Bu madde, Vikipedi biçem el kitabına uygun değildir. Maddeyi, Vikipedi standartlarına uygun biçimde düzenleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. Gerekli düzenleme yapılmadan bu şablon kaldırılmamalıdır.(Şubat 2013)
Bulgaristan'daki Türkler, Oğuz ve Kumanların soyundan gelmektedirler. Oğuz Türkleri, Anadolu üzerinden ve çoklukla Osmanlı devrinde o bölgeye geçen Türklerdir. Bulgaristan'da Türklere zaman zaman şiddet, baskı, asimilasyon, sindirme politikaları, katliamlar, zorunlu göç politikaları ya devlet tarafından ya halk tarafından uygulanmıştır. Özellikle 1980'lerde, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti döneminde, devlet tarafından, Todor Jivkov'un emriyle asimilasyon (zorla Bulgar adı koyma, Türkçe konuşma yasağı), katliam, zorunlu göç politikası gibi politikalarda uygulanmıştır.
Jivkov rejiminin çöküşünden sonra yeni kurulan Bulgaristan hükûmeti 29 Aralık 1989'da Bulgaristan'daki Türklerin Türkçe adlarını alma özgürlüğünü, ibadeti yapma özgürlüğünü ve Türkçe konuşma hakkını tanımıştır.
Dil
Bulgaristan Türklerinin anadilleri Türkçedir. Bulgaristan geçmişinde Türkçeyi yasaklasa da daha sonra serbest bırakmıştır.
Bulgaristan'daki Türkçe başlıca olarak ikiye ayrılabilir; Kuzey Bulgaristan (Deliorman) ve Güney Bulgaristan (Kırcaali ve Rodop)'da konuşulan Türkçe.
Deliorman ve Dobruca Ağzı
Deliorman ve Dobruca Türklerinin kökeni Celali Ayaklanmalarından sonra gerçekleşen büyük Türkmen sürgününe dayanır. 16. yüzyılın başından itibaren Celali ayaklanmasının çıktığı Tokat, Yozgat, Sivas, Kırşehir, Maraş, Adana, Toros dağlarındaki Türkmenlerden ve Mersin, Karaman civarından Deliorman ve Dobruca'ya yoğun bir Türkmen göçü (sürgün-iskan) olmuştur. Fakat bu Türkmenler Deliorman'a geldiklerinde Sarı Saltuk'la birlikte gelen Türklerle ve Kıpçak-Peçenek halkla karşılaşmışlar ve onlarla karışmışlardır, işte Deliorman'da ve Dobruca'da kullanılan Türkçe özellikle bu Orta Anadolu Türkmen ağızları ve Kıpçak şivesinin izlerini taşıyan bir ağızdır.
Deliorman-Dobruca yöresinde;
- Şimdiki zaman çekimlerine örnekler (Deliorman ve Dobruca'daki farklı kullanımlar) :
Kelime sonlarındaki r ünsüzü düşme temayülü gösterir, fakat örneklerde verilen son iki çekim Razgrad-Torlak yöresi ağzının çekimidir, buralarda r düşmez. Şimdiki zaman ekinde yuvarlak ünlü barındıran örnekler Razgrad-Torlak kazası ağzının özellikleridir. Bu yöre Türklerinin menşei günümüz Tokat, Amasya illerinin tümü ile Sivas ilinin merkez ilçesi ve Tokat'a sınır ilçelerinden iskan edilen Türkmen halktır, ağırlıklı olarak Çepni boyundan gelirler. Diğer örnekler ise Razgrad(Torlak ilçesi hariç), Şumnu, Silistre, Rusçuk, H.Pazarcık ve Eskicuma illeri Türklerinin ağızlarıdır. Bu Türkler ağırlıklı olarak Avşar boyundan gelmektedirler.Menşeleri, günümüz Maraş, Adana, Antep, Halep, Malatya, Sivas'ın güney ilçeleri, Mersin, Niğde, Kırşehir illerinden iskan edilen Türkmenlerdir.
Güney Bulgaristan, Kırcaali Ağzı
Güney Bulgaristan'da Orta ve Güney Anadolu şivesi hakimdir. Konya, Kayseri, Sivas gibi illerle ortak ağza sahip olan Güney Bulgaristan çeşitli nedenlerle iskan ettirilen Avşar, Cerit ve Tecirli gibi Orta ve Güney Anadolu Türkmen aşiretlerinin yerleştiği bir bölgedir. Özellike Avşar Türkmenleri Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, Sivas, Karaman, Konya, Aksaray vb illerden gelerek çoğunlukla Güney Bulgaristan'a yerleşmiştir.
Orta ve Güney Anadolu Şivesinen örnekler(aynı şekilde Kırcaali'de de kullanılmakta):
"K" harfi "g" olarak telaffuz edilir.
Konya-Gonya
Karaman-Garaman
Kırcaali-Gırcalı
"Y" ve "e" harfi bir araya geldiğinde "e" "i" olur.
Yemek-Yimek
"yor" eki kısaca "yon" olarak telaffuz edilir.
N'ediyorsun?-Nediyon?
Ne yapıyorsun?-Napiyon?
Bazı sessiz harflerden önce "i" harfi getirilir.
Ramazan-Iramazan
Limon-İlimon
Din
Bulgaristan'daki Türklerin tamamına yakını Müslümandır, bunlar aynı Anadolu'da olduğu gibi Alevi ve Sünni olarak ayrılırlar. Sünniler tarikat tutmazlar, Aleviler ise çok sayıda ocak ve tarikata dağılmışlardır. Resmî rakamlara göre Türk nüfus içinde Alevilerin oranı %13'tür.
Alevilerin bu tarikat ya da onların deyimiyle sürekleri; Bektaşilik, Kızılbaşlık ve Bedreddiniliktir. Bektaşiler; Kızıldeli Sultan(Kırcaali-Gümülcine), Elmalı Baba(Kırcaali), Ali Koç Baba, Otman Baba ve Akyazılı Sultan ve Demir Baba(Deliorman) ocaklarına bağlıdırlar. Aleviler içerisinde "Alevi" terimi yaygın değildir. Kızılbaşlar, Bektaşiler ve Bektaşiliğin bazı kolları vardır, ama tüm bu gruplar Anadoluda olduğu gibi Alevi çatısı altında birleşmiş değillerdir. 4 Aralık 1992'de yapılan nüfus sayımında ilk defa Aleviler ayrı bir grup olarak sayılmış ve 83.537 kişi kendini Alevi olarak tanıtmıştır.[5] Alevi teriminin yaygınlık oranı ve bazı Alevilerin kimliğini gizleme eğiliminde olduğu göz önünde bulundurulduğunda gerçek sayının biraz daha fazla olabileceği bir gerçektir. Özellikle Razgrad, Rusçuk, Silistre ve Sliven illerinde Alevi nüfus yoğundur.
Siyaset
Bulgaristan son parlamento seçimlerinde Türklerin partisi Hak ve Özgürlükler hareketi Bulgaristan genelinde 618 bin oy almıştır ve ülke genelinde 3. parti olmuştur. Bulgaristanın Avrupa konseyinde 14 vekili bulunurken 2 vekil HÖH kökenli Türk vekillerdir.
Nüfus
Bulgaristan'da, başta Filibe, Kırcaali, Razgrad, Şumnu, Eski Cuma, Silistre, Dobriç, Burgaz ve Rusçuk şehirleri olmak üzere birçok yerleşim bölgesinde Türkler yaşamaktadırlar. Bulgaristan demografik durumu itibarıyla en son 2001 yapılan etnik sayım üzerinden bugüne 20 yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu geçen süre içerisinde Bulgaristan nüfusu genel olarak düşmüş, Avrupa Birliğine girilmesi sebebiyle ülkede yaşayan Bulgar, Türk, Pomak, Roman gibi toplumların Avrupa'ya göçü olmuştur, ayrıca ülkeye 1989 sürgünüyle Türkiye'ye gitmek zorunda kalan Türklerin Bulgaristan vatandaşlık haklarını almalarıyla gelen Türk göçü nüfus düşüşünü bir ölçüde frenlemiştir. Ülkedeki etnik Bulgar nüfus yaşlanmış olmakta ve nüfus artışı % -0.5 % - 0 arasında seyretmekte, Türk nüfusu ise gelen göç ve nüfus artışıyla yükselmektedir oransal olarak % 0.5 - % 1. Ayrıca ülkede yaşayan Roman azınlığın nüfus artış hızı Bulgar ve Türk nüfusundan daha yüksek olduğu bilinmektedir.
2001'de yapılan nüfus sayımına göre Türklerin ülkedeki nüfusu 747.000'dir ve Bulgaristan nüfusunun %9.4'ünü oluşturmaktadır.
Bulgarlar
Tarih
Bulgaristan'ın ilk sakinleri Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklardır. Milatla birlikte ülke önce Roma İmparatorluğu, sonraysa Bizans İmparatorluğu egemenliğine girer.[kaynak belirtilmeli] Aristokratik tabakayı oluşturan Bulgarlar bir süre sonra Slavlaşarak dillerini, 10. yüzyıldan itibaren de Ortodoksluğu kabul edip dinlerini bırakarak asimile olmuşlardır.
Bizans İmparatorluğu yıkılıncaya değin Bizans ile savaşıp hâkimiyet alanlarını genişleten Bulgarlar, 1018-1186 yılları arasında yeniden Bizans İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir. 14. yüzyılda Türklerin Rumeli'ye çıkmasından sonra bağımsızlıklarını yitirerek Osmanlı Devleti'nin egemenliğine girmişlerdir.
Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusya'sının da desteğiyle, Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan'da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş, 93 Harbinden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Bulgaristan'ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak, 1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra Bulgarlar komünist rejime sahip olan Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'ni kurdular.1990'da da günümüzdeki Bulgaristan Cumhuriyeti'ni kurdular.
Dil
Bulgarca, Hint-Avrupa dilleri ailesinden, Güney Slav dillerine bağlı dil. Bulgaristan'ın resmi dilidir.
Yazı dili IX. yüzyılda oluşmaya başlayan Bulgarca, Selanikli Aziz Kiril ve kardeşi Metodiy'in tarafından 862 yılında Bulgaristanın Preslav kasabasında oluşturulan Kiril alfabesi kullanılarak yazılır. Harflerin çoğu Yunan alfabesinden alınmıştır.
Bulgarca, yazıya dökülen ilk Slavik dildir. (Yapılan son araştırmalara göre aynı alfabe zaten bölgede bulunmaktaydı, fakat bir düzen içerisinde değildi, alfabe birliği yoktu).
Eski Bulgarca (9. yüzyıl-11. yüzyıl), Orta Bulgarca (11. yüzyıl-15. yüzyıl) ve Modern Bulgarca (16. yüzyıldan günümüze) olmak üzere üç temel aşamadan geçmiştir.
Kuzey Hazar bölgesinden göç ederek, bugünkü Bulgaristan topraklarına yerleşen Proto Bulgarlar'dan bugün sadece 20-30 tane kelime kalmıştır.
2001 yılında Bulgaristan'da yapılan nüfus sayımına göre Bulgaristan'da Bulgar nüfusu 6.655.210'dur.Yani nüfusun % 83.9'unu oluştururlar. Bulgarların nüfusu, ülkenin nüfusunun %83.9'unu oluşturmaktadır.2011 tahminine göre Bulgar nüfusunun 7.351.234 olduğu tahmin edilmektedir.
Pomaklar
Pomaklar, Balkanlar'da, Bulgaristan'ın güneyi, Batı Trakya, Doğu Makedonya ve Türkiye'nin Trakya ve batı bölgelerinde yaşayan Pomakça diye tabir edilen Slav dil grubuna ait farklı Slav şivelerini konuşan, çoğunlukla Müslüman bir Balkan toplumudur.
Tarih
Pomakların yakın ataları, Osmanlı devrinin "Voynuk" askerî organizasyonu içinde yer alan Trak[kaynak belirtilmeli]
asıllı Bulgarlardır. Hizmette olmaları sebebiyle, diğer Bulgarların yardımcı anlamında
onlara "Pomagaçi" demeleri sonucunda, ortaya zamanla "Pomak"a dönüşecek bir söz çıkmıştır ki, bu da onların
ilerideki etnik kimlikleri olacaktır. Hiçbir zaman Voynuk mensubu olmamış Torbeş ve Goranların da
Pomak gösterilmeleriyse esastan yanlıştır. Bunun altında, Pomakların sayıca çok gösterilmek istenmesi yatmaktadır.
Pomak adını yazılı tarihte ilk olarak kullananlar, Ami Boue (1838) ve Gersin K. Jiricek (1891) Ayrıca Paisiy Hilendarsky 1700' lü yılların sonunda Müslüman Pomakların varlığına işaret etmiştir. Ayrıca 1871'de Pomaklara ait kütüphaneler yakılmış Pomak tarihi yok edilmiştir.
Dil
Pomaklar ve diğerleri birbirlerine yakın Bulgar ağızlarını konuşurlar ki,
ortaklık da ancak ve zaten bundan ve İslam inancından ibarettir.
Makedonca denilen dil dahi, aynen bugünkü Makedonların çoğu gibi Bulgar aslından gelmektedir.
Pomaklar'ın konuştukları dil güney slavca dil grubunun bir şivesidir. Pomakça'da harf yapısı aynı Bulgarca'da olduğu gibidir. Kiril Alfabesi ile yazımı daha kolaydır. ya-ts-ch gibi seslerin karşılıkları genellikle Latince tek harf ile ifade edilemez. Bilinen beş tane şive veya ağzı vardır. Bunlar;
1-Lofça yöresi Pomakçası 2-Rodop bölgesi Pomakçası 3-Batı Trakya bölgesi Pomakçası 4-Drama, Karacaova ve Tikveş bölgeleri Pomakçası 5-Gora(Arnavutluk) Pomakçası
Din
Pomaklar İslam dinini benimsemişlerdir, müslümandırlar.
Nüfus
Bulgaristan'daki Pomak nüfusunun 200.000 veya 250.000 olduğu bilinmektedir.
Pomakların Bulgaristan'daki Yerleşim Yerleri
Pomaklar, Bulgaristan'da Smolyan, Blagoevgrad, Pazarcık, Velingrad, Razlog, Yakoruda, Kırcaali, Gotse Delçev bölgelerinde ve Mesta Vadisi, Rodop Dağları'nda sıkışık alanlarda yaşamakatadır. Lofça Bölgesi civarında ise küçük Pomak grupları bulunmaktadır. Bununla birlikte Pomakların %50'ı Rodop dağlarının güneyinde bulunmaktadır.
Bulgar İçişleri Bakanlığının 1989'da Bulgar Müslümanlar için yaptığı çalışmada, nüfuslarının 268.971 ile toplam nüfusun %3'ünü oluşturduğunu ortaya koymuştur.
Romanlar
Tarih
Romanlar, halk arasında Çingene de denir, 1050'li yıllarda Afganistan ve Pakistan'ı içine alan bir bölgeden çıkıp bütün dünyaya yayılmışlardır. Bulgaristan topraklarına ne zaman geldikleri bilinmemektedir.
Dil
Romanca, Hint-Avrupa dil ailesindendir. Bulgaristan'daki Romanlar, Türkler gibi kendi aralarında Türkçe konuşurlar, Türk ve Müslüman ismi kullanırlar.1980'lerdeki Bulgar hükûmeti, Türkçe konuşma yasağını ve Türkçe isimler, Müslüman isimleri yasağını, zorla Bulgar ismi koyma politikasını, asimilasyon politikasını Romanlar üzerinde de uygulamıştır.
Din
Romanlar ülkede Sünni Müslüman'dır. Alevi ya da hristiyan Romanlar’dır
Siyaset
Romanları, Bulgaristan meclisinde Hak ve Özgürlükler Hareketi partisi temsil etmektedir.
Nüfus
2001 sayımlarına göre Bulgaristan'daki Romanların sayısı 370.908'dir. Bulgaristan nüfusunun %4.7'sini oluşturmaktadırlar.
Kırım Tatarları
2001 yılındaki nüfus sayımına göre Bulgaristan'daki Kırım Tatarlarının sayısı 1803'tür.
Gagavuzlar
Gagavuzlar bir Türk boyudur, Türkçe konuşurlar ve Ortodoks Hristiyandırlar. Ekseriyetle Dobruca yöresinde yaşarlar.
Aşkenazlar
Aşkenaz (İbranice: אַשְׁכֲּנָזִים, çoğul. Aşkenazim [ˌaʃkəˈnazim], tekil. [ˌaʃkəˈnazi]) Orta Çağ İbranicesinde bugünkü Almanya topraklarını tanımlayan sözcüktür. O dönemde bu bölgede yaşayan Yahudiler bu isimle anılmaya başlanmıştır. Söz konusu Yahudiler zaman içinde doğuya doğru göç ederek Orta ve Doğu Avrupa'nın birçok bölgesine yerleşmişlerdir. Bu sırada Bulgaristan'a yerleşen Aşkenaz Yahudileri de vardır. Bulgaristan'daki 2002 sayımına göre Bulgaristan'daki Aşkenazların nüfusu 1363'tür.
Bulgaristan'daki Yahudilerin tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanır. Bu zamandan beri her zaman bir Yahudi nüfusu olan Bulgaristan'da Yahudilerin Bulgaristan tarihinde antik çağlardan Orta Çağa ve bugüne kadar önemli rolleri bulunur.
Tarih öncesi
Bulgaristan'daki Yahudi cemaatiyle ilgili en eski yazı MÖ 2. yüzyıla aittir. Ulpia Oescus'da (günümüzde Plevne iline bağlı Gigen'de) Latince yazılmış bir bulguda menora ve arksinagog Joseph'in şehirdeki Yahudi nüfusuyla ilgili bildirdiği veriler bulunur. Ayrıca, Roma İmparatoruI. Theodosius'un 379'da Yahudilere karşı verdiği fermanla İllirya ve Trakya'daki sinagogları yıkması bölgede Yahudi nüfusunun bulunduğunu belirten kanıtlardan biridir.
Yahudiler, İtalya'nın Ragusa Cumhuriyeti'nden gelenlerle birlikte 967'de İkinci Bulgar İmparatorluğu'nun serbest ticaret politikalarıyla Niğbolu'ya yerleşti. Ardından, Bulgar Çarı Ivan Alexander, Hristiyanlığa geçip Teodora adını alan Yahudi kökenli Sarah isimli bir kadınla evlendi. 1352 kilise konseyinde kafirlerle Yahudilerin aforoz edilme ve üç Yahudinin idam kararı çıktı, karar Çar tarafından geri çevrilmesine rağmen bu Yahudiler halk tarafından linç edilerek öldürüldü.
İlk Sefarad göç dalgası Selanik, Makedonya, İtalya, Ragusa ve Bosna üzerinden 1494'te gerçekleşti; bu Yahudiler halihazırda yerleşik olan Yahudilerin bulunduğu Osmanlı'nın ticaret merkezi olan şehirlere yerleşti. Sofya'da Romanyot, Aşkenaz ve Sefaradların 1640'a kadar kendilerine ait cemaatleri bulunmaktaydı fakat bu tarihte cemaatler tek haham altında toplandı.
17. yüzyılda Sabetay Sevi'nin görüşleri Bulgaristan'da popülarite kazanınca Sevi'nin destekçileri Gazze'li Nathan ve Samuel Primo Sofya'da aktif rol aldı. Döneminin yeni ticaret merkezi Pazarcık şehri gibi ülkenin değişik yerlerine yerleştiler. 1688'deki Çiprovtsi ayaklanması sebebiyle Ragusa tüccarlarının ticaret yapma hakları ellerinden alınınca Yahudilere yeni haklar tanınındı ve böylece Yahudiler ticaret alanlarını genişlettiler.
Bağımsız Bulgaristan
93 Harbiyle bağımsızlıklarını kazanan Bulgaristan'da savaş sırasında Yahudilerin Osmanlı'yı desteklemeleri gerekçesiyle malları yağmalandı fakat sonunda Yahudilere Berlin Antlaşmasıyla eşit haklar tanındı. Sofya hahamı Gabriel Mercado Almosnino yanında üç Yahudiyle birlikte Rus kuvvetlerini sıcak karşıladı ve Bulgaristan Millet Meclisi'ne girdi. Fakat antisemitik ve Yahudilere karşı ayırımcılık hareketleri baş gösterdi.
II.Dünya Savaşı'ndan önce Yahudilerin diğer halklara kıyasla yüzde oranı sabit bir şekilde inmesine rağmen nüfuslarındaki artış devam etti. 1920'de 16,000 kişilik nüfuslarıyla toplam nüfusun %0.9'unu oluşturan Yahudiler 1934'te yarısından fazlasının Sofya'da yaşadığı 48,565 kişilik nüfusla halkın %0.8'ini oluşturuyordu. Ladino cemaatin dominant dili olmasına rağmen genç nesiller Bulgarcayı tercih etti. Hovevei Zion'un kurulmasıyla yerel nüfusta Siyonist ideoloji güçlendi.
II.Dünya Savaşı'nda Bulgaristan Yahudileri
II.Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan Millet Meclisi ve Çar III. BorisYahudilerin haklarını sınırlayan Milleti Koruma Kanunu'nu yürürlüğe soktu. Bu kanunla Yahudilerin oy kullanma, hükûmette görev alma, devlet işlerinde çalışma, orduya katılma, bir Bulgar'la evlenme veya birlikte yaşama, Bulgar isimleri kullanma ve toprak sahibi olma hakları ellerinden alındı.[1][2][3][4] Ayrıca üniversiteye gidebilecek Yahudi sayısına da kota getirildi.[4][5] Bu kanunlara Yahudi liderlerin yanı sıra Bulgar Ortodoks Kilisesi, Bulgar Komünist Partisi yetkilileri, yirmi bir yazar ve profesyonel örgütler karşı çıktı.[4][6]
Diğer Nazi Almanyası işgali altındaki ülkelerin aksine (Danimarka hariç) Bulgaristan, Bulgaristan Millet Meclisi Sözcüsü Dimitar Peşev, Bulgar Kilisesi yetkilileri ve Bulgar halkının yardımlarıyla Bulgar vatandaşı tüm 48,000 Yahudi Nazi toplama kamplarına gönderilmekten kurtarıldı. Bu konuyla ilgili, Bulgar Yahudisi İsrail tarihçisi, politikacı ve eski Knesset üyesi Michael Bar-Zohar tarafından "Beyond Hitler's Grasp: The Heroic Rescue of Bulgaria's Jews"[7] ve Paris'teki Centre Nationale de la Recherche Scientifique'in araştırma yönetmeni Fransız entelektüel Tzvetan Todorov tarafından "The Fragility of Goodness: Why Bulgaria's Jews Survived the Holocaust" (basım: Princeton Univ. Press) kitapları yazılmıştır.[8]
Bulgar otoriteleri Bulgaristan vatandaşı olmayan Yahudilerin çoğunluğunu yine Bulgaristan kontrolündeki Makedonya ve Trakya'ya sürdü. Nazi zulmünden kaçan bu Yahudilere Bulgaristan koruma sağlamadı. Bulgaristan vatandaşı olmayan 14,000 Yahudi Treblinka'ya imha edilmeye gönderildi.
Savaşın bitiminden ve Komünist rejimin başa geçmesinin ardından Yahudilerin çoğu İsrail'e göç etti ve Bulgaristan'da 2001 itibarıyla 1363 Yahudi kaldı. İsrail hükûmetinin istatistiklerine göre 1948 ve 2006 yılları arası Bulgaristan'dan 43,961 göçmen İsrail'e yerleşti; bu da Bulgaristan'ı Sovyetler Birliği, Romanya ve Polonya'nın ardından İsrail'e en çok göç veren dördüncü Avrupa ülkesi yaptı.[9]
Makedonlar
2001 sayımına göre Bulgaristan'daki Makedonların sayısı 5071'dir.
Çerkesler
1864'te Kafkasya'da ki Anayurtlarından Çerkes nüfusu deniz yoluyla Osmanlı topraklarına sürgün edildi. Gemilere bindirilen Çerkesler, Karadeniz'in Anadolu kıyılarındaki limanlara (Batum, Trabzon, Adapazarı (Sakarya), Ordu, Samsun, Sinop ve şimdiki Akçakoca) çıkarıldı. Bir bölümü de Burgaz, Varna ve Köstence'ye kadar götürülerek Balkanlar'a yerleştirildi. Göç sırasında açlık ve salgın hastalıklar yüzünden çok sayıda ölüm oldu. Çerkesler durumları gözetilmeksizin Bulgaristan'da savaşçı özelliklerinden ötürü Rumeli ve bilhassa Tuna vilayetine yerleştirildiler. 93 Harbi sırasında Rus ve Bulgarlara karşı savaştılar. Çocukluktan itibaren onları vatanlarından eden Ruslara kinle büyüyen Çerkesler, bu savaşta Rus tarafındaki Bulgarlar tarafından halen lanetle anılacak derecede hatıratlarını bıraktılar. Savaş sonrası 1878 Berlin Antlaşması gereğince Çerkesler, yeniden Osmanlı Asyası ve Afrikası topraklarına göç ettirildiler. Fakat Bulgaristan'da kalan Çerkesler bulunmaktadır. 1920'lerden ya da 1930'lardan sonra Bulgaristan'da Çerkeslerden hiç bahsedilmemiştir.
Ruslar
2001'deki nüfus sayısmına göre ülkedeki Rus sayısı 15.595'tir
Ermeniler
1915 sonrası Ermeni göçü olmuştur. 2001 nüfus sayımına göre Ermeni sayısı 10.832'dir.
Ulahlar
Geleneksel uğraşları çobanlık olan ve daha iyi otlak arayışları sonucunda Balkanlar ve Doğu Avrupa'ya ulaşan Ulahlar'a, bugün kıtanın kuzeyindeki Polonya'da bile rastlamak mümkün. Kır hayatına olan bağlılıkları sayesinde Balkanlar'da yüzyıllar boyunca süren etnik çatışmalardan çoğu zaman uzak kalan Ulahlar, bulundukları her yerde çoğunluk nüfusu ile barış içinde bir arada yaşıyor.
2001 nüfus sayımına göre Bulgaristan'daki Ulahların nüfusu 10.566'dır.
Yunanlar
2001 nüfus sayımına göre ülkedeki Yunan nüfusu 3.408'dir.
Ukraynalılar
2001 nüfus sayımına göre Bulgaristan'daki Ukraynalı nüfusu 2.489'dur.
Rumenler
Bulgaristan'daki Rumenlerin sayısı 2001'deki nüfus sayımına göre 1088 olarak açıklanmıştır.
Kaynakça
^Marushiakova, Elena (2006). "Bulgarian Romanies: The Second World War". The Gypsies during the Second World War. Univ of Hertfordshire Press. s. 90. ISBN0900458852.