İngilizler gibi Fransızların da, parçalanan Osmanlı İmparatorluğu'nun Ortadoğu'daki topraklarının paylaşımında talep ve iddiaları vardı. Ancak Lloyd George Konferansı ustaca istediği gibi yönlendirmekteydi. Almanya karşısında Fransa'nın, İngiltere'nin destek ve yardımına ihtiyacı vardı. Fransız Başbakan Georges Clemenceau, bir sene öncesinde daha önemli addettiği Almanya konusunda, İngiliz-Fransız ittifakını sağlamlaştırmak adına (daha önce İngilizlerle Sykes-Picot Anlaşması'nda), Filistin ve Musul üzerinde anlaşarak elde etmiş oldukları haklardan feragat etmişti. Fakat Lloyd George, Fransızları Ortadoğu'dan tamamen çıkarmakta kararlıydı. Fransızlar, Suriye ve Klikya'da hak iddia ederken, İngiltere de askeri kuvvetlerinin, Faysal'ın Arapları ve Fransız güçleri arasında barışın sağlanması amacıyla bölgede kalacaklarını duyurmuştu. O esnada Beyrut merkez olmak üzere, küçük bir Fransız birliği dar bir sahil şeridini işgale devam ediyordu. Fakat Faysal'ın güçleri vur-kaç taktiği ile Fransızlara saldırıyordu. Allenby'ye bağlı İngiliz birlikleri, Faysal'ı Fransızların misillemesinden koruyordu. Araplarla Fransızlar arasında savaş çıkması endişesi karşısında Amerika Birleşik Devletleri başkanıWoodrow Wilson, halkın isteklerini saptamak üzere Ortadoğu'ya bir komisyon gönderilmesini önerdi. Hem İngiltere hem Fransa bu öneriye soğuk yaklaştılar. Lloyd George da öneriyi pek iyimserlikle karşılamasa bile, komisyonun özellikle Fransız iddiaları ve Arapların karşı tezleri üzerinde durmasını sağlamaya çalıştı.
Paris Barış Konferansı'nda görüşmeler kızışınca, Fransa komisyona delege göndermeyi reddetti. Lloyd George da, Fransa'yı bariz bir biçimde dışlar görünmekten imtina ettiği için delege göndermeyeceğini ilan etti. Böylelikle Amerikan delegeleri Oberlin College Başkanı Henry Churchill King ve Şikagolu bir iş insanı ve Demokrat Parti destekçisi olan Charles Richard Crane görevlerine yalnız başlarına gittiler.[1]
Komisyon İngiliz Hindistanı yönetimindeki Mezopotamya'ya gitmedi. İngiltere zaten Mısır'ı çoktan himayesi altına almış ve bunu Amerikalılara kabul ettirmişti. Böylelikle Mısır da komisyonun gündeminden çıkmıştı. İran da resmi olmayan bir himaye altına alınarak Barış Konferansı dışında bırakılmıştı. İngiltere'nin savaş sırasında Basra Körfezi etrafında ele geçirdiği topraklarda Paris'te söz konusu edilmedi. Böylelikle Komisyonun gündeminde, tek tartışmalı konu olan Suriye kaldı.
Haziran 1919'da çalışmalara başlayan komisyon, Suriye ve Filistin'i dolaşarak halkın görüşlerini dinledikten sonra, Arapların büyük çoğunluğunun Suriye'nin bağımsız olmasını istediğini ve Fransız Mandasına karşı olduğunu saptadı. Ayrıca Paris Barış Konferansı üyelerine şu teklifleri sundu:
Kilikya, Ermeni mandasına bırakılacak toprakların dışında kalmalı, Anadolu'ya dahil edilmelidir.
Anadolu'dan ayrı, manda altında bir İstanbul Hükûmeti kurulmalıdır.
Anadolu için ayrı bir manda düşünülmelidir.
Yunanlara Anadolu'da toprak verilmelidir.
İstanbul, Anadolu ve Ermeni hükûmetleri, aynı manda altında toplanmalıdır.
ABD, söz konusu yerlerde manda yönetimini kabul etmelidir.
Komisyon'un gittiği yerlerde kimin ifade verip vermeyeceğine İngilizler karar vermiş, bu duruma Fransızlar tepki göstermişlerdi. Ama bu konu hiç önemli değildi. Zira Komisyonun raporu dikkate alınmadı, resmi bir rolü olmadı ve kamuoyuna ancak üç yıl sonra açıklandı. Bu rapor Fransa ile İngiltere arasında husumeti artırdı, kimi Arap gruplarında sahte umutlar yarattı. Ortadoğu konusununda uzman olan Gertrude Bell bunu büyük bir kandırmaca olarak nitelemişti.[2]
Kaynakça
^David Fromkin, Barışa Son Veren Barış' (Sabah Kitapları, İstanbul), sayfa 395
^Paul C. Helmreich, From Paris Sevres: The Partition of the Ottoman Empire at the Peace Conference of 1919-1920' (Colombus Ohio, Ohio State University Press 1974), sayfa 139