Final maçında rakibi Sofia Kenin'i 6-4 ve 6-1'lik setlerle geçen Iga Świątek kariyerindeki ilk Grand Slam şampiyonluğunu kazandı. Bu aynı zamanda Świątek'in ilk WTA tekler zaferiydi; Polonyalı böylece, Jeļena Ostapenko'dan sonra ilk şampiyonluğuna bir Grand Slam'de ulaşan ilk isim oldu. WTA Sıralaması'nda 54. sırada yer alan Świątek, Sloane Stephens'in 2017 Amerika Açık'ı kazanmasının ardından Grand Slam şampiyonu olan en düşük sıralamalı isim olarak kayda geçti. Tarihte bir Grand Slam'i zirvede bitiren ilk Polonyalı ve ilk 21. yüzyılda doğmuş isim de yine Świątek oldu. Polonyalı sporcu turnuva boyunca hiç set kaybetmedi ve son olarak Justine Henin'in 2007 Fransa Açık'ta sergilediği bu performansı tekrarladı. Set vermemesinin yanında, hiçbir sette dört, hiçbir maçta da beş oyundan fazla kaybetmedi. Şampiyonluğa ulaşırken sadece 28 oyun kaybeden Świątek, Steffi Graf'ın 1988 Fransa Açık'ı 20 oyun vererek bitirmesinden beri en düşük sayıya ulaştı. 1939'da final gören Jadwiga Jędrzejowska'dan sonra Fransa'da ve 2012 Wimbledon'da final oynayan Agnieszka Radwańska'dan sonra ise herhangi bir Grand Slam'de final maçına çıkan ilk Polonyalı kadın Świątek oldu. Sezonun ilk Grand Slam'i 2020 Avustralya Açık'ı kazanmış olan Amerikalı Kenin, son olarak 2016'da Angelique Kerber'in ulaştığı, kariyerinin ilk iki Grand Slam zaferine aynı yıl içinde ulaşma durumunu gerçekleştirmeye çalıştı.
Ashleigh Barty turnuvanın son şampiyonuydu ancak devam eden COVID-19 pandemisinden kaynaklanan güvenlik endişeleri nedeniyle katılmamayı tercih etti.[1][2] Bu, 2008'den bu yana ilk kez son Fransa Açık şampiyonunun katılmadığı ve aynı zamanda son şampiyonun oynamadığı üst üste ikinci Grand Slam turnuvasıydı. Çünkü Bianca Andreescu da bir önceki Grand Slam olan 2020 Amerika Açık'tan turnuva öncesinde çekilmişti.[3]
Simona Halep, WTA tekler sıralamasında 1 numarada yer alabilmek için mücadele ediyordu[4] fakat dördüncü turda Iga Świątek'e yenildi. Böylece, bu sonuçla Barty 1 numaradaki yerini korumayı başardı ve arka arkaya ikinci yılda yıl sonunu 1 numara olarak tamamladı.[5][6] Halep'in dördüncü turdaki mağlubiyeti, üst üste beşinci yıl için yeni bir Fransa Açık şampiyonunu ve kuranın ilk yarısından yeni bir Grand Slam finalistini garantiledi.
Serena Williams, bir Açık Dönem rekoru olam 23 Grand Slam tekler şampiyonluğuna bir yenisi eklemeye ve ayrıca Margaret Court'un tüm zamanların rekoru olan 24 Grand Slam tekler şampiyonluğu kazanma rekorunu egale etmeye çalışıyordu ancak Amerika Açık'ta eylül ayının başlarında sol Aşil sakatlığı nedeniyle ikinci tur maçından önce çekildi.[7]
32 seribaşı oyuncudan yalnızca 13'ü üçüncü tura yükseldi - bu, Wimbledon'un 2001'de 32 seribaşıya yükseltilmesinden bu yana herhangi bir Grand Slam'deki en düşük sayıydı. Çeyrek finallerde kalan sadece 3 seribaşı tenisçiyle, 1978 Avustralya Açık'tan bu yana en az sayıda seribaşına sahip olan ilk turnuva oldu.[8] Turnuva, 1999 Wimbledon Tenis Turnuvası'ndan bu yana elemelerden gelen iki tenisçinin (Nadia Podoroska ve Martina Trevisan) çeyrek finale yükseldiği ilk Grand Slam turnuvasıydı. Świątek ve Podoroska arasındaki yarı final maçı, 1983 Fransa Açık'tan bu yana bir Grand Slam'de iki seribaşı olmayan oyuncu arasında oynanan ilk karşılaşmaydı.
Podoroska, Fransa Açık tarihinde elemelerden gelerek yarı finale ulaşan ilk oyuncu olurken aynı zamanda Alexandra Stevenson'ın 1999 Wimbledon Tenis Turnuvası'nda bu başarıyı elde etmesinden beri herhangi bir Grand Slam turnuvasının yarı finaline ulaşan ilk kişiydi. Ayrıca, 2004'te Paola Suárez'den bu yana teklerde bir Grand Slam turnuvasının yarı finaline ulaşan Arjantinli ilk kadın oyuncuydu ve 2010 Avustralya Açık'ta sıralaması olmayan Henin'in bu aşamaya ulaşmasından beri herhangi bir Grand Slam'de yarı finalist olan en düşük sıralamalı (WTA Sıralaması'nda 130.) tenisçiydi.