Angola, resmî adıyla Angola Cumhuriyeti (Portekizce: República de Angola), Afrika kıtasının güneybatı bölümünde yer alan bir ülkedir. Kimbundu, Umbundu ve Kikongo dillerinde Ngola olarak adlandırılan ülkenin komşularını güneyde Namibya, kuzeydoğuda Kongo DC, doğuda Zambiya oluşturmakta olup, ülkenin batısında Atlas Okyanusu yer almaktadır. Angola'ya bağlı olmasına rağmen anakara ile fiziki bağlantısı bulunmayan ve ülkenin kuzeyinde Atlas Okyanusu kıyısında yer alan Cabinda bölgesi de Kongo Cumhuriyeti'nin yanı sıra yine Kongo DC ile sınıra sahiptir. Resmi dili Portekizcedir.
İsim
Ülkenin günümüzde kullanılan ismi geçmişte Angola'nın batı kesimlerinde kurulu olan ve bir Bantu krallığı olan Ndongo Krallığı'nda krala verilen unvandan gelmektedir. O dönem krallara verilen Ngola unvanı o dönem sömürge devleti olarak bölgeye gelen Portekizli denizciler tarafından önce Luanda ve çevresi için kullanılmış, daha sonraları da günümüzde başka bir ili olan Benguela'yı kapsayacak şekilde genişletilmiş, 19. yy itibarıyla de o dönem henüz sınırları tam belirlenmeyen ancak Portekiz'in hakimiyeti altına aldığı bugünkü Angola topraklarını tamamı için kullanılmıştır.
Coğrafya
Ülkenin toplamda sahip olduğu 5.198 km sınırın 2.511 km'si Demokratik Kongo Cumhuriyeti (bu sınırın 225 km'lik bölümünü Cabinda bölgesine olan sınır oluşturmaktadır), 1.376 km'si Namibya, 1.110 km'si Zambiya ve 201 km'si ise Kongo Cumhuriyeti devleti ile oluşmaktadır.
Angola sahip olduğu 1.246.700 km² ile dünyada en büyük 23. ülke konumunda iken bu alanların neredeyse tamamı karasal alanları oluşturmakta olup hiç sulak alan bulunmamaktadır.[6]
Ülkenin batısında Atlas Okyanusu kıyısında başlayan dar vadiler, doğu yönünde ülke topraklarının içerisine ilerlendiğinde yükseltinin de artması ile birlikte dağlık arazi olarak gözlemlenebilmektedir. Bu araziyi oluşturan Bié dağlık alanları Angola'nın merkezinde yer almakta olup, 2.619 m ile ülkenin en yüksek noktasını oluşturan Môco dağı da bu yüksek arazide yer almaktadır. Ülkenin güney bölgesi ise daha alçak bir konumdadır. Angola'nın doğu kısımlarında ise Zambezi nehrinin kolları yer almaktadır.
İklim
Ülke üç farklı iklim bölgesine ayrılmış durumdadır. Buna göre ülkenin sahil kesiminde ve kuzey bölgelerinde tropikal iklim etkisini göstermektedir. Bu iklimde yıl boyu yüksek sıcaklıklar ölçülmekte olup, gündüz 25 °C ila 30 °C arasında sıcaklıklar ölçülmektedir. Bu bölgelerde Kasım ile Nisan arası yağmur sezonu yaşanmakta olup, yıllık yağış ortalaması 500 mm düzeyindedir. Bu yağışlı dönemde bu bölgenin soğuk Benguela Akıntısı etkisinde olması nedeniyle sık bir şekilde sis görülebilmektedir.
Ülkenin orta kısmında yer alan yüksek kesimlerinde ve güneyinde ise ılımlı bir tropikal iklim gözlemlenmektedir. Özellikle kış aylarında gündüz ile gece sıcaklıklarında yüksek farklılıklar yaşanabilmektedir. Bu bölgede yer alan Huambo'da Temmuz ayında gündüz sıcaklığı 25 °C ile ölçülebilirken gece sıcaklıkları 7-8 °C düzeyinde görülebilmektedir. Bölgede Ekim ile Nisan ayları arasında yağmur sezonu yaşanmakta olup, yıllık ortalama 1000 mm yağış düşebilmektedir.
Angola'nın güneydoğu bölgesinde ise oldukça sıcak ve kurak bir iklim yaşanmaktadır. Gece sıcaklıkların düşük olduğu bölgeye düşen yağış miktarı az olup, yıllık ortalama 250 mm yağış düşmektedir.
Bitki örtüsü ve yaban hayat
Ülke genelinde yaşanan farklı iklim çeşitliliğine bağlı olarak kuzeyde ve Cabinda'da tropikal yağmur ormanlarından, orta kesimlerde ağaçlı geniş çayırlara ve güneyde ise sütleğen, akasya ve baobabın sık bulunduğu geniş otlaklıklara kadar farklı bitki örtüsü gözlemlenebilmektedir. Ülkenin güneybatı ucunda ise Namibya'dan başlayarak kıyı şeridi boyunca ilerleyen çöl yer almaktadır.
Angola'nın yaban hayatı zenginlik arz etmekte olup, fil, su aygırı, çita, gnu, deve kuşu, timsah, gergedan ve zebra gibi vahşi hayvanlar gözlemlenebilmektedir. Ülke genelinde giderek artan tarımsal alanlar ile birlikte yaşanan iç savaş ve fildişi ticareti gibi nedenler ülkedeki yaban hayatı tehlike altına almaktadır.
Nüfus
Angola nüfusu ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamakta olup, Birleşmiş Milletler'in 2012 tahmini verilerine göre 20,6 milyon kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklar 17 Milyon nüfustan bahsetmektedir.[7] Birleşmiş Milletler 2009 verilerine göre nüfusun 18 milyon olduğunu tahmin etmiştir.[8] Güncel olarak bu rakamların daha gerçekçi olduğu varsayımları yapılmakta olup, bugüne kadar tahmin edilen 12-13 milyon nüfustan çok daha fazlasının Angola'da yaşadığı düşünülmektedir. Farklı bir kaynağa göre de 2018 tahmini nüfusun 30,355,880 olduğu ifade edilmiştir.[9] Bir Angola internet sitesi, 2010 yayınladığı verilerde, Angola'da resmi olarak 15,1 milyon insanın yaşadığını ifade etmiştir.[10] Ülke içerisinde uzun yıllar süren iç savaş, buna bağlı olarak tahmin edilemeyen ekonomik, sosyal ve siyasi sonuçlar Angola'da akut demografik sorunların doğmasına sebebiyet vermiştir. Özellikle 2000'li yıllarda nüfusun belli bir kesimi büyük şehirlere, bataklık, ormanlık alanlar gibi kimsenin ulaşamayacağı yerlere ya da komşu ülkelere (Namibya, Botsvana, Kongo Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Zambiya) kaçarak yerini terk etmiştir. 2000'li yıllarda iç barışın sağlanması neticesinde nüfusun belli bir kesimi yaşadığı yerlere geri dönüş yapmış olsa da, beklenen geri dönüş etkisi gözlemlenememiştir. Bu süreçte iş olanaklarının da daha fazla olması ile bağlantılı olarak da kıyı şeridinde yer alan şehirlerde nüfus artışı yaşanmış olup, özellikle ülkenin iç kısımlarında insansız, ıssız bölgeler oluşmuştur.
Angola genç bir nüfusa sahip olup, 2020 tahmini verilerine göre %66,47'si 0-24 yaş aralığındadır. Ülkenin sadece %2,30'si 65 yaş ve üzerindedir.[11]
Şehirde yaşayanların oranı 2022 verilerine göre %68,1 olan ülkede, nüfusun yıllık artış oranı 2022 tahmini verilerine göre %3,36 düzeyindedir.[11]
2022 tahminî verilerine göre Angola'da 34,795,287 milyona yakın kişi yaşadığı tahmin edilmektedir.
Etnik gruplar
Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu kendisini Bantu etnik grubuna mensup olarak ifade etmektedir. Bantu etnik grubu içerisinde de çoğunluğu ülke nüfusunun içerisinde üçte çoğunluğu kapsayan Ovimbundu grubu oluşturmaktadır. Ovimbundu etnik grubundan sonra ülke nüfusunda ikinci derecede öneme sahip olan grup Ambundu etnik grubudur. Ülke içerisinde Kimbundu dilini konuşan etnik grup olarak nüfusun %25'ini oluşturmaktadırlar. Angola nüfusunun %13'ünü oluşturan ve çoğunlukla ülkenin kuzeybatı bölgelerinde yaşayan grup olan Bakongo etnik grubu ülkenin en büyük üçüncü etnik grubunu oluşturmaktadır. Ülke içerisinde meleços olarak adlandırılan ve yerli Afrikalı-Avrupalı melezi olan topluluğun oranı %2 düzeyinde olup, ülke içerisinde çoğunluğunu Portekizlilerin oluşturduğu beyaz Avrupalıların oranı ise %1 civarındadır. İlk sömürge döneminde 320.000 - 350.000 arasında bir nüfusa sahip olan Portekizliler, özellikle Angola'nın bağımsızlık ilanından hemen önce ya da hemen sonra ülkeyi terk ederek Portekiz, Brezilya ve Güney Afrika'ya kaçmışlardır.[12] Avrupalı toplulukların haricinde son dönemde yaşanan göç dalgası ile 300.000 civarı Çin vatandaşı Angola'ya gelmiştir.[13]
Angola'da, başta Afrika ülkeleri olmak üzere, diğer birçok ülkeden farklı olarak etnik grup farklılıkları hemen hemen hiçbir sorunun ve çatışmanın kaynağı olarak gözlemlenememiştir. Sadece 1970'li yıllarda Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne kaçan Bakongolar, geri dönüşlerinde Luanda ve civarındaki yerleşim yerlerine yerleştirildiklerinde o dönem orada yaşayan diğer etnik gruplar ile 'yabancılaşma' yaşansa da şiddet olayları yaşanmamıştır.
Angola'da konuşulan neredeyse her yerel dil Bantu dil grubuna ait dillerdir. Portekizce ülkenin resmi dili konumunda olup, çoğunluğu Luanda'da yaşayanlar oluşturmak üzere nüfusun %30'u tarafından anadili olarak konuşulmaktadır. Afrika dilleri içerisinde en yaygın dil ise Ovimbundu etnik grubu tarafından konuşulan Umbundu dilidir. Umbundu'nun haricinde Ambundu etnik grubunun konuştuğu Kimbundu dili ile Bakongo etnik grubunun konuştuğu Kikongo dili diğer yaygın diller olarak ülkede konuşulmaktadır. Bunun dışında günlük hayatta Portekizce ve Kikongo başta olmak üzere birkaç dilin karıştırılması ile oluşturulan Angola Kreyol dili olan Kituba konuşulmaktadır. Bu dillerin haricinde daha küçük gruplar tarafından konuşulan Chilunga, Lingála, Ngangela, Oshivambo (Kwanyama, Ndonga), Otjiherero ve Chokwe dilleri de mevcuttur. Angola içerisinde toplam 40 değişik dil/lehçe konuşulmaktadır[14]
Din
Ülke genelinde nüfusun yarısından biraz fazlası Hristiyan dinine mensuptur. Burada Katolik mezhebine göre inancını yaşayanların oranı %41 olarak ifade edilirken, Protestan mezhebine inananların oranı %38 düzeyindedir. Angola'da nüfusun geriye kalan kısmı ise yerel dinlere inanmaktadır. İslamiyet, Angola'da neredeyse hiç görülmemekte olup, İslam inancına göre yaşamını idame ettiren ve çoğu diğer Afrika ülkelerinden gelen %1 civarı topluluğun çoğu ise Sünni mezhebine göre inancını yaşamaktadır. Burada dini inançlarda ortaya çıkan farklılıklar nedeniyle İslami topluluk bir birliktelik sağlayamamaktadır. Suudi Arabistan 2010 yılında ülkede içerisinde İslamiyeti ilerletmek adına Luanda'da İslami bir üniversitenin kurulumunu finanse edeceğini duyurmuştur.[15] Angola hükûmeti Ekim 2013'te yaptığı açıklamada ülke içerisinde İslam inancını yasa dışı din olarak ilan ederek, tüm İslami unsurları yasaklayarak camileri kapatmış ya da yıktırmıştır. Bu yasaklama Angola kültürüne ve geleneklerine zarar veren tüm dini hareketleri kapsayacağı hükûmet yetkilileri tarafından ifade edilmiştir.[16][17]
Angola'da gıda ve tıbbi ihtiyaç sıkıntısı had safhada yaşanmaktadır. Ülke nüfusunun sadece %30'u temel sağlık hizmetlerine erişim sağlayabilmektedir. Ülkede temiz su kaynaklarına ulaşabilen nüfusun oranı ise %40 düzeyindedir. Her yıl binlerce insan ishal, solunum yolu enfeksiyonu gibi kısa sürede atlatılabilecek hastalıklardan hayatlarını kaybetmektedir. Ayrıca ülke içerisinde cüzzam, sıtma, menenjit ve verem çok sık görülen hastalıklar arasındadır. AIDS, Afrika kıtasının özellikle güneyinde yer alan ülkelerin aksine Angola'da düşük oranda görülmekte olup, bu oran 2012 verilerine göre %2,3 düzeyindedir.[19]
Ülke genelinde 5 yaş altı çocuklarda ölüm oranı, dünya geneli ortalamasının çok üzerinde gerçekleşmekte olup, en yüksek ikinci oran olduğu ifade edilmektedir. Angola'da her üç dakikada bir çocuk hayatını kaybetmektedir. 2013 tahmini verilerine göre ülke genelinde ortalama yaşam 54,95 düzeyinde gözlemlenmekte olup, bu oran erkeklerde 53,83, kadınlarda ise 56,11 seviyesindedir.[11]
Eğitim
Ülke genelinde 15 yaş ve üzerinde olan nüfusta okuma yazma bilenlerin oranı 2011 tahmini verilerine göre %70,4 düzeyindedir. Bu oran erkeklerde %82,6 iken, kadınlarda %58,6 seviyesindedir. Angola'da ilkokula gitmek zorunlu olmasına rağmen bu eğitimlere katılım çocuklar arasında üçte bir oranı seviyesindedir. İlkokula giden çocukların %54'ü aynı sınıfa bir veya birden fazla yıl tekrar gitmektedir. Ülke genelinde 5. ve 6. sınıfı içeren okulların azlığı sebebiyle ilkokul 5. sınıfa erişen öğrenciler arasında eğitim hayatına devam etme oranı %6 gibi düşük bir seviyededir. Ayrıca ülkede yaşanan iç savaş nedeniyle ölen ya da göç eden birçok öğretmen olması nedeniyle, ülke genelinde öğretmen bulma ve yetiştirme sıkıntısı da yaşanmaktadır. Günümüzde Angola Eğitim Bakanlığı'nın, Ajuda de desenvolvimento de Povo para Povo em Angola yardım kuruluşu ile ortaklaşa gerçekleştirdiği projede Huambo, Caxito, Cabinda, Benguela, Luanda, Zaire ve Bié'de kurulan eğitim merkezlerinde öğretmen ihtiyacını karşılama adına öğretmen adaylarına eğitimler verilmektedir. 2006 yılına kadar eğitimi tamamlanan 1000'den fazla öğretmen kırsal alanlarda eğitime başlamış olup, 2015 yılına kadar eğitilen öğretmen sayısının 8000'i bulması amaçlanmaktadır.[20]
Günümüzde Angola'nın varlığını sürdürdüğü topraklarda yaşayan ilk topluluk Khoisan topluluğu olmuştur. Khoisan topluluğu ilerleyen yıllarda Bantu halkları tarafından bölgeden uzaklaştırılmıştır. 15. yy sonlarına doğru Avrupalılar ve özellikle de Portekizli denizciler ile başlayan temasın sonucunda Portekiz 1483 yılında, günümüzde Luanda'nın bulunduğu sahil kesiminde ve iç bölgelerde ticaret merkezleri oluşturmuştur.[33] Angola'nın bugünkü sınırlarının sistematik olarak ele geçirilmesi ve işgal edilmesi ise 19. yy sonlarında başlatılmış olup, bu işgal 1920'li yıllara kadar sürdürülmüştür.[34]
Angola 1920'li yılların ortasından 1960'lı yılların başına kadar 'klasik' sömürü sistemi içerisinde Portekiz tarafından yönetilmiştir. Bu dönemde koloni sahibi Portekiz, 1926 yılından Karanfil Devrimi'nin yaşandığı 1974 yılına kadar askerî cunta tarafından idare edilmiştir.
Koloni döneminde ülkenin en büyük ekonomik değerini tarım ve hayvancılık oluşturmaktaydı. Bu tür faaliyetler Avrupalı yerleşimciler tarafından büyük işletmelerde yapılmasının yanı sıra, Afrikalı yerliler tarafından da aile işletmelerinde gerçekleştirilmekteydi. Bunun haricinde koloni ülkesi için çıkartılan elmasın ihracatı, önemli bir kaynak oluşturmaktaydı.
1950'li yıllarda milliyetçi direnişin şekillenmesi ile başlayan süreç, 1961 yılında silahlı mücadeleye dönmüştür. Özellikle Afrika Yılı olarak adlandırılan 1960 yılında 18 Afrika ülkesinin sömürge sahibi ülkelerden bağımsızlığını ilan etmesi Angola'da da bu sürecin ilerlemesine neden olmuştur.
Portekiz, 1962 yılından itibaren ülkede köklü reformlar gerçekleştirerek geç sömürge dönemini devreye almıştır. Bu durum Angola'da niteliksel olarak yeni bir durum yaratsa da bağımsızlık mücadelesine herhangi bir etkisi olmamıştır. Bu mücadele dolaylı olarak Portekiz'de 25 Nisan 1974 tarihinde gerçekleştirilen Karanfil Devrimi neticesinde diktatör askerî cuntanın devrilerek yerine demokratik rejimin gelmesi sonucunda başarıya ulaşmış, yeni Portekiz Hükûmeti derhal sömürge ülkelerden çekilme sürecini başlatmıştır.
Angola İç Savaşı
Portekiz'de gerçekleştirilen devrim, Angola'da bağımsızlık mücadelesi veren ve birbirinden farklı etnik kökenleri temsil eden FNLA(Türkçe: Angola Ulusal Kurtuluş Cephesi), MPLA(Türkçe: Angola'nın Bağımsızlığı İçin Halk Hareketi) ve UNITA(Portekizce: União Nacional para a Independência Total de Angola, Türkçe: Angola'nın Tam Bağımsızlığı için Ulusal Birlik) özgürlük hareketleri arasında iktidarı ele geçirme amacıyla gerçekleşen silahlı çatışmaların yoğunlaşmasına[35] sebep olmuştur.
MPLA mücadeleyi kazanan taraf olarak 1975 yılında Luanda'da bağımsızlığı ilan etmiştir. FNLA ve UNITA da aynı dönemde Huambo'da bağımsızlık açıklamasında[36] bulunmuştur. Bu karşı hükûmet her ne kadar kısa süre içerisinde dağılsa da, bağımsızlık ilanından kısa bir süre sonra taraflar arasında Angola İç Savaşı'nın başlamasına neden olan çatışmalar şiddetlenmiştir.
FNLA kısa bir süre içerisinde bu mücadeleden elenmiş, UNITA ise 2002 yılında Jonas Savimbi'nin ölümüne kadar MPLA'ya karşı savaşmayı sürdürmüştür.
Bu sistem 1990/91 yılları arasında iç savaşta yaşanan kısa süreli duraklamada çok partili sistem lehine değiştirilmiştir.[38] 1992 yılında gerçekleştirilen ve UNITA'nın da yer aldığı genel seçimlerde MPLA parti olarak parlamentoda mutlak çoğunluğu elde etse de, partinin cumhurbaşkanı adayı José Eduardo dos Santos cumhurbaşkanı olmak için Jonas Savimbi'ye karşı gereken çoğunluğu sağlayamayarak yasa gereği zorunlu olan ikinci seçim turuna girmek durumunda kalmıştır.
Yapılan bu seçimler ülkede 2002 yılına kadar sürecek karmaşık bir yapıya sebep olmuştur. Bir tarafta MPLA ve UNITA ortaklaşa parlamentoda hatta hükûmette yer alırken,[39] UNITA'nın askeri kanadı seçimlerden hemen sonra silahlı mücadeleyi yeniden başlatmıştır.[40] Ülkedeki siyasi gelişmeler neticesinde yönetimde otoriter bir devlet başkanlığı yönetimi benimsenmiş, ülke genelinde ciddi yıkımlar gerçekleştirilmiştir.
2002 yılında UNITA lideri Jonas Savimbi'nin ülkenin doğusunda ordu tarafından yakalanıp vurulmasından sonra UNITA silahlı mücadeleyi bıraktığını açıklamıştır. Bu olay neticesinde silahlı kanadını lav edilen UNITA'da buradaki güçlerin bir bölümünü Angola ordusu bünyesine alınmıştır. Yeni genel başkanları Isaias Samakuva önderliğinde normal bir muhalefet partisi görüntüsüne bürünen UNITA, 2008 yılında gerçekleştirilen ve MPLA'nın oyların %80'ini elde ettiği seçimlerde bir varlık gösterememiştir.
Son yıllarda özellikle ülkede var petrol rezervlerinden elde edilen gelirlerle tüm ülkede yeniden yapılanma gerçekleştirilmektedir.
Angola'da 2010 yılında kabul edilen yeni anayasa, iktidardaki MPLA'yı güçlendirmekte ve devlet başkanına otoriter bir yönetim imkânı sağlamaktadır.[41]
İdari yapılanma
Angola 18 bölgeye ayrılmış olup, bu bölgeler şu şekildedir:
Angola'da güncel olarak siyasi güç devlet başkanındadır. Yürütme gücü aynı zamanda ordunun başkumandanı ve hükûmet yetkilisi de olan Cumhurbaşkanı João Lourenço ile bakanlar kurulunun elinde bulundurmaktadır. Bakanlar kurulu çok sık aralıklarla devlet başkanının başkanlığında toplanarak güncel konular hakkında görüşmeler gerçekleştirirler. Ülkede bulunan 18 bölge, devlet başkanı tarafından atanan valiler tarafından yönetilmektedir. Ülkenin hukuk sistemi, sömürge döneminde ülkeyi elinde bulunduran Portekiz'in hukuk sisteminden esinlenerek oluşturulmuş olmasına rağmen yetersiz ve bölük pörçük bir konumdadır. Ülke genelinde 140'tan fazla belediye yer almasına rağmen sadece 12 yerleşim alanında mahkemeler bulunmaktadır. Ülkenin en yüksek mahkemesi, temyiz olarak işlev görmektedir.
2010 yılında parlamento tarafından kabul edilen yasaya ile otoriter eğilimli siyasi sistem daha da otoriter bir yapıya kavuşturulmuştur. Bu yasa ile gelecekte gerçekleştirilecek olan genel seçimlerden birinci olarak çıkacak olan partinin başkanının ve kurmaylarının aynı zamanda ülkenin devlet başkanı ve devlet başkanı yardımcısı makamına getireleceği karara bağlanmıştır. Ülkenin devlet başkanı günümüzde kaldırılan anayasa mahkemesi de geçmişte dahil olmak üzere tüm devlet kurumlarındaki işleyişi kontrol yetkisine sahiptir. Angola'da bir kuvvetler ayrılığından bahsedilememektedir.
Ülkede 27 yıl boyunca süren iç savaş nedeniyle siyasi binaların yanı sıra kamu kurum ve kuruluş binaların da birçoğu hasar görmüş bir konumdadır.
Parlamento
Angola'da 2002 yılında sona eren iç savaştan sonra gerçekleştirilen ilk seçimler olan 2008 seçimlerinde, halk parlamentoya gidecek üyeleri seçmiştir. Seçimlerin olaysız ve sükûnet içerisinde geçtiği Afrika Birliği ile Güney Afrika Geliştirme Birliği seçim gözlemci heyetleri tarafından bildirilmiştir.[42] Seçim günü olumlu geçmiş olsa da, Avrupa Birliği yetkilileri seçim öncesinde muhalefet partilerine yeterince söz hakkı verilmediği ve kamu kurum ve kuruluşları ile televizyonların MPLA propaganda aracı olarak kullanıldığı yönünde eleştiriler getirmiştir.[43] Söz konusu seçimlerde oyların %82'sini alan MPLA kazanırken, muhalefet partisi konumunda olan UNITA oyların %10'unu alabilmiştir.[44] UNITA bu seçim sonuçlarına önce itiraz etse de daha sonra seçim sonuçlarını kabullenmek durumunda kalmıştır.
2008 seçimleri sonrası mecliste milletvekili dağılımı şu şekildedir oluşmuştur:
Amnesty International'ın 2012 raporuna göre ülkede sık sık düşünce ve fikir özgürlüğü hakkını savunan ya da toplantı ve gösteriş yapan birçok kişi tutuklanmıştır.[45] Ülkede devletin güvence verdiği bir sosyal korunma sistemi bulunmamaktadır. Ülkenin özellikle kırsal bölgesindeki belli bölümlerinde tek başına kalan kadınların gelenek ve göreneklere göre mal ve mülk sahibi olması kabul edilmemektedir.[46]
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'nun 2009 yılında gerçekleştirdiği Afrika turunda ziyaret ettiği Angola'da, ülkenin insan hakları örgütleri ve önemli şahsiyetlerinin kendisine ilettiği mektupta, Angola'daki demokrasi ve insan haklarının son durumu hakkında bilgilendirilmiş ve bu konuda yetkililer ile görüşülmesi talep edilmiştir. Son dönemde ülke genelinde Çin'in etkili olması Associação Mãos Livres gibi sivil organizasyonların tepkisini çekmekte olup, Çin'in kendi ülkesindeki insan hakları ihlalleri nedeniyle sabıkalı olması nedeniyle ülke içerisindeki etkisi tartışma yaratmaktadır.[47]
Angola İç Savaşı sırasında Küba'dan yoğun bir askeri destek alınmıştır. Küba, gönderdiği birliklerle ülkeye gerçekleştirdiği müdahalenin yanında tank, zırhlı araç ve topçu yardımında bulunmuştur. Agostinho Neto ve Che Guevara arasında gerçekleşen görüşmeyle birlikte, Küba'nın verdiği destek artmıştır.
Yugoslavya, 14 milyar dolarlık bir ekonomik yardımda bulunmakla birlikte, Angola'ya diplomatik destek sağlamıştır. Sovyetler Birliği ve Kuzey Kore'nin Angola'da bulunan birlikleri, UNITA'ya karşı verilen savaşta doğrudan yer alarak ve askeri danışmanlık vererek MPLA'yı desteklemiştir. Doğu Almanya ve Romanya da, savaş boyunca Angola'nın yanında durmuştur.
Sovyetler Birliği, Angola İç Savaşı boyunca ülkede kayda değer bir etkinlik göstermiştir. MPLA'yla aralarındaki bağın güçlenmesi üzerine geçmişte iş birliği içerisinde bulundukları RDL'nin gizli bilgilerini paylaşmışlar ve grubun ortadan kalkmasını sağlamışlardır. MPLA içerisinde, Sovyetler Birliği'yle yakınlaşılmasını ve aşırı sol politikaları destekleyen üyeler, genel olarak Nito Alves'in liderliğindeki muhalifler olmuştur. Agostinho Neto'nun partide mutlak otoritesini kabul ettirmesi ve Sovyetler Birliği'ni de ikna etmesinin ardından, bu grup yok edilmiştir.
Ronald Reagan döneminden başlayarak yaklaşık on beş yıl boyunca, MPLA'yı iktidardan indirme üzerine kurulu bir politika izlemeleri nedeniyle, Angola uzun bir süre ABD'ye karşı çıkmıştır. Cabinda Bölgesi'nde bağımsızlık elde etmek için savaşan FLEC'e verdikleri destek yüzünden, Fransa'yla kurulan diplomatik ilişkiler de mesafeli bir yapıya sahip olmuştur.
Angola İç Savaşı'nın ilerlemesiyle UNITA, aldığı uluslararası desteği artırabilmek için kendisini milliyetçi ve muhafazakar bir grup olarak yeniden yapılandırmıştır. Güney Afrika ve Zaire'yle kurulan diplomatik ilişkiler UNITA'ya verdikleri destek nedeniyle, İsrail'le kurulan diplomatik ilişkiler ise FNLA'ya verdikleri destek nedeniyle gergin bir yapı içerisinde devam etmiştir.
Marksizm-Leninizm'i benimseyen birçok grup ve siyasi parti, Angola tarafından desteklenmiştir. Sao Tome ve Principe'de MLSTP'nin iktidarda olduğu süre boyunca, Angola'nın gönderdiği birlikler ülkede iç güvenliği sağlamıştır. FLNC, Zaire'ye karşı verdiği savaşta kullandığı üslerin çoğunu Angola'da kurmuştur. Güney Afrika'da bağımsızlık elde etmek için SWAPO ve ırkçılığa karşı mücadele eden ANC'yle de iş birliği yapılmıştır.
Portekiz ve Angola arasında var olan stratejik ortaklık, 15 Ekim 2013 tarihinde Cumhurbaşkanı José Eduardo dos Santos'un yaptığı açıklamada iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin iyi olmadığını ifade etmesinin ardından[48] sona ermiştir.
Ekonomi
Angola 2012 verilerine göre sahip olduğu 114,2 milyar dolar Gayri safi yurt içi hasıla ile Afrika kıtasının Güney Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya'dan sonra üçüncü büyük ekonomisi konumundadır.[49] Bu denli büyük bir ekonomiye sahip olan ülkede, nüfusun büyük çoğunluğu açlık sınırında yaşamaktadır.[50]
Angola ekonomisi yıllarca süren iç savaşın etkileri günümüzde de devam etmektedir. Özellikle son yıllarda başta sahip olunan petrol rezervlerinin yanı sıra diğer yeraltı zenginlikler sayesinde ciddi bir ekonomik kalkınma yaşayan ülke, gösterdiği bu hızlı yükseliş ile Afrika kıtasının en büyük ekonomik büyüme verilerine sahip ülkesi konumundadır. Ancak petrolden ve diğer yeraltı zenginliklerinden elde edilen gelirlerin neredeyse tamamı ülkenin siyasetini ve ticaretini yöneten nüfusun küçük bir kısmına ulaşmakta olup, nüfusun geriye kalan büyük çoğunluğu bu gelirlerden fayda görememektedir. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu işsiz olup, yarısından fazla açlık sınırının altında yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler'in yayımladığı 2013 İnsani Gelişim Endeksi raporuna göre ülke 'az insani gelişim' kategorisinde yer almakta olup 186 ülke içerisinde 148. konumda kendisine yer bulabilmektadır.[51]
Ülkenin mal ve hammadde ihracatında en önemli ticaret ortaklarını Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Fransa, Belçika ve İspanya oluşturmaktadır. Portekiz, Güney Afrika Cumhuriyeti, ABD, Fransa ve Brezilya ise ülkenin ithalatındaki en önemli ticaret ortaklarını oluşturmaktadır. 2009 yılında Angola, Portekiz'in Avrupa dışındaki en önemli ihracat ortağı konumuna gelmiş, bu doğrultuda 24.000 Portekizli son yıllarda Angola'ya yerleşerek iş arayışına girmiş ya da şirket kurmuşlardır.[52] Buna rağmen Çin'in ülke içerisindeki mevcudiyeti kurduğu büyük firmalar nedeniyle Angola için daha büyük önem arz etmektedir.[53]
Bölgesel eşitsizlik
Angola ekonomisinin yapısal sorunlarından bir tanesini de bölgeler arası ortaya çıkan keskin farklılıklardır. 20.yy son dönemlerinde ülkede yaşanan iç savaşın bir etkisi olarak ülkenin birçok bölgesi ekonomik gelişimlerden yeterli katkıyı alamamaktadır. Ülkenin ekonomik faaliyetlerinin üçte biri Luanda ile birlikte Luanda'nın genişleme alanında yer alan komşu bölge Bengo'da gerçekleşmektedir. Buna karşı ülkenin özellikle iç kesimlerinde kalan diğer bölgelerinde çarklar ya durma ya da gerileme noktasında gelmiş bir konumdadır.[54] 2007 verilerine göre ülkenin ticari faaliyetlerinin %75,1 ile tüm kamusal ve özel iş yerlerinin %64,3'ü başkent Luanda ve çevresinde yer almaktaydı. 2010 verilerine göre Angola'da yerleşik tüm şirketlerin %77'si Luanda, Benguela, Cabinda, Kwanza Sul bölgesi ve Namibe'de yerleşik konumdadır. Ülkede 2007 yılındaki verilere göre Luanda ve çevresinde GSYİH kişi başı 8.000 Dolar seviyelerine çıkmış, iç Angola'nın batı kesimlerinde 2.000 Dolar olarak belirlenmiş olup, geriye kalan diğer bölgelerde ise 1.000 Dolar seviyelerinin çok altında tespit edilmiştir. İç savaşın sona ermesinden sonra kıyı kesimlere kesilmesi beklenen göç daha sonraları da devam etmiş ve iç bölgelerin insansız alanlar haline gelmesine neden olmuştur.
Ticaret sektörleri
Doğal kaynaklar: Angola geniş petrol rezervlerine sahip bir ülke konumundadır. Bunun haricinde ülkenin kuzeydoğu kesimlerinde yer alan maden ocaklarında elmas ve mineral çıkartılmaktadır. Ülkenin sahip olduğu doğal yeraltı zenginlikleri Angola'yı kıtanın en zengin ülkelerinden biri konumuna getirmektedir. Angola, Nijerya'dan sonra Afrika'nın en büyük ikinci petrol üretimi ve ihracatı gerçekleştiren ülkesi konumundadır. Ülkenin ihracattan elde ettiği gelirlerin %98'i ile Angola'nın Gayri safi yurt içi hasılanın %70'ini petrol ticareti oluşturmaktadır.[55] Petrol ve ürünlerinin en büyük alıcı konumunda yer alan Çin Halk Cumhuriyeti, bu unvanı son yıllarda ABD'nin elinden almıştır. Angola, 1 Ocak 2007 tarihinde birliğin 12. üyesi olarak OPEC'e katılmıştır. Ülkenin Namibya sınırına yakın güne bölgelerinde 1975 yılında Uranyum'da bulunmuştur.
Tarım: Ülke nüfusunun çalışan kesiminin %85'i tarım sektöründe yer almaktadır. Ülkenin ihracatını sağladığı en önemli tarımsal ürününü başta kahve olmak üzere şeker kamışı, mısır, hindistan cevizi yağı, patates, pirinç ve kakao oluşturmaktadır. Ülke genelinde sığır ve keçi bulundurma ve yetiştirme oranı yüksek düzeydedir. Ülkenin geçmişte yaşadığı iç savaşın bir etkisi olarak birçok çiftçi sahip olduğu topraklarda tarımı yaşanabilmesi muhtemel mayın patlamaları nedeniyle gerçekleştirememektedir. Ülkenin tarım sektöründen elde ettiği mahsuller iç piyasaya yetmediği içini yurt dışından yiyecek ürünleri ithal edilmektedir.
Endüstri: Ülkenin endüstri sektörü iç savaşın da etkisiyle hemen hemen hiç gelişmemiş bir konumdadır. Ülkenin bu alandaki en önemli faaliyetleri ise çıkarılan petrolün arıtılması ve başta buğday olmak üzere elde edilen tarımsal ürünlerin, balık, pamuk, tütün ve şeker gibi mahsullerin işlemden geçirilmesidir.
Ekonomi verileri
Gayri safi yurt içi hasıla, enflasyon ve dış ticaret değerlerinin yıllar içerisinde değişimini gösteren bilgiler şu şekilde sıralanmaktadır:
Ülkede var olan demiryolları kıyı şeritlerinde yer alan liman şehirlerine bağlantı sağlamaktadır. Ülke genelinde birbirine bağlantısı olmayan üç demiryolu güzergâhı bulunmaktadır. Bu hatlarda insan taşımacılığının yanı sıra ürün taşımacılığı da yapılmaktadır. Angola'nın genel olarak sahip olduğu toplamda 2.764 km'lik demiryolunun işletmesi devlet kuruluşu olan Caminhos de Ferro de Angola(Türkçe: Angola Demiryolları) gerçekleştirilmektedir.[57]
Ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1975 yılında başlayan ve 2002 yılına kadar süren iç savaşın etkisi ile var olan demiryolları ciddi zararlar görmüş, bu nedenle seferler gerçekleştirilememiştir. 2002 yılında biten iç savaş sonrası yeniden toparlama sürecine giren Angola demiryolları işletmeciliği bu yıldan sonra gerçekleştirdiği kısmi düzeltmeler ile insan ve mal taşımacılığına kademeli olarak başlanmasını sağlamıştır.
Angola genelinde birbirinden bağımsız olarak var olan demiryolu bağlantıları şu şekildedir:
Caminhos de Ferro de Luanda (Luanda Demiryolu Güzergahı)
Caminhos de Ferro de Benguela (Benguela Demiryolu Güzergahı)
Caminhos de Ferro de Namibe (Namibe Demiryolu Güzergahı)
Karayolu
Tüm ülke genelinde 2001 verilerine göre var olan toplam 52.429 km karayolundan sadece 5.349 km'si asfaltlanmış konumdadır. Burada da yaşanan iç savaşın etkileri gözlemlenmekte olup, Luanda çevresindeki yollar hariç genel olarak karayollarının özellikle iç kesimlerde kalan birçok bölümü sürüşe uygunluk arz etmemektedir.
Denizyolu
Angola 2008 verilerine göre gemilerin geçiş yapabileceği ve insan taşımacılığına uygun 1.300 km'lik karasularına sahiptir.
Havayolu
Ülke genelinde var olan irili ufaklı 211 havaalanından sadece 30 tanesinin pisti asfaltlanmış konumdadır. Başkent Luanda'da bulunan Aeroporto Internacional Quatro de Fevereiro havaalanı günümüzde Angola'nın en büyük havaalanı olup, uluslararası standartlara uygun bir konumdadır. Ancak ilerleyen dönemlerde bu havaalanındaki uluslararası uçuş yükünü almak üzere Angola International Airport havaalanını inşaatı Luanda'da devam etmektedir.
Ülke iki adet havayolu şirketine sahip olup, bunlardan ilki devlet kontrolünde olan TAAG Angola Airlines'tır. Havayolu sahip olduğu 13 uçaklık filosu ile Angola'nın en büyük havayolu şirketidir. TAAG dışında ayrıca özellikle petrol üretim sahalarına yolcu taşıyan ve özel olarak işletilen Sonair bulunmaktadır. Sonair'in AB standartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle Avrupa Birliği hava sahasına girişine izin verilmemektedir.
Havacılık tarihinin en önemli gelişmelerinden biri 23 Mayıs 2003 yılında Angola'da yaşanmış olup, bir yıldır park etmiş olarak bekleyen bir Boeing 727 Luanda havaalanından kimliği belirsiz kişiler tarafından çalıştırılarak kaçırılmıştır.[58] Yer hizmetlerinin bağlantı sağlayamadığı uçaktan o günden sonra haber alınamamıştır. Her ne kadar Kanadalı bir pilot uçağı Haziran 2003 yılında Gine'nin başkenti Conakry'de gördüğünü ifade etse de, bu bilgi uluslararası birimlerin yanı sıra FBI ve CIA tarafından doğrulanmamış, bu uçağın daha sonra Gine havayollarına bağlı benzer bir uçak olduğu açıklanmıştır. Uçağın aynı şekilde o tarihten bu yana bir daha görünmeyen uçak mühendisi olan ve aynı zamanda küçük uçaklarda özel pilotluk yapan Ben Charles Padilla tarafından kaçırıldığı tahmin edilmektedir.[59]
Spor
Futbol
Angola millî futbol takımı 2006 yılında Almanya'da gerçekleştirilen 2006 FIFA Dünya Kupası müsabakalarına beklenmedik bir şekilde katılarak büyük bir başarı elde etmiştir. Dünya Kupası elemelerinin son karşılaşmasında grup sonuncusu olan Ruanda millî takımına karşı elde edilen 1-0 galibiyet Angola'yı bu turnuvaya taşımış, 1994 yılından bu yana kesintisiz olarak Afrika kıtasını dünya kupasında temsil eden Nijerya'yı saf dışı bırakmıştır. Dünya Kupası grup mücadelelerinin ilkinde Portekiz'e karşı alınan 1-0 yenilginin ardından, Meksika ile 0-0 ve İran ile de 1-1 beraber kalarak turnuvaya veda etmiştir. Angola ayrıca 1996, 1998, 2006 ve 2008 yıllarında Afrika Uluslar Kupası'nda yer almış, bu turnuvanın 2010 yılında da organizasyonunu üstlenmiştir.
Basketbol
Angola millî basketbol takımı Afrika kupası tarihinin en başarılı takımı olarak gerçekleştirilen son on iki Afrika kupasının onunda şampiyon olmuştur. Bu kupada elde ettiği başarılar ile sürekli Basketbol Dünya Kupası turnuvalarında da yer alan Angola, buradaki en büyük başarılarını 2002, 2006 ve 2010 yıllarında gruptan ikinci tura çıkarak göstermiştir.
Hentbol
Angola Kadın Hentbol millî takımı Afrika kupasını on bir kez kazanmış olup, Afrika kıtasından ilk takım olarak hentbol dünya kupası turnuvasında yer almıştır.
^Franz-Wilhelm Heimer, Paulo de Carvalho, Víctor Kajibanga: Angola. In: D. Teferra, P. Altbach (Yayınevi): African Higher Education: An International Reference Handbook. Bloomington & Indianapolis: Indiana University Press, 2003, Sayfa 162–175
^David Birmingham, - Trade and Conflict in Angola. The Mbundu and their Neighbours under the Influence of the Portuguese. 1483-1790. Oxford 1966
^René Pélisier: Les guerres grises, Band I, Résistance et revoltes en Angola (1845-1941). Özyayın, Montamets/Orgeval 1977
^Johanna Götz: Ethnische Grenzen und Frontlinien in Angola, Köln: Rüdiger Köpppe, 2002
^Ayrıntılı yeniden yapılanma süreci bu eserde yer almaktadır Franz-Wilhelm Heimer: Der Entkolonisierungskonflikt in Angola. Weltforum Yayınevi. Münih 1979.
^M.R. Bhagavan, Angola’s Political Economy 1975–1985. Nordiska Afrikainstitutet, Uppsala 1986 ve Philippe Le Billon, Angola’s economy of war. The role of oil and diamonds, African Affairs, 100, 2001, Sayfa 55–80
^Leonid Futini, The collapse of the socialist state: Angola and the Soviet Union: in: W. Zartman (Yayıncı), Collapsed states: The disintegration and restoration of legitimate authority, Boulder: Lynne Rienner, 1995, Sayfa 143–156
^Hermann Pössinger, Angola: ein Neuanfang?, in: Peter Meyns (Yayıncı), Demokratie und Strukturreformen im portugiesischsprachigen Afrika, Freiburg: Arnold-Bergstraesser-Institut, 1992, Sayfa 97–117
^Margaret Anstee, Orphan of the Cold War: The inside story of the collapse of the Angolan peace process, 1992–1993, New York: St. Martin’s Press, 1996
^[Sabine Fandrych, China in Angola: Nachhaltiger Wiederaufbau, kalkulierte Wahlkampfhilfe oder globale Interessenpolitik?, Bonn: Friedrich-Ebert-Stiftung, 2006]
^[Manuel Alves, da Rocha, Desigualdades e assimetrias regionais em Angola: Os factores da competitividade territorial, Luanda: Centro de Estudos e Investigação Científica/Unidade Católica de Angola, 2010.