Arap harfleri, 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren Emevi ve Abbasi imparatorlukları aracılığıyla Orta Doğu merkezli geniş bir alana yayılma olanağı bulmuş İslam dininin benimsendiği coğrafyalarda kabul gören, kökeni Arap alfabesine dayalı, ünsüz alfabesi türünde bir yazı sistemidir. Dünyada Latin alfabesinden sonra en çok kullanılan yazı sistemidir.
İlk metinlerinde harflerin noktasının olmadığı ve toplamda 15 karakterden oluşan bir alfabenin olduğu, Dünya üzerinde Müzelerde Sergilenen El yazmalı Kuran'ların içeriğinden ve kaya yazıtlarından anlaşılmaktadır. İbnu Kesir tefsiri zeylinde Mushaf’ın ilk noktalama işinin Haccâc(v. 96/714)’ın emriyle Yahya b. Ya’mer ve Hasanü’l-Basrî (v. 110/728) tarafından yapıldıkları kaydedilmektedir. Mushaftaki bu noktalama zamanla yeni oluşturulan alfabeye de yansıtılmıştır. Sağdan sola yazılan Arap alfabesinde bulunan 28 ünsüzün 22 tanesi Nebati alfabesinden geçerken şekil değişikliğine uğrayan sesler olup geri kalan altı ses Arapçaya özgüdür.
Eski Dünya’nın üç büyük kıtasında, farklı ailelere bağlı birçok dile uygulanmış olan Arap alfabesine, harf eklemeleri yapılmış ve böylece alfabenin ıslahı yoluna girilmiştir. Farslar, bu ıslahı /ç/, /g/ ve /j/ sesleri için ayırıcı işaretler icat ederek gerçekleştirmiştir. Türkler, bu işaretleri Farslardan aynen devralmışlardır. Türkçedeki /g/ sesi için kullanılan kef, aynı zamanda damaksıl n sesi için kullanılmış; bu suretle Türkçede Arap alfabesinin ilk reformu yapılmıştır. Arap alfabesi, 11. yüzyılda temel harf sistemiyle Türkler tarafından kullanılmaya başlanmış ve bu aşamada henüz Fars-Arap alfabesindeki harflerin Türk-Arap alfabesinde yer almadığı anlaşılmıştır.[1]
Bu tabir genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirisinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Uniform Türk alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Başka bir versiyon ise şu şekildedir:
Araçada ayın harfi yarı-ünlü (harekesiz biçimi ise kesinlikle sessiz) bir harftir. Bu harfin Türkçeye çevirisi daima bir problem olmuştur. Çünkü Arapçayı veya Arapça seslerin çıkış yerlerini yeterince bilmeyen bir kişinin bu sesi normal A harfi zannetmesi veya karıştırması kaçınılmazdır. Bu harfin çekimli biçimleri Türkçede Kısaltma İmi ile gösterilir.
Türkçede kısaltma imi özellikle el yazısında inceltme imi ile karışma ihtimali nedeniyle sesli harflerde tercih edilmemiştir.
أ
ع
ء
ب
ج
-
د
ڏ
ف
ݝ
غ
ه
ح
خ
إ
ك
ٯ
ق
ل
ڵ
م
ن
ڠ
ڭ
ۆ
ر
س
ث
ش
ڞ
ت
ٱ
و
ي
ز
ذ
Arap alfabesinin Türkler tarafınca kullanımı, İslam'ın kabul edilmesiyle başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti devleti 1928 yılında yazı sistemini değiştirerek Latin alfabesi tabanlı Türk alfabesine geçmiştir. Diğer Türk topluluklarının çoğu ve özerk Türk devletleri de 20. yüzyılın başlarından itibaren Latin alfabesini veya Kiril alfabesini kullanmaya başlamışlardır.
Lokasi Pengunjung: 18.218.8.152