Beyaz Terör (Rusça: Бе́лый терро́р), Rusya'da 1917-1922 yılları arasında gerçekleşen Rus İç Savaşı sırasında Çarlık yanlısı Beyaz OrdularınKızıllara ve kendilerine destek vermeyen sivil halka yönelik şiddet ve katliam hareketlerine verilen isimdir.
Beyaz Terör ittifak halinde hareket edemeyen dağınık Anti-Bolşevik grupların hepsinin gerçekleştirdiği katliamları kapsamaktadır. Ancak Beyaz Terör'de sadece Rusya'daki Bolşevik karşıtı gruplar değil doğrudan olaya müdahale eden ABD, İngiltere ve Fransa gibi emperyalist devletler de etkili olmuştur. Bu devletler Beyaz Ordu'ya maddi yardım yapmakla kalmamış Rusya'ya asker sevkiyatı yaparak Sovyet hükûmetini devirebilmek için katliamlara ortak olmuşlardır. Ayrıca mevcut durumdan istifade eden Japonya, Polonya ve Romanya Çarlık döneminde Rusya ile olan anlaşmazlıkların da etkisiyle toprak kazanmak için bu savaşa müdahil olmuşlardır.
Beyaz Terör Sovyet tarihinde elit soylu sınıfının destekçilerinin sömürülen yoksul kitlelere yönelik şiddet hareketi olarak tarif edilmiştir. Kızıl Ordu'da savaşanlar daha çok büyük şehirlerdeki fabrikalarda çalışan işçiler olurken, Beyaz Ordu saflarındakiler ise Çar yanlısı generallerin kumandasında bulunan büyük toprak sahipleri ve burjuva kökenlilerdi. Rus Kazakları ikiye bölünmüştü ve her iki kesime de destek verenler vardı. Çarlık döneminde ayrıcalıklı bir konuma sahip Ortodoks Kilisesi ise Beyaz Ordu destekçisiydi.
Beyaz Terör diğer taraftan farklı olarak denetimsiz bir biçimde olması, Beyaz generallerin otoriteyi sağlayamamaları, orduların dağınık olması gibi sebeplerden daha tehlikeli bir nitelik kazanmıştı.
Bazı Rus tarihçiler Beyaz Terörün amacının kırsal kesimde Bolşevik saflarına katılıma karşı bir sindirme hareketi olduğunu ifade etmişlerdir. Beyaz Terör örgütlü olarak emir-komuta zinciriyle gerçekleşmesine karşın, üst düzey subayların birlik halinde hareket edememeleri ve generallerin astlar üzerinde yeterince otorite sağlayamaması dolayısıyla daha ciddi bir tehlike yaratıyordu. Bazı Rus tarihçiler ise Beyazların en önemli komutanlarından Aleksandr Kolçak'ın Kazak atamanlar üzerinde kontrolü sağlamakta yetersiz olduğunu belirtmişlerdir.
Amaç ve hedefleri
Beyaz Terör'de sadece denetimsiz askerî birliklerin saldırıları değil, Çar destekçisi subayların oluşturdukları kurumsallaşma da etkili olmuştu. Beyaz Terör şu şekilde gerçekleşmişti;
Kızıl Ordu ve Sovyet hükûmeti organlarında görev yapanların imha edilmesi
Beyaz terörün kurbanları sadece Bolşevikler değildi. Diğer parti destekçileri de bundan nasibini almıştı. Menşevik ve Sosyalist-Devrimciler (Sol Eserler) gibi tarafsız kalanlar da Beyaz terörün saldırılarına maruz kaldılar. Bu durum savaş süresince Kızıl Ordu’ya katılımın artmasına sebep oldu. Bolşeviklerin büyük şehirlere ve önemli sanayi merkezlerine hakim olmasının aksine kırsalda maddi açıdan güçsüz durumda olan Beyazların organize ya da otorite dışı yağma ve talan hareketlerine girişmeleri de Kızıllara olan desteğin artmasına sebep oldu. Beyazların birlik halinde hareket edemediklerini ve başarısız olacaklarını fark eden ABD ve İngiltere'nin maddi yardımı bırakıp askerlerini geri çekmesi de monarşi taraftarlarına büyük bir darbe vurdu. Yalnız ve güçsüz kalan son Beyaz Ordu askerleri de 1922 yılında kaçarak ülkeyi terk etti.
Beyaz Terörün başlaması
Beyazlar bahar aylarındaki saldırılarından sonra ilk büyük terör eylemini Temmuz 1918’de Yaroslavl’da gerçekleştirdi. Bölgeyi ele geçiren Beyazlar yerel bir askeri mahkeme kurarak Sovyet hükûmeti temsilcisi E. F. Rogovski ve 20 bin kişiyi tutukladı. Olaylar sırasında Beyaz Ordu'ya bağlı 56. Alay birlikleri silahsız sivillere makineli tüfeklerle ateş açtı ve yaklaşık 300 kişi öldürüldü.
Devrimde hapse atılan ama kaçmayı başaran Beyaz Terör’ün liderlerinden General KornilovDon Kazakları'nın yanına giderek anti-bolşevik bir ordu örgütledi ve bir genelge yayınlayarak “Tanrı ve Rus halkının verdiği kutsal görev ve sorumluluklarımız var. Düşman esir alınmayacak, belki acımasız olacak ama yakalanan her Bolşevik derhal infaz edilecektir” emri verdi.
Beyazların ele geçirdiği şehirlerde yakalanan pek çok Bolşevik mahkemeye dahi çıkarılmadan yargısız bir biçimde infaz edildi. Subaylar Bolşeviklerin bölgeyi tekrar ele geçirip rehineleri serbest bırakma ihtimaline karşı sürgün ya da hapis cezasını kesin olarak yasakladı.
Volga katliamları
1918 yılında Ukrayna ve güney kesimlerde güçlenen Beyazlar hiç de vicdani ve savaş yasalarına uygun olmayan bir biçimde terörü şiddetlendirdi. 1918 yazında Volgograd'da Komuch (Kurucu Meclis Komitesi üyeleri) tarafından kontrol edilen askeri mahkemeler yakaladıkları Sovyet hükûmeti üyelerini yargılayarak ölüm cezalarını hemen infaz etti. 3 Eylül 1918'de Kazan 'da, 1 Ekim 1918'de de İvaşçenkovo'da işçi eylemleri şiddetle bastırıldı ve pek çok işçi öldürüldü. I.Dünya Savaşı'nda esir alınan ve Beyazlar tarafından silahlandırılan Çekoslovak lejyonu da Orta Volga bölgesinde Bolşeviklere karşı saldırıya geçti.[1]
Arhangelsk'te 8 bin Bolşevik mahkûm idam edildi. 38 bin mahkûm işkence ve hastalıktan öldü.[1]
Bolşeviklerin beyaz ordu alay komutanı Mihail Jebrak-Rusanoviç'i infaz etmesi üzerine beyaz gönüllü birliklerden oluşan 3.Tümen Komutanı M.G.Drojdovski misilleme olarak 3 bin esir Kızıl Ordu askerini infaz emri verdi.
Güney Rusya Silahlı Kuvvetleri 3.Tabur Komutanlığı da Peschanookopskoy köyünde esir alınan Bolşevik askerlerini yargılamadan idam etti. Ancak mahkûmlardan Beyaz Ordu saflarına geçmeye razı olanlar infazdan kurtuldu.
1918 yaz aylarında Beyaz Terör
SovyetPravda gazetesinin açıklamasına göre 1918 yılının sadece yaz aylarında Bolşevik kurbanların resmi sayısı 30 binin üzerindeydi.[2] Bunların 6 bini Ağustos 1918'de katledilmişti. Terörün had safhaya ulaştığı Ağustos ayında saldırılar özellikle Bolşevik komiserleri hedef aldı.
2 Ağustos 1918'de Sibirya'da kurulan geçici hükûmet Sovyet iktidarının bütün organlarını kaldıran ve işçi konseyleri ile Bolşevik komiserleri tutuklayan 93 No'lu kararnameyi yayımladı.[3]
20 Haziran 1918'de İçişleri Komiserliği'ne bağlı Petrozavodsk Kuzey Komünü Basın Komiseri ve işçi önderi V.Volodarski öldürüldü. 27 Ağustos'ta Sibirya Yüksek Askeri Müfettişi ve Kuzey Ural-Sibirya Devrimci Ordu Komutanı Reynhold Yosifoviç Berzin suikaste uğradı. Aynı dönemde Zinovyev de dahil daha pek çok siyasi komisere suikastler düzenlendi. 30 Ağustos'ta Kuzey Komünü Bolşevik komiseri Moisei Uritski öldürüldü, Lenin ise aynı gün gerçekleştirilen saldırıda ağır yaralandı.
Yaz aylarındaki Beyaz Terör saldırılarının çoğu fabrikatör M.M.Filonenko tarafından organize edildi. Beyazlar 1918'in son 7 ayında 13 ilde 22.780 Sovyet taraftarını öldürdü. Bunların 15 bini Eylül 1918'de Kulak (zengin toprak sahipleri) isyanlarında katledildi.[4] Ancak bunlar resmi kayıtlara geçmiş olan rakamlardır. Gayri resmi rakamların çok daha yüksek olduğu ifade edilmektedir.
Çekoslovak Lejyonunun katliamları
Rus tarihçi M.S. Ratkovski'nin verdiği rakamlara göre Beyaz Terör eylemlerinde 40.000 Çekoslovak askeri de yer almıştı. Bu askerler I.Dünya Savaşı'nda Çar birlikleri tarafından esir alınmış, fakat devrimden sonra Bolşevikler tarafından serbest bırakılmıştı. Ancak Sibirya'dan ülkelerine dönmekte olan Çekoslovak birlikleri Beyaz Kuvvetler tarafından tekrar esir edilmiş ve Bolşeviklere karşı savaşmaya zorlanmışlardır. Çekoslovak askerleri için iki seçenek vardı; ölmek ya da Bolşeviklere karşı savaşmak.[5]
26 Mayıs 1918'de Çelyabinsk'te yerel Sovyet Konseyi'nin tüm üyeleri Çek lejyonlarınca tutuklandı ve kurşuna dizildi. Penza'da esir 250 Kızıl Ordu askeri infaz edildi. 30 Mayıs 1918'de de Petropavlovsk'ta tüm yerel Sovyet yöneticileri yakalanarak katledildi.[6]
8 Haziran'da Çekoslovak Kolordusu Samara'yı ele geçirdi ve o gün 100 Kızıl askeri ve 50 işçiyi idam etti. Birkaç günde 300 kişi daha katledildi.[7]
6 Temmuz 1918'de Samara'da demiryolu işçilerinin toplantısına saldıran Çek birlikleri onlarca işçiyi kurşuna dizdi. Bu birliklerin Temmuz ayı boyunca Samara'nın farklı köy ve ilçelerinde katliamlar yapmaları üzerine bölgede köylü isyanları çıktı ve isyan sırasında da 500'ü aşkın kişi vuruldu.[8]
22 Temmuz'da Simbirsk'te 400 kişi, Kazan'da da Temmuz-Ağustos aylarında 1000 civarında Bolşevik idam edildi. M.S. Ratkovski Çekoslovakların Samara ve Volga bölgesindeki toplam kurbanlarının sayısının 5 binin üzerinde olduğunu belirtmektedir. Tarihçiye göre onların infaz yöntemleri çok acımasızcaydı. Hatta öyle ki Volga nehrindeki cesetleri defnetmeye çalışan sivil 37 kadını infaz etmişlerdi. Ancak Çek askerlerinin bu kadar acımasız olmalarında bir etken de Çar yanlısı generallerin ölüm tehdidiydi.
İç savaştan sonra Mayıs 1926'da ataman Boris Annenkov hakkında doğuda karşı-devrimci faaliyetler ve kırsal kesimde yağma hareketleri suçlamasıyla dava açıldı. Annenkov mahkemede yaptıklarını itiraf etmekten çekinmedi ama bu yaptıklarının suç olmadığını Tanrı ve din için mücadele ettiğini ifade etti.[9]
11 Eylül 1918'de Slavgorod-Çernodolsk köylü isyanı Boris Annenkov tarafından şiddetle bastırıldı ve 500'e yakın insan öldürüldü. Slavgorod Halkevi'nde toplanan yerel Sovyet Kongresi Annenkov'a bağlı birliklerce dağıtıldı ve 87 delege öldürülerek çukura gömüldü. İsyancı köylülerin, hatta bazılarının eşleri ve çocuklarının yanmış cesetleri direklere asıldı. Slavgorod tren istasyonuna getirilen köylü kızlara burada Annenkov'un askerlerince tecavüz edildi. Bir görgü tanığı Blohin'in ifadesine göre Annenkov kurbanlarının bazılarını at arabasına bağlayarak sürüklemiş, bazılarını ise diri diri toprağa gömmüştü. Semipalatinsk bölgesinde ise Annenkov isyan sırasında ölen askerleri için tazminat istemiş ve ödenmemesi durumunda her 5 kişiden birini infaz etmekle tehdit etmiştir.[10]
Ataman Aleksandr İliç Dutov ise 9 Mayıs 1918'de Gaya köyünde esir aldığı 96 Kızıl Ordu askerini diri diri toprağa gömdü. Köyde Bolşeviklere destek veren toplam 675 kişiyi idam etti. Orenburg Kazaklarının Atamanı Dutov 27 Mayıs-3 Temmuz 1918 arasında hakimiyet kurduğu Çelyabinsk ve Toritsk şehirlerinde terör saltanatı kurdu.
Orenburg cezaevinde 6.000 tutuklu infaz edildi. 9 bin esir Sibirya’daki çeşitli cezaevlerine gönderildi. Sovyet kaynaklarına göre Dutov sadece Troitsk’te hakim olduğu ilk haftalarda 700 Bolşevik’i kurşuna dizdi.
4 Ağustos 1918’de Dutov, kontrolündeki topraklarda zorunlu askerlik hizmeti yasası çıkardı ve savaşabilecek durumda olup Beyaz Ordu'ya katılmayanlar için asker kaçağı olarak ölüm cezası getirdi.[10]
Ocak 1919’da Ural bölgesinde Dutov’a bağlı Kazak birlikleri 1050 kişiyi katletti.[11] Aynı yıl hastanelerde yatan 700 tifo hastası Dutov tarafından yakıldı. Kızıl Ordu bölgeye geldiğinde 65 köy Dutov’un emrindeki Kazak birliklerince tamamen imha edilmiş durumdaydı.[11]
13 Ağustos 1945’te Tümgeneral L.F.Vlasyevski tarafından sorgulanan ve Dutov’un arkadaşı olan Ataman Grigori Mihayloviç Semyonov, savaş sırasında bireysel hareket edildiğini, köylerin yakıldığını, askerlerin sadakatsizlik gösterdiğini, köylülerin evlerinin yağmalandığını ve tüm bunların Beyaz Ordu’ya karşı nefrete sebep olduğunu belirtti. Baronların ölüm mangaları oluşturduğunu, Beyaz birliklerin ittifak halinde hareket edemediğini, yapılan bu hataların yenilgiyi getirdiğini itiraf etti. Semyonov ayrıca mahkemede savaş sırasında 6500 kişinin kendine bağlı birliklerce hapiste işkenceyle infaz edildiğini de itiraf etti.[12]
Kasım 1918’de Beyazların en önemli komutanı ve Sovyet tarih kitaplarında Beyaz Terör'ün en önemli sorumlusu kabul edilen Amiral KolçakSibirya’da SR’lere yönelik acımasız bir idam ve tehcir politikası uyguladı. Sosyalist Devrimci Parti Merkez Komite üyesi D.F.Rakov 1920 yılında Kolçak’ın Zindanları adlı kitapta şunları yazdı:
“Omsk şehri hem soğuğun hem de dehşetin etkisiyle adeta donmuştu. Şiddetli kar yağışının altında ölü bedenler sokaklara yığılıyordu. En az 2500 yoldaş Kolçak’a bağlı birlikler tarafından işkenceyle öldürülmüştü. Açlıktan şehre inmiş hayvanlar insan bedenlerini yiyordu. Ölenlerin çoğu yerel Kızıl Ordu garnizonu ve işçi askerlerden oluşuyordu.” [13]
11 Nisan 1919'da Baronların yönetimindeki Omsk gazetesinde yayınlanan(No.188) ve Kolçak’a bağlı yerel hükûmetin Adalet Bakanı S.Starinkeviç tarafından imzalanan bildiride şunlar belirtilmişti; “Kamu düzenini bozan tüm Bolşevik isyancılar ve onlara yardımcı olanlar ölümle cezalandırılacaktır. Sürgünden ya da yurtdışından izinsiz dönenlerden 4 yaşın üzerindeki herkes kürek cezasına çarptırılacaktır.[14] Beyazlar çocuk yaştaki insanları dahi olası şüpheli kabul etmekteydi.
1.İsyancıları ihbar etmeyen ya da iade etmeyen köylüler infaz edilecek.
2.İsyancı köylerde caydırıcı amaçlı olarak yetişkin erkeklerden bazıları idam edilecek.
3.Arabalara, ekmek ve ziynet eşyalarına olağanüstü koşullar dolayısıyla yerel hükûmet adına el konulacak.
1919 yılının bahar ve yaz aylarında Bolşevikler karşısında başarısız olan beyaz ordu komutanları arasında ciddi ayrılıklar yaşandı. 11 Mayıs 1919’da Novonikolayevsk güvenlik şefi Albay Kreyçevo köylerin yakılması, tren yolu hatlarının sabote edilmesi emrini verdi. Bu izinsiz emirler müttefik kuvvetlerde tepkiye yol açtı. General M.Janen ve General S.N.Rozanov hoşnutsuzluklarını ifade edince Amiral Kolçak emirleri iptal etmek zorunda kaldı.[15]
Kasım 1919’da müttefiklere bağlı Çekoslovak Kolordu Komutanları B. Paul ve B. Girsa resmi muhtıra yayımladı:
“Çekoslovak süngülerinin koruması altındaki yerel Rus askeri yetkililer uygarlıktan uzak bir biçimde hukuksuzca köyleri yakarak, yargısız infazlar yaparak, tüm çatışmaların dışında olan Rusların üzerine dahi saldırarak ve yaptıkları yanlışları siyasi kaypaklıkla yerel mahkemelerde reddederek ciddi bir suç işlemektedirler.” [16]
Kolçak’ın kontrolündeki Ekaterinburg’ta da 25 bin kişi infaz edildi, kadın ve çocukların da dahil olduğu nüfusun % 10’u kırbaçlandı.[17] Ancak Kolçak ve destekçisi aristokrat köylülerin (kulaklar) işçilere yönelik acımasız politikası büyük bir isyana sebep oldu. O döneme kadar bölgede 150 bin civarında olan Kızılların sayısı isyanla birlikte 400 bine ulaşmıştı. Amiral Kolçak’ın yanlış politikaları Kızıllara yarıyordu.
Güney Rusya'da Beyaz Terör
Güney Rusya'daki Beyaz Terör'ün önderi ise Anton Denikin'di. Devrimden sonra hapisten kaçarak Novocherkassk bölgesine giden Denikin burada Kızıllara karşı Beyaz Ordu'yu örgütleme girişimlerine başladı. Don Bölgesi'nde faaliyet göstererek Rus İç Savaşı sırasında Beyaz Ordu'nun güney bölgesi kumandanlığını üstlendi. Anton Denikin'in "büyük, birleşik ve bölünmez Rusya sloganıyla başlattığı iç savaştaki önemli bazı söylemleri şunlardı:
"Kızıllara karşı kutsal Rusya'yı korumalıyız. Kızıl egemenliği yenmek için gerekirse şiddeti meşrulaştırabiliriz"[18]
"Kutsal mücadelemizde güney Rusya topraklarını kapsayan bölgede bazen provokasyon, organize suçlar, soygun hareketleri olduğunun farkındayım. Kiev, Harkiv, Odessa ve Rostov (Don) bu konuda dikkat çekiyor. Ancak öncelikli hedefimiz düşmanı yenmektir. Bu nedenle zafiyetleri gizlemek ve mücadeleye odaklanmak gerekmektedir."[19]
Beyaz Ordu'ya destek amacıyla bölgeye gelen İngiliz birlikleri kumandanı G. J. William, anılarında şunları belirtti;
"Genel olarak, gönüllüler tarafından esir alınanlara yapılan muamele korkunçtu. Bu konuda General Denikin'in savaş kurallarını açıkça ihlal ettiği görülüyordu. Zulüm bazen mücadelenin haklılığına zarar verecek ve utanç duyulacak kadar şiddetliydi. Silahsız rakiplerini vuran, esir aldığı kişilerin derisini yüzen askerler vardı. Mücadele canice ve vahşi boyuttaydı.[20]
Anton Denikin, Bolşeviklere karşı mücadelede Gönüllü Ordu'nun savaş dışı cinayet, tecavüz, soygun gibi suçlarının sorumluluğunu kabul etmiyordu. Bölge valisinin ve denetiminde olan askeri mahkemelerin işlenen suçlara karşı tedbir alması ve cezai yaptırım uygulaması konusunda da en ufak bir girişimde bulunmuyor ve suçlar konusunda müsamaha gösteren bir tavır sergiliyordu.[21]
Don Bölgesi'nde bulunan anti-Sovyet yerel hükûmete bağlı Adalet Bakanlığı Çarlık hükûmetinin 1903 yılındaki Ceza Kanunu'nda 8 Ocak 1919'da değişiklik yaparak olağanüstü koşullarda idam cezasını kolaylaştıran hükümler getirdi. 22 Şubat'ta Adalet Bakanlığı'nın özel bir toplantısında ölüm cezası, zorla çalıştırma, kürek mahkûmiyeti gibi yaptırımlar kabul edildi ve toplantı tutanakları General Denikin tarafından imzalanarak onaylandı.
Beyaz Ordu'nun yenilgisi
İç Savaşın sonlarına doğru yenilmekte olan Beyaz Ordu komutanları son çare olarak Kızıl Ordu saflarında savaşan subay ve askerleri caydırma politikası uygulamaya karar verdiler. Mayıs 1919'da Kızıl Ordu safında savaşmaktan vazgeçen her subay ve askere af getirileceğini, hiçbir ceza verilmeyeceğini taahhüt ettiler. 28 Mayıs 1919'da çıkardıkları bildiride şu ifadeler yer alıyordu:
"Anavatan Rusya için kardeşçe çağrımıza cevap verecek, Kızıl Ordu'da savaşmayı bırakacak subay ve askerlere hiçbir ceza verilmeyecek, kutsal Rusya adına yardım esirgenmeyecektir."[3]
23 Ocak 1920'de Amur Askeri Bölge Komutanı V.Rozanov'un Vladivostok'ta yayınladığı çağrıda; " düşman saflarında savaşmayı bırakacak her gerilla hiçbir suçu değerlendirilmeksizin af edilecektir" denildi.[21]
Ancak yapılan çağrılar hiçbir işe yaramadı ve Beyazlara verilen destek giderek azaldı. Zaten pek çok komutanın ölmesi ya da kaçmasının ardından 1920'de Beyaz Ordu'da önder konumuna gelen Pyotr Vrangel'in açıklaması da çok farklıydı; "Çıkarılan yasaların Bolşeviklere karşı ılımlılığından hoşnut değilim. Düşmanla müsamaha gösterilmeden mücadele edilecektir".[21]
14 Temmuz 1921'de Geçici Amur Devleti yöneticilerinden S.D. Merkulov ve N.D. Merkulov kardeşlerin yayındığı No:69 sayılı kararnamede ise şu ifadeler yer alıyordu: "Komünist Parti mensupları, anarşistler, devrimciler ve enternasyonalistler teslim olmaları durumunda derhal sınır dışı edilecektir. Ülkede isyan tehlikesine hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir".[21]
1920 yılında Beyaz Ordu artık gücünü büyük ölçüde yitirmiş, batılı emperyalist dostları tarafından yalnız bırakılmış bir haldeydi. Bu dönemden itibaren Beyaz Ordu komutanlarının da pek çoğu askerleri kaderine terk ederek ülkeden iltica etmeye başladılar. Monarşistlerin en önemli komutanı Amiral Kolçak, Sibirya üzerinden ABD'ye iltica etmeye çalışırken maden işçileri tarafından yakalanarak mahkemeye teslim edildi. İdam cezasına çarptırılan Kolçak'ın cezası hemen infaz edildi. 1922'de son Beyaz Ordu askerleri de ülkeyi terk etti. Böylece Bolşevikler eski Rus Çarlığı topraklarının büyük kısmına hakim oldular ve 30 Aralık 1922'de Sovyetler Birliği'ni kurdular.
Beyaz Terör mağdurları
Beyaz Ordu'nun yenilgisinin en önemli sebebi izlenen taktiklerin ve yöntemlerin halkta yarattığı hoşnutsuzluktu. Beyaz Terör'ün kurbanlarının sayısı tam olarak belli değildir. Ancak resmi veriler rakamın 1.200.000'in üzerinde olduğunu göstermektedir.[22]
Sovyetler Birliği'nde Beyaz Terör kurbanları için pek çok anıt yapıldı. Bunların çoğu Beyazlar tarafından terör kurbanlarının gömüldüğü toplu mezarlara inşa edildi. Volgograd'da Dobrolyubov Parkı'nda Beyaz Terör kurbanlarının gömülü olduğu bir parka 1920 yılında bir anıt inşa edildi. Ancak 1965 yılında mimar D.Erşovoy bu bölgede kurbanlar için yeni bir anıt yaptı.
Voronej'de de Nikitinskaya Kütüphanesine yakın bir konumda bulunan bir parkta terör mağdurları için bir anıt inşa edildi. Anıt 1919'da katledilen Sovyet hükûmetine mensup kurbanlar için 1920'de yapıldı.
1961 yılında Viborg'da da Leningrad Karayolu'nun 4. kilometresinde bir anıt açıldı. Anıt Beyazlara esir düşen ve makineli tüfekle infaz edilen 600 Kızıl Ordu askerinin anısına inşa edildi.[23]
Sevastopol'da 1919-1920 yıllarında Beyaz Terör mağduru olanlar için Aralık 1920'de "Komüncüler ve Beyaz Terör Mağdurları Mezarlığı" adıyla bir nekropol yapıldı.[25]
Kaynakça
^abЛитвин А. Красный и белый террор в России 1918—1922 гг. — М.: Эксмо, 2004. — 448 с. — (Сов. секретно). — ISBN 5-87849-164-8.
^Литвин А. Красный и белый террор 1918—1922. — М.: Эксмо, 2004. — С. 174.
^abЛитвин А. Красный и белый террор 1918—1922. — М.: Эксмо, 2004. — С. 175.
^abРатьковский И. С. Красный террор и деятельность ВЧК в 1918 году. — СПб.: Изд-во С.-Петерб. ун-та, 2006. — С. 105.
^Литвин А. Красный и белый террор 1918—1922. — М.: Эксмо, 2004. — С. 176.
^Раков Д. Ф. В застенках Колчака. Голос из Сибири. Париж, 1920, цит. по Голуб П. А. Большая ложь о красном и белом терроре в эпоху Великого Октября и гражданской войны http://marxism.itgo.com/mag14/Golub21.htm 5 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^Цветков В. Ж. Белый террор — преступление или наказание? Эволюция судебно-правовых норм ответственности за государственные преступления в законодательстве белых правительств в 1917—1922 гг.
^Заметка д.и.н. В. Г. Хандорина «Об „ужасах белого террора“, „демократизме“ чехов и двойной морали ген. Жанена»
^П. А. Голуб. Большая ложь о красном и белом терроре в эпоху Великого Октября и гражданской войны // Марксизм и современность : журнал. — 1999. — В. 1—2.
^П. А. Голуб. Большая ложь о красном и белом терроре в эпоху Великого Октября и гражданской войны // Марксизм и современность : журнал. — 1999. — В. 1—2. .