Vatandaşlık ya da yurttaşlık,[1] genellikle bir ülke olan politik kurumların bir parçası olmak demektir. Anayasal ülkelerde, o ülkede yaşayanların devlet tarafından anayasada vadedilen haklardan yararlanmaları için o ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olmaları gereklidir. Bu kişilere vatandaş denir. Vatandaşın politik katılım hakkı vardır.
Her anayasal ülkenin vatandaşlık gereklilikleri anayasalarında yazmaktadır. Günümüzde bu gerekliliklerin başında milliyet, doğum yeri ve kültür gelir. Örneğin 2000 yılına kadar Alman vatandaşı olmak için anne veya babasının Alman olması gerekliliği vardı. Fransa'da, doğum yeri Fransa sınırları içinde olanların vatandaş olma hakları vardır. ABD'de ise, vatandaş olmak isteyenler, Amerikan toplumuna tümüyle uyum sağladıklarını ve Amerikan geleneklerini benimsediklerini kanıtlamak durumundadırlar.
Tarihsel Gelişimi, vatandaşlık kavramının tarihine baktığımızda, kavramın ilk olarak antik çağda Yunan ve Roma uygarlıklarında kullanıldığını görmekteyiz. Modern vatandaşlık ise ulus devletin temel yapı taşı olarak önem kazanmış bir kavramdır.[2]
Kavramlar
Uyrukluk (tabiyet, İngilizce: nationality), bir kişi ile bir devlet arasındaki hukuki bağdır; kişinin etnik kökeniyle ilgili değildir. Vatandaşlıkla ilgili olarak şu terimler geçer: uyrukluk, yurttaşlık, vatandaşlık, tabiiyet. Buradaki nationality'nin karşılığı milliyet değildir. Milliyet, hukuki kavram değildir. Kişiler için, uyrukluğundan söz edilir, uyruk denilmez. Kişilerin uyrukluğu olur. Uyrukluk tabiiyet, vatandaşlık yurttaşlık yerine kullanılmaktadır.
ABD'de vatandaş ve uyruk aynı değildir. Uyruk, yurttaşları belirttiği gibi, sadakat yoluyla da uyruk olunabilmektedir. Amerikan Samoa ve Swan halkları böyledir (İngilizce: non-citizen nationals). Bazı hukukçulara göre yurttaş (İngilizce: citoyen, citizen) iç hukuku; uyrukluk (nationality, nationalite) uluslararası hukuku ilgilendirir. Uyrukluk konusunda Avrupa Sözleşmesi'nde ise uyrukluk ile yurttaşlık eş anlamlı kullanılmıştır.
Vatandaşlık, gerçek kişilere has kullanılır. Tüzel kişi ve nesneler için uyrukluk kavramı kullanılmaktadır. Vatandaşlık hukuku, kamu hukuku içinde değerlendirilir. Devletler doğum yeri, kan bağı ve bunların karmasından oluşan ilkelerle uyrukluk verirler.
Türkiye anayasasının 66. maddesi, "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" demektedir. Bu ilke, anayasa hukuku bakımından, vatandaşların siyasal haklardan yararlanmaları açısından önemlidir. İdare hukuku ve sosyal güvenlik hukuku, ceza hukuku, uluslararası hukuk, insan hakları, usul hukuku, vergi hukuku açısından da vatandaşlık tanımı birçok özellik kazanmıştır.
Uluslararası hukuk ilkeleri, vatandaşlık hakkında üç ilke benimser: Her kişinin vatandaşlığı olmalıdır, her kişinin yalnız bir vatandaşlığı olmalıdır, kişi vatandaşlığını seçmede ve değiştirmede özgür olmalıdır.
Türkiye'de vatandaşlık
Türk vatandaşlığı kanunu, 11 Şubat 1964'te kabul edilmiş ve birkaç kere değişikliğe uğramıştır. İskân Kanunu ise 14 Haziran 1934'te kabul edilmiştir. Vatandaşlık işleri İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bakanlığın birimleri vatandaşlıkla yakından ilgilidir: Nüfus ve Vatandaşlık işleri gm, İller İdaresi gm, Mahalli İdareler gm, Sivil Savunma gm, Kaçakçılık ve İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama gm. Doğrudan birim, Vatandaşlık İşleri db'dır. Türkiye CIEC (Uluslararası Kişi Halleri Komisyonu) üyesidir (1953).
TVK'ye göre Türk vatandaşlığına giriş üç yolladır: Kanunla, yetkili makam kararıyla, seçme hakkıyla. Yapılan değişikliklere göre Türk'le evlenen yabancılar, bakanlık kararıyla vatandaşlığa geçebilmektedirler. İskân Kanunu'na göre ise yurtsuzlar ve mültecilere dair hükümlerle bunların vatandaşlığa geçişleri düzenlenmiştir. Vatandaşlıkla ilgili kararlarda yargı denetimi açıktır.
Kaynakça