İskitler baskın güç olarak Kimmerler'in yerini Pontik Bozkırları'nda MÖ 8. yüzyılda almış,[9] bu devirde İskitler ve alakalı gruplar Avrasya Bozkırları'nı batıda Karpatlar'dan, doğuda Ordos Yaylası'na olacak şekilde tamamen kontrolleri altına almıştır.[10][11] Bu, halkın ilk Orta Asya bozkır imparatorluğu olarak adlandırılmasına neden olmuştur.[9][12]Ukrayna ve Güney Rusya bölgesinde yaşamış İskitler kendilerini Scoloti olarak adlandırmış, bu bölgede Kraliyet İskitleri[13] olarak adlandırılan göçebe savaşçı bir aristokrasi tarafından yönetilmişlerdir.
İskitler savaşlarda süvari birlikleri kullanımında uzmanlaşan ilk halklardan biridir.[14] At, koyun ve sığır sürüleri yetiştirmiş, çadırlarda yaşamış ve at üzerinde ok ve yay ile savaşmış olan İskitler aynı zamanda kendilerine has metal işlemeciliği, anıt mezarlar ve sanat tarzları ile karakterize edilen zengin bir kültür geliştirmişlerdir.[15] Yerleşik metal işçileri İskitler için taşınabilir süs eşyaları üretmiş, günümüze de gelmiş bu eşyalar bilinen İskit sanatının temelini oluşturmuştur.[16] İskitler ayrıca Yunanistan, Antik İran, Hindistan ve Çin arasında bir ticaret ağı oluşturmuş İpek Yolu'nda önemli bir görev üstlenmiş, çağdaşları medeniyetlerin bu ticaret ile gelişmelerinde rol oynamıştır.[17]
İskit ismi İskitya bölgesine isim kaynağı olmuştur. İskitler ve kültürleri akademik olarak inceleme ve araştırma yapmayı amaçlayan öğreti İskitoloji olarak adlandırılır.
Etimoloji
Macar dilbilimci Oswald Szemerényi, İskitler için tarihte kullanılmış çeşitli kelimeleri araştırmış ve temel olarak bunları Skuthes Σκύθης, Skudra, Sug(u)da ve Saka gruplarına ayırmıştır.[20]
İlk üç isim "fırlatmak, ateş etmek" anlamına gelen *(s)kewd-Hint-Avrupa kökünden gelmektedir. Bu kökten İngilizceshoot, Dancaskyte ve Farsça چست (čost) da türemiştir. *skud-, aynı kökün sıfır dereceli şeklidir. Szemerényi İskitlerin kendilerine verdikleri ismin *skuda ("okçu") olduğunu belirtir. Bu kelime Antik YunancaSkuthēs (Σκύθης), Asur Akadcasında Aškuz'u verir. İskitçe'in son dönemlerinde /d/ sesi /l/ sesine dönüşmüştür. Bunun sonucunda Herodot'a göre Asil İskitler tarafından kendilerini belirtmek için kullanılmış Skolotoi kelimesi, Geç İskitçede yer alan *skula sözcüğünden gelmiştir. Diğer ses değişiklikleri daha sonra Soğdia isminin kaynağı olmuştur.[20]
Eski FarsçaSakā, Yunanca Σάκαι, LatinceSacae, Sanskritçe शक (Śaka) kelimelerinin kökeni İrani kökenli bir sözcük olan ve "gitmek, dolaşmak" ile "göçebe" anlamlarına gelen sak- kökünden gelir.[kaynak belirtilmeli]
Tarihçe
Köken
Edebi kanıtlar
İskitler hakkında birçok kaynakta bilgi vardır. Yunan, Asur, Pers ve Hint kaynaklarında İskitlerden bahsedilmiştir. İskitler ilk olarak tarihi kayıtlarda MÖ 8. yy'da yer aldı.[21]Herodot, İskitler'in kökenine dair üç çelişkili yorum bulunmuştur, ancak en çok bu yorumunun doğru olduğuna inanılır:[22]
İskitlerin kökeniyle ilgili diğerlerine kıyasla inanmaya daha meyilli olduğum bir hikâye daha var. Göçebe İskitler bir zamanlar Asya'da yaşardı ve orada Massagetler ile savaşa girdiler. Savaşta başarısız olduklarından dolayı evlerini terk ettiler ve Aras'ı geçip, Kimerya ülkesine girdiler.
Heredot'un İskitlerin baskın faaliyetleri ile ilgili yazdıkları güvenilir olarak kabul edildiyse de, İskitlerin kökeniyle ilgili yazdıkları yakın zamanda geçerliliğini yitirmiştir.[23] Dahası, İskitler, Kimmerler gibi, Karadeniz'den Güney Sibirya ve Orta Asya'ya kadar yayılmış çeşitli grupları ifade etmek için kullanılmıştır.[24]Yeni Ahit'in, Koloseliler 3:11 adlı kitabında, İskitlerden bir kez bahsedilmiştir.[25]
Arkeolojik kanıtlar
İskitlerle ilgili tarihsel, arkeolojik ve antropolojik kanıtların modern yorumu iki geniş hipotez önermiştir.[26] Bunlardan birincisi, eskiden Sovyet araştırmacılar ve daha sonra Rus araştırmacılar tarafından daha çok desteklenen bir hipotezdir. Kabaca Herodot'un 3. yorumunu destekleyen hipoteze göre, İskitler İç Asya’dan (Türkistan ve Sibirya bölgesi) gelen Doğu İranlı bir gruptur.[26][27][28][29][30][31][32][33][34][35][36][37][38][39]
Ghirshman ve diğerlerinin desteklediği ikinci hipoteze göre ise, İskit kültürü, Karadeniz sahilindeki arkeolojik "Ahşap mezar" kültürüne (Srubna) ait yerel gruplardan ortaya çıkmıştır.[26] Bu hipotez de Kimmerlerle ilişkilidir. Dolukhanov'a göre, bu hipotez İskit kafataslarının Ahşap mezar kültüründen önceki bulgulara benzer olduğunu gösteren antropolojik kanıtlarla desteklenmektedir. Orta Asya'daki Sacae'de bulunan kalıntılar buna bir örnektir.[40] Yine de, Mallory’ye göre, arkeolojik kanıtlar zayıftır ve Andronovo kültürü Hint-İran kültürü olarak tanımlanabilir.[26]
İskitler, geriye kalan görüşlere göre, hem eski hem de modern bilim insanları tarafından, ortak yaşam tarzı (göçebe), ortak kültürel uygulamalar ve ortak dil gibi yalnızca belirli benzerlikleri olan, onun dışında birbirleriyle alakasız halkları tanımlamak için kullanılırdı. MÖ 1. binyılda, farklı ve geniş çaplı topluluklar arasında benzeri görülmemiş kültürel ve ekonomik bağlantılar vardı. Hareketli ve birbirine çok benzeyen yaşam tarzları, Tuna'dan Mançurya'ya kadar uzanan geniş Avrasya bozkırındaki farklı etnik grupların birbiriyle temasını kolaylaştırıp birçok kültürel benzerliğe yol açmıştır. Yunan ve Farslı antik gözlemcilere göre, bu toplulukların hepsi "İskitler" adı altında toplanmıştır.
Yayılma
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz.
Çoğunlukla atlı göçebe çoban hayatı sürmüş İskitler, siyasi açıdan mera alanlarını denetleyen ve istilacı komşu devlet ve halklara karşı ortak bir savunma örgütleyen konfedere kabilelerde yaşamıştır. Hayvancılığın getirdiği üretkenlik, yerleşik tarım toplumlarının verimliliğinden daha fazla olsa da çobanlık bazlı ekonominin aynı zamanda ek tarımsal ürünlere ihtiyaç duyması, İskitlerin ve ilişkili kabile konfederasyonlarının yerleşik hayatı benimsemiş halklarla hayvansal ürünler ve askeri koruma karşılığında ittifaklar geliştirmesine neden olmuştur.
Herodot, İskitlerin üç ana kabilesi bulunduğunu ve bunların Targitaus'un üç oğlu olan Lipoxais, Arpoxais ve Colaxais'den geldiğini belirtir.[43] Herodot, Auchatae kabilesinin Lipoxais'ten, Catiari ile Traspian kabilesinin Arpoxais'ten, Paralata kabilesinin (Kraliyet İskitleri) ise en küçük erkek kardeş olan Colaxais'den geldiğini yazar.[44] Herodot'a göre Kraliyet İskitleri en büyük ve en güçlü İskit kabilesiydi ve diğer kabilelere küçümseyici bir şekilde tepeden bakmaktaydı.[45]
Her ne kadar akademisyenler bu üç kabileyi geleneksel olarak coğrafi açıdan farklı bölgelere yayılmış gruplar olarak sınıflandırmış olsa da, Georges Dumézil bu kabileleri toplumsal mesleklerin sembolleri olarak yorumlamıştır. Dumezil'in de desteklediği trifonksiyonel hipoteze göre Erken Hint-Avrupa toplumlarındapulluk ve boyunduruk ile simgelenmiş çiftçi ve çoban sınıfı, balta ile sembolize edilen savaşçı sınıfı ve kase ile simgelenen ruhban sınıfı bulunmuştur. Danimarkalı filolog ve folkloristArthur Christensen İskit toplumunun üç katmanını Hint kast sistemi ile karşılaştıran ilk akademisyen olmuştur.[46]
Toplum yapısı
Hem kurganlardan çıkan arkeolojik kalıntılar, hem de Herodot'un tarih kitabı ile benzeri kaynaklar İskitlerin bir kısmının atlı göçebe, bir kısmının ise çiftçi bir hayat yaşadığını göstermektedir.[47] Göçebe İskitler at, sığır ve koyun yetiştirmiştir. Herodot, bu halkın at sütü içtiğini de yazmıştır. İskitler yaşadıkları dönem boyunca domuz yetiştirmemiş ve domuz yememişlerdir.[48][49] Domuz yetiştirmemek diğer göçebe halklarda da sık görülen bir özelliktir.[50] Göçebe yaşayan İskitler yurt benzeri çadırlarda kalmışlardır. At tarafından çekilen hareketli ve tekerlekli çadırlar da vardır. Göç zamanı kadın ve çocuklar bu hareketli çadırın içinde kalır, erkekler atı sürerlerdi.
Çiftçilik yapmış İskitler ise buğday ve arpa gibi tarım ürünleri yetiştirmişlerdir. Grek (Yunan) site devletleri ile yapılan ticaretten dolayı çiftçi İskitlerin ürettikleri buğdayın yarısını bu ticaret için ürettikleri anlaşılmaktadır. Fakat çiftçilik yapmış İskitler tamamen yerleşik değil, yarı göçebelerdi ve hasat zamanı bir araya gelip toplanırlardı.
İskitlerin kuruluş evresinde kölecilik veya kölelik yoktur. Ancak ilerleyen zamanlarda tarımda çalıştırmak ve özellikle Yunanlara satmak için köle bulundurdukları veya topladıkları bilinmektedir.
Toplumsal cinsiyet
İskit kültüründe, toplumsal cinsiyet fikri ve anlayışı değişkenlikler gösterirdi. İngiliz, arkeolog Barry Cunliffe konu hakkında şöyle der; "(fikri) cinsiyet sınırlarının, İskitler arasında değişken olduğu, açık bir şekilde çeşitli klasik gözlemciler özellikle Herodot ve Hipokrat tarafından belirtilmiştir.[51]
Kadınlar
Hipokrat; (İskit kültürünün bir parçası olarak kabul edilen bir halk) olan, Sarmat kadınlarının, at bindiklerini ve at üzerinde ok ve mızrak kullandıklarını ve üç düşman öldürene dek bakireliklerini koruduklarını söyler. Ayrıca Hipokrat; genç kızların, sağ göğüslerinin gelişimini durdurmak için dağladıklarını belirtir. Bu durum at üstünde, ok atmada kolaylık sağlar.) Herodot, bu kadınlara, Amazonlar (Yunanca "göğüssüz) adını verir, Herodot'a göre, kadınların avcılıkta ve savaşta önemli bir rolleri vardı ve bazen erkekler gibi (Crossdresser) giyindiklerini söyler. Barry Cunliffe göre, bu tarihsel aktarımlar birbirini doğrular ve kısmen arkeolojik kanıtlar ile desteklenir. Eski Sarmatya topraklarındaki, MÖ 5. ve 4. yüzyıllara tarihlenen savaşçı mezarlarının, beşte biri kadındır ve kadın mezarlarının beşte birinde silah gereçleri mevcuttur.[52]
Hipokrat; bir kısım İskit erkeklerinin, hadım olduklarını ve kadın gibi konuşup, kadın işleri yaptıklarını, ayrıca kadın kıyafetleri giydiklerini belirtir. Hipokrat'a göre; İskit erkekleri bu durumlarını, tanrılarının tecellisi olarak kabul ederler, ancak Hipokrat bu yaklaşımı ve açıklamayı reddeder ve cinsiyet değiştirmenin İskit zenginleri ve elitlerinin arasında daha yaygın olduğunu aktarır. Herodot ise; bir kısım İskit erkeklerinin efemine durumlarına istinaden, Aşkelon'daki Venüs tapınağını yağlamayıp, yıktıkları için, tanrıların, onlara kadın hastalığını verdiğini iddia eder.[53]
MÖ ikinci ve üçüncü yüzyıla kadar uzanan, Sibirya'daki erkek İskit mezarlarında, kadın süslemeleri ve mutfak eşyalarını içeren eşyalar bulunmuştur. Bu arkeolojik bulgular, aktarılan olgunun kadim köklerini gösterdiği şeklinde yorumlanmıştır.[54]
Bug Nehri yakınlarındaki bir İskit rahibe mezarının, bir Enare'ye ait olabileceğini gösteren bulgular bulunmuştur. İskelet 40-45 arası yaşlarda bir kadın olarak tanımlanmıştır, mezarda, bronz ayna ve kadın kozmetik ürünleri ile beraber, geleneksel vajina sembolü olarak görülen bir deniz kabuğu bulunmuştur ve mezar ile ilgili son bilgiler ise, Rahibe'nin yüz hatlarının, kesin bir şekilde erkeksi ve ayrıca bir Enare olduğu şeklindedir.[55]
(2001) Charles Chiasson; Hipokrat'ın, ulusal bir karakteristik özellik olarak öne sürdüğü efemineliği "Aristokrat - İskit egemen (Anarieis) sınıfının, gösterişli genç erkek çocuklarını, çapraz giyiciler olarak göstermeye çalıştığına dikkat çekmiştir. Herodot ise çapraz giyinenleri, erkeksi bir savaşçı bir toplulukta, marjinalleşmiş bir grup olarak (Enarei) - Herodot tarafından adlandırıldıkları gibi) tasniflendirmeye çalışır ve dahası İskitler'deki kadınsılığı ve çapraz giyinmeyi, yabancısı oldukları bir tanrının, onlara verdiği bir hastalık olarak tanımlar ve bu durum, onların Androginos'a yabancı olduklarını gösterir. Chiasson'a göre, Herodot'un Enare'yi tasviri, Hipokrat'ın, Aristokrat tasvirinden çok daha isabetli ve de doğru bir yaklaşımdır. Chiasson; Hipokrat'ın İskitler'e olan bakış açısının nedeninin, iklimin, insanların hem fiziksel hem de psikolojik özelliklerini etkilediği, "Çevresel determinizm teorisin''den kaynaklandığıdır. Örneğin; Avrupa'nın iklimsel farklılığının, Avrupalıları, Asyalılardan daha cesur, daha vahşi ve daha da savaşçı yaptığını iddia eder. Hipokrat, İskitlerin yaşadığı, soğuk ve nemli iklimin ve de göçebe yaşam tarzlarının, onları cinsel güçlerinden mahrum ettiğini ve aşırı at binmelerinin, çok fazla pantolon giymeyi gerektirdiğini ve bu durumun da, Hipokrat'a göre İskit erkeklerini, seks yapma gücünden mahrum ettiğidir.[56]
İngiliz bilgin ve arkeolog Ellis Minns; Hipokrat'ın sürekli at binmenin bu olay ve olguya neden olduğu iddiasının, doğru bir yaklaşım olabileceğini söyler. Minns, konuyla ilintili olarak, arkadaşı Dr. L. Bousfield'in" bunun acı verici ve de kötü bir "Orşit - testis enfeksiyonu) olduğunu düşündüğünü ve de ileri sürdüğünü" ayrıca aktarır.[57]
Minns ve Hipokrat'ın bu teorileri, bazı modern akademisyenler tarafından desteklenmiştir. Timothy Taylor, modern tıp bilgisi açısından, hem Minns'in hem de Hipokrat'ın doğru olmasının makul ve de akla yatkın olduğunu ifade eder. Taylor, sarsılmanın testislerde ciddi ve geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabileceğini ve pantolonların, testislerin sıcaklığını yükselttiğini ve bunun da kısırlığa neden olabileceğini söyler.[58] Ancak tarihçi Yulia Ustinova bu iddialar ile çelişir, Ustinova; "bu rasyonel açıklamaların, görünüşte ritüel ortam ile ilişkilendirilen bu fenomenin önemini aşırı derece basitleştirdiğidir, ayrıca Enare'lerin hem görünümü hem de davranışları açıkça travesti'dir."[54]
Ustinova; "Enare'nin farklı bir açıklamasını önerir ve de Şamanik yapının unsurlarından biri olduğunu ifade eder. Kuzey Avrasya ve Orta Asya'nın şaman kültürlerinde cinsiyetlerini değiştiren şamanların, çekingen ve de meslekten olmayan insanlar olduğunu, cinsiyet değişimlerinin ömürlerinin sonlarına doğru başlamış olabileceğini ve ayrıca bu fenomenin köklerinin çok kadim olması gerektiğini söyler."[54]
Rachel Hart; hem Hipokrat'ın hem de Herodot'un, transvestite şaman figürlerinin, kültürler arasındaki çapraz giyim geleneğine benzer, aynı gelenek ve de kolektifi tanımladıkları sonucuna varmıştır.[59]
Ticaret
İskitlerin tarih kaynaklarında ortaya çıkmasından önce Miken Greklerinin Karadeniz'in kuzeyine ticaret yapmak amacıyla seferler yaptıkları bilinmektedir. Homeros'un İlyada ve Odysseia'da bu olaydan bahsedilmektedir. Ne var ki İskit halkının bu bölgelerde yaşamaya başlamasından önce yapılan bu ticaretin son derece az olduğu görülmektedir. İskitlerin en büyük ve en önemli ticari partneri Grek site devletleriydi. İskitlerin Yunanlara sattıkları ürünlerin başında buğday gelmiştir. MÖ 4. ve 3. yüzyıla kadar buğdayın bu birinciliği korunmuş olsa da, Mısır devletinin de o dönemde buğday ticaretine rekabetçi olarak girmesi İskitlerin buğday ticaretinde düşüşe yol açmıştır. İskitlerin ihraç ettiği diğer önemli ürünler ise canlı hayvan, deri, kürk ve kölelerdir. Köleler genelde yapılan savaş ve akınlarla çevredeki Sarmat, Got gibi kabilelerden elde edilmiştir. Ayrıca bazı İskitlerin de kralları tarafından köle olarak satıldığı bilinmektedir.
Yunanların İskitlere sattığı malların başında şarap gelirdi. İskitlerin kuruluş aşamasından beri bu şarap ticaretinin sürdüğü bilinmektedir. İskitler şarabı sevmiş ve benimsemişlerdir. Heredot'un aktardığı bilgilere göre İskitler, içine bir miktar kan akıttıkları şarabı içerek yeminleşmişlerdir.[60] Şarabın dışındaki diğer önemli mallar zeytinyağı, kap kacak ve amforalardır.
İskit dini, İskitlerin mitolojilerini, ritüel uygulamalarını ve inançlarını kapsar. Din hakkında bilinen az şey, 5. yüzyıl Yunan tarihçisi ve etnografı Herodot'un kayıtları ile arkeolojik bulgulara dayanır. Proto-Hint-İran diniyle ilişkilendirilen İskit dini, daha sonra evrilecek Hint-İran dinleri olan Zerdüştçülük ve Hinduizm'den çeşitli farklılıklar gösterir.[54] Herodot’a göre İskitler, yedi tanrı ve tanrıçadan (heptad) oluşan bir panteona ibadet etmiş, sekizinci bir tanrıya ise İskit soyluları tarafından tapınılmıştır.[61]
Tabiti, Herodot tarafından Yunanistan'da tapınılan Hestia ile eşit görülmüştür. Bu ilahı İskitler "tanrıların kraliçesi" olarak benimsemiştir.[62] Tabiti'nin, Hindu Tapati tanrısı ve Avestacatapaiti, Latincetepeo gibi diğer birçok Hint-Avrupa dilinde yer alan "yanmak" fiili ile alakalı olduğu da düşünülür.[63][64] Daha sonra bu inanışın yerini Atar ve Agni almıştır.
İskit dinin önemli unsurları arasında at kurban etme, kahinler tarafından transa girmek için esrar kullanımı ve balbal dikimi gösterilebilir.[54] Zerdüştlük inancında önemli bir rol oynamış, yöneticiliğin kişiye tanrısal bir güç tarafından bahşedildiği inancının İskit toplumunda da geçerli olduğu düşünülür.[54]İskit dini adı verilen inanışları antik İran dinlerinin karakteristiklerini göstermiştir.
Ordu
İskitler atlı okçulardı. Bileşik yay İskitlerin en bilinen silahlarıdır ve bu silahlarının yanında kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Herodot İskitlerin tabar adı verilen savaş baltaları kullandığını yazmıştır. İrani ve büyük ihtimalle İskitçe kökenli bir sözcük olan tabar, günümüzde Farsça ve Slav dillerinde de balta anlamında kullanılmaktadır.[65]
İlk zamanlarda ordularında piyadeler son derece az olmasına rağmen daha sonra sayıları artmıştır. Don-Volga bölgesindeki İskit-Sarmat kültürüne ait olduğu düşünülen savaşçı kurganlarının yaklaşık %20'si savaş kıyafetleri ve silahları ile beraber gömülmüş kadınları içermektedir. Bu nedenden ötürü İskit kültüründe kadınların da savaştığına inanılmaktadır. Yunan mitolojisindeki Amazonlar hakkındaki hikâyelerin, İskit-Sarmat kültürünün etkileri ile oluşturulmuş olduğu hakkında görüşler de bulunmaktadır.[66][67] İmam Mervezi bu kadın savaşçıların Türk kökenli olduğunu söyler.[68]
Sanat
İskitler pişmiş topraktan kap benzeri eşyalar yapmayı ve maden işlemeyi biliyorlardı. Kurganlarda İskit hayvan üslubu ile işlenmiş pişmiş topraktan yapılma eşyalar da bulunmuştur. Bronz ve bakırı eriterek, demiri ise soğuk işleyebiliyorlardı.[kaynak belirtilmeli] Çeşitli kurganlardan bulunan altın eşyalar altını da iyi bir şekilde işlediklerini göstermektedir. Maden eritmede kullanılan odun kömürünü de kendileri üretmiştir.
Asur hayvan sanatından esin almış bir hayvan sanatına sahiptirler. İskitlerin sanatında Asur-Helen sanatının esintilerini taşıyan "süslemecilik" görülmektedir. Bozkır kültüründen dolayı yontuculuk, kabartma ve resim sanatlarla uğraşmamış, genel olarak kuyumculuk, süslemecilik gibi sanatlarla ilgilenmişlerdir.[69]
İskit sanatına ilişkin örnekler genel olarak Esik Kurganı, Pazırık yaylasındaki kurganlar gibi kurganlardan çıkmaktadır. İskitlerin göçebe-hayvan sanatı yine onlarla aynı bölgelerde yaşayan Hunların hayvan sanatıyla benzerlik gösterir. Bu sanatta genel olarak geyik gibi motiflerin işlendiği görülmektedir.[70]
Herodot'un sayesinde İskitlerin bazı kişi ve tanrı isimleri bilinmektedir. Dilin, İran dillerinden olma hipotezi, temel olarak, Kuzey Karadeniz kıyısındaki Grek yazıtlarında kaydedilmiş pek çok Sarmatça yer ve kişi isminin Osetçe ile yakın bir ilişki içerisinde olmasına dayanmaktadır.
İskitçe genellikle kendi içinde iki ayrı lehçeye ayrılır. Dilin, Alan veya İskit-Sarmat lehçeleri batı kolunu, Saka lehçesi ise doğu kolunu oluşturur.[75][76] Batıda konuşulan İskit dillerinin aksine, İskitlerin doğu kolu olan Sakaların konuştuğu Sakaca dilinde yazılmış yaklaşık 2,300 metin bulunmaktadır. Dunhuang el yazmaları arasında bulunmuş metinler bu dilin çözülmesinde önemli rol oynamıştır.[77] Bu çalışmalar Sakaca dilinin Doğu İrani diller grubuna üye olduğuna göstermektedir.[78] Ayrıca bu el yazmalarından çok daha eski, Esik kurganında bulunmuş bir tabakta yer alan bir cümlenin de Sakaca yazıldığı kesin olmasa da düşünülmektedir.[79]
Mirfatih Zekiyev'e göre ise İskitler'in İrani bir dil konuştuklarına dair birinci el kaynak bulunmamaktadır.[80] Hatta İskitler Hint-Avrupa teorisi ortaya çıkana kadar, genellikle Türk kabul edilmiştir.[80][81] İskitlerin İran dili iddiasındaki yazarlar derledikleri İskitçe kelimelerin ancak üçte birini İran dili ile açıklayabilmektedirler.[82]
Dış görünüş ve tasvirler
Sanat eserlerinde İskitler, Kafkas ırkları ile ilişkilendirilen fiziksel özellikler ile tasvir edilmiştir.[83] MÖ 5. yüzyılda Antik Yunanistan'da yaşamış tarihçi Herodot'un Tarih kitabında İskitya'da bulunan Budini kabilesikızıl saçlı ve gri gözlü olarak kaydedilmiştir.[83] Herodot'un çağdaşı olan tıp doktoruHipokrat ise İskitlerin açık tenli olduğunu savunmuştur.[83][84] MÖ 3. yüzyıl Yunan şairi Callimachus İskitya'nın Arimaspi kabilesini açık renkli saçlara sahip olmaları ile tarif etmiştir.[83][85]
MÖ 2. yüzyılda Han Çinlisi diplomat Zhang Qian, İskitler ile yakından ilişkili Sai (Saka) halkını sarı (muhtemelen ela veya yeşil) ve mavi gözlü olarak tasvir etmiştir.[83] Romalı yazar Plinius'un MS 1. yüzyılda yazdığı Doğa Tarihi kitabında, bazıları tarafından Saka veya Tohar oldukları düşünülen Seres halkını, kızıl saçlı, mavi gözlü ve alışılmışın dışında uzun boylu olmaları ile karakterize etmiştir.[83][86] 2. yüzyıl sonlarında, bir Hristiyan teologu olan İskenderiyeli Klement, İskitler ve Keltlerin uzun ve kızıl-kumral saçlı olduğunu bildirmiştir.[83][87] Çağdaşı olan Yunan filozof Marcus Antonius Polemon, İskitleri kızıl saç ve mavi-gri gözler ile karakterize ettiği kuzey halklarının içine dahil etmiştir.[83] Aynı dönemlerde Yunan doktor Bergamalı Galen, İskitler, Sarmatlar, İliryalılar ve Cermenler ve diğer kuzey halklarının kızıl saçlı olduğunu yazmıştır.[83][88]
4. yüzyıl tarihçisi Romalı Ammianus Marcellinus, İskitler ile çok yakından ilişkili bir halk olan Alanların uzun boylu, sarışın ve açık gözlü olduğunu yazmış,[89] çağdaşı psikopos Nissalı Gregor ise İskitlerin sarışın ve açık tenli olduklarını kaydetmiştir.[90] 5. yüzyılda yaşamış ve Polemon'un öğretilerini takip etmiş tıp doktoru Adamantius, İskitleri açık saçlı olarak tanımlamıştır,[83][91] ancak Nissalı Gregor ve Adamantius'un bahsettiği halkların, o dönemlerde Roma kaynaklarında bazen "İskitler" olarak bahsedilmiş Doğu Cermen kabileleri olabileceği de düşünülmektedir.
İlk çalışmalar genetik olarak çok derin ayrımlar verememiş ve sadece Doğu Avrasyalı ve Batı Avrasyalı gibi geniş gruplar içinde örnekleri sınıflandırmışlardır. Örneğin 2002 yılında yapılmış bir çalışma Kazakistan'da bulunan bir kurgandaki bir kadın ve bir erkeğin kafataslarından alınmış örnekleri incelemiş ve genetik olarak yakınlık bulamamıştır. Erkek bireyde bulunan HV1 mitokondriyal sekansı günümüzde Avrupalılarda yaygın olan Anderson sekansına benzemekle birlikte, kadın bireyin sekansının Asya toplumlarına daha yakın olduğu ortaya konmuştur.[92]
2004 yılından daha detaylı bir analiz günümüzde Altay Cumhuriyetinde bulunan bir kurganı incelemiş ve İskit-Sibiryalı bir erkek bireyden mtDNA örnekleri almıştır. Araştırma bireyin Batı Avrasya kökenli N1a maternal haplogrubuna sahip olduğunu ortaya koymuştur.[93] Aynı araştırma grubu 2 İskit-Sibiryalı iskeletleri üzerinde çalışmış ve Avrupalı-Asyalı karışımları olabileceği fikrine varmışlardır. Bir bireyin F, diğer birey ise D maternal haplogrubuna sahip olduğu da bulunmuştur. Bu iki grupta Doğu Avrasya toplumlarında yaygındır.[94]
Başka bir mtDNA çalışmasına göre İskitlerin Altay bölgesinden gelmiş olabileceği ihtimali vardır.[95]
Y-DNA incelemeleri
2009 yılında ise ilk Y-DNA çalışması gerçekleştirilmiş ve Sibirya'da bulunmuş M.Ö. 2. milenyum ve M.S. 4. yüzyıl aralığında yaşamış İskit ve Sarmat bireylerden alınan örnekler analiz edilmiştir. Neredeyse tüm bireylerin R-M17 haplogrubuna ait olduğu bulunmuştur. Bu araştırmacılarında desteklediği o zamanlar Tarım havzasında da yaşayan İskitlerin ve Andronovo kültürünün üyelerinin mavi veya yeşil renkli gözlere, açık renkli saçlara ve açık bir tene sahip oldukları fikrine büyük bir kanıt oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu araştırma İskitlerin genetik olarak Orta veya Güney Asya toplumları yerine modern Doğu Avrupa toplumlarına daha yakın olduğunu ortaya koymuştur.[96] Y-DNA'larındaki R1a haplogrubunun (hem Türk[97] hem de Hint-Avrupa halkları arasında yaygındır) İskitler arasındaki baskınlığı mtDNA profilleri arasındaki çeşitliliğe tezatlık oluşturmaktadır.
R1a haplogruplarının daha detaylı incelenmesi daha sonraki araştırmalarda Doğu Avrupalılar veya Güney Asyalılar yerine (R1a'nın en sık bulunduğu bölgeler) en yakın Y-DNA benzerliğinin Orta Asya'da yaşayan ve İrani diller konuşan topluluklar ile Batı Asya ve Doğu Avrupanın kuzey kesimlerinde yaşayan halklarının R1a profilleri ile olduğu sonucu bulunmuştur.[98][99][100]
Britanya'nın Nature Communications dergisinde yayımlanan bir DNA analizine göre İskit kurganlarından çıkarılan insanlar üzerinde yapılan bir DNA testine göre İskit DNA'sı en çok Orta Asya Türk'ü DNA'sına benzemektedir.[1] Benzer bir DNA testi Science Advances dergisinde de yapılmıştır ve sonuç yine İskitler'in Türklüğüne işaret etmektedir.[101]Eurogenes Blog'un yaptığı Avrasya stepleri'deki kurganlarda bulunan kişilerin naaşları üzerinde son yapılan genom ve mitokondriyal DNA çalışmaları sonuçlarına göre, kurganlarda bulunan Saka naaşlarına genetik yakınlık gösteren kişilerin hepsinin günümüz Türki halklara mensup olan bireyler oldukları görülmektedir.[102] Antik İskit mumyalarından alınan DNA testlerine göre İskitler Türk halkıdır.[103]
Kökensel iddialar
Günümüzde pek çok toplum kökensel olarak İskitler'le bağlantılı olduğunu iddia etmektedir. Bu iddiaların akademik çevrede en çok destek göreni günümüzde Kafkasya'da yaşayan bir halk olan Osetler'in İskitlerle bağlantılı olduğu teorisidir.[106] Bu sav özellikle bir Doğu İran dili olan Osetçe'nin İskitçe, Alanca ve Sarmat dilleri ile akrabalığı ve muhtemelen bu dillerden türemiş olmasından ötürü desteklenmektedir.[107] Bazı tarihçilere göre, erken dönem yazar ve tarihçiler asıl İskitler ile alakasız olduğunu düşündükleri Hunlar, Gotlar, Türk halkları, Avarlar, Hazarlar ve diğer pek çok isimsiz halkı tanımlamak için "İskit" kelimesini kullanmıştır.[108][109]
Lehler, Macarlar, Piktler ve Gaeller de kendi halk efsane ve destanlarına dayanaraktan kökenlerini İskitlere dayandırmışlardır.[110]Lehistan-Litvanya Birliği'nde 18. yüzyıl dolaylarında üst sınıfın çoğunluğu tarafından desteklenmiş olan Sarmatizm akımı Lehlerin köken olarak Sarmat halklarından geldiğini savunmuştur.[111]
Kelt halklarının halk efsanelerinde de İskit bağlantıları geçmektedir. 1320 yılında yayınlanmış Arbroath Bildirisi'nin 2. paragrafında İskoç üst sınıfı İskitya bölgesinin İskoçların ana yurdu olduğunu iddia etmiştir.[112] 11. yüzyılda yazılmış Lebor Gabála Érenn, 14 yüzyılda yazılmış Auraicept na n-Éces ve diğer İrlandalı folklor kaynaklarına göre ise İrlandalılar İskitya'da ortaya çıkmış ve soyu bir İskit kralı olan Fénius Farsaid'a dayanan bir halktır. Bu kaynaklar aynı zamanda Ogham alfabesinin İskitler tarafından bulunduğunu savunmuşlardır.[113]
Karolenj İmparatorluğu'ndaki Frank krallar Merovenj Hanedanı'nın kökenlerini bir Cermen kabile olan Sicembri kabilesine dayandırmışlardır. Buna rağmen Chronicle of Fredegar adlı yapıt Frankların bu kabilenin İskitli veya Kimmerli olduğuna ve isimlerini daha sonra liderleri Franco anısına değiştirdiklerine inandıklarını ortaya koymuştur.
Çeşitli Kelt ve Cermen kabilelerinin bu iddiaları üzerine İngiliz tarihçi Sharon Turner 19. yüzyılda yazılmış History of the Anglo-Saxons adlı kitabında Anglo-Saksonların kökenini İskitlere dayandırmıştır.
Bu fikir özellikle 20. yüzyılda yaygınlaşan British Israelism olarak da adlandırılan ve Avrupalı medeniyetlerin Kayıp On Kabile'nin soyundan geldiği fikrini savunan akımın savunucuları tarafından desteklenmiş ve Orta Çağ'dan beri ortaya atılan İskitlerin Yahudilerden geldiği fikri ile birleştirilmiştir.[114] Ancak bu beyanlar bir Modern Yahudi Tarihi profesörü olan Tudor Parfitt tarafından eleştirilmiş ve kanıtlar güçsüz ve düşük standartta bulunmuştur.[115]
Günümüzde çoğunluk tarafından İrani bir toplum olduğu kabul edilmesine rağmen,[116] genellikle Türktürkolog ve tarihçiler tarafından desteklenen ve İskitlerin Türk kökenli bir toplum olduğuna dair iddialar da bulunmaktadır.[1][80][82][117][118][119][120][121][122][123][124][125]Slavların da atalarından biri olduğu bazı Rus antropolog ve bilim insanlarınca iddia edilmektedir.[126][127]
Notlar
^Farklı atasoylara sahip olan Pontus-Hazar ve Orta Asya-Güney Sibirya İskitleri aynı ad altında isimlendirilmiştir.
Ayrıca bakınız
Wikimedia Commons'ta İskitler ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.
KırımKul-Oba'daki kurgandan çıkarılan İskitli heykelciği
Tillia Tepe'de (Kuzey Afganistan) bulunan hükümdar tacı
Tillia Tepe'de (Kuzey Afganistan) bulunan bir İskit buluntusu. İki yılan ya da ejder arasında bir insan figürü tasvir edilmiştir
Atlı tasviri (Pazırık halısı)
Altın Tarak, Hermitage müzesi, St. Petersburg, Russia.
Kaynakça
^abcUnterländer, Martina; Palstra, Friso; Lazaridis, Iosif; Pilipenko, Aleksandr; Hofmanová, Zuzana; Groß, Melanie; Sell, Christian; Blöcher, Jens; Kirsanow, Karola; Rohland, Nadin; Rieger, Benjamin (3 Mart 2017). "Ancestry and demography and descendants of Iron Age nomads of the Eurasian Steppe". Nature Communications (İngilizce). 8 (1): 14615. doi:10.1038/ncomms14615. ISSN2041-1723. 21 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023. "On the other hand, evidence supporting an east Eurasian origin includes the kurgan Arzhan 1 in Tuva, which is considered the earliest Scythian kurgan. Dating of additional burial sites situated in east and west Eurasia confirmed eastern kurgans as older than their western counterparts."
^Mary, Laura; Zvénigorosky, Vincent; Kovalev, Alexey; Gonzalez, Angéla; Fausser, Jean-Luc; Jagorel, Florence; Kilunovskaya, Marina; Semenov, Vladimir; Crubézy, Eric; Ludes, Bertrand; Keyser, Christine (Nisan 2019). "Genetic kinship and admixture in Iron Age Scytho-Siberians". Human Genetics (İngilizce). 138 (4): 411-423. doi:10.1007/s00439-019-02002-y. ISSN0340-6717. ""European and Asian Scythians have a different Y‑chromosomal gene pool to date, few Y-chromosomal lineages have been reported for Scythian or Scytho-Siberian individuals (fewer than twenty Y-haplogroups published). In the present work, the combined use of STRs and SNPs allowed us to obtain Y-haplogroups for 16 Scytho-Siberian male individuals. More than half of them were carriers of the R1a-M513 haplogroup (n = 9/16) including two individuals belonging to the R1a1a1b2-Z93 haplogroup or one of its subclades.", "Scythians suggest that these 2 groups had a completely different paternal lineage makeup with nearly no gene flow from male carriers between them."
^Damgaard, Peter de Barros; Marchi, Nina; Rasmussen, Simon; Peyrot, Michaël; Renaud, Gabriel; Korneliussen, Thorfinn; Moreno-Mayar, J. Víctor; Pedersen, Mikkel Winther; Goldberg, Amy; Usmanova, Emma; Baimukhanov, Nurbol (Mayıs 2018). "137 ancient human genomes from across the Eurasian steppes". Nature (İngilizce). 557 (7705): 369-374. doi:10.1038/s41586-018-0094-2. ISSN0028-0836. 31 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023. "Lastly, the high genetic differentiation between western and eastern Scythians is emphasized by observing higher fixation index (FST) values between"
^Juras, Anna; Krzewińska, Maja; Nikitin, Alexey G.; Ehler, Edvard; Chyleński, Maciej; Łukasik, Sylwia; Krenz-Niedbała, Marta; Sinika, Vitaly; Piontek, Janusz; Ivanova, Svetlana; Dabert, Miroslawa (7 Mart 2017). "Diverse origin of mitochondrial lineages in Iron Age Black Sea Scythians". Scientific Reports (İngilizce). 7 (1): 43950. doi:10.1038/srep43950. ISSN2045-2322. PMC5339713 $2. PMID28266657. 21 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023.KB1 bakım: PMC biçimi (link) "Mitochondrial lineages in the studied populations consist of an overlapping mix of haplogroups of east and west Eurasian descent, which does not clarify their ultimate origins."
^Ricaut, Francois-X; Keyser-Tracqui, C; Bourgeois, J; Crubezy, E; Ludes, B (2004). "Genetic Analysis of a Scytho-Siberian Skeleton and Its Implications for Ancient Central Asian Migrations". Human Biology (İngilizce). 76 (1): 109-125. doi:10.1353/hub.2004.0025. ISSN1534-6617. 17 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023. "Besides, none of the five Scytho-Siberian mtDNA sequences previously published belong to haplogroup N1a, with which the Kizil skeleton is affiliated. This indicates that 2500 years ago the Scytho-Siberian population in Altai was of mixed Eurasian origin. The fact that the Kizil skeleton belongs to haplogroup N1a attests to the presence in Altai 2500 years ago of an individual linked by maternal lineage to a European population."
^Kristiansen, Kristian (2000). Europe Before History (İngilizce). Cambridge University Press. ISBN978-0-521-78436-8. 6 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023. I suggest we should accept a general definition by which we link pastoral nomadic cultures from the Caucasus and westwards to the Cimmerian, using the concept in the sense of an archaeological culture, rather than as a specific historical people, accidentally referred to at various times in history, and in several places, none of which was their original homeland.
^Beckwith 2009, s. 117 "The Scythians, or Northern Iranians, who were culturally and ethnolinguistically a single group at the beginning of their expansion, had earlier controlled the entire steppe zone."
^Beckwith 2009, ss. 377–380 "The preservation of the earlier form. *Sakla. in the extreme eastern dialects supports the historicity of the conquest of the entire steppe zone by the Northern Iranians—literally, by the 'Scythians'—in the Late Bronze Age or Early Iron Age..."
^Szemerényi, Oswald (1980) "Four old Iranian ethnic names: Scythian; Skudra; Sogdian; Saka" in: Sitzungsberichte der Österreichischen Akademie der Wissenschaften; 371 = Scripta minora, vol. 4, pp. 2051-93 Azagoshnasp.net
^abcdMallory, J.P. (1989), In Search of the Indo-Europeans: Language Archaeology and Myth. Thames and Hudson. Read Chapter 2 and see 51-53 for a quick reference.
^* Szemerényi, Oswald (1980) "Four old Iranian ethnic names: Scythian; Skudra; Sogdian; Saka" in: Sitzungsberichte der Österreichischen Akademie der Wissenschaften; 371 = Scripta minora, vol. 4, pp. 2051-93 Azagoshnasp.net
Gamkrelidze and Ivanov. Indo-European and the Indo-Europeans: A Reconstruction and Historical Typological Analysis of a Proto-Language and Proto-Culture (Parts I and II). Tbilisi State University., 1984
Great Soviet Encyclopedia, (translation of the 3. Russian-language edition), 31 vols., New York, 1973-1983.
^* Willem VogelsangThe rise & organisation of the Achaemenid empire - the eastern evidence (Studies in the History of the Ancient Near East Vol. III). Leiden: Brill. pp. 344., 1992 90-04-09682-5.
Masica, Colin P. The Indo-Aryan Languages, Cambridge University Press, 1993, pg 48 0-521-29944-6
^Pavel Dolukhanov, The Early Slavs. Eastern Europe from the initial Settlement to the Kievan Rus. Longman, 1996. Pg 125
^Grousset, Rene. "The empire of the Steppes," Rutgers University Press, 1989, pg 19
Jacbonson, Esther. "The Art of Scythians," Brill Academic Publishers, 1995, pg 63 ISBN 90-04-09856-9
Gamkrelidze and Ivanov Indo-European and the Indo-Europeans: A Reconstruction and Historical Typological Analysis of a Proto-Language and Proto-Culture (Parts I and II). Tbilisi State University., 1984
Mallory, J.P. . In Search of the Indo-Europeans: Language Archeology and Myth. Thames and Hudson. Read Chapter 2 and see 51-53 for a quick reference.(1989)
Newark, T. The Barbarians: Warriors and wars of the Dark Ages, Blandford: New York. See pages 65, 85, 87, 119-139. ,1985
Renfrew, C.Archeology and Language: The Puzzle of Indo-European origins, Cambridge University Press, 1988
Abaev, V.I. and H. W. Bailey, "Alans," Encyclopaedia Iranica, Vol. 1. pp. 801-803. ;
Great Soviet Encyclopedia, (translation of the 3. Russian-language edition), 31 vols., New York, 1973-1983.
Vogelsang, W J The rise & organisation of the Achaemenid empire - the eastern evidence (Studies in the History of the Ancient Near East Vol. III). Leiden: Brill. pp. 344., 1992 ISBN 90-04-09682-5.
Sinor, Denis. Inner Asia: History - Civilization - Languages, Routledge, 1997 pg 82 ISBN 0-7007-0896-0 ;
"Scythian." (2006). In Encyclopædia Britannica. Retrieved September 7, 2006, from Encyclopædia Britannica Premium Service
Masica, Colin P. The Indo-Aryan Languages, Cambridge University Press, 1993, pg 48 ISBN 0-521-29944-6
^Scythian, member of a nomadic people originally of Iranian people who migrated from Central Asia to southern Russia in the 8. and 7. centuries BC - The New Encyclopedia Britannica, 15. edition - Micropaedia on "Scythian", 10:576
^İrani bir kök olan ve yönetici anlamına gelen xšaya kelimesinin bu isimlerinden sonunda bulunan yapı ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
^Cunliffe, Barry (2019). The Scythians: Nomad Warriors of the Steppe (İngilizce). Oxford University Press. ss. 218; quote found in "Further Reading" section at the end of the book. ISBN978-0-19-882012-3.
^Cunliffe, Barry (2019). The Scythians: Nomad Warriors of the Steppe (İngilizce). Oxford University Press. ss. 218-20; 123. ISBN978-0-19-882012-3.
^Cunliffe, Barry (2019). The Scythians: Nomad Warriors of the Steppe (İngilizce). Oxford University Press. ss. 219-20. ISBN978-0-19-882012-3.
^buradaki bilgilerin büyük çoğunluğunun kaynağı heredotun tarih kitabı ile Boris Nikolayeviç Grakov un selenge yayınlarından çıkan iskitler kitabıdır.
^Broquière, Bertandon de la (1892). Le voyage d'outremer. Paris: E. Leroux. ss. 25-122. Erişim tarihi: 21 Haziran 2024. ‘’Mervezi, erkek gibi savaşçı olan bu kadın muhariplerin Türk olduğunu söyler.’’
^O. Szemerényi, "Four old Iranian ethnic names: Scythian - Skudra - Sogdian - Saka", Proceedings of the Austrian Academy of Sciences 371, Vienna, 1980, Scripta minora, Vol 4, pp. 2051-2093.
^R. Grousset, „The empire of the Steppes“, Rutgers University Press, 1989, S. 19 ff.; E. Jacbonson, „The Art of Scythians“, Brill Academic Publishers, 1995, S. 63, ISBN 90-04-09856-9; J. P. Mallory, „In Search of the Indo-Europeans: Language Archeology and Myth“, Thames and Hudson, 1998, Kap. 2, S. 51-53; V. Abaev/H. W. Bailey, „ALANS“ 17 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Encyclopaedia Iranica, online ed., 2009; D. Sinor, „Inner Asia: History — Civilization — Languages“, Routledge, 1997, S. 82, ISBN 0-7007-0896-0
^* Ivantchik 2018 "Scythians, a nomadic people of Iranian origin..."
Sulimirski 1985, ss. 149-153 "During the first half of the first millennium B.C., c. 3,000 to 2,500 years ago, the southern part of Eastern Europe was occupied mainly by peoples of Iranian stock... [T]he population of ancient Scythia was far from being homogeneous, nor were the Scyths themselves a homogeneous people. The country called after them was ruled by their principal tribe, the "Royal Scyths" (Her. iv. 20), who were of Iranian stock and called themselves "Skolotoi"..."
West 2002, ss. 437-440 "[T]rue Scyths seems to be those whom [Herodotus] calls Royal Scyths, that is, the group who claimed hegemony... apparently warrior-pastoralists. It is generally agreed, from what we know of their names, that these were people of Iranian stock..."
Rolle 1989, s. 56 "The physical characteristics of the Scythians correspond to their cultural affiliation: their origins place them within the group of Iranian peoples."
Rostovtzeff 1922, s. 13 "The Scythian kingdom... was succeeded in the Russian steppes by an ascendancy of various Sarmatian tribes - Iranians, like the Scythians themselves."
^* Dandamayev 1994, s. 37 "In modern scholarship the name 'Sakas' is reserved for the ancient tribes of northern and eastern Central Asia and Eastern Turkestan to distinguish them from the related Massagetae of the Aral region and the Scythians of the Pontic steppes. These tribes spoke Iranian languages, and their chief occupation was nomadic pastoralism."
Davis-Kimball, Bashilov & Yablonsky 1995, s. 91 "Near the end of the 19. century V.F. Miller (1886, 1887) theorized that the Scythians and their kindred, the Sauromatians, were Iranian-speaking peoples. This has been a popular point of view and continues to be accepted in linguistics and historical science..."
Melykova 1990, ss. 97–98 "From the end of the 7th century B.C. to the 4th century B.C. the Central- Eurasian steppes were inhabited by two large groups of kin Iranian-speaking tribes - the Scythians and Sarmatians..."
Melykova (1990, ss. 117) "All contemporary historians, archeologists and linguists are agreed that since the Scythian and Sarmatian tribes were of the Iranian linguistic group..."
Sulimirski 1985, ss. 149-153 "During the first half of the first millennium B.C., c. 3,000 to 2,500 years ago, the southern part of Eastern Europe was occupied mainly by peoples of Iranian stock... The main Iranian-speaking peoples of the region at that period were the Scyths and the Sarmatians..."
Jacobson 1995, ss. 36–37 "When we speak of Scythians, we refer to those Scytho-Siberians who inhabited the Kuban Valley, the Taman and Kerch peninsulas, Crimea, the northern and northeastern littoral of the Black Sea, and the steppe and lower forest-steppe regions now shared between Ukraine and Russia, from the seventh century down to the first century B.C... They almost certainly spoke an Iranian language..."
^The languages of the Scytho-Sarmatian inscription may represent dialects of a language family of which Modern Ossetian is a continuation, but does not simply represent the same language at an earlier time – Encyclopædia Britannica 15th edition – Macropedia on Languages of the World
^Schmitt, Rüdiger (ed.), Compendium Linguarum Iranicarum, Reichert, 1989.[sayfa belirt]
^Susan Whitfield (2004). The Silk Road: Trade, Travel, War and Faith. London: British Library Press, 2004.
^Ronald Emmerick, "Khotanese and Tumshuqese", in Gernot Windfuhr, ed., The Iranian Languages, Routledge, 2009
^"Harmatta [Harmatta 1999, p.411-412] appears as he has accomplished to solve the mystery of this "unknown language and alphabet" which covers a wide are from Alma-Ata to Merv, to Dest-i Navur and to Ay Hanum. According to Harmatta and Fussman, the alphabet can be traced back to the Karoshti alphabet; and the language written with this alphabet could have been a Saka dialect spoken by the Kushans. Harmatta who remarks on the resemblance of the letters to those in Orkhon-Yenisey states that due to some letters [...]. [...]. Fussman states that this Inscription is based on syllables, and notes its similarity to the Kharosthi alphabet, but he could not read it. Livsits asks whether this alphabet he calls as the "third official alphabet of the Kushan State" is the Saka alphabet or not. [...]. Livsits, on the other hand says that, further to the Issyk-kol alphabet, this alphabet is related not with the Kharosthi alphabet, but rather with the Aramaic alphabet [...]."
^abcMirfatih Zekiyev Türklerin ve Tatarların kökeni s. 143-178 Selenge yayınları Ağustos 2007
^Hippocrates 1886, 20 6 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "The Scythians are a ruddy race because of the cold, not through any fierceness in the sun's heat. It is the cold that burns their white skin and turns it ruddy."
^Clement 1885, Book 3. Chapter III "Of the nations, the Celts and Scythians wear their hair long, but do not deck themselves. The bushy hair of the barbarian has something fearful in it; and its auburn (ξανθόν) colour threatens war..."
^Galen 1881, De Temperamentis. Book 2 "Ergo Aegyptii, Arabes, & Indi, omnes denique qui calidam & siccam regionem incolunt, nigros, exiguique incrementi, siccos, crispos, & fragiles pilos habent. Contra qui humidam, frigidamque regionem habitant, Illyrii, Germani, Sarmatae, & omnis Scytica plaga, modice auctiles, & graciles, & rectos, & rufos optinent. Qui uero inter hos temperatum colunt tractum, hi pilos plurimi incrementi, & robustissimos, & modice nigros, & mediocriter crassos, tum nec prorsus crispos, nec omnino rectos edunt."
^Marcellinus 1862, Book XXI, II, 21 "Nearly all the Alani are men of great stature and beauty; their hair is somewhat yellow, their eyes are terribly fierce"
^Gregory 1995, s. 124 "[T]he Ethiopian's son black, but the Scythian white-skinned and with hair of a golden tinge."
^Clisson, I. (2002). "Genetic analysis of human remains from a double inhumation in a frozen kurgan in Kazakhstan (Berel site, early 3rd century BC)". International Journal of Legal Medicine. Cilt 116. ss. 304-308. doi:10.1007/s00414-002-0295-x. PMID12376844.
^Juras, Anna; Dabert, Miroslawa (2017). "Diverse origin of mitochondrial lineages in Iron Age Black Sea Scythians". Eurogenes Blog. 7 (43950). 10 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2024. The last ancestral mt lineage component is comprised of east Eurasian haplotypes belonging to D, A, F1, H8 and M10 which point to association of the NPR Scythians with east Eurasian populations, in particular from the Altai region.
^For ethnogenesis, see Walter Pohl, "Conceptions of Ethnicity in Early Medieval Studies" Debating the Middle Ages: Issues and Readings, ed. Lester K. Little and Barbara H. Rosenwein, (Blackwell), 1998, pp 13-24) (On-line text[ölü/kırık bağlantı]).
^Lubotsky, Alexander (2010). Van Sanskriet tot Spijkerschrift Breinbrekers uit alle talen. Amsterdam: Amsterdam University Press. s. 34. ISBN9089641793.
^Nicholson 2018, s. 1346 "Greek authors... frequently applied the name Scythians to later nomadic groups who had no relation whatever to the original Scythians"
Prof. Durmuş, İlhami (2012). İskitler, s.62-66, Akçağ Yayınları, Ankara, ISBN 978-605-5413-95-8
^* The Turks. Volume 1: Early Ages. Part 3: Old nomads of the steppes: Scythian age in Eurasia. Prof. Dr. A. Chay - Prof. Dr. I. Durmus, Scythians, Yeni Türkiye, Ankara 2002, s.147-166], ISBN 975-6782-56-0)
^Robert Gordon Latham, Russian and Turk 15 Haziran 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Chapter:The Yakut, s. 237:"Avars and Huns with the Scythians of Heredotus and their destencants [...] That before the Huns, who are the first in the date of the Turks of the present investigations, the old [...]"