Karakeçili, Türkiye'de Kırıkkale ilinin bir ilçesidir.
Tarihi
Karakeçili, Oğuzların 24 kolundan biri olan Kayı Boyu'nun en büyük aşiretlerinden biri olan Karakeçili aşireti, Ertuğrul Gazi önderliğinde Orta Asya'dan kalkıp Gaziantep'in Karacadağ eteklerinden Fırat'ı geçen Karakeçililer batıya ve kuzeye doğru ilerleyerek Ege'ye, Orta Anadolu'ya, Batı Anadolu'da Bilecik Söğüt'e gelerek yerleşik düzene geçilmiş ve daha sonra 15. yüzyılda bir kısmı Söğüt'ten ayrılarak, bir kısmı da şimdiki Karakeçili'nin bulunduğu yerde Karakeçili köyünü kurmuşlardır.
1957 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur. Bağlı olduğu yer Ankara ili Balâ ilçesi iken, 25 Mayıs 1990 tarih ve 3587 sayılı kanun ile ilçe olmuş ve yine aynı kanun ile il olan Kırıkkale'ye bağlanmıştır.
Coğrafya
Kuzeyinde Bahşılı, doğusunda Keskin ve Çelebi ilçeleri, güneyinde Ankara'nın Bala ilçesi ile çevrili olan Karakeçili 225 km² yüzölçümlü olup, bunun 117 km²'si tapuya tescillidir. Kırıkkale'ye 35 km, Keskin'e 30 km, Çelebi'ye 25 km, Bala'ya 25 km ve Ankara'ya 95 km uzaklıktadır. İlçenin rakımı 1.100'dür.
İklimi, İç Anadolu Bölgesi'nin tipik kara iklimine sahiptir. Kışları oldukça sert ve kar yağışlı, hava sıcaklığı kış boyunca genelde sıfırın altında seyreder. Yazları ise sıcak ve kurudur. Yağışlar az olduğundan yaz mevsiminde bitki örtüsü bozkır görünümünü alır. Yağışlar çoğunlukla sonbahar ve kış mevsiminde düşer.
Nüfus
İdarî durumu
İlçe merkezi Kurtuluş, Zafer, Yeşilevler, Fatih Sultan Mehmet, Hoca Ahmet Yesevi, Yavuz Sultan Selim, Karşıyaka, M. Fevzi Çakmak olmak üzere toplam 8 mahalleye ayrılmıştır. İlçeye sadece Akkoşan ile Sulubük köyleri bağlıdır. Köylere bağlı oba, mezra ve kom gibi yerleşim üniteleri ile kasaba bulunmamaktadır. Yerleşim dağınık değildir.
Yerel yönetimler
İlçe merkezindeki Karakeçili Belediyesi'nden başka belediye bulunmamaktadır. 1957 yılında kurulmuştur. 2003 yılı bütçesi 800 milyon TL olup 2004 yılı tahmini bütçesi ise 1 milyar 200 milyon TL'dir.[kaynak belirtilmeli] Belediyede 20 memur, 11 kadrolu işçi personel ile 20 geçici işçi çalışmaktadır. Belediyede halen 10 araç mevcuttur. Belediyenin kendisine ait hizmet binası vardır, mülkiyeti yine belediyeye ait 20 dairelik lojman, 1 otel (halen öğretmenevi olarak hizmet vermektedir) 53 dükkân, 1 düğün salonu ile 1 mezbahane ile Ziraat Bankası binasına sahiptir.
Ekonomi
İlçede ekonomik hayat tarımla başlar. Kısmen modern ve sulu tarım yapılmaktadır. İlçede Pazartesi günleri halk pazarı kurulur. İlçe toprakları tarıma elverişli olup 225.000 dekar arazisi mevcuttur. Bunun 127.360 dekarı ekilebilir arazidir. Kalan kısımları fundalık, çayır-mera ve tarım dışı arazilerden oluşmaktadır. Son yıllarda meyvecilik teşvik edilmiş, 1999 yılı içinde toplam 6 aileye birer sera verilmiştir. 1998 yılında 17 aileye ithal süt ineği dağıtımı yapılmış. 2002 yılında 1.200 adet ceviz fidanı ile 1.500 adet kapari fidanı dağıtımı yapılmıştır.
2003 yılı içerisinde başta “Kapari Projesi” olmak üzere halkın sosyo-ekonomik durumunu düzeltmek ve atıl kalan, kullanılamayan veya değerlendirilemeyen kaynakların keşfedilerek üretime kazandırılması amacıyla “Paulownia (Kral Ağacı)”, çeltik ve ceviz projelerinin birlik ve özel idare kaynaklarını kullanmak suretiyle uygulamaya konulmuştur. İlçede genel olarak buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği, pancar, kimyon, mısır ve fasulye ekilmektedir. Ayrıca az miktarda sebze, meyve ve bağcılık da yapılmaktadır.
Eğitim
İlçede örgün eğitim 1928 yılında Karakeçili İlköğretim Okulu'nun eğitim ve öğretime açılması ile başlamıştır. Halen ilçe merkezinde 2 ilköğretim okulu ile 1 çok programlı lise ve 1 imam-hatip lisesi vardır. Akkoşan Köyü'nde 1 ilköğretim okulu vardır. Sulubük Köyü'nde 2 derslikli okul mevcut olup öğrenci yetersizliğinden dolayı bir ve ikinci kademe öğrencileri merkezdeki Atatürk İlköğretim Okulu'na taşınmaktadır. İlçede, okul çağında olup çeşitli nedenlerden dolayı okula devam etmeyen öğrenci bulunmamaktadır. İlçede halk kütüphanesinin kendi binası olmayıp Türkiye Diyanet Vakfı'na ait binada hizmet vermektedir.
Sosyal durumu
İlçede mülkiyeti belediyeye ait 20 dairesi olan 4 blok sosyal konut bulunmaktadır. İlçede emniyet ve askerlik şubesi hariç tüm kamu kurum ve kuruluşları mevcuttur. Nüfus dağılımına göre %30'u dar gelirli, %20'si varlıklı, geri kalan %50 ise normal gelir düzeyindedir.
İlçede 1992 yılında spor kulübü kurulmuş, 1999 yılında çim sahasına kavuşan Karakeçili Belediye Spor, halen Kırıkkale 1. Amatör A Grubu'nda mücadele vermektedir.
Sağlık durumu
İlçe merkezinde bulunan ve mülkiyeti İl Sağlık Müdürlüğü'ne ait binadaki sağlık ocağı ile merkez ve köylere sağlık hizmeti verilmektedir. Akkoşan Köyü'nde bulunan köy konağı, sağlık evi olarak tahsis edilmiş, gerekli bakım ve onarım yapılmış olup ebe ataması yapıldıktan sonra hizmete başlanacaktır. Sağlık ocağı 2 doktor, 1 ebe, 1 sağlık memuru, 1 çevre sağlık teknisyeni görev yapmaktadır.
İlçe merkezi ve köyler, program dahilinde sağlık taramasından geçirilmekte, sağlık hizmetleri aksatılmadan yürütülmektedir. Yapımına 2001 yılında başlanan ve 16 Ekim 2002 tarihinde resmi olarak açılışı yapılan Karakeçili Devlet Hastanesi'nde ameliyathane, çocuk servisi, acil, 25 yataklı hasta odaları, mutfak, poliklinikler ve morgu bulunmaktadır. Söz konusu hastane 3.000 metrekare açık alan üzerinde kurulmuştur. %30 keşif artışı ile toplam 865 milyon 762 bin 320 TL harcanmıştır.
Halen 1 kurucu başhekimle birlikte toplam 5 doktor, 1 ebe, 3 hemşire, 3 sağlık memuru, 1 hastane müdürü, 2 hizmetli ve 3 şoförle hizmet vermektedir.
Ulaşım
Ankara'dan ulaşım AŞTİ'den kalkıp Kaman'a giden Metro Turizm otobüsleri ile sağlanır.
Yol
İlçe merkezini diğer ilçelere ve il merkezine bağlayan yollar asfalt olup hepsi karayolları ağındandır. Akkoşan Köyü'nün 13 km, Sulubük Köyü'nün de ilçe merkezine 8 km mesafesi vardır. Sulubük köy yolu Karakeçili-Kırıkkale Karayolu üzerinde bulunması nedeniyle köy halkı iki saatte bir ilçe merkezinden Kırıkkale'ye giden minibüslerden faydalanmaktadır. Öte yandan Ankara-Kayseri Devlet yolu ilçe merkezinden geçtiğinden Kaman-Ankara arası çalışan otobüslerle her saat Karakeçili-Ankara arası yolculuk mümkündür. Ayrıca ilçeden her sabah bir defaya mahsus Ankara'ya minibüs seferi yapılmaktadır.
Haberleşme
İlçe merkezinde 900 hat kapasiteli santral vasıtasıyla haberleşme sağlanmakta olup telefonu olmayan köy yoktur. İlçede telekom işletmesi mevcuttur. Telefon şebekesi tam otomatiktir. Posta hizmetleri il merkezine günlük olarak yapılmaktadır. Ayrıca APS ile de hizmet verilmektedir.
Enerji
İlçe merkezi ve köylerde elektrik enerjisi mevcuttur. İlçe merkezinde BEDAŞ işletme şefliği mevcut olup arızalara arıza ekibince müdahale edilmektedir. 2003 yılı sonu itibarıyla toplam enerji sarfiyatı 2.781.403 KW, toplam tahsilat da 143 milyar 515 milyon 202 bin 227 TL olmuştur.[kaynak belirtilmeli]
İmar kanalizasyon
İlçe merkezinde 1987 yılında Karakeçili Belediyesi'nce şehir imar planı uygulaması yapılmıştır. Merkezde kanalizasyon mevcut olmasına rağmen yeterli düzeyde değildir. Bazı cadde ve sokaklarda asfalt yoktur. Sulubük Köyü'nde kanalizasyon çalışmaları devam etmektedir.
Asayiş ve güvenlik
İlçede polis teşkilatı ve jandarma teşkilatı bulunmaktadır. Siyasi, ideolojik ve bölücü faaliyetler yoktur. Zaman zaman hırsızlık, 6136 sayılı kanuna muhalefet, yaralama, darp, kız kaçırma gibi olaylar yaşanmıştır. Kazaen yaralanma olayları ile trafik kazası en sık rastlanan olaylardandır.
Kültür
Festivaller
Her yıl düzenlenen Karakeçili Uluslararası Kültür Şenliği en büyük şenliklerdendir.
Halk edebiyatı
Efsaneler
Anlatıla gelen meşhur Çeşnigir Köprüsü efsanesi ve Tavalı Kaya efsanesi vardır. Tarihi Çeşnigir Köprüsü asırlar sonra Karakeçililerin, Uluslararası Kültür Şenlikleri'nde amblem olarak kullanılmış, amblemde keçi figürü kullanılarak köprü sembolize edilmiştir. Köprü, Kızılırmak'ın üzerinde kurulu, dokuz yüz sene önce yapılmış, muhtemelen Selçuklu Devleti zamanından kalma, yüz on iki metre uzunluğunda on üç kemerden oluşmuştur. Köprünün çok büyük bir kemeri vardır.
Rivayete göre, söz konusu kemerin inşaasıyla ilgili dönemin mimarları çeşitli sorunlar yaşamışlardır. Köprü yapılmadan dönemin hükümdarı sefere giderken Kızılırmak’ın sığ yerinden geçip gidermiş. Yine bir sefer esnasında hükümdar, mimarlarına ve köprü ustalarına dönerek "Ben seferden dönünceye kadar buraya bir köprü yapılsın" diye emretmiş. Ustalar ve mimarlar yedi-sekiz defa köprüyü yapmaya uğraşmışlar ama her defasında ortadaki büyük kemeri tutturamadıkları için köprü yıkılmış. Neticede Rum asıllı Hristiyan bir mimar, bu köprünün yıkılmaması ve büyük kemerin tutturulabilmesi için Allah'a gece boyunca yalvarmış. Bir ara dalıp rüyasında, kızı ile oğlunun kurban edilip onların kanı ile yoğrulan iki taşın köprüye konulması ile büyük kemerin tutturulmuş ve köprünün kurulmuş olacağını görmüş. Bu rüya üzerine adamcağız kızı ile oğlunu kurban etmiş, onların kanı ile yoğrulan taşları köprünün büyük kemerine yerleştirmiş ve büyük kemer tutmuş. Köprüde o kanlı iki taş hala görülmektedir. Hükümdar seferden dönerken köprüyü beğenmiş ve mimarlarını çağırıp 'Çok kısa sürede çok güzel köprü yapmışsınız' demiş. Mimarlar ise 'Sayenizde hükümdarım' diye cevap vermişler. Hükümdar bu söze sinirlenmiş ve "Nasıl olur da siz benim sayemde yaparsınız, bu yapılan eserler Allah’ın sayesinde yapılmıştır. Ben sizin köprünüzden geçmem" demiş. Hükümdar, Kızılırmak'ın yine sığ yerinden geçip otağına gitmiş.
Ağıtlar
Karakeçili'de ağıtlar önemli bir yere sahiptir. Karakeçililerin ağıt söyleyişlerinde yörüklere özel üsluplar görülmektedir. Kadınlar yapısal olarak nazik, duygusal oldukları için daha çok ağıt yakmaktadırlar. Ağıtlar ölen kişinin dünyada iken iyilikleri üzerine kurulur, yiğitlikleri ve mertlikleri anlatılır. Karakeçililer'de sadece cenazelerde ağıt söylenmez. Yaşanan herhangi bir üzücü olay, uzun süre çekilen hastalık, ana-baba ve kardeş hasreti, memleket özlemleri gibi temalar üzerine de ağıtlar söylenir.
Halk takvimi
Karakeçili Yörükleri'nin takvimi, hayvanların yaşam ritmine ve bitkilerin ekim ve hasat zamanına göre adlandırılmaktadır:
- Temmuz-Eylül: Bu aylara Karakeçililer'de Eşme ayı denilmektedir. Eşme ayının başında koç katımı, teke katımı yapılır.
- Eylül-Aralık: Bu aylara kara yatak ayları denilmektedir. Hayvanlar gündüz otlatılır, gece uyunur.
- Aralık-Ocak: Çardak ayları denilmektedir. Bu aylarda hayvanlar ahırda kalırlar.
- Şubat: Bu aya Yelin ayı denilmektedir. Bu ayda hayvanların memelerine süt geldiği söylenmektedir.
- Nisan: Yuvadan çıkma ayı denir. Yeni doğan hayvanlar güçlenir ve çayır çıkarlar. Anaları süt vermez.
- 20 Nisan-30 Mayıs: Bu aylara Örütmek ayları denir. Hayvanlar geceleri en az üç saat otlatılır. Bu aya ilk kırkım ayı da denir.
- Haziran: Kuzu kırpma ayı denir. Yeni doğan kuzular ilk olarak bu ayda kırpılır.
Halk sporları
Karakeçili'de halk sporları genelde eğlence olarak görülür. Güreş en yaygın spordur. Genelde düğünlerin son gününde yapılmaktadır. Güreş dışında cirit, sinsin, tura-tura gibi oyunlar Karakeçili halk sporlarına birkaç örnektir.
El sanatları
Karakeçili'de kadınlar kısa bir zaman öncesine kadar yaygın olarak kilim, çırpı, don çulu, haral, çuval gibi el yapımı eserler ortaya koymaktaydılar. Bu el sanatlarının yapımında usta-çırak ilişkileri gözetilmez, evin büyükleri küçükleri tarafından örnek alınarak öğrenilir. Bu eserler, ısdar denilen tezgâhlarda dokunmaktadır.
Folklor ve giyim
Kadınların kıyafetleri: Çarpa, yemeni, çar, şal, kaftan entari, tuman.
Erkeklerin kıyafetleri: Fes, kasket, kalpak, takke, köynek, cepken.
Evlilik adetleri
Gençler evlenecek çağa gelince babalarının yanında aynanın karşısına geçip saç tararlar, evde basit olaylara sinirlenirler, analarına evlenmek istediklerini söylerler. Babalara söylemek uygun görülmez. Genç kızlar da sevdikleri delikanlılar var ise onlara mektup yazarlar, düğünlerde onlardan gözlerini ayırmazlar, aracılar vasıtasıyla haberleşmeye çalışırlar. Birbirlerini seven gençler, karşılıklı maniler ve türküler söylerler.
Doğum adetleri
Eğer bir gelin evlendikten sonra hamile kalmazsa Karakeçili'de pek hoş karşılanmaz. Çünkü kısırlık uğursuzluk işaretidir. Kadının hemen hamile kalması erkek için de bir güç gösterisidir. Doğuran kadının değeri daha fazladır. Eğer kadının her türlü önlemlere rağmen çocuğu olmuyor veya sürekli kız çocuğu oluyorsa kadının kocası ikinci evliliği yapar. Eşinin evlenmesine kadın müsaade eder.
Çocuğa isim verme işleminde imam çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet getirir, çocuğa verilmek istenen ismi kulağına üç defa söyler. Yeni doğum yapan kadının ve çocuğun yanına kırk gün boyunca kimse girmez, sadece aileden kişiler çocuğu görebilirler, aile dışından ve yabancı kimselere çocuk ve doğum yapan kadın gösterilmez çünkü bu dönemde yabancıların gelip çocuğu ve anneyi görmesi durumunda her ikisinin de nazara geleceğine ve hastalanacaklarına inanılır.
Asker gönderme
Askere gidecek gençler türbeleri ziyaret ederler. Buralar ziyaret edildiğinde ve dua edildiğinde askere giden gençlerin eksiksiz, tamamının geri döneceğine inanılır. Askere gidileceği gün halk meydanda toplanır ve imam eşliğinde dualar edilir. Dua bitince askere gidecek gençler orada bulunan yaşlıların elini öperler ve akrabalarıyla vedalaşırlar.
Ölüm adetleri
Hasta öldüğünde ölünün yakınlarından bilhassa kadınlar ağıt yakmaya başlarlar. İmama haber verilir, imam salâ vererek, hasta kişinin öldüğünü ahaliye ilan eder. Cenaze işlemlerinde akrabalar birbirlerini yardımcı olur. Bir taraftan mezar kazılırken diğer taraftan cenaze yıkama hazırlıkları başlar. Karakeçililer'de cenaze ve düğün işlerinde tam bir dayanışma örneği vardır. Akraba olsun olmasın duyan herkes gelir üzerine düşen görev ne ise sonuna kadar yapar.
Bunu yazdırmasının sebebi ölünce sorgu meleklerine (Münkir ve Nekir) rahat cevap vermeyi düşündüğünden dolayıdır. Bu kağıdı ölen adamın kefeninin içine koyarlar. Böylece ölen kişinin sorgu meleklerine doğru cevap vererek cennete gideceğine inanılır. Eğer bir odada bir canlı varlığa ait resim asılıysa bu ister insan resmi ister hayvan resmi olsun, o odada namaz kılınmayacağına inanılır. İmamın söyledikleri yapılır, onun arkasından kötü söz söylenmez, imama kötü söz söyleyen kişinin evinin dağılacağına inanılır. Çocuklar küçük taşlardan beş tane toplayarak oynarlar. Yaşlılar bu oyunu oynayan çocukları görünce kızarlar. Eğer çocuklar beş taş oyunu oynarsa yağmur yağmayacağına inanılır. Kuraklığın olmasından endişe edilir. Gece vakti, tırnak kesince, şeytanların ve cinlerin sevineceğine inanılır. Soğan sarımsak kabukları yakılmazlar.
Kaynakça
Dış bağlantılar