Bu madde Kütahya il sınırları içindeki tüm bölgeyi kapsamaktadır. Başlığın diğer anlamları için
Kütahya (anlam ayrımı) sayfasına gidiniz.
Kütahya, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ege Bölgesi'nde yer alan bir ilidir.
Kütahya ilinin nüfusu 576.688'dir. Bu nüfusun %78,3'ü şehirlerde yaşamaktadır (2020 sonu). İlin yüz ölçümü 11.632 km2'dir. İlde km2'ye 50 kişi düşmektedir.
2021 TÜİK verilerine göre 13 ilçe, 28 belediye, bu belediyelerde 222 mahalle, ayrıca 546 köy bulunmaktadır.
Tarihçe
Kuruluş tarihi kesin olarak tespit edilememekle beraber, tarihi MÖ 3000 yıllarına uzanmaktadır. Eski kaynaklara göre, Kütahya'nın antik çağlardaki adı Kotiaeon, Cotiaeum ve Koti şeklinde geçmektedir. İl topraklarına yerleşen en eski halk Friglerdir. MÖ 1200'lerde Anadolu'ya gelen Frigler, Hitit İmparatorluğunun topraklarına girdiler ve bir devlet olarak örgütlendiler. MÖ 676'da Kimmerler, Frigya Kralı III. Midas'ı bozguna uğratarak Kütahya ve çevresine egemen oldular.
Alyattes'in Lidya Kralı olduğu dönemde Kimmer egemenliği yerini Lidya yönetimi aldı. MÖ 546'da Persler Lidya Ordusunun yenilgiye uğratarak Anadolu'yu istila etti. MÖ 334'te Biga Çayı yakınlarında Persleri yenilgiye uğratan İskender, yörede üstünlük kurdu. Büyük İskender'in MÖ 323'te ölümü ile Kütahya ve yöresi komutanlarından Antigonos'a geçti. MÖ 133'te Roma yönetimine girdi. Piskoposluk merkezi haline getirildi.
1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Alp Arslan'a yenilen Bizans İmparatoru Romanus Diogenes tutsaklık dönüşü Kütahya'ya getirildi ve gözleri kör edildi. 1078'de Anadolu Selçuklu Devletini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah Kütahya'yı da ele geçirdi. 1097'de Haçlıların saldırısına uğradı. II. Kılıç Arslan kaybedilen topraklarla birlikte Kütahya'yı geri aldı. II. Kılıç Arslan'dan sonra taht kavgaları nedeniyle tekrar Bizans'ın eline geçen şehir, son olarak I. Alâeddin Keykubad zamanında (1233) Selçuklu topraklarına dahil oldu.[3][4] 1277'de II. Gıyaseddin Keyhüsrev Kütahya yöresini Germiyanoğlu Süleyman Şah kızı Devlet Hatun'u Osmanlı Sultanı I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezid'a verdi. (1381) Germiyanoğulları Beyliğinin toprakları Devlet Hatun'un çeyizi olarak Osmanlılara verildi. (Kütahya ve çevresi dahil) 1402 Ankara Savaşında, Bayezid'i ağır bir yenilgiye uğratan Timur, Kütahya'yı alarak II. Yakup Bey'e geri verdi. Kütahya daha sonra Osmanlılara geçti ve Sancak Merkezi oldu.
Osmanlılar zamanında Kütahya
1381'de Kütahya ve yöresinin Osmanlılar'a çeviz olarak verilmesiyle Yıldırım Bayezid burada vali olarak görev aldı. I. Murad Kosova Seferi'ne giderken, Anadolu'nun muhafazası için çeşitli yerlere valiler tayin ederken; Bayezid'in yerine de Sarı Timurtaş Paşa'yı tayin etti. Kütahya, Yıldırım Bayezid'in Rumeli'ye geçtiği sırada 1391 senesinde Karamanoğulları tarafından istila edildiyse de Yıldırım, Gelibolu'dan geri dönüşünde Karamanoğulları'nı uzaklaştırdı.[5] 1402'de Ankara Savaşı'ndan sonra Timurlenk tarafından Germiyanoğlu II. Yakub Bey'e iade edilen topraklar II. Yakub Bey'in ölümüne kadar Germiyanoğulları'nda kaldı. 1428'de II. Yakub Bey'in vasiyetiyle Kütahya ve tüm Germiyanoğulları toprakları nihai olarak Osmanlılar'a geçti ve valiliğine de Kara Timurtaş Paşa oğlu Umur Bey'in oğlu Osman Çelebi tayin edildi.
Kütahya, Fatih Sultan Mehmed zamanında İshak Paşa'nın tayinine kadar bir vilayet olarak idare edildi ve o zaman merkezi Ankara olan Anadolu Beylerbeyliği'ne bağlı bulundu. İshak Paşa 1451 senesinde Karaman ve Menteşeoğulları sıkıntılarını hallettikten sonra Kütahya'da kaldı ve bu tarihten itibaren 1826'da Anadolu Beylerbeyliği'nin ortadan kaldırılmasına kadar Kütahya, Anadolu Beylerbeyliği'nin merkezi oldu.[6][7][8][9]
Anadolu Eyaleti; Kütahya, Saruhan (Manisa), Aydın, Kastamonu, Menteşe (Muğla), Bolu, Ankara, Karahisar-ı Sahip (Afyonkarahisar), Çangırı (Çankırı), Teke (Antalya), Hamit (Isparta-Burdur), Sultanönü (Eskişehir), Karesi (Balıkesir) ve Bursa Sancağı olmak üzere on dört sancağa ayrılmıştır.
Kanûni zamanında Anadolu Eyaleti'nin hası on yük akçe yani bir milyon akçe tutuyordu. Yine bu teşkilat gereğince Anadolu Eyaleti 299 zeamet ve 7166 tımara bölünmüş olup tımar ve zeamet askerleriyle beraber 17,000 donanımlı süvari içeriyordu.
Sultan II. Beyazıt'ın zamanında Şah İsmail yanlısı Şahkulu Kütahya'da ayaklandı. Bu isyan 1511 yılında bastırıldı.
Kütahya'da Celâli ayaklanmaları
Anadolu'daki Celâli ayaklanmaları keşmekeşleri içerisinde hükûmet Batı Anadolu'yu muhafaza için vezir Hafız Ahmed Paşa'yı Anadolu Eyaleti merkezi olan Kütahya'ya gönderdi (Ağustos 1601). Ahmed Paşa'nın Deli Hasan'a dayanacak kuvveti yoktu, bu yüzden Kütahya Kalesi'ne çekildi. Deli Hasan ve beraberindekiler Hafız Paşa'yı üç gün kadar Kütahya'da muhasara ederek sıkıştırdılarsa da şiddetli bir kışan ve karın çok fazla yağmasından dolayı muhasarayı kaldırmak mecburiyetinde kaldılar fakat kale haricindeki evleri yağmaladılar.[10][11]
Can Mirza Paşa vakası
Anadolu Eyaleti valisi Can Mirza Paşa 1657 tarihinde Osmanlı Devleti'ne isyan eden Abaza Hasan Paşa'ya katıldığı için Kütahya halkı paşanın üç yüz kadar askerini katletmişler ve hükûmet tarafından Anadolu Eyaleti'ne tayin edilen Konakçı Ali Paşa'ya yardım etmişlerdir. Can Mirza Paşa Kütahya ahalisinden intikam almak için epey müddet şehri muhasara eylediyse de halkın fevkalâde gayretine binaen muvaffak olamamıştır fakat Kütahya'yı kurtarmak için hükûmet tarafından gönderilen askeri mağlup etmiştir. Buna rağmen şehri elde edememiştir.[12]
Sahte mütesellim vakası
1788'de Ruslarla yapılan savaşlar sırasında vali ve sancak beylerinin seferde bulundukarı sırada kendi namlarına vilâyet ve sancağı idare eden mütesellimler yolsuzkluk ve rüşvetler ile halkı soymakta idiler. Savaş devam ettiği için bu rezalet de aynı oranda artmıştı. İşte bu savaş durumunda Kütahya'ya yedi-sekiz mütesellim gelip gitmiş ve her birinin zulüm ve haksızlıkları memleketi harap duruma düşürmüş; bunun haberi de kulaktan kulağa yayılarak İstanbul'a kadar gitmişti. Tam bu sırada Dersaadet sakinlerinden uçarı biri kendi gibi bir oğlan ve birkaç bişiyi daha kendine uydurup yanına alarak sahte emir ve senetlerle İstanbul'dan Kütahya'ya gitmiş ve emirlerini okutarak mütesellimliğini ilân etmiştir.
Mütesellimlerin sık sık değişmesi sebebiyle Kütahya halkı başta bu kişiyi mütesellim zannederek inanmışlar ve sonra elindeki emirlerin yazılış tarzından ve kendisinin münasebetsiz halinden şüpheye düşerek durumu İstanbul'a bildirmişlerdir. Mübaşir marifetiyle İstanbul'a çağrılan sahte mütesellim, kendisinin İstanbul'dan değil ordudan mütesellim olarak gönderildiğini söylediyse de foyası meydana çıkmıştır.[13]
Acemoğlu vakası
Uşak voyvodası Acemoğlu Ahmed, zulmüne binaen voyvodalıktan azledilmiş ve idamı için Anadolu Eyaleti valisi Çandarlızâde İznikli Ali Paşa görevlendirilmişti. İdam edileceğini haber alan Acemoğlu kaçtığından bütün eşyası zabt ve müsadere edilerek kendisi de takibe alındı (1793).
Ali Paşa, Acemoğlu'nun arkasından kendi kardeşi Osman Bey'i gönderdiyse de Osman Bey Acemoğlu'na mağlup olduğundan Ali Paşa bizzat kendisi hareket ederek Banaz Kalesi'nde Acemoğlu'nu muhasara etti. Banaz'ın etrafı hendek ve su ile çevrili olduğu için muhasaranın bir müddet devam etmesi gerekiyordu. Vakit kış olduğundan Ali Paşa'nın maiyetindeki askerler bu durumu bahane ederek dağıldılar ve paşa az bir askerle meydanda kaldı. Ali Paşa bu müşkül vaziyet üzerine muhasarayı kaldırarak çekildi ve vaziyeti de İstanbul'a bildirdi.
Payitahttan gelen emirde ilk baharda Acemoğlu'nun hakkından gelinmesi üzere hazırlanması İznikli Ali Paşa'ya bildirildiyse de işi halledememiş olması devletçe olan şöhretini olumsuz etkilediğinden Karaman Eyalet valisi Azımzâde Abdullah Paşa ile yer değiştirmişlerdir. İznikli Ali Paşa gibi nüfuzlu ve kıymetli bir vezirin on beş bin asker, top ve cephane ile bu işi halledememiş olması devletin haysiyetine de dokunduğundan Acemoğlu meselesi, batı Anadolu'da nüfuzu olan Karaosmanoğulları'na havale edildi.
Acemoğlu, sığındığı Banaz Kalesi'nde iyice zor duruma düştü ve kurtulmaktan ümidini keserek bulunduğu mahalli terk ederek kaçtı ve Şaphane ile Simav arasındaki Köpenez Köyü'ne geldi.[14] Acemoğlu burada Simav ve Gediz Voyvodası Nasuhoğlu Nasuh Ağa tarafından yakalanarak idam edildi ve başı önce Karaosmanoğulları'na oradan da İstanbul'a gönderilerek teşhir edildi.[15]
Hacı Molla Süleyman Ağa'nın katli
Germiyanzâde Hacı Süleyman Ağa Kütahya eşrafından olup Kütahya mütesellimi iken halka zulümler ederek para almış ve şikâyet üzerine kendisinden yüz otuz bin küsur kuruş tahsil edilmesine karar verilerek bir mübaşir Kütahya'ya gönderilmişti. Hacı Molla bu paradan on dokuz bin kuruşunu vermiş ve geri kalanı için de kefaletle yükümlendirilmişti. Hacı Molla, kalan bu borcunu vermemek için her çareye baş vurmuş ve bu hal; aleyhdarları tarafından türlü türlü şekillerle İstanbul'a aksettirilmişti. Hacı Molla halkın nefretini kazanmış gaddar bir adam olduğu için halkın bu seferki şikâyeti etkili olmuştu.
Hacı Molla Süleyman Ağa, mütesellimliği zamanında bir hayli ocak söndürmüş bir şahıstı. Hatta memleket müftüsü Hoca Mehmed Efendi'yi aralarındaki soğukluğa binaen bir gece çiftliğinde öldürttüğü gibi Kütahya eşrafından Kapıcıbaşı Hasan Ağa'nın da katline teşebbüs etmiş ve bu haline binaen hükûmetçe idamı düşünülmüş fakat firar edip bir tarafa gizlenerek kendisini bir şekilde af ettirmişti. Hacı Molla son defaki vaziyeti dolayısıyla tek duramayarak etrafı karıştırmaya başladığından bu defa Kütahya halkı hep beraber bir olarak kendisini şikâyet etmişlerdir. Bunun üzerine 1814 Haziranı'nda öldürülmesine karar çıkarak durumu Anadolu Valisi'ne iletilmiştir.[16]
Nasuhoğlu Nasuh vakası
Nasuh Ağa, Gediz ve çevresinin voyvodası idi. 1816 senesinde Hurşid Ahmed Paşa'nın Anadolu Eyaleti valiliği esnasında kendisinden şikayet olunarak Hurşid Paşa'nın kendisini yola getireceği sırada diğer bir vilâyete tayin edildiğinden Anadolu valiliği Sivas Valisi Alaaddin Paşa'ya verilmişti. Nasuhoğlu hakkında merkezi hükûmete iletilen şikayetlerin arkası kesilmediği için idamına karar çıkmış ve derhal işi düzeltmesi için Alaaddin Paşa'ya emir olunmuştu.
Sivas'tan Kütahya'ya gelmekte olan Alaaddin Paşa'yı ilk valiliğinde mütesellimi olmasından dolayı karşılama için Nasuh Ağa, oğlu ve yeğenlerini göndermişti. Alaaddin Paşa tedbirsizlik ederek bu karşılayıcıları durdurarak Kütahya Kalesi'ne gönderdiğinden bunu haber alan Nasuhoğlu akıbetini anlamış ve derhal asker ve zahire tedarikiyle kendisini müdafaaya karar vermiştir.
Beceriksiz bir vezir olan Alâaddin Paşa ahalinin nefretini kazanacak hallere teşebbüs ile gayrimeşru para toplamaya başlayarak İstanbul'dan bu hallere son vermesini tavsiye eden emirlere kulak asmayarak sermayesiz kârından vazgeçmediğinden ve Nasuh Ağa işini de yüzüne gözüne bulaştırdığından valilikten azledilerek rütbesi de kaldırılarak memleketi Sivas'ta ikamete memur edildi. Anadolu valiliğine Karahisar-ı Sahip mutasarrıfı mirimiran Hasan Paşa'ya vezirlik rütbesi de verilerek Nasuhoğlu işinin bitirilmesi emredildi.
Hasan Paşa altı bin asker, havan ve obüs topları ve saire ile Nasuhoğlu üzerine yürüdü ve Nasuhoğlu'nun Eğrigöz (Emet), Dağardı, Simav ve Demirci'de bulunan malları müsadere edilip kendisi de sıkıştırılarak kaçmaya teşebbüs ettiyse de yakalanıp idam edildi. Nasuhoğlu'nun firar etmeden evvel kıymetli eşyalarını Şaphane ve Sındırgı taraflarına gönderdiği haber alınarak Demirci'de bulunan zevcesi ve oğlu Süleyman çağrılarak mevzuu araştırılmıştır.[17]
Nasuhoğlu Nasuh'un öldükten sonra bıraktıkları satılarak mevcudu on bir bin kuruş ve büyük-küçük hayvanların bedelleri yirmi dört bin kuruş tutmuştur ve zamanına göre epey bir servettir.[18] Nasuhoğlu, Anadolu valilerinden Mustafa ve Alâettin Paşa'ya mütesellimlik ederek bu yüzden ve voyvodalıktan zengin olmuştur. Uşaklı Acemoğlu Ahmet'i yakalayan kişi Nasuh Ağa'dır.
Tepedelenli zâdelerin îdamı
Devlete karşı isyan eden meşhur Tepedelenli Ali Paşa'nın 1820 senesinde Yanya'da Hurşid Ahmed Paşa tarafından şiddetli muhasara ve tazyik edilmesi üzerine Ali Paşa'nın oğlu Veli Paşa ve onun oğulları mirimiran Mehmed Paşa ile Selim Sırrı Bey; Hurşid Ahmed Paşa'nın karargâhına ve Tepedelenli'nin diğer oğulları olan Ahmed Muhtar ve Salih Paşalar da İşkodra Mutasarrıfı Mustafa Paşa'ya sığınarak onların yalvarmasıyla idam edilmekten kurtulmuşlardı. Mültecilerden Veli Paşa ve oğulları Mehmed Paşa ile henüz 18 yaşında olan Selim Sırrı Bey Kütahya'da ikamete memur edilmişler, Ahmet Muhtar ve Salih Paşalar da Ankara'ya gönderilmişlerdi.
Tepedelenli ailesini tamamen söndürmeye karar veren meşhur Halet Efendi, Ali Paşa'nın evlatlarının sürgünde iken boş durmayıp babalarını kurtarmak için Yanya taraflarına adam gönderdiklerini, Arnavut askerini tehdit ve ahaliyi isyana teşvik ettiklerini; bu durumun da padişahın gazabını iyice artırdığını öne sürerek Tepedelenli oğullarının îdamına karar çıkarttırmıştır.
Ağustos 1821'de Kütahya vali kaymakamı Reşit Paşa, ansızın konaklarını basmak suretiyle Veli Paşa ve oğlu Mehmed Paşa'yı idam ederek başlarını İstanbul'a gönderdi ama küçük olan Selim Sırrı Bey öldürülmedi. Ankara'da bulunanlar da aynı akıbete düştüler.[19] Mehmed Paşa'nın eşi, beşikte bıraktığı oğlu İbrahim Fehman Bey ve Selim Sırrı Bey İstanbul'a gönderildiler. Veli Paşa ve oğlu Mehmed Paşa'nın cesetleri Kütahya'da Saray Camii arkasındaki mezarlığa defnedilmiştir. Kabirleri geniş ve yüksek bir kısımda olup caminin tam arkasına tesadüf eder. Kitabesi yerinden düşmüştür.
Mısır ordusu işgali altında Kütahya
Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa Konya'da iken o sırada Anadolu Vali vekili olan Reşid Mehmed Paşa alelacele Konya'ya gelmiş, Mısır Ordusu ile şiddetli bir savaşa girerek Mısır Ordusu'nu bozmuş ise de hava karlı ve dumanlı olduğundan kendi askerleri zannıyla Mısır Ordusu arasına girerek esir olmuştur. Osmanlı Ordusu dağılmış ve hiçbir direnişle karşılaşmayan Mısır Ordusu Kütahya'ya kadar gelmiştir. Reşid Mehmed Paşa'nın esir olmasından dolayı Anadolu Valisi ve Karahisar-Menteşe Sancakları mutasarrıfı Mehmed Emin Rauf Paşa ikinci defa sadrazamlığa davet edilmiştir. Rauf Paşa, Kütahya'dan hareket ederken hükûmet işlerini devretmek üzere halkın itimat ettiği, şehrin ileri gelenlerinden olan Dürrîzade Hacı Reşid Ağa'yı mütesellim tayin ederek alelacele Mısır Ordusu gelmeden 1833'te Mart ayında İstanbul'a hareket etmiştir.[20]
İbrahim Paşa Kütahya'ya gelir gelmez Kütahya'nın da diğer işgal olunan memleketler gibi Mısır'a ilhak edildiğini ve mütesellim Reşid Ağa'nın halkın güvendiği bir isim olmasından dolayı mütesellimlikte devam edeceğini ilan eden bir ilan ile Mısır ordusu karargâhından bir emirname gönderildi (Mart 1832).[21]
Kütahya'da Macar ve Leh mülteciler
1848 Fransız Devrimleri Avrupa'nın her tarafına sirayet ederek hemen her yerde mutlak idareye karşı hareketler görülmüştü. Lajos Kossuth liderliğindeki Macarlar bir müdafaa komitesi teşkil ederek Avusturyalılar'ı Macaristan'dan çıkardılar. Bunun üzerine Macaristan'a savaş açan Avusturya ordusu Macar ordusu karşısında yenildi. Avusturya Ruslar'dan yardım istedi ve Macar ordusu teslim oldu, birçok Macar subayı idam edildi.
Bu olaylar üzerine binlerce Macar ve Leh Osmanlı'ya sığındı. Kütahya'ya sığınanlar arasında Lajos Kossuth ve eşi, Lajos Batthyány, birkaç general beraberinde elliye yakın Macar ve on kadar Leh bulunuyordu. Mültecilerle ilgilenmek üzere Süleyman Refik Bey isminde bir miralay[22] memur edildi. Bir buçuk sene kadar Kütahya'da kalan tüm mülteciler Eylül 1851'de Gemlik'e sevk edildi ve yol masrafları ile ihtiyaçları için gerekli paralar verildikten sonra gemilerle Birleşik Krallık'a gönderildiler.
Avusturya Hükûmeti mültecilerin serbest bırakılmasını protesto ettiyse de ehemmiyet verilmedi. Osmanlı'nın bu tutumu Avrupa'da iyi fikirler uyandırdı ve Kırım Savaşı'nda bunun faydası görüldü.[23]
19. yüzyılın ikinci yarısından sonra
Kütahya 1867'de Hüdavendigar Vilayetine bağlı bir sancak merkezi iken, II. Meşrutiyetten sonra bağımsız bir sancak oldu. Millî Mücadele yıllarında, Ocak 1921'de Çerkez Ethem düzenli ordu çatışmasına sahne olan Kütahya, 17 Temmuz 1921'de Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde TBMM Batı Cephesi ordusunun yenilmesi üzerine Yunanların işgaline uğradı. Büyük Taarruz'a kadar işgal altında kalan Kütahya, 30 Ağustos 1922'de kurtuldu. Kütahya 8 Ekim 1923'te Vilayet durumuna getirilmiştir.
Kültür
Gelenekler
Kâbe Kâbe geleneği
Kütahya'da gerçekleştirilen folklorik bir olaydır.[24]
Kaynağını Osmanlı Devleti'nde Surre Alayı'nın Kütahya'dan geçerken çocukların bu alaydan şeker, çikolata, para vs. istemesinden alan olay günümüzde de Ramazan aylarında yörede gerçekleştirilmektedir.
Küpecik geleneği
Küpecik, Kütahya'da Ramazan aylarında gerçekleştirilen folklorik bir olaydır. Kütahya'da uzun bir zamandan beri devam edegeln bir oyundur ve çocuklar tarafından Ramazan ayında oynanır. Çocuklar Küpecik tekerlemesini okuyup evleri gezerek para, şeker ve çikolata benzeri şeyler toplarlar. Küpecik geleneğinde, uygulamaya katılan çocuklar, akşamın sonuna kadar topladıkları para, çikolata, şeker gibi unsurları grup tarafından belirlenen başkan tarafından eşit ölçüde paylaşırlar. Dağıtım işlemi bittikten sonra ertesi gün için anlaşan çocuklar evlerine dağılırlar.[25]
Doğu ve sünnet geleneği
Yeni doğan bebek üç günlük iken sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kâmet okunarak çocuğa isim verilir. İsim verme işini evin en büyüğü yapar. Bebek on beş günlük olunca akrabalar ve yakınlardan toplanan başı tülbentli eski sırmalı bohçalar ile yatak yapılır. Anneanne beşik düzeni hazırlar, baba da büyük cevizli veya fındıklı lokum döktürür. Anne yemek yapar, ailece beşik götürülür. At arabası gelir, at süslenir; bebeğin beşiği kurulur, örtüleri örtülür, eşyaları konur, arabacı da onları götürür. Arkasından anne, baba ve kardeşler gider, beraberce yemek yenir, yakınlar bebeği görür, takılarını taktıktan sonra geri giderler. Daha sonra doğu mübarekesi başlar, gelin sabahlıklarını giyer, yatağa çıkar, bebek erkekse başına kırmızı kurdele; kız ise pembe kurdele bağlanır. Kayın valide baharatlı doğu şerbeti kaynatır, davetlilere büyük porselen fincanda sıcak olarak ikram edilir, arkasından yandan çarklı kahve verilir. Sonra çaylar ve lokum tutulur. Gelin, gelen bütün misafirler için yatağa çıkar ve bu gelenek kırk gün devam eder; gelin ve bebek kırk gün evden çıkmaz. Kırk günün sonunda gelin bebeğiyle beraber anneanneye gider. Akşam damat gelir, gelinin annesi hepsine bohça hazırlar ve hediyeler verilir.
Doğu için hazırlanan yatağın aynısı sünnette de yapılır. Sünnet evinde erkekler, komşu evinde bayanlar oturur. Sünnet çocuğu ve mahalle çocukları fayton ile gezdirilir. Eve gelindiğinde sünnet olacak çocuk faytondan inmez, babası gelip çocuğa ne istediğini sorar; söz alındıktan sonra çocuk arabadan iner. Çocuk indikten sonra hazır bulunan sünnetçi tekbirlerle sünneti yapar, sünnet merasimine gelenler çocuğa para verir, paralar sünnet şapkasına konur, sünnet çocuğu arada paraları sayarak avunur.[26]
Kurban Bayramı geleneği
Kurbanlıklar iki, üç gün öncesinden alınır, bahçesi olanlar bahçesine koyar; bahçesi olmayanlar ise bahçesi olan komşularına bırakır, çocuklar kurbanlıkları besler ve bakar. Bayram sabahı namazdan sonra kurbanlar kesilir, önce ciğeri kavrulur, kahvaltı yapılır. Kurban eti yenesiye kadar başka bir şey yenmez. Mahallede nişanlı kızlar varsa onlara oğlan tarafından at arabasıyla kurbanlık süslenmiş, boyanmış, alnının ortasına gremse altın bağlanmış koç gönderilir. Bayramdan önce kızın annesi baklava yapıp hazırlar. Kesilen kurbanın bir budu kırmızı şılak bir kâğıtla süslenir, baklava tepsisi üzerine sırmalı bohça örtülür, at arabasıyla tepsi ve et düğün okuyucusu kadınla damat evine gönderilir. Götüren kadına bahşiş verilir. Daha sonra tepsi geriye boş gönderilmez, çikolata; badem şekeri ve çeşitli çerezlerle doldurularak kız evine iade edilir, gelin kız bunları arkadaşlarına dağıtır.
Evde kesilen kurban eti hemen parçalanıp mahalledeki hâli vakti yerinde olmayan fakirlere derhal dağıtılarak sofralarına yetiştirilir. Kurban etinden büyük bir tencere kavurma yapılır, bayram ziyaretine gelenlere ikram edilir. El öpmeye gelen kız çocuklarına ufak mendil, oğlan çocuklarına büyük mendil ile beraber yanında para verilir. Bu yüzden bayramdan önce kutu kutu mendil ve çorap alınır. Çocuklar aldıkları paraları bakkallarda, parklarda, panayırlarda harcarlar.[27]
Kızlara dünür gelmesi
Kız isteme günü erken kalkılır, sabah erkenden işler bitirilir. Gelinlik kızı olan evlere çat kapı habersiz dünür gelir. Görücüler temiz odaya alınır. Görücüler önce kızın annesine bakar, konuşmasını, hareketlerini izlerle sonra evin düzenine, etrafa bakıp göz gezdirirler. Görücülük başka birisinin tavsiyesi üzerine olur. Kız temiz bir kıyafet giyer, önce el öper, sonra kahve ikram edip gider. Dünürcüler boşalan kahve fincanlarını ellerine tutarlar, anneye vermezler, tekrar görmek için kızın gelmesini beklerler. Kız beğenilirse kaş-göz işaretleriyle anlaşılarak kız istenir. Damat adayı kız isteme sırasında evde bulunmaz, nikâhtan önce kız evine gelmez, evlenecek kıza dışarıda uzaktan gösterilir.[28]
Düğün gelenekleri
Mahallenin genç kızları ve yeni gelinler düğünlerde arkadaş dikişli, bazısı siyah çizgisi olan ince ipek çorak giyerler. Bu çoraplar teli kaçmasın diye özenle giyilir. Giyince arka çizgisinin düzgün olmasına dikkat edilir. Sonra başka düğünlerde giymek için saklanır. İpek çorap çok ince olduğu için bazen tel kaçar, tel kaçan çoraplar tamir ettirilip tekrar giyilir. Düğünlerde sivri burun, tığ topuk ayakkabı giyilir, topukları aşınınca tamirciye götürülür, tamirci topuğa çelik takar. Taş kaldırım sokaklarda bu topuklularla yürümek zor olduğu için taştan taşa sekerek dikkatli yürünür. İç çamaşırı olarak yazın ince, kışın kalın çiçekle pazenden dikolta dikilir. Yazın askılı, kışın omuzlu giyilir. Geceklikler de bu kumaşlardan dikilir. Hemen herkes giysisini evinde dikiş makinasında diker. Şalvarlar yazın Nazilli basmadan, pijamalar kışın pazenden dikilir.[29]
Kırklar Sultan
Şehir merkezinde Sultanbağı mahallesi Kırklar Tepesi denilen mevkiide yemek yapılır. Adağı olan kişi bir gün önceden gelip Sultanbağı soğuk çeşme bahçesine çadır kurar. Bir koyun kesilir, ciğeri olduğu gibi kuşlar yesin diye ağaca asılır. Koyunun geri kalan etleri pişirilir, kemiklerinden ayrılır, etin suyuyla da ayrıca "Tutmaç Çorbası" adı verilen naneli bir çorba pişirilir. Kırklarda aş olduğunu duyanlar buraya gelir, mevlid okunur, mevlidden sonra kabını alan herkes çorbadan alır. Gelenler ufak maltızlarını yakarak çay demlerler, kahvaltılıklarla beraber çaylar içilir. Yemekten sonra orada bulunan ceviz ağaçlarına salıncaklar kurulur, ip atlanır top oynanır; büyükler sohbet eder. Bu gelenek yılda bir defa yapılır.[30]
Müderris Bahçesi
İlkbaharda tellâl adı verilen kişi sokak sokak gezerek sokak başlarında durur, mahalleliyi mânilerle Müderris Bahçesi'ne davet ederdi. Nazilliler yellensin, gözlemeler tellensin, çarşamba günü hanımlar ve beyler Müderris'te eğlensin diye yüksek sesle bağırırdı. Müderris Bahçesi şimdiki Hamidiye Mahallesi'nde yamaçta, yeşillikler içerisinde çeşmeleri bulunan bir yerdi. Üst tarafında birçok su değirmeni bulunur, Aksu Çayı buradan geçerdi. Müderris günü herkes o bahçeye gider, yöresel bir yiyecek olan Gökçimen hamursuzu, haşhaşlı gözleme, un helvası yapılır; un helvasının içerisine ağaçların çiçekleri atılırdı. Baharın gelişi burada kutlanırdı. Günümüzde Müderris Bahçesi'nin büyük bir bölümü kalmamıştır.[31]
Hıdırellez ve gavur küfürü
Kütahya'nın Fethi 6 Mayıs günü olduğu için hıdırellez aynı gün kutlanır be aynı gün ayrıca "gavur küfürü" yapılır. "Gavur küfürü" geleneği Hristiyanların Paskalya kutlamalarına karşı yapılan bir gelenek olup günümüzde kaybolmuşken hıdırellez ve Kütahya'nın Fethi kutlamaları her yıl 6 Mayıs günü yapılır.[31]
Kış eğlenceleri
Kış eğlencelerinde erkekler bir evde toplanır, sohbet ederler, yorgunluk atarlar. Bazı evlerde çekme helva yapılır. Çekilen helvalar büyük bakır tepsiye yayılır, arasına yüzük konur. Tepsinin etrafına toplanılır, üç parmak arasına alınıp yenen helvanın içinden yüzüğün kime çıkacağı beklenir. Yüzük kime çıkarsa bir dahaki sefere onun evinde toplanılır.
Bayanlar bir komşu evinde çocukları ile toplanır. Gençler ve çocuklar bir köşede oturur, ağabey veya ablalarından biri onlara masal anlatır. Sonra fincana yüzük saklanır, fincan oyunu oynanır. "Yattı kalktı" oyunu oynanır, herkese bir meyve ismi verilir. Elma yattı armut kalktı denir, yatmayana ufak cezalar verilir. Bayanlar kendi aralarında sohbet eder, el işi dantel veya örgü işi yaparlar. Kuzinesi olan evlerde mısır kaynatılır, kuzine içerisine patates atılır, kabak kaynatılır, çaylar demletilir. Bahçesinde ağacı olanlar gelincik elması, yağ armudu, döngel gibi meyveler ikram eder.[32]
Kıyafetler
Oyalar
Oyalar saf ipekten yapılır, ipek ince bükülür. İnce işçilikle yapılan oyalar kolalanmış gibi durur. Oyalar, "mırgı dânesi" denilen dânelere çekilir. Dânelerin kenarları yollu, sulu desen ve çiçek desenli olur. Çok ince olan bu dâneler iki kişi tarafından katlanır, cam kutulara konur. Yapılan her çeşit oyanın bir ismi olur. O isimlerden basıları: Zerrangadah, Züleha Sümbül, Üzerik Oyası, Meclis Kuruldu, Yıldız Oyası, Ay Çiçeği, Malak Sattıran, Çörekotu, Cimcik Oyası, Fermene Oyası, Fasulya Çiçeği, Hıyar Çiçeği, Kasımpatı Oyası, Beyaz Zambak, Kemerli Sümbül, Gönül Dolabı, Küpeli Oyası, Elifli Badem, Hanımeli Oyası, Menekşe Oyası, Şafak Yıldızı, Gül Oyası, Kestane Çiçeği, Yanı Kuzulu, Fakir Baktı Zengin Kaptı, Kiremit Sattıran, Tefebaşı Oyası, Açık Oturum, Ilıca Çiçeği, Cici Kızlar, Paşa Nişanı, Yedidağ Çiçeği, Torun Yumruğu, Belirgat Oyası, Sümbül Oyası, Vazo Oyası, Karanfil Oyası, Hanım Kirpiği Oyası, Mecnun Yuvası Oyası, Hercâi Menekşe Oyası, Çifte Sümbül Oyası, Yeni Dünya Oyası, Elti Eltiye Küstü Oyası, Kütahya Oyası, Selânik Oyası.[33]
Yemekler
Kütahya'nın yemek kültürünün temelini buğday ürünleri, hamurlular ve süt ürünleri oluşturur.[34]
Börek ve mantılar
Tereyağlı-yoğurtlu cimcik, kıymalı sini mantısı, tereyağlı-yoğurtlu kaçamak, bazlama, tereyağlı peynirli cevizli belirgat, haşhaşlı gözleme, suda haşlama mantı, mercimekli mantı, kulak aşı, mercimekli tosunum, tepside haşhaşlı katmer, kıymalı-peynirli-ıspanaklı şibit, sodalı hamursuz, Kütahya höşmerimi, şibitli tavuk tiridi, papatesli dolamber böreği, namaz lokması, Gökçimen hamursuzu, hamursuz, tahinli çörek, kıymalı su böreği, sarma hamur dolması, cevizli gelin çöreği.
Çorbalar
Sıkıcık, miyane, oğmaç, yoğurt çevirme çorbası (düğün çorbası), kızılcık tarhanası, tutmaç, tarhana, tekke, çene çarpan ve paça çorbası.
Dolmalar ve sarmalar
Ilıbada (labada) dolması, etli yaprak sarma, zeytinyağlı soğan dolması, etli lahana sarması.
Et yemekleri
Göveç (güveç), Kütahya usulü kavurma, küp eti, kuzu kaburga kebabı.
Tatlılar
Hekmane erik hoşafı, güllaç, kaymak baklavası, Kütahya usulü höşmerim, pelûze, pestil, çekme helva, yufka tatlısı, su muhallebisi, gelincik şurubu (şerbeti).[35]
Çinicilik
Kütahya'da ilk çini örnekleri 14. yüzyılın sonlarında görülmeye başlanırken çinide asıl ilerleme İznik'in çini sanatının zirvesinde olduğu 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra başlar. Özellikle İstanbul'un çini ihtiyacını karşılamak için Kütahya'da çini atölyeleri kurulmuş, Osmanlı'nın gerileme dönemiyle beraber İznik'te çinicilik de aynı hızda gerilemeye başlamıştır. 18. yüzyılda çinicilik sanatının İznik'te tamamen kaybolmasıyla Kütahya bu alanda faaliyet gösteren tek yer olmuştur. Osmanlı'da çiniciliğin en güzel ve son örnekleri Hafız Mehmed Emin Efendi'nin elinden çıkmıştır.
Müzik
Kütahya'da musikinin başlangıcı 14. yüzyıla dayanır. Mevlevîhânelerin, tarihimizde çeşitli güzel sanatların özellikle de musikî sanatı ile ilgili eğitim yerleri olması kaynaklarda sıkça anılmıştır. Kütahya Mevlevîhânesi'nin de bu konuda aynı işlevi gördüğü buradan yetişen sanatkâr ve bestekârların musiki tarihimize mâl olmuş çalışmalarından anlaşılmaktadır.
Germiyanoğlu II. Yakub'un "Çöğür" denilen bir sazı da çok iyi çaldığı bilinmektedir.[36]
Ahmet Yakupoğlu, akademide okuduğu yıllarda Neyzen Halil Dikmen'den "ney", yine Neyzen Nurullah Kılınç Bey ile Süleyman Erguner'den musiki dersleri aldı. Kütahya'ya döndükten sonra "Çini Beldesi" Kütahya'ya aynı zamanda "Neyzenler Beldesi" sıfatını kazandırmış, kırkın üstünde neyzen yetiştirmiştir.
Türk halk ozanı Hisarlı Ahmet ise halk müziği dalında birçok parçayı bestelemiş olup eserlerini Kütahya'ya mal etmiştir.
Coğrafya
Kütahya ilinin fizikî coğrafyası
Kütahya ili Ege Bölgesi'nin İç Batı Anadolu Bölümü içinde yer alır. Ege Bölgesi'nin bu bölümü, İç Anadolu Bölgesi ile Asıl Ege Bölümü arasında bir eşik durumundadır. İç Anadolu çanağından Ege ovalarına veya Güney Marmara havzalarından İç Anadolu'ya geçişte bu eşik aşılır. Eşiğin bariz karakteri, ortalama yükseltisi 1200 m. civarındaki yaylalardan ibarettir. Sahanın 3/4'ünden fazlasını 1000–1500 m. yükseltiler arasındaki dalgalı düzlükler teşkil eder. Bu sebepten saha, coğrafya dilinde "Kütahya Yaylaları" diye anılır. Bu yaylalar içinde, kabaca kuzeybatı-güneydoğu istikametinde açılmış çukur sahalar ile eşik üzerinde yükselen bir takım dağ ve tepe dizileri bölgeyi çeşitlendiren diğer yüzey şekilleridir.
Kütahya ili gerek fizikî coğrafya şartları gerek beşerî ve iktisadî coğrafya şartları bakımından Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgeleri arasında bir geçiş teşkil eder. Bu üç bölgeden birine doğrudan doğruya bağlanamayacağı gibi, bunlardan müstakil olarak da düşünülemez. Nitekim, bölge sıcaklık şartları bakımından daha çok İç Anadolu Bölgesi'ne, karasallık derecesi bakımından Asıl Ege bölümüne, yağış rejimi, kuraklık devresinin süresi ve iklim tipi bakımından daha çok Marmara Bölgesi'ne yakınlık gösterir. Bitki örtüsü bakımından diğer üç bölgenin de özelliklerini taşıyan Kütahya ilinde jeomorfolojik karakter olarak, İç Anadolu karakteri hâkimdir. Buna karşılık toprakların dağılşı bakımından İç Anadolu'dan ayrılır ve Ege ile Marmara bölgelerine yakınlık gösterir. İrtifa kuşakları itibarıyla İç Anadolu Bölgesi ile olan münasebeti, İç Anadolu'nun hububat ziraati ve ekstansif hayvancılık karakterinin bu sahaya aksetmesini icap ettirir. Ancak bölgede toprakların işletme bakımından bölünüşü, İç Anadolu'dan farklıdır ve bu bakımdan saha daha çok Ege Bölgesi'ne benzer. Nihayet Kütahya Ovası ve çevresi ziraî nüfus çoğunluğu bakımından Asıl Ege Bölümü'ne, mesken şekilleri itibarıyla daha çok Ege ve Marmara Bölgeleri'ne yaklaşır. Yerleşme coğrafyası bakımından ise sahada İç Anadolu karakteri hâkimdir.
Kütahya ve çevresine bu farklı özellikleri, coğrafî mevkiî vermektedir. Sahip bulunduğu değişik fizikî ve beşerî şartlar, Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgeleri arasında yer alan bu bölgeye ayrı bir coğrafi ünite karakterini kazandırmıştır. İçinde bulunduğu İç Batı Anadolu Bölümü gibi, sahaya şahsiyetini kazandıran bu değişik özelliklerdir. İç Batı Anadolu Bölümü'nün bir parçası olan Kütahya ve çevresi, kendisine bu farklı özellikleri kazandıran coğrafî mevkiî dolayısıyla, aynı zamanda stratejik bir mahiyete haizdir. Zira Kütahya, Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri'ne hâkim durumda olan İç Batı Anadolu eşiği üzerinde yer alır. Bu eşik, diğer üç bölgeden gelen tabiî yolların birleştiği, diğer bir ifadeyle bu bölgelere giden yolların tevzi olunduğu bir yerdir. İç Batı Anadolu eşiği, Anadolu üzerinde kurulacak bir hakimiyette veya Anadolu'nun müdafaasında tarih boyunca stratejik önemini daima muhafaza etmiştir.[37]
İklim
Kütahya ve çevresinin iklimi Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri arasında bir geçiş tipidir. Diğer bir ifadeyle iklim bakımından her üç bölgenin de özelliklerini taşır. Sıcaklık şartları daha çok İç Anadolu'yu andırmakla beraber, İç Anadolu Bölgesi'nde hâkim olan step ikliminin dışında kalır ve Ege ile Marmara Bölgesi gibi, kurak iklimlerle nemli iklimler arasındaki geçiş iklimi tipine girer.
Sıcaklığın dağılışı: Kütahya ve çevresinin kış mevsiminde en az soğuyan yerleri, yükseltisi 1000 m. nin altında olan Kütahya, Köprüören, Tavşanlı ve Aslanapa Ovaları'dır. Dağlık sahaların kuzey yamaçlarında sıcaklığın düşüşü, güney yamaçlara nispetle daha serindir. Kütahya Ovası ile Aslanapa Ovası arasında yer alan dağların güney yamaçlarından Aslanapa Ovası'na inişte sıcaklıkta bir artış görülür. Bu iki ova arasındaki Yellice, Bakırdağ ve Gümüşdağı bir alçak sıcaklık adacığı durumundadır.
Kütahya ve çevresinde sıcaklığın dağılışında dikey yönde görülen farklılık, kendinin sahanın doğusu ile batısı arasında da hissettirir. Emet dolaylarında sıcaklık artışı görülür. Aynı yükseltilerde sahanın doğusu ile batısı arasındaki farklı ısınma, bölgenin coğrafî mevkisinin bir neticesidir. Doğudan İç Anadolu'ya açık oluş, kış mevsiminde buraları İç Anadolu'nun karasal tesiri altına sokar. Bölgenin batı kesiminin kışın daha az soğuması ise, Marmara ve Ege denizlerine açık vadiler boyunca deniz tesirinin buralara kadar sokulmasının bir neticesidir.
Yaz mevsiminde Kütahya Ovası ve çevresinin en fazla ısınan yerleri Tavşanlı Ovası ile Porsuk vadisidir. Yaz aylarındaki yüksek sıcaklıklar bölgeye kuzeydoğudan Porsuk kanalıyla İç Anadolu tesirinin, kuzeybatıdan ise Kirmasti ve Adırnaz Vadileri yoluyla Ege ve Marmara tesirinin sokulmasıyla ilgilidir. Buna karşılık gerek İç Anadolu gerek Ege ve Marmara bölgelerinin tesir sahası dışında kalan Kütahya ve Köprüören Ovaları'yla bunları çevreleyen yaylaların 1000–1250 m. yükseltiye kadar olan kesimleri yazın biraz daha az ısınırlar. Anlaşılacağı üzere Kütahya ve çevresinin kışın en az soğuyan, yazın da en çok ısınan kesimleri ovalık sahalarla, bunları çevreleyen alçak yaylalardır.
Yağışın dağılışı: Kütahya ve çevresinde her taraf aynı şekilde yağış almaz. Yağışın farklı dağılışı üzerinde en büyük rolü yükselti oynar. Bölgenin en yağışlı kısımları, Kütahya'nın güneyinde uzanan Gümüşdağı, Yellice Dağı kuzeyde Yeşildağ ve batıda Türkmen Dağı'dır. Dağlık kısımlardan eteklere doğru yağış tedricen azalır. Yellice ve Gümüşdağı'nın güney eteklerinde yağıştaki azalma, kuzey eteğe nispetle daha fazladır. Bölgenin en az yağış alan yerleri olarak, alçak yaylalar kesimiyle ovalık sahaları dikkati çeker. Köprüören'den batıya doğru gidildikçe yağışlarda yine bir azalma görülür. Batı istikametinde yağıştaki bu azalma kısmen Tavşanlı ile Kütahya arasındaki yükselti farkından (Kütahya: 950, Tavşanlı: 850 m.) kısmen de Kütahya'nın gerisinde yükselen dağlık kütleden ileri gelir. Bu dağlık kütle Kütahya için bir yağmur duvarı teşkil eder. Tavşanlı'nın etrafı Kütahya'ya nispetle daha açıktır.
Bölgede en yağışlı ay Aralık, en kurak ay Ağustos'tur. Ağustos'tan itibaren yağışlar artmaya başlar ve en yüksek seviyeye Aralık-Ocak aylarında ulaşır. Mevsimlik yağışlar içinde en büyük paya %39 ile kış ayları sahiptir. İlkbahar yağışlarının oranı %29, Sonbahar yağışlarının ise %19'dur. En kurak mevsim yazdır. Bununla beraber %13'e varan yaz yağışları oranı bölgede yaz kuraklığının hafiflemiş olduğunu aksettirir. Bölgede yağışlar umumiyetle sağanak karakterinde değildir. Sağanak yağışlarının, bütün yağışlara oranı %3'ü bulmaz. Kar yağışlı günlerin yıllık ortalama sayısı 19 gündür. Kar en fazla Ocak, Şubat ve Mart aylarında yağar. Kışın sahanın karasal şartların tesirinde kalması dolayısıyla, kar kolay ortadan kalkmaz ve yılın ortalama 31 günü karla örtülü geçer.
Rüzgâr durumu: Kütahya Ovası ve çevresinde hâkim rüzgârlar kuzey kesimde (kuzey, kuzeydoğu, kuzeybatı) toplanmıştır. Bu kesimden esen rüzgârlar, bütün yönlerden esen rüzgârların yıl içinde %52'sini, ilkbaharda %51'ini, yazın %72'sini, sonbaharda %47'sini teşkil ederler. Bu husus, Türkiye'nin bütününü tesiri altında bulunduran yüksek ve alçak basınç merkezlerinin durumuyla ilgilidir. Türkiye senenin büyük bir kısmında, bilhassa yaz mevsiminde sahası genişlemiş ve Balkanlar'a kadar sokulmuş olan subtropikal yüksek basınç sahası ile, Basra Körfezi üzerinde teşekkül etmiş ve zaman zaman Anadolu içlerine kadar bir oluk şeklinde sokulan alçak basınç sahasının tesiri altındadır. Kışın ise basınç merkezlerinin durumu değişir. Bu mevsimde rüzgâr rejimini tayin eden Arabistan ve Afrika üzerindeki yüksek basınç sahaları ile Orta Avrupa üzerinden Karadeniz'e doğru seyreden gezici alçak basınçlardır. Kütahya Ovası ve çevresi de kışın bu sistem içine girdiğinden, kış mevsiminde bölgede güney yönlü rüzgârlar hakim duruma geçer.
Bölgede rüzgâr hızları şiddetli değildir. Kuzey kesimden esen rüzgârlar çoğunlukla hafif rüzgârlardır. Kütahya'da yaz ve bilhassa sonbahar rüzgâr bakımından sâkin geçer.[38]
Yüzey şekilleri
İç Batı Anadolu eşiği üzerinde yer alan bu bölgenin yüzey şekilleri bakımından bariz karakterini, üzerinde bir takım dağ ve tepe dizilerinin yer aldığı muhtelif yükseltilerdeki yaylalar ile bunlar içinde gelişmiş ovalar teşkil eder. Gerek dağ ve tepe dizileri, gerek çukur sahalar, eşiğin umumi gidişine uygun olarak kuzeybatı-güneydoğu istikametinde uzanırlar. Kütahya yaylalarında farklı yükseltilerde iki kademe ayırt edilir. Bunlardan alçak yaylalar 1000-1250 metrelere, yüksek yaylalar ise 1250-1450 metrelere tekabül eder. Eşik üzerindeki başlıca dağ ve tepe dizileri, Kütahya Ovası'nın hemen güneyinde yarı kristalize kalker ve metamorfik şistlerden müteşekkil Yellice Dağı (1764 m.) ve Gümüşdağı (1901 m.); kuzeyinde serpantinlerden meydana gelmiş Yeşildağ (1533 m.); bölgenin batısında kısmen yarı kristalize kalker, mermer ve kısmen de volkanik elemanlardan müteşekkil Türkmen Dağı (1829 m.) güneyinde Murat Dağı (2312), Şaphane Dağı (2121 m.) ve batısında Eğrigöz Dağı (2181 m.) ve bunların uzantılarındaki tepelerdir. Alüvyonlarla kaplı Kütahya, Köprüören, Tavşanlı, Altıntaş, Aslanapa, Gediz, Simav ve Örencik Ovaları eşiğin alçak kısımlarını teşkil ederler. Gerek dağ ve tepe dizileri gerek çukur sahalar eşik üzerinde az yer tutarlar. Eşik büyük kısmıyla neojen yaylalarından müteşekkildir. Kütahya yaylaları Porsuk Nehri ve tâbileri ile Kocasu tarafından derince parçalanmıştır. Yaylanın yüzeyi ile Porsuk Nehri'nin tabanı arasında 100–150 m.lik seviye farkı vardır.
Kütahya Ovası deniz seviyesinden ortalama olarak 930 m. yükseklitktedir. Kuzeybatı ucu ile güneydoğu ucu arasındaki uzunluğu 25 km.dir. Bu istikamette ova, yer yer daralır ve genişler. Ovanın en fazla genişlediği yer Kütahya şehrinin kurulduğu yayla kenarı ile Porsuk Nehri'nin ovayı terk ettiği yer arasındadır. Burada ovanın genişliği 5,5 km. kadardır. İkizhöyük-Siner mahalleleri arasında genişlik 1 km.ye iner. Güneydoğuya doğru ova yeniden genişler ve Alayunt ile Ağaçköy arasında 3 km.yi bulur. 93 km2'lik bir saha kaplayan ova, bir taban seviyesi ovası olup eski ve yeni alüvyonlardan meydana gelmiştir. Eski alüvyonlar daha çok ovanın kuzeybatı ucunda bulunurlar. Felent Çayı eski alüvyonları parçalamış ve kenarlarında yüksekliği yer yer 50m.yi bulan taraçalar[39] halinde kalmasına sebep olmuştur. Ovanın büyük kısmı ise yeni alüvyonlarla kaplıdır. Daha çok kum ve çakıllardan meydana gelen yeni alüvyonlar kenarda 5 m. orta kısımlarda ise 40 m. kalınlığa sahiptir. Kütahya Ovası'nın suları Porsuk ve tâbileri tarafından akıtılır. Porsuk'un kuzeybatıdan gelen kolu olan Felent Çayı, ovanın batı tarısını kabaca doğu-batı istikametinde kateder. Fenet Çayı, Enne ve Civli mahalleleri arasonda dar bir boğaz arasında akmakta ve Civli'den itibaren vadisini genişleterek ovaya girmektedir. Ovanın doğu yarısını ise Porsuk kuzeybatı-güneydoğu istikametinde kateder. Porsuk ovaya güneydoğudan dar bir boğaz içinde girer ve kuzeyde yine dar bir boğazla terk eder.
Kütahya Ovası batısındaki Yoncalı çukurluğundan hafif tepelik bir eşik ile ayrılır. Yoncalı çukurluğunun orta kısmında kuzey-güney yönünde uzanan kırık hattı boyunca yer yer sıcak çamur ve sıcak su kaynakları mevcuttur. Yoncalı ılıcası burada kurulmuştur. Yoncalı çukurluğu dar bir eşikle Köprüören çukurluğuna bağlanır. Deniz seviyesinden 1000 m. yüksekliğindeki Köprüören çukurluğu Felent Çayı'nca katedilir; bu çukurluğun kuzeyinde Kükürt, Ağızören ve Gümüşgölcük çukurları sıralanır. Köprüören alçak sahasından daha batıdaki Tavşanlı Ovası'na, volkanik tüflerin teşkil ettiği bir eşik aşılarak geçilir. Köprüören ve Kütahya Ovaları'ndan daha alçakta bulunan Tavşanlı Ovası'nın deniz seviyesinden yüksekliği 840 m. civarındadır.
Kütahya Ovası'nın güney kenarı, kuzey kenara oranla daha dik oluşu ile dikkati çeker. Ovadan kuzeydeki yaylalara tatlı bir eğimle geçildiği halde, güney kenarın bir kırık hattına tekabül etmesi sebebiyle, bu geçiş dik meyilledir. Ova tabanı ile yayla yüzeyi arasındaki fark güneyde 400–500 m. kuzeyde ise 200–250 m.dir. Kütahya Ovası'nın güney çerçevesi, kuzeye oranla dağların daha geniş yer kaplaması ile dikkati çeker. Güney çerçeveye dağlık vasfını kazandıran Gümüşdağ ve Yellice Dağı, Demirciören-Kütahya kırık hattı sebebiyle ovadan, arada dar bir yayl düzlüğü bırakarak, birden yükselirler ve kabaca kuzeybatı-güneydoğu istikametinde uzanırlar. Bu iki dağ kütlesi, Kütahya şehrinin güneybatısına tekabül eden esimde, eski Kütahya-Gediz yolunun geçtiği bir boyun noktası ile birbirinden ayrılırlar.
Yellice Dağı'nın kuzey mailesinde,[40] ova ile dağ arasında dar bir sahada görülen yayla sathı, güney mailede daha geniş sahalar kaplar. Dağın güney eteklerinden başlayan yaylalar Aslanapa Ovası'na nkadar devam eder. Porsuk ve kolları tarafından oldukça derin bir şekilde parçalanmış olan bu yaylalar üzerinde kalkerlerden meydana gelmiş münferit tepeler yer alır.[41]
Akarsular
Kütahya ve çevresi akarsu havzaları bakımından Marmara, Karadeniz ve Ege'ye bağlıdır. Bölgede dışa akışı olmayan yer yoktur. Sahanın suları Kirmasti, Kocasu (Adırnaz) ve Simav ve Emet suları Marmara Bölgesi'ne (Simav Çayı Sındırgı Çaygören Barajı'na, Emet Çayı Mustafakemalpaşa Çayı vasıtasıyla Uluabat Gölü'ne dökülür), Porsuk Çayı Sakarya Nehri vasıtasıyla Karadeniz'e, Gediz Nehri de Ege Denizi'ne dökülür. Akarsular içinde en büyük pay Porsuk Çayı'na aittir. Porsuk çayı ve kolları bu bölgenin yaklaşık olarak üçte ikisinin sularını boşaltır.
Bölgedeki akarasular umumiyetle kısa boylu akarsulardır. Bölgeye girdiği nokta ile terk ettiği nokta arasında yaklaşık 70 km. uzunluğa sahip olan Porsuk Çayı ve Kocasu haricinde, sahanın en uzun akarsuyu Felent Çayı'dır.
Akarsularda akımın en yüksek olduğu ay Mart, en az olduğu ay da Ağustos'tur. Bölgede akım üzerinde etkin olan yağışlardan çok sıcaklıktır. Zira akımın azamiye ulaştığı Mart ayı, bölgede yağışların Aralık ayından Nisan'a kadar devamlı bir alçalma gösterdiği devre içinde kalır. Mart ayında akımı artıran yağışlardan ziyade, sıcaklığın artmasına bağlı olarak karların erimesidir. Ağustos'taki akımın düşüklüğü ise, Ağustos'un en sıcak ay olması dolayısıyla, buharlaşmanın fazlalığı ve en kurak ay olması ile ilgilidir. Akarsuların beslenmesinde yer altı suyu da rol oynar.[42]
Toprak çeşitleri
Kütahya ve çevresi, kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi orman toprakları, kahverengi topraklar, kestane rengi topraklar, rendzina toprakları ve alüvyal topraklar gibi çeşitli toprak tiplerine sahiptir. Bunlar içinde en yaygın olanı, bölge topraklarının üçte ikisini teşkil eden kahverengi orman topraklarıdır. Bu toprak tipi daha ziyade serin ve orta derecede nemli olan orman sahalarının topraklarıdır. Bölge, büyük kısmıyla böyle bir iklimin karakterlerini taşır.[43]
Bitki örtüsü
Kütahya ili bitki örtüsü bakımında Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgeleri'nin özelliklerini taşır. Bölgenin hâkim bitki topluluğu kuru ormanlar olmasına rağmen, Marmara yoluyla Karadeniz'in nemli tesirine açık kesimlerinde, bilhassa dağlık kesimlerin uzey mailelerinde[44] ve vadi içlerinde yarı nemli bir bitki topluluğu; Ege ve Marmara yoluyla Akdeniz tesirinin sokulduğu kesimlerinde ve bu yerlerin bilhassa mahfuz vadi yamaçlarında Akdeniz birki örtüsünün bazı elemanları yer alır. Nihayet bölgenin hâkim bitki topluluğu olan kuru ormanları, İç Anadolu'nun step sahası dışında kalan yerlerinin kuru ormanları ile büyük bir benzerlik gösterir. Kütahya ili bitki örtüsünün bu çeşitliliği, birinci derecede iklimle ilgilidir. Zira bölge Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde hüküm süren iklimlerin birbiri içine girdiği bir sahaya tekabül eder. Bununla beraber bazı kesimlerin bitki örtüsünü, birinci derecede toprak şartları tayin etmiştir. Örneğin orman örtüsünden mahrum olan Köprüören kuzeyindeki alçak yaylalar sahası, iklimden ziyade toprak şartlarının yarattığı bir step görünüşündedir.
Kütahya ilinin bitki ötüsünü, yarı nemli ormanlar sahası, kuru ormanlar sahası, Akdeniz maki elemanlarının sokulduğu kesimler ve toprak şartlarının yarattığı step sahası olarak gruplandırmak mümkündür. Bitki örtüsünü kuru ormanların teşkil ettiği yerler, dağlık kütlelerin 1500–1600 m. den yüksekteki kısımları haricinde, bölgenin bitki örtüsüyle kaplı yerlerinin hemen tamamında yaygındırlar. Buraları büyük kısmıyla Kütahya'nın yüksek yaylalar kesimine tekabül eder. Kuru ormanların hâkim ağaç cinslerini karaçam, meşe türleri (saçlı meşe, mazı meşesi, Lübnan Meşesi) ve ardıç türleri meydana getirir.
Yıllık yağış tutarı 600–800 mm.ler, Temmuz sıcaklıkları 17-19 derece arasında değişen yüksek yaylalar sahasında hüküm süren iklim şartlarına iyi intibak etmiş olan karaçam, kuru ormanların en yaygın elemanıdır. Kış sıcaklıkları, bu ağaç türünün yetişemeyeceği düşük değerlere erişemez. Bu sahaların hâkim toprak tipini de kahverengi orman toprakları teşkil eder.
Karaçam ormanları, bilhassa Yellice ve Gümüşdağı kütlelerini çevreleyen yüksek yaylalar üzerinde kesintisiz olarak devam ederler ve doğudaki yaylaları kaplayan aynı mahiyetteki ormanlarla birleşirler. Bölgenin kuzeyindeki Yeşildağ kütlesi ve eteğindeki yaylalar ve tepelik sahalar da karaçam ormanları ile kaplıdır. Bu ormanların alt katını ardıç çalılıkları teşkil eder. Doğudaki yüksek yaylalarda karaçam ormanları, araya sapsız meşelerin girmesiyle karışık orman karakterini kazanır.
Köprüören ve Kütahya ovaları ile Yeşildağ kütlesi güneyindeki tepelik saha arasında kalan yaylalar, bugün bitki örtüsünden tamamen mahrumdur. Ancak sahaya bu görünümü kazandıran iklim şartları değildir. Köy yoğunluğunun fazla olduğu bu sahada, bitki örtüsünün geniş ölçüde ortadan kaldırılmış olduğu muhakkaktır. Bununla beraber buranın step görünümünü kazanmasında zemini kaplayan kahverengi toprakların rolü de büyüktür.[45]
Konum
Konum Bilgileri
|
İlçe
|
Kuruluş Yılı[46]
|
Önceden bağlı olduğu ilçe
|
Alanı km2
|
Rakım mt.
|
Merkeze km[47]
|
Ulaşan Yollar[47]
|
Kütahya Merkez
|
|
|
2.470
|
958
|
|
D.230-06, D.650-06
|
Altıntaş
|
1947
|
Merkez
|
941
|
1.039
|
47
|
D.650-07=>D.615-01
|
Aslanapa
|
1987
|
Merkez
|
731
|
1.031
|
38
|
D.240-06=>43.50
|
Çavdarhisar
|
1990
|
Emet
|
429
|
1.007
|
58
|
D.240-06, 43.55
|
Domaniç
|
1960
|
Tavşanlı
|
539
|
873
|
82
|
D.595-06
|
Dumlupınar
|
1987
|
Altıntaş
|
250
|
1.228
|
80
|
/D.300-06=>D.615-01
|
Emet
|
Cumh.önce
|
|
951
|
910
|
91
|
D.595-07
|
Gediz
|
Cumh.önce
|
|
1.193
|
730
|
91
|
D.240-05, 43.53
|
Hisarcık
|
1987
|
Emet
|
370
|
752
|
102
|
D.595-07=>43.53
|
Pazarlar
|
1990
|
Simav
|
115
|
925
|
125
|
D.240-04=>43.57
|
Simav
|
Cumh.önce
|
|
1.515
|
808
|
140
|
D.240-04, D.595-08, 43.54
|
Şaphane
|
1987
|
Gediz
|
229
|
985
|
128
|
D.240-04=>43.52
|
Tavşanlı
|
Cumh.önce
|
|
1.899
|
836
|
44
|
D.230-06, D.595-06, 43.78
|
KÜTAHYA
|
Cumh.önce
|
|
11.634
|
|
|
|
Ekonomi
Türkiye'nin büyük kesiminde olduğu gibi Kütahya'da da geçimini sağladığı nüfus oranı bakımından tarım başta gelir. Kırsal nüfusun çoğunlukta olması da bunu gösterir.
Tarım
Kütahya'da tarımın ilk göze çarpan karakteri, ekim alanları içinde tahıla ayrılan sahaların fazla yer tutmasıdır. Ekim alanlarının çok büyük bölümü tahıl ekimine ayrılmıştır. Tahıl türleri arasında buğday birinci, arpa ikinci sırayı alır. Diğer tahıl ürünleri fazla önem taşımaz.
Baklagiller üretiminde Kütahya ili söz sahibi değildir. En fazla fasulye (merkez ilçede) ve nohut (Emet ilçesinde) ekilir.
Endüstri bitkileri arasında en çok şeker pancarı ekilir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulan Uşak Şeker Fabrikası'nın o yıllarda Kütahya il sınırları içerisinde olması bu tarımı teşvik etmiştir. Daha sonra Kütahya'da da şeker fabrikasının kurulmasıyla pancar ekimi daha da hızlanmıştır. Şeker pancarından sonra en fazla ekilen endüstri bitkileri afyon kapsülü ile ayçiçeği ve kenevirdir. Fakat bunlar şeker pancarını çok geriden izlerler.
Kuru sebzelerden en fazla patates ekimine önem verilir. Tahıl üretiminde önde gelen Merkez ve Altıntaş ilçeleri bağcılık bakımından geri durumda, buna karşılık Emet, Gediz ve Simav ilçeleri ileri durumdadır. Meyve ağaçları sayısı ve üretimi bakımından elma başta gelir. İkinci sırada yer alan vişne, ilin ün yaptığı ürünler arasındadır. Ceviz ve kestane ağaçlarının çokluğu da kendini gösterir. Çilek yetiştiriciliği de gelişmiştir.[48]
Yer altı kaynakları
Kütahya'da yaygın olan madenlerin başında linyit kömürü ve bor gelir. İlin kuzeyinde bulunan linyitlerin işletilmesi Kütahya-Balıkesir demir yolunun yapılması ile kolaylaşmıştır. İşletilen yataklardan biri Değirmisaz havzası olup aynı adlı istasyona 2,5 km uzaklıkta kalitesi iyi fakat rezervi az bir yakıttır. İkinci ve önemli yataklar Tavşanlı kuzeyinde Tunçbilek mevkiinde bulunur ki, işletmeye açıldıktan sonra 1943'te 15 km'lik bir demir yolu ile ana hatlar bağlanarak taşıma işleri kolaylaştırılmıştır. Bu yataklar Tunçbilek termik santralini besler. Seyitömer linyitleri biraz daha aşağı kaliteli olup ekskavatörle çıkartılabilir durumdadır.
Bor yatakları Emet ilçesinde bulunur. Şap (alunit) yatakları Gediz-Şaphane ilçelerinde bulunur.
Krom Türkiye'de ilk olarak Kütahya'nın kuzeybatısıyla Uludağ arasındaki yörede bulunmuş ve 1960'a doğru işletilmeye başlanmıştır. Daha sonraları buradaki ocaklar cevherin tükenmesi sonucunda terk edilmiştir. Günümüzde en önemli krom yatakları Tavşanlı ilçesinde bulunur.
Antimon yatakları Gediz-Hisarcık arası ile Simav-Tavşanlı arasında; Bakır-Kurşun-Çinko Simav, Emet, Merkez ve Domaniç'te; çimento ham maddeleri Tavşanlı sahasında; Demir Emet ve Simav'da; Diatomit Merkez ilçede; Feldspat Simav'da; Fluorit Tavşanlı'da; Gümüş Merkez ilçeye bağlı Gümüşköy'de; Jips (alçı taşı) Gediz-Çavdarhisar arasında; Kalsit merkez ilçede; Kaolin merkez ilçe, Altıntaş, Gediz, Emet, Hisarcık ve Tavşanlı'da; Kum-Çakıl Simav'da; Kükürt Simav'da; Manganez merkez ilçe, Emet ve Tavşanlı'da; Manyezit merkez ilçe ve Tavşanlı'da; Talk merkez ilçe ve Tavşanlı'da bulunur.[49]
İlin yer altı zenginlikleri bakımından sıcak su kaynakları da Kütahya turizminde büyük rol oynamaktadır. Bu sıcak su kaynaklarından bazılarının çam ormanları içinde yer alışı bu turistik önemi daha da artırmaktadır. İlin büyük merkezlerine yakın olmaları nedeniyle Harlek ve Yoncalı Kaplıcaları daha fazla önem taşır.[50]
Simav ilçesinde Eynal, Çitgöl ve Naşa alanlarında suyun çok yüksek sıcaklıklarda çıkması bu suyun kaplıca, kaplıca tesisi-sera-ilçe ısıtılması ve endüstriyel alanlarda kullanımına imkân vermiştir. Gediz ve Murat Dağı'ndaki sular da yüksek sıcaklıklarda olup kaplıca ve kaplıca tesislerinin ısıtılmasında kullanılır. Bunların haricinde Emet, Dereli, Tavşanlı Göbel, Hisarcık ve Şaphane'de de termal turizm ve ısıtma amaçlı kullanılan su kaynakları vardır.[51][52][53]
Yönetim
İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Aynı seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar.
İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23)
İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer.[54][55]
Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur.
Kütahya Valisi, 1968-Adaklı doğumlu Musa IŞIN’dır. Ağustos 2023 tarihinde Merkez Valisi iken atanmıştır.
Kütahya Belediye Başkanı, 1968-Ordu doğumlu Eyüp Kahveci (CHP), 31 Mart 2024 seçimlerinde %29,68 oy oranıyla seçilmiştir.[56]
2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Kütahya İl Genel Meclisi üye sayısı, 27 AK PARTİ, 1 CHP, 8 MHP ve 1 S.P. olmak üzere 37’dir.[57] Kütahya Belediye meclisi ise 6 CHP, 11 AK PARTİ ve 14 MHP olmak üzere 31 üyeden oluşur.[58]
2018 Genel seçimleri sonucu, Kütahya'yı temsilen TBMM'e AKP'den 3 milletvekili (Adil Biçer, İsmail Çağlar Bayırcı, Mehmet Demir), CHP'den 1 milletvekili (Ali Fazıl Kasap) ve MHP'den 1 milletvekili (Ahmet Erbaş) seçilmiştir.[59]
Nüfus
Güncel Nüfus Değerleri(TÜİK 6 Şubat 2024 verileri[60])
Kütahya ili nüfusu: 575.674'dür. Bu nüfusun % 79,25'i şehirlerde yaşamaktadır (2023 sonu). İlin yüzölçümü 11.632 km2'dir. İlde km2'ye 49 kişi düşmektedir. (Bu sayı Simav'da 268’dir.) İlde yıllık nüfus % 0,87 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Çavdarhisar (% 5,10)- Emet (-% 3,12)
06 Şubat 2024 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 13 İlçe, 28 belediye, bu belediyelerde 222 mahalle ve ayrıca 546 köy vardır.
2023 yılı sonunda Kütahya ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri
|
İlçe
|
Nüfus
2022
|
Nüfus
2023
|
Fark
|
Nüfus
Artışı %
|
Belediye
Sayısı
|
Mahalle
Sayısı
|
Köy
Sayısı
|
Köy
Nüfusu
|
Şehir
nüfusu
|
Şehirde
oturan %
|
Alanı
km2[61]
|
km2'ye
düşen kişi
|
Altıntaş
|
15.018
|
15.446
|
428
|
2,81
|
1
|
5
|
35
|
10.260
|
5.186
|
33,58
|
941
|
16
|
Aslanapa
|
8.164
|
8.485
|
321
|
3,86
|
1
|
4
|
31
|
6.620
|
1.865
|
21,98
|
731
|
12
|
Çavdarhisar
|
5.771
|
6.073
|
302
|
5,10
|
1
|
4
|
23
|
3.935
|
2.138
|
35,21
|
429
|
14
|
Domaniç
|
14.174
|
14.206
|
32
|
0,23
|
2
|
8
|
30
|
7.425
|
6.781
|
47,73
|
539
|
26
|
Dumlupınar
|
2.854
|
2.957
|
103
|
3,55
|
1
|
4
|
10
|
1.611
|
1.346
|
45,52
|
250
|
12
|
Emet
|
18.843
|
18.264
|
-579
|
-3,12
|
1
|
7
|
37
|
7.313
|
10.951
|
59,96
|
951
|
19
|
Gediz
|
50.151
|
49.915
|
-236
|
-0,47
|
4
|
25
|
57
|
16.546
|
33.369
|
66,85
|
1193
|
42
|
Hisarcık
|
11.115
|
10.996
|
-119
|
-1,08
|
1
|
6
|
25
|
6.153
|
4.843
|
44,04
|
370
|
30
|
Merkez
|
282.243
|
276.427
|
-5.816
|
-2,08
|
2
|
69
|
109
|
17.380
|
259.047
|
93,71
|
2470
|
112
|
Pazarlar
|
4.840
|
5.064
|
224
|
4,52
|
1
|
8
|
7
|
1.850
|
3.214
|
63,47
|
115
|
44
|
Simav
|
61.265
|
61.346
|
81
|
0,13
|
7
|
7
|
12
|
20.291
|
41.055
|
66,92
|
229
|
268
|
Şaphane
|
5.695
|
5.844
|
149
|
2,58
|
1
|
36
|
83
|
2.899
|
2.945
|
50,39
|
1515
|
4
|
Tavşanlı
|
100.568
|
100.651
|
83
|
0,08
|
5
|
39
|
87
|
17.196
|
83.455
|
82,92
|
1899
|
53
|
Kütahya
|
580.701
|
575.674
|
-5.027
|
-0,87
|
28
|
222
|
546
|
119.479
|
456.195
|
79,25
|
11632
|
49
|
İlin yıllara göre nüfusları
Not: 1953 yılında Uşak ilinin kurulması ile nüfus azalmıştır.
Eğitim
İlde yükseköğretim kurumu olarak Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi bulunmaktadır.
Spor
İl merkezinde 1966 yılında kurulmuş Kütahyaspor adlı faal bir spor takımı bulunmaktadır. Şu anda TFF 3. Lig'de mücadele etmekte olan kulüp, il içerisinde Mavi Şimşekler olarak da bilinmektedir.
Takım maçlarını merkezdeki 11.495 seyirci kapasiteli Dumlupınar Stadyumu'nda oynamaktadır.
2018-2019 Sezonu sonunda, Kütahya'nın Futbol BAL'daki 3 takımından vardı: Kütahyaspor, TKİ Tavşanlı Linyitspor, ligde kalırken, Kütahya Çamlıcaspor küme düşmüştür. Voleybol kadınlar 2. Liginde ise Kütahya Voleybol yer almıştır. Voleybol ve hentbol bölgesel liglerine 5 takımı katılmıştır.
Ziraat Türkiye Kupası'nda Kütahyaspor, 2. turda elenmiştir.
Önemli spor tesisleri: Dumlupınar Stadyumu ve DPÜ Kapalı Olimpik Yüzme Havuzu'dur.
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2017.
- ^ "2014 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
- ^ Uzunçarşılı, İ.H. Osmanlı Tarihi, Ank. 1949, c II s, 571
- ^ Yıldız, Hakkı Dursun, Atatürk'ün Doğumunun 100. Yılına Armağan Kütahya, İstanbul, 1981-2, s, 35-44
- ^ Hezârfen Ahmed Çelebi, Hezârfen Tarihi (Yıldırım Bayezid kısmı)
- ^ İshak Paşa Karaman ve Menteşe vakalarından sonra "...fermanı Sultan mucibi üzere varup Kütahyada sakin oldu. Ol vaktedek Anadolu Beylerbegisi Enguriyede aram iderlerdi. İshak Paşadan sonra olan Beylerbeyleri ila yevmina haza Kütahyada aram idegelmişlerdir" (Hoca Sadettin Efendi, Tâcü't-Tevârih, c, 1, s, 416)
- ^ Kara Çelebi-zade Abdülaziz Efendi, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli
- ^ Şemdanizade Fındıklılı Süleyman, Müriyyü't Tevarih
- ^ Müneccimbaşı Ahmed Dede, Camiü'd-Düvel Osmanlı Tarihi, İstanbul'daki umumi kütüphanedeki nüsha
- ^ ...Şakii mezbur yani Deli Hasan askeri namahsur ile gelip üç gün muhasara ettikten sonra berfü baran zamanı olmağla şehri yakup kışla için Karahisara gitti Fezlekei Kâtip Çelebi, c, 1, sayfa, 185
- ^ Hammer, J. Hammer tarihi tercemesi c, 3, s, 15
- ^ Halepli Mustafa Naîmâ Efendi, Naîmâ Tarihi ikinci tabı, c, 6, s, 361
- ^ Ahmet Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, c, 4, s, 150 (1203 senesi vukuatı arasında)
- ^ Köpenez, olayın geçtiği yıllarda Simav'a bağlı, şu an Gediz'e bağlı köy
- ^ Ahmed Cevdet Paşa, Cevdet Tarihi, cilt, 5, s, 251 ve cilt, 2, s, 105, 146
- ^ Şânizâde Atâullah Efendi, Şânizâde Tarihî, 1230 vukuatı arasında
- ^ Şânizâde Atâullah Efendi, Şânizâde Tarihî
- ^ Mahkeme-i şer'iyye sicilleri
- ^ Ahmet Cevdet Paşa, Cevdet Tarihî, 1236 vukuatı
- ^ Hacı Reşid Ağa'nın mütesellimlik buyrultusu: "İftiharül emacidi velakârim Kütahya eyaletine bu defa tarafımızdan mütesellim naspolunan Dürrizade izzetlu Reşid Ağa dame mecduhu badesselâm inha olunur ki hasbelicap eylemiş olduğuna ve cenabınız dahi Kütahyanın eşrafi vücuhu ve handani kadimî bulunarak vücuh ve ahalii memleket dahi sizden hoşnut oldukları haber verilduğüne binaen eyaleti mezkûre mütesellimliği uhdenize ihale vetevcih olunmuş olmağıla inşallahütealâ mütesellimliğe müteferri kâffei umur ve hususun hüsni idare ve rüyeti ve mühimmatı devleti aliyye ve umuru fıkaranın tesviye ve tensikı ve fıkaranın esbabı asayiş ve istikmali vesail arayişlerile herhalde zatı şevketsimatı hazereti zillullâhiye isticlâbı daavatı hayriyyeye itina ve dikkat eylemeniz babında divanı anadolu ve livayi Karahisar ve Meteşeden işbu buyruldu tahrir ve ita olunmuştur. İnşallahü teala bermucibi buyruldu hareket ve hilâfından tehaşi ve mücanebet eyleyesiz diyu 1248 Şevval 10"
- ^ Mısırlılar tarafından Dürri zade Hacı Reşid Ağanın mütesellimlikte ipka buyrultusu: "Şerayişiar Kütahya naibi ve müftüsü faziletlu efendiler zide ilmühüma ve mefahirü emacidi velakran mütesellimimiz Elhaç Reşid Ağa zide ilmühüma ve vücuhı belde ve eşrafl efendiler ve agavatı zide mekadirihüm inha olunur kibeyandan vareste olduğu üzere Anadolu'nun ekser bilat ve memleketleri Mısıra ilhak ve izafeti misillu medinei Kütahyanın dahi ol ... hile izafeti emri gayri mübhem ve kâffei ehali ve zuafa ve reayanın istihsali esbabu asayış ve rahatları hususî indimizde müstelzem olup bu hususa riayet edecek munsıf ve dirayetkâr ve tesviyei umuru ehemmeye bahirüliktidar bir kimsenin mütesellim nasp ve tayini lâzım gelmiş ve elhalete hazihi mütesellümi bulunan mumaileyh Elhaç Reşit Ağanın evsafı mezbure ile ittisafı anlaşılmış olduguna binaen agayı mumaileyhi memleketinizde mütesellim bilerek her veçhile merasimi mutavaat ve riayeti icra ve kâffei umurı şeriyye ve mevaddı sâirei mühimmede cümleniz yekdil ve yekcihet pşarak ifa ve tesviyeye dikkat ve itina eylemeniz ve sen ki mütesellimi mumaileyhsin sen dahi her veçhile hüsnü asayiş ve rahatı fukara ve zuafa hususunu icraya dikkat ve rencide ve teaddi ve mugayiri riza evza ve muameleden mezit mubaadet ve umuru miriyye ve hususatı sairei ehemmenin tenfiz ve ifasına cümle ile bilittifak ihtimam ve dikkat eylemek babında mekamı seraskerii Mısır ve aramgâhı Kütahyadan işbu buyruldu isdar ve Mütesellimi mumaileyh Reşid Ağa ile tisyar kılınmıştır. Bimennihi teala gerektir ki ber minvali meşruh amel ve harekete mubaderet ve hilâfından kemali tehaşi ve mücanibet eyleyesiz diyu, 16 Şevval 1248" (İbrahim Paşa'nın şehre iki fersah mesafede olan kaplıcalarda ordu kurduğunu Charles Texier yazıyor, c, 2, s, 323, bu ılıcanın Yoncalı olduğu şüphesizdir)
- ^ albay
- ^ Uzunçarşılı, İ.Hakkı, Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 276, 277, 278
- ^ Salün, Mustafa, Sazımız, Sözümüz, Türkülerimiz, Öykülerimiz ile Kütahya, KÜTAV, 1997, s, 62
- ^ Okt. Dr. Fatma Ateş, Kütahya'da Bir Ramazan Geleneği: Küpecik, 2015
- ^ Huriye Asilhan, Karadonlu Mahallesi Germiyan Sokak Gidenlerin Ardından, Kütahya İlinden Yetişenler Derneği Yayını, 2015, s, 22, 23, 24
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 24, 25
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 25
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 25, 26
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 27
- ^ a b Huriye Asilhan, a.g.e., s, 28
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 39
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 39, 40
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2015.
- ^ Huriye Asilhan, a.g.e., s, 41, 42, 43
- ^ Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 9. Kitap
- ^ Dönmez, Yusuf, Atatürk'ün Doğumunun 100. Yılına Armağan Kütahya, İstanbul, 1981-1982, s, 1,2
- ^ Dönmez, Yusuf, a.g.e., İstanbul, 1981-1982, s, 3-6
- ^ toprak ya da başka malzemeyle elde edilen, bir duvarla desteklenen yüksek düzlük
- ^ sularını bir yere veya göle gönderen bölge, aklan
- ^ Dönmez, Yusuf, a.g.e., İstanbul, 1981-1982, s, 6-9
- ^ Dönmez, Yusuf, a.g.e., İstanbul, 1981-1982, s, 9-11
- ^ Dönmez, Yusuf, a.g.e., İstanbul, 1981-1982, s, 11, 12
- ^ maile: sularını bir denize veya göle bırakan bölge
- ^ Dönmez, Yusuf, a.g.e., İstanbul, 1981-1982, s, 12-19
- ^ İçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü
- ^ a b Karayolları Genel Müdürlüğü
- ^ Tuncel, Metin, Atatürk'ün Doğumunun 100. Yılına Armağan Kütahya, İstanbul, 1981, 1982, s, 26, 27
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 12 Kasım 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2020.
- ^ Tuncel, Metin, a.g.e., İstanbul, 1981-1982, s, 28-30
- ^ MTA, 1996 Türkiye Jeotermal Envanteri
- ^ MTA, 2005, Türkiye Jeotermal Kaynakları Envanteri
- ^ Devlet Planlama Teşkilatı, 2001, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Madencilik Özel İhtisas Komisyonu, Enerji Hammaddeleri Alt Komisyonu Jeotermal Enerji Çalışma Grubu raporu
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 18 Haziran 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 1 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Şubat 2024.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 24 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Şubat 2020.
- ^ "Fasikül I: Mufassal Neticeler İcmal Tabloları" (PDF). 28 Teşrinevvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Mayıs 2021.
- ^ "1935 Genel Nüfus Sayımı" (PDF). 20 İlkteşrin 1935 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
- ^ . "Vilâyetler, kazalar, Nahiyeler ve Köyler İtibarile Nüfus ve Yüzey ölçü" (PDF). 20 İlkteşrin 1940 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 20 Ekim 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
- ^ . "1945 Genel Nüfus Sayımı" (PDF). 21 Ekim 1945 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
- ^ . "Vilayet, Kaza, Nahiye ve Köyler itibarıyla nüfus" (PDF). 22 Ekim 1950 Umumi Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
- ^ . "1955 Genel Nüfus Sayımı" (PDF). 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
- ^ . "İl, İlçe, Bucak ve Köyler itibarıyla nüfus" (PDF). 23 Ekim 1960 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2021.
- ^ "1965 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1970 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1975 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1980 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1985 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "1990 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2000 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2007 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2008 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2009 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2010 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2011 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- ^ "2012 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
- ^ "2013 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
- ^ "2014 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
- ^ a b c d e f g h
Dış bağlantılar