Kırklareli tarih boyunca konumu itibarıyla birçok antik yerleşim merkezine sahip bir ildir. Buzul çağı sonlarında uzunca bir süre sular altında kaldığı anlaşılan Kırklareli ve civarında insana dair ilk maddî belgeler neolitik dönem özelliklerini vermektedir. Daha sonra bilinen ilk yerleşik kabilelerden ismini alan Trakya, Kırklareli de dahil olmak üzere Roma dönemi ortalarına kadar kısmen veya tamamen bağımsızlıklarını küçük birer krallık veya prenslik olarak devam ettirebilmişlerdir.
Bir geçiş bölgesi olması nedeniyle Roma ve Bizans dönemlerinde pek çok istilalara uğrayan Kırklareli ilk defa I. Murat zamanında 1363 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. Bu tarihten itibaren uzunca bir barış süreci yaşayan Kırklareli Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sıralarında Bulgar ve Yunan işgaline maruz kalarak büyük eziyet ve sıkıntılar yaşadıktan sonra 10 Kasım 1922'de nihai özgürlüğüne kavuşmuştur.
İnsanların Trakya'ya ilk olarak yaklaşık 1.000.000 yıl önce geldiği düşünülmektedir. Günümüzden 14.000 yıl öncesine kadar süregeldiği kabul edilen[kaynak belirtilmeli] ve kültür tarihinin en uzun dönemi olan bu süreç "'Eski Taş Çağı'" ya da "'Avcılık ve Toplayıcılık Dönemi'" olarak adlandırılmaktadır. Bu dönem boyunca av ve yenebilir bitki, yemiş toplayıcılığına dayalı bir beslenme düzeni ve göçebe bir yaşam biçimi hakim olmuş, kalıcı barınaklar yapılmamıştır. Oldukça uzun olan bu süreç içerisinde, dünya iklimi ile birlikte Trakya'nın ikliminde de önemli değişiklikler olmuş, birbiri ardına kuru soğuklardan yağışlı sıcağa kadar değişen iklim dönemleri, on binlerce yıl bölgeye hakim olmuştur. Bu dönemde, insanların el becerilerinde önemli gelişmeler olmuş, aletlerin büyük bölümü çakmak taşından ya da ağaç ve kemiklerden yapılmıştır. Bu döneme ait, Trakya'da bilinen en eski ve önemli buluntular, İstanbul yakınlarındaki Yarımburgaz Mağarası, Eskice Sırtı ile Ağaçlı Kumluğu'ndan gelmektedir. Yapılan arkeolojik kazılardan, Balkanlar ve Yakın Doğu'nun en uzun ve süreli tabakalaşmasının burada olduğu saptanmıştır. Yarımburgaz Mağarası'nda, Marmara Bölgesi'nin doğal çevre değişimini çok açık bir şekilde sergileyen jeolojik katmanlar ile birlikte, yaklaşık 600.000 yıl öncesine ait kültür katları da çok iyi korunmuş olarak bulunmuştur.
Dünya ikliminin günümüz koşullarına yakın bir duruma gelmesi ile birlikte, yaklaşık 8000 yıl önce Trakya'nın doğal çevre ortamı ve bitki örtüsü de bugünküne benzer özellikler kazanmış, insanlar değişen çevre koşullarına, gelişen teknolojileri ile uyum sağlamışlardır. Bu değişim, Anadolu'da 10 - 12 bin yıl kadar önce başlamıştır. İnsanlar ilk kez buğday, arpa, mercimek gibi tahılları tarıma alıp koyun, keçi, sığır ve domuz gibi hayvanları evcilleştirerek çiftçiliğe başlamış; ahşap, kerpiç ve taştan ilk kalıcı konutları yapmışlardır. Ancak bu gelişmelerin, çok zengin doğal çevre olanaklarına sahip olan Trakya'da Anadolu'dan daha sonra, yaklaşık olarak günümüzden 7000 yıl önce başladığı görülmektedir. Dönemin başlarından itibaren beslenmede su ürünleri, avcılık ve yaban yemiş toplayıcılığı da çiftçiliğin yanında devam etmiştir. Bölgede bilinen en eski çiftçi yerleşmeleri Enez yakınlarındaki Hoca Çeşme ile İstanbul yakınlarındaki Fikirtepe'dir. Hoca Çeşme'de yapılan arkeolojik kazılar, MÖ 6200 yıllarında tarihlenen ve tümü ile Orta Anadolu özellikleri gösteren, tarım ve hayvancılık yapan bir topluluğun ilk olarak burada yerleştiğini, daha sonra bunların yerel koşullara uyum sağlayarak, Bulgaristan'da bilinen kültürleri oluşturduğunu ortaya koymuştur. Hoca Çeşme'nin en eski katmanları, Balkanlar'da şimdiye dek bilinen en eski neolitik kültürü oluşturmaktadır.
Trakya'nın Neolitik Dönem kültürlerini en iyi yansıtan merkezlerden biri de Kırklareli'ye 3 kilometre uzaklıktaki Aşağıpınar tarih öncesi yerleşim alanıdır. Burada şimdiye kadar rastlanan en eski kültür katı MÖ 5800 yıllarına tarihlenmektedir. Anadolu Kronolojisi'ne göre Son Neolitik, Balkan Kronolojisi'nde ise Orta Neolitik Çağ'a, Karanavo II döneminde tarihlenen bu ilk yerleşim Demir Çağı'na dek süregelecek olan Trakya kültürünün de temellerinin atıldığı bir süreci temsil etmektedir. Bu dönem yapıtları, kalın ahşap direklerden oluşan bir çatı sistemine sahiptir. Yine bu direklerin arası dallarla örülmekte ve kalın bir kerpiç toprağı ile sıvanmış duvarlar yapılmaktaydı. Çok odalı olan yapıların içlerinde, ayrıca dallar ile örülmüş bölme duvarları, kil sekiler, ocak, fırın ve ambar gibi işlevsel alanlar da bulunmaktaydı. Bunların yanı sıra bazı yapıların içine kült amaçlı (dinî) olduğu düşünülen küçük bir bölüm, dokuma tezgâhına ayrılmış bir alan ile çok sayıda tahıl taneleri bulunmuştur. Yanarak kömürleştiği için günümüze kadar gelebilen tahıl tanelerinin incelenmesinden, MÖ 5800 yıllarında Aşağıpınar insanlarının iki tür buğday, arpa, burçak ve mercimek ekip biçtikleri, büyük bir olasılıkla da yağı için badem depoladıkları anlaşılmaktadır. Beslenmede ayrıca domuz, koyun, keçi ve sığırın yanı sıra geyik, karaca ve yaban sığırı avının da önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Şiddetli bir yangın ile tahrip olduğu anlaşılan Aşağıpınar'ın ilk tabakası her bakımdan Balkan Neolitik Kültürlerinin özelliklerini taşımaktadır. Ancak bu en alt tabaka, Anadolu kökenli çiftçi-köylülerin aradan geçen 300-400 yıl içinde Trakya'nın yerel koşullarına uyum gösterdiğini ortaya koymuştur. Artık bu topluluklar evlerini kerpiç ya da taş yerine meşe ağaçları, saz ve kamış kullanarak yapmaya başlamış, köylerde evler bitişik olarak değil, bağımsız birimler durumuna getirilmiştir. Yine bir değişiklik de evcil hayvanların arasında koyun ve keçinin yerini, Trakya ortamına daha uygun olan sığırın almış olmasıdır.
Anadolu'da genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalı yaşam biçiminin giderek geliştiği, daha kompleks toplumsal düzenin oluşmaya başladığı ve uzmanlık alanlarının belirlendiği, köy topluluklarının kentleşme sürecine girdiği bu zaman dilimi, Trakya tarih öncesi kültürlerinin de en gelişmiş ve görkemli dönemidir. Bu dönemin ilk başlarında, Orta Balkanlar'dan Anadolu içlerine kadar yayılan, parlak yüzeyli, siyah renkli çanak-çömleği ve ilginç insan biçimli heykelcikleri ile belirginleşen büyük kültür bölgesi, zaman içinde daha çok yeni özelliklerin hakim olduğu küçük gruplara bölünmektedir.
Anadolu ve Yakın Doğu'da MÖ 3. bin yıl, kentleşme hareketinin başladığı, yavaş yavaş şehir devletlerinin oluştuğu bir süreci temsil etmektedir. Batı Anadolu'da en iyi Truva ile tanınan bu kent kültürleri, artık yavaş yavaş çömlekçi çarkını kullanmakta, yeni oluşan yönetici sınıf, toplumun diğer kesimlerinden ayrı olarak, sur ile çevrili, küçük de olsa bir iç şehirde oturmaktadır. Ekonomiyi denetleyen bir ruhanî sınıfın da ortaya çıktığı, anıtsal tapınak yapıları ile belirginleşmektedir.
Tunç Çağı gelişim süreci içinde, geniş boyutlu ilişkilerin kurulduğu, büyük göçlerin yaşandığı ve ticaretin ortaya konduğu bir devir olarak dikkat çekmektedir. Yakın Doğu'nun büyük bölümünde olduğu gibi, Anadolu ve Ege'de de Tunça Çağı, bütün bu bölgeleri yakıp yıkan bir göç dalgasının etkisiyle sona ermiştir. Anadolu'da Hitit, Ege'de Miken uygarlıklarına son veren ve yaklaşık 300 yıl süren bir "karanlık çağ"ı başlatan bu göç dalgasının, Anadolu'yu etkileyen bir bölümünün Kırklareli-Trakya üzerinden geldiği sanılmaktadır.
Klasik ve Helenistik Dönemler: MÖ 5 - MÖ 1. yüzyıl
MÖ 513-512 tarihinde, Persler'in İskit Seferi'ni mütekip Kırklareli topraklarına girdiği ve uzun bir süre [tarih kayıtlarına göre otuzdört yıl] burada kaldığı kesin olmakla birlikte, Trakya'da satraplık oluşturduğu yönünde bilgi de bulunmaktadır. Bu satraplığın merkezi, bugün Kırklareli'nin bir ilçesi olan Vize'dir. Odrisler'in oluşturduğu yeni yapılanmayla birlikte, Trakya ve Kırklareli'de yaşam biçimi ve kültürel yaşamda da değişiklikler olmuştur. Eski teokratik oluşumun yerine, soylu savaşçıların odağını oluşturduğu bir sistem geçmiştir. Bu durum soyluluk belirtisi olan bir atlı kavramı çevresinde odaklanarak, sanatta da kendini göstermiştir.
Kırkkilise sancağının bir kazası olan Kırkkilise, Rus işgaline kadar kaymakamlıkla yönetilirken, R: 1295; M: 1879/80 başında mutasarrıflık merkezi olmuş ve Lüleburgaz, Babaeski, Midye, Ahtapolu, Vize ve Tırnova kazaları buraya bağlanmıştır.
Kasabanın dört tarafı 120.000 dönümden fazla üzüm bağları ile çevrilmiştir. Kasabada 4.326.000, köylerinde 663.000, Pınarhisar ve Üsküp'te 2.130.000, toplamda 7.119.000 kiye şarap elde edilirdi.
Hükûmet konağı, adliye, jandarma, posta ve telgraf daireleri, hapishane, 3 kışla, 1 topçu kışlası, asker hastanesi ve redif deposu vardı.
Kasabada 8 cami vardır. Bunların en büyüğü Büyük Cami, diğerleri, Karakaş Cami, Bayezid Cami, Kapan Cami, Hacı Zekeriya Cami, PehlivanAğa Cami, Küçük Cami ve Kışla Cami'dir.
Kırkkilise'de biri 60, diğeri 20 beygir gücünde 2 un fabrikası vardır. Çalışan 45 işçi yılda 109.000 çuval yani 8.300.000 kiye un üretirdi. Bene ve Büyükdere köylrinde de su ile çalışan 26 beygir gücünde 2 un fabrikası vardı.
Kırkkilise kasabasında şayak, fanila, çul, çuval üretmeye yarayan 45 ve Mandıra köyünde 3 tane halı tezgahı vardı. Bunlarda 191 işçi yılda 4150 zira şayak ve fanila ile 6360 adet çul, çuval ve halı üretirdi.[2]
Coğrafya
Kırklareli, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde yer almaktadır. Dünyadaki konumu itibarıyla, 41 derece, 13 dakika, 34 saniye ve 42 derece, 05 dakika, 03 saniye kuzey enlemleri ile 26 derece, 54 dakika, 14 saniye ve 28 derece, 06 dakika, 15 saniye doğu boylamları arasında bir yerdedir. Kuzeyinde Bulgaristan; doğusunda Karadeniz; güneydoğusu ve güneyinde Tekirdağ (Saray, Çorlu, Muratlı ve Hayrabolu); batısında ise Edirne, güneyi ve güney batısında (Uzunköprü, Havsa ve Lalapaşa ilçeleri) bulunmaktadır. Toprakları, kuzeyden Bulgaristan sınırını oluşturan Rezve Deresi Vadisi, doğudan Karadeniz, güneyde Ergene Irmağı ana vadisi ve batıdan ise Ergene Irmağı'na karışan Teke Deresi'nin su bölüm çizgisi olan sırtlarla kuşatılmıştır. Yüzölçümü 6650 km² olup, il merkezinin denizden yüksekliği 203 metredir.
Başlıca akarsuları Ergene Nehri ve Rezve Deresi'dir. Bitki örtüsü olarak ormanlık ve step özelliği göstermektedir.
Sanayi
İlde sanayi daha çok D-100 karayolu etrafında ve özellikle Lüleburgaz’da yoğunlaşmıştır. Kırklareli’nde sanayi artan bir hızla gelişmektedir. 1987-2001 döneminde yüzde 6,7 ile sanayi, ilin en hızlı büyüyen sektörü olmuştur. Kırklareli’nin İstanbul ve Avrupa’ya yakın olması bunun temel nedenlerindendir.
Kırklareli’de toplam 224 sanayi tesisi bulunmaktadır. Bunların yüzde 87’si Merkez, Babaeski ve Lüleburgaz ilçelerinde geri kalan yüzde 13’ü diğer ilçelerde yer almaktadır. Merkezde 64, Babaeski’de 38, Demirköy’de 2, Kofçaz’da 1, Lüleburgaz’da 94, Pehlivanköy’de 2, Pınarhisar’da 9, Vize’de 14 sanayi tesisi mevcuttur.
Kırklareli ilinde, "gıda ürünleri ve içecek imalatı", "tekstil ürünleri imalatı", "kimyasal madde imalatı" ile "metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı" sektörleri öne çıkmaktadır.
Gıda ürünleri ve içecek imalatı sektöründe, unlu mamuller ve öğütülmüş tahıl ürünlerini içeren imalatlar dışında, “süthane işletmeciliği ve peynir imalatı”, “çiftlik hayvanları için hazır yem imalatı”, rafine sıvı ve katı yağların imalatı" ile “kakao, çikolata ve şekerleme imalatı”; tekstil ürünleri imalatı sektöründe, “giyim eşyası dışında hazır tekstil ürünleri imalatı” ile “dokumanın aprelenmesi”; kimyasal madde ve ürünleri imalatı sektöründe, “farmasötik preparat imalatı”, “boya, vernik benzeri kaplayıcı maddeler ile matbaa mürekkebi ve macun imalatı” alt sektörleri önde gelmektedir. Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatında, cam imalatı önemli bir yer tutmaktadır.
Gıda, içki ve tütün imalatı yapan 92; tekstil, giyim ve deri imalatı yapan 58; orman ürünleri ve mobilya üretimi yapan 15; kâğıt, kâğıt ürünleri ve basım imalatı yapan 2; kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik ürün imalatı yapan 13; taş ve toprağa dayalı 19; metal eşya, makine ve teçhizat imalatı yapan 17; diğer imalat yapan 8 tesis bulunmaktadır.
Bu tesislerde 19 bin dolayında kişi çalışmaktadır. 500'ün üzerinde çalışanı olan 8 tesisi bulunmaktadır. Bu 8 tesiste toplam çalışanların yüzde 37'si istihdam edilmektedir. 1000 ve daha fazla kişi çalışan 2, 500-999 kişi çalışan 6, 250-499 kişi çalışan 14, 100-249 kişi çalışan 27, 50-99 kişi çalışan 16, 10-49 kişi çalışan 74, 10'dan az kişi çalışan 54 tesis bulunmaktadır.
İlin yüzölçümü 655.000 hektar olup, arazi varlığının yüzde 41'i kültür arazisi, yüzde 37'si orman, yüzde 11'i çayır-mera geriye kalan yüzde 11'i ise kültür dışı arazidir. 268.311 hektar tarım arazisinin yüzde 17'sinde sulu tarım, geriye kalan yüzde 83'ünde de kuru tarım yapılmaktadır.
Türkiye genelinde olduğu gibi Kırklareli'ne de çiftçi aile sayısına göre arazi dağılımı dengeli değildir. Bu bakımdan tarımla uğraşan aile sayısı fazla olduğundan ilde daha çok küçük işletmeler bulunmaktadır. Tarımsal işletmelerin yapısına baktığımızda, işletmelerin toprak büyüklüğü bakımından 50-200 dekar arasında yoğunlaştığı, çoğunluğunun hem hayvancılık, hem de bitkisel üretimi birlikte yaptıkları görülmektedir.
Tarım yapılan arazinin 45.229 hektarlık yani yüzde 17'lik bölümünde de sulama yapılabilmektedir. Bu alanın 33.230 hektarı yani yüzde 73'ü devlet, 11.999 hektarı yani yüzde 27'si çiftçi imkânları ile sulanmaktadır.
Bitkisel Üretim
İlin tarımsal yapısıı içinde hububat, ayçiçeği, şeker pancarı, mısır, yemeklik tane baklagiller, bağ önemli rol oynamaktadır. Tarım ürünlerinde, ağırlıklı bitkisel ürünlerimiz buğday ve ayçiçeğidir. 2005 yılında 140.300 hektar buğday ekilmiş olup toplam 597.250 ton ürün elde edilmiştir. Böylece dekar başına ürün miktarı 425 kg olmaktadır.
Bitkisel üretim içinde ikinci ağırlıklı ürünümüz ayçiçeğidir. 2005 yılında 66.500 hektar alana ayçiçeği ekilmiş olup, toplam 146.190 ton ürün elde edilmiştir. Böylece dekar başına ürün miktarı 220 kg olmaktadır. Kırklareli'nin, Türkiye ayçiçeği ekimindeki ve üretimindeki payı yıllara göre pek fazla değişmemekte ve takriben yüzde 12 civarında olmaktadır.
Hububat ve ayçiçeğinden sonra ağırlıklı ürünlerimiz sırasıyla şeker pancarı, mısır ve patatestir.
Sulanabilir sahalar içerisinde ikinci ürün ekilişi yıllara göre bir artış göstermektedir. İkinci ürün olarak hububat hasadı sonrası silajlık mısır, kuru fasulye ve hasıla biçilen ayçiçeği ile güzlük ekilişlerde macar fiğ sonrası ayçiçeği ve mısır ekilişleri yapılmaktadır.
İlde bağ bahçe tarımı işlenebilir arazinin yüzde 2'sinde yapılmaktadır. Bu sahanın yüzde 84'ünde sebzecilik, yüzde 12'sinde bağcılık ve yüzde 8'inde meyvecilik yapılmaktadır.
Hayvancılık
İl düzeyinde 95.795 adet büyük baş, 228.013 adet küçük baş ve 359.312 adet kümes hayvanı mevcuttur. Hayvancılık nispeten fenni usullerle yapılmaktadır. Büyük baş hayvan mevcudunun yüzde 97'sini kültür ırkı ve melezleri, yüzde 3'ünü ise yerli ırk teşkil etmektedir. Hakim ırk Holstein'dir. İl bazında 19.342 adet hayvancılık işletmesi mevcut olup, işletmeler daha çok küçük aile işletmeciliği şeklindedir.
Hayvansal ürün olarak yılda 2.620 ton et, 202.418 ton süt ve 30 milyon adet yumurta üretilmektedir.
Su Ürünleri
İlde İğneada, Kıyıköy, Beğendik ve Limanköy Karadeniz sahilinde yer alan yerleşim yerleridir. Buralarda 1.139 ruhsatlı balıkçı tarafından 232 adet kayıtlı tekne ile balıkçılık yapılmaktadır.
Bunun dışında baraj ve göletler ile alabalık tesislerinde de balıkçılık faaliyetleri sürdürülmektedir. İlde su ürünleri yönünden önem arzeden Hamam, Mert ve Pedina gölleri olmak üzere üç adet tabii göl, Kırklareli, Armağan ve Kayalıköy barajları olmak üzere üç adet baraj ile 34 adet gölet mevcut olup, buralar balıklandırılmıştır. Kültür balıkçılığı kapsamında faaliyette bulunan 5 tesis bulunmaktadır.
1965 yılına kadar Kırklareli yoğunluğu ülke ortalamasının üzerinde olmuştur. Bunun nedeni ilin mübadele ve muhaceret yoluyla Balkan ülkelerinden aldığı göçtür. 1940-1945 yılları arasında II. Dünya Savaşı nedeniyle Kırklareli'nin nüfusu azalmış, 1950-1955 arasında ise yeniden yurt dışından gelen göçmen aileler ile nüfus artmaya başlamıştır. 1960'a kadar yüksek olan nüfus yoğunluğu bu yıldan itibaren il dışına göçün başlamasıyla beraber 1965'ten sonra azalmaya başlamıştır. 2019 verilerine göre Kırklareli'nin toplam nüfusu 361.836, Kırklareli merkez nüfusu ise 103.042 olarak açıklanmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Kırklareli fethedildikten sonraki uzun yıllar, Vize sancağına "liva" bağlı bir kaza merkezi olarak idare edilmiş, sonra kendisi de sancak yapılmıştır. Sultan Abdülmecid zamanında ilçe haline getirilmiş ve bu durum 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbine kadar devam etmiştir. Rusların tahliyesinden sonra Kırklareli mutasarrıflık olmuştur. İdari bağımlılık olarak önceleri merkezi Manastır olan Rumeli Eyaleti'ne bağlı iken sonra Silistre Eyaleti'ne bağlanmış, daha sonra da Edirne Vilayeti'nin bir livası haline getirilmiştir.
Kırklareli'nde okuma yazma oranı 2000 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre yüzde 93'tür. 1970'te 71, 1975'te 75, 1980'de 80, 1985'te 86, 1990'da 88 olan okuma yazma oranı 2000 yılında yüzde 93'e çıkmıştır. 2000 sonuçlarını ilçelere göre değerlendirdiğimizde okuma yazma oranının ilçe merkezleri için Merkez'de 94, Babaeski'de 94, Demirköy'de 92, Kofçaz'da 96, Lüleburgaz'da 95, Pehlivanköy'de 94, Pınarhisar'da 94, Vize'de 92, bucak ve köylerde yüzde 91 olduğu görülmektedir.
Genel Okul Durumu
İlde 2005-2006 öğrenim yılında toplam 299 okulda, 60.986 öğrenci eğitim görmekte ve 2.394 öğretmen görev yapmaktadır.
Okul Öncesi Eğitim
Okul öncesi eğitimde, üç bağımsız anaokulu, iki kız meslek lisesi bünyesinde uygulama anasınıfı bulunmaktadır. 99'u da ilköğretim okulu bünyesinde anasınıfı olmak üzere toplam 104 okul öncesi eğitim kurumunda 111 öğretmen görev yapmakta ve 3.140 öğrenci eğitim görmektedir. Okul öncesinde okullaşma oranı yüzde 26'dır.
İlköğretim
İlde 151 ilköğretim okulu bulunmaktadır. Öğrenci sayılarının yetersiz olması nedeniyle 105 köyümüzün okulu kapalıdır. Bu okullarımızın öğrencileri taşımalı eğitim uygulamasından yararlanmaktadır. İlköğretimde ikili öğretim yapan okul bulunmamaktadır. İlköğretimde 1.401 öğretmen görev yapmaktadır. İlköğretim okulu öğrenci sayısı 37.139'dur. Bir dersliğe 21, bir öğretmene 26 öğrenci düşmektedir. İlköğretimde okullaşma oranı yüzde 96'dır.
Orta Öğretim
İlde 19'u genel lise, 18'i mesleki ve teknik lise olmak üzere toplam 37 lise bulunmaktadır.
Orta öğretim kurumlarında 801 öğretmen görev yapmaktadır. Orta öğretimde eğitim ve öğretime devam eden öğrenci sayısı 15.169'dur. Bir dersliğe 27, bir öğretmene 19 öğrenci düşmektedir. Orta öğretimde okullaşma oranı yüzde 62'dir.
Yüksek Öğretim
Kırklareli'nde yüksek öğretim faaliyetleri, Trakya Üniversite'sine (Edirne) bağlı yüksek okulların varlığından dolayı uzun senelerdir devam etmektedir. 2007 yılında Kırklareli Üniversitesi kurularak, bu yüksekokullar Kırklareli Üniversite'si bünyesine aktarılmıştır.[27] Üniversite bünyesinde MYO'lar, Mühendislik Fakültesi, Teknoloji Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Hukuk Fakültesi bulunmaktadır. Tıp Fakültesi öğrencileri dersleri Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde görmektedirler. Üniversitenin Kırklareli Merkez'de Kayalı Kampüsü ve Kavaklı Kampüsü bulunmaktadır. İlçe MYO'lardan bazıları Lüleburgaz MYO, Vize MYO ve Pınarhisar MYO.
Kültür
Merkez ve beş ilçemizde 12 halk kütüphanesi bulunmaktadır. Kırklareli, tarihi yapılar bakımından zengin bir kültür mirasına sahip illerden biridir. Bu eserler arasında camii, hamam, çeşme, şehitlik, külliye, köprü ve türbeler yer almaktadır. Keza Türkiye'de en çok tümülüs grubu il sınırları içinde, özellikle Vize ilçesinde bulunmaktadır. Ayrıca, birçok dolmen de ilde yer almaktadır. Kale ve kule kalıntıları da ilin kültür zenginliğini artırmaktadır.
Höyük ve tümülüs kazılarına devam edilmektedir. Bu kazılar Kırklareli'nin yakın zamana kadar hiç bilinmeyen erken dönemlerine ait yeni bilgileri ortaya çıkarmaktadır. VizeÇömlektepe'de yapılan kazıda tüm Trakya'da şimdiye kadar bilinen tek antik tiyatro açığa çıkarılmıştır.
İstanbul'un Türkler tarafından fethi sırasında kullanılan top güllelerinin bir bölümü Demirköy ilçesinde bulunan Dökümhane'de imal edilmiştir. Burada yapılan kazılar büyük bir uygarlığı ortaya çıkaracaktır.
İl merkezinde bir müze bulunmaktadır. 1999 yılında 12.915, 2000 yılında 11.730, 2001 yılında 10.249, 2002 yılında 11.677, 2003 yılında 15.524, 2004 yılında da 14.723 kişi müzeyi ziyaret etmiştir.
İl Kültür Müdürlüğü
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın taşra teşkilatı olarak faaliyetini sürdürmektedir. Bu doğrultuda ildeki kültür hizmetinin yaygınlaştırılması, geliştirilmesi ile ilgili araştırma ve planlamaları yapmak, her türlü kültürel, sanatsal etkinliği gerçekleştirmekle yükümlü olan İl Kültür Müdürlüğü, Kırklareli Müzesi ve 9 adet halk kütüphanesinden oluşan toplam 10 bağlı birimde hizmet vermektedir.
Müdürlük, her yıl düzeni olarak tiyatro gösterileri, çeşitli konserler ve sergilere ev sahipliği yapmakta, güncel konularda konferanslar, paneller, açık oturumlar vb. kültürel etkinlikler düzenlemektedir.
İl Kültür Müdürlüğü, önceleri Valilik Binası'nda hizmet vermekte iken, 1994 yılında, İstasyon Caddesi altında bulunan, metruk haldeki Gümrük (Oktavra) Binası'nın Kültür Bakanlığı tarafından restore ettirilmesiyle kazanılan yeni binasına taşınmıştır.
Kırklareli Müzesi
Kırklareli Müzesi binası, 1894 yılında Mutasarrıf Neşet Paşa ve Belediye Başkanı Hacı Mestan Efendi zamanında yaptırılmıştır.[28] 20 Aralık 1930 tarihinde Büyük Önder Atatürk tarafından ziyaret edilen bina, 1962 yılına dek fiilen Belediye Binası olarak kullanılmış, 1970'li yıllarda ise tamamen boşaltılarak terk edilmiştir. 1983 yılında başlayan ve çeşitli aralıklarla devam eden restorasyon çalışmaları 1993 yılında tamamlanmıştır. Tarihî binanın müze olarak düzenlenmesi çalışmaları ise Aralık 1990 tarihinde başlatılmış ve 14 Ocak 1994 tarihinde Kırklareli Müzesi resmen ziyarete açılmıştır. Bodrumu hariç iki katlı betonarme olan yapının dört cephesinde kemerli pencereler yer almakta olup, girişte dört sütuna oturan cumba vardır. Arkeoloji ve etnografya seksiyonları üst katta yer almakta, giriş katında ise kültür ve tabiat sergisi salonu bulunmaktadır. Kırklareli Müzesi'nde hâlâ 610 etnografik, 1487 arkeolojik, 2285 adet de sikke olmak üzere, toplam 4397 adet kayıtlı eser mevcuttur.[29]
Gelişmişlik göstergeleri
Devlet Planlama Teşkilatı'nın 2003 verilerine göre, Kırklareli sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 81 il içerisinde 11. sırada bulunmaktadır. Eğitim sektörü gelişmişlik sıralamasında 7, sağlık sektörü gelişmişlik sıralamasında 15, imalat sanayi gelişmişlik sıralamasında 14. sırada yer almaktadır. İlçeler sıralamasında, 872 ilçe içinde Lüleburgaz 35, Merkez 106, Babaeski 147, Pınarhisar 214, Vize 219, Demirköy 259, Pehlivanköy 262 ve Kofçaz 460. sırada yer almıştır.
Turizm
Doğal yerler
Kırklareli'nde gezip görülebilecek doğal yerler arasında göl ve barajlar, mağara, tabiatı koruma alanları, orman içi dinlenme ve mesire yerleri ile plajlar bulunmaktadır.
Göl ve barajlar
Kırklareli'nde Hamam, Pedina, Mert, Erikli ve Saka gölleri ile Kırklareli, Armağan ve Kayalı barajları bulunmaktadır.
Demirköy ilçesinde Saka Gölü Longozu Tabiatı Koruma Alanı ve Vize İlçesinde Kastro Körfezi Tabiatı Koruma Alanı bulunmaktadır.
Plajlar
Demirköy'de İğneada, Vize'de Panayır "Panayır İskelesi", Poliçe Plajı ve Kıyıköy plajları bulunmaktadır.
Tarihi Yerler
Kırklareli'ndeki Osmanlı mirası arasında cami, hamam, imaret, şehitlik, çeşme, arasta, köprü ve türbeler yer almaktadır.
Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'u fethetmek için kullandığı bir kısım topların döküldüğü Fatih Dökümhanesi'nde [30] ise düzenleme çalışmaları hâlen devam ediyor. Demirköy ilçesinde bulunan ve İstanbul'un fethi sırasında kullanılan topların döküldüğü dökümhanenin çevresi teller ile koruma altına alınmış ve çevre temizliği yapılmıştır. Dökümhanede üniversiteler tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmalarına yaz aylarında devam edilmektedir. Fatih Dökümhanesi'nden günümüze fırın bacası ve temel seviyesinde duvarlar kalmıştır. Dökümhanenin dönemin bölgedeki en modern işletmesi olduğu varsayılmaktadır.
Dupnisa Mağarası'nın daha rahat ziyaret edilebilmesini sağlayacak tedbirler alınmıştır. Kırklareli Valiliği tarafından hazırlanan "Dupnisa Mağarası Düzenleme Sistemi Projesi" uygulaması tamamlanmıştır. Proje ile mağaranın aydınlatması sağlanmış ve gezi yolları ve giriş bölümü çevre düzenlemesi yapılmıştır.
Notlar
^Pınarhisar ilçesinin kurulması ile nüfus azalmıştır.
^Kırkkilise ilinin ismi, 20.12.1924 tarihinde çıkarılan kanun ile Kırklareli şeklinde değiştirilmiştir
(Resmi Ceride, “Kırkkilise” İsminin “Kırklareli”ne Tahvili Hakkında Kanun, Kanun No: 537, 20
kânunuevvel 1340).
^abKazancıgil, Dr. Ratip - Gökçe, Nilüfer Dağdevirenzade M. Şevket Bey'in Edirne Tarihi ve Balkan Savaşı Anıları Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No: 41 Edirne 2005
^"1935 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 20 İlkteşrin 1935 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1945 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 21 Ekim 1945 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1955 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
"Merkezi Dağıtım Sistemi"(html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
"Merkez Nüfusu - Kırklareli". nufusu.com. Erişim tarihi: 5 Şubat 2021.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)