Batı Trakya Türkleri veya Rumeli Türkleri (Yunanca: Τούρκοι της Δυτικής Θράκης) ilk olarak Osmanlı döneminde Balkanlara yerleşmiş olup sonra Balkanlarda Osmanlı'ya isyan edip bağımsızlık kazanmış olan Bulgaristan[3] ve Yunanistan devletleri tarafından;[4] önce 1.Balkan Savaşı'nda Bulgaristan[5] (günümüzde hala Rumeli Türklerinin çoğu Bulgaristan'dadır, 588.318 Türk[6]), sonra 2. Balkan Savaş'ında Yunanistan tarafından bir kısmı ele geçirilerek[5] Trakya'nın 3'e bölünmesine neden olunmuştur.
Batı Trakya'dakiTürk nüfusu bu kadar fazla olmasına rağmen gençlik Türkçeyi boşverip Yunanca'ya yöneldiği için ve kendilerinin Yunan olduğuna inandıkları için (veya Türkçeyi "köylü dili" olarak görüp, Yunanca'yı "modern ve medeni dil" olarak gördükleri için) Türkçe oranı Türk oranına göre çok daha azdır. Aşağıdaki tabloda Türkçe konuşan oran çizgili olarak (Yarı Yunanca yarı Türkçe veya Türkçenin çoğunluk olup olmadığının bilinmemesi) gösterilmiştir.[14]
Etimoloji
"Hellenleştirmek" anlamına gelen bir fiilin bilinen ilk kullanımı, Yunanca (ἑλληνίζειν) ve Amphilochian Argives'in dillerine göre Ambraciotlar tarafından Helenleştirildiğini yazan Thucydides (MÖ 5. yüzyıl) zaten dilden daha fazlasına atıfta bulunuluyor.[15] Genellikle eşanlamlı olarak kullanılan benzer Helenizm kelimesi, 2 Makkabi[16] (c. 124 BC) (c. 124 M.Ö.) ve Resullerin İşleri Kitabında[17] (MS 80-90) açıkça çok daha fazlasını ifade etmek için kullanılır. bunun ne anlama geldiği tartışılsa da.[15]
Tarihî kullanım
Klasik dönem
Helenistik dönem
Helenistik dönemde Büyük İskender'in ölümünün ardından, Balkanlar, Karadeniz, Güneydoğu Akdeniz, Anadolu, Ortadoğu Doğu ve Orta Asya boyunca birçok halk ve önemli miktarda Asuri, Yahudi, Mısırlı, Pers, Ermeni ve birtakım diğer etnik gruplar Helenleşti. Bactria'da (Afganistan'ın kuzeyinde) yaşayan İranlı bir etnik grup olan Baktriyalılar, Greko-Bakteriyel Krallık zamanında Helenleşmişlerdi ve Hint alt kıtasının (modern Pakistan) kuzeybatı bölgelerindeki Hint-Yunan Krallığı döneminde çeşitli kabileler Helenize olmuştu. Değişik derecede Helenleşme yaşayan diğer kabileler arasında Jireček Hattının güneyindeki Trakyalılar, Dardiyanlar, Paeonians ve İliryalılar ve hatta Getae vardı.
Helenistik dönemde Helenleşme, sınırlamaları vardı. Örneğin, Suriye'nin Yunan kültürünün etkilediği alanlar çoğunlukla Yunancanın yaygın şekilde konuşulan Seleukos kentsel merkezlerini içeriyordu. Öte yandan, kırsal kesimlerin çoğu Süryanice konuştuğu ve yerli geleneklerini sürdürdükleri için etkilenmedi.
Orta Çağ
Helenleşme, Orta Çağ Bizans İmparatorluğu ve Konstantin'in Konstantinopolis'in (Helenleşmiş Doğu Roma İmparatorluğu) kuruluşunu da ifade edebilir. Üstelik MS 7. yüzyılda İmparator Herakleios (610-641 arası hükümdar) döneminden sonra Yunan kültürünün ve Yunan dilinin önceliğine atıfta bulunmaktadır.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Helenleşme, Yunan kültürünün ve Rum Ortodoks Kilisesinin Balkanlar'daki diğer Hristiyan Ortodoks nüfusları arasında daha yüksek statüsü vardı.
Modern kullanım
1909'da Yunan hükûmeti tarafından atanan bir komisyon, Yunanistan'daki köylerin üçte birinin genellikle Yunanca olmadıkları için adlarının değişmesi gerektiğini bildirdi. Bununla birlikte, kuzey Yunanistan'ın bazı kesimlerinde nüfus, Yunanca konuşmuyor ve eski toponym'lerin çoğu, yaşayanlarının çeşitli etnik ve dil kökenlerini yansıtıyordu.
Çağdaş Yunanistan'da toprak isimlerinin değiştirilmesi süreci, Yunanlaşmanın bir süreci olarak tanımlanmıştır. Modern bir kullanım, modern Yunan devletinde ikamet eden dilsel azınlıkların kültürel uyumlaştırılması ve eğitimi "(Yunanistan Cumhuriyeti), yani modern Yunanistan'da azınlık gruplarının Helenleşme eğilimi" izleyen politikalar ile bağlantılıdır. Hellenisation (ya da Helenleşme) terimi, Yunan Makedonya ilinde Makedon dili kullanımına karşı Yunan muhalefeti bağlamında da kullanılmaktadır.
1870'te Yunan hükûmeti, altı yıl önce Yunanistan'a eklenen İyon Adaları'ndaki tüm İtalyan okullarını kaldırdı. Orta Çağ'dan bu yana Corfu'da ikamet eden Corfiot İtalyanlar topluluğunun azalmasına yol açtı; 1940'lara gelindiğinde yalnızca dört yüz Corfiot İtalyan kaldı.
Sonra Roma'nınYunanları işgal etmesiyle (MÖ 69) Roma'nın eline geçti, Girit'e "Creticus" unvanı verildi. Gortyn adanın başkenti yapıldı ve Girit, Creta et Cyrenaica olarak adlandırılan Cyrenaica ile birlikte bir Roma eyaleti oldu. Arkeolojik kalıntılar, Roma egemenliği altındaki Girit'in refaha ve İmparatorluğun diğer bölgeleriyle artan bağlantıya tanık olduğunu gösteriyor. MS 2. yüzyılda Girit'teki en az üç şehir (Lyttos, Gortyn, Hierapytna), Girit Helenleştirilmiş olduğu için imparator Hadrian tarafından kurulan bir Yunan şehirleri birliği olan Panhellenion'a katıldı. Diocletian, İmparatorluğu yeniden böldüğünde, Girit, Cyrene ile birlikte Moesia piskoposluğuna ve daha sonra I. Konstantin tarafından Makedonya piskoposluğuna yerleştirildi.[20]
İlk Anadolu'ya göç dalgası ve Helenleşme etkisi 19. yüzyıl sonlarında, adanın üzerindeki Osmanlı hâkimiyetinin zayıflaması ve Yunanların ada üzerindeki etkisinin artmasıyla Anadolu'ya göç etmeyi tercih edenler, özellikle de adada 1897'de patlak veren adayı Helenleştirmek için yapılan "Toplu Katliam"lardan (İngiliz gazeteci-yazar Henry Noel Brailsford'a ait; "Wholescale Massacre") Anadolu'ya kaçabilen Türklerdir.[28] (Türklere yönelik katliamların en büyüğü ve kanlısı 1866 yılının 16 Ağustos’unda Selino Kasabası’nda oldu.)[28]
İkinci göç dalgası veya Helenleştirme politikası Girit'in Yunanistan tarafından ilhak edilmesi ile adadan ayrılmak durumunda kalanlardır. Üçüncü Helenleştirme politikası veye son göç dalgası ise, kalan Türklerin Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ile Yunanistan'ın kalan Türkleri Türkiye'ye gönderilmesi yüzünden olmuştur.[26]
Günümüzde eskiden (1821 civarı, alttaki etnik tablosunda gösterildiği gibi) Türklerin ve Yunanların (veya Helenleşmiş Girit Yerlileri) yarı yarıya kaldığı Girit adası, politikası yüzünden Helenleşmiş Türkler (Türk kökenli Yunanlar) sayılmazsa tamamen Helenleşmiştir.[29]