Seksen Yıl Savaşı

Seksen Yıl Savaşı

Otto van Veen: The Relief of Leiden (1574)
Tarih1568-1648
Bölge
Felemenk
(Dünya çapında Koloni savaşı)
Sonuç Hollandalıların zaferi
Westphalia Barışı
Hollanda bağımsızlığını kazandı
Felemenk'in güneyi İspanya'da kaldı
Taraflar
Hollandalı Asiler
Destekleyenler
İngiltere(1586–1648)
Nassau
Huguenot
Fransa(1635–1648)
İspanya
Destekleyenler
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Hollanda Cumhuriyeti Sessiz Willem
Hollanda Cumhuriyeti Maurits van Oranje
Hollanda Cumhuriyeti Frederick Henry
Hollanda Cumhuriyeti II. Willem
İspanya II. Felipe
İspanya Alba Dükü
İspanya John of Austria
İspanya Parma Dükü
İspanya Arşidük Albert
İspanya Ambrogio Spinola
Güçler
75.000 80.000

Seksen Yıl Savaşı veya diğer adıyla Hollanda İsyanı (1568 - 1648), Hollanda'da bulunan on yedi ilin İspanyol İmparatorluğu'na (Habsburg) karşı başlattığı ayaklanmadır.[1]

Nedenleri

14. Ve 15. Yüzyıllar arasında Alçak ülkeler evlilik ve miras yoluyla Burgonya Düklüğü’nün kontrolüne geçti. Burgonya Dükalığı, 1477 yılında yaptıkları savaşta dükleri I.Charles(Cesur)’ı kaybettiler. Charles’ın erkek çocuğu yoktu ve bu durumda Charles’ın kızı Burgonya'lı Mary Habsburgları Alçak ülkelere davet etti. 1555 yılının Ekim ayında, İmparator V. Charles(Şarlken) İspanya Krallığı’nı ve Alçak Ülkeler’i oğlu II.Felipe’ye bıraktı. II.Felipe’nin katolik olmayan İspanya topraklarına uyguladığı politikalar babasına nazaran çok daha katı ve şiddetliydi. Hollanda’da Protestanları kafirlikle suçlayıp uygulanan en ağır cezaları uyguluyordu. Hollandalı soylular bu mezalimin durdurulması için Felipe’ye bir dilekçe gönderdi lakin Felipe bunu kabul etmedi. Meydana gelen birkaç küçük isyan sonrası Felipe Sıkıntılar Konseyi kurdu ve 9000 Hollandalı'yı tutuklayıp 1000’ini idam ettirdi. Bu insanların içinde Hollanda’nın yüksek zümrelerinden kişiler de bulunuyordu. Diğerleri gibi Williem van Oranje’da idam edilmemek için yurtdışına kaçtı. Bu olaylardan sonra diğer küçük isyancı grupları da isyana başladı. Ancak Kral, kısa süre sonra Hollanda'ya çok daha yüksek vergiler uygulayarak isyana katılmayan Hollandalıları bile sinirlendirip isyana katılmaları için zemin hazırladı.[2][3]

Utrecht Birliği

Oranje Prensi I. Willem

Ayaklanmalar 1568 - 1648 yılları arasında devam etti. Seksen Yıl Savaşı adıyla anılan bu ayaklanmalar sırasında 1579 yılında 7 Protestan ağırlıklı Hollandalı eyaleti bir araya gelerek Utrecht Birliği'ni kurdular. Bu eyaletlerin arasındaki Oranje Prensliğinin Prensi olan I. Willem Hollandalı asilerin başına geçti. Günümüzdeki Hollanda kraliyet ailesi olan Oranje-Nassau Hanedanı böylece I. Willem tarafından kurulmuş oldu. Utrecht Birliği zamanla Birleşik Hollanda Cumhuriyeti'ne (Republiek der Zeven Verenigde Nederlanden) dönüştü. Bu cumhuriyet ilerideki yıllarda günümüzdeki Hollanda'nın çekirdeğini oluşturacaktı.

İspanya kralı II. Felipe ayaklanmaları bastırmak için 1585 yılında Hollanda'ya büyük bir ordu yolladı. İspanyollar Anvers'i ele geçirerek 10,000 kişiyi katlettiler. İspanyolların güneyde ele geçirdiği kentlerdeki Protestanlar kuzeye kaçtılar. Hollandalılar İspanyolların elindeki bazı kentleri tekrar geri aldılar ama Flaman Bölgesi'ndeki Katoliklerin çoğunlukta olduğu topraklar İspanya'nın elinde kaldı. Bu topraklar zamanla Belçika haline geldi. Kuzeydeki bölge ise Hollanda'yı oluşturdu. Böylece aynı dili konuşan Belçikalı Flamanlarla Hollandalıların kaderleri ayrılmış oldu.[4]

Fransızların Bağımsızlık Savaşına Katılımı

İspanyolları geri çekilmeye teşvik etme ve güçlü bir müttefik bulma umuduyla, Williem van Orange, Fransa kralının küçük kardeşi Anjou Dükü'nü Hollanda'nın anayasal hükümdarı olmaya davet etti. Anjou Dükü bu teklifi kabul etti ancak ülke üzerinde çok az etkisi oldu, sadece Brabant'tan tam destek gördü. Hollanda Cumhuriyeti 26 Temmuz 1581'de resmi olarak İspanyollardan ayrıldı. Bu, iki taraf arasında gerçek bir savaşa ek olarak bir propaganda savaşını teşvik etmek dışında, işleri değiştirmek için çok büyük bir etki yaratmadı. 1584 yılı Hollandalılar için tam bir felaketti. İspanyol general Parma Dükü tüm Belçika'yı ve güney Hollanda'nın çoğunu ele geçirdi. İşler o kadar kötüye gitti ki Orange, Hollanda Kontu unvanını kabul etmeyi ve her şeyi bitirmeyi düşündü. Sonra suikaste uğradı ve bu düşünce trenine ve hayatına son verdi. Liderlerinden birini kaybetmek Hollanda birliklerine büyük bir darbe vurdu. Eyaletler Genel Sekreteri, Fransa'ya bir büyükelçilik göndermeye karar verdi ve Fransız kralı Henri'ye Hollanda Kralı olmak isteyip istemediğini sordu. Ancak o zamanlar Fransa'da işler kendi içinde iyi gitmiyordu. Böylece Henri, İspanyol kralına karşı gelmenin pek akıllıca olmayacağına karar verdi.[5]

İngilizlerin Bağımsızlık Savaşına Katılımı

Fransa’dan aradığı desteği bulamayan isyancılar daha sonra yardım için İngiliz kraliçesi I. Elizabeth'e başvurdular. Kraliçe, gelişmekte olan Hollanda Cumhuriyeti'ni İngiltere'nin bir parçası yapmayı kabul etti ve oraya en sevdiği saraylılardan biri olan Sir Robert Dudley'nin gözetimi altında binlerce asker gönderdi. Dudley, koruyucu olması gereken Hollandalılarla sık sık çatışmaya girdi, ancak gücü bazı yönlerden sınırlıydı.1587'nin ilk aylarında, birkaç Hollanda limanına İspanyollar tarafından rüşvet verildi ve iltica etmeye ikna edildi. Bu, Hollandalıların Dudley'e eskisinden daha az inanmasına neden oldu onları başarısızlığa uğratmış gibi görünüyordu. Aynı yıl içinde cesareti kırılan Dudley, İngiltere'ye döndü. Bu İngiliz müdahalesi Hollanda’daki son karışık monarşi denemesi olacaktı.

Seksen Yıl Savaşlarında Amsterdam

Güney eyaletlerinin kaybedilmesinin olumlu yönü şuydu: Bu bölgedeki Protestanların çoğu, İspanyollar onları geri aldıktan sonra kuzeye kaçtı. Bu durum Amsterdam için bulunmaz bir nimetti. Vasıflı işçiler Amsterdam sokaklarında sıra sıra dizilmişlerdi ve ticaret daha önceden görülmemiş bir biçimde artmıştı. Sonunda Amsterdam, Kuzey Avrupa'nın ana limanı olarak bu görevi Antwerp’ten devraldı.

On İki Yıllık Ateşkes

1609'da İspanyollar ve Hollandalılar ateşkes için bir anlaşma imzaladılar. Bu ateşkes Hollandalılar için büyük bir zaferdi, sadece İspanyolları onları bir süre yalnız bırakmaya ikna etmekle kalmadılar, aynı zamanda en büyük düşmanları tarafından meşru bir ülke olarak tanınmayı başardılar. Tahmin edilebileceği üzere, İspanyollar için oldukça utanç verici bir durumdu. Yine de, savaşın ekonomilerine verdiği zarar, görünüşe göre itibarlarına verilen zarara değmişti. Ateşkes on iki yıl sürecek şekilde imzalanmıştı. Bir süre işler iyi Gitti. Hollandalılar ve İspanyollar uluslararası durumlarda birbirlerinden kaçındılar. Ancak kısa süre sonra, 1619'da ateşkes sona erdiğinde, Hague'deki hükûmet, mevcut krala İspanyolların istediğinden farklı bir halef seçerek Prag'daki bir çatışmaya müdahil olmaya karar verdi.Bunun arkasındaki teori, iki yıl sonra ateşkes sona erdiğinde Prag'da müttefiklere sahip olmanın Hollanda'yı daha güçlü bir konuma getireceğiydi. Ancak Hollandalıların seçtiği kral ve kraliçe tahtı ele geçirmede başarısız oldu.

Maurice ve Petrus’un Yanlışlıkla Seksen Yıl Savaşlarını Başlatması

Bütün olanlara rağmen, bu talihsiz yanlış anlaşılma olmasaydı ateşkes devam edebilirdi. Stadholder(Hollanda'da cumhuriyet döneminde seçimle gelen genel vali) olan Nassau'lu Maurice, Brabant'tan bir müzakereci olan Petrus Peckius'a yalan söyledi ve ona, Hollanda Cumhuriyeti'nin İspanya'nın Hollanda üzerindeki egemenliğini kabul etmeyi kabul etmesi halinde İspanya'nın ateşkesi sürdürmeye istekli olacağı izlenimini verdi. Peckius daha sonra bu öneriyi, zor kazanılmış egemenliklerinden vazgeçme fikrinden tiksinmiş olan Hague'deki hükûmete anlattı. Hague'deki hakarete rağmen savaş hemen başlamadı. Maurice İspanya ile gizli görüşmelerine devam etti ne çok başarılıydı ne de çok başarısız. Ek olarak, İspanyol kralı öldü ve yerine, savaş başlamadan önce tahta oturmak zorunda kalan oğlu IV. Felipe geçti. Ancak savaşın iyi bir nedenden dolayı yeniden başlaması kaçınılmazdı: ateşkes İspanya için mali açıdan yıkıcıydı lakin aksi olarak Hollanda Cumhuriyeti için mali açıdan faydalıydı.[6]

Seksen Yıl Savaşlarının İkinci Kısmı: Ekonomik Savaş

İspanya, Hollanda Cumhuriyeti'ne ikinci bir topyekûn savaş açmak istemedi.[7] Bunun yerine, birkaç stratejik limanı ele geçirmeye ve öyle bırakmaya çalıştılar. Bu deneme başarısız oldu Bergen-op-Zoom'daki kuşatmanın birkaç ay sonra kaldırılması gerekiyordu. Böylelikle İspanyollar ekonomik savaşa geçti. Ancak burada yaptırımlardan bahsetmiyoruz: saldıran gemilerden bahsediyoruz. Hollanda gemileri, diğer ülkelerle ticaret yapmak için deniz eskortlarıyla konvoylar halinde seyretmek zorunda kaldı. Ve bildiğiniz gibi, tarihin bu noktasında Hollandalılar, VOC(Hollanda Doğu Hindistan Şirketi), WIC(Hollanda Batı Hindistan Şirketi) gibi şirketlerle deniz ticaretinin krallarıydı. Hatta açıklamak gerekirse VOC tek başına Apple, Facebook ve Google’ın birleşiminden daha zengindi. Dolayısıyla ana gelir ve güç kaynaklarının kesintiye uğraması büyük bir sorundu. İspanyollar ayrıca Hollanda'nın Almanya'ya olan iç suyolu bağlantılarını kapatabildiler ve bu da mandıra fiyatlarının dramatik bir şekilde düşmesine neden oldu. Ancak bunu yaparken İspanyollar da ticareti kendileri için daha da zorlaştırdı, bu nedenle ticaret savaşından asıl yararlananlar tarafsız kalan Avrupa ülkeleri oldu.

Savaşın Belirsiz Durumu

Nassau'lu Maurice öldü, bu da Hollanda Cumhuriyeti'ndeki duruma neredeyse anında iyileştirmeler getirdi. Diğer şeylerin yanı sıra, geleceğini bildikleri ikinci eyleme hazırlanmak için ordularını güçlendirdiler ve büyüttüler. İngiltere de savaşa müttefik olarak girdi. Savaş, yeni Orange Prensi Frederick Henry'nin Hollanda'nın güney eyaletlerine saldırmasıyla yeniden başladı. Ayrıca bazı danışmanlarının isteklerine karşı bir bildiri yayınladı ve Güney Hollanda'daki Katoliklerin Hollanda Cumhuriyeti'ne katılmaları halinde dinlerini uygulamaya devam edebileceklerini söyledi. Bu çok etkili bir hamleydi, birçok güney eyaletinin İspanyol baskı boyunduruğundan gerçekten kurtulmak istediklerine karar vermişlerdi.1632'de İspanyollarla yapılan görüşmeler yararlı bir sonuca varmadı ve Henry ateşkesi 1633'te bozdu. Almanya'ya karşı kazandıkları savaşta kazanılan zaferlerin ardından İspanyollar bir kez daha güney Hollanda'ya akın ettiler. İspanyolların yorulmasıyla birlikte barış umuduyla Henry, Fransa ile bir ittifak düşünmeye karar verdi. Şubat 1635'te Fransa ve Hollanda, aynı yıl içinde güney Hollanda'yı işgal etmek için bir anlaşma imzaladı. Çok etkili olması gereken bir strateji planlandığı gibi çalışmadı: İspanyol kuvvetleri Hollanda saldırısını yenecek kadar güçlüydü, ardından Fransızlar da bozguna uğradılar. Bu saldırı sırasında İspanyollar, Hollanda Cumhuriyeti için çok önemli bir taktik konum olan Schenkenschans'ı kuşattı. İspanyollar burayı ele geçirdikten sonra, Hollandalılar burayı kendileri kuşattı ve sonunda İspanyollardan geri aldı - ki bu onlar için utanç verici bir yenilgiydi. Ancak daha sonra Hollanda Cumhuriyeti'ndeki barış yanlısı parti popülerlik kazandı ve orduya yapılan harcamaları kısmaya karar verdi. Yine de bu, Hollanda Cumhuriyeti için tüm kötü haberler değildi. Gıda maddelerine yönelik artan Alman talebiyle birlikte askeri bütçelere yapılan harcama eksikliği, bir sürü paranın serbest bırakıldığı anlamına geliyordu. Ek olarak arta kalan paranın bir kısmıyla ünlü gül tohumları satın alındı.[8]

Savaşın Durma Noktasına Gelmesi

Askeri harcama eksikliğine rağmen, Hollanda Cumhuriyeti 1630'ların sonunda genel olarak galip geldi. İspanyollar, Hollanda donanmasının dünyanın en güçlü donanması olduğu yanılsamasına kapılmadılar. VOC ve WIC tarafından İspanyollara karşı yürütülen vekalet savaşları da çoğunlukla Cumhuriyet'in lehine sonuçlanmıştı. Yavaş yavaş, İspanyollar artık sürekli bir çatışmanın masrafını karşılayamayacaklarını anladıkça, savaş durma noktasına geldi.[9][10]

Vestfalya Antlaşması

Ocak 1646'da, Münster Barışı'nın bir parçası olarak bir barış anlaşması müzakereleri resmen başladı. On İki Yıllık Ateşkesi sağlayan antlaşmanın metnini hemen hemen kopyaladıkları için antlaşmanın taslağı nispeten kolaydı. Haziran 1648'de barış resmîleşti.

Vestfalya Barışı

Kaynakça

  1. ^ Koopmans, Joop W. (2016). Historical dictionary of the Netherlands (3. bas.). Lanham, Md.: Rowman & Littlefield Publishers. ISBN 978-1442255920. 
  2. ^ Israel, Jonathan (1989). Dutch primacy in world trade, 1585-1740. Oxford [England]: Clarendon Press. ISBN 0-19-822729-9. OCLC 18350386. 
  3. ^ Israel, Jonathan (1990). Empires and entrepots : the Dutch, the Spanish monarchy, and the Jews, 1585-1713. Londra: Hambledon Press. ISBN 978-0-8264-3182-0. OCLC 318240590. 
  4. ^ Parker, Geoffrey (2004). The Army of Flanders and the Spanish Road, 1567-1659 : the logistics of Spanish victory and defeat in the Low Countries' Wars. 2nd ed. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-83600-X. OCLC 59265540. 
  5. ^ Israel, Jonathan Irvine (1995). The Dutch Republic : its rise, greatness and fall, 1477-1806. Oxford: Clarendon Press. ISBN 978-0-19-158575-3. OCLC 44962429. 23 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2022. 
  6. ^ Koenigsberger, H. G. (2007). Monarchies, states generals and parliaments : the Netherlands in the fifteenth and sixteenth centuries. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-04437-0. OCLC 701088299. 
  7. ^ Glete, Jan (2002). War and the state in early modern Europe : Spain, the Dutch Republic, and Sweden as fiscal-military states, 1500-1660. Londra: Routledge. ISBN 0-415-22644-9. OCLC 47221880. 
  8. ^ çelikcan, gaye (27 Mayıs 2019). "Birinci Basamağa Başağrısı Şikayetiyle Başvuran Hastada Çocukluk Çağı Epilepsi Vakası". dx.doi.org. 11 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2022. 
  9. ^ Tracy, James D. (2008). The founding of the Dutch Republic : war, finance, and politics in Holland, 1572-1588. Oxford: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-152614-5. OCLC 192175421. 
  10. ^ Bengoa, José. (2003). Historia de los antiguos mapuches del sur : desde antes de la llegada de los españoles hasta las paces de Quilín : siglos XVI y XVII. 1. ed. Providencia, Santiago de Chile: Catalonia. ISBN 956-8303-02-2. OCLC 55472613.