Türkmence (türkmençe, түркменче, تۆرکمنچه ya da türkmen dili, түркмен дили, تورکمن دیلی), çoğunluğu Türkmenistan'da yaşayan Türkmenlerin konuştuğu Türk dil ailesine bağlı Doğu Oğuz dili. Dil, Türkmenistan'daki yaklaşık 7 milyon konuşuru ile resmî dil olup, çevresindeki Afganistan ile İran'ın sınır bölgelerinde de konuşulur.
Türkmenistan'daki Türkmencenin Çovdur lehçesine benzeyen ve Rusya'da Stavropol Krayında yaşayan Kafkas Türkmenleri tarafından konuşulan Kafkasya Türkmencesi de Türkmencenin bir lehçesi olarak kabul edildiği gibi ayrı bir Oğuz dili olarak da değerlendirilir.
Özbekistan'ın çoğunlukla Harezm bölgesinde konuşulan ve Özbekçe'den ses bilgisi ve gramer düzeylerinde önemli farkları bulunan Harezm Oğuzcası, Türkmenceyle benzer dil özellikleri paylaşır. Harezm Oğuzcasını, Türkmenceleşmiş Özbek diyalekti olarak kabul eden görüşler mevcuttur. Resmi yazışma ve eğitim dili olarak Türkiye Türkçesini kullanan Irak Türkmenlerinin kullandığı dil ise Azerbaycan Türkçesi ağızları içinde değerlendirilmektedir.
Coğrafi dağılım
Türkmence, Türkmenistan'da resmi dil statüsündedir. Türkmenistan'da yaşayan toplam 6 milyon kadar kişinin yanı sıra Türkmenistan'ın dışında, Afganistan'ın Güney Türkistan denen kısmında, çoğu Türkmenistan sınırına yakın, bir kısmı da Afganistan-İran sınırında yaşayan yaklaşık 1 buçuk milyon Afganistan Türkmeni ile İran'ın kuzey-doğusunda bulunan ve Türkmenistan ile sınır komşusu olan Türkmen Sahra denen coğrafi bölgede yaşayan 2 milyon İran Türkmeni'nin anadili konumundadır.
Tarihçe
Yenisey havzası ve Ötüken'deki ana yurtlarından 9. ve 11. yüzyıllar arasında Aral gölünün kuzeyine ve Sirderya bölgesine göç eden ve Müslüman olduktan sonra Türkmen adını alan Oğuzlar, 11. yüzyıldan itibaren Büyük Selçuklu Devletini kurup dalgalar halinde Harezm, Horasan, Azerbaycan üzerinden Anadolu'ya değin uzanmışlardır. Türkmenlerin kaderini değiştiren en önemli olaylardan biri de Moğol İstilalarıdır. Bunun neticesinde Türkmen boylarının bir kısmı Batıya doğru ilerlerken, bir bölümü de Afganistan-Harezm-Horasan-İran-Azerbaycan hattında kalmıştır. Günümüzde Türkmenistan'daki Türkmenler, Oğuz Türklerinin batıya ikinci büyük göç dalgasında yer almayan bakiyeleridir.
Türkmenceyle yazılmış en eski metinlerin, Ahmed Yesevî’nin şiirleri ve Ali’nin Kıssa-i Yûsuf’u olduğu iddia edilirse de, aslında bunlar Türk dilinin müşterek dönemine ait eserlerdir. Eski Türkmen Türkçesi, yazılı belgelerle takip edilemeyen Ana Oğuz Türkçesinin içinden ayrılan veya Ana Oğuz Türkçesiyle beraber yaşamış olan bir kol olarak düşünülmektedir. Özellikle Hazar Denizi’nin batısına göç eden kalabalık Oğuz boylarının dışında, Hazar’ın doğusunda yaşamını sürdürmüş olan Oğuzların konuşmuş oldukları diyalektlerdir. Yazı dili olmadığı için Eski Türkmen diyalektleri olarak da belirtilebilir. Hazar Denizi’nin güneyi ve batısındam Balkanlar’a kadar olan sahada Eski Anadolu Türkçesi sonrasında 15. yüzyılla beraber Osmanlı Türkçesi ve Klasik Azerbaycan Türkçesi Oğuz yazı dilleri olarak sistemleşirken, Eski Türkmen diyalektleri de sahasında Kıpçak lehçeleri konuşan Türk boylarıyla beraber özelliğini oluşturmuştur. Tüm Türkistan'da olduğu gibi Türkmenlerin yaşadığı coğrafyada da yazı dili konumunda olan Harezm Türkçesi ve Çağatayca Türkmenler üzerinde etkili olmuştur.
Türkmence asıl eserlerini 18. yüzyıldan itibaren vermeye başlamıştır.[5] Türkmen edebiyatının en büyük şairi sayılan Mahtumkulu Firaki Türkmen edebiyatının önde gelen temsilcilerinden biridir. 18. yüzyıl şairi olan Mahtumkulu Türkmen halkına yol göstermeye ve umut vermeye çalışan bir şair olarak, şiirleri Türkmen hayatının her yönünü kapsamış ve Türkmen birliği, Türkmen ruhu ve şuuru, gibi konular Mahtumkulu’nun şiirlerinde en çok öne çıkan temalar olmuştur.
Mahtumkulu Firaki:(Mağtumkulı Fırağî)
Gönüller, yürekler bir olsa başlar,
Tartsa yığın erir topraklar taşlar,
Bir sufrada tayyar kılınsa aşlar,
Yükselir o ikbali Türkmeniň.
Dil özellikleri
Türkmence, Azerice ile birlikte Türkçeye en yakın olan dildir. Türkçe konuşan insanlar tarafından küçük bir çabayla anlaşılabilir. Türkmence, Azerice ve Türkçe gibi eski Oğuzca'dan kopup ayrı bir gelişim sergileyen bir dildir. Oğuz dilleri arasında yer alan Türkmence bununla beraber bu dillerden bir takım hususiyetlerle belirgin bir şekilde ayrılır. Bünyesinde eski Oğuzcaya ait unsurları barındırmasına rağmen Çağataycanın tesirinde gelişmiş bir yazı dili olduğu için Azerice ve Türkçeden farklı olarak Türk dillerinin Uygurca ve Kıpçak dili gibi doğu ve kuzey kolunda yer alan lehçelere ait özellikler de taşımaktadır. Türk dillerinin Oğuz grubunda görülen b- > v- değişmesi, Türkmencede olmayıp b’ler korunmuştur (bol- “ol-”, bar “var”, bermek "vermek" vs.). Türkmencenin en önemli özelliklerinden birisi de Türkçenin ve Azericenin kısalttığı asli uzun ünlüleri korumuş olmasıdır. Aslî uzunluklar, Türkmence kelimelerin ilk hecesinde bulunurlar: a'ğı (ağıt), ka'bak (göz kapağı), mo'njuk (boncuk), o'ba (oba, köy), o'dun (odun).[5]
Türkmencenin kelime hazinesini, Türkçe kelimelerin yanı sıra Arapça, Farsça ve Rusça kelimeler oluşturmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde Arapça ve Farsça kelimelerin geçişi dururken Rusça kelimelerin sayısı hızlı bir şekilde artmıştır. Türkçe dışındaki Batı grubu Türk lehçelerinde Rusça kelimeler bakımından bir ortaklık söz konusudur. Türkçede ise, onlardan farklı olarak Fransızca ve İngilizce kelimeler bulunmaktadır.
Türkmencenin birçok ağzı bulunmaktadır. Söz konusu ağızlar, şu şekilde sıralanabilir: Yomut, Teke, Êrsarı, Sarık, Salır, Gökleň, Çovdur, Alili, Nohur, Karadaşlı, Ênev, Yemreli, Hasar, Ata, Nerezim, Çandır, Mukrı, Sakar, Bujak, Olam, Iğdir, Surhı, Düyeji, Hatap, Eski, Bayat, Hıdırili, Mehin, Çêrjev, Mürçe, Kıraç, Burkaz, Müjevür ve Arabaçı. Sovyet döneminde, edebî dil için Yomut ve Teke ağızları esas alınmış, ancak Türkmen aydınları bütün ağızlardan faydalanmayı prensip edinmişlerdir. Bu çizgide gelişen Türkmenceyle yazan birçok şair ve yazar yetişmiş ve bunlar zaman zaman kendi ağızlarında bulunan bazı kelimelere de eserlerinde yer vermişlerdir.
Türkmence 1929 yılına kadar Arap harfleri ile yazılırdı. 1929–1940 arasında Latin harflerine geçilse de 1940 yılından itibaren Sovyet Türkmenistan'ında Rus etkisi nedeni ile Kiril afabesi'ne geçiş yapılmış ve Türkmence için Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliği dağılıp Türkmenistan bağımsız bir ülke haline gelince, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov hemen Türkmencenin yazımında yeniden Latin harflerinin kullanımını teşvik etmeye başladı. Türkmenistan Meclisi, 12 Nisan 1993 tarihinde aldığı bir kararla, Türkmen dilinin yazımında Latin harfleri esas alan, otuz harften oluşan, Türkmenistan'da Täze Elipbiy denen yeni Türkmen alfabesine geçmeyi kabul etmiştir. Bu karara göre yeni alfabe, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren resmen kullanılmaya başlanmış; daha sonra alınan bir kararla birkaç harfte değişiklik yapılarak 1 Ocak 2000'de bütünüyle Lâtin alfabesine geçilmiştir. Pound (£), dolar ($), yen (¥) ve yüzde işaretleri (¢) gibi bazı olağandışı harfler, daha geleneksel harf sembolleri ile değiştirilmiştir. Türkmence hala İran ve Afganistan'da Arap harfleri ile yazılmaktadır.
A B Ç D E Ä F G H I J Ž K L M N Ň O Ö P R S Ş T U Ü W Y Ý Z
a b ç d e ä f g h i j ž k l m n ň o ö p r s ş t u ü w y ý z
Alfabe Türk alfabesini temel alarak oluşturulduysa da birkaç farklılık bulunmaktadır.
Türkmen alfabesinde Türk alfabesinden farklı olan harfler şunlardır:
Türkmenistan'ın eski Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı döneminde 2003 yılında değiştirilen ay ve gün isimleri Kurbankulu Berdimuhammedov döneminde 1 Temmuz 2008'de halktan gelen istekler üzerine önceki haline getirilmiştir. Gün isimleri Farsçadan gelmekte olup ay isimleri ise Rusçadan gelmiştir.
Türkçe
Türkmence
Pazartesi
Duşenbe
Salı
Sişenbe
Çarşamba
Çarşenbe
Perşembe
Penşenbe
Cuma
Anna
Cumartesi
Şenbe
Pazar
Ýekşenbe
Türkçe
Türkmence
Ocak
Ýanwar
Şubat
Fewral
Mart
Mart
Nisan
Aprel
Mayıs
Maý
Haziran
Iýun
Temmuz
Iýul
Ağustos
Awgust
Eylül
Sentýabr
Ekim
Oktýabr
Kasım
Noýabr
Aralık
Dekabr
Renkler
Türkmencede “renk” sözünü karşılamak üzere kullanılan “reňk” sözü Türkmenceye Farsçadan geçmiştir ve Azerice, Türkçe ve Gagavuzcada da kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesinde kullanılan siyah, kahverengi Arapça olup Türkmencedeki gara, ak ve mele Türk dillerine özgüdür. Buna karşılık Türkmencedeki pembe karşılığında kullanılan gülgüne Farsçadan geçmiştir.
Türkçe
Türkmence
Kara
Gara
Beyaz
Ak
Mavi, Gök
Gök
Kırmızı, Kızıl
Gyzyl
Sarı
Sary
Yeşil
Ýaşyl
Kahverengi
Mele
Mor
Mavy
Pembe
Gülgüne
Turuncu
Mämişi
Boz
Çal
Mevsimler (Pasyllar)
Türkçe
Türkmence
İlkbahar
Ýaz
Yaz
Tomus
Sonbahar, Güz
Güýz
Kış
Gyş
Örnek- Mahtumkulu Firaki
Jeýhun bilen bahry-Hazar arasy, Ceyhun ile Bahr-ı Hazar arası,
Çöl üstünden öser ýeli türkmeniň, Çöl üstünden eser yeli Türkmen'in;
Gül-gunçasy – gara gözüm garasy, Gül goncası - kara gözüm karası
Gara dagdan iner sili türkmeniň. Kara dağdan iner seli Türkmen'in.
Hak sylamyş bardyr onuň saýasy, Hak sıylamış, vardır onun sayesi,