Bosna ve Hersek bölgelerine ilk Yahudiler 1575'te vardılar.[2]
Osmanlı İmparatorluğu'nun sultanıII. Bayezidİspanyol ve Portekiz engizisyonlarından kaçan onbinlerce Yahudiye kucak açtı. Engizisyondan kaçan Yahudiler Osmanlı hakimiyetindeki Bosna-Hersek, Makedonya, Trakya ve Avrupa'daki diğer topraklara yerleşti. Yahudiler Bosna-Hersek'e toplu halde 16. yüzyılda vardılar ve çoğunlukla Saraybosna'ya yerleştiler. İlk Aşkenaz Yahudileri, Osmanlı TürkleriMacaristan'dan 1686'da kovuldukları zaman geldiler.[3][4] Müslüman komşularıyla dostluk ve varlık içinde yaşayan Sefaradlar İspanya dışındaki en kalabalık Sefarad cemaatini oluşturdular.[5]
Osmanlı İmparatorluğu altında genelde iyi muamele gören Yahudiler gayrimüslimlere tanınan haklardan faydalandılar. Bazı kısıtlamalara rağmen bu İmparatorluktaki Yahudiler varlık sahibi oldular. Onlara bazı otonom haklar tanınıp, gayri menkul satın alma, sinagog inşa etme ve İmparatorluk altında ticaret yapma hakkı tanıdılar.[6] 1856'da Yahudilere ve diğer gayrimüslimlere eşit haklar sağlandı.
Habsburg hakimiyeti
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun 1878'de Bosna-Hersek'i işgal etmesiyle bölgeye Avrupa sermayesi, şirketleri ve metotları soktular. Bununla birlikte birçok eğitimli profesyonel Aşkenaz da bölgeye gelmiş oldu. Sefaradlar geleneksel olarak el sanatları ve dış ticaretle ilgilenmeye devam ettiler.[3]
Hırvatistan hükûmetinin bakanlarından ve Ustaşa ideolojisinin liderlerinden Mile Budak[8] 22 Temmuz 1941'de Ustaşanın amacının Hırvatistan Bağımsız Devleti'nin "yabancı unsurlar"dan temizlemek olduğunu belirtti. Mesajında "Ustaşa hareketinin temeli dindir. Sırp, Yahudi ve Çingeneler için üç milyon kurşunumuz var" dedi.[9]Ustaşa hareketinin lideri Ante Pavelic 1941'de "Kısa bir sürede Yahudilerin öldürüleceği"ni belirtti.[9]
Yugoslavya Krallığı ordusundaki Yahudi askerler ise Almanların hakimiyetinde savaş suçlusu olarak hayatta kalmayı başardı. Savaş bittikten sonra Saraybosna'ya geri döndüler.[9]
Saraybosna Agadası birkaç kez yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Tarihçilerin görüşüne göre bu Agadaİspanyol Yahudileri tarafından 1492'deki Engizisyonlardan kaçarken getirildi. Kitabın kenarındaki yazılardan anlaşıldığına göre 1500'lerde İtalya'da su üstüne çıktı. Joseph Kohen tarafından 1894'te Saraybosna'daki millî müzeye satıldı.
II. Dünya Savaşı sırasında müze yönetmeni[14] Dr. Jozo Petrovic[15] ve baş kütüphaneci Derviş Korkut tarafından Nazilerden saklandı. Derviş, kitabı saklaması için onu Treskavica yakınlarında bir dağ köyüdneki Müslüman bir hocaya verdi ve Agada bir camide diğer Kur'anların arasında saklandı.[16] Agada, 1992-1995'teki Bosna Savaşı sırasında Sırp kuşatmasından yeraltı banka kasasında saklanarak korundu.
Birleşmiş Milletler ve Bosna Yahudi cemaatinin desteğiyle düzenlenen kampanyada Agada iade edildi ve Aralık 2002'de müzeye konuldu.[5]
Savaş sonrası cemaat
Bosna-Hersek Yahudi cemaati Holokost'tan sonra tekrar kuruldu fakat savaştan kurtulanların çoğu İsrail'e göç etti.[9] Cemaat, Belgrad merkezli Yugoslavya Yahudi Cemaatleri Federasyonu himayesine alındı.
Yugoslav savaşlarının 1991'de patlak vermesiyle Amerikan Yahudi Ortak Dağıtım Komitesi Bosna Yahudilerinin İsrail'e gitmesine yardımcı oldu ve göçmenlerin çoğu savaş bittikten sonra bile orada kalmayı tercih etti.[13]
Bugün
Bugün Bosna-Hersek'te yaklaşık 500 Yahudi vardır. Tarih boyunca olduğu gibi Yahudiler Yahudi olmayan komşularıyla ve hükûmetle iyi ilişkilerini sürdürmektedir.[5][13] Etnik denge sağlama amaçlı sunulan BM güdümlü Bosna-Hersek Anayasasına göre Yahudiler ve diğer azınlıklar devlet başkanlığına getirilemezler.[17] Buna karşılık Yahudi ve Yahudi olmayan Boşnaklar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu bildirmiştir.[18]