II. Dünya Savaşı'nın ardından başlayan Soğuk Savaş ile birlikte ABD önderliğinde başlatılarak özellikle Avrupa'da sosyalizmin önünü kesmek amacını taşıyan Marshall Planı'na cevap olarak ortaya çıkmıştır. Sovyetler Birliği'ne yapılan tehditlere karşı koyarak uluslararası komünizm faaliyetlerini yeniden örgütlemek üzere, Avrupa'nın önde gelen komünist partileri Sovyetler Birliği Komünist Partisi öncülüğünde Silezya'da bir konferansta toplandılar. Bu toplantının sonunda, 5 Ekim 1947'de Kominform'un kurulduğu ilan edildi.
Amacı
İşçilerin yegâne vatanı olarak kabul edilen Sovyetler Birliği'nin savunulması ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından temsil edilen emperyalizme karşı mücadele edilmesi birliğin temel amaçları arasındadır. Kominform'un merkezi Belgrad şehri idi.
Bileşimi
Yugoslavya SFC hiçbir zaman Varşova Paktı'nın bir parçası olmamıştır. Yugoslavya komünist bir ülke olmasına rağmen, dönemin lideri Mareşal TitoII. Dünya Savaşı esnasında direnç gösteren bir partizan olarak yönetime geldi ve bu yüzden Sovyetler Birliği ülkeyi birliğe katamadı. Soğuk Savaş esnasında Yugoslavya hükûmeti kendisini iki cephe arasında tarafsız bir noktaya yerleştirdi ve Tarafsız Müttefikler Hareketi'nin kurucularından birisi oldu.
Buna benzer olarak, Arnavutluk Emek Partisi önderliğindeki Arnavutluk, II. Dünya Savaşı'nın sonucunda Sovyet Kızıl Ordu'dan bağımsız bir şekilde yönetime geldi. Arnavutluk, Sovyetler Birliği ile bağlarını 1960'ların başlarında Çin-Sovyet ayrılığı sonucunda kopararak, Çin ile müttefik oldu.
Comecon ve Varşova Paktı
Arnavutluk (1946-1991, 1961'de Comecon ve Varşova Paktı faaliyetlerine katılmayı bıraktı, 1968'de Varşova Paktı'ndan ve 1987'de Comecon'dan resmî olarak çekildi)
Doğu Bloku ülkelerinde devlet ateizmi politikası izlenerek dini faaliyetler sona erdirildi.[1] Bu devletlerden bazıları kültürel miraslarını ulusal kiliselerine bağladıklarından hem halklar hem de kiliseler Sovyetler tarafından hedef alındı.[2][3]
Doğu Bloku'ndaki ülkeler kimi zaman Sovyetler Birliği'nin etki küresinin içinde Kızıl Ordu sayesinde tutuluyordu. Macaristan, Sovyet kaynaklı hükûmetini devirip bunun yerine Moskova'dan bağımsız bir yol izleyen başka bir partiyi iktidara getirmesinin hemen ardından 1956 yılında Kızıl Ordu tarafından işgal edildi.
Çekoslovakya da benzer şekilde Prag Baharı olarak da bilinen liberalizasyon sürecinin ardından 1968 yılında işgal edildi. Sonraları, bu müdahaleler Sovyet resmî yaşantısında Brejnev Doktrini olarak anıldı.
Sonu
1980'lerde Sovyetler Birliği Doğu Bloku'ndaki ülkeler üzerindeki baskısını azaltarak, bu ülkelerin iç işlerindeki kararlarını belirlemesine izin verdi. Brejnev Doktrini'nin yürürlükten Sinatra Doktrini lehine kalkması Avrupa üzerinde dramatik bir etki yarattı. Doğu Bloku 1989 yılında Sovyet rejiminin Doğu Avrupa'da çökmesi ile birlikte sona ermiş oldu.
^President of Lithuania: Prisoner of the Gulag a Biography of Aleksandras Stulginskis by Afonsas Eidintas Genocide and Research Center of Lithuania 9986-757-41-X / 9789986757412 / 9986-757-41-X pg 23 "As early as August 1920 Lenin wrote to Ephraim Sklyansky, President of the Revolutionary War Soviet: "We are surrounded by the greens (we pack it to them), we will move only about 10–20 versty and we will choke by hand the bourgeoisie, the clergy and the landowners. There will be an award of 100,000 rubles for each one hanged." He was speaking about the future actions in the countries neighboring Russia.
^Christ Is Calling You : A Course in Catacomb Pastorship by Father George Calciu Published by Saint Hermans Press April 1997 978-1-887904-52-0