Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı faaliyetleri

Çanakkale Boğazı'nın uydudan görünümü

Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı faaliyetleri, I. Dünya Savaşı'nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı çerçevesinde, çeşitli devletlerin denizaltıları tarafından Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde sürdürülen faaliyetlerdir. Esas savaştan önce, Aralık 1914'te başlamış ve Aralık 1915'te sonlanmıştı. İtilaf Devletleri'ne bağlı denizaltıların Çanakkale Boğazı'nı geçerek Marmara Denizi'nde denizaltı operasyonları yapmalarının amacı, Gelibolu'yu savunan Osmanlı kuvvetlerinin (5. Ordu) lojistik durumunu sarsmak olarak görülür. Bununla birlikte İttifak Devletleri'nin bir üyesi olan Alman İmparatorluğu da Osmanlı'yı desteklemek amacıyla savaş sırasında birtakım denizaltı faaliyetleri yürütmüştü.

Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde harekât düzenleyen İtilaf Devletleri'ne ait toplam on dört denizaltı vardı. Bunların dokuzu Kraliyet Donanması'na (E sınıfından yedi, B ve H sınıflarından birer), dördü Fransız Deniz Kuvvetleri'ne (Émeraude sınıfından iki, Brumaire ve Mariotte sınıflarından birer) ve biri Avustralya Kraliyet Donanması'na (E sınıfı) bağlıydı. Bu denizaltılardan üç Britanya, iki Fransız ve bir Avustralya denizaltısı batarken bir Fransız denizaltısı Osmanlı kuvvetleri tarafından ele geçirildi. Osmanlı İmparatorluğu'nun gemi kayıpları ise içlerinde Mesudiye ile Barbaros Hayreddin zırhlıları da olmak üzere 8 askerî gemi, 31 ticari gemi ve 200'den fazla tekneydi. Sadece Mesudiye ve Barbaros Hayreddin zırhlılarının batışında 31 subay, 262 er öldü. Öte yandan savaş sırasında bölgede İmparatorluk Donanması'na bağlı olarak faaliyet gösteren iki denizaltı (U-19 ve UB I sınıflarından birer) ise Majestic ve Triumph zırhlılarının da aralarında olduğu birçok gemiyi batırdı.

İtilaf Devletleri'nin denizaltı harekâtları sonucunda 5. Ordu'nun ikmalinde yaşanan kayıpların yanı sıra; Osmanlı kuvvetlerine yapılan asker nakliyatının görece daha zor, masraflı ve uzun zaman alan kara ulaşımına kaydırılmasına yol açtı. Zamanla tüm ikmal kara ulaşımına kayarken özellikle mühimmat ikmalinde bu nedenden ötürü gecikmeler ortaya çıktı.

Arka plan

Kraliyet Donanması denizaltıları 1914 yılından itibaren, esas savaş henüz başlatılmadan söz konusu sularda denizaltı taarruzlarına geçmişti. Amiral Roger Keyes komutasındaki filo, 20 Eylül 1914'ten beri Yunanistan sınırları içindeki Dedeağaç'tan İzmir Körfezi'ne kadar tüm Kuzey Ege kıyılarında bir abluka uyguluyordu. Komutası altındaki üç Britanya (B9, B10 ve B11) ve üç Fransız (Joule, Saphir ve Mariotte) denizaltısı bu görev için kullanılıyordu. Bu denizaltılar ablukayı uygulamak, ama daha çok Yavuz muharebe kruvazörü ile Midilli kruvazörünün Çanakkale Boğazı'nı geçip Akdeniz'e çıkmasını engellemek içindi.[1] Carden emrindeki filoyla abluka uygularken, bir yandan da Çanakkale Boğazı'nı denizaltılarla geçilip geçilemeyeceğini tespit etmeyi amaçlamıştı. Bu iş için B11 kullanılmasına karar verildi.[2] Gelibolu Yarımadası'nın işgali için çıkarmalar yapılan 25 Nisan 1915'ten sonra da, yarımadadaki Osmanlı kuvvetlerinin deniz üzerinden asker, mühimmat ve erzak ikmali yapmasını engellenmek için denizaltı harekâtları, bölgeye gönderilen yeni denizaltıların da katılımıyla yapıldı.

İtilaf Devletleri'nin denizaltı faaliyetleri

Kara harekâtları öncesi

B11 ve sonrasında alınan karşı önlemler

B11

Teğmen Norman Douglas Holbrook komutasında 13 Aralık'ta denize açılan Kraliyet Donanması'na ait B sınıfı denizaltı B11, aynı gün Çanakkale Boğazı'na girdi ve Kepez Koyu Sarı Sığlar mevkiinde demirlemiş Osmanlı zırhlısı Mesudiye'ye saat 11.30'da saldırdı.[3] Mesudiye, Amiral Wilhelm Souchon'un emriyle, boğazdaki mayın hatlarını korumak için sabit batarya olarak görev yapıyordu.[1] Tek torpidoyla vurulan gemi alabora olurken, B11 dönüş seyrine başladı.[4] İçinde 30'a yakın mürettebatın mahsur kaldığı Mesudiye, geminin ters dönmüş gövdesini kesecek ekipmanın İstanbul'dan zamanında yetiştirilmesi mümkün olmadığı için mahsur kalan 10 subay ve 25 erle birlikte battı.[1]

B11'in bu faaliyeti, daha gelişkin denizaltıların Marmara Denizi'nde daha yoğun olarak kullanılması kararına yol açtı.[1] Bu amaçla Müttefik Denizaltı Filosu üssü Bozcaada'dan Limni'deki Mondros Limanı'na nakledildi. Amiral Roger Keyes komutasındaki denizaltı filosu Nisan 1915 başları itibarıyla 7 Britanya, 4 Fransız ve 1 Avustralya denizaltısından oluşuyordu.[1] Osmanlı tarafında ise olay üzerine denizaltı önleme tedbirleri geliştirildi. Bu amaçla Zuhaf ile Nur-ül Bahir gambotları, Nisan 1915 başlarında bunlara ek olarak Peleng-i Derya ve İsa Reis gambotları devriye görevi almış; Şubat başında Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis zırhlıları Çanakkale'ye alınmış, çeşitli noktalarda denizaltı gözetleme postaları oluşturulmuştu.[1] Diğer bir önlem de Çanakkale Boğazı'nda bir denizaltı ağı oluşturmaktı. 13 Haziran'da, boğazın en dar kısmı Nara Geçidi'nde başlayan denizaltı ağı çalışmaları Temmuz sonlarında tamamlandı.[1]

Saphir

Saphir, Toulon'da, limanda beklerken (1914 öncesi)

Yüzbaşı Henri Fournier komutasındaki Émeraude sınıfına ait Fransız denizaltısı Saphir, 28 Ocak'ta Çanakkale Boğazı'na girdi. Bir süre sonra geminin seyir pusulasının bozuk olduğu görüldü. Daha sonra kumsala saplanan denizaltı, buradan kurtulduktan sonra Nara Burnu yakınlarındaki Mecidiye Kalesi'nin 200 metre kadar açığında yüzeye çıktı. Yakınlardaki İsa Reis gambotu ve Nusret mayın gemisi, denizaltıya ateş açtı.[5] Denize atlayan 13 denizci söz konusu gemiler tarafında sudan alındı, denizaltıda kalan 14 kişi ise öldü.[6]

E15

Alman ve Osmanlı askerleri tarafından incelenen E15'in enkazı

E sınıfına ait Britanya denizaltısı E15, Kıdemli Yüzbaşı Theodore Brodie komutasında 17 Nisan'da sefere çıktı. Soğanlıdere açıklarında dalışa geçtikten sonra akıntı dolayısıyla dengesini kaybetti. Birkaç kez dibe vurduktan sonra kulesi su yüzüne çıkınca, sahil bataryalarının hedefi oldu. Kulesi ve bataryaları parçalanan denizaltının[7] kulesinde bulunan gemi komutanı şarapnelden, mürettebattan altı kişi ise parçalanan bataryaların deniz suyuna maruz kalmalarıyla ortaya çıkan klordan zehirlenerek öldü.[8] Akıntıyla sürüklenen denizaltı, sahilde karaya oturdu ve akabinde mürettebat tarafından terk edildi. Öğleden sonra Çanakkale'den hareket eden iki römorkör denizaltıyı çekmek üzere bölgeye sevk edildi. Ancak Britanya keşif uçaklarının durumu rapor etmesi üzerine Müttefik Komuta Karargâhından, belgelerin Osmanlı makamlarının eline geçmemesi için denizaltının imha edilmesi emri verildi. 18 Nisan gecesi Britanya denizaltısı B6 imha için bölgeye geldiyse de iki torpido atışı hedefine ulaşamadı. Aynı amaçla bölgeye gelen muhripler de gece vakti hedefi tespit edemedi. Bu arada Majestic sancak gemisinin top ateşi de sonuç vermemişti. Denizaltını yüzdürme çalışmaları sürerken 23 Nisan'da, iki istimbot denizaltıya torpido saldırısında bulundu. Yeniden hasar gören denizaltı, bunun üzerine bulunduğu yerde bırakıldı.[7] Mürettebattan sağ kalanlar ise teslim oldu.[9]

Kara harekâtları sırasında

İtilaf Devletleri'ne ait denizaltıların Çanakkale Boğazı'nı geçerek Marmara Denizi'nde harekât girişimleri esas olarak, 25 Nisan 1915'te Gelibolu Yarımadası'na asker çıkararak kara harekâtının başlamasından sonra başlatıldı. Daha önceki denizaltı faaliyetleri, daha çok deneme niteliğinde ve psikolojik etkiye yönelen girişimlerdi. Bu tarihten sonraki faaliyetler ise Gelibolu'da çarpışan Osmanlı kuvvetlerinin deniz ikmal hattını kesmek ve Gelibolu'daki müttefik kuvvetlerin durumunu güçlendirmek amacındaydı.[10]

Denizaltılara karşı alınan önlemler

Çanakkale Boğazı mayın hatları ve denizaltı ağı

Gelibolu Yarımadası'ndaki Osmanlı kuvvetlerinin (5. Ordu) asker, malzeme, mühimmat ve erzak yönünden ikmali için kullanılabilir iki yol vardı. Bunlardan biri, Marmara Denizi üzerinden ya da karadan İstanbul Boğazı'nın Anadolu Yakası'na, oradan deniz üzerinden Gelibolu'ya geçen deniz yoluydu. Diğeri ise Uzunköprü'ye kadar demiryolu ve devamında Keşan üzerinden Bolayır'a uzanan karayoluydu. Savaşın başlarında hem zaman hem de taşınacak yük miktarı açısından deniz yolu daha elverişliydi. Asker, mühimmat ve birçok malzeme İstanbul'dan, erzak ise Anadolu Yakası'ndan getirilerek yine denizden geçirilecek, hasta ve yaralı taşınması deniz üzerinden yapılacaktı. Kara yolundan yapılacak nakliyat ise zorluklar gösteriyordu. İstanbul-Uzunköprü deniz yolu hattı 130 kilometre, devamındaki yol ise 140 kilometrelik bir toprak yoldu. Bu toprak yoldan yapılacak nakliyat hem hava koşullarının zaman zaman güç şartları altında yapılmak zorundaydı hem de hayvan gücüne dayandığı için zaman alıcıydı. Diğer taraftan, yolun bir bölümü Saros Körfezi'ndeki Birleşik Filo'nun ateşi altında kalabiliyordu.[11]

Eylül 1914'te, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'ndeki denizaltı faaliyetlerine karşı önlemler alınmaya başlandı. 13 Eylül'de B11 tarafından batırılan Mesudiye zırhlısından sağ kurtulan 120 kişilik personel, boğazın her iki yakasında gözetleme postaları olarak görevlendirilirken çeşitli gemilerden oluşan bir denizaltı karakol düzeni oluşturuldu. Bu önlemler, denizaltılar yüzeye çıktığında ya da periskopları görüldüğünde işe yarayacak önlemlerdi. Aynı şekilde Çanakkale Boğazı sahillerindeki bataryalar da denizaltılara karşı kullanılacaktı.[12]

Diğer önlem de mayın hatlarıydı. Daha önce su üstü gemilere göre döşenen yüzeye yakın mayın hatlarına derinlik verildi. Yeni mayınlar geldikçe mayın hatları da kademelendirilerek 2,5; 4,5; 8; 30 ve 40 metre derinliklere mayınlar yerleştirildi.[12] 5 ve 7 Şubat tarihlerinde Nara Geçidi'ne, birinci mayın hattı gerisine yerleştirilen üç ağ, bunların işe yaramayacağı düşünülerek çıkarıldı.[12] Temmuz 1915 başlarında bir kez daha ağ kurulmaya başlandı ve ay sonunda ilk şeklini aldı.[13] Bu kesimde iki kara arası 2 km genişlikte olup en derin nokta yaklaşık 100 metreydi. Bazı zamanlar akıntının hızı 5 deniz milini buluyordu.[13] Kuruluşunda 25-40 metreye kadar inen ağ daha sonra 70 metre derinliğe kadar uzatıldı. Buna rağmen müttefik denizaltıların ağın altından ya da ağı yırtarak geçmeyi başarmaları, bu ağların zaman zaman onarımını gerektirdi.[13] Bu nedenle Ekim 1914'te ağın güneyine, Nara Burnu'na kadar ulaşmasa da ikinci bir ağ yerleştirildi.[14] Bu ağların korunması ve gözetimi için 27 Eylül'de bir Mania Komutanlığı tesis edildi. Bu komutanlık emrinde bir deniz müfrezesi, Bigalı Bataryası, Nara Bataryası, Nara Kulesi'nde bir adet 75 mm'lik top, 900 mm'lik bir ışıldak, bir römorkör ve bir motorgambot bulunuyordu. Tekneler, bir denizaltı tespit edildiğinde üzerine sarkıtılarak patlatmak için tahrip kalıpları taşıyordu.[13] Bu ağ sistemine karşı Müttefik Komutanlığı tarafından girişilen harekât, 8 Aralık 1916 tarihinde 400 metre yükseklikten bırakılan paraşütlü beş yüzer bombadır. Bunlardan birkaçı ağa takıldıysa da patlamamıştı.[15] Bir başka ağ engeli de boşaltma limanı olarak kullanılan Akbaş Limanı açığına yerleştirilen ağdı.[15]

Osmanlı donanması, Gelibolu'daki kara muharebeleri sırasında Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'ndaki ikmal hatlarının, ikmal iskelelerinin güvenliği ve denizaltı faaliyetlerinin engellenmesi için esas olarak Marmara Denizi'nde önlem olarak Turgut Reis ve Barbaros Hayreddin zırhlıları, 16 torpido botu, 10 gambot, 6 motorgambot, 5 mayın gemisi, 1 mayın depo gemisi, 4 vapur, 16 römorkör ve 5 istimbot kullandı.[1] Ancak su üstü gemilerinin olanakları sınırlıydı. Hızlarının düşük olması, teknik olanaklarının yetersizliği ve personelin denizaltı savaşı konusundaki deneyimsizliği etkinliklerini sınırlamıştı.[16]

AE2

Avustralya denizaltısı AE2

Britanya E sınıfı bir denizaltı olan Avustralya Kraliyet Donanması'na bağlı AE2,[17] Çanakkale Boğazı'nı geçen ilk denizaltıydı. Şubat 1915 başlarında harekât bölgesine ulaşmış ancak dibe oturup ağır hasar gördüğünden 22 Nisan'da aktif göreve dönebilmişti. Binbaşı Henry Hugh Gordon Stoker komutasındaki denizaltının ilk görevi 25 Nisan'da, kara çıkarmaları başladığında Marmara Denizi'ne inmek, Osmanlı savaş ve nakliye gemilerine saldırmaktı. Şafakta, Osmanlı topçusu tarafından saptanıp ateş altına alındıysa da suya dalarak ilerlemeye devam etti. Gemi, tespit edilmekten kaçındığı için dibe "otura kalka", birkaç kez mayın zincirlerine sürtünerek seyrini sürdürerek boğazı geçti. Boğazdaki Kilya Koyu açıklarında, saat 07.30'da periskop derinliğine çıktığında demir üstündeki Turgut Reis zırhlısını gördü. Tüm torpidolarını fırlatsa da isabet kaydedemedi. Bu arada Aydın Reis gambotu tarafından tespit edilince dalışa geçti ve Marmara yönünde seyretti. Daha sonra dibe dayanarak günün geçmesini bekledi.[18]

Gece yüzeye çıkan denizaltı, bataryalarını şarj ettikten sonra dalarak seyre geçti. 26 Nisan günü saat 04.00 dolaylarında aynı bölgede yeniden Turgut Reis'e karşı saldırı manevralarına girişti. Ancak bu kez zırhlının ateşiyle karşılaşınca daldı ve saat 09.00 gibi Marmara sularına girdi.[18] 27 Nisan gün doğumunda Doğanhasan Sığlığı'nda, Yapıldak Feneri yakınlarında Kütahya torpido botu eşliğinde Barbaros Hayreddin zırhlısını tespit etmesinin ardından torpido saldırısına geçse de isabet kaydedemedi. Sonrasında dalışa geçerek yine kaçmayı başardı. Aynı gün Yarhisar muhribine gerçekleştirdiği saldırı da başarısız oldu.[18]

28 Nisan'daki seyirler sırasında bir hedef saptayamadığından Gelibolu Limanı'na yöneldi. Bu seyir sırasında rastladığı Muâvenet-i Milliye'nin refakat ettiği dört gemilik bir gruba karşı giriştiği torpido saldırısından başarısızlıkla ayrıldı. Ertesi gün bir torpido bot ve üç nakliye gemisi ile karşılaşmasında da benzer durum gerçekleşti. Bu arada uyarılmış olan Osmanlı makamları, Sultanhisar torpido botunu devriye görevinden alarak denizaltıyı bulmak ve imha etmekle görevlendirdi.[19] Karaburun önlerinde saptanan denizaltı üzerine 30 Nisan günü saat 08.20'de ilerleyen torpido botu, denizaltına karşı torpido ateşi açtı. AE2, iki torpido saldırısından manevra yaparak kurtulmayı başardı. Kaçma ve taarruz manevraları sırasında kontrolden çıkan denizaltı, mahmuzlayarak batırılmaya çalışılsa da aldığı isabetlerden dolayı su altında tutunamayıp teslim olmak zorunda kaldı. Otuz iki kişilik mürettebatı Sultanhisar'a alınan denizaltı batırıldı.[19]

E14

Britanya denizaltısı E14

E sınıfına ait Britanya denizaltısı E14, Marmara'ya giren ve geri dönmeyi başaran ilk denizaltıydı. Yüzbaşı Edward Courtney Boyle komutasındaki denizaltı, ilk harekâtına 27 Nisan'da başladı.[20] Sabaha karşı Maydos yakınlarında Barbaros Hayrettin'e yaptığı torpido taarruzu başarısız oldu. Tüm öğleden önceyi su altında geçirdi. Her periskop derinliğine çıkışında devriye gemileri ve sahil bataryaları tarafından ateş altına alındı. Öğleden sonra, su üstü gemileri ile sahil topçusunun ateşinden sıyrılabilse de bir periskobu imha edilmişti. Sonrasında, Şarköy açıklarında Aydın Reis ve Yunus torpido botlarına yakalandı. Dalışa geçerek su altından Marmara açıklarına doğru seyeden E14, pervane seslerinin kesilmesinden sonra yüzeye çıkıp bataryalarını şarj edebildi. 29 Nisan'da Muâvenet-i Milliye'ye yaptığı torpido taarruzu da başarısız oldu. 30 Nisan'da Nur-ül Bahir gambotuna başarılı atış yapıldı. Gambot mürettebatından dört subay ve 32 tayfa öldü. 8 Mayıs'ta iki gemiyi (Tecilli ve Hayrullah) Marmara adaları açıklarında durdurdu, aradı ve seyre devam etmelerine izin verdi. 10 Mayıs'ta İmralı açıklarında nakliye gemileri Patmos, Gülcemal ve Gayret-i Vataniye'yi hedef aldı. Üzerinde mürettebat ve yolcu olarak 1.600'den fazla kişi olan Gülcemal, Patmos'a gönderilen torpidolardan biri ile pruvadan isabet aldı. Tüm torpidolarını kullanmasına rağmen 19 Mayıs'a kadar Marmara'da kaldı ve aynı gün geri döndü.[21]

Denizaltı, 10 Haziran'da ikinci seferine çıktı. Ertesi gün kereste yüklü bir gemiyi durdurdu ve patlayıcı yerleştirilerek batırdı. 12 ve 18 Haziran'da bazı gemilere torpido atışı yaptıysa da isabet kaydedemedi. 20 Haziran'da üç gemiyi patlayıcılarla batırdı. 29 Haziran'da Erdek açıklarında Kütahya gemisine, 1 Temmuz'da Marmara Adası batısında Yâdigâr-ı Millet'e torpido saldırısına girişti ancak isabet kaydedemedi. İki hastane gemisi Gülcemal ve Rember'e saldırmadı. Esasen boğaz vapuru olan, fakat taşıdığı işaretlerin hastane gemisi olduğundan kuşku duyulan İntizam'ı da serbest bıraktı. 3 Temmuz'da seferini tamamlayarak döndü.[22]

Denizaltı üçüncü ve son seferine 21 Temmuz akşamı çıktı. 22-26 Temmuz günleri arasında İzmit Körfezi'nde birkaç tekneyi batırdı. Nakliye gemisi Tenedos ile Bandırma ve Samsun muhriplerine Tekirdağ yakınlarında yapılan torpido saldırısı başarısız oldu. 6 Ağustos'ta E11 ile birlikte Peyk-i Şevket'e taarruz etti. 8 Ağustos'te torpido saldırısı düzenlediği Barbaros Hayreddin'e örtü görevi gören Mahmud Şevket Paşa vapuru, aldığı hasarlarla karaya oturdu.[23]

Mariotte

Mariotte

Fransız Mariotte denizaltısı, Çanakkale Boğazı'nı geçme girişiminde 26 Temmuz'da ağ engeline takıldı. Kurtulmak için yüzeye çıkmak zorunda kalan denizaltı, sahil bataryaları tarafından açılan ateş sonucu batırıldı.[24] Bunun üzerine 32 kişilik mürettebat teslim oldu.[25]

E11

E sınıfına ait Britanya denizaltısı E11, Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan'da yapılan çıkarmaların umulan hedeflerine varamaması üzerine bir harekâta girişti. Harekâtla; Gelibolu Yarımadası'na Marmara Denizi'nden yapılan sevkiyatın, özellikle asker sevkiyatının vurulmasını amaçlamıştı. Ön Yüzbaşı Martin Eric Nasmith komutasında 19 Mayıs'ta sefere çıkan denizaltı 23 Mayıs'a kadar bir hedef bulamadı. Bu tarihte Bakırköy açıklarında demirli Peleng-i Derya gambotuna torpido saldırısında bulundu. O günün dalgalı denizinde periskop saptanamadığından ve gemi kıyıda demirli olduğundan isabet aldı. Batışa devam ederken gemi topçusu ateşe devam etti ve denizaltının bir periskobunu vurmayı başardı. Bu saldırıda denizaltı mürettebatından iki kişi öldü.[26]

24 Mayıs'ta Nagra nakliye gemisini durdurdu. Gemide 250 adet mermisiyle Yavuz'dan sökülen 150 mm'lik top ve bir kısım mühimmat bulunurken, E11 gemiyi bu yüküyle birlikte batırdı. Aynı gün Tekirdağ Limanı'nda cephane yüklü bir feribota torpido saldırısında bulundu. İnfilak eden gemide mürettebattan iki kişi öldü. Aynı günün akşamı İstanbul açıklarına ulaştı. Ertesi gün, 25 Mayıs sabahı Galata Rıhtımı'nda bir tümen askerin bindirildiği nakliye gemilerine atılan iki torpido bu gemilere zarar vermedi. Yine de askerler gemilerden indirildi ve karadan Gelibolu'ya sevk edildi. Daha sonra Tarabya Koyu'nda demirli Yavuz'a torpido saldırısında bulunmak için İstanbul Boğazı sularına girildiyse de güçlü akıntının aşılamayacağı düşünülerek bundan vazgeçildi. 27 Mayıs'ta Barbaros Hayreddin ve refakatindeki Draç ile Yarhisar'ı saptasa da ay ışığı nedeniyle taarruz edemedi. 28 Mayıs'ta İzmit Körfezi'ndeki bir konvoya gerçekleştirdiği saldırıda Bandırma nakliye gemisi isabet aldı ve geminin mürettebatından 250 kişi ve 7 bin topçu mühimmatıyla birlikte batmasına yol açtı. Aynı gün Doğan yolcu vapuruna torpido ile saldırsa da torpido infilak etmedi. 1 Haziran'da, 700 yaralı taşıyan Lilly Rickmers hastane gemisine attığı torpido da hedefi bulmadı. 2 Haziran'da Tecilli muhribini torpido ile vurdu ve gemi 18 kişilik mürettebatıyla birlikte sulara gömüldü. Saldırı düzenlediği bir başka muhrip olan Başlangıç ise isabet almadı. Dönüş yolundayken, 8 Haziran'da Nara Burnu açıklarında Ceyhan'ı torpilleyerek batırdı ve üsse döndü.[26]

Britanya denizaltısı E11, Gelibolu'daki faaliyetlerinin ardından üsse dönerken

İkinci sefere çıkmadan önce komutan Nasmith, bir keşif uçuşu yaparak hareket planını şekillendirdi. Denizaltı, bu seferine 5 Ağustos'ta başladı. Aynı gün torpido saldırısı düzenlediği Halep nakliye gemisi sığ suda karaya oturdu. Daha sonra Bandırma'dan Çanakkale'ye giden bir konvoya karşı E14'le birlikte saldırı girişiminde bulundu. Ancak Basra muhribi, su üstünde gördüğü periskoplara saldırarak her iki denizaltıyı da dalmaya zorladı. Akşamüstü, içinde Amiral Guido von Usedom'un personeli olan Aydın Reis gambotu ile karşılaştı. Dalışa geçene kadar karşılıklı top ateşi açılsa da, bataryalarını yeterince dolduramamış olan denizaltı, gambota karşı torpido saldırısına girişemedi. Birlikte harekâta devam eden denizaltılar, 6 Ağustos'ta Peyk-i Şevket kruvazörünü saptadı. E11 torpidosu kruvazöre vasattan çarptı. Sahile doğru dümen kıran gemi, batmadan baştankara etmeyi başardı. 8 Ağustos şafağında Gelibolu ile Doğanarslan arasında seyir halindeki Barbaros Hayreddin zırhlısına torpido saldırısı yaptı. Zırhlı, tek torpidoyla alabora olup sulara gömüldü. Gemiyle birlikte taşıdığı mühimmat da sulara gömülmüş, 21 subay ve 237 er ölmüştü. 13 Ağustos'ta İstanbul önlerine gelen denizaltı, Haydarpaşa İskelesi'nde kömür boşaltan İsfahan nakliye gemisini torpido ile batırdı. Devriye gezdikten sonra, 14 Ağustos'ta yeniden İstanbul önlerine geldi ve bir nakliye gemisini daha batırdı. 22 Ağustos'ta da bir römorkörü top ateşiyle batırırken, kurtulan 20 kişi denizden toplandı ve daha sonra durdurulan bir yelkenliye aktarıldı. 25 Ağustos'ta, Akbaş açıklarında Kios nakliye gemisine düzenlediği torpido saldırısı sonucu gemiyi batırdı. Daha sonra Halep gemisiyle yeniden karşılaşan denizaltının torpidosu bu kez nakliye gemisini batırmayı başardı. Denizaltı, 3 Eylül'de üsse döndü.[27]

Denizaltı, üçüncü seferine 6 Kasım'da çıktı. 15 Kasım'a kadar iki yelkenli tekne batırdı. Aynı gün iki Avusturya nakliye gemisine saldırı düzenledi. Arimetea karaya otururken, Lilly Rickmers hafif hasar aldı. Ardından buğday yüklü nakliye gemisi Despina'yı batırdı. 3 Aralık'ta, Yalova açıklarında Yarhisar muhribine gönderilen torpido geminin kıç kazan dairesinde patladı ve gemi ikiye ayrıldı. Batan gemiyle birlikte 5 subay, 1 sağlık memuru ve 23 er öldü. Nasmith, yüzeye çıkarak kurtulanları gemiye aldı ve daha sonra rastladığı bir yelkenliye verdi. 4 Aralık'ta Bosporus vapuruna torpido saldırısı yaptı. Alman mürettebatın terk ettiği tekne, bir süre sonra battı. Bu arada refakatçi Berk Efşan torpido botu saldırıya geçtiyse de denizaltı daldı. 5 Aralık'ta Kemer Limanı açıklarında Elenora ve sonrasında rehber Boğaziçi vapurunu batırırken, 6 Aralık'ta ise Erdek yakınlarında Eser-i Merhamet'e düzenlediği top ateşi saldırısı sonrasında ağır hasar verdi. 14 Aralık'ta İstanbul açıklarına gelen E11, Haydarpaşa İskelesi'nde Leros'a torpido saldırısı düzenledi. Aynı gün Tuzla'nın güneyinde, asker taşıdığı sanılan bir trene topçu ateşi açtı. Denizaltı, 23 Aralık'ta üsse döndü.[28]

Joule

Brumaire sınıfına mensup Fransız denizaltısı Joule, 1 Mayıs'ta Çanakkale Boğazı'nı geçmeye çalışırken, saat 07.00'da sahil bataryaları tarafından ateş altına alındı. Saat 09:00 sularında ise dış mayın hattında bir mayına çarparak battı.[5]

E12

E sınıfına mensup, Ön Yüzbaşı K. M. Bruce komutasındaki Britanya denizaltısı E12, 19 Haziran'da Çanakkale Boğazı'na ilk seferine çıktı. 22 Haziran'da, Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığının acil mühimmat talebini Çanakkale'ye götüren Peyk-i Şevket kruvazörünü Tekirdağ açıklarında saptadı; ancak elektrik motorları sorun çıkardığından dolayı su altında manevra yapamadığından kruvazörü izlemekten vazgeçti. 24 Haziran'da sülfür yüklü bir nakliye gemisini batırdı. 25 Haziran'da Haliç 1 römorkörünü durdurdu, ancak mürettebatın ateş açması üzerine denizaltı geri çekildi ve gemiyi top ateşiyle batırdı. Bu geminin mürettebatından iki kişi sağ kurtulabilmişti. Daha sonra Haliç 3'e ateş açtı. Üç isabet alan gemi karaya oturdu. Bu arada yakın sahil topçusunun ateşe başlamasıyla çekilen E12, 28 Haziran'da üsse döndü.[29]

Denizaltı, ikinci seferine 16 Eylül gecesi başladı. Sabahın ileri saatlerinde Saltık Limanı'nda demir üstündeki Avusturya gemisi Bitinia'ya torpido saldırısı yaptı. Batan tekne, daha sonra kurtarılarak İstanbul'a çekildi. 21 Eylül'de erzak ve canlı hayvan yüklü Kesendire nakliye gemisini Kurşunlu açıklarında top ateşi açarak durdurdu. Mürettebatının terk etmesinin ardından gemiyi top ateşiyle batırdı. Aynı gün, Bandırma açıklarında altı çektiriyi batırmayı başardı. 28 Eylül'de İzmit Körfezi'nde 3 tekne, bir gün sonra Tekirdağ-Şarköy arasında 5 tekne batırdı. 18 Ekim'de H1 ile İzmit Körfezi'nde buluştu. İki denizaltı burada Taşköprü gambotuna torpido ve topçu ateşiyle saldırdı. E12 gambota isabet kaydetti ise de gambot çekilmeyi başardı. 18 Ekim'de Mudanya İskelesi'ndeki teknelere torpido atışı yapılsa da isabet kaydedilemedi. 22 Ekim'de yeniden H1 ve Turquoise, bir gün sonra ise E2 ile buluştu. Denizaltı, 24 Ekim'de üsse döndü.[30]

E7

Britanya denizaltısı E7

Yüzbaşı Archibald Cochrane komutasında 30 Haziran'da sefere çıkan E sınıfına mensup Britanya denizaltısı E7, aynı gün personelinde dizanteri belirtileri görülmeye başlansa da görevine devam etti. 2 Temmuz'da Bülbül römorkörü ile birkaç tekneyi, top atışı ve patlayıcılarla batırdı. Sonraki iki gün elektrik motorlarının arızalarını onarmak için hareketsiz kaldı. 6 Temmuz'da Mudanya açıklarında, tahrip kalıpları kullanılarak bir guleti batırdı. 10 Temmuz'da Biga açıklarında, torpido saldırısı gerçekleştirdiği bir torpido teknesini batırdı. 15 Temmuz'da İstanbul açıklarına geldi. Galata Rıhtımı'nda Çanakkale'ye götürmek için kömür yükleyen gemilere, cephane yüklendiği düşünülerek bir torpido saldırısı yaptı; ancak isabet sağlayamadı. Sahil topçusunun ateşe başlaması üzerine bölgeden ayrıldı. 24 Temmuz'da ise üsse dönmek üzere harekete geçti.[31]

4 Eylül'de ikinci seferine çıkan E7, Çanakkale önlerinde çelik ağa takıldı. Ağ şamandıralarının aşağı çekildiği devriye gemileri tarafından saptanmıştı. Kurtulmaya çalışırken iki mayın patlasa da denizaltında ciddi bir hasara yol açmadı. Gerçekleşen patlamalar, su üstü gemilerine denizaltını tam konumunu vermişti. Bu arada denizaltının bataryaları da zayıflıyordu. O sırada civarda bulunan Alman denizaltısı UB-14'ün komutanı Heino von Heimburg ile mürettebatından iki kişi, bir işkampavya ile saptanan noktaya gelip denize patlayıcılar bıraktılar. Saat 19.30'da, 34 metrede patlayan patlayıcılar ardından denizaltı su yüzüne çıkarak teslim oldu. E7, 31 kişilik mürettebatı alındıktan sonra batırıldı.[32]

E2

Çanakkale Boğazı'ndaki bir görevinin ardından, güvertede bulunan komutanı Binbaşı David de Beauvoir Stocks ile birlikte E2 (Ağustos 1915 civarı)

Binbaşı David de Beauvoir Stocks komutasında 13 Ağustos gecesi sefere çıkan E sınıfı Britanya denizaltısı E2, 14 Ağustos'ta mayın dökücü Samsun gemisini torpido saldırısıyla batırdı. Gemideki iki subay ile sekiz tayfa öldü. 16 Ağustos'ta İzmit Körfezi'nde iki çektiri, patlayıcılar kullanılarak batırıldı. 19 Ağustos'ta, devriye gemisi Sakız ile Erdek'te karşılaşan E2, gerçekleştirdiği torpido saldırısıyla geminin batmasına yol açtı. 24 Ağustos'ta Tekirdağ açıklarında kavun yüklü bir çektiriyi de patlayıcılarla batırdı. 8 Eylül gecesi Büyükçekmece'deki Kanunî Sultan Süleyman Köprüsü'nü imha etmek için karaya adam çıkarsa da bu girişim başarılı olmadı ve geminin 2. komutanı olan müfreze komutanı, Osmanlı devriyeleri tarafından yakalanarak esir alındı. Denizaltı, 14 Eylül'de üsse geri döndü.[33]

İkinci seferine 9 Aralık'ta başlayan E2, 10 Aralık'ta Şarköy açıklarında tuz ve zeytinyağı yüklü bir çektiriyi batırdı. 18 Aralık'ta da, yakın bölgede bir çektiriyi daha patlayıcılarla batırdı. 22-28 Aralık günleri arasında Mudanya bombalansa da ne limana ne de yerleşime ciddi bir hasar verildi. Sahil bataryaları ise cephaneleri bitmek üzere olduğundan karşılık verememişti. Daha sonra İstanbul'a gıda maddesi taşıyan üç yelkenliyi, Yeşilköy açıklarında batırdı. Bu arada Moda açıklarında birkaç başarısız saldırı gerçekleştirildi. Denizaltı, 2 Ocak'ta üsse döndü.[34]

H1

H1

İlk seferine 2 Ekim'de çıkYüzbaşı W. B. Pirie komutasındaki H sınıfı Britanya denizaltısı H1, sahil bataryaları tarafından tespit edilmesine karşın Marmara'ya hasarsız ulaştı. 5 Ekim'de Karaburun-Surluköy arasında üç tekneyi, Mudanya açıklarında ise Edremit gemisini torpido ile batırdı. Güverte hizasına kadar sulara gömülen Edremit, daha sonra bakıma alınarak yüzdürülmüştü. Zaman zaman E12 ile buluşan denizaltı, Taşköprü gambotuna saldırdı. İki saatten uzun süren topçu düellosunda gambotun kullandığı 200 top mermisinden yarısı patlamamıştı. 20 Ekim'de Şarköy açıklarında 5. Ordu erzak ikmalini boşaltan Plevne, Gelibolu ve Hanefi ile demir üstündeki mayın döşeyici İntibah'a saldırıldı. Plevne ve Hanefi torpido atışlarıyla batırılırken Gelibolu'ya atılan torpidoda isabet kaydedilemedi. 27 Ekim'de Marmara Adası açıklarında Berk Efşan ve Hüdavendigâr torpido botlarına yapılan saldırılar sonuçsuz kaldı. Ertesi gün E20 ile birlikte tekrar Hüdavendigâr'la yeniden karşılaşıldı. Bu kez torpido botu, pruvadan hafif hasar gördü. Denizaltı, 31 Ekim'de üsse döndü.[35]

Turquoise

Émeraude sınıfına ait Fransız Turquoise denizaltısı 30 Ekim'de karaya oturunca sahil topçusunun ateşi üzerine teslim oldu.[24] Denizaltı, Müstecip Onbaşı adıyla Osmanlı donanmasına dahil edildi.[25]

E20

E20 ve mürettebatı (1915)

E sınıfına mensup Britanya denizaltısı E20, Ön Yüzbaşı Clyfford Warren komutası altında 21 Ekim'de, Marmara'da devriye göreviyle üsten ayrıldı. Ancak Osmanlı donanması tarafından teslim alınan Fransız denizaltısı Turquoise'ın ele geçen belgelerinden, bu denizaltın E20 ile Marmara Denizi'nde buluşma tarih ve koordinatları öğrenilmişti. Alman denizaltısı UB-14'e, Britanya denizaltısını batırma görevi verildi. Bir gambot eşliğinde hareket eden UB-14, Taşoz muhribi ile Durak Reis gambotundan 27 Ekim'de suda torpido izleri saptandığı raporlarını aldı. Bu torpidoların E20'ye ait olduğu düşünüldü. Buluşma bölgesinde dalıp bekleyen denizaltı, 6 Kasım günü saat 16.00'da E20'yi 5 mil kuzeyinde tespit etti. Saat 16.20'de taarruz manevralarına başlayıp, 1.200 metre kadar yaklaştı. Burada periskobunu sürdü ve yaklaşarak 500 metreden bir torpido gönderdi. E20, saat 17.16'da vurulmasının ardından battı. 21 kişi ölürken kaptanın da aralarında olduğu 3 subay ve 6 er UB-14 tarafından kurtarıldı.[36]

İttifak Devletleri'nin denizaltı faaliyetleri

U-21 (en ön sıranın en sağında)

Osmanlı İmparatorluğu, Çanakkale Savaşı'nda denizaltı yönünden de müttefiki Almanya tarafından desteklendi. Amiral Wilhelm Souchon aracılığıyla Almanya'dan Mart 1915'te denizaltı talep edildi. O tarihlerde Atlas Okyanusu, Cebelitarık ve Akdeniz'den bir denizaltı geçirilerek Kuzey Ege'ye gönderilmesi olanaksız olduğundan, görece daha küçük boyutlu denizaltılar demiryoluyla Adriyatik Denizi'ne gönderildi.[37]

Almanya'dan bu şekilde gönderilen ilk denizaltı, Almanya'dan demiryoluyla Adriyatik kıyısındaki Pula Limanı'na gönderilip burada monte edilen UB-8'di.[37] Bu arada U-21 denizaltısı komutanı Binbaşı Otto Hersing, kendi denizaltısıyla görev alma talebini üst makamlara iletti. Bizzat Berlin'e çağrılan Hersing, bu işte görevlendirildi. Daha sonra sırasıyla UC-13, UB-7, UB-14 ve UB-15 denizaltılarının Haziran 1915'te ulaşmasının ardından, İmparatorluk Donanması bünyesindeki İstanbul Filotillası oluşturuldu. Bu denizaltılardan UB-7, UB-8, UC-13 ve UC-15; Çanakkale Boğazı'nın güçlü akıntıları için zayıf kaldıkları düşünüldüğünden Karadeniz'de görev yaptı. Çanakkale Savaşı'nda İstanbul Filotillası'nın bir parçası olarak faaliyet gösteren Alman denizaltıları U-21 ve UB-14'tü.[38]

Filotilla için gönderilen iki denizaltı, başına ise Marmara'ya ulaşamadan önce çeşitli kazalar geldi. İstanbul Filotillası'na katılmak üzere Adriyatik'ten hareket eden ve seyir planına göre 28 Mayıs'ta İzmir'de olması gereken UB-3, son telsiz mesajını İzmir'in 80 mil kadar açıklarından göndermişti.[39] Pola Filotillası'nda görevli iken İstanbul Filotillası'na gönderilen UB-44 ise 8 Ağustos'ta hareket etmiş ancak yolculuğu sırasında iz bırakmadan kaybolmuştu.[40][41]

U-21

Majestic batarken

25 Nisan'da Kiel'den yola çıkan U-19 sınıfına ait Alman denizaltısı U-21, 25 Mayıs'ta Semadirek açıklarına ulaştı.[42] Denizaltının komutanı Otto Hersing, pek çok geminin bu sularda denizaltı arama manevraları yaptığını gözlemledi ve bir süre sonra periskobu fark edildiği için dalmak zorunda kaldı. Seddülbahir açığından hareket ederek öğleye doğru Kabatepe-Arıburnu arasında periskoptan Triumph zırhlısını belirledi ve dalarak zırhlıya yaklaştı. Sabahtan itibaren Osmanlı mevzilerini ateş altında tutan zırhlı, o sıra öğle molasındaydı. Saat 12.30'da saldırı pozisyonu alan Hersing, tek torpidoyla zırhlıyı vasattan vurdu. Dokuz dakika içinde yan yattıktan sonra omurgası yukarı gelen zırhlı, 21 dakika sonra battı.[43] Gemi mürettebatından 75 kişi ile 3 subay öldü.[44] Triumph, 18 Mart 1915 deniz savaşından itibaren Kraliyet Donanması'nın Çanakkale'de kaybettiği Ocean, Irresistible ve Goliath'tan sonra dördüncü gemi oldu.[45]

Hersing, Triumph'u torpilledikten sonra Semadirek yönünde çekildi. Bir yay çizerek iki gün sonra, 27 Mayıs'ta ise Seddülbahir açıklarına geldi. Saat 06.30'da periskobunu çıkararak çevreyi inceleyen Hersing, kıyıya yakın demirlemiş olan Majestic'i hedef aldı. U-21, zırhlının kıç tarafından, etrafından dolaşan tekneler arasında kalan 20 metrelik bir gedikten bir torpido gönderdi. Torpido, bu teknelerden hiçbirine çarpmadan hedefine ulaştı. Patlamadan sonra 4,5 dakika içinde yan dönen Majestic, sonrasında suya gömüldü.[46] Yan yatmış vaziyette, gövdesinin bir bölümü su üstünde kaldı.[47] Geminin batmasıyla hayatını kaybeden kişi sayısı ise kaynaklara göre 40-49 arasında değişiklik gösteriyordu.[1][48][49] Mühimmat taşıyan Fransız nakliye gemisi Carthage'ı 4 Temmuz'da batırmasının ardından İstanbul'a döndü ve sonrasında Karadeniz'de görev yapmaya başladı.[50][51]

UB-14

SM UB-14, Otranto Boğazı'na doğru çekilirken, 1916

Üsteğmen Heino von Heimburg komutasındaki UB I tipi Alman denizaltısı UB-14, Girit açıklarında arıza yapınca Bodrum Limanı'na yanaştı. Buradaki onarımdan sonra denizaltı, 13 Ağustos'ta Kuzey Ege'ye doğru hareket etti.[52] İstanköy'ü geçtikten sonra, İskenderiye'den Gelibolu'ya, bölgede muharebe eden Britanya 29. Tümen'e ait bir takviye birliği ve bir sağlık ekibi taşıyan Royal Edward yolcu gemisini tespit etti.[53] Heimburg, bir mil mesafeden bir torpido saldırısına girişti. Torpido, Royal Edward'ın kıç tarafında patladı.[54][55] Altı dakika içinde sulara gömülen tekneden yaklaşık 700 kişi çevredeki gemilerce kurtarılırken 900'ün üzerinde kişi ise öldü.[56]

UB-14, Ege Denizi'nde Marmara yönünde ilerlerken, Limni'nin 30 mil kadar açığında, 2 Eylül sabahı Gelibolu'ya bir ANZAK birliği taşıyan Southland isimli nakliye gemisine torpido saldırısında bulundu. Hasar alan gemi tahliye edilse de 40 kişi öldü.[57][58] Denizaltı, boğazı geçtikten sonra 4 Eylül'de E7'yi,[59] 5 Kasım'da ise E20'yi batırdı.[60]

Sonuçları

Savaşta İtilaf Devletleri'ne ait 13 denizaltı, toplamda 27 kez Çanakkale Boğazı'nı geçme girişiminde bulunuldu. Bu girişimlerde 3 Britanya denizaltısı (E7, E15 ve E20), 3 Fransız denizaltısı (Joule, Mariotte ve Saphir) ve bir Avustralya denizaltısı (AE2) batarken; Fransız denizaltısı Turquoise, Osmanlı kuvvetleri tarafından ele geçirildi. Batan denizaltıların toplam tonajı 5.818 tondu.[1] Osmanlı İmparatorluğu'nun bu denizaltı harekâtlarındaki gemi kayıpları ise toplam tonajı 21 bin ton olan 8 askerî gemi (Mesudiye ve Barbaros Hayreddin zırhlıları, Yarhisar muhribi, Peleng-i Derya ve Nur-ül Bahir gambotları, Nara ve Sakız destek gemileri) ile toplam tonajı 38.500 ton olan Şirket-i Hayriye ve Haliç Şirketi'ne ait 31 ticari gemiydi. Bunların yanı sıra 200'den fazla tekne ve mavna da batırılmıştı. Tüm bu kayıplarla birlikte toplam gemi kaybı 63.516 tonu buluyordu.[61] Bu toplam içinde Fransız denizaltıları tarafından batırılanlar 2 nakliye gemisi, 5 buharlı tekne ve 14 yelkenliydi.[25]

Esas olarak Gelibolu'daki kara muharebeleri boyunca Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde yürütülen denizaltı faaliyetlerinde, doğrudan Osmanlı ve Alman gemilerine, dolaylı olarak 5. Ordu'nun lojistik desteğine kayıplar verdirildi. Bununla birlikte 5. Ordu'nun deniz üzerinden ikmalindeki bu zorlanmanın etkisi, cephedeki savaş gücünü düşürecek kadar büyük olmadı. Bununla birlikte asker nakliyatı Mayıs ayı ortalarından itibaren Trakya üzerinden kara yoluyla yapılmaya başlandı. Bu durumda 12 saat gerektiren nakliyat bir haftayı buluyordu.[1] Diğer ikmal maddeleri sevkiyatı da kara yoluna kaydırıldı. Sonuç itibarıyla İtilaf Devletleri'nin denizaltı faaliyetleri cephe kuvvetlerinin ikmalini zor, zahmetli, zaman alıcı hale getirmiş ve en azından altı kat daha pahalıya mâl olmasına yol açmıştı.[62] Özellikle mühimmat nakliyesinde yaşanan gecikmeler cephelerde belirgin sıkıntılar yaratmış, hatta bazı taarruzların ertelenmesine neden olmuştu.[62] Bir diğer önemli ikmal malzemesi olan tıbbî malzeme sevkiyatındaki gecikmelerin de ölümcül olması tabidir.[62] Bütün bunların sonucunda deniz yoluyla ikmal kademe kademe terk edildi. Müttefik Donanma Komutanlığı, Aralık 1915 itibarıyla Marmara Denizi'nde hedef yokluğundan denizaltı operasyonlarına son vermeye karar verdi.[63]

Kaynakça

Özel
  1. ^ a b c d e f g h i j k Atabey, Figen (Mart 2009). "Çanakkale Muharebeleri Süresince Marmara'da Deniz Nakliyatı". Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 73. 31 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  2. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 4-5.
  3. ^ Akermann 2002, s. 125.
  4. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 1.
  5. ^ a b Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 47.
  6. ^ Garier, Gérard (2002). A l'épreuve de la Grande Guerre. L'odyssée technique et humaine du sous-marin en France (Fransızca). 3–2. Bourg-en-Bresse: Marines édition. ss. 143-146. ISBN 2-909675-81-5. 
  7. ^ a b Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 6-7.
  8. ^ Evans, A. S. (1986). Beneath the Waves - A history of British submarine losses (İngilizce). Londra: Kimber. ISBN 0-7183-0601-5. 
  9. ^ Stoker, H. D. G. (1925). Straws in the Wind (İngilizce). Londra: Herbert Jenkins. 
  10. ^ Akermann 2002, s. 100.
  11. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 2.
  12. ^ a b c Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 39.
  13. ^ a b c d Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 40.
  14. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 40-41.
  15. ^ a b Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 41.
  16. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 3.
  17. ^ Whitman, Edward C. (Yaz 2000). "Daring the Dardanelles". The Official Magazine of the U.S. Submarine Force (İngilizce). 2 (4). 30 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2013. 
  18. ^ a b c Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 8.
  19. ^ a b Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 9.
  20. ^ "Admiralty Notice" (pdf). The London Gazette (İngilizce) (29169). 21 Mayıs 1915. s. 4894. 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2013. 
  21. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 9-12.
  22. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 17-18.
  23. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 22-24.
  24. ^ a b JO'Connell, John F. (2010). Submarine Operational Effectiveness in the 20th Century (İngilizce). iUniverse. s. 53. ISBN 1450236901. 
  25. ^ a b c Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 48.
  26. ^ a b Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 12-16.
  27. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 24-28.
  28. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 35-37.
  29. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 18-20.
  30. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 31.
  31. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 20-22.
  32. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 29-30.
  33. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 28-29.
  34. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 37-39.
  35. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 31-33.
  36. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, ss. 33-34.
  37. ^ a b Güven 2008, s. 288.
  38. ^ Güven 2008, ss. 288-289.
  39. ^ Messimer 2002, ss. 126-127.
  40. ^ Messimer 2002, s. 165.
  41. ^ Halpern, Paul G. (1994). A Naval History of World War I (İngilizce). Annapolis: Naval Institute Press. s. 461. ISBN 978-0-87021-266-6. OCLC 28411665. 
  42. ^ Güven 2008, s. 289.
  43. ^ Güven 2008, ss. 290-291.
  44. ^ Burt 1988, s. 276.
  45. ^ Güven 2008, s. 291.
  46. ^ Güven 2008, s. 292.
  47. ^ Güven 2008, s. 293.
  48. ^ Burt & 1988 131.
  49. ^ Gardiner & Gray 1985, s. 7.
  50. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 61.
  51. ^ Gray 1994, s. 129.
  52. ^ Stern 2007, s. 26.
  53. ^ Wise & Baron 1976, ss. 75-76.
  54. ^ Gardiner & Gray 1984, s. 180.
  55. ^ Wise & Baron 1976, s. 77.
  56. ^ Gardiner & Gray 1985, s. 180.
  57. ^ Piper 2007, ss. 163-164.
  58. ^ "Southland". Uboat.net. 12 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2018. 
  59. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 30.
  60. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 34.
  61. ^ Camcı, Bayram; Zafer, Cezmi; Yaman, Şükrü, (Ed.) (1999). Türk Deniz Ticareti ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri Tarihçesi. II. İstanbul: Acar Matbaacılık. s. 106. 
  62. ^ a b c Oran, Erdoğan (Nisan 2007). "Çanakkale Savaşları'nda denizaltı harekatı". Silahlı Kuvvetler Dergisi. Ankara. 128 (400): 38-49. 
  63. ^ Çanakkale Boğaz Komutanlığı 2008, s. 37.
Genel