Millî Şûra'nın ilk toplantısı 28 Mayıs 1918'de yapıldı ve Azerbaycan'ın bağımsız bir devlet ilan edilmesi için tarihi bir karar alındı. Böylece, 100 yılı aşkın bir aradan sonra, Doğu ve Güney Kafkasya'da Azerbaycan'ın millî devleti yeniden tesis edildi. Aynı toplantıda, yeni bir demokratik devletin kurulması gerçeğini yasal olarak belirleyen "Azerbaycan'ın Bağımsızlığı Yasası" kabul edildi.[8][9]
Devlet gücü üç koldan oluşuyordu: Azerbaycan parlamentosu, hükûmet ve yargı. Devlet, kanunlar ve parlamento tarafından kabul edilen kararlarla yönetiliyordu. Çok az sayıda halk da dâhil olmak üzere Azerbaycan topraklarında yaşayan tüm halklar, milletvekilleri tarafından parlamentoda temsil edildi. Yürütme gücü hükûmete aitti. Hükûmet parlamentoya karşı sorumluydu. Azerbaycan Halk Cephesi hükûmeti 28 Mayıs - 16 Haziran 1918 tarihleri arasında Tiflis'te (Gürcistan), 16 Haziran - 17 Eylül tarihleri arasında Gence'de ve 17 Eylül - 28 Nisan 1920 tarihleri arasında Bakü'de faaliyet gösterdi. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, Paris Barış Konferansı kararıyla bağımsız bir devlet olarak tanındı. Dünyanın birçok ülkesiyle büyükelçilik ve misyon düzeyinde diplomatik ilişkiler kurdu, ikili ve çok taraflı anlaşmalar yaptı. Halk Cephesi de bağımsız bir yargının kurulması için önemli adımlar attı.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, uluslararası hukuk normlarını büyük ölçüde ihlal eden RSFSR'nin askerî müdahalesi sonucunda 28 Nisan 1920'de ortadan kaldırıldı. Kuzey Azerbaycan Bolşevik birlikleri tarafından işgal edildi ve tekrar Rusya'ya boyun eğdirildi. 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılması sonucunda Azerbaycan halkı Kuzey Azerbaycan'da devlet bağımsızlığına kavuşmuştur. Azerbaycan Cumhuriyeti, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin halefi ve varisidir.
Osmanlı Devleti, 18 Aralık 1917 yılında Erzincan Mütarekesi ile Maveray-i Kafkas Konfederasyonu'nu tanıdı,[10] fakat Gürcü ve Ermeni temsilcileriyle sınır ihtilaflarını çözemedi. Osmanlı Ordusu taarruza başladıktan sonra Maveray-i Kafkas Konfederasyonunda nasıl bir politika takip edilmesi gerektiği hususunda fikir ayrılığı oluştu. Gürcü ve Ermeni temsilciler silahlı mücadele kararı verirken Azerbaycan temsilcileri Türkiye ile dostane politika takibinden yana idi. 3 Mart 1918'de imzalanmış olan Brest-Litovsk Antlaşması ile o dönemde Maverayı Kafkasya içerisinde yer alan Kars, Ardahan ve Batum Osmanlı devletine verilmişti ve Gürcü tarafı buna yoğun tepki göstermiş, fakat Türk askerî harekâtı üzerine 28 Mart 1918'de antlaşmayı tanımak zorunda kalmıştı.
Kafkasya Müslümanlarının bağımsızlık taleplerinin giderek artması üzerine, Stepan Şaumyan 31 Mart 1918'de Bakü'de 14 bin Müslüman'ın katliamı ile neticelenen büyük bir tedhiş eylemi gerçekleştirdi.[11] Baküdeki Mart Olayları'ndan sonra 3 Nisan tarihinde Seymin Müslüman grubu istifa etti. 9 Nisan tarihinde ise Seym hükûmeti istifa etti.
Osmanlı Devleti ile ihtilafları çözmek için önce Trabzon Konferansı yapıldı, arkasından da 11 Mayıs 1918'de Batum Konferansı'na başlandı.[12]Almanya'nın Gürcistan'ı himayesine alması üzerine 26 Mayıs 1918'de Gürcistan Kafkasya birliğinden çıkmaya karar verdi ve 26 Mayıs'ta Seym son kez toplanarak kendini feshetti.
4 Haziran'da Osmanlı İmparatorluğu ile Azerbaycan Millî Şurası arasında Batum Antlaşması imzalandı. 12 Haziran tarihinde Bakü Sovyeti ordusu Bakü'den Gence'ye harekete başladı ve bu nedenle Azerbaycan hükûmeti Osmanlı Devleti'nden yardım isteğinde bulundu. 16 Haziran'da hükûmet Tiflis'ten Gence'ye taşındı, 17 Haziran'da Fetali Han Hoyski başkanlığında ikinci hükûmet kuruldu, 19 Haziran'da Azerbaycan'da savaş durumu ilan edildi.
Hükûmetin 27 Haziran 1918 tarihli kararı ile Azerice Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin devlet dili oldu.
9 Kasım 1918'de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Hükûmeti tarafından üç renk üzerine ay ve sekiz köşeli yıldızdan oluşan Azerbaycan bayrağı kabul edildi. Bu renkler üstte Türkçülüğü temsil eden mavi, ortada çağdaşlaşmayı temsil eden kırmızı ve altta İslamcılığı temsil eden yeşilden oluşmaktadır.[19]
Kasım 1918'de Aras Cumhuriyeti kuruldu. Başkenti Nahçıvan şehri olan bu cumhuriyetin arazisi 16.000 kilometrekare, nüfusu ise 1 milyona yakındı. Sınırları Nahçıvan, Şerur-Daralagez, Ordubad kazalarını ayrıca Uluhanlı, Vedibasar, Kemerli, Meğri vb. arazileri birleştirirdi.[20]
7 Aralık'ta Azerbaycan Parlamentosu açıldı, Alimerdan Topçubaşov Azerbaycan Parlamentosunun ilk başkanı seçildi. 26 Aralık'ta Fetali Han Hoyski başkanlığında üçüncü kabine kuruldu. Cumhuriyetin Meclisi nispi temsil sistemi ile evrensel oylama sonuçlarına dayanarak seçilmiştir. Meclis devlet yönetiminin en yüksek organı olmuş, Bakanlar Kurulu ise Meclise sorumlu olmuştur.
14 Nisan 1919'da Nasib Bey Yusufbeyli'nin ilk ve Aralık 1919'da ise ikinci kabinesi kuruldu. Bu beşinci kabine Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin son hükûmeti oldu.[21]
12 Ocak 1920 tarihinde Rusya dışında dünyanın 23 devleti Azerbaycan Cumhuriyeti'nin varlığını resmen tanıdı.
1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmeti Birinci Dünya Savaşında galip gelen devletlerle tekrar savaşa girmiş bulunuyordu. Aynı düşmanlarla savaşmakta olan Sovyet Rusya Türkiye için bir müttefik olarak görülüyordu. Sovyet Rusya da bunu kullanarak, Türkiye'ye yardım etmek istediklerini, ancak Müsavat hükûmetinin buna engel olduğunu öne sürüyordu.[22]
Moskova, Türk subaylar aracılığıyla, Ermenistan'la savaşmakta olan Azerbaycan'da var olan hükûmeti yıkarak, Komünist Partisi hükûmetinin oluşmasını sağladı. Türkiye'ye yardım gerektiği bahanesini öne sürerek, bu yeni hükûmetin daveti üzerine Kızıl Ordu 26 Nisan'da sınırı geçerek Azerbaycan'a girdi[23] ve ardından 28 Nisan 1920'de Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu.
Galeri
Ülkeye ait bir posta pulu
Azerbaycan Halk Cumhuriyeti delegasyonu tarafından 1919 Paris Barış Konferansı'na sunulan harita[24]