Kurtuluş Hareketi |
---|
Kısaltma | Kurtuluş |
---|
Slogan | Bütün Ülkelerin İşçileri ve Ezilen Halkları Birleşin! |
---|
Öncül | Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi |
---|
Ardıl |
|
---|
Kuruluş | 1976 |
---|
Kapanış | 2013 |
---|
Tür | Marksizm-Leninizm |
---|
Önemli kişiler | Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Mahir Sayın, İlhami Aras, Ali Demir, Şaban İba, Mustafa Kahya, Gülseren Pusatlıoğlu |
---|
Kurtuluş Hareketi, 1971'deki örgütsel yenilgiden sonra hapisten çıkan bir kısım Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi kadrolarının, THKP-C'nin aynı isimli haftalık yayın organı Kurtuluş dergisinin ismini alarak 1976'da aylık olarak yayımlamaya başladıkları Kurtuluş Sosyalist Dergi çevresinde oluşturdukları Marksist-Leninist siyasi harekettir.[1]
Örgüt zaman zaman Kaçarcılar, THKP-C/KURTULUŞ, Türkiye ve Kuzey Kürdistan Kurtuluş Örgütü (TKKKÖ) gibi isimleri kullanmış en sonunda Kurtuluş Hareketi adını almıştır.
Hareketin kurucuları arasında eski Dev-Genç'liler ve THKP-C'den gelen Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Mahir Sayın, İlhami Aras, Ali Demir, Seyfi Cengiz, Şaban İba ve İsmet Öztürk ve Doğan Tarkan gibi isimler vardır.[2]
THKP-C eleştirisi ve örgütsel kuruluş süreci
Kurtuluş hareketini kuracak çekirdek kadro Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Mahir Sayın ve İlhami Aras, 12 Mart Muhtırası sonrasında Mamak Askerî Cezaevi'nde tutuklu bulunan Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi üyeleriydi. 1974 Affı'yla serbest kaldıklarında, cezaevinde THKP-C'nin yenilgisi ve Mahir Çayan'ın özellikle Kesintisiz Devrim isimli broşüründe ele aldığı konular üzerine uzun bir tartışma süreci geçirmişlerdi.
Üç isim Çayan'ın ve THKP-C'nin köklü bir eleştirisi üzerinden, devrimcilerin geniş bir birliğini oluşturma hedefini dile getiriyorlardı. Ancak sosyalistleri keskin çizgilerle bölen Sovyetler Birliği Komünist Partisi - Çin Komünist Partisi ekseninde bölünme içerisindeki gruplaşmalar yüzünden devrimcilerin geniş birliğinin mümkün olmayacağı ortaya çıktı.[3]
Ankara'da bir araya gelen bu Kaçaroğlu, Sayın ve Aras, Çin-Sovyet ayrılığı dışında kalanları ya da en azından THKP-C’lileri bir çatı altında toplayabilme amacıyla faaliyette bulunmaya başladılar. Bu amaçla bir platform çalışmasının sürdüğü sırada Niğde Cezaevi’ndeki THKP-C hükümlüleri Necmi Demir, İlkay Demir, Kamil Dede'nin çıkardıkları sekiz sayfalık bildiride, geçmişi “maceracılık”la eleştirip Maoist zemini benimsediklerini açıklamalarıyla, platform çalışmaları da sona erdi.
Daha sonra Devrimci Yol’u kuracak olan Nasuh Mitap ve Oğuzhan Müftüoğlu gibi isimlerle beraber cezaevinden beri sürdüregeldikleri temasları dikkate alarak hazırladıkları mektuplar ile örgütlenmeye çalışan Kaçaroğlu, Sayın ve Aras, Temmuz 1975'te Müftüoğlu ve Mitap ile ayrıştılar. Üniversitelerde hızla çoğalan yeni kuşak genç militanlarla yapılan, kitlesel tartışma toplantıları sırasında, geçmiş siyasal çizgi ve pratiği eleştiren görüşleri nedeniyle “inkârcı” olmakla suçlanan Kaçaroğlu ve arkadaşları sosyalist solda birlik amacıyla yola çıkan ama birliği başlamadan sona erdiren bu bölünmeyi hiç unutmadılar.[4] Kurtuluş hareketi ortaya çıktıktan ve 12 Eylül sonrasında sönümlenme sürecindeyken dahi "yapay” ve “sonraki süreci olağanüstü olumsuz etkileyen bir olgu” olarak değerlendirdikleri bu ayrışma için Müftüoğlu ve Mitap'ı eleştirdiler.[3]
Kasım 1975’te daha sonra Devrimci Yol'u oluşturacak ekibin ilk çıkışını temsil eden Devrimci Gençlik Dergisi’nin yayınlanmaya başlaması, Kurtuluşçuları kendi bağımsız örgütlenmeleri konusunda harekete geçirdi. Ayrı bir örgüt kurmayı hiç düşünmeyen ve sürekli "sosyalist solda geniş bir birlik" amacıyla harekete geçen Kurtuluşçular, süreçte tek başına örgütlenmeye mecbur kaldılar. Başta Ankara’da olmak üzere, Karadeniz, Akdeniz ve İzmir’de kişisel ilişkilerini, siyasi bir örgütlenmeye yönelttiler. Temel fikirlerini ortaya koyan "Yol Ayrımı" başlıklı yazıyı hazırlayarak teksirle çoğaltıp dağıttılar. Ardından Haziran 1976’da aylık periyotla sürecek Kurtuluş Sosyalist Dergi'yi yayınladılar. Dergi, adını THKP-C’nin merkezi yayın organından alıyordu. Örgüt de bu isimle anıldı.
Hareket içinde en çok tartışılan konuların başında Kürt Sorunu gelmiştir. Bu amaçla Kürtçe yayınlanan Sorej isimli bir de dergi çıkartılmıştır. Örgütten ayrılan Seyfi Cengiz ve PKK'dan ayrılan Kamer Özkan ile birlikte Tekoşin adında ayrılıkçı silahlı örgüt kurmuşlardır.
Kurtuluş'un komsomol örgütü Genç Kurtuluşçular Birliği (GKB)'dir. Genç Kurtuluşçular Birliği zaman zaman KURTULUŞ/GKB ismini de kullanmıştır. GKB çeşitli zamanlarda silahlı ve molotoflu eylemler düzenlemiştir.
12 Eylül Darbesi'nde ilk idam edilen sanık olan Necdet Adalı, Kurtuluş örgütünün liseli kanadı olan Dev-Lis'e mensuptur.
12 Eylül sonrasında Kurtuluş Hareketi
1994'te Birleşik Sosyalist Parti'nin oluşumuna katılmıştır. Daha sonra BSP'nin kapanması üzerine 1996 yılında ÖDP'ye katılmıştır. 2002 yılında ÖDP içerisindeki diğer gruplarla çıkan Kürt Sorunu üzerine bir tartışmadan sonra Odakçılar, Hareketçiler ve Troçkistler'le beraber Sosyalist Demokrasi Partisi'ni kurmuştur.
Son olarak Sosyalist Demokrasi Partisi'nden ayrılan Kurtuluşçular'ın bir bölümü, 2008'de "yeniden kuruluş"a bir geçiş örgütü olarak İşçilerin Sosyalist Partisi'ni kurmuşlardır. Daha sonra Kurtuluş'un uzun yıllardır savunmakta olduğu "sosyalist hareketin yeniden yapılanması" fikrine karşı Kurtuluş Örgütü'nün partiyi arkadan yönetmesi gerektiğini savunan kesimle yeniden yapılanmayı savunan iki grup ortaya çıktı. 2011 yılında partinin 2. olağanüstü kongresi yapıldı. Yapılan kongreden sonra partinin, parti dışında oluşturulan "Kurtuluş Örgütü" tarafından yönetilmesi gerektiğini savunanlar İşçilerin Sosyalist Partisi'nden istifa etti. İstifa edenler bir müddet sonra kendileri gibi düşünen Sosyalist Demokrasi Partisi'ne katılmışlar, kalanlarsa diğer bileşenlerle birlikte Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi'ni kurmuşlardır. Kurulan demokratik partilerle beraber bu hareket kendini tamamıyla feshetmiştir.
Kaynakça