Filmde II. Dünya Savaşı sırasında esir düşen bir grup müttefik askerin işgal kuvvetlerinin ellerinden kaçma planları konu edilmiştir. Nazi subaylarının propaganda amaçlı düzenledikleri bir futbol maçını müttefikler her türlü olumsuzluklara rağmen bir mucize yaratarak Alman millî takımına karşı maçı kazanmıştır.
Maçın devre arasındaki kaçma fırsatına rağmen askerlerin var olma içgüdüsüyle karşılaşmanın ikinci yarısına çıkması ve ortaya koydukları müthiş mücadele sonunda Alman seyircilerin bile sahaya inip müttefikleri omuzlara alıp stadyumda kaçırmaları, filmin en dokunaklı final sahnesidir.
Konusu
Alman savaş esiri kampının komutanı olan Binbaşı Karl von Steiner'ın teklifiyle, bir zamanlar West Ham United takımında oynayan profesyonel bir futbolcu olan İngiliz Kaptan John Colby (Michael Caine) tarafından yönetilen ve Müttefik savaş esirlerinden oluşan bir ekip, Nazi Almanyası millî takımına karşı bir gösteri maçı oynamayı kabul eder, ancak kendilerini bir Alman propagandasının içinde bulurlar.
Colby, takımın kaptanı ve esasen teknik direktörüdür ve bu nedenle oyuncu kadrosunu kendisi seçer. Başka bir savaş esiri olan Robert Hatch (Sylvester Stallone), Kanada Ordusu'nda görev yapan bir Amerikalıdır ve başlangıçta kadroya seçilmez, ancak sonunda pek isteksiz olan Colby'yi en azından antrenör olarak takıma katılmasına izin vermesi için uğraşır, çünkü Hatch'in yaklaşan kaçış girişimini kolaylaştırmak için ekiple birlikte olması gerekmektedir.
Colby'nin üstleri defalarca Colby'yi maçı bir kaçış girişimi için bir fırsat olarak kullanmaya ikna etmeye çalışırlar, ancak Colby sürekli olarak reddeder, böyle bir girişimin yalnızca oyuncularının öldürülmesine neden olacağından korkar. Bu arada, Hatch kaçış girişiminin planlarını yapar ve Colby'nin üstleri, karşılığında Paris'e gitmeyi kabul ederse, Fransız Direnişi ile temasa geçerse ve onları futbol takımının kaçmasına yardım etmeye ikna etmeye çalışırsa, ona yardım etmeyi kabul eder.
Hatch, esir kampından kaçmayı, Paris'e seyahat etmeyi ve Direniş'i bulmayı başarır; İlk başta, Direniş, futbol takımının kaçmasına yardım etme planının çok riskli olduğuna karar verir, ama maçın Colombes Stadyumu'nda olacağını anladıklarında, Paris kanalizasyon sisteminden oyuncuların soyunma odasındaki duşlara bir tünel kazarak kaçışı planlarlar. Hatch'i, esir kampındaki önde gelen İngiliz subaylara bilgi iletebilmesi için kendisini tekrar yakalanmasına izin vermeye ikna ederler.
Hatch gerçekten de yeniden yakalanır ve hücre hapsine alınır. Bu nedenle, mahkûmlar amaçlanan kaçışın gerçekten yeraltından planlanıp planlanmadığını bilmezler, bu yüzden Colby Almanlara Hatch'e takımda ihtiyacı olduğunu çünkü Hatch'in yedek kaleci olduğunu ve asıl kalecisinin kolunu kırdığını söyler. Colby aslında mevcut kalecinin kolunu kırmak zorunda kalır çünkü Almanlar Hatch'i takıma almayı kabul etmeden önce sakatlığının kanıtını isterler.
Sonunda, savaş esirleri Alman kampından sadece maçı oynamak için ayrılırlar; maçın ardından tekrar hapse atılacaklardır. Oyun sırasında, bir general de dahil olmak üzere SS ve Wehrmacht subayları tribünlerde otururken, ağır silahlı jandarmalar ve çoban köpekleri olan Waffen SS, Fransız seyirciyi ayakta sahadan uzak tutmaktadır. Direniş tünelcileri, devre arasında soyunma odasındaki duşlara, Hatch'in öncülük ettiği bir kaçışla girerler. Ancak takımın geri kalanı (Russell Osman'ın liderliğinde "ama bunu kazanabiliriz" diyerek) devreyi 4-1 geride olmasına rağmen oyuna devam etmeye ikna eder.
Maç görevlilerinin Almanlara karşı aşırı önyargılı olmalarına ve Son derece sert ve haksız oynayan Almanlar, Luis Fernandez (Pele tarafından canlandırılan), Carlos Rey (Osvaldo Ardiles tarafından canlandırılan), Brady (Bobby Moore tarafından canlandırılan) ve Terry'nin harika performanslarından sonra beraberlik elde ederler.
Hatch kaleci mevkiinde oynar ve Almanların galibiyetini engellemek için çalışır. Süre sona erdiğinde penaltı vuruşundan son bir kurtarış da dahil olmak üzere mükemmel kurtarışlar yapar ve maçı 4-4 berabere skoruna ulaşır. Maçın başlarında Müttefiklerin attığı gole açıkça izin verilmemişti, bu yüzden esir takımın maçı 5-4 kazanması gerekiyordu.
Hatch beraberliği koruduktan sonra, kalabalık sahaya hücum eder ve oyuncuları içine alır. Oluşan kaosta, seyircilerden bazıları Müttefik oyuncuların kaçabilmeleri için kılık değiştirmelerine yardım eder ve hepsi özgürlüğe açılan kapılardan fırlarlar.
Yapım
Geliştirme süreci
Filmin konusu Zoltán Fábri tarafından yönetilen ve 1962 Boston Sinema Festivali'nde eleştirmen ödülünü kazanan 1962 yapımı Macar draması Két félidő a pokolban ("Cehennemde İki Yarı") filmine dayanıyor.[1] Ayrıca film, Macaristan'da çekilmiştir.[2]
Film, Ukrayna'nın İkinci Dünya Savaşı'nda Alman birlikleri tarafından işgal edildiği sırada FC Dynamo Kyiv'in Alman askerlerini yendiği ve artık gerçekliğine şüpheyle bakılan Ölüm Maçı hikâyesinden esinlenmiştir. Efsaneye göre kazandıkları zafer sonucunda Ukraynalıların hepsi kurşuna dizilmiştir. Gerçek hikâye ise çok daha karmaşıktır. Takım, Alman takımlarına karşı bir dizi maç oynamış ve Gestapo tarafından esir kamplarına gönderilmeden hepsinden galip ayrılmıştır. Dört oyuncunun Almanlar tarafından öldürüldüğü belgelenmiştir ancak ölümleri kazandıkları maçlardan çok sonra gerçekleşmiştir.[3]