İşsizlik, herhangi bir ekonomik toplumda çalışmak istediği halde iş bulamayan yetişkinlerin bulunması durumu. İş bulamayan kimseye işsiz denir. Ekonomide genellikle 16 yaş ve üzeri[1][2] kimseler işsiz grubuna dahil edilirler. Başlıca işsizlik türlerinden bazıları yapısal işsizlik, friksiyonel işsizlik, döngüsel işsizlik, gönülsüz işsizlik ve klasik işsizliktir. Yapısal argümanlar, yıkıcı teknolojiler ve küreselleşmeyle ilgili nedenleri ve çözümleri vurguluyor. BM Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) göre, 2018 yılında dünya çapında 172 milyon insan (veya rapor edilen küresel işgücünün %5'i) işsizdi.[3]
Tanımlar
Bir ekonomide işsiz miktarı, söz konusu ekonomide işi olmayan ve cari ücret düzeyinde çalışmak istediği halde iş bulamayan yetişkinlerin miktarıdır.
Bir ekonomideki işsizlik oranı ise, söz konusu ekonomideki işsizlerin toplam işgücü (çalışanlar + işsizler) içindeki payı ifade eder.
İşsizlik oranı (%) = (İşsizlerin miktarı / toplam işgücü) x 100
Eksik istihdam: Eksik istihdam kavramı bir ekonomide eğitimli, yetenekli veya deneyimli olup hakettiğinden az ücretle çalışanlar; eğitimli, yetenekli veya deneyimli olduğu halde az bilgi ve yetenek gerektiren işlerde çalışanlar ile tam gün çalışmak isteyip de part-time (kısıtlı süre) iş bulabilenleri kapsar.[4]
İşsiz kişiler geçimlerini sağlamak üzere para kazanamazlar, bunun sonucu olarak kişiler mortgage ev kredilerini veya ev kiralarını ödeyemeyecek duruma düşüp, kaldıkları mekanlardan çıkmak zorunda kalabilirler. Bu da evsizlerin varolmasına neden olur. Ayrıca işsizlik kişinin üzerinde önemli bir psikolojik baskı yaratır, bu da kişiyi bunalıma kadar götüren bir ruhsal rahatsızlık süreci içerisine girebilirler. Ayrıca istatistiklere bakıldığında işsizliğin yüksek olduğu dönemlerde suç oranlarının yükseldiği gözlemlenmiştir.
Sosyal-devlet yapısının daha geliştiği ülkelerde işsizlik sigortası uygulamaları görülmektedir. Ayrıca işini kaybetme korkusu bireylerde psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.
İşsizliğin toplumsal sonuçları
Yüksek işsizlik oranına sahip bir ekonomi, sahip olduğu işgücünün önemli bir kısmını kullanamamaktadır. İşsizliğin yükselmesi toplumda bencillik ve yabancı düşmanlığına yol açabilir. Az miktarda olan iş imkânını diğer ülkelerden gelen yabancılara kaptırmak istememe yabancı düşmanlığı ve sınırlardaki geçişlerin azalmasına neden olabilir. Ayrıca toplumda bireyler mevcut işi kapabilmek için kişilerin sağlığını olumsuz etkileyebilecek düzeye ulaşan bir yarışmaya dönüşebilir. Yüksek işsizlik oranı işçiyi patronun karşısında güçsüz bir duruma düşürebilir. İşveren, işçiyi onun yerine başkalarını alabileceği telkin ve tehdidine bulunarak işçinin üzerine baskı uygulayabilir.