Eriha (Osm.Riha ya da İbr.Yeriho) Filistin Ulusal Yönetimi'nin Batı Şeria bölümünde Ürdün Nehri yanında yer alan bir yerleşim yeridir. Eriha valiliği'nin merkezidir ve Fetih partisi tarafından yönetilir.[2] 2007 yılı itibarıyla 18,346 nüfusa sahiptir.[3] 1517-1918 yılları arasında Osmanlı hakimiyeti altında olan şehir, 1949'dan 1967'ye kadar Ürdün tarafından işgal edildi ve 1967'den itibaren İsrail işgali altında tutuldu; 1994 yılında idari kontrol Filistin Yönetimi'ne verildi.[4][5] Dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden biri olduğuna inanılmaktadır[6][7][8] ve dünyanın bilinen en eski koruyucu duvarına sahip şehridir.[9] Şehrin, dünyanın en eski taş kulesine sahip olduğu da düşünüldü, ancak Tel Karamel, Suriye'deki kazılarda daha eski taş kuleler keşfedildi.[10][11]
Arkeologlar Eriha'da 20'den fazla ardışık yerleşimin kalıntılarını ortaya çıkarmışlardır. Bunlardan ilki 11,000 yıl öncesine (MÖ 9000),[12][13] neredeyse Dünya tarihinin Holosen döneminin başlangıcına dayanmaktadır.[14][15]
Şehir ve çevresindeki verimli kaynaklar binlerce yıldır insanları şehre çekmektedir.[16] Eriha, Tanah'ta "Palmiye Ağaçları'nın Şehri" olarak tanımlanmaktadır.[17]
Etimoloji
Eriha'nın İbranicedeki ismi olan Yeriẖo kelimesinin genellikle Kenancareaẖ ("kokulu") kelimesinden türetildiği düşünülmektedir. Ancak diğer teoriler Eriha'nın Kenanca "ay" anlamına gelen Yareaẖ kelimesinden ya da "Ay Tanrısı" olduğuna ve şehrin ona eski bir ibadet merkezi olarak adandığına inanılan Yarikh kelimesinden geldiğini savunmaktadır.[18]
Eriha'nın Arapça adı, ʼArīḥā, "kokulu" anlamına gelir.[19][20][21]
Tarih ve arkeoloji
Kazıların tarihi
Yerleşim yerinin ilk kazıları 1868 yılında Charles Warren tarafından yapılmıştır. Ernst Sellin ve Carl Watzinger 1907 ve 1909 yılları arasında, John Garstang ise 1930-1936 yılları arasında Tel es-Sultan ve Tulul Ebu el-'Alayik'te kazılar yapmışlardır. Daha modern teknikler kullanılarak yapılan araştırmalar, 1952 ve 1958 yılları arasında Kathleen Kenyon tarafından yapılmıştır. Lorenzo Nigro ve Nicolò Marchetti 1997–2000 yıllarında kazılar gerçekleştirmiştir. 2009'dan beri yürütülen İtalya-Filistin ortak arkeolojik kazı ve restorasyon çalışması, 2015 yılından itibaren Lorenzo Nigro, Hamdan Taha ve Jehad Yasine yönetiminde Roma "La Sapienza" Üniversitesi ve Filistinli MOTA-DACH tarafından yeniden başlatılmıştır.[22] İtalya-Filistin Ortak Kazı Çalışmaları 20 senede (1997-2017) 13 kez gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte; Orta Tunç Çağı'na bakan A1 Kulesi ile Erken Tunç III döneminden kalma güneydeki Aşağı Kasaba ve Bahar Tepesi'nin doğu tarafındaki G Sarayı gibi bazı önemli keşifler yapılmıştır.
Sahadaki epipaleolitik yapı, jeolojik tarihte Holosen döneminin başlangıcı olan, MÖ 9000'den daha erken başlayan Natuf kültürü yapılarının inşasıyla; tarımın icadından daha erken bir tarihe denk gelmektedir.[8]
Eriha yerleşim yerinin MÖ 10.000 yıllarına dayandığına dair kanıt bulunmaktadır. Genç Dryas'ın soğuk ve kurak dönemlerinde, herhangi bir yere kalıcı olarak yerleşmek imkânsızdı. Ancak, Ayn es-Sultan'ın Natuf avcı-toplayıcı grupları için popüler bir kamp alanı olduğu zamanlarda, bu gruplar arkalarında hilal şeklinde mikrolit aletler bıraktılar.[23] MÖ 9600 civarında, Genç Dryas stadialinin kuraklık ve soğukluğu sona ermişti; bu da, Natuf gruplarının kalış sürelerinin uzamasına ve sonunda da yıl boyu süren yerleşim ve kalıcı yerleşim yerine yol açtı. Ocaklar ise evlerin hem içinde hem de dışında yer alıyordu.
Çanak Çömleksiz Neolitik, y. MÖ 9500
Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA)
Eriha sahasındaki ilk kalıcı yerleşim, MÖ 9.500 ila 9.000 yılları arasında Ein es-Sultan'ın yakınında şekillenmiştir.[24][25] Dünya ısındıkça, arkeologların "Çanak Çömleksiz Neolitik A" (en:Pre-Pottery Neolithic A, kısaltılmış hali PPNA) olarak adlandırdıkları tarım ve yerleşik ikamete dayalı yeni bir kültür ortaya çıktı. Kültürleri çömlekçilikten yoksun, ancak şu özelliklere sahipti:
küçük dairesel evler
ölülerin binanın altına gömülmesi
vahşi hayvanların avlanması
yabani veya evcil tahılların yetiştirilmesi
Eriha'da dairesel konutlar; çamur harcıyla birlikte sıvanmış, güneşte kurumaya bırakılmış kil ve saman tuğlalardan yapılmıştı. Her evin yaklaşık 5 metre çapında olduğu ölçülmüş ve üstleriyse çamurlu fırçalarla kapatılmıştı. Ocaklar ise hem evlerin içinde hem de dışında yer alıyordu.[26]
MÖ 9400 yılına gelindiğinde kasabada 70'ten fazla orta büyüklükte yerleşim yeri bulunuyordu.[kaynak belirtilmeli]
Bu alan, içinde bir taş kulesi olan 3,6 metre yüksekliğinde ve 1,8 metre genişliğinde geniş bir taş duvarla çevrili 40,000 metrekarelik bir yerleşim yeridir. Aynı zamanda höyüğün batı tarafının ortasına yerleştirilmiş,[27] 8,5 metre yüksekliğinde ve 22 taş basamaklı bir iç merdiven içermektedir.[19][28] Bu kule ve hatta Suriye Tel Karamel'deki kazılarda ortaya çıkarılan daha eski kuleler[10][11] şimdiye kadar keşfedilen en eski kulelerdir. Kulenin tören amacıyla kullanıldığı, duvarın ise su taşkınına karşı savunma amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir.[29] Duvar ve kule, MÖ 8000 civarında Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) döneminde inşa edilmiştir.[30][31] Kule için 1981 ve 1983'te yayımlanan karbon tarihleri, kulenin MÖ 8300 civarında inşa edildiğini ve MÖ 7800 yılına kadar kullanımda kaldığını göstermektedir.[27] Duvar ve kulenin, yüz insanla yüzden fazla günde inşa edildiği düşünülmekte;[29] bu da iyi bir sosyal organizasyona işaret etmektedir. Kasabada yuvarlak kerpiç evler olmakla birlikte, sokak planlamasının olmadığı bilinmektedir.[32] PPNA dönemi boyunca Eriha'da yaşayanların kimliği ve sayısı halen tartışmalı olup, tahminler 2,000–3,000'e kadar çıkmakta ve 200-300'e kadar düşmektedir.[13][29] Bu nüfusun emmer buğdayı, arpa ve baklagilleri evcilleştirdiği ve vahşi hayvanları avladığı bilinmektedir.
Çanak Çömleksiz Neolitik B (PPNB, yaklaşık 1,4 binyıllık bir dönem)
MÖ 7220 ve 5850 yılları arasındaki Çanak Çömleksiz Neolitik B döneminin (karbon-14 tarihleri az ve eski olsa da) kültürel özellikleri şunlardır:
Alçı kullanılarak yeniden yapılandırılan yüz özellikleri ve dışı kaplanan gözler gibi insan kafatasının korunması dahil bazı dini uygulamalar
Kurulumundan birkaç yüzyıl sonra ilk yerleşim yeri terkedilmiştir. PPNA yerleşim evresinden sonra birkaç yüzyıllık bir yerleşim boşluğu oluşmuş, daha sonra PPNB yerleşim yeri kalıntıların aşınmış yüzeyi üzerinde kurulmuştur. MÖ 6800 yılında kurulan bu ikinci yerleşim, belki de bölge yerlilerini kendi egemen kültürlerine çeken istilacı insanların çalışmalarını temsil etmektedir. Bu dönemden kalma eserler arasında, insanların yüz hatlarını yeniden oluşturacak şekilde boyanmış on tane alçılanmış insan kafatası bulunmaktadır.[19] Cenazeler gömüldüğünde insanların bu kafataslarını evlerinde tuttukları düşünülmektedir.[8][33]
Mimari tasarım, taş temeller üzerinde kerpiçten yapılmış doğrusal binaları içermektedir. Kerpiçlerin yapışmasını kolaylaştırmak için derin parmak izleriyle somun şekli verilmiştir. Bütünüyle bir bina kazılmamıştır. Genellikle, odalar merkezi bir avlu etrafında kümelenmiştir. Odalar kireçten yapılmış kırmızı veya pembemsi terrazzo zeminlere sahiptir. Kamış veya sazlardan yapılmış olan bazı hasırların baskıları korunmuştur. Avlular ise toprak bir zemine sahiptir.
Kathleen Kenyon bu yapıyı bir türbe olarak yorumlamıştır. Türbenin duvarında bir oyuk bulunmaktadır. Yakınlarda bulunan bir volkanik taştan yapılmış bir yontma sütunun bu oyuğa yerleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.
Ölüler, zeminlerin altına veya terk edilmiş binaların moloz dolgularına gömülmüştür. Birçok toplu mezar bulunmaktadır. Bütün iskeletler tamamen gömülmemiştir, bu da gömülmeden önce bir bekletme süresi olabileceğine işaret etmektedir. Bir saklama alanı 7 kafatası içermektedir. Çeneler çıkarılmış, yüzler alçıyla kaplanmış ve gözlerin yerine taş böcekleri kullanılmıştır. Toplam on kafatası bulunmuştur. Kalıplanmış kafatasları Tel Ramad ve Beysamun'da da bulunmuştur.
Diğer buluntular arasında ok başları (saplı veya yanları çentikli), ince dişli orak bıçakları, keskiler, raspalar, birkaç trançet balta, obsidyen, bilinmeyen bir kaynaktan gelen yeşil obsidyen gibi taşlar yer almaktadır. Ayrıca değirmen taşları, çakıltaşları ve yeşiltaştan yapılmış birkaç öğütülmüş taş baltası bulunmuştur. Keşfedilen diğer parçalar arasında yumuşak kireçtaşından yapılmış çanak ve kaseler, taştan yapılmış mil halkaları ve muhtemel tezgah tartıları, spatula ve matkaplar, stilize edilmiş insan biçiminde alçı şekilleri, neredeyse doğal ölçülerinde insan biçiminde ve teryomorfik heykelciklerin yanı sıra kabuk ve malahit boncuklar yer almaktadır.
Tunç Çağı
Bir dizi yerleşim MÖ 4500 yılından itibaren devam etmiştir.
Erken Tunç Çağı
Erken Bronz IIIA'da (c. MÖ 2700 – 2500/2450; SultanIIIC1), yerleşim en geniş alanına MÖ 2600'lerde ulaşmıştır.[19]
Erken Bronz IIIB (c. MÖ 2500/2450–2350; SultanIIIC2) döneminde Bahar Tepesi üzerinde G Sarayı ve şehir duvarları bulunmaktadır.
Orta Tunç Çağı
Orta Tunç Çağı'nda sürekli olarak yaşanılan bir yer olan Eriha; Geç Tunç Çağı'nda yıkılmış, bundan sonra artık bir kent merkezi olarak hizmet etmemiştir. Kent, dikdörtgen kulelerle güçlendirilmiş, geniş savunma duvarları ile çevrilmiş ve dikey şaft mezarları ve yer altı mezar odalarına sahip geniş bir mezarlığa sahipti; bunlardan bazılarındaki ayrıntılı cenaze sunakları, bölgede yaşayan kralların mezarları olabilir.[34]
Orta Tunç Çağı boyunca Eriha; MÖ 1700'den 1550'ye kadar olan dönemde Tunç Çağı'ndaki en büyük genişliğine ulaşmıştı ve Kenan bölgesinin önde gelen küçük bir şehriydi. O dönemde bölgede büyük şehirleşme görülmüştür ve bu şehirleşme, Mitanni devletinin kuzeye doğru genişlemesiyle bağlantısı olan ve savaş arabası kullanan bir aristokratlar sınıfı olan Maryannu'nun yükselişi ile bağlantılıdır. Kathleen Kenyon, o dönemle ilgili şunları söylemiştir: "Orta Bronz Çağı, tüm Kenan tarihinin belki de en müreffeh dönemiydi. ... O dönemdeki oldukça gelişmiş bir döneme ait savunma yapısı, karmaşık sistemin bir parçası olan büyük bir taş tahkimat duvarıydı."[35] Tunç Çağı Eriha'sı 16. yüzyılda Orta Tunç Çağı'nın sonunda yıkılmıştır, Şehir-IV yıkım tabakasından kalan karbon ölçümü MÖ 1617-1530 tarihlerini işaret etmektedir. Özellikle y. MÖ 1573 yılını işaret eden bu karbon tarihi, Kenyon tarafından ortaya atılan katmanbilimsel y. 1550 tarihini doğruluyor.
Geç Tunç Çağı
Sahada Geç Tunç Çağı'nda (MÖ 1400'lerde) küçük bir yerleşim olduğuna dair kanıtlar vardır, ancak önceki kazılardan kaynaklanan erozyon ve yıkım bu katmanın önemli kısımlarını silmiştir.[36][37]
Demir Çağı
Tel es-Sultan; MÖ 15. yüzyılın sonundan, kentin yeniden inşasının gerçekleştiği tarih olan MÖ 10. ve 9. yüzyıllara kadar boş kaldı.[37][38][39] Bu yeni şehirden, doğu yamacındaki dört odalı bir evden başka kalıntı kalmamıştır.[40] 7. yüzyılda Eriha geniş bir kasaba haline gelmişti, ancak bu yerleşim 6. yüzyılın sonlarında Babil'inYehuda'yı fethetmesiyle yıkılmıştır.[38]
Fars ve Helenistik Dönemler
Yehuda kentinin 6. yüzyıl sonlarında Babilliler tarafından yıkılmasının ardından,[38] Fars döneminde Babil sürgününden sonra Restorasyon'un bir parçası olarak yeniden inşa edilen yapılardan geriye çok az kalıntı kalmıştır.[40] Kalıntıların yer aldığı höyük, bu dönemin ardından çok geçmeden bir yerleşim yeri olarak terk edilmiştir.[40] Persler'den Helenistik dönemlere kadar, bölge genelinde yerleşim yeri kalıntısı olarak doğrulanan çok az şey vardır.[38]
Tel es-Sultan bölgesinin terk edilmesinden sonra; Geç Helenistik ya da Haşmonayim ve Erken Roma ya da Herodian dönemlerinin yeni Eriha'sı, bölgedeki kaynakların yoğun kullanımı sayesinde Tulul Ebu el-'Alayik'teki kraliyet arazisinin yakınında bir bahçe kenti olarak kurulmuş ve genişlemiştir.[40] Yeni yerleşim yeri, Kelt Vadisi’nin iki yakasında da bulunan bir grup alçak höyükten oluşmaktadır.[38] Haşmonayimliler, Makkabi İsyanı'nın başarısının ardından Herod'u Haşmonayim tahtına getiren bölgedeki Roma etkisine kadar Yahudiye'yi yöneten Leviler'deki rahip bir grubun (kohanim) soyundan gelen bir hanedandı.[43]
Herodian ve Haşmonayim dönemine ait bir mezarlığın kaya lahitleri, Eriha'daki Nuseyb el-Aveyşireh ve Cebel Kuruntul arasındaki uçurumların en altında yer almaktadır ve M.Ö. 100 ve 68 yılları arasında kullanılmıştır.[42]
Herodian dönemi
Hirodes, Marcus Antonius'un Eriha'daki kraliyet mülkünü kendisine hediye olarak vermesinden sonra, bu mülkü Kleopatra'dan kiralamak zorunda kalmıştı. MÖ 30 yılında Marcus Antonius ve Kleopatra'nın ortak intiharlarından sonra Octavianus, Roma İmparatorluğu'nun kontrolünü devralmış ve yeni Herodian mülkünün bir parçası olarak, Eriha Hirodes'un mutlak bir hakimiyeti altına girmişti. Hirodes yönetimi altında, misafirlerin eğlenmesini sağlamak için bir hipodrom amfisi (Tel es-Samrat) ve kayalıkların altındaki bölgenin sulanması ve Tulul Ebu el-Alayik bölgesindeki kışlık saraylara ulaşılması amacıyla yeni suaşıtları inşa edilmiştir.[42] 2008'de İsrail Keşif Derneği, Herod'un üçüncü Eriha sarayının resimli bir cildini yayınlamıştır.[44]
III. Aristobulus'un dramatik şekilde katledilmesi; Romalı Yahudi tarihçi Josephus'un açıkladığı şekliyle, Eriha yakınlarındaki kışlık saraylardaki bir yüzme havuzunda, Hirodes'in Haşmonayim kayınvalidesi tarafından düzenlenen bir ziyafet sırasında gerçekleşmiştir. Sarayların inşasından sonra şehir sadece tarım merkezi ve kavşak noktası olarak değil, aynı zamanda Kudüs aristokrasisi için bir kış merkezi olarak da işlev görmüştü.[45]
Yahudiye'de, Hirodes'in yerine tahta oğlu Herod Archelaus geçmişti. Herod Archelaus; hurma fidanlığında çalışan işçilere ev sahipliği yapması için, kuzeye çok da uzak olmayan, Archelaïs (günümüzdeki ismi Hirbet el-Beyiudat) isminde bir köy inşa etmiştir.[kaynak belirtilmeli]
Birinci yüzyıl Eriha'sı, Strabon'un Coğrafya'sında şu şekilde tarif edilmiştir:
Eriha, ona bir amfi gibi eğilen bir tür dağlık ülke ile çevrili bir ovadır. İşte, çoğunlukla palmiye ağaçlarından oluşsa da, ayrıca her çeşit ekili ve verimli ağacı da içeren Phoenicon. 100 stadyum uzunluğundadır ve her yer akarsularla sulanır. İşte ayrıca Saray ve Balsam Parkı.[42]
John Wesley, kendisinin yazdığı Yeni Ahit Notları'nda, Luka İncili'nin bu bölümü hakkında "tapınağın hizmetine katılan yaklaşık on iki bin rahip ve Levit'in tamamının o bölgede yaşadığını" iddia etmiştir.[47]
Smith'in, İncil İsimleri Sözlüğü'nde, İsa'nın ve çevresindekilerin Eriha'ya gelişi ile ilgili şunlar söylenmektedir: "Rabbimiz ziyaret ettiğinde Eriha bir kez daha 'avuç içleri şehri'ydi. Burada görme engellileri sağlığına kavuşturdu (Matta 20:30; Markos 10:46; Luka 18:35). Burada Rahab'ın torunu, vergi tahsildarı Zakkay'ın misafirperverliğini küçümsemedi. Sözün kısası, Kudüs ile Eriha arasında, merhametli Samiriyeli hikayesi böyle gerçekleşmişti."[48]
Roma vilayeti
MS 70 yılındaki Büyük Yahudiye İsyanı'nda Kudüs'ün Vespasianus'un ordularına yenik düşmesinden sonra, Eriha hızla zayıflamış ve MS 100 yılı itibarıyla sadece küçük bir Roma garnizon kasabası haline gelmişti.[49] 130 yılında buraya bir kale inşa edilmiş ve bu kale 133 yılında gerçekleşen Bar Kohba İsyanı'nın bastırılmasında rol oynamıştır.
Bizans dönemi
Hristiyan bir hacının Eriha ile ilgili kayıtları 333 yılına dayanmaktadır. Bundan kısa süre sonra kentin yerleşim alanı terkedilmiş ve günümüzdeki kentin 1600 metre doğusuna bir Bizans Eriha'sı, Ericha, kurulmuştur.[49] Bizans döneminde yoğun nüfuslu olan bölgede Hristiyanlık kökleşmiştir. 340 (MS) yılında inşa edilen Koziba St. George Manastırı ve Aziz Elyesa'ya adanan kubbeli bir kilise de dahil olmak üzere birçok manastır ve kilise inşa edilmiştir.[45] MS 6. yüzyılda en az 2 sinagog daha inşa edilmiştir.[42] Manastırlar 614 yılındaki Persişgalinden sonra terkedilmiştir.[19]
Eriha Kraliyet Makkabi kışlık sarayındaki Eriha Sinagogu MÖ 70-50 yıllarına dayanmaktadır.
1936'da Eriha'da MS 6. yüzyılın sonlarına veya 7. yüzyılın başlarına tarihlenen bir sinagog keşfedilmiş ve mozaik tabanındaki merkezi İbranice slogana dayanarak Şalom Al Yisrael Sinagogu ya da "İsrail'e barış", olarak adlandırılmıştır. Sinagog Altı Gün Savaşı'ndan sonra İsrail tarafından kontrol ediliyordu, ancak Oslo Anlaşmaları sonucu kontrolü Filistin Yönetimi'ne verilince bir çatışma kaynağı olmuştur. 12 Ekim 2000 gününün gecesinde, sinagog kutsal kitapları ve kalıntıları yakıp mozaiğe zarar veren Filistinliler tarafından tahrip edilmiştir.[50][51]
Bir başka Bizans dönemi yapısı olan Na'aran sinagogu, 1918'de Eriha'nın kuzey eteklerinde keşfedilmiştir. Şalom Al Yisrael'den daha az bilinmesine rağmen, daha büyük bir mozaiğe sahiptir ve benzer durumdadır.[51]
Erken Müslüman dönemi
Arapça varyasyonunda "Ariha" olarak adlandırılan Eriha, büyük Bilad el-Şam'ın parçası olan Cund Filistin'in ("Filistin Askeri Bölgesi") bir parçası haline gelmiştir. Arap Müslüman tarihçi Musa b. 'Ukba (758 yılında öldü), halifeÖmer bin Hattab'ınHayber Yahudileri'ni ve Hristiyanları'nı Eriha'ya (ve Tayma'ya) sürgün ettiğini kaydetmiştir.[52]
659 yılına gelindiğinde, bu bölge Emevi hanedanının kurucusu Mu'aviyye'nin kontrolü altına girmişti. O yıl gerçekleşen bir deprem Eriha'yı yok etmiştir.[53] On yıl sonra, hacı Arculf Eriha'yı ziyaret etmiş ve kenti harabeler içinde bulmuştur. Kentin tüm "sefil Kenanlı" yerlileri ise Ölü Deniz kıyısı çevresindeki gecekondulara dağılmışlardır.[54]
Tel es-Sultan'ın yaklaşık 1,5 kilometre kuzeyindeki Hırbetü'l Mefcer'de, onuncu Emevi halifesi Hişâm bin Abdülmelik'e (h. 724–743) atfedilen ve Hişam Sarayı olarak bilinen bir saray kompleksi bulunmaktadır. Bu "çöl kalesi" ya da kasrı büyük olasılıkla, inşaatı tamamlanmadan önce suikaste uğrayan Halife Velid bin Yezid (h. 743-744) tarafından inşa ettirilmiştir.[55] İki cami, bir avlu, mozaikler ve diğer eşyaların kalıntıları günümüzde hala yerinde görülebilir. Tamamlanmamış yapı 747 yılındaki depremde büyük oranda yıkılmıştır.
Emevi hükümdarlığı 750 yılında sona ermiş ve onu ArapAbbasi ve Fatımî hanedanlarının hilafetleri izlemiştir. Sulu tarım İslami yönetim altında tekrar gelişmiş ve Eriha'nın verimli "Palmiyeler Şehri" şöhretini geri kazandırmıştır.[56] Arap coğrafyacı El-Makdisi 985 yılında "Eriha'nın suyunun tüm İslam coğrafyasının en iyisi olduğunu ve muzların bol, hurmaların ve çiçeklerin de güzel kokulu" olduğunu yazmıştır.[57] El-Makdisi ayrıca Eriha'yı Cund Filastin'in başlıca şehirlerinden biri olarak da adlandırmıştır.[58]
Haçlılar, 1179 yılında Koziba St. George Manastırı'nı şehir merkezine 10 km uzaklıkta olan eski yerine tekrar inşa ettiler. Ayrıca, Vaftizci Yahya'ya adanmış iki kilise ve bir manastır daha inşa ettiler ve şehre şeker kamışı üretimini tanıttılar.[59] Tavahin es-Sukkar ("şeker değirmenleri") bölgesi bir Haçlı şeker üretim tesisinin kalıntılarını barındırmaktadır. 1187 yılında ise, Haçlılar Hıttin Muharebesi'nin ardından SelahaddinEyyubi güçleri tarafından şehirden çıkartılmış ve şehir yavaş yavaş düşüşe geçmiştir.[19]
Eyyûbîler ve Memlûk dönemleri
1226 yılında Arap coğrafyacı Yâkût el-Hamavî Eriha'da "birçok palmiye ağacı ve çok miktarda şeker kamışı ile muz bulunduğundan, ayrıca Ghaur bölgesindeki en iyi şekerin Eriha'da üretildiğinden" bahsetmiştir. 14. yy.'da ise Ebü'l-Fidâ, Eriha'daki kükürt madenlerinin "Filistin'de bulunan tek kükürt madeni olduğunu" yazmıştır.[60]
Osmanlı dönemi
16. yüzyıl
Eriha 1517'de Filistin'in tamamı ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına dahil olmuştur, ayrıca 1545 yılında ise Kudüs Haseki Sultan İmareti için 19,000 Akçe kadar bir para vakfedildiği kayıtlara geçmiştir.[61] Köylüler gelir kaynağı olarak, Kudüs'teki Osmanlı yetkilileri tarafından özellikle bu amaç için kullanılmak üzere ödünç verilen kazan ile çivit mavisi işlemişlerdir.[62] Bu yüzyıldan sonra ise Eriha'nın gelirleri Haseki Sultan İmareti'ne gitmemiştir.[63]
1596 yılında Eriha, defterlerdeRiha isminde yer almıştır ve Kudüs livasındakiKudüsnahiyesinde bulunmaktadır. Tamamı Müslüman olmak üzere 51 hanelik bir nüfusa sahiptir. Toplamı 40.000 Akçe olmak üzere; bazı gelirlerin yanı sıra buğday, arpa, yaz mahsulleri, üzüm bağları ve meyve ağaçları; keçiler ve arı kovanları ile mandalar da dahil tarım ürünlerine %33,3 sabit vergi ödemişlerdir. Gelirlerin tamamı ise halen bir Vakf'a gönderiliyordu.[64]
17. yüzyıl
Fransız gezgin Laurent d'Arvieux 1659 yılında şehri şöyle tanımlamıştır: "Şimdi ıssız ve kötü durumda olan sadece 50 fakir hane var... Etraftaki ova son derece verimli; toprak orta derecede verimli, ancak Ürdün'e akan birkaç dere tarafından sulanıyor. Bu avantajlara rağmen sadece şehre bitişik olan bahçeler işleniyor."[65]
19. yüzyıl
19. yüzyılda Avrupalı akademisyenler, arkeologlar ve misyonerler Eriha'yı sık sık ziyaret etmiştir.[19] Eriha o zamanlar ova ve çöllerdeki diğer bölgeler gibi yoksul durumdaki bir vahaydı.[66]Edward Robinson (1838) yaklaşık 200 kişiden oluşan 50 aile,[67]Titus Tobler (1854) ise toplamda 3611 Kuruş vergi ödeyen 30 yoksul kulübe raporlamıştır.[68] Ayrıca Abraham Samuel Herschberg (1858-1943) de 1899-1900 yılları arasında bölgeye ziyaretlerinin ardından[69] yaklaşık 30 yoksul kulübe ve 300 vatandaş bulunduğunu raporlamıştır.[70] O vakitlerde Eriha, bölgenin Türk valisinin ikametgâhıydı. Köyün ana su kaynakları Arapça "Sultan'ın Kaynağı" anlamına gelen Ein al-Sultan ve İbranice "Elyesa Kaynağı" anlamına gelen Ein Elisha adlı bir kaynak ile Vadi Kelt'teki kaynaklardı.[66]
J. S. Buckingham (1786-1855) 1822 yılında yazdığı kitabında er-Riha'nın köylülerinin, sözde yerleşik olmalarına rağmen, nasıl Bedevi tarzı baskın ya da ghazzu yaptıklarını şöyle anlatmıştır: "Erkekler zamanlarının çoğunluğunu en kârlı ve ana aktiviteleri olan "hırsızlık ve yağma" ile ova sürerek geçirirken, kadınlar ve çocuklar ise ufak arazi ekimi yapıyorlardı."[71]
1870 yılı civarında bir Osmanlı köyü listesi Riha'da, Eriha'da, sadece erkekler dahil olmak üzere 36 hane ve 105 kişilik bir nüfusun olduğunu göstermektedir.[72][73]
Tel es-Sultan'daki ilk kazı çalışması 1867 yılında gerçekleştirilmiştir.[19]
II. Dünya Savaşı sırasında İngilizler Yahudi şirketi Solel Boneh'in yardımıyla Eriha'da kaleler inşa etmişler ve Alman müttefik kuvvetlerinin olası bir istilasına hazırlık olarak köprüleri patlayıcılarla donatmışlardır.[74]I. Dünya Savaşı'nın sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Eriha, Filistin Mandası yönetimi altına girmiştir.
1922 Filistin nüfus sayımına göre Eriha 931'i Müslüman, 6'sı Yahudi ve 92'si de Hristiyan olmak üzere 1.029 nüfusa sahipti;[75] Hristiyanlar'ın ise 45'i Ortodoks, 12'si Roma Katolik'i, 13'ü Rum Katolik'i (Melkani), 6'sı Süryani Katolik'i, 11'i Ermeni, 4'ü Kıpti ve 1 tanesi ise İngiliz Kilisesi'ndendi.[76]
1945 istatistiklerine göre Eriha, 2.570'i Müslüman, 170'i Yahudi, 260'ı Hristiyan ve 10'u da "diğerleri" olarak sınıflandırılmak üzere 3.010 nüfusa sahipti;[79] ayrıca 37.481 dönüm üzerinde yetki alanı bulunmaktaydı.[80] Bu alanın 948 dönümü narenciye ve muz için, 5.873 dönümü plantasyon ve sulanabilir arazi için, 9.141 dönümü tahıl için,[81] 38 dönümü ise kentsel yerleşim alanı için kullanılmıştır.[82]
Ürdün dönemi
Eriha, 1948 Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra Ürdün kontrolüne girdi. 1948 yılında Kral Abdullah tarafından düzenlenen ve 2.000'den fazla Filistinli delegenin katıldığı Eriha Konferansı'nda "Majesteleri tüm Filistin'in Kralı olarak" ilan edilmiş ve "tam Arap birliğine doğru bir adım olarak Filistin ve Transürdün'ün birleştiği" duyurulmuştur. 1950'nin ortalarında Ürdün, Ürdün vatandaşı olan diğer Batı Şeria semtlerinin sakinleri gibi Batı Şeria ve Eriha'da yaşayan yerlileri de resmi olarak ilhak etmiştir.[83]
1961 yılında Eriha'nın nüfusu 935'i Hristiyan ve geri kalanı da Müslüman olmak üzere 10.166'ydı.[84][85]
1967 sonrası
Eriha, 1967 Altı Gün Savaşı'nda Batı Şeria'nın geri kalan kısmı ile birlikte İsrail tarafından işgal edilmiştir. Eriha Oslo Anlaşması'na uygun olarak Filistin Yönetimi'ne teslim edilen ilk şehirdi.[86] 4 Mayıs 1994 tarihli Gazze–Eriha Anlaşması'nda Eriha'nın sınırlı Filistin özerk yönetimi kabul edilmiştir. 29 Nisan 1994'te anlaşmanın bir diğer parçası olan "Ekonomik İlişkiler Protokolü" imzalanmıştır.[87] Şehir, Batı Şeria'nın A Bölgesi'ndeki Ürdün Vadisi'nin bir yerleşim bölgesinde yer alırken, çevresi tam İsrail askerî kontrolü altında C Bölgesi olarak belirlenmiştir. Dört barikat yerleşim bölgesini kuşatmakta ve Eriha'nın Filistin nüfusunun Batı Şeria'ya hareketini kısıtlamaktadır.[88]
2001 yılında İkinci İntifada ve intihar bombalarına yanıt olarak Eriha, İsrail birlikleri tarafından yeniden işgal edildi.[86] Eriha'ya giden ve gelen Filistin trafiğini kontrol etmek için şehrin büyük bir kısmının çevresine 2 metrelik derin bir hendek inşa edildi.[89]
Hamas'ın, nüfusunun çoğunluğunu Fetih destekli Hilles aşiretinin oluşturduğu bir mahalleye saldırısının ardından, 6 Hamas üyesinin öldüğü bu saldırıya yanıt olarak Hilles aşireti 4 Ağustos 2008 tarihinde Eriha'ya konuşlandı.[91]
2009 yılında Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad ve ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Narkotik ve Hukuki Yaptırım İşleri'nden sorumlu Yardımcısı David Johnson, ABD fonuyla Filistin Yönetimi güvenlik güçleri için Eriha'da inşa edilen 9,1 milyon dolar'lık Başkanlık Muhafız Eğitim Merkezi'nin açılışını yaptılar.[92]
Şehrin şimdiki belediye başkanı eski bir avukat olan Hassan Saleh'tir.
Coğrafya ve iklim
Eriha, Ürdün Vadisi'nde bulunan Vadi Kelt'teki bir vahadadeniz seviyesinin 258 metre aşağısında yer almaktadır ve bu da Eriha'yı dünyanın en alçakta bulunan şehri yapmaktadır.[7][19][93] Şehrin yakınlarındaki Ayn es-Sultan kaynağı dakikada 3.8 m3 su üreterek, birden fazla kanal aracılığıyla 10 kilometrekarelik bir alanı sular ve 10 kilometre uzaklıktaki Ürdün Nehri'ni besler.[19][93] Yıllık yağış miktarı çoğunlukla kış aylarında ve ilkbaharın başlarında olmak üzere 204 mm'dir.[94] Ortalama sıcaklık Ocak ayında 11 °C ve Temmuz ayında 31 °C'dir.
1997 yılında Filistin Merkezi İstatistik Bürosu (FMİB) tarafından gerçekleştirilen ilk nüfus sayımında Eriha'nın nüfusu 14.674 olarak belirtilmişti. Filistinli mülteciler nüfusun %43,6'sını yani 6.393 kişilik kısmını oluşturuyordu.[95] Kentin cinsiyet dağılımı %51 erkek ve %49 kadın şeklindeydi. Eriha'nın genç bir nüfusu vardır ve nüfusun yaklaşık yarısı (%49,2) 20 yaşın altındadır. 20 ve 44 yaş arasındaki insanlar nüfusun %36,2'sini oluştururken, 45 ve 64 yaş arası %10,7'sini ve 64 yaş üzerindekiler ise %3,6'sını oluşturmaktadır.[96] 2007 yılında FMİB tarafından yapılan nüfus sayımında, Eriha'nın nüfusu 18.346 olarak belirtilmiştir.[3]
Demografi son üç bin yıl içinde bölgedeki baskın etnik gruba ve yönetime bağlı olarak büyük farklılıklar göstermiştir. 1945 yılında Sami Hadawi tarafından yapılan bir arazi ve nüfus incelemesinde, Eriha'daki 3.010 vatandaşın %94'ü (2840) Arap ve %6'sı (170) ise Yahudi olarak belirtilmiştir.[97] Bugün nüfusun ezici çoğunluğu Müslüman'dır.[98]Hristiyan topluluk nüfusun yaklaşık %1'ini oluşturmaktadır.[99] Eriha'da büyük bir siyahi Filistinli topluluk bulunmaktadır.[98]
Ekonomi
1994 yılında İsrail ve Filistinliler, Eriha'daki Filistinlilerin bankalar açmasını, vergi toplamasını ve böylelikle kendi kendilerini yönetemeye hazırlık amacıyla ihracat ve ithalat yapmasını sağlayan bir ekonomik anlaşma imzaladılar.[100]
Turizm
2010 yılında Eriha, Ölüdeniz'e olan yakınlığından ötürü Filistinli turistler arasında en popüler yer olarak ilan edildi.[101]
1998 yılında, Yaser Arafat'ın desteğiyle Eriha'da 150 milyon dolarlık bir kumarhane oteli inşa edildi.[102] Kumarhane şu anda kapalıdır ancak tesisteki otel konuklara açıktır.
Ahit ve Hristiyan Turizmi
Hristiyan turizmi Eriha'nın başlıca gelir kaynaklarından birisidir. Eriha ve çevresinde birçok önemli Hristiyan hac mekânı bulunmaktadır.
Bölgenin panoramik manzarasına sahip Rum Ortodoks Ayartma Manastırı'nın tepesinde yer alan Ayartma Dağı. Manastıra kadar giden bir teleferik vardır.[4]
Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından Ayn es-Sultan kaynağı olarak bilinen Elyesa Kaynağı
Zakkay'ın çınar ağacı (İnciller'de bahsedilen esas ağaçla ilgili olduğu için, farklı yerlerde bulunan bu türden iki ağaca hürmet gösterilir)
Eriha içerisinde ve yakınında bulunan arkeolojik alanların turistleri çekme potansiyeli bulunmaktadır. Bunlar, Tarih ve arkeoloji paragrafında ayrıntılı olarak ele alınmaktadır:
Tel es-Sultan'da bulunan Taş, Tunç ve Demir Çağı kentleri
Kenti çevreleyen muz bahçeleriyle birlikte, tarım bir başka gelir kaynağıdır.[4]
Eriha Tarım-Sınai Parkı, Eriha bölgesinde geliştirilmekte olan bir kamu-özel işletmesidir. Eriha'nın ekonomisini geliştirmek amacıyla, tarımsal işleme şirketlerine, parktaki arazileri kiralamak için finansal imtiyazlar sunulmaktadır.[103]
Okullar ve dini kurumlar
1925'te Hristiyan rahipler, 100 öğrenci için Terra Santa Okulu'nu açtı. Şehirde 22 devlet okulu ve birkaç tane de özel okul bulunmaktadır.[99]
Sağlık hizmetleri
Nisan 2010'da, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Gelişim Ajansı (USAID) Eriha Devlet Hastanesi'nin yenilenmesi için temel atma töreni düzenledi. USAID, bu proje için 2,5 milyon dolar değerinde finansman sağlamaktadır.[104]
^Mithen, Steven (2006). After the ice : a global human history, 20,000-5000 BC (Birinci Harvard University Press pbk. ed. bas.). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. s. 57. ISBN0-674-01999-7.KB1 bakım: Fazladan yazı (link)
^"Prehistoric Cultures". Museum of Ancient and Modern Art. 2010. 3 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2013.
^Mithen, Steven (2006). After the ice : a global human history, 20,000-5000 BC (Birinci Harvard University Press pbk. ed. bas.). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. s. 54. ISBN0-674-01999-7.KB1 bakım: Fazladan yazı (link)
^abRan Barkai and Roy Liran. "Midsummer Sunset at Neolithic Jericho". In Time and Mind: The Journal of Archaeology, Consciousness and Culture, Volume 1—Issue 3, November 2008, p. 279. DOI 10.2752/175169708X329345
^Mithen, Steven (2006). After the ice : a global human history, 20,000-5000 BC (Birinci Harvard University Press pbk. ed. bas.). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. s. 59. ISBN0-674-01999-7.KB1 bakım: Fazladan yazı (link)
^abJr, Robert L. Hubbard (30 Ağustos 2009). Joshua (İngilizce). Zondervan Academic. s. 203. ISBN9780310590620. 8 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Haziran 2019. The current scholarly consensus follows the conclusion of Kenyon: Except for a small, short-lived settlement (ca. 1400 B.C.), Jericho was completely uninhabited c. 1550 – 1100 B.C.
^abcdeJacobs 2000 (İngilizce). s. 691. 31 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2019.
^Dever, William G. (1990) [1989]. "2. The Israelite Settlement in Canaan. New Archeological Models". Recent Archeological Discoveries and Biblical Research. ABD: University of Washington Press. s. 47. ISBN0-295-97261-0. Erişim tarihi: 7 Ocak 2013. (Of course, for some, that only made the Biblical story more miraculous than ever—Joshua destroyed a city that wasn't even there!)
^abcdAvraham Negev ve Shimon Gibson (2001). Jericho. Archaeological Encyclopedia of the Holy Land. New York ve Londra: Continuum. s. 259. ISBN0-8264-1316-1.
^Silvia Rozenberg; Ehud Netzer (2008). Hasmonean and Herodian palaces at Jericho: final reports of the 1973–1987 excavations. 4, "The decoration of Herod's third palace at Jericho". Kudüs: İsrail Keşif Toplumu: Arkeoloji Enstitüsü, Kudüs İbrani Üniversitesi. 9789652210715. WorldCat website 2 Temmuz 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^ab"Jericho - (Ariha)". Kudüs: Studium Biblicum Franciscum. 7 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2019.
^Birçok hadis derlemesi: ör. Muḥammed Muḥsin Hân tarafından çevirilen Buhari, Sahih, The Translation of the Meanings of Sahih al-Bukhari (Hindistan: Kitab Bhavan, 1987) 3.39.531 ve 4.53.380 ve Müslim Sahih çev. Abdul Hamid Sıddıki (Lahor: Kazi Publications, 1976) 10.3763.
^Mu'aviyye'nin halifeliği sırasında yazılan Maruni Vakayinamesi. Propaganda sebepli olarak depremin tarihi yanlış verilmiştir: Andrew Palmer, The Seventh Century in the West-Syrian Chronicles (Liverpool: Liverpool University Press, 1993), 30, 31, 32.
^De Locis Sanctis (1895). "I.11". The Pilgrimage of Arculf in the Holy Land. MacPherson, Rev. James Rose tarafından çevrildi. W. London: BD. 24, Hanover Square.
^Jerome Murphy-O’Connor, The Holy Land: An Oxford Archaeological Guide from Earliest Times to 1700, Oxford University Press 2008, pp. 342–344.
^Titus Tobler, Topographie von Jerusalem und seinen Umgebungen, Berlin, 1853–1854, s. 642
^Fred Skolnik (baş editör), (Ed.) (2007). Herschberg, Abraham Samuel (1858–1943)(PDF). Encyclopaedia Judaica. 2. 9. Keter, Thomson Gale. ss. 42-43. ISBN978-0-02-865930-5. 28 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi(PDF). Erişim tarihi: 23 Mayıs 2019.KB1 bakım: Editörler parametresini kullanan (link)
^A. S. Herschberg, In the Land of the East, Vilnius, 1899, s. 469
^Steen, Eveline van der (2014). "Raiding and robbing". Near Eastern Tribal Societies During the Nineteenth Century: Economy, Society and Politics Between Tent and Town (İngilizce). Routledge. ISBN978-1-317-54347-3. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2019.