Yontma Taş ve Mezolitik devirlerde şehrin çevresindeki bazı mağaralarda yaşanmış olduğu, yapılan arkeolojik araştırmalar ile anlaşılmıştır. Eğil–Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları ve Dicle kolları üzerinde, bir de Ergani yakınlarındaki Hilar Mağaraları'nda bu çağa ait birtakım kalıntılar tespit edilmiştir. Son yapılan arkeolojik kazılarda ise, Ergani ilçesi yakınlarında bulunan, Neolitik Dönem'e tarihlenen ve MÖ 8.000–6.000 yılları arasına ait olduğu düşünülen Çayönü yerleşkesi ve benzeri tarihî örnekler, şehrin geçmişinin canlılığını bir kez daha ortaya koymuştur.[10] Tarih boyunca Amida, Amid, Kara-Amid, Diyar-Bekr, Diyarbekir gibi adlarla anılan kent; Güneydoğu Anadolu'nun tam orta bölümünde, Mezopotamya'nın kuzey kısmında, "El-Cezire" denilen bölgede yer almaktadır.[10]
Diyarbakır şehri, farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. MÖ 200'de Asur hükümdarı Adad-Nirari'ye ait bir kılıç kabzasında şehrin adı Amid ya da Amidi olarak geçmektedir. Roma ve Bizans kaynaklarında ise şehrin adının Amid, O'mid, Emit ve Amide şeklinde geçtiği görülmektedir.[3][12] 11. yüzyılda yöreye gelen Türkmenler de, şehirdeki yapılarda kullanılan siyah renkli taşlardan dolayı şehre "Kara Amid" demişlerdir. MüslümanArapların egemenliği sırasında buraya yerleşen Bekr (بکر) kabilesinden dolayı Diyâru Bekr (ديار بكر, "Bekr kabilesinin yurdu") olarak kayıtlara geçmiştir.[13]
Diyâru Bekr (daha sonraları Diyarbekir), Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır. Ancak merkez için kullanılan Amid isminin kullanımının özellikle Diyarbekir'in 1867 yılında vilayet oluşu sonrası yavaş yavaş terk edildiği ve bütün bölgeyi nitelemesinin yanında merkez sancak için de Diyarbekir (Diyar-ı Bekr) adının kullanıldığı görülmektedir.
Diyarbekir'in Diyarbakır oluşuna dair çalışmalar, Türk Dili dergisinin Haziran 1938 nüshasında özetlenmiştir. Çalışmalar, 17 Kasım 1937 tarihinde Atatürk'ün trenle Diyarbekir'den Elazığ'a geçtiği gece yapılan bir dil tartışmasının ardından Türk Dil Kurumuna gönderilen bir telgrafla başladı. Yapılan çalışmalar sonucu şehrin adı Diyarbakır olarak değiştirildi. Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen'e gönderilen telgraf şöyledir.[14]
Diyarbekir şehrinin isminin etimolojisine dair etüt var mıdır? Esasta bu şehrin ismi 'Bakır memleketi' manasına olan 'Diyarbakır' olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır. Dil Kurumunun bu hususta Tarih Kurumu ile iş birliği yaparak, historik ve lengüistik tetkikatta bulunması emrediliyor. Balıkesir saylavı İsmail Hakkı'nın da mesai birliğine davet edilmesi faydalı olacaktır. Tetkikatın titizlikle yapılmasını ve mümkün ise neticelerin takiben bildirilmesini saygılarımla dilerim.
Şehirde bakır madeni Çermik ilçesinin Mahmudan köyü sınırları içerisinde bulunmuştur.[15][16]
Tarihçe
Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin geçiş bölgesinde olan Diyarbakır'ın tarihi, çok eski devirlere dayanmaktadır. Yontma Taş ve Mezolitik devirlerde Diyarbakır ve çevresinde var olan mağaralardan burada yerleşim olduğu, yapılan arkeolojik araştırmalar ile anlaşılmıştır. Örneğin Eğil-Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları ile Dicle Nehri ve kolları üzerinde, Ergani yakınlarındaki Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar gün yüzüne çıkarılmıştır.[11] Şehrin 65 kilometre kuzeybatısındaki Ergani ilçesi yakınlarında yer alan Çayönü Tepesi kazılarında ise, dünyanın en eski köyü bulunmuştur.[17] Çayönü yerleşkesindeki insanlar, zamanla göçebelikten yerleşik köy yaşama, avcılık ve toplayıcılıktan besin üretimine geçmiştir.
869-899 yılları arasında Diyarbakır ve çevresinde kısa süreliğine Şeyhiler Hanedanı hüküm sürmüştür, fakat Abbasi halifesi Mutazıd bu hakimiyete son vermiştir. Daha sonraki yıllarda Hamdânîler ve Büveyhiler[19] şehre hâkim oldularsa da, 990 yılında bölgeye hâkim olan Kürt aşireti Mervânîler, 1085 yılına kadar saltanatlarını sürdürmüşlerdir. Selçuklu hükümdarı Alparslan, Malazgirt Meydan Muharebesi'nden (1071) bir sene önce Diyarbakır'a geldi. Mervânîler, yapılan bu savaşta Selçuklu ordusuna asker desteğinde bulundu ve daha sonra Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi oldu.[20]I. Melikşah'ın 1092'deki ölümünden sonra da, Diyarbakır'daki egemenlik Suriye Selçukluları'na geçti.
1095'te Türk emirlerinden olan Sadr Bey'in, Amid valisi iken ölümü sonrasında kardeşi İnal şehre yönetici olmuş; İnal'ın kendi adıyla 1098 yılında İnaloğulları Beyliği'ni kurmasıyla bu beyliğin yönetiminde kalmıştır. 1142 yılından sonra da vezir Nisanoğlu Müeyyedüddin ve ardılları, yarı bağımsız olarak Âmid şehrini yönettiler.[21]Eyyûbîlere tabi olan Artuklu Beyliği'nin Hasankeyf Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed'in talebi üzerine Âmid şehri, Selahaddin Eyyubi komutasındaki Eyyûbî ve Artuklu kuvvetlerince 1183 yılında ele geçirildi. Selahaddin Eyyubi, şehri Nureddin Muhammed'e bırakmış ve böylece şehir, Hasankeyf Artuklularının başkenti olmuştur. 1232 yılına kadar Hasankeyf Artuklularının hakimiyetinde kalan yerleşim, bu tarihte Eyyûbîler Devleti tarafından ele geçirildi. 1241 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin eline geçen şehir, 1257-1259 yılları arasında Eyyûbîlerin Meyyâfârikin (Bugün Silvan) kolunun denetimine girdi. 1259'da İlhanlı Moğolları tarafından alınan şehir, kendilerine tabi olan Anadolu Selçuklularına geri verildi. Şehir, 1302 yılında İlhanlı hükümdarı tarafından bu kez Mardin Artuklularına bırakıldı. Diyarbakır, 1394 yılına kadar Artuklu hakimiyetinde kaldı.[22] Artuklu Beyliği dönemlerinde kente önemli bir Türkmen kökenli nüfus yerleşimi olmuştur.
1394 yılında Timur tarafından alınan ve yağmalanan yerleşim, 1404 yılında Timur tarafından Akkoyunlular Devleti'ne bırakıldı. Akkoyunluların kurulması ile birlikte şehir, bir süre bu devlete başkentlik yaptı. Şehir, 1508'de Şii Müslüman Safeviler tarafından ele geçirildi.[23]
Diyarbakır, Osmanlılar döneminde önemli eyaletlerden birinin merkezi olmuş, doğuya sefer yapan orduların hareket üssü ve kışlağı görevini görmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, özellikle I. Dünya Savaşı'nın yakın zamanlarında hastalık, yangın ve sefalet yüzünden büyük sıkıntı çeken Diyarbakır, özellikle Cumhuriyet devrinde büyük ve önemli imar, sosyal, kültürel ve ekonomik hareketler yaşamıştır. 1950'lerden sonra şehir yeniden kurulmuş; yollar, hastaneler, okullar ve modern yapılarla gün geçtikçe büyümüş ve gelişmiştir. Yeni şehir kara, hava ve demir yollarıyla Türkiye'nin dört bir yanına bağlanmış önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. 1980'li yıllarda şehirde bulunan Diyarbakır cezaevi dönemin askeri hükûmeti'nin en büyük sembollerinden biridir.
Diyarbakır, 2 Eylül 1993'te çıkarılan 504 sayılı kanun hükmünde kararname[24] ile büyükşehir unvanı kazandı. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları, valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 20 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[25] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[26]
2012 yılında ilin tamamı büyükşehir sınırlarına girmiştir.
Notlar
^Bismil ve Çınar ilçelerinin kurulması ile nüfus azalmıştır.
^Eğil ve Kocaköy ilçelerinin kurulması ile kır nüfusu azalmıştır.
Kaynakça
Özel
^BAYDİL, E. (2007). XVI. YÜZYIL URFA SANCAĞININ BOZ-ÂBÂD VE YALAK NAHİYELERİNDEKİ KIRSAL YERLEŞME ADLARININ TARİHİ COĞRAFYA BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Kastamonu Eğitim Dergisi, 15(2), 675-692.
^AKGUNDUZ, A. (2021). DİYÂR-I BEKR’İN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN İLK FETHİ: CEMÂZİYELEVVEL 17/27 MAYIS 638. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (27), 194-224.
^abGunter, Michael M. (2010). Historical Dictionary of the Kurds. Scarecrow Press. s. 86. Diyarbakir is often called the unofficial capital of Turkish Kurdistan. Its Kurdish name is Amed.
^King, Diane E. (2013). Kurdistan on the Global Stage: Kinship, Land, and Community in Iraq. Rutgers University Press. s. 233. Diyarbakir's Kurdish name is “Amed.”
^"1935 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 20 İlkteşrin 1935 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1945 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 21 Ekim 1945 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1955 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.