Şili (İspanyolca: Chileⓘ), resmî adıyla Şili Cumhuriyeti, Güney Amerika'da bir ülkedir. Doğuda And Dağları ile batıda Büyük Okyanus arasında ince uzun bir şerit şeklindedir. Yüzölçümü 756.096 km² ve nüfusu 2017 itibarıyla 17,5 milyondur.[1] Başkenti ve en büyük şehri Santiago, resmî dili İspanyolcadır.
İspanya 16. yüzyıl ortalarında İnka egemenliğini sonlandırarak bölgeyi ele geçirdi ve kolonileştirdi, ancak bugün ülkenin güney-orta bölümünde yaşayan Mapuçeleri köleleştirmeyi başaramadı. 1818'de İspanya'dan bağımsızlığını ilan eden Şili, 1830'larda görece istikrarlı otoriter bir cumhuriyete dönüştü. 1880'lerde Mapuçe direnişinin kırılması ve Pasifik Savaşı'nda (1879-83) Bolivya ve Peru'nun yenilmesi 19. yüzyılda toprak ve ekonomi bakımından büyük genişlemelere yol açtı. 1960'lı ve 70'li yıllarda Şili sert siyasî kutuplaşma ve kargaşa dönemine girdi. Gerilim demokratik yollarla iktidara gelen Salvador Allende'nin sol hükûmetinin 1973'te bir askerî darbeyle devrilmesiyle sonuçlandı ve ülke 16 yıl boyunca 3000'den fazla ölü veya kayıptan sorumlu olan Augusto Pinochet'nin sağ askerî diktatörlüğüyle yönetildi.[5] Rejim 1988 yılında yapılan bir referandumun ardından 1990'da sona erdi ve merkez sol koalisyon 2010 yılına kadar iktidarda kaldı.
Şili, Dünya Bankası tarafından yüksek gelirli bir ülke olarak tanımlanmaktadır ve yaşam kalitesi üst düzeydedir.[5][6] Güney Amerika'nın sosyoekonomik açıdan en istikrarlı ve müreffeh ülkelerinden biridir; rekabetçi ekonomi, kişi başına gelir, küreselleşme, barışçıllık, ekonomik özgürlük ve düşük yolsuzluk algısı sıralamalarında Latin Amerika ülkeleri arasında lider konumundadır.[7] Ayrıca sürdürülebilir devlet ve demokratik gelişmişlik alanlarında bölgesinde üst sıralardadır.[8] Kanada'nın ardından Amerika kıtasının en düşük cinayet oranlarına sahiptir. Şili Birleşmiş Milletler, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu ve Pasifik İttifakı'nın kurucu üyesidir, 2010 yılında da OECD'ye katılmıştır.
Etimoloji
Ülkenin İspanyolca ismi olan Chile kelimesinin kökeni tek ve kesin bir şekilde kanıtlanmamıştır. En yaygın açıklama, kelimenin Aymara dilinden türediğidir. Bu dilde Chilli kelimesi dünyanın son bulduğu diyar anlamına gelir. Bu durum, Aymara yerleşim bölgelerinden yola çıkıp Şili'ye gelen ilk İspanyol olgusuyla desteklenir. İspanyollar Güney Amerika'nın sömürgeleştirilmesinin başlangıcından itibaren Atacama Çölü'nün güneyindeki toprakları Chile adıyla nitelendirirler.
Başka ve bir teori ise, İnka dili quechua’yı ismin kökeni olarak gösterir. İnka Krallığı'nın azami genişliği bugünkü Santiago'ya ulaşır. İnkalar Río Aconcagua'nın güneyindeki toprakları, görece soğuk iklime ve karlarla kaplı Andlar'a dayanarak kar anlamına gelen Tchili diye adlandırırlar.
Yüzölçümü 756.945 km² olan Şili; her ne kadar Güney Amerika kıtasının kuzey-güney doğrultusunda Antarktika'ya kadar uzanan bir ülke olsa da, ortalama genişliği sadece 180 km'dir. Ülkenin en dar yeri (Antarktika'daki Şili toprakları sayılmazsa) 90 km iken en geniş yerinin uzunluğu 240 km kadardır. Avrupa ile kıyaslanacak olursa Danimarka'dan Sahra Çölü'ne uzanacak kadar bir mesafe kat edilir. Doğu-Batı mesafesi çok az olsa da bu iki uç arasında çok fazla rakım farkı oluşur. Ülke ayrıca kuzeyden güneye çok farklı iklim, bitki örtüsü ve coğrafi şekiller gösterir. Bu yüzden Şili, birçok kaynakta tezatlar ülkesi olarak anılır. Hakikaten de kuzeydeki çölü, Afrika'nın Sahara'sını, güneydeki kanalları Norveç kanallarını, Los Lagos'daki Osorno ve çevresi İsviçreAlplerini, Orta bölgeleri Akdeniz'i hatırlatmasıyla ayrıca Patagonya'daki buzullarıyla bu ismi hak eder.
Dağları
Şili dağları, yeryüzünün en yüksek sıradağlar zincirini oluşturur. 6.000 m'nin üstünde birçok zirvesi vardır. Bunlardan biri olan Şili'nin en yüksek dağı (6.880 m) Ojos del Salado aynı zamanda dünyanın en yüksek volkanıdır. Aşağıda en ünlüleri listelenmiştir.
Ülkenin özel coğrafi yapısı sebebiyle, uzun nehirleri yoktur. En uzun nehir olan Rio Loa'nın uzunluğu 443 km'dir. Ülkenin kuzeyinde Atacama Çölü'ndeki aşırı kuraklık, büyük su birikimlerinin oluşmasını engeller. Kuzeydeki az sayıda nehir And Dağları'ndaki karlardan beslenirler. Güneye indikçe artan yağışlar, beraberinde bu bölgelerdeki nehirlere daha fazla su hacmi getirir. Nehirler, Şili ekonomisinde, özellikle enerji sağlanmasında önemli rol oynar. Bununla birlikte somon balıkçılığı ve rafting gibi macera turizmi içinde fırsatlar sunar. Kuzeyden güneye önemli nehirleri aşağıda sıralanmıştır.
Gölleri arasında kuzeydeki tuz gölleri sayılabilir ki bunların en ünlüsü olarak Salar de Atacama'yı söyleyebiliriz. Bununla birlikte en kuzeyde, yeryüzünün en yüksek konumdaki göllerinden biri olan Lago Chungará gölü bulunur. Gölün alanı 21,5 km² olup, 4.500 m yükseklikte bulunur.
Bir grup büyük ve güzel göller Temuco şehrinin güneyinden başlayıp Puerto Montt'a kadar uzanır. Bunlar sırasıyla şöyledir.
Ayrıca güneyde 970 km² alanı ile Şili'nin en büyük gölü Lago General Carrera bulunur ki bu göl Arjantin'deki Lago Buenos Aires gölünün batı kanadını oluşturur.
Demografi
Nüfusun en sık olarak bulunduğu yer, Santiago ve çevresidir. Toplam nüfusun neredeyse yarısı bu bölgede yaşar. Sadece şehirde 6.5 milyon insan yaşar ki bu ülkenin 1/3'üne tekabül eder. Kuzeyde ve güneyde tarımın yapılabildiği Andlar'ın arasında kalan ovalar yine yoğun yaşanan yerlerdir. Santiago'nun 100 km batısında liman şehri Valparaíso'da 1.5 milyon insan yaşar.
Ülkenin kuzey ve güney uç noktalarına gidildikçe, yerleşim yoğunluğu, elverişsiz yaşam koşulları sebebiyle seyrekleşir. Zira kuzey çölü ve güneyin soğuk, rüzgârlı iklimi buralarda yaşamayı zorlaştırır.
Nüfus
2017 nüfus sayımına göre Şili’nin nüfusu 17.574.003 kişidir. Doğum oranının düşmesi nedeniyle nüfus artış hızı 1990'dan bu yana azalmaktadır.[9]
Şili nüfusunun %95'inini Avrupalılar ve torunları ve genellikle Basklar oluşturur.[10][11][12][13]. Ülkeye özellikle 19. yüzyılda Avrupa'dan İngiliz, İrlandalı, Alman göçmen gelmiş; sonraları ise Hırvatistan, Filistin, İtalya'dan göçmen almıştır. Yerliler, nüfusun sadece %3,2'sini temsil eder.
Şili istatistiklerine göre Şili'de 50.000 (0,30%) dolayında Müslüman bulunmaktadır. Birçok İslami kuruluşun bulunduğu Şili'de; Şili Müslüman Toplumu ve Es-Selâm Mescidi Santiago şehrinde, Bilal Camii Iquique şehrinde, Muhammed Kültür Merkezi VI Coquimbo şehrinde bulunmaktadır.
1856 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarından (Suriye, Filistin ve Lübnan) Şili'ye bir Arap göçü oldu. Bunlar arasında bulunan Müslümanlar (bu Arapların çoğu Ortodoks Hristiyan idi) Müslüman Toplumu Birliği'ni kurdular. 1907'de ülkedeki Müslüman sayısı 1498'e çıkmış, bu rakam %0,04 oranı ile ülke tarihinde en yüksek orana yükselmiştir.[14] 1988 yılında Şeyh Tevfik Rumi öncülüğünde ilk camiyi Santiago'da inşa ettiler. Cami 1989 yılında tamamlandı. 1980 yılı sonlarına kadar birkaç yerli Şilili İslam'ı seçmişti. Bu cami tamamlandıktan sonra İslam'a geçenlerin sayısında artış oldu.[kaynak belirtilmeli]
Bitki örtüsü ve hayvanlar
Bitkiler
Şili, kuzeyden güneye uzanan uzun bir ülke olması nedeniyle çok geniş ve değişik bir bitki örtüsüne sahiptir. Atacama Çölü'nde pratikte hiçbir şey yetişmez. Burada daha çok kaktüs çeşitlerinin yanı sıra, Andlar'a doğru ve sahil kesimlerinde bitkilere rastlanabilir. Bununla birlikte bazı yıllarda yağan yağışların ardından, çöl birkaç günlüğüne de olsa milyonlarca çiçek ile bezenir.
Çölün güneyi step ve bozkırdır ve Andlar'da And yastığı da denilen taş sertliğinde yareta (Azorella yareta) yetişir. Kuru bölgelerde Boldo (Peumus boldus) denen bir çalı türü hakimdir. Kıyı bölgelerdeki sıradağlarda ve Andlar'da sisli ormanlar mevcuttur.
Şarap bağları, Rio Elqui nehir bölgesindedir. Nehir vadisinin dışında sadece dikenli çalı ve kaktüsler vardır.
Ülkenin orta bölgesinde Jubaea cinsi bir palmiye ağacı ve şili arokaryasına çokça rastlanır. Arokarya Mapuçeler için kutsal bir ağaçtır, zira belenmelerinde onun iri tohumlarından yararlanırlar. Ayrıca yine merkezi Şili'de okaliptus ağaçları ile kaplı alanlar görülebilir.
Güney Şili'de yağmur ormanları kategorisine giren büyük ormanlar mevcuttur. Bu ormanlarda ağırlıklı olarak servi, çam ve melez gibi ağaçlar bir arada bulunur. Ayrıca Antarktika yalancı kayını (Nothofagus antarctica) ve kavak gibi ağaçlar da çok geniş alanlara yayılmışlardır.
Patagonya bölgesinde büyük otluk stepler ve tundralar hakimdir. Magellan ve Asyen bölgelerinde çok büyük alanlar buzullarla kaplı olduğundan buralarda çok fazla bitki örtüsüne rastlanmaz.
Hayvanlar
Steplerle kaplı alanlarda devegiller familyasından lamalar, guanakolar, alpakalar ve vikunyalar çok yaygın bir şekilde yaşarlar. And Dağları'nda yaşayan buraya özgü geyikler ve kondorlar aşağı yukarı ülkenin bütün armalarında resmedilmişlerdir.
MÖ yaklaşık 13.000 yıllarında, bugünkü ülke sınırlarında insanların yaşadığı bilinmektedir. Kuzey Şili İspanyollar tarafından fethedilmeden kısa süre öncesine kadar İnka Krallığı'na aitti. 1520 yılında dünyanın çevresini dolaşmak için yelken açan Ferdinand Magellan, kendi adıyla anılan Magellan Boğazı'nı geçerken ülkenin güney ucunu keşfetmiş oldu. Daha sonra Şili'ye ulaşan ilk Avrupalılar altın aramak amacıyla 1535 yılında Peru'dan gelen Diego de Almagro ve mahiyetindekilerdi. Ancak bu kişiler yerel halk grupları tarafından geri püskürtüldü. Avrupalılar'ın ilk tam manasıyla yaptıkları yerleşim, 1541 yılında Pedro de Valdivia'nın 1541'de Santiago'yu kurması olmuştur. 1542'den itibaren de Şili, İspanyol Peru Valiliği'nın bir parçası hâline gelmiştir.
Şili'de İspanyollar çok az altın ve gümüş bulduğu ve ülkenin ücra konumu sebebiyle Şili İspanyol Krallığı için daha ziyade fazla önem verilmeyen bir koloni durumundaydı. Ayrıca Atacama Çölü, Peru'ya direkt ulaşıma engel teşkil ettiğinden, ülke çok daha sonra, diğer tarım ürünleri ve minerallerinin devreye girmesiyle, İspanyollar tarafından önemli bir tedarik bölgesi hâline gelmiştir.
Bağımsızlık savaşı ve cumhuriyet'in oluşumu
Bağımsızlık talepleri ilk, 1808 yılında, İspanyaNapolyon'un kardeşi Joseph tarafından yönetilirken başladı. 18 Eylül 1810 yılında başa geçen bir cunta İspanya Krallığı'na bağlı bir otonomi ilan etti. İspanyollar'ın Napolyon'a karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşından sonra, sınırsız bir güçle tekrar Şili'yi almaya kalkıştı. Ancak İspanyollar Chacabuco'daki muharebede Şili ve Arjantinli birliklere yenildiler. 5 Nisan 1818'deki Maipu muharebesinden sonraysa İspanyol direnişi sona erdi. Muharebelerin başındaki komutan Jose de San Martin, Bernardo O'Higgins yararına başkanlıktan feragat edince O'Higgins ilk Şili Devlet yöneticisi oldu.
O'Higgins 1823 yılında düşürüldü ve Peru'ya sürgüne gitmek zorunda kaldı. Akabindeki yıllarda çeşitli devlet adamları başa geçti. 1830 yılında başa geçen Diego Portales ülkeyi diktatör tarzda yönetirken 1833 yılında çok sıkı bir anayasa hazırlattı. Bu merkezî anayasa ile 1833-1891 yılları arasında Şili uzunca süre istikrar kazandı. Zamanla ülke, Güney Amerika'nın ekonomik olarak en güçlü bölgesi hâline geldi. Yürüttüğü birçok savaşla, özellikle 1836-1839 Peru-Bolivya konfederasyon savaşını kazanmasıyla Şili gücünü pekiştirdi.
İspanya, Peru'daki eski kolonileri tekrar ele geçirmeye çalışınca, Şili İspanya'ya 1865 yılında savaş ilan etti. Papudo ve Chiloe adaları önünde deniz muharebeleri meydana geldi. Peru'da ortak düşmana karşı Şili'ye katıldı. Savaş pratikte 1866 yılında sona erdiyse de, İspanya ile problemler 1871 ve 1883 yıllarındaki antlaşmalarla çözüldü.
Sınır anlaşmazlıkları
19. Yüzyılda İspanya dışından Avrupalılar da Şili'ye göç ettiler. Bugün bu kişileri etkileri ve izleri ülkenin güney bölgelerinde görülmektedir.
Şili, 1879 ile 1883 yılları arasında Peru ve Bolivya ile yapılan Güherçile Savaşı (ayrıca Pasifik Savaşı olarak da anılır) savaşta, o güne kadar bu ülkelerin elinde olan Atacama Çölü bölgesini fethetti. Böylelikle Bolivya, Büyük Okyanus kıyılarını kaybetmiş oldu. Bu bölgelerde daha sonra çok zengin bakır yatakları bulundu. Dünyanın en büyük bakır madeni Chuquicamata bu bölge sınırlarındadır.
1891 yılında Şili deniz kuvvetleri Başkan José Manuel Balmaceda'ya karşı ayaklandılar. Bir iç savaş bu yüzden patlak vermiş oldu. Bu savaşta 6000 insan öldü. Balmaceda muharebeyi kaybedince Eylül 1891'de intihar etti.
1893 yılında bu kez Arjantin'le sınır sorunları yaşanmaya başladı. 1902 yılında İngiltere Kralı VII. Edward bu probleme arabuluculuk ederek Patagonya ve Ateş Toprakları iki ülke arasında pay edildi. Bu şekilde Şili 54.000 km², Arjantin 40.000 km² pay aldı.
Yakın tarih ve Allende
1969 yılında ülkede sol güçler Unidad Popular(UP) adlı bir seçim birliği oluşturdular. Bu birlik komünist ve sosyalist parti gibi partilerin yanında birkaç tane daha solcu, hümanist küçük partiden oluşuyordu. UP kendini sosyalist bir çizgiye oturtarak, endüstrinin devletleştirilmesi ve büyük arazi sahiplerinin arazilerinin istimlak edilmesi gibi vaatlerde bulundu. Bu birlik 1970 yılında Salvador Allende'yi başkanlık için aday gösterdi.
1970 seçimlerinde seçim birliği UP oyların %37'sini alarak seçimlerin en güçlüsü olarak çıktı ve Allende Devlet Başlanlığı'na seçildi. Muhafazakâr rakibi Jorge Alessandri oyların %35,3 ünü ve Hristiyan Demokrat Radomiro Tomic %28,1'ini aldı. Allende'nin azınlık hükûmeti ekonominin başlıca dallarını peş peşe devletleştirmeye başladı (Bankacılık, tarım, bakır madenleri, haberleşme). Böylece muhalefetle gitgide büyüyen çekişmeler oluştu. Ayrıca ABD'de de Allende'nin seçim zaferine karşı rahatsızlık oluşmuştu. Zira Şili'de marksist etkilere sahip halk cephesi, Küba'dan sonra ikinci Amerika devleti olarak yönetimdeydi. Bu endişe, 1954 yılındaki ABD başkanı Eisenhower'in domino teorisinden tetiklenmiş oluyordu. Bu teoriye göre yan yana dizilmiş domino taşlarından birincisinin devrilmesinin zincirleme bir şekilde diğerlerinin de devrilmesi gibi Şili'den sonra diğer Güney Amerika ülkeleri de teker teker komünizm altına girecekti. 1973 yılında UP oy sayısını daha da arttırmayı başardı.
Pinochet dönemi
Yukarıda sıralanan gelişmelerin ardından, 11 Eylül 1973 tarihinde hükûmete karşı bir askeri darbe gerçekleşti. Yüzlerce Allende yanlısı bu günlerde öldürüldü, binlercesi tutuklandı. Tüm devlet birimleri askerî birlikler tarafından işgal edildi. Tüm yetkileri, cunta lideri olarak General Augusto Pinochet devraldı. Pinochet aynı zamanda donanma, hava birlikleri ve polis teşkilatının da en üst kademedeki yetkilisiydi.
Askerî birlikler kuzey Şili'nin en tenha çöl bölgelerinde ve Patagonya'nın yerleşimi seyrek yerlerinde toplama kampları oluşturdu. Birçok cunta muhalifi işkencede öldürüldü ya da uçaklardan denize atıldı. Binlerce Şilili insan hakları ihlalinden yurt dışına kaçtı ya da sürgüne gönderildi.
Pinochet'nin iktidarı ele geçirmesiyle, ABD tekrar yoğun olarak ekonomik bağlamda ülkeyi desteklemeye başladı. Yeni hükûmet daha önceki devletleştirmeleri, önemli bakır madeni Chuquicamata hariç olmak üzere geri aldı. Neoliberal bir ekonomi politikası izlerken, tüm sendikal hakları da geri aldı.[kaynak belirtilmeli] Bu ekonomi politikalarıyla beraber zengin ile fakir arasında fark daha da belirginleşmeye başladı. Ama kamu ekonomisi, büyüme ile birlikte, Güney Amerika'daki alışılmış olandan daha fazla istikrar kazandı. Ekonomik istikrarın yanında insan hakları ihlalleri devam etmekteydi.
Aralık 1978'de Arjantin ile Şili arasında savaşa gidebilecek gerginlikler oluştu. Gerginliğin sebebi, Beagle Kanalı'ndaki, üzerinde yaşam olmayan Lennox, Picton ve Nueva gibi adalardı. Zira buralarda çok yüksek petrol rezervleri olduğu tahmin ediliyordu. Bu gerginlik Vatikan'ın araya girmesiyle 1985 yılındaki sınır antlaşması sonucu, dostça çözülürken bu 3 ada da Şili'ye bırakıldı. Bugün hala bu ülke ile tamamen çözülememiş ufak tefek sınır tartışmaları vardır.
Yeniden demokrasi
1988 yılında yapılan referandumda %55 oy oranıyla Pinochet'in ülkeyi daha fazla yönetmemesi sonucuna varıldı. 1989 yılında 15 yıllık dikta rejiminden sonra ilk seçimler yapıldı. Hristiyan Demokrat Patricio Aylwin Başkanlığa seçildi. Aylwin mütevazı ekonomi reformlarının yanı sıra beraber yaşayabilmek için devlet ile halkı barıştırmaya başladı. 1993 yılında ilk defa bazı subaylar insan hakları ihlalinden mahkemeye çıktılar. Çok sayıda sürgün ülkeye döndü.
1994-2000 yılları arasında ülkeyi Hristiyan demokrat Eduardo Frei Ruiz-Tagle yönetti.
Pinochet 1998 yılında İngiltere'de tutuklandı ve daha sonra dışarı çıkma yasağı kondu. 2000 yılında sağlık sorunları yüzünden serbest bırakıldı.
2000 yılında Sosyalist Ricardo Lagos Başkan seçildi. 2006 yılında ise ülke tarihinin ilk kadın başkanı Michelle Bachelet bu makama geldi. 11 Mart 2018'de Sebastián Piñera, ikinci kez Şili Devlet Başkanı oldu. 11 Mart 2011'den 11 Mart 2014'e kadar Şili'nin başbakanı olarak ilk görevini tamamladı.
Salvador Allende'nin sosyalist halk ekonomisinin aksine Pinochet, neoliberal pazar ekonomisine yönelmiştir. Kamu kuruluşlarının büyük bölümü hem Pinochet zamanında hem de daha sonraki yönetimlerde özelleştirilmiştir. Ancak Allende zamanında devletleştirilen, Pinochet'nin militer kontrolü altında tutulan bakır üretimi bugün hala devlet elindedir. Pinochet'den sonra orta sol iktidarlar, sosyal hakları tesis etmek için gayret etmiş olsa da, Şili hala daha bugün sosyal eşitsizliğin çok fazla olduğu ülkelerden biridir.
Ülkenin en büyük sektörlerinin başında %57 ile hizmet sektörü gelir. Bunu %34 ile sanayi, %9 ile de tarım izler. Şili Latin Amerika’nın en büyük hammadde üreticilerindendir. Dünyanın en büyük bakır rezervlerine sahiptir ki bu, dünya üretiminin %40’ına tekabül eder. Çeşitli değerli metaller ve Şili güherçilesi 19. yüzyıl boyunca ülkeyi zengin kılmıştır. Bugün dünyanın Pascua-Lama projesi ile planlanan en büyük altın madeninin, beraberinde çok büyük çevre sorunlarını da getirmesinden endişe ediliyor.
Bunların yanında balıkçılık ve tarım da ülke ekonomisinde önemli rol oynar. Ülke alanının %7’si tarım alanı olarak kullanılır. Bu alanlar daha çok ülkenin merkezi kısımlarında yoğunlaşmıştır. Kuzeydeki çölde tarım sadece vahalarda yapılır. Hayvancılık ise ağırlıkla orta Şili ve güney Şili’nin kuzey kısımlarında yapılır.
Şarapçılık da ülke ekonomisine önemli katkılar yapar.
Kültür
Şehirlerde ve ülkenin kültürleri arasında büyük farklılıklar vardır. Ülkede folklor, ulusal dans Cueca gibi geleneksel danslarda önemli rol oynar. Halk kültürü oldukça İspanyol ve Araukan 'dır. "Payadores" şarkıları çoğunlukla aşk ve hayaller üzerine olan halk şarkılarıdır. Pinochet diktatörlüğü sırasında siyasi şarkılar yasaklandı. Ülkedeki el sanatlarında kızılderili etkileri belirgindir. Her şeyden önce dokuma ve çanak çömlek işlerinin yanı sıra oymalar üretilir. Huasolar bir tür Şilili kovboy veya gaucho kırsal kesimde önemli rol oynarlar. Neredeyse tüm folklor festivallerinde ve özellikle Şili Rodeosu'ndadırlar. Kent kültürü kozmopolittir.
2008'de yapılan temsili bir ankette Şilililerin neredeyse yüzde 50'si hiç okumadıklarını ya da neredeyse hiç okumadıklarını söyledi. Şili'de kitaplar çok pahalıdır çünkü baskı sayısı çok azdır. Kitap pazarı askeri diktatörlük altındaki kültürel felçten sonra ancak yavaş bir şekilde iyileşti.[15]
Mutfak spesiyaliteleri ve yeme alışkanlıkları
Şili mutfağı sanıldığı gibi kesinlikle İspanyol mutfağının bir dalı değildir. Aksine birçok durumda Alman göçmenlerinde çok sayıda etkisi vardır. Örneğin "Kuchen" (kuchen Almancada olduğu gibi telaffuz edilir) veya „Apfelstrudel“ (estrudel) gibi Almanca terimler de Şili şekerleme sözlüğünde bulunur.[16]Berliner (çoğunlukla puding dolgulu) Berlines adıyla yaygındır.[17]ChriststollenNoel kurabiyeleri olarak[16] (pan de pascua adıyla) da bilinir ve Güney Amerika'da Şili'ye özgü bir spesiyalitedir ve domuz kafası (queso de cabeza)[18]Tatar (tártaro de carne)[19] veya bouillabaisse benzeri Şili balık çorbası Paila marina[20] da aynı şekilde Şili’ye özgüdür. Tipik Şili Lahana turşusu (Fransız Choucroute 'dan türetilen Chucrú olarak adlandırılır),[21]kuark benzerikrem peynir tercihi[22] ve güneydeki çok güçlü olan bira geleneği de Orta Avrupa etkilerine kadar izlenebilir. Çoğu biralar Alman yetiştirme alanlarından ithal edilen Reinheitsgebot ve şerbetçiotundan yapılır.[16]
Orta ve kuzey Şili'deki güneşli koşullar ve volkanik topraklar nedeniyle ülke, Şili pazarlarında çok çeşitli olarak sunulan Tarla bitkileri ve meyve çeşitlerinin yetiştirilmesi için çok uygundur.[23]Patates 'in menşe ülkelerinden biri olan Şili'de, birçok farklı türde sofralık patates de vardır.[24] Pazarı haftada en az bir kez ziyaret etmek ve mutfakta taze sebzeler ve diğer malzemeleri kullanmak çoğunlukla varlıklı hanelerde bulunan Şilili ev hanımları ve mutfak kahyalarının çoğunluğu için hala önemli bir rol oynar.
Çok çeşitli balık ve deniz ürünlerinin [25] yanı sıra tavuk da Şili'de çok popülerdir.[26]Asado denen ızgara et tıpkı komşu Arjantin'de olduğu gibi sosyal ortamlarda geleneksel yemeklerden biridir.[27] Sığır eti ve domuz etine ek olarak, ağırlıklı olarak baharatlı kırmızı biber sosisleri ("longanizas") kullanılır. Et hassasiyetini artırmak için ızgara yapmadan önce genellikle birkaç saat biraya batırılır.
Ulusal yemekler arasında fırında pişirilebilen veya kızartma yağında kızartılabilen farklı dolgularla (örneğin sığır eti, tavuk, deniz ürünleri veya peynirle) doldurulmuş bir köfte olan Şili empanada yer alır. Cazuela tavuk veya sığır eti, mısır koçanda (Choclos) kabak ve diğer sebzelerle yapılan doyurucu bir güveç yemeğidir.[17]Humitas mısır yapraklarında pişirilen veya ızgara yapılan ve tatlı veya tuzlu olarak yenen mısır lapasını ifade eder.[28]Pebre acı kırmızı biber (Ají) ince doğranmış soğan ve otlardan yapılan, öncelikle etle birlikte servis edilen ancak diğer yemekler için de çeşni olarak servis edilen yağlı bir limon sosudur.[29]Cochayuyo adlı ("Durvillaea antarctica" türünden kahverengi algler ile ilgili) kurutulmuş yosunla hazırlanan garnitürler de popülerdir. Nispeten tatsız algler küçük parçalara bölünür ve soğan, çeşitli baharatlar ve otlar ve muhtemelen baklagiller veya diğer sebzelerle karıştırılarak pişirilir.[30] Ayrıca tipik olarak ısıtılmış ve sonra öğütülmüş buğday'dan elde edilen [31] ve su ve şeker muhtemelen kavun suyu veya şarap ile yapışkan bir karışım halinde işlenebilen „kavrulmuş un“ ("harina tostada") da tipiktir. ulpo ferahlatıcı bir içecek olarak tüketilir.[32]
1950'lerde ortaya çıkan Klasik Şili fast food türü Completo bol miktarda avokado mus (Palta) ve lahana turşusu veya Lahana salatası (Chucrú) ve Acı ezmesi (salsa de ají chileno) ve hafif tatlı Şili hardalı ile yenir.[33] Ayrıca tipik olarak Şili sandviçleri (sánguches),[34] genellikle kavrulmuş et veya diğer malzemelerle zengin bir şekilde doldurulmuş ve yiyecek tezgahlarından, atıştırmalık barlarından veya şehirlerin hemen hemen her yerindeki restoranlardan alınabilen sandviçlerdir.
Modern Şili kültüründe, birçok önemli şahsiyet iz bırakmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Isabel Allende (d. 1942), en ünlü çağdaş Şili yazarı. Ruhlar evi (filme de alınmış), Fortuna'nın kızları, Sonsuz plan gibi dünya çapında yayımlanmış romanları mevcuttur. Ayrıca kendi eski başkan Salvador Allende'nin de yeğenidir.
Roberto Bolano (1953-2003), sürrealist şiir yayımcısı. 1973'teki askerî darbeden sonra sürgüne çıkmıştır. Birçok edebiyat ödülü sahibidir. Barselona'da ölmüştür.
Víctor Jara (1932-1973), politik şarkıcı. Nueva canción (yeni şarkı) akımının ve tüm Güney Amerika'daki devrimci sanatçı hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Salvador Allende'yi desteklemiş, askerî darbe sırasında işkence görerek öldürülmüştür.
Pablo Neruda (1904-1973), dünyaca ünlü şair, yazar ve 1971 Nobel ödül sahibi. Çok sayıda sosyal ve politik şiir yayınlamış ve Salvador Allende döneminde Fransa Büyükelçiliği görevinde bulunmuştur. Askerî darbeden kısa süre sonra kanserden ölmüştür.
Tom Araya (d. 1961), dünyaca ünlü thrash metal grubu Slayer'ın kurulduğu 1981 yılından beri vokalistliğini ve bas gitaristliğini yapmaktadır.
Gabriela Mistral (1889-1957), şair ve 1945 Nobel edebiyat ödülü sahibi. Sevgilisi Romelio Ureta intihar ettikten sonra şiirlerinde aşk, ölüm ve umut temalarını işlemiştir. Daha sonra Şili için diplomatik alanda çalışmıştır.
Inti Illimani, Quilapayún, Illapu gibi müzik grupları "Nueva Canción Chilena" (Şili yeni şarkısı) akımını dünyaca ünlü hale getirmişlerdir. Bu gruplar askerî darbe yüzünden yıllarca yurt dışında mülteci olarak bulunmuşlardır.
Violeta Parra (1917-1967) "Nueva Canción Chilena" akımının kurucusudur. Şarkıcı fakirlik içinde büyümüş ve çok erken yaşlarda kendi folk müziklerini bestelemiş, 1950'li yıllarda geleneksel şarkıları toplamış ve derlemiştir. Kendi eserleri, güçlü politik karaktere sahiptir. Müziğin yanında şiir yazmış, resim ve heykel yapmıştır. Birçok Şilili ve uluslararası sanatçı şarkılarını seslendirmiştir. En tanıdık şarkısı Gracias a la vida 'dır.
Antonio Skármeta (1940), yazar ve Salvador Allende taraftarı. 1973 darbesinden sonra ülkeyi terk etmiştir. Diktatörle ilgili çok sayıda roman ve hikâye yazmıştır. 2000 ile 2003 yılları arasında, daha önce sürgünde bulunduğu Berlin'de konsolosluk görevinde bulunmuştur.
^abcd"Chile". World Economic Outlook Database, October 2020. International Monetary Fund. 23 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Aralık 2020.
^Cristián Gazmuri: Historia de Chile: 1891–1994: Política, sociedad, economía, cultura, vida privada, episodios. RIL: Santiago de Chile 2012, S. 251 (Online-Vorschau 12 Şubat 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.).