Roma İmparatorluğu’nun (MS 117’de) ve Latin konuşmacıların yönettiği bölgeyi (koyu kırmızı) gösteren harita. Latince dışındaki birçok dil imparatorlukta konuşuldu.
Latincenin modern torunları olan Roman dilleri.
Latince (lingua Latina veya Latinum), Hint-Avrupa dillerinin İtalik koluna ait klasik bir dildir. Klasik Latince, artık önemli metinler üretmek için kullanılmadığı için ölü bir dil olarak kabul edilirken, Halk Latincesi, Roman Dillerine dönüşmüştür.[3] Latince, başlangıçta İtalya'nın Roma çevresindeki alt Tiber bölgesi olan Latium'daki (şimdi Lazio olarak bilinir) Latinler tarafından konuşuluyordu.[4] Roma Cumhuriyeti'nin genişlemesiyle İtalyan Yarımadası'nda ve daha sonra Roma İmparatorluğu boyunca baskın dil haline geldi. Batı Roma'nın düşüşünden sonra bile Latince, 19. yüzyılın başlarına kadar Avrupa'da uluslararası iletişim, bilim, akademik çalışma ve akademinin ortak dili olarak kaldı. Daha sonra bölgesel yerel diller, kendi torunları olan Roman dilleri de dahil olmak üzere, ortak akademik ve politik kullanımda Latincenin yerini aldı.
Latincenin günümüze ulaşan en eski örneği, MÖ 7. yüzyıla tarihlenen bir toka üzerine Yunan alfabesi ile yazılmış 5 harflik bir metindir. Eski Latince, Roma'nın da yer aldığı Orta İtalya'daki Latium bölgesinde konuşulmaktaydı. Roma Cumhuriyeti'nin yükselişe geçmesiyle Klasik Latinceye evrilen dil, İtalya'ya, sonra da Jireček Hattı sınır oluşturacak şekilde Roma İmparatorluğu'na yayıldı ve ülkedeki egemen dil haline geldi. Yazı dili olarak kullanılan Klasik Latince ile aynı zamanda halk tarafından Halk Latincesi konuşulmaktaydı. Klasik Latince MS 3. yüzyıldan itibaren Geç Latinceye evrildi, Halk Latincesi ise 6. ve 9. yüzyıllar arasında günümüzde konuşulan Romen dillerinin atalarına dönüştü. Ölü bir dil haline gelen Latince, Ortaçağ, Rönesans ve Yakın Çağ'da yazı dili olarak kullanımını sürdürdü.
Latinceden Avrupa'da konuşulan dillere alıntılanmış çok sayıda kelime bulunur. Özellikle teoloji, bilim, tıp ve hukuk alanlarındaki birçok terimin kökeni Latinceye ve Grekçeye dayanır.
Tarihçe
Yunan edebiyatının temelinde kurulan Latin edebiyatının MÖ 3. yüzyıldaki gelişimiyle birlikte, edebî ya da klasik olarak adlandırılan Latince, Yunanca kelimeler, dil bilgisi ve üslup bilgisinden hayli etkilenmiş yapısıyla, biçimselliği ve zarafetiyle Halk Latincesinden (Vulgar) tümüyle farklı bir görünüme kavuşmuş adeta şiirsel bir dil olmuştur. Bunun sonucunda Klasik Latince tamamen yazı diline ve akademik dile dönüşmüştür. Klasik Latince MÖ 1. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın başlarına kadar süren bir dönemde kullanılmıştır.
Latincenin öğrenimi ve öğrenim amacı öteki Batı dillerininkinden farklıdır. Çünkü başka bir Batı dilini öğrenen insan sadece bu dili konuşur ya da dil bilgisini derinleştirerek ilgili kültür hakkında bilgi edinir. Oysa Latince öğrenmekle Batı'nın tüm edebiyatlarının ve edebî türlerinin temel anlamına vakıf olur ve sonradan herhangi bir batı dilini öğrenmede hiç Latince bilmeyen birine göre daha hızlı yol alır.
Latince bugün bir toplumun günlük yaşantısı içinde kullanılmayan bir ölü dil olduğundan kulak dolgunluğuyla veya pratik yöntemlerle öğrenilmesi ve öğretilmesi zor bir dildir. Sistemli bir dil bilgisi öğrenimi ve öğretimi şarttır. Bu tip bir dil bilgisi öğrenimiyse kişinin dil duyarlılığını geliştirir. Ayrıca Batı dillerinin kelime hazinesi, morfolojisi, üslup özellikleri Latinceyle derinden ilişkilidir. Bu dillerin çoğunda hâlâ birçok Latince kelime, deyim ve ifade ya doğrudan ya da birtakım değişikliklerle kullanılmaktadır. Bugün birçok öğrenci, akademisyen ve Katolik din insanı Latinceyi akıcı bir şekilde konuşmaktadır. Dünya çapında ilköğretimde, ortaöğretimde ve yüksek lisans seviyesi eğitim kurumlarında öğretilir. Latince zengin zaman, şahıs ve fiil çekimleri ile son derece bükümlü bir dil özelliği göstermektedir.
Latincede bulunan seslerin telaffuzu konusunda elimize ulaşmış herhangi bir veri bulunmamaktadır. Telaffuz konusunda edindiğimiz bilgiler ise ancak rekonstrüksiyon yöntemiyle elde edilir. Rekonstrüksiyon yönteminin yararlandığı kaynaklar ise antik yazarların telaffuzları, antik etimoloji eserleri, yazım hataları ve diğer dillerdeki Latince kökenli sözcüklerin telaffuzlarıdır.
Ünsüzler
dudaksıl
dişsel
damaksıl
art damaksıl
gırtlaksıl
plain
dudaksıl
patlamalı
ötümlü
b
d
ɡ
ɡʷ
ötümsüz
p
t
k
kʷ
sızıcı
ötümlü
z
ötümsüz
f
s
h
genizsil
m
n
(ŋ)
rotik
r
yarı ünlü
l
j
w
Eski ve Klasik Latincede büyük ve küçük harfler bulunmamaktadır. Harflerin çoğu da günümüzdeki kullanılan şekillerine benzemektedir. Latincede çift ünsüzler uzun bir şekilde sesletilir. Ünsüzlerin sesletimleri aşağıdaki tabloda bulunmaktadır:
Klasik Latincede ⟨U⟩ sesi ünlü bir sesi karşılamak için kullanılmak istense bile ⟨V⟩ şeklinde yazılır. ⟨Y⟩ ise alıntı Yunanca sözcüklerdeki ipsilon sesini karşılar. Fakat bu ses, bazen i bazen u şeklinde telaffuz edilir. Ayrıca bu ses yanlışlıkla benzer anlamlara sahip Yunanca sözcüklerle karıştırılarak Latinceye özgü kelimelerde bile kullanılmıştır.
Klasik Latincede de uzun ünlü ve kısa ünlü ayrımı vardır. ⟨I⟩ sesi haricinde uzun ünlüler, üstlerine onların uzun bir şekilde sesletileceğini belirten ve yazıda < ´ > şeklinde gösterilen bir işaret alırlar. Uzun İ sesi ise kalın I şeklinde yazılmıştır. Modern metinlerde ise uzun ünlüler üzerlerine yazıda uzun bir çizgi şeklinde gösterilen uzatma işareti alırlar: ⟨ā ē ī ō ū⟩. Kısa ünlüler ise çengelsi bir şekilde gösterilen kısaltma işareti alırlar: ⟨ă ĕ ĭ ŏ ŭ⟩
Kelime sonundaki ⟨m⟩ ve herhangi bir ünlü ses, ⟨s⟩ veya ⟨f⟩ sesinden önce yer alan ⟨n⟩ sesi ve bir ünlü ses, uzun ve genizsil(nazal) bir şekilde sesletilir.
Uzun <u> veya <i> olarak sesletilir, Almanca früh (erken) sözcüğünde olduğu gibi.
Çift ünlüler
Klasik Latincede birkaç tane çiftünlülü ses bulunur. Bu sesler arasında en yaygını ⟨ae au⟩ sesleridir. ⟨oe⟩ sesine nadir rastlanır, ⟨ui eu ei ou⟩ sesleri ile çok nadir karşılaşılır. En azından bu durum Latinceye özgü kelimelerde görülür.
Eski Latincede çok daha fazla çiftses bulunmaktadır. Fakat bu seslerin çoğu Klasik Latincede uzun seslere dönüşmüştür. Eski Latincedeki ⟨ai⟩ ve ⟨āī⟩ Klasik Latincede ⟨ae⟩ olmuştur. Eski Latince ⟨oi⟩ ve ⟨ou⟩ Klasik Latincede birkaç sözcük dışında ⟨ū⟩ sesine dönüşmüştür. Bahsedilen ses değişimlerine aynı kökten gelen farklı sözcüklerde bile rastlanır.
Erken Eski Latincedeki ⟨ei⟩ sesi ise Klasik Latincede ⟨ī⟩ sesine evrilmiştir.
Latince sentetik ve bükümlü bir dildir. Çekimler sık sık kelime sonunda değişir fakat özellikle fiillerde olmak üzere çok kompleks olabilir.
Latincede belirlilik artikelleri bulunmaz. Hem belirli hem de belirsiz durumlar aynı şekilde yazılır.
Latincede sözdizimi özne-nesne-yüklem şeklindedir. Fakat her zaman bu sözdizimi uygulanmaz. Şiirde ihmal edilebilir.
Latincede sıfatlar isimlerden hem önce hem de sonda gelebilir. Fakat bazı sıfatlarda isimden önce gelir.
Fiiller
Fiillerin çekimleri fiil çekimidir, düzenli fiiller 4 ana çekime girerler. Fiiller şahıs, çokluk, zaman, çatı (etken, edilgen) ve kip (şart, dilek gibi) şeklinde çekimlenir.
Latincede altı zaman bulunur: şimdiki, hikâye birleşik, bitmişlik, geçmiş zamanın hikâyesi, gelecekte bitmişlik.
Latincede etken ve edilgen çatı vardır.
Latincede istek, bildirme, emir, mastar gibi kipler bulunur.
İsimler
İsimlerin (özel isimler de dahil), zamirlerin ve sıfatların çekimleri isim çekimidir ve Latincede isimler 5 çekim dizisine girebilirler.
İsimler çokluk ve hâl eki alırlar.
İsimlerin aldığı hâl ekleri şunlardır: yalın, seslenme, belirtme, tamlayan, yönelme, çıkma. Ayrıca bazı isimlerde çıkma durum eki de görülür.
İsimler üç cinsiyete çekimlenebilir: eril, dişil ve nötr.
İsimler iki çokluk durumu şeklinde çekimlenebilir: tekil ve çoğul.
Birinci çekim
Birinci isim çekimi genelde femina,feminaef.('dişi, kadın') vita,vitaef. ('yaşam') gibi dişil ve nadiren propheta,prophetaem.('peygamber') gibi eril isimler içeren bir çekim grubudur. Bu gruptaki kelimelerin kökleri genel olarak a ile biter. Latince isimlerin hangi çekime ait olduklarını anlamak için o ismin yalın hâli (nominativus) -in hâli (genitivus) bilinmelidir.
İkinci çekim isimleri genelde vir,virim. ("adam,erkek") bellum,bellin. gibi nötr ve eril isimlerden oluşur. Çok küçük bir azınlığı dişildir. Nötr isimlerin accusativus (-i hâli) ile nominativus (yalın hâli) aynıdır. Eril isimler genelde -us ile nötr isimler ise genelde -um ile biter. Bazı yaygın eril isimler -er ile bitebilir.
Üçüncü çekim en büyük çekim olup her cinsten isim barındırır.
Ünsüz harf köklü isimler
Bu isimlerin çekimini bulmak için hem nominativus (yalın) hem de genitivus (-in hâli) hâlini bilmek gereklidir. İsmin kökünü bulmak için genitivus hâlindeki sonundan -is eki çıkarılır. Örnek olarak rex,regis m. ('kral') isminin nominativus (yalın) hâli rex olmasına rağmen genitivus (-in hâli) regis'tir Regis kelimesinden -is ekini çıkarılırsa rex isminin kökünün reg- olduğu bulunur. Başka örnekler salvator,salvatoris m. ('kurtarıcı') isminin kökü salvator-, nomen,nominis n. ('isim, ad') ismini kökü nomin-, religio,religionis f. ('din, inanç')kelimesinin kökü religion- olduğu bulunur. Kök bulundukan sonra hâle göre çekim yapılır.
Dördüncü çekim isimleri genellikle eril isimlerden oluşan bir gruptur. Genellikle -us ile biterler ama ikinci çekim isimleriyle karıştırılmamalılardır. Domus,domus m. gibi isimler örnek olarak gösterilebilir.
^Hammarström, Harald; Forkel, Robert; Haspelmath, Martin, (Ed.) (2017). "Imperial Latin". Glottolog 3.0. Jena, Germany: Max Planck Institute for the Science of Human History.
^Hammarström, Harald; Forkel, Robert; Haspelmath, Martin, (Ed.) (2017). "Latin". Glottolog 3.0. Jena, Germany: Max Planck Institute for the Science of Human History.