Üsküdar (Osmanlıca: اسكدار), İstanbul'un Anadolu Yakası'nda yer alan ilçedir. Kocaeli Yarımadası'nın batı kesiminde yer alan Üsküdar, kuzeyden Beykoz, kuzeydoğudan Ümraniye, doğudan Ataşehir, güneyden Kadıköy ilçeleri ve batıdan İstanbul Boğazıyla çevrilidir. İlçe 33 tane mahalleden oluşmaktadır. 2015 yılında gerçekleştirilen İstanbul'da Yaşam Kalitesi Araştırması'nda tüm ilçeler arasında 7. sırada yer almıştır.[1]
33 mahalleden oluşan Üsküdar'ın nüfusu, 2023 TÜİK verilerine göre 517.348 kişi olarak tespit edilmiştir.[2] 1926 yılına kadar il statüsünde olan Üsküdar aynı yıl yapılan yasal düzenlemeyle ilçe statüsüne getirilip İstanbul'a bağlanmıştır. 1930'da Kadıköy ve Beykoz'un, 1987'de Ümraniye'nin Üsküdar'dan ayrılarak ilçe olmaları, 2008'de de Örnek, Esatpaşa ve Fetih mahallelerinin Ataşehir'e bağlanmasıyla bugünkü sınırlarına ulaşmıştır.
Etimoloji
Yerleşimin Antik Çağ'daki ilk adı Khyrsopolis olup Yunanca 'Altın şehir' anlamına gelmekteydi.[3]
Üsküdar adının, Roma döneminin Roma ordusunun zırhlı süvari birliklerden olan Scutarii ve buradaki Skutarion (Yunanca: Σκουτάριον) Kışlası'ndan geldiği düşüncesi yaygındır. Özhan Öztürk Latince “zırhlı süvari” anlamına gelen Scutarii kelimesi ile Antik Çağ’da bozkırların atlı savaşçıları olarak anılan İskitlerin kendilerine verdikleri “okçular” anlamındaki skudat ismi arasındaki benzerliğe dikkat çekmiştir.[3]Bizanslılarca Hrisopolis (Altınşehir) olarak adlandırılan Üsküdar, 12. yüzyıldan itibaren Skutarion olarak tanınmaya başlamıştır. IV. Haçlı Seferi ile İstanbul'a gelen Geoffroy de Villehardouin, Histoire de la conquête de Constantinople (İstanbul'un Zaptının Tarihi) adlı kitabında bu semt için “Escutaire” sözcüğünü kullanmış ve bu sözcük Fransızca kaynaklarda sık sık tekrarlanmıştır. Skutarion ismi zamanla Üsküdar'a dönüşmüştür.
İlçeye adını, güneybatı kesimdeki eski iskele yerleşmesi verir. Günümüzde hemen hemen Selman Ağa, İnkılap, Gülfem Hatun ve Rumi Mehmet Paşa mahallelerini içine alan bu tarihsel yerleşmeye Üsküdar denir. Bazı kaynaklara göre, Moda Burnu'nda oturan Halkedonlular teknelerini MÖ 7. yüzyılda Üsküdar kıyısında bulunan tersanelerde inşa ediyorlardı. Adının, Yunanca Skutarion (Skytarion) ya da Latince Skutari'nin (Scutari) zamanla değişime uğramasıyla bugünkü halini aldığı sanılır. Semt MÖ 5. yüzyılda kıyıdaki yerleşim bölgesini surla çeviren Atinalılar döneminden ve hatta daha da önceden beri önemli bir ulaşım ve konaklama merkeziydi. Boğaz'ın iki yakası arasındaki ulaşımda tarih boyunca büyük önem taşıdı. Bizantion ve Konstantinopolis'i ele geçirmek amacıyla değişik dönemlerde doğudan gelen farklı güçlerin düzenledikleri saldırılar sırasında hep askeri üs olarak kullanıldı. Ulaşım, konaklama, askeri üs olarak yararlanılmasının yanı sıra, ticari açıdan da büyük önem taşıyan Üsküdar, Konstantinopolis'in fethinden çok önce 1352 yılında Türklerin eline geçti. Orhan Gazi döneminden beri Osmanlıların denetiminde olan Üsküdar'a Türklerin geniş ölçüde yerleşmesi II. Mehmed (Fatih) dönemine rastlar.
İstanbul'un fethinden sonra, kent ile çevresinde yönetim ve yargı düzeninin kurulması sırasında iki büyük birim belirlendi. Suriçindeki kentsel alanı İstanbul Kadılığı temsil ediyordu. Sur dışında banliyö durumundaki Eyüpsultan, Galata ve Üsküdar kadılıklarına ise Bilâd-ı selâse deniyordu. Üsküdar kadısı, öbür kadılarla birlikte padişah ve sadrazama bağlıydı. Anadolukavağı, Gebze, Kartal, Pendik ve Şile'de Üsküdar kadısının birer naibi vardı. Beykoz Kazası da Üsküdar Kadılığı'na bağlıydı ama naibini arpalık olarak bu kazayı yöneten müneccimbaşı belirlerdi. Kandıra ve Şile kazaları da 1581'de Üsküdar Kadılığı'na bağlandı. 1826 yılında İhtisab Nezareti, 1846 yılında da adı daha sonra Zaptiye Nezareti olarak değiştirilen Zaptiye Müşirliği kuruldu. 1867 yılında çıkarılan Vilayetler Nizamnamesi'ne göre İstanbul'da valilik kurulmamış, bu görev Zaptiye Müşirliği tarafından yürütülmüştür. Bu dönemde Dersaadet ve Bilad-ı Selase, Bab-ı Zaptiye'ya bağlı değildi. 1854'te şehremaneti kurulunca İhtisab Nezareti kaldırıldı ve 1877'de Beyoğlu, İzmit, Kaza-ı Erbaa'yla birlikte Üsküdar da mutasarrıflık yapıldı. Bu mutasarrıflıklar Zaptiye Nezareti'ne bağlıydı. Üsküdar Mutasarrıflığı'nın Beykoz, Gebze, Kartal ve Şile kazaları vardı. 1918 yılında İstanbul Vilayeti'ne bağlı Beyoğlu ve Üsküdar mutasarrıflıkları, Cumhuriyet'in İlanı'ndan sonra 1924'te tüm sancaklar vilayet yapılınca ayrı birer vilayet (il) oldular. 26 Haziran 1926 tarih ve 404 sayı ile resmi gazetede yayımlanarak 26 Haziran 1926 tarihinde aynı gün 877 kanun numarası ile kaza (ilçe) oldu.[4]
1877 yılında İstanbul Şehremaneti 20 belediye dairesine ayrıldı. Bunlardan 4'ü bugünkü ilçe sınırları içindeydi. Anadoluhisarı ve çevresine On Dördüncü Daire, Beylerbeyi ve çevresine On Beşinci Daire, Paşalimanı ve çevresine On Altıncı Daire, Üsküdar ve Doğancılar çevresine On Yedinci Daire adı verilmişti. 1913'te daireler kaldırıldı ve 9 şube kuruldu. Üsküdar uzun süre 1930'da adı değiştirilen İstanbul Belediyesi'nin şube müdürlüklerinden biriydi. Henri Prost'un İstanbul'da planlama çalışmaları yaptığı 1940'lı yıllarda Üsküdar, Ankara-İstanbul bağlantısının başlangıç noktası olarak değerlendirilmiş[5], Bağdat Yolu, Anadolu Ciheti Nazım Plan etüdüne Üsküdar başlangıcı ile işlenmiş[6], 1950'lerde ise Haydarpaşa-Pendik Devlet Yolu açılmıştır.[7] Eskiden doğuda Kartal'a komşu olacak kadar geniş bir alanı kaplayan Üsküdar'ın görünümü, tüm ilde olduğu gibi 1950'lerden itibaren hızla değişmeye başladı. Ülkenin çeşitli yörelerinden İstanbul'a yönelen göçten Üsküdar da payına düşeni aldı. 1960'larda Çamlıca, Bulgurlu ve daha doğudaki alanlarda hızlı bir gecekondulaşma yaşandı. Bu yıllarda sanayi bölgesi olarak belirlenen Ümraniye ve çevresinde gecekondular ve gecekondu mahalleleri oluştu. Buradaki hızlı nüfus artışı 1963 yılında Ümraniye'de belediye kurulmasını zorunlu kıldı. Boğaziçi Köprüsü'nün açılması Kadıköy'de olduğu gibi Üsküdar'da da yerleşimi özendirdi. Otomobil edinmenin yaygınlaşmasının getirdiği ulaşım kolaylığı ilçenin İstanbul Boğazı'na bakan semtlerinde de nüfus artışına neden oldu. İlçenin 1970-1980 arasındaki yıllık ortalama nüfus artışı yüzde 10'u aştı. Bunun nedenlerinden biri de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü çevre yollarının geçtiği kırsal kesimde hızlı bir yapılaşma yaşanmasıydı. Bu gelişmeler Ümraniye'nin 1987 yılında ilçe yapılmasıyla sonuçlandı. Bu yüzden, 1985'te 490.185 olan Üsküdar'ın nüfusu 1990 yılında 395.623'e geriledi.
6 Mart 2008 tarih ve 5747 kanun numarası ile TBMM'de kabul edilerek[8] 22 Mart 2008 tarih ve 26824 sayı ile resmi gazetede yayımlanarak yapılan idari düzenlemeyle, ilçenin güneydoğusundaki 3 mahalle (Örnek,
Esatpaşa ve
Fetih) Üsküdar'dan ayrılarak yeni kurulan Ataşehir'e katıldı.[9]
Önemli yapılar
İstanbul'daki en önemli Türk yerleşmelerinden biri olan Üsküdar, Osmanlı dönemi boyunca büyük bir imar faaliyetine sahne oldu. O dönemin Üsküdar kasabası ve çevresi birçok külliye, cami, hamam ve çeşme gibi yapılarla, ilçenin Boğaziçi sahilleri ise saraylar, sahil sarayları, yalılar ve köşklerle süslendi. Kız Kulesi en önemli yapılardan biridir.
Bir açık hava müzesine benzeyen ve Karacaahmet Sultan dergahını da içinde bulunduğu Karacaahmet Mezarlığı, İstanbul'un Anadolu yakasındaki en büyük Müslüman mezarlığı olma özelliğini yüzyıllardır korumaktadır. Diğer bir mezarlık Bülbüldere Mezarlığı'dır.
Üsküdar, İstanbul ilinin en yeşil ilçelerinden biridir. Koruma altında olduğu sanılan bu yeşil alanlar kuzeyden güneye doğru sırasıyla Cemil Filmer, Kandilli Kız Lisesi, Vaniköy Rasathane, Vaniköy, Vahideddin, Cemil Molla, Münir Bey, Fethi Paşa, Demirağ, Hüseyin Avni Paşa, Abdülmecid Efendi, Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi, Büyükçamlıca, Küçükçamlıca ve Adile Sultan Validebağı korularıdır.
Üsküdar'daki koruların halka açık bir bölümü aynı zamanda mesire yeri özelliği taşır. Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca tepelerinde yapılan düzenlemelerden sonra bu alanlar da gezi ve dinlenme açısından halkın ilgisini çekmektedir. İstanbul Boğazı kıyısındaki semtlerde birçok balık lokantası vardır. Bunlar ve Nakkaştepe gibi yerlerdeki manzara açısından zengin öbür tesisler özellikle tatil günlerinde büyük ilgi görmektedir.
İlçe toprakları İstanbul Boğazı kıyılarının güneydoğusunda kabaca kuzey-güney doğrultusunda uzanır. Bu toprakların genel eğimi doğu kesimde, Kocaeli Yarımadası'nın iç bölümlerine, güney kesimde Marmara Denizi kıyısına, batı kesimde ise İstanbul Boğazı kıyısına doğrudur. Orta kesimde kabaca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan bir sırt yer alır. Bu sırt güney kesimdeki Büyük Çamlıca Tepesi'nde 268 m yüksekliğe erişir. Büyük Çamlıca Tepesi, Üsküdar'ın en yüksek noktasıdır. Öbür önemli yükselti 227 m'lik Küçük Çamlıca Tepesi'dir.
Üsküdar'da başlıca akarsu, Küçüksu Deresi'nin başlangıç kollarıdır. Beylerbeyi'nden denize dökülen İstavroz Deresi Kısıklı eteklerinden çıkarak akar ancak son yıllarda bu derenin üstü birçok yerde kapatılmıştır. İstanbul ilinde koruların azımsanmayacak kadar yer kapladığı ilçelerden biri de Üsküdar'dır. İstanbul Boğazına olan sahil uzunluğu 12 km'dir.
Üsküdar'da egemen ekonomik etkinlik ticarettir. Küçük çaptaki ziraat alanları dahi yerleşim alanına dönüştüğü için tarımsal faaliyet yok denecek kadar azdır. Su ürünleri alanında da bir adet su ürünleri kooperatifi vardır. Tarımsal faaliyetler gibi sanayi tesisleri de yoktur. Sayısı fazla olmayan küçük imalathaneler nüfusa göre kayda değer sayılmaz. Ancak Türkiye'nin önde gelen çok sayıda sınai ve ticari teşebbüsün yönetim merkezi ilçe sınırları içindedir.[35] İlçede daha ziyade küçük esnaf ve sanatkâr ile emekli nüfus bulunmaktadır, faal nüfusun bir bölümü ilçe dışında çalışmaktadır. Haydarpaşa Limanı Üsküdar ile Kadıköy ilçe sınırının ortasındadır.
Altunizade semti birçok plaza ve iş merkezine ev sahipliği yapmaktadır.
Uncular Caddesi de Üsküdar'ın önemli ticaret merkezlerinden biridir. Bu cadde daha önceden elektrikçi ve nalbur gibi dükkanları barındıran ticaret caddesi olarak bilinirdi. 2022 yılı itibari ile adı Gastronomi Sokağı olarak değiştirilmiş ve yiyecek-içecek mekanları olduğu bir cadde olarak trafiğe kapatılmıştır.[36]
İlçenin ulaşım açısından taşıdığı önem günümüzde de sürmektedir. Eskiden Üsküdar ile Kabataş ve Sirkeci arasında yapılan araba vapuru seferlerine, Boğaziçi Köprüsü'nün açılmasından bir süre sonra son verilmiştir. Araba vapuru seferleri günümüzde Harem İskelesi ile Sirkeci arasında yapılmaktadır. Bu iskele çevresinde bulunan Anadolu Yakası Otobüs Terminali olan Harem Otogarı, Anadolu'daki çeşitli merkezlerle İstanbul arasında yapılan karayolu ulaşımında eskisi kadar olmasa da hala önemli bir yer tutmaktadır.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu yakasındaki ayağı ilçe sınırları içindedir. Eskiden E-5 olarak tanınan D-100 KarayoluHarem'e kadar uzanır. Bu karayolundan Uzunçayır mevkiindeki köprülü kavşakla ayrılan çevre yolu 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne ulaşır. Bu çevre yolundan Küçük Çamlıca eteklerinden ayrılan bir başka yol Fatih Sultan Mehmet Köprüsü çevre yoluyla bağlantı sağlar.
İlçe, karayollarının önem kazanmasından bu yana suyolu ulaşımından yeterince yararlanamamaktadır. İstanbul Boğazı kıyısındaki bazı iskelelerle (Üsküdar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy, Kandilli) karşı kıyıdaki belli iskeleler arasında (Üsküdar-Eminönü) şehir hatları vapurlarıyla tarifeli seferler yapılmaktadır. Üsküdar İskelesi'yle Eyüpsultan, Beşiktaş, Kabataş ve Sirkeci arasında yapılan “motor” seferleri de halkın ulaşım gereksinmesini karşılaması açısından önem taşır.
2013 yılında tamamlanan Marmaray Projesiyle İstanbul'un önemli ulaşım ve ticaret merkezi Üsküdar oldu. Marmaray Projesi tamamlandığı zaman Üsküdar'da yeni bir yeraltı istasyonu hizmete açıldı.
İlçede son olarak faaliyete geçen Avrasya Tüneli ile, Koşuyolu ve Kumkapı arası özel araç ile seyahat süresi ortalama olarak 100 dakikadan 5 dakikaya inmiştir. Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişte en pahalı karayolu ulaşım şeklidir.[37]
2017 yılında tamamlanan M5 (Üsküdar - Yamanevler) Metro Hattı'yla İstanbul'un önemli ulaşım ve ticaret merkezi Üsküdar oldu. Metro İstanbul tamamlandığı zaman Üsküdar'da yeni bir yeraltı istasyonu hizmete açıldı.
Adile Sultan Kasrı (Hababam Sınıfı'nın çekildiği bina) Üsküdar sınırları içindedir, Öğretmen evi ve Misafir Evi Olarak Kullanılır.
İlçe sınırları içinde 36 okul öncesi öğretim kurumu, 65'i resmi 22'si özel 87 ilköğretim okulu, 21'i özel, 29'u resmi toplam 50 ortaöğretim kurumu bulunmaktadır.[61]
İlçede haftalık olarak yayımlanan; Üsküdar Gazetesi ile günlük olarak yayınlanan Tünaydın Gazetesi, bayilerde de satılmakta ve ilçe sorunlarına eğilmektedirler.
İlçenin en büyük mazisine sahip takımı Üsküdar Anadolu SK 2019-20 sezonunda İstanbul 1 Amatör Ligi'nde mücadele etmektedir.
Adını ilçeden alan ve eski adı Üsküdarspor olan Anadolu Üsküdar, Üsküdar'daki tesis sıkıntılarından ötürü 2017-2018 sezonu öncesinde Bölgesel Amatör Lig'den küme düşen Bağcılarspor ile birleşti. Kulübün merkezi Bağcılar'a taşınarak, adı Anadolu Bağcılar SK olarak değişti.[63] Takım Üsküdar'da oynadığı dönemlerde maçlarını Beylerbeyi 75.Yıl Stadyumu'nda oynuyordu.
Bir diğer Üsküdar takımı Beylerbeyi iç saha maçlarını Beylerbeyi 75. Yıl Stadyumu'nda oynar. Üsküdar Belediyesi Spor Kulübü'nün özellikle Bayan Hentbol Takımı hayli başarılıdır. Kulüp ayrıca atletizm, hentbol, judo, karate ve tekvando branşlarında faaliyet gösterir. Bu kulüpler dışında ilçede profesyonel ve amatör olarak çeşitli branşlarda faaliyet gösteren 60'a yakın kulüp vardır.[64] Özellikle Bağlarbaşı Spor Kulübü ve İcadiye Spor kulüpleri Üsküdar takımlarına önemli Futbolcular yetiştirmektedir.
^Pierre Pinon & F. Cana Birsel. İMPARATORLUK BAŞKENTİNDEN CUMHURİYET'İN MODERN KENTİNE: Henri Prost'un İstanbul Planlaması (1936 - 1951), İstanbul Araştırmaları Merkezi, 2010.
^Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü (1948). "1945 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). sehirhafizasi.sakarya.edu.tr. 18 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi(PDF). Erişim tarihi: 18 Şubat 2020.
"Merkezi Dağıtım Sistemi"(html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
"Üsküdar Nüfusu - İstanbul". nufusu.com. Erişim tarihi: 5 Şubat 2021.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)