1998 Anıtkabir ve Fatih Camii saldırıları girişimi
Saldırıların hedefi olarak belirlendiği öne sürülen Anıtkabir (üstte) ile Fatih Camii
Köln, Almanya merkezli Hilâfet Devleti adlı örgütün lideri Metin Kaplan'a bağlı kişiler, 1998'deki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında, Ankara'daki Anıtkabir ile İstanbul'daki Fatih Camii'ne bir dizi saldırı düzenlemeyi planladıkları gerekçesiyle, Türk emniyet birimlerinin 28 Ekim'de düzenlediği harekâtlarla birlikte yakalanmaya başlandı. Soruşturmaya göre, iki gruba ayrılan ve birbirlerinden habersiz bir şekilde hareket eden 15 kişi, 29 Ekim sabahı Fatih Camii'ne girerek caminin minaresi ile kubbesine pankart asıp gerekirse polisle çatışmayı planlamıştı. İkinci grup ise kiraladığı uçakla Anıtkabir'e bir intihar saldırısı gerçekleştirecekti. Hazırlanan iddianame doğrultusunda 29 kişi hakkında Aralık 1998'de, İstanbul 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde bir dava açıldı. 25 Mayıs 1999'da ilk duruşması gerçekleştirilen dava 11 Nisan 2000'de, 14 sanığın çeşitli hapis cezasına çarptırılması ve 15 sanığın beraat etmesiyle sonuçlandı.
Kaplan ise "cinayete azmettirme" suçundan 25 Mart 1999'da Almanya'da tutuklanmış, 15 Kasım 2000'de ise dört yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ağustos 2002'de Türkiye hükûmetinden iadesi talep edilen Kaplan, işkenceye maruz kalabileceğine yönelik endişelerden ötürü, mahkeme kararıyla sınır dışı edilmemek üzere 27 Mayıs 2003'te serbest kaldı. Yaşanan hukuki süreçlerin ardından 12 Ekim 2004'te Türkiye'ye iade edildi. Ertesi gün çıkarıldığı mahkemede, daha önce gıyabında çıkan tutuklama kararının vicahiye çevrilmesi sonucunda tutuklandı. 20 Aralık 2004'teki duruşmayla başlayan davası, 25 Haziran 2005'teki duruşmada "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasıyla hükme bağlandı. Yargıtay'da görülen temyiz davası, 30 Kasım 2005'te kararın bozulmasıyla sonuçlandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülen dava, 15 Ekim 2008'de Kaplan'ın müebbet hapis cezası almasıyla karara bağlansa da bu karar Yargıtay tarafından 12 Şubat 2010'da bozuldu. Tekrar görülen dava, 2 Temmuz 2010'da Kaplan'ın 17,5 yıl ceza almasıyla sona erdi. 15 Kasım 2016'da aynı mahkemede yeniden yargılamaya karar verilirken Kaplan tahliye edildi. Yeniden yargılama ise 16 Şubat 2021'deki duruşmada Kaplan'ın beraatiyle sonuçlandı.
Arka plan
Köln merkezli İslamcı örgüt Hilâfet Devleti'nin lideri Metin Kaplan, hem Hicrî takvime göre yılbaşı haftasına hem de Hilâfet Devleti'nin kuruluşunun 5. yıldönümüne denk gelen 3 Mayıs 1998'de, Köln'de gerçekleştirilen bir toplantıda, "Mustafa Kemal'in [Atatürk] ve Kemal'e uyanların sadece halifeye değil, dine karşı asi olduklarından onlarla harb etmenin caiz olduğu, harb edip ölenlerin 'şehid', kalanların da 'gazi' olacağına" dair verdiği fetvada "Türkiye'de Müslüman halka yapılan baskılar nedeniyle cihat seferberliği" başlattığını açıkladı.[1][2][3] Örgütün gazetesi Ümmet-i Muhammed'in 7 Mayıs 1998 tarihli sayısında bu toplantının haberi "İnşallah seneye Ayasofya'dayız" manşetiyle verildi.[4] 17 Eylül 1998 tarihli bildirilerinde ise "Mustafa Kemal'in kurduğu CHP bir numaralı İslam düşmanıdır. Kokuşmuş ve yıkılmaya yüz tutmuş Cumhuriyet'le birlikte CHP de tarihin çöplüğüne atılacaktır." ifadeleri yer alıyordu.[3] "Zulüm ve karanlık devri olan Cumhuriyet'in 75. yılını protesto edelim!" manşetiyle çıkan Ümmet-i Muhammed'in 15 Ekim 1998 tarihli sayısında "'Müslümanım' diyen herkes[in], 75 senedir halka yapılan bu zulmü ... kalben ve fiilen protesto etmesi" belirtilirken fiili protestonun biçimi şu şekilde açıklanmıştı:[3][5]
İslamfedaileri ortaya çıkarak, protestolarını yapmaları ve aynı zamanda kendilerini ortaya koymaları lazımdır ... ve nihayet ter damlası yere düşüp toprağı yeşertecek, şehadetin kan damlasını akıtacaklardır.
Ümmet-i Muhammed'in 13 Şubat 1997 tarihli sayısında; bazı örgüt mensuplarının Ocak ayında Afganistan'a giderek Taliban yönetimi ve Usame bin Ladin'i ziyaret ettikleri, Kaplan'ın kitap ve mektuplarının iletildiği belirtiliyordu. Türkiye İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, The New York Times'tan Douglas Frantz ile yaptığı ve 5 Şubat 2002'de yayımlanan röportajında, derginin daha sonraki sayılarında örgüt mensuplarının Afganistan'daki eğitim kamplarına gittiğinden bahsedilmesi üzerine, bin Ladin ile Kaplan'a bağlı kişiler arasında bir ilişki olduğunu öğrendiklerini ifade etti. Bunun ardından gruba bağlı kişilerin Almanya'dan Afganistan'a gitmeye devam ettiğini belirten Yücelen, bu bilgilerin Alman yetkililerle paylaşıldığını, ancak herhangi bir şey yapılmadığını ekledi.[6][7] İki grup, Türkiye ile çeşitli Avrupa ülkelerinde ortak eylem yapma kararı almıştı.[8]
Saldırı planı
3 Mayıs'taki cihat çağrısı sonrasında örgüt üyesi 21 kişi, Türkiye'ye giriş yaparak örgütün buradaki mensuplarıyla buluştu. Toplam 23 kişiye ulaşan grup, örgütün Sivas kanadı sorumlusu Mehmet Demir'in liderliğinde Sivas, Konya, Bursa, İstanbul ve Sivrihisar'a dağıldı.[9][10] 30 Ekim 1998 tarihli bir Kanal D haberine göre yapılan ilk sorgulamalarda, Almanya'dan gelen örgüt üyeleri Türkiye'dekilerle buluşup 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda gerçekleştirilmesi için bir eylem planlayacak, "duruma göre" Ayasofya veya Fatih Camii'ni işgal edecek ve "kendilerini şehit etmeye ant içtikleri" için polisle çatışmaya girerek öleceklerdi.[11] 1 Kasım tarihli Milliyet gazetesinde, gözaltındaki kişilerin sorgularındaki ifadelere göre intihar saldırısı yapmayı planladıkları, hedef aldıkları yerler arasında ise Ayasofya, Fatih Camii, Vatan Caddesi'ndeki bayram geçit töreni ile Ali Sami Yen Stadyumu ve Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'ndaki bayram kutlamalarının yer aldığı belirtiliyordu.[12] Ancak soruşturma sonucunda, hedeflerin Anıtkabir ile Fatih Camii olduğu netleşti.[9][10]
Soruşturmaya göre iki gruba ayrılan saldırganların birinci grubu, Anıtkabir'e uçakla bir intihar saldırısı gerçekleştirecekti. Saldırıyı gerçekleştirmesi için belirlenen Kuddusi Armağan, Cessna tipi bir uçakla Dillenburg yakınlarında deneme uçuşları yapmıştı. 17 Ekim'de Sivas'a gelen Armağan, burada Ahmet Coşman, Mehmet Demir ve Kenan Bingöl'den yardım aldı. Erkan Kuşkaya'nın kayınpederinden ise, balıkçılıkta kullanılan patlayıcı maddeleri temin ettiler. 19 Ekim'de Ankara'ya giden Armağan ile Coşman, burada uçak kiralamayınca İstanbul'a hareket etti. Yolculuk esnasında Coşman, Türk Hava Kuvvetlerinde askerlik yaptığı için pilotun kendisi olması gerektiği konusunda Armağan'ı ikna etti. İstanbul'da da uçak kiralayamamalarının ardından Bursa'ya gittiler. 21 Ekim'de Şafak Havacılık ile gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinin ardından ertesi gün şivketin havalimanındaki ofisine gidip bilgi aldılar. 22 Ekim'de ise şirketin bir pilotuyla bir saatlik tanıtım uçuşu gerçekleştiler. 28 Ekim'de, uçağı kaçırma hedefiyle tekrar şirketle bağlantıya geçilse de uygunsuz hava şartları nedeniyle bu olay gerçekleşmedi. Bunun üzerine, Atatürk'ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım'ı yeni tarih olarak hedeflenirken kaçırılan uçak Sivrihisar'a götürüp burada saklanacak ve uçağa yüklenecek 200 kilogramlık patlayıcıyla ertesi gün Anıtkabir'e saldırılacaktı. Daha çok zarar vermesi adına tüplerin içerisine yerleştirilen patlayıcıların, Sivrihisar Hava Üssü ile Alibey Çiftliği'nin karşısındaki tepede uçağa yüklenmesi planlanmıştı.[9][10][13][13][14][15]
Tuncay Göğ'ün liderliğindeki 15 kişilik grup ise 28 Ekim'de Sivas'tan İstanbul'a gelerek Fatih Camii'nde gerçekleştirecekleri eylemin plan ve keşif çalışmalarını yaptı. 29 Ekim sabahı Fatih Camii'ne girerek caminin minaresi ile kubbesine pankart asıp gerekirse polisle çatışmayı planlayan grup, kullanacakları patlayıcıların bir kısmını Otoyol 4'ün Bolu mevkiinde yol kenarına, bir kısmını ise Fatih Camii'nin bahçesine gömmüştü.[9][10]
Tepkiler
İstanbul Valisi Erol Çakır, olayla ilgili olarak "vatana, devlete ve cumhuriyete ihanetin ne boyutlarda planlandığını, insan hayatına saygısızlığın ne düzeye ulaştığını ve yüce dinimize saygısızlığın da ne ölçüde sergilendiğini göstermesi açısından önemlidir" ifadelerini kullandı.[10]Diyanet İşleri BaşkanıMehmet Nuri Yılmaz, yaşananlarla ilgili olarak "Metin Kaplan ve adamlarının yaptıklarının İslam'la bağdaşır yanı yok. Bunların yaptığı delilik." dedi.[16]Doğru Yol Partisi Başkan Yardımcısı Nahit Menteşe, örgütün PKK ile ortak hareket ettiğini belirtti.[16] Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, saldırıların amacının "dünyayı sarsmak" ve "Türkiye'nin imajını zedelemek" olarak gösterdi.[14]Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, saldırı girişimini gerçekleştirenlere yönelik "Var mı Müslümanlıkta böyle katliam? Yunus Emre'ye, Anadolu kültürüne ve Mevlana'ya kulak versinler ... Kendi tarihlerine dönsünler." ifadelerini kullandı.[17]
4 Kasım 1998'de Show TV'deki bir canlı yayına telefonla bağlanan Metin Kaplan, "İslam'ın fedaisi" olarak tanımladığı saldırganları kendisinin göndermediğini; Anıtkabir'in "puthane", ziyaretçilerinin ise "putperest ve müşrik" olduğunu söyledi.[18] 23 Kasım'da Milliyet'te yayımlanan ifadesinde Kaplan, bu saldırı girişimlerini "cumhuriyeti protesto yolunda meşru bir hak" olarak tanımlarken bu saldırıların emrini kendisinin vermediğini belirtti.[19]
Soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar
Türk istihbarat ve emniyet birimlerinin İstanbul'da yakaladığı örgüt mensubu bir kuryeden elde edilen bilgiler doğrultusunda, 28 Ekim 1998'de İstanbul'un Fatih, Gaziosmanpaşa ve Kadıköy ilçelerinde düzenlenen harekâtlarda yakalanan 17 kişi, örgüt mensubu olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.[9][11] 31 Ekim itibarıyla gözaltına alınan kişi sayısı 23'e yükselirken bu kişilerin bir kısmının Sivaslı olduğunun belirlenmesiyle birlikte kendilerinin Sivas'taki evlerine emniyet birimlerince yapılan baskınlarda, saldırılarda kullanılacak araç gereçler ele geçirildi.[10][12] Bu kişiler arasında örgütün Sivas ve Ağrı sorumlularının yanı sıra Frankfurt ve Hannover gençlik yapılanması sorumluları da yer alıyordu.[10]Emniyet Genel MüdürüNecati Bilican, harekâtın "bir anda" olmadığını ve Avrupa'dan beri takipte olduklarını söyledi.[14] İstanbul Valisi Erol Çakır 2 Kasım'da, Metin Kaplan'ın Türkiye'ye iadesi için gerekli prosedürlerin tamamlandığını açıkladı.[10] Gözaltındaki kişilere yapılan sorgulamalara göre örgüt, yılbaşı kutlamalarının yapıldığı eğlence mekânlarına saldırılar düzenleme girişimlerinde de bulunacaktı.[20]
25 sanıktan 4'ünü serbest bırakan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 Kasım günü kalan 21 sanığı tutuklanma istemiyle İstanbul Nöbetçi 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde sevk etti. Aynı gün mahkemedeki sorgularının ardından sanıklar, "yasadışı örgüte üye olmak" suçuyla tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.[21] Ertesi gün Erzurum'da gerçekleştirilen harekâtlarda örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle dört kişi yakalandı. Polis, yakalanan kişilerin Ankara ve İstanbul'daki saldırılara katılacaklarını itiraf ettiklerini belirtti. Aynı gün İstanbul Nöbetçi 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, saldırıların talimatını verdiği gerekçesiyle İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının Kaplan için gıyabında tutuklama kararı çıkarılması talebini kabul etti.[22]
10 Kasım'da, Atatürk'ün ölüm yıldönümü törenlerinde Ayasofya'da bir eylem gerçekleştirecekleri gerekçesiyle 10 kişi İstanbul'da yakalanarak gözaltına alındı.[23] Saldırıyı gerçekleştirecek kişilere silah temin ettikleri gerekçesiyle Erzurum'da yakalanan ve toplam sayısı 6'ya yükselen kişiler, İstanbul'a getirilerek 12 Kasım'da Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sevk edildi.[24] 15 Kasım'da, Erzurum'un Altıntepe köyündeki beş kişi, 10 Kasım'da Almanya'dan gelen bir örgüt mensubunu iki gün boyunca misafir ettikleri; Gelibolu'da ise bir kişi, 29 Ekim saldırılarını düzenlemeyi planlayan örgüt üyelerine yataklık ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı.[25]
Yargı süreci
Esas dava
Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Enver Çoban tarafından hazırlanan iddianame doğrultusunda Aralık 1998'de, saldırı girişimleriyle ilgili olduğu iddia edilen 29 kişi hakkında, İstanbul 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde bir dava açıldı.[26] Sanıklardan 14'ünün tutuklu, 15'inin ise tutuksuz yargılandığı İstanbul'daki davanın ilk duruşması 25 Mayıs 1999'da gerçekleştirildi. Sanık avukatlarının, müvekkillerinin suçsuz olduklarını belirterek gerçekleştirdikleri tahliye talebi reddedildi.[27][28] 11 Nisan 2000'deki duruşmada sonuçlanan davada 14 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırılırken 15 sanık beraat etti. Sanıklar ve haklarında verilen kararlar şu şekildeydi:[15][29][30][31]
Mehmet Demir - Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinin 1. fıkrası gereğince yasadışı silahlı örgüt kurucusu ya da yöneticisi olma suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kuddusi Armağan, Ahmet Coşman, Halis Serin, Kenan Bingöl, Erkan Kuşkaya, Tanju Pekdemir, Selami Boztepe, Tuncay Göğ, Seyit Ahmet Bal ve Muhlis Özölçer - Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinin 2. fıkrası gereğince yasadışı silahlı örgüt üyesi olma suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mehmet Gönültaşı - Türk Ceza Kanunu'nun 169. maddesi gereğince yasadışı silahlı örgüt üyelerine yardım ve yataklık etme suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Nizamettin Kılıç ve Kadir Kızıltaş - Türk Ceza Kanunu'nun 169. maddesi gereğince yasadışı silahlı örgüt üyelerine yardım ve yataklık etme suçundan, duruşmalarındaki iyi hâlleri de göz önüne alınarak 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
15 sanık, delil yetersizliğinden beraat etti.
Kılıç ile Kızıltaş dışındaki tüm sanıklar kararı temyize götürdü.[15]Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 18 Aralık 2000'de sanıklar hakkındaki kararları onadı.[15][31]
Metin Kaplan'ın yargılanması
Türkiye'ye iade süreci
Hilâfet Devleti'nin eski mensuplarından olan ve Metin Kaplan'a muhalif olduğu için örgütten ayrılarak halifeliğini ilan eden Halil İbrahim Sofu, 8 Mayıs 1997'de Berlin'deki evinde öldürülmüştü.[32] Cinayetle ilgili soruşturmayı yürüten savcı, Kaplan ile alakalı olarak Türkiye'deki soruşturma hakkında bilgi almak üzere Aralık 1998'de ülkeye geldi.[33] Kaplan, 25 Mart 1999'te Alman polisi tarafından tutuklandı.[34]Düsseldorf Bölgesel Yüksek Mahkemesi'nde görülen davada "cinayete azmettirme" suçundan suçlu bulunarak 15 Kasım 2000'de dört yıl hapis cezasına çarptırıldı.[35][36] Temyize götürülen karar, Federal Adalet Mahkemesi tarafından 25 Ekim 2001'de onandı.[37] Cezasının üçte ikisini geçirmesinin ardından şartlı tahliye ihtimali ortaya çıkarken Köln Göçmen Bürosunun 21 Kasım'da kendisini sınır dışı edeceğine yönelik karar alması üzerine Kaplan, bu yönde bir girişimde bulunmadı.[38] Düsseldorf Bölgesel Yüksek Mahkemesi 31 Mayıs 2002'de, Kaplan'ın erken tahliye edilmemesine karar verdi.[39] Federal Adalet Mahkemesi de 11 Temmuz'da bu kararı onadı.[40]
Ağustos ayında Türkiye hükûmeti, Federal Adalet Bakanlığından Kaplan'ın iadesini talep etti.[41] Düsseldorf Bölgesel Yüksek Mahkemesi 14 Ocak 2003'te, hapis cezası 24 Mart 2003'te sona erecek olan Kaplan'ın, iade talebinde bulunan Türkiye'ye iadesi söz konusu olduğundan tutukluluğunun ceza süresi sonrasında da devam etmesine karar verdi.[42][43] 23 Şubat'ta Köln Göçmen Bürosu, Haziran ayı itibarıyla Kaplan'ın sınır dışı edilmesine karar verdi. Kaplan bu kararı temyize götürürken 12. İdare Mahkemesi tarafından sınır dışı kararının yasal olduğu belirtildi.[44] Nisan 2003'te Düsseldorf Savcılığı, Köln Bölgesel Yüksek Mahkemesi'nden Kaplan'ın Türkiye'ye iade edilmesini talep etti.[45] Mahkeme, 27 Mayıs 2003'te iade talebini reddederek Kaplan'ın tutukluluğunu sonlandırdı ve Kaplan serbest kaldı.[46][47] 27 Ağustos 2003'te Köln İdari Mahkemesi; Türkiye'deki destekçilerinin Türk güvenlik birimleri tarafından işkence gördüğüne yönelik söylemlerden ötürü Kaplan'ın da işkenceye maruz kalabileceğini, bunun da Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiği belirterek siyasi sığınmacı statüsünü sonlandırmasına karşın Kaplan'ın Türkiye'ye iade edilmeyip Almanya'da kalmaya devam edebileceğine hükmetti.[48][49]
16 Eylül 2003'te Ankara'ya gelerek Kaplan'ın iadesi konusunda Türkiye Dışişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile görüşen Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily, Türkiye'deki işkence ve adil yargılama konusundaki endişelerini dile getirdi.[50][51] 17 Eylül'deki açıklamasında Schily'nin sözcüsü Daniel Höltgen, Köln İdare Mahkemesi'nin Kaplan hakkında verdiği kararı, Federal Göç ve Mülteciler Bürosunun 24 Eylül'de temyiz edeceğini açıkladı.[52]
4 Aralık 2003'te Kuzey Ren-Vestfalya Yüksek İdare Mahkemesi, Köln İdare Mahkemesi'nin Kaplan'ın siyasi sığınmacı statüsünün kaldırıldığına yönelik kararı onadı.[53] Mahkeme, 26 Mayıs 2004'te, kendisi için herhangi bir işkence tehdidi olmamasından ötürü Kaplan'ın sınır dışı edilmesinin önünde bir engel olmadığına hükmetti.[54] Bu kararın ardından sınır dışı edilmek üzere tutuklanması için Köln Şehir İdaresi tarafından aranmaya başlanan Kaplan, Köln'deki evinde bulunamadı.[55] Ertesi gün ise, mahkeme kararının temyize açık olmasından dolayı Köln Şehir İdaresi tarafından tutuklama kararı kaldırıldı ve arama çalışmaları durduruldu.[56] 28 Mayıs'ta Kaplan'ın avukatının Köln Göçmen Bürosuna yaptığı müsamaha belgesi başvurusu,[57] 1 Haziran'da kendisinin 27 Temmuz'a kadar ülkede kalmasına müsamaha gösterilmesiyle sonuçlandı.[58] 23 Temmuz'da bu sürenin uzatılması için Kaplan'ın yaptığı başvuru 26 Temmuz'da, Köln İdare Mahkemesi'nin sınır dışı edilme sürecinin durdurulmasına dair henüz herhangi bir karar almamış olmasından ötürü 27 Ekim'e kadar uzatıldı.[59][60]
Kaplan'ın, Eylül başlarında yaptığı siyasi sığınma başvurusu Federal Göç ve Mülteciler Bürosu tarafından reddedildi. Bunun üzerine 22 Eylül'de, Federal Göç ve Mülteciler Bürosuna karşı Köln İdari Mahkemesi'nde bir dava açtı.[61] 12 Ekim'de Köln İdare Mahkemesi, Kaplan'ın sınır dışı edilmemesi için Federal İdare Mahkemesi'nde açtığı temyiz davası sürmesine rağmen sınır dışı edilebileceğini ve sınır dışı edilmesi için Federal İdare Mahkemesi'nin kararının beklenmesinin gerekli olmadığına karar verdi. Aynı gün yakalanan Kaplan, Düsseldorf Havalimanı'na getirilerek özel bir uçakla Atatürk Havalimanı'na getirildi. Burada Türk güvenlik birimleri Kaplan'ı teslim aldı.[62][63] 7 Aralık'ta Federal İdare Mahkemesi, Kaplan'ın sınır dışı edilmesinin yasalara uygun olduğuna hükmetti.[64]
Yargılanması ve hüküm giymesi
13 Ekim 2004'te İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen duruşmada Kaplan, kendisi hakkında daha önce gıyabında çıkan tutuklama kararının vicahiye çevrilmesi sonucunda tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne konuldu.[65] 20 Aralık 2004'te gerçekleştirilen ve mahkeme heyetinin ertelemesiyle sona eren duruşmada Kaplan, kendisiyle ilgili iddaların gerçek dışı ve komplo olduğunu öne sürdü. Avukatının, Kaplan hakkında daha önce açılmış 12 davanın iddianamesini bu davanınkiyle birleştirerek tek bir iddianame oluşturulması talebi ise reddedildi.[66][67]
4 Nisan 2005'te gerçekleştirilen duruşmada Kaplan'ın avukatı, saldırı girişimiyle ilgili esas davada hüküm giyen Seyit Ahmet Bal, Selami Boztepe, Tanju Pekdemir, Tuncay Göğ ve Kenan Bingöl'ün ifadelerinin işkence sonucunda alındığına dair Adli Tıp Kurumu raporlarını mahkemeye sunarak bu altı kişinin, saldırı emrini Metin Kaplan'dan aldıklarını belirtmiş olmalarından ötürü tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu. Talep, daha önce ifadelerinin alınmış olduğu ve bunun tekrar edilmesinin davaya yeni bir şey katmayacağı nedeniyle reddedildi. Kaplan'ın diğer avukatı ise müvekkilinin bir hilâfet devleti isteği olsa da herhangi bir şiddet eylemi yapmamış olduğundan ve yazılarında da bir şiddet unsuru bulunmadığından bahsetti. Kaplan ise, düşünce ve inançlarını eylemlerle değil, söylemlere dayalı olarak gerçekleştirdiğini ifade etti.[15][68] 30 Mayıs'taki duruşmada Kaplan'ın avukatları, yeni Türk Ceza Kanunu'nun 1 Haziran'da yürürlüğe gireceğinden dolayı yaptığı esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için ek süre talebinde bulundu. Talebin mahkeme heyeti tarafından kabul edilmesiyle duruşma ertelendi.[15][69][70]
20 Haziran 2005 tarihli duruşmada Kaplan; herhangi bir şiddet eylemine katılmadığından, yazılarında şiddetin yer almadığından ve bunların teröre yönelik olmadığından, saldırı girişimi iddialarının "Susurluk Kazası'nı unutturmak için bir komplo" olduğundan bahsetti. Kaplan ve avukatlarının, tanık dinleme isteklerinin kabul edilmemesinden dolayı mahkeme başkanı Metin Çetinbaş'ın taraflı olduğunu öne sürerek bulunduğu reddi hakim talebi de mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Sanık avukatlarının savunmaya hazırlanma için ek süre talepleri de kabul edilmedi. Duruşma, Kaplan'ın eski Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasıyla hükme bağlandı.[71][72][73]
Yeniden yargılama
Karar, temyiz incelemesi için Ekim 2005'te Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderildi.[74] 16 Kasım 2005'te gerçekleştirilen temyiz duruşmasında Kaplan'ın avukatları, söz konusu yasadışı örgütün hiçbir silahlı eyleminin olmadığını ve bu bağlamda, Türk Ceza Kanunu'nun 146. değil 168. madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek verilen kararın usul ve esastan bozulmasını talap etti. Avukatlar ayrıca, esas davadaki sanık ifadelerinin işkence altında alındığını da ifade etti.[75] 30 Kasım 2005 tarihli kararla Yargıtay 9. Ceza Dairesi; usul eksikliği bulunduğu, eksik soruşturma yapıldığı ve yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki hak mahrumiyetlerine ilişkin hükümlerin dikkate alınması gerektiği görüşüyle kararı bozdu.[76]
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülen davaya, "yasadışı örgüte üye olmak" suçundan yargılanan Kaplan'a bağlı bazı kişilerin halihazırda mevcut olan davaları da eklendi. 28 Nisan 2006 tarihli duruşmada Kaplan'ın avukatı, 2000'de sonuçlanan davadaki 9 sanığın işkence gördüğüne dair sağlık raporlarının olduğunu ve ifadelerinin de işkence sonrasında alındığını belirterek hukuka aykırı bir biçimde elde edildiğini söylediği delillerin dava kapsamında değerlendirilmeye alınmamasını ve davanın 7 sanığının tanık olarak dinlenmesini istedi. Kaplan ise tahliyesinin karar verilmesini talep etti. Duruşma, Kaplan'ın tutukluluğunun devamına ve tanıkların dinlenmesine karar verilerek ertelendi.[77] 26 Temmuz'daki duruşmada, hakkında açılan ve bu davayla birleştirilen Kaplan'ın dünürü Hasan Cıbır'ın ifadesi alındı. Duruşma, Kaplan'ın tutukluluk hâlinin devam etmesine karar verilerek ertelendi.[78] 29 Kasım 2006[79] ve 2 Mart 2007[80] tarihli duruşmaların ardından 26 Eylül 2007'de gerçekleştirilen duruşmada, Kaplan'ın dava dosyası diğer sanıklarınkinden ayrıldı.[81]
15 Ekim 2008'de karara bağlanan davada mahkeme heyeti, eski Türk Ceza Kanunu'nun 146/1. maddesi gereğince "anayasal düzenin tamamını ya da bir kısmını silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına; ancak eski Türk Ceza Kanunu'nun 59. maddesi gereğince müebbet hapis cezasına indirilmesine karar verdi.[82][83]
İkinci yeniden yargılama
Kararın temyiz edilmesi sonrasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 12 Şubat 2010'da bu kararı bozdu. Suça hazırlık niteliğindeki planların uygulanmadığından ötürü eylemin anayasayı ihlal suçunu oluşturmadığına hükmeden daire, Kaplan'ın faaliyetlerinin yeni Türk Ceza Kanunu'nun 314/1. maddesi gereğince "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.[84] İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülen davanın 12 Mayıs 2010'daki duruşmasında Kaplan'ın avukatı, "suçun vasıf ve mahiyetinin değiştiği"ni belirteren müvekkilinin tahliyesini istedi. Duruşma, sanık ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için ertelendi.[85] 2 Temmuz 2010'da, Terörle Mücadele Kanunu'nun cezada arttırım öngören 5. maddesini de dikkate alarak Yargıtay'ın işaret ettiği suçla Kaplan'ı 21 yıl hapse mahkûm etse de yargılama sürecindeki davranışları ve takdiri hafifletici nedenlerden dolayı bu süreyi 17,5 yıla indirdi.[86][87]
1 Ağustos 2014'te avukatının İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçeyle, "yargılananların işkence altında ifadelerinin alındığı"nı ve bundan ötürü ifadelerin "herhangi bir mahkeme tarafından dayanak olarak kabul edilemeyeceği" belirtilerek Kaplan'ın yaşadığı sağlık sorunları gereğince yeniden yargılanması talebinde bulunuldu.[88][89][90] 8 Eylül 2014'te bu talep, Kaplan'ın sağlık durumunun yeniden yargılanmayı gerektirecek bir neden olmadığı gerekçesiyle reddedildi.[91]
Üçüncü yeniden yargılama
Kaplan'ın avukatları, Temmuz 2016'da bir kez daha İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yeniden yargılama talebinde bulundu. Dilekçede, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından yargılandığı örgüt davasından mahkûm edilen Kaplan'ın kayınbiraderi Hasan Basri Gökbulut'un, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Mayıs 2016'da, adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği kararı verdiği ve aynı gerekçelerle mahkûm edilen Kaplan'ın da davasının yeniden görülmesi gerektiğinden bahsediliyordu. Kaplan'ın yaşadığı sağlık sorunları da belirtilmişti. 15 Kasım 2016'da mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı doğrultusunda Kaplan'ın tahliye edilerek yeniden yargılanmasına hükmetti.[92]
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 16 Şubat 2021 tarihli duruşmasında Kaplan'ın avukatları; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden gelen yazıya göre ne kiralandığı öne sürülen uçağın kuyruk numarasına ait bir uçak ne de kiralandığı öne sürülen Şafak Air adlı şirketin var olduğunu belirtti. Kaplan'ın saldırı talimatını verdiği öne sürülen 8 kişinin ifadelerinin darp sonucunda alındığının sağlık raporlarıyla tescillendiğinden bahsedilirken "FETÖ örgütü tarafından Tahşiye ile devam eden muhafazakar kesime yapmış olduğu kumpaslar içinde bu olay[ın] ilk kumpas" olduğu ve tüm bunların Ali Fuat Yılmazer ile ekibi tarafından organize edildiği belirtildi. Duruşma sonucunda, Kaplan'ın hüküm giydiği eski Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesini ihlal ettiğine dair "kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden" beraatine karar verildi.[93][94]
İşkence iddiaları
5 Kasım 1998'de İstanbul Nöbetçi 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde gerçekleştirilen sorgulamada sanıklar, daha öndecen yaptıkları polis sorgusundaki ifadelerini doğruladı. Sanık Ahmet Coşman, polis sorgusundaki ifadelerini baskı sonucunda verdiğini; Mehmet Demir ise işkenceye uğradığını söyledi. Sanık Kenan Bingöl'ün 12 Kasım 1998 tarihli muayenesinde darp izlerinden bahsedilirken Bingöl'ün Erzurum ve İstanbul'da polis gözetiminde olduğu sırada, dörder gün boyunca işkence gördüğü, elektrik verilmesi ve Filistin askısı nedeniyle ağrı ve darp izlerinin olduğuna dair sözlerine de yer verildi. Sanık Erkan Kuşkaya'nın 17 Kasım 1998 tarihli muayenesinde ise, dört günden fazla bir süredir psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü öne süren Kuşkaya'nın vücudunda, coptan kaynaklı olabileceği belirtilen yaraların varlığından bahsediliyordu. 5 Kasım 1998'de Adli Tıp Kurumunda gerçekleştirilen muayenelerinde sanıklar Bayram Koç, Tuncay Göğ, Selami Boztepe, Tanju Pekdemir, Hacı Ahmet Özdemir, Muharrem Kavak ve Ali Karataş; aralarında kendilerine hortumla sıcak ve soğuk su tutulması, filistin askısına alınma, dövülme, testislerinin sıkılması, elektrik verilmesi gibi çeşitli psikolojik ve fiziksel şiddete uğradıklarından bahsederken sanıklarda darp izlerinin görüldüğü de raporlarda belirtildi. Davanın 11 Mart 1999'daki birinci duruşmasında Tanju Pekdemir, sekiz günün beşinde işkence gördüğü; Selami Boztepe, kendisine hortumla sıcak ve soğuk su tutulduğu; Tuncay Göğ ise soyunmaya zorlandığı yönünde ifade verdi.[30]
25 Şubat 2003'te, Uluslararası Af Örgütünün Almanya ayağının genel sekreterinin Schily'ye gönderdiği belgede, Türkiye'de görülen davanın sanıklarına birtakım işkenceler yapıldığına yönelik iddialar olduğu da yazılıydı. Belgede, mahkemenin yasadışı yollarla elde edildiği iddia edilen deliller sonucunda karar verdiği de ifade ediliyordu.[30] Köln İdari Mahkemesi 27 Ağustos 2003 tarihli kararında Kaplan'ı sınır dışı etmezken Türkiye'de görülen davanın sanıklarına birtakım işkenceler uygulandığını raporlamıştı.[95]
Seyit Ahmet Bal, ARD'ye verdiği 15 Mayıs 2005 tarihli röportajında "İki gün boyunca, gözlerimiz bağlı bir şekilde ayakta durmaya zorlandık. Diğer altı gün, yüksek sesli müzik verirken her birimize hortumla sıcak ve soğuk su tuttular. Altı günden uzun bir zaman boyunca, kollarımızdan bağlı bir şekilde dövüldük." ifadelerini kullandı.[30]
Komplo iddiaları
Metin Kaplan, cezaevindeyken yazdığı 7 Ağustos 2014 tarihli mektubunda saldırı girişiminin "Susurluk Kazası'nı örtbas etmek, 28 Şubat'ın mimarlarının senaryosunu hazırlamış ve sahnelemiş olduğu çirkin bir oyundan ibaret" olduğunu belirtti.[96]
4 Aralık 2015'te Akit TV'de yayımlanan, Metin Kaplan'ın avukatlarından Hüsnü Tuna ile Kaplan'ın oğlu Fatih Kaplan'ın katıldığı Arka Plan'da, Fethullah Gülen karşıtı söylemlerinden ötürü Kaplan'ın mahkûmiyetine hüküm verildiği öne sürüldü. Gülen'in yargılanması esnasında, 28 Ağustos 2000 tarihli kararla tutukluluğunu kaldıran İstanbul 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin başkanlığını yürüten Şerafettin İste'nin, Kaplan'ı mahkûm eden kişi olduğu belirtilerek İste ile Gülen'in bağlantılı olduğu ve Kaplan'a "kumpas kurulduğu" iddiasında bulunuldu.[94][97][98][99] Bu iddialara yönelik olarak 1 Şubat 2016'da, Gülen ile İste arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı ve haberin gerçeği yansıtmadığına dair, Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak imzalı bir tezkip yayımlandı.[100]
16 Şubat 2016'daki duruşmada Kaplan'ın avukatı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden gelen yazıya göre ne kiralandığı öne sürülen uçağın kuyruk numarasına ait bir uçak ne de kiralandığı öne sürülen Şafak Air adlı şirketin var olduğunu, "FETÖ örgütü tarafından Tahşiye ile devam eden muhafazakar kesime yapmış olduğu kumpaslar içinde bu olay[ın] ilk kumpas" olduğunu ve tüm bunların Ali Fuat Yılmazer ile ekibi tarafından organize edildiğini belirtti.[93][94] İlke Haber Ajansı ile gerçekleştirdiği ve 6 Ekim 2016'da yayımlanan röportajında "28 Şubat'ın mimarları bir tezgâh düzenlediler" diyen Fatih Kaplan; yargı sürecinde olan bazı hakim ve savcıların, çeşitli nedenlerden ötürü tutuklu, firari ya da görevden alınmış olduğunu ifade etti.[101]
Kaynakça
^Aktan, Mehmet (4 Mayıs 1998). "Kaplan'dan Bonn'a tehdit". Milliyet. Bonn. s. 6.
^"Lieber Haft als Ausweisung". Der Spiegel (Almanca). Düsseldorf. 22 Kasım 2001. 6 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2024.
^"Panzer ja, Kaplan nein". Der Spiegel (Almanca). Berlin. 30 Ağustos 2003. 10 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2024.
County in Kansas, United States County in KansasHarper CountyCountyHarper County Courthouse in Anthony (2015)Location within the U.S. state of KansasKansas's location within the U.S.Coordinates: 37°12′N 98°05′W / 37.200°N 98.083°W / 37.200; -98.083Country United StatesState KansasFoundedFebruary 26, 1867Named forMarion HarperSeatAnthonyLargest cityAnthonyArea • Total803 sq mi (2,080 km2) • Land801 sq mi...
Anjing semak[1] Speothos venaticus Bush dog at Prague ZooStatus konservasiHampir terancamIUCN20468 TaksonomiKerajaanAnimaliaFilumChordataKelasMammaliaOrdoCarnivoraFamiliCanidaeGenusSpeothosSpesiesSpeothos venaticus Lund, 1842 Subspecies S. v. panamensis (Panamanian bush dog) S. v. venaticus (South American bush dog) S. v. weijie (southern bush dog) DistribusiBush dog range lbs Anjing semak ( Speothos venaticus ) adalah anjing yang ditemukan di Amerika Tengah dan Selatan . Meskipun jan...
Sir Frederic G. KenyonLahirFrederic George Kenyon(1863-01-15)15 Januari 1863London, InggrisMeninggal23 Agustus 1952(1952-08-23) (umur 89)Godstone, Surrey, InggrisKarya akademisMinat utamaPaleografi, Kritik Alkitab dan Klasika Sir Frederic George Kenyon GBE KCB TD FBA FSA (15 Januari 1863 – 23 Agustus 1952) adalah seorang palaeografer serta sarjana Alkitab dan klasik asal Inggris. Ia menjabat dari tahun 1889 hingga tahun 1931 serangkaian posisi di Brit...
Voce principale: Unione Calcio AlbinoLeffe. Unione Calcio AlbinoLeffeStagione 2011-2012Sport calcio Squadra AlbinoLeffe Allenatore Daniele Fortunato, poi Sandro Salvioni, poi Alessio Pala All. in seconda Mirco Poloni, poi Massimo Di Stefano, poi Ruben Garlini Presidente Gianfranco Andreoletti Serie B22º (retrocesso in Lega Pro) Coppa ItaliaTerzo turno Maggiori presenzeCampionato: Laner (37)Totale: Laner (39) Miglior marcatoreCampionato: Cocco (12)Totale: Cocco (12) Maggior numero di sp...
Campagna terrestreparte della guerra di secessione americanaUlysses S. Grant e Robert E. Lee i due avversari nella campagna terrestreData4 maggio-24 giugno 1864 LuogoVirginia EsitoVittoria dell’Unione Schieramenti Stati Uniti d'America Stati Confederati d'America ComandantiUlysses S. GrantGeorge G. MeadeRobert E. Lee Effettivi182.000 [1]110.000[1] Perdite55.000[2]32.000[2] Voci di guerre presenti su Wikipedia Manuale V · D · MGuerra di s...
This article needs additional citations for verification. Please help improve this article by adding citations to reliable sources. Unsourced material may be challenged and removed.Find sources: Pork knuckles and ginger stew – news · newspapers · books · scholar · JSTOR (August 2020) (Learn how and when to remove this message) Pork knuckles and ginger stewPork knuckles and ginger stewTypeStewRegion or stateCantoneseInventedMing DynastyMain ingredientsP...
Alma BennettBennett ditahun 1924LahirAlma Long(1904-04-09)9 April 1904Seattle, Washington, A.S.Meninggal16 September 1958(1958-09-16) (umur 54)Los Angeles, California, A.S.PekerjaanAktrisTahun aktif1919–1931Suami/istriFrederick Clayton Bennett (m. 1924; c. 1928) Harry Spingler (m. 1929; his death 1953) Blackie Whiteford (m. 1954) Alma Bennett (nee...
You can help expand this article with text translated from the corresponding article in Russian. (June 2009) Click [show] for important translation instructions. Machine translation, like DeepL or Google Translate, is a useful starting point for translations, but translators must revise errors as necessary and confirm that the translation is accurate, rather than simply copy-pasting machine-translated text into the English Wikipedia. Do not translate text that appears unreliable or low-q...
This article is about the musician. For the actor, see Mark Hart (actor). American musician (born 1953) Mark HartMark Hart on guitar with Crowded House, Boston, August 2007Background informationBorn (1953-07-02) July 2, 1953 (age 70)Fort Scott, Kansas, U.S.GenresRock, pop, film scoreOccupationsMusician, composer, producerInstrumentsVocals, guitar, keyboards, bass guitar, lap steel guitarYears active1982–presentLabelsCapitol, A&MWebsitemarkhartmusic.comMusical artist Mark Hart (born...
Part of a series on the History of Angola Precolonial history to 1575 Colonization 1575–1641 Dutch occupation 1641–1648 Colonial history 1648–1951 Portuguese province 1951–1961 War of Independence 1961–1974 Sovereign socialist state 1975–1992 Civil War 1975–2002 Post-war Angola’s 2000s 2010s 2020s See also Years in Angola vte Part of a series on theCulture of Angola History Precolonial history Colonial history Portuguese rule Colonial governors War of Independence People's Re...
For other uses, see Telejornal. Portuguese TV series or program TelejornalCountry of originPortugalOriginal languagePortugueseProductionProduction locationsLisbon, PortugalRunning time60 minutes (with commercials)Original releaseNetworkRTP1Release18 October 1959 (1959-10-18)Related Revista Mundial (1956) Jornal de Actualidades (1957-1959) Telejornal is the flagship television newscast produced by state-owned public broadcaster Rádio e Televisão de Portugal (RTP). It is the lo...
Selección de fútbol de Costa Rica Datos generalesPaís Costa RicaCódigo FIFA CRCFederación Federación Costarricense de FútbolConfederación CONCACAFSeudónimo(s) La sele La tricolor Los ticosSeleccionador Gustavo Alfaro (desde 2023)Capitán Francisco Calvo Más goles Rolando Fonseca (47)Más partidos Celso Borges (163)Clasificación FIFA 52.º (junio de 2024)Estadio(s) Nacional, San JoséEquipaciones Primera Segunda Primer partido Costa Rica 7-0 El SalvadorCiudad de Guatemala — ...
For other places with the same name, see Piła (disambiguation). Place in Greater Poland Voivodeship, PolandPiłaFrom top, left to right: Former officers' messBirthplace and Museum of Stanisław StaszicHoly Family churchPark PensionPiła Główna FlagCoat of armsPiłaShow map of Greater Poland VoivodeshipPiłaShow map of PolandCoordinates: 53°9′N 16°44′E / 53.150°N 16.733°E / 53.150; 16.733Country PolandVoivodeship Greater PolandCountyPiła CountyGmin...
Kawasan Konservasi Perairan Daerah Kabupaten Jembrana (KKPD Kabupaten Jembrana) adalah salah satu kawasan konservasi perairan yang ada di Bali, Indonesia. Dalam pembagian administratif Indonesia, KKPD Kabupaten Jembrana berada di Kabupaten Jembrana. Dasar hukum penetapannya adalah Surat Keputusan Bupati Jembrana Nomor 778/DKPK/2013. Luas kawasan KKPD Kabupaten Jembrana) adalah 3.532,52 Hektare.[1] Di dalam KKPD Kabupaten Jembrana terdapat dua kawasan konservasi yaitu Kawasan Konservas...
Township in Selangor, MalaysiaBandar Sri Damansara PJU9Township FlagBandar Sri Damansara in Petaling DistrictBandar Sri DamansaraLocation in Peninsular MalaysiaCoordinates: 3°11′N 101°36′E / 3.183°N 101.600°E / 3.183; 101.600CountryMalaysiaStateSelangorEstablishment1996Area • Total5.49 km2 (2.12 sq mi)Time zoneUTC+8 (MST) • Summer (DST)Not observedPostal Code52200 Bandar Sri Damansara is a residential township in Petaling ...
Beaugency. Beaugency adalah kota dan komune di tepi sungai Loire di departemen Loiret, Prancis. Kota ini memiliki luas sebesar 16.45 km². Kota ini memiliki populasi sebesar 7.106 jiwa. Pranala luar Wikimedia Commons memiliki media mengenai Beaugency. Beaugency yesterday, vintage cards Pengawasan otoritas Umum Integrated Authority File (Jerman) VIAF 1 WorldCat (via VIAF) Perpustakaan nasional Prancis (data) Amerika Serikat Republik Ceko Lain-lain MusicBrainz area Artikel bertopik geograf...
FIBA Asia Cup 2017 Sport Pallacanestro Zona FIBAFIBA Asia FIBA Oceania Paese ospitante Libano Periodo8 - 20 agosto Squadre16 (da 44 federazioni) Campi1 (in 1 città) Podio Australia (1º titolo) Iran Corea del Sud MVP Hamed Haddadi Statistiche torneo GiocatoriSquadre Media punti el-Khatib (25,9) Australia (92,5)Rimbalzi Haddadi (10,8) Australia (43,0)Assist Haddadi (6,5) Corea del Sud (26,4) Sito ufficiale2017 FIBA Asia Cup www.fiba.com Il 29º Campionato Asiatico Maschile...
ويلى كيركلوند معلومات شخصية الميلاد 27 فبراير 1921(1921-02-27)هلسنكي الوفاة 27 يونيو 2009 (88 سنة)أوبسالا مواطنة السويد فنلندا الحياة العملية المدرسة الأم جامعة هلسنكي المهنة كاتب[1]، وكاتب مسرحي[1]، ورياضياتي[1] اللغة الأم السويدية اللغات السويدية الجو...
Recreation in colonial New England Part of a series onPuritansThe Puritan, an 1887 statue by Augustus Saint-Gaudens, in Springfield, Massachusetts BackgroundChristianityProtestantismReformationEnglish ReformationCalvinismAnglicanismArminianismArminianism in the Church of EnglandEnglish DissentersIndependentsNonconformismEnglish PresbyterianismEcclesiastical separatism17th-century denominations in England Crucial themesDefinitions of PuritanismImpropriationPuritan SabbatarianismMillennialismPu...
Terry KinardNazionalità Stati Uniti Altezza185 cm Peso91 kg Football americano RuoloSafety Termine carriera1990 CarrieraGiovanili 1979-1982 Clemson Tigers Squadre di club 1983-1989 New York Giants1990 Houston Oilers StatistichePartite121 Partite da titolare115 Sack3,0 Intercetti31 Palmarès Trofeo Vittorie Super Bowl 1 Selezioni al Pro Bowl 1 Vedi maggiori dettagli Modifica dati su Wikidata · Manuale Alfred Terance Kinard (Bitburg, 24 novembre 1959) è un ex g...