikinci sırada yer alıyor.[81]
Güney Kore'de zorunlu askerliğin yanında, ayrıca her sene 1.800 Koreli erkek 21 ay KATUSA programına katılmak için seçiliyor; bunun amacı USFK'yı güçlendirmek.[85] 2010 yılında Güney Kore ABD ile yaptığı maliyet-paylaşımı-anlaşması sonucu 1.69 milyar ₩, bütçe sağlamak amacıyla Kore'de bulunan ABD güçlerine verdi. 29.6 milyar ₩ kendi askeriyesi için harcadı.
Kore Cumhuriyeti Kara Kuvvetlerinin hizmetinde bulunan toplam 2,500 tane tank var, bunların arasında K1A1 ve K2 Black Panther tanklarıda bulunuyor.
Doğal kaynaklar
Eskiden ormanlarla kaplı olan ülkede denetimsiz kesim, yangın, hastalık ve savaş yüzünden ormanlar kalmamıştır. Kore Savaşından sonra devlet başkanının emri ile geniş alanlarda çam ormanları oluşturulmuştur. Ayrıca bambu ağacı yönünden de zenginliğe sahiptir.
Dünyada etnik ve dil açısından en fazla homojen bir yapıya sahip ülkelerden biri Güney Kore'dir.[kaynak belirtilmeli] Azınlık olarak sadece küçük bir Çin topluluğu vardır. KorelilerMançurya'da yüzyıllar boyunca yaşamışlardır. Geçmişteki politik, ekonomik ve sosyal istikrarsızlıklar birçok Güney Koreli'nin başta ABD ve Kanada'ya göç etmesine neden olmuştur. Kaliforniya'da önemli derecede Koreli yaşamaktadır. Koreli Amerikalıların sayısının bir milyonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Şu anda Güney Kore'den gerçekleşen göç ve ülkeye gelenlerin sayısı hemen hemen birbirine eşittir.
Nüfus artış oranı da 1950'lerde %3'ten daha fazla iken bu oran 2005 yılında %0,38'lere kadar gerilemiştir. Bunun sebebi de insanların daha az çocuk sahibi olma isteklerinden kaynaklanmaktadır. 1960 yılından itibaren hızlı bir kentleşme ve kırsal alanlardan şehirlere doğru bir göç dalgası başlamıştır.
Nüfus 2013 yılı rakamlarına göre 50.219.669'dur. Hızlı nüfus artışı bir zamanlar ciddi bir sosyal problem olmasına rağmen, başarılı aile planlaması kampanyaları ile doğum oranı düşürülmüştür.
Şu anda nüfusun %85'i şehirlerde yaşamaktadır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra 4 milyondan fazla bir nüfus Kuzey taraftan Güney’e geçiş yapmıştır. Bu aniden meydana gelen nüfus artışı Güney Kore'den gerçekleşen göçlerle birlikte dengelenmiştir. Güney Kore'nin ekonomisini geliştirmesi ve politik istikrara kavuşması ise 1990 yıllarının ortalarını bulmuştur.
Güney Kore'de yaklaşık olarak 378.000 yabancı işçi bulunduğu ve bunun %52'sinin yasal olmayan yollardan çalışmakta olduğu ifade edilmektedir. Bu iş gücünün büyük bir kısmı Güney Asya ülkelerinden gelmektedir. Yabancı işçilerin büyük çoğunluğu Hindistan, Sri Lanka, Myanmar, Filipinler ve Sovyetler Birliği ülkelerinden gelmektedir. Nijerya'dan da çok sayıda işçi ülkede çalışmaktadır.
En büyük şehir, başkent Seul’dür. Kore, Çin ile Japonya arasında bir köprü olmasına rağmen, kendilerine has bir kültür geliştirmiştir. Köylerde yaşayan Koreliler, yüzyıllar önceki gibi giyinir ve yaşarlar. Şehirlerde yaşayanlar ise Batı dünyasının etkisindedirler.
Güney Kore, verilere göre dünyanın en düşük doğum oranına sahip ülkesi olarak kabul edilmektedir.[86] 2022'de kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı 0.78 olarak kaydedilmişken, bu oran 2023'te 0.72'ye düşmüştür. İlerleyen yıllarda bu rakamın daha da azalması beklenmektedir. Bu durum, ülke genelinde bir "ulusal acil durum" olarak değerlendirilmektedir.[87]
Güney Kore’de doğum oranındaki düşüş, çeşitli sosyal ve ekonomik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Yüksek konut fiyatları, eğitim masrafları ve uzun çalışma saatleri, aile kurma kararını olumsuz etkilemektedir. Güney Kore’deki gençler, çocuk sahibi olmanın getireceği maddi yükü karşılamakta zorlanmaktadır. Çalışma çağındaki nüfusun yarı yarıya azalması, zorunlu askerlik hizmetine uygun kişilerin sayısının düşmesi ve nüfusun yaşlanması, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısı üzerinde büyük baskılar oluşturmaktadır.
Hükümetin Attığı Adımlar
Güney Kore hükümeti, bu sorunu çözmek için büyük yatırımlar yapmaktadır. Son 20 yıl içinde yaklaşık 379,8 trilyon KRW (286 milyar dolar) harcama yapılmıştır. Bu çabalar arasında çocuk sahibi olan ailelere yönelik aylık ödemeler, sübvanse edilmiş konut projeleri ve ücretsiz ulaşım hizmetleri bulunmaktadır. Hükümet, ayrıca tüp bebek tedavileri ve hastane masraflarını da karşılamaktadır.[88] Ancak bu teşvikler yine de yeterli kalmamıştır.
Din özgürlüğü anayasa tarafından güvence altına alınmıştır ve devletin dini yoktur.[89] 2015 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre Güney Kore nüfusunun yarıdan fazlası (%56,1) herhangi bir dini kuruluşa bağlı olmadığını beyan etmiştir. 2012 yılında yapılan bir ankette katılımcıların %52'si kendilerini "dindar", %31'i "dindar değil" ve %15'i ise kendilerini "ateist" olarak tanımlar.[90] Dini bir örgüte bağlı kişilerin çoğu Hıristiyan veya Budisttir. 2015 nüfus sayımına göre nüfusun %27,6'sı Hristiyan (%19,7'si kendisini Protestan, %7,9'u Katolik olarak tanımlıyor) ve %15,5'i Budisttir.[90] Yaygın olmayan diğer inançlar arasında İslam,[91] yerel Won Budizmi mezhebi ve Konfüçyüsçülük bulunur.
Hristiyanlık, diğer Doğu Asya ülkelerinden farklı olarak 18. yüzyılda Kore'de verimli bir zemin buldu ve 18. yüzyılın sonuna gelindiğinde, gerileyen monarşinin onu desteklemesi ve ülkeyi özgürlüğe açması nedeniyle nüfusun büyük bir bölümünü ikna etti. Batılılaşma projesinin bir parçası olarak yaygın Hristiyanlık dini propagandası yapılması ve Japon Şinto ve Çin'in dini sisteminden farklı olarak hiçbir zaman yüksek statüye sahip bir ulusal din haline gelmeyen Kore Şamanizmi'nin zayıflığı Hristiyanlığın ülkede yayılmasına katkı sağladı.[92] Güney Kore aynı zamanda ABD'den sonra en fazla Hristiyan misyoner bulunan ülkedir.[93]
Korece, Güney Kore'nin resmi dilidir ve çoğu dilbilimci tarafından izole dil olarak sınıflandırılır. Çinceden çok sayıda alıntı sözcük içermektedir. Korece, öğrenilmesi zor olan ve Kore diline pek uymayan Klasik Çin Hanja karakterlerine uygun bir alternatif sağlamak için 1446 yılında Kral Sejong tarafından oluşturulan Hangul adlı yerli bir yazı sistemine geçmiştir. Güney Kore, yazılı medya ve yasal belgeler gibi sınırlı alanlarda bazı Çince Hanja karakterlerini hâlâ kullanıyor.
Eğitim
Güney Kore, okuma-yazma, matematik ve fen bilimleri okumada ortalama öğrenci puanı 519 ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinden biri olup, OECD ortalaması olan 492'ye kıyasla dünyada dokuzuncu sırada yer almaktadır. Ülke, OECD ülkeleri arasında dünyanın en yüksek eğitimli işgücünden birine sahiptir. 2014 yılında Güney Kore, OECD tarafından öğrencilerin matematik ve fen bilimleri puanlarının ulusal sıralamasında dünya çapında (Singapur'dan sonra) ikinci sırada yer aldı.
Eğitimdeki başarı genellikle aileler ve genel olarak Güney Kore toplumu için bir onur ve gurur kaynağı olduğundan ve kişinin sosyal hareketliliğini ve kişinin gelişimini iyileştirmek için yönlendirmesi temel bir gereklilik olarak görülür. Eğitim, Güney Koreli aileler için toplumdaki sosyoekonomik konumu belirleyen yüksek bir öncelik olarak kabul edilmektedir
^"Ancient civilizations" (Basın açıklaması). Canada: Royal Ontario Museum. 12 Aralık 2005. 30 Mayıs 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2010.
^"Prehistoric Korea". About Korea. 2 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2008., Office of the Prime Minister.
^abMyers, Brian Reynolds (28 Aralık 2016). "Still the Unloved Republic". Sthele Press. 22 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Haziran 2019. Taehan minguk. In English it is translated as Republic of Korea or South Korea, names which to us foreigners denote the state as a political entity distinct from its northern neighbor. To most people here, however, Taehan minguk conveys that sense only when used in contrastive proximity with the word Pukhan (North Korea). Ask South Koreans when the Taehan minguk was established; more will answer '5000 years ago' than 'in 1948,' because to them it is simply the full name for Hanguk, Korea, the homeland. That’s all it meant to most people who shouted those four syllables so proudly during the World Cup in 2002.
^A Brief History of the US-Korea Relations Prior to 1945. "While less than 100 Koreans in America enlisted in the US military during World War II, more than 100,000 Koreans served in the Japanese army as officers and soldiers. There were two Korean Lt. Generals in the Japanese Army: a Chosun prince, whose rank was honorary and who commanded no troops; and Lt. Gen. Hong Sa-Ik, who was a professional military man from the old Chosun army."
^"Eighth United States Army (EUSA)". GlobalSecurity.org. 27 Aralık 2005. 16 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Şubat 2010. The KATUSA Program is significant not only because of the military manpower and monetary savings that it provides to the U.S. Army, but also because it represents ROK/U.S. cooperation and commitment to deter war. The KATUSA Program is symbolic of ROK/U.S. friendship and mutual support.
^Ogata, Mamoru Billy (1984). A Comparative Study of Church Growth in Korea and Japan: With Special Application to Japan. Fuller Theological Seminary. pp. 32 ff.
^Moll, Rob (1 Mart 2006). "Missions Incredible". ChristianityToday.com (İngilizce). 27 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2023.