İspanya parlamenter demokrasi şeklinde örgütlenmiş bir anayasal monarşi rejimi ile yönetilir. 1 Ocak 1986'dan beri Avrupa Birliği'nin, 30 Mayıs 1982'den beri NATO'nun bir üyesidir.
MÖ 1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşim merkezlerini kurmaya başladılar. Onları Keltler ve Yunanlar takip etti. İspanya daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi. MÖ 202 yılında Romalılar Kartacalıları İber Yarımadası'ndan attılar. Roma İmparatorluğu bu tarihten itibaren İspanya'da birliği sağladı ve zamanla Hristiyanlığı burada kabul ettirdi.
Milattan Sonra 5. yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu. Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya'ya hâkim oldu. Vizigotların hâkimiyeti uzun sürdü ve Hristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya'da Hristiyanlığın yayılmasını sağladı.
711'de Afrika'dan gelen Müslümanlar, 8. asırdan 10. asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya'ya hâkim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular.
On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladı. 1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Granada kalmıştı. Aragon kralı II. Fernando ile Kastilya kraliçesi I. İsabel'in evlenmesi ve ordularını birleştirmesi ile Hristiyanlar daha da güçlenmiş ve Yahudilerle Müslümanları Endülüs'ten çıkarmışlardır. Kemal Reis komutasında bir donanma ile kurtulan Yahudilerle Müslümanlar gemilerle doğuya getirilmişlerdir. Geride Avrupalıların da yararlandığı birçok bilim ve fen kitabı bıraktılar.
1492'de Müslümanların son kalesi Granada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddi desteğiyle Amerika'yı keşfettiği ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk, İspanya'nın dünyanın en büyük sömürge imparatorluklarından birini kurmasına yol açtı. İspanyol askerler, onları hediyelerle karşılayan yerlilere köleleştirme, işkence, soykırım yaşattılar. Kristof Kolomb'un yakın bir arkadaşının çocuğu olan ve yerlilere yapılan zulümlere tanık olan Bartolomé de las Casas, 1542 tarihli Kızılderililer Nasıl Yok Edildi ? isimli kitabında şunları yazmaktadır: "Amerika yerlilerinin Hristiyanlara karşı giriştikleri savaşta haklı olduklarına yüzde yüz eminim. Öte yandan Hristiyanlar onlarla tek bir haklı savaş yapmadı. Tam tersine savaşları dünyadaki hiçbir zorbanın olamadığı kadar şeytansı ve haksızdı."
1588 yılında İspanyol Armada'nın İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı. 1640'ta Portekiz'i, 1714'te ise Avrupa'daki bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandı.
I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet Dönemi
I. Dünya Savaşı'nda İspanya bütün davetlere rağmen tarafsız olarak kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa, İspanya'nın bazı topraklarına saldırıp işgal etti. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu. 1930 yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri cumhuriyetçilerin kazanması sonucu Kral VIII. Alfonso ülkeyi terk etti. 1936'da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine General Franco seçilmiş hükûmete darbe yapmak istedi ve ülkede iç savaş baş gösterdi.
1939'da iç savaşın sona ermesiyle Franco devlet Başkanı oldu. II. Dünya Savaşı'na da katılmayan İspanya'da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu. 1975 yılında Franco'nun ölmesiyle yerine I. Juan Carlos geçti. 1976'da Başbakan Navarro'nun istifası ile Carlos kral oldu ve Alfonso Sourez'i başbakanlığa atadı.
15 Haziran 1977'de, 41 yıl sonra İspanya'da ilk defa genel seçimler yapıldı. Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti. 1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı. 1982 seçimlerinde ise Sosyalist Parti seçimi büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı.
İspanya anayasası 1978'de kabul edilen anayasadır.
İspanya'nın anayasası 1812'de kabul edilen anayasaya dayanır. 1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra 1977'de yapılan seçimlerle Constituent Cortes adında anayasal bir kurum olarak görev yapan meclis, anayasayı değiştirmek üzere toplandı ve 1978 anayasasını çıkarttı. Sonucunda da İspanya 17 özerk devlet ve 2 özerk şehre ayrıldı.
Dış ilişkiler
1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra, Franco rejiminin dış ilişkileri engellediği İspanya, dış ilişkilerini geliştirmeye karar verdi. 1982'de NATO, 1986'da ise Avrupa Birliği üyesi oldu. 2001'de Kuzey Kore ile ilişkilerin normalleştirilmesi ile de İspanya tüm dünya ile ilişkilerini düzeltmiş oldu.
Toplam sınır uzunluğu 1917,8 km'dir. Andorra ile 63,7 km, Fransa ile 623 km, Cebelitarık ile 1,2 km, Portekiz ile 1214 km, Fas ile (Ceuta şehri) 15,9 km uzunluğunda sınırı vardır.[4] 4964 km uzunluğunda kıyı şeridi vardır.[4]
Septe ve Melilla şehirleri Kuzey Afrika'da bulunur ve Fas gibi Akdeniz kıyısındadırlar. İspanya'nın yüzölçümü 505.988 km karedir. İspanya, dağlık bir ülke olup ortalama yüksekliği 600 m olan dağlarıyla yükseklik açısından Avrupa'da İsviçre'den sonra ikinci sırada yer alır.
Plato ve yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır. Yarımadanın belli başlı nehirleri doğudan batıya doğru bir yol izleyerek Atlantik Okyanusu'na akar. Ebro Nehri, Akdeniz'e dökülür. Denizciliğe elverişli tek nehir olan Guadalquivir ise Sevilla şehrinden geçer.
İspanya'nın en kuzeydeki noktası Esteca de Vares, en batıda Toriñana Burnu'dur, bunların ikisi de Galisya Bölgesi'ndedir. En güneydeki noktası Tarifa'daki Punta Marroquí, en doğudaki noktası ise Creus Burnu'dur. Kuzeyden güneye doğru uzanan en geniş alan 856 km, doğudan batıya uzanan en geniş alan ise 1.020 km'dir.
İspanya'nın en büyük ve tek gölü 368 hektarlık bir alana yayılan ve 55 metre derinliğinde olan Lago de Sanabria'dır.
İspanya'nın kuzey kıyısı sadece Gijón ve Avilés ve Ribadeo ve La Coruña'nın arasında önemli çıkıntılar gösterirken diğer yerlerde neredeyse düz bir hat şeklinde ilerler. Ülkenin diğer kıyılarına nazaran bu kıyı şeritleri dik ve aşılması zor kıyılar olarak tanımlanabilirler. Bunun nedeni burada bulunan dağların hemen hemen her yerde denizin içine kadar girmesidir. Bu kıyı şeridine ancak nehirlerin ağzından ve denizin kıyının iç taraflarına kadar girdiği, özellikle Galisya bölgesinde sıkça bulunan kollardan (Ríalardan) mümkündür. İspanya'nın batısı da tamamen bu kıyı özelliklerini gösterir, ama buradaki dağlar sadece burunlarda denizin içine kadar girdiklerinden ve Ría'ların arka kısımlarında genellikle düzlük alanlar bulunduğundan kuzey kadar aşılması güç bir kıyı şeridi değildir.
Güney ve doğu kıyılarının karakteristik özelliği ise düz haliçler ve bu haliçlerin aralarında bulunan ve tepelik alanlarla sona eren çıkıntılardır. Bu şeritler kuzey ve batı kıyılarına oranla çok daha kolay aşılabilen kıyılardır. Güney kıyısındaki en önemli körfezler batıdan doğuya doğru Cádiz, Málaga, Almería ve Cartagena Körfezleri; doğu kıyısındakiler ise Bahía Alicante ve Valensiya Körfezi'dir. İspanya'nın en uzun nehirleri Douro, Tejo ve Ebro'dur.
Akdeniz iklimi: Katalonya'da, Balear Adaları'nda, Valensiya'da, Murcia'da ve Endülüs'te görülür. Çoğunlukla ilkbahar ve sonbahar aylarında yağış görülür. Yağışlar kuzeyden güneye doğru gidildikçe azalan bir seyirdedir (Barselona 640 mm, Tortosa 524 mm, Valencia 454 mm, Alicante 336 mm, Almería 196 mm). Kış aylarındaki hava sıcaklıkları çok düşük olmamakla birlikte yazın sıcak bir hava hâkimdir.
Subtropikal İklim: Kanarya Adaları'nda görülür. Neredeyse bütün yıl boyunca ılıman bir iklim hâkimdir (18 ile 24 °C arası). Kış mevsimi yok denecek kadar hafif geçer. Santa Cruz de Tenerife'deki ortalama hava sıcaklıkları ocak ayında 17,9 °C, ağustos ayında ise 25,1 °C'dir. Kanarya Adaları'nın yağış oranı bölgeden bölgeye büyük farklılıklar göstermektedir.
Dağ İklimi: Pireneler'in yüksek kesimlerinde ve Kastilya dağlarının yüksek yerlerinde görülen bir iklimdir. Kışlar uzun geçer, yazlar ise kısa ve ılımandır. özellikle kış ayları bölgede yoğun don olayları görülür bu sebeple yaz aylarının gelmesi uzar yazlar kısa ve ılıman geçer temmuz ayının ortalarına doğru bölgede şiddetli yağmurlar başlar ve su baskınları meydana gelir.
Dünya Bankası verilerine göre İspanya dünyanın en büyük sekizinci ekonomisine sahiptir. CIA verilerine göre İspanya'nın Gayri safi millî hasılası 1,362 trilyon dolardır.[4] Kişi başına düşen GSMH ise yaklaşık 33.700 dolardır.[4]İspanya ekonomisi 2007 yılında tüm G7 ülkelerini geride bırakarak %3,8 büyümüştür.[4]
İspanya 1999 yılında kendi para birimi Peseta'yı bırakarak diğer Avrupa Birliği üyeleriyle birlikte Euro para birimine geçmiştir.[5]
İspanya'da 22,19 milyon çalışan bulunurken bunların %3,5'i tarımda %29,8'i sanayide, kalan %66,6'lık kesimi de hizmet sektöründe çalışmaktadır.[4] Ancak bununla birlikte %22,3'lük[4] işsizlik oranıyla Avrupa ortalamasının üstündedir.[6]
Otomotiv endüstrisi
Otomotiv endüstrisi, ülkedeki en büyük işverenlerden biridir. 2015 yılında İspanya, Almanya'dan sonra dünyanın en büyük 8. otomobil üreticisi ve Avrupa'nın en büyük 2. otomobil üreticisi ülkesiydi.[7]
2016 itibarıyla, otomotiv endüstrisi İspanya'nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 8,7'sini üretiyordu ve imalat sanayinin yaklaşık yüzde dokuzunu istihdam ediyordu. 2008'de otomobil endüstrisi en çok ihraç edilen 2. endüstri iken 2015'te toplam üretimin yaklaşık %80'i ihracat içindi.[8]
Alman şirketleri 2015'te İspanya'ya 4,8 milyar Euro akıtarak ülkeyi doğrudan Alman yabancı yatırımı için yalnızca ABD'nin ardından ikinci en büyük hedef haline getirdi. Bu yatırımın aslan payı olan 4 milyar Euro, ülkenin otomobil endüstrisine gitti.[7]
Enerji
2010 yılında İspanya, Alvarado, Badajoz yakınlarındaki La Florida adlı devasa bir elektrik santrali tesisiyle Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakarak güneş enerjisi dünya lideri oldu.[9][10] İspanya aynı zamanda Avrupa'nın ana rüzgar enerjisi üreticisidir.[11][12] 2010 yılında rüzgar türbinleri, İspanya'da üretilen tüm elektrik enerjisinin %16,4'ünü oluşturan 42.976 GWh üretti.[13][14] 9 Kasım 2010'da rüzgar enerjisi, anakara elektrik talebinin %53'ünü kapsayan ve 14 nükleer reaktörünkine eşdeğer miktarda enerji üreten ani bir tarihi zirveye ulaştı.[15][16] İspanya'da kullanılan diğer yenilenebilir enerjiler hidroelektrik, biyokütle ve denizciliktir (inşa halindeki 2 enerji santrali).[17]
İspanya'da kullanılan yenilenemeyen enerji kaynakları nükleer (8 faal reaktör), gaz, kömür ve petroldür. Fosil yakıtlar birlikte, 2009'da İspanya'nın elektriğinin %58'ini üreterek OECD ortalaması olan %61'in biraz altında kaldı.[18]
Bilim ve Teknoloji
Consejo Superior de Investigaciones Científicas (CSIC), ülkede bilimsel araştırmalara adanmış önde gelen kamu kurumudur. 2018 SCImago Kurumları Sıralamasında dünya çapında 5. en iyi devlet bilim kurumu (ve genel olarak 32.) olarak yer aldı.[19] İspanya, Küresel İnovasyon Endeksi'nde 2019'da 29. iken 2021'de 30. sırada yer aldı.[20][21][22][23]
Yüksek öğretim kurumları (bölgesel, NUTS2 düzeyinde yönetilen) ülkedeki temel araştırmaların yaklaşık %60'ını gerçekleştirmektedir.[24] Aynı şekilde, özel sektörün Ar-Ge harcamalarına katkısı diğer AB ve OECD ülkelerine göre çok daha düşüktür.[25]
Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü'nün verilerine göre 2019 yılındaki verilerine göre Dünya'da 89 milyon turistli Fransa'dan sonra 83 milyon turistle İspanya en çok ziyaret edilen 2. ülke konumundadır.[26]
Eğitim
İspanya'da devlet okullarında eğitim ücretsiz ve 6 ila 16 yaş arasındaki çocuklar için zorunludur. Ülkede özel ve yarı özel okullar da bulunmaktadır. Çocuklar, altıncı sınıfa kadar ilkokula, daha sonra ortaöğretim birinci sınıfa başlarlar.[27]
1 Ocak 2020 yılı itibarıyla İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsü'ne göre, İspanya'nın nüfusu 47.329.981 kişidir.[4] Ülkedeki erkek nüfusu 23.197.625 kişi, kadın nüfusu ise 24.132.356 kişidir. Bunun yanı sıra ülkede yabancı kökenli olarak 5.235.375 kişi yaşamaktadır.[28] Nüfus yılda %0,096 oranında artmaktadır.[29] Kilometrekare başına 89,6 kişi düşmektedir. En yoğun il ise Madrid'dir.
Ülke genelinde tahminî ömür 79,92 yılken, erkeklerde bu rakam 76,6 yıl kadınlarda ise 83,45 yıldır.[4]
Ülke nüfusu yüksek sanayileşme ve göçlerden dolayı 20. yüzyılda iki katına çıktı. Bunun ardından, 1980'lerden sonra doğum oranı azaldı ve elli ilden on birinde ciddi nüfus düşüşleri meydana geldi. Bundan sonra Latin Amerika, Doğu Avrupa, Afrika gibi yerlerden göç edenlerin sayısı arttı.
Tatil sezonu başladığında Almanya'dan, Polonya'dan ve birçok Güney Amerika ülkesinden özellikle tatil yörelerine çalışmaya gelen birçok kişi bulunur. Costa Blanca ya da Costa del Sol gibi bazı turistik bölgelere yerleşmiş olan birçok Alman ve İngiliz de mevcuttur.
Yabancı dil olarak İngilizce ve Fransızca konuşulur. Genç İspanyollar yabancı dil olarak daha çok İngilizceyi öğrenirken, yaşı büyük olan İspanyollar daha ziyade Fransızca bilmektedirler.
Din
Sosyolojik Araştırma Merkezi (CIS) 2023 verilerine göre[31] İspanya halkının %56'sı Katolik (%38 inanan ama düzenli ibadet etmeyen %18'sı düzenli ibadet eden) %38 Dinsiz (%14 Ateist, %12 Agnostik %12 Tanımsız) %3 Diğer dinlere bağlıdır %3 ankete cevap vermemiştir.
İspanya Anayasası, yönetimde laikliği ve herkes için din veya inanç özgürlüğünü güvence altına alıyor; hiçbir dinin "devlet karakteri" taşımaması gerektiğini söylerken, devletin dini gruplarla "iş birliği" yapmasına izin veriyor. Hristiyanların en çok ziyaret ettiği kutsal yerlerden biri olan Santiago de Compostela da İspanya'da bulunmaktadır.