Fenerbahçe (1927-2011) Fenerbahçe Grundig (2011-2014) Fenerbahçe (2014-2019) Fenerbahçe HDI Sigorta[1] (2019-2023) Fenerbahçe Parolapara (2023-2024) Fenerbahçe Medicana (2024-)
1927 yılında Mühendis Mektebi (bugünkü adıyla İTÜ) öğrencileri tarafından kurulan Fenerbahçe erkek voleybol takımı 10 kez İstanbul Ligi ve 2 kez Federasyon Kupası şampiyonu oldu. 1971 yılında kapanan takım 1976'da yeninden kuruldu ve Türkiye Ligi'ne yükseldiği 1984-85 sezonuna kadar İstanbul yerel liginde mücadele etti. 2003-04 sezonundan itibaren Türkiye Ligi'nde iddiasını koruyan Sarı Kanaryalar 5 Lig şampiyonluğu, 1 Lig birinciliği (Covid-19 salgını nedeniyle 2019-20 sezonunda Lig tamamlanamayınca Türkiye Voleybol Federasyonu sezonu bu şekilde tescil etti), 4 Kupa Voley (eski Türkiye Kupası) ve 4 Şampiyonlar Kupası kazandı. Fenerbahçe; bir kulüp takımı olarak bu başarılara ulaşırken tamamı müessese/kurum takımları olan Arkas, Halkbank, İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Ziraat Bankası'yla mücadele etti.
2004-05 sezonunda ilk kez Avrupa Kupalarında mücadele ederek Top Teams Kupası'nda çeyrek final başarısı gösteren Sarı-lâcivertliler; 2013-14 sezonunda CEV Challenge Kupası'nı kazandılar. Fenerbahçe 2009 ve 2013 yıllarında Balkan Kupası'nda şampiyonluğa ulaşan Fenerbahçe CEV Kupası'nda 2016-17 ve 2023-24 sezonlarında yarı final, 2011-12 ve 2014-15 sezonlarında ise çeyrek final oynadı. Şampiyonlar Ligi'nde ise 2008-09 sezonunda adını son 16'ya yazdırdı.
Tarihi
Kuruluş
Voleybolun, Osmanlı Türkiyesi’nde doğuşu ile beraber maçları ilgi ile izlenen Mühendislik Mektebi takımı genellikle Fenerbahçeli idiler. Osmanlı döneminde Topçu Subayı yetiştirmek amacı ile Mühendishane-i Berri-i Hümayun adı altında kurulup bugün ismi İstanbul Teknik Üniversitesi olan Mühendis Mektebi'nin 1911'de açılan bordo renkli kulübü, Fenerbahçe'nin o yıl şampiyon olan futbol takımından sağ beki ve 1910-11 dönemi başkanı Arif Emirzâde (şehit), sol açık oyucusu Kemal Aşkın ve kalecisi Ali Sait Bey’ler tarafından kurulmuştu. Bu üç Fenerbahçeli, girişimlerinden korka korka haberdar ettikleri Refik Fenmen Bey tarafından, aksine kutlanmışlar ve 5 altın lira ile desteklenmişlerdir. Bu durum da doğal olarak okuldaki öğrencilerde ve takımdaki sporcularda Fenerbahçe sempatisi doğurmuştur.[3]
Balkan Savaşı (1912-13), I. Dünya Savaşı (1914-18) ve Türk Kurtuluş Savaşı (1919-1922) yıllarında kesintiye uğrayan voleybol faaaliyetleri 1921 yılında düzenlenen ilk İstanbul Ligi ile canlandı. 1921-24 yılları arasında Mühendis Mektebi dört yıl üst üste şampiyon oldu. Üst üste birinci olan Mühendis Mektebi Takımı 1925'te müsabakalara bu kez Üsküdar İdman Ocağı ismi altında girip şampiyon oldu.[4]
1927'de, okulun en iyi voleybolcuları olan 3. sınıftan Aziz Torun (Kaptan), Bedi Süheyl Enüstün, Fikret Germen, İsmail Hakkı (Ahbap), Yusuf ve Fahri, kurdukları Ateş takımıyla, İstanbul Ligi'ne Fenerbahçe adına girmeye karar verdiler. Okulu spor konseyi, Fenerbahçe yönetim kurulundan üç temsilci ve okul müdürü, üst üste yapılan iki toplantıdan sonra, sarı-lacivertli kulübün top, forma ve diğer gerekli malzeme ve zaruri harcamaları karşılaması koşulu ile bu takımın 1927 ligine Fenerbahçe adıyla katılmasını resmen kabul etmişlerdir.[5]
Beşiktaş ile rekabet ve şampiyonluklar
1927 yılı İstanbul Ligi, lige yeni katılan Fenerbahçe'yle bir önceki sezon şampiyonluğu eline geçirmiş olan Beşiktaş'ın mücadelesine sahne oldu ve 6 Mayıs 1927'de Beyoğlu Amerikan Kulübü salonunda oynanan final maçında siyah beyazlılar ilk seti 15-10 kazanıp, bir sonraki sette de 14-3 öne geçmelerine rağmen önce seti 16-14, sonra final setini de 15-10 kaybederek bir yıl taşıdıkları şampiyonluk unvanını Fenerbahçe'ye devrettiler.[6] Bu ilk şampiyon kadro şu oyunculardan müteşekkildir: Aziz Torun, Bedi Enüstün, Fikret Germen, İsmail Hakkı Ahbap, Yusuf, Fahri.[7]
Fenerbahçe, ikinci şampiyonluğunu 30 Mart 1928 günü yine Beşiktaş'ı finalde 4-15, 15-8 ve 15-11'lik setlerle 2-1 yenerek kazandı. Pera, St. Benoit, Beşiktaş, Vefa, Fenerbahçe, Galatasaray, Yeni Yıldız, Etoile ve Amerikan Kulübü olarak, 8 kulüp arasındaki şampiyonanın final maçı dönemin basınına şu şekilde yansımıştır: İki aydan fazladır devam eden İstanbul Voleybol Birinciliği dün nihayet buldu. Şampiyon, geçen sene olduğu gibi, bu sene de büyük muvaffakiyet gösteren Fenerbahçe takımıdır. Zaten, baştan beri, Fenerbahçe-Beşiktaş takımları muvaffakiyetli oyun kabiliyetleriyle, birinciliğe en fazla layık görülmekte idiler. Fakat, işin alaka uyandıran tarafı, birinciliğin 2 kıymetli rakipten hangisine nasip olacağı keyfiyeti idi. Dün, Beyoğlu’ndaki Amerikan Kulübü’nde yapılan son müsabaka meseleyi hal etti:
Fenerbahçe takımı voleybolu, geçen seneki gibi, bu sene de Beşiktaş'tan daha iyi oynuyor. Müsabaka çok heyecanlı oldu. Birinci devreyi Beşiktaş 4-15 kazanmıştı. 2. devre Fenerbahçe 15-8 galip gelince müsabaka çok calibi dikkat bir hal aldı. Neticeyi tayin edecek 3. devre büyük heyecanla takip edildi. Bu devre de 15-11 puanla Fenerbahçe lehine neticelenince artık senenin Voleybol Şampiyonu anlaşılmış oluyordu. Fenerbahçe'yi tebrik ederiz.[8]
Bu yıl Galatasaray da lige katılarak voleybolda da ezeli rekabetin sacayaklarını tamamlamıştı.
Fenerbahçe 25 Ocak 1929'da yine Beşiktaş'ı 15-13 ve 16-14'lük setlerle 2-0 yenerek üçüncü kez şampiyonluğa ulaştı. Galatasaray ise üçüncü oldu. Bu üst üste 3. şampiyonluğu kazanan Fenerbahçe kadrosu Aziz Torun (Kaptan), Bedi Enüstün, Fikret Germen, İsmail Hakkı, Yusuf, Fahri ve Sabiha Rıfat'tan oluşmuştur. Yine Mühendis Mektebi talebesi ve Fenerbahçe kadın voleybol takımı kaptanı olan Sabiha Rıfat, takımda zaman zaman yer alırken, Türkiye'de erkek takımlarda forma giyen ilk kadın sporcu olma özelliğini kazandı.[9] Dönemin basını bu ilginç konuya şu şekilde eğilmektedir: 3 sene üst üste İstanbul Birinciliği'ni kazanan Fenerbahçe Voleybol Takımı bu seneki resmi müsabakalara bazı değişikliklerle iştirak etmiştir. Bu arada, Fenerbahçe Hanımlar Takımı Kaptanı Sabiha Rıfat hanım takıma dahil olmuştur. Memleketimiz sporunda ilk defa resmi müsabakalarda muhtelit (Karma) takım çıkararak yenilik meydana getirdiğinden Fenerbahçe'yi tebrik ederiz.[10]
Bu önemli ve tarihe malolan olay Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulunun da dikkatinden kaçmadı ve Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Kaptanı Hayri Celaleddin Atamer, takım kaptanı Bedii Süheyl Enüstün aracılığıyla, 28 Ocak 1929 tarihinde Sabiha Hanım'a aşağıdaki metni haiz bir kutlama mektubu gönderdi: Bu memlekette ilk defa cem'i sporda erkek arkadaşlarla beraber oynamak suretiyle gösterdiğiniz teceddüd ve muvaffakiyetten dolayı sizi Fenerbahçe gençliği ve hey'et-i idaresi adına hararetle tebrik ederim efendim.[11]
Fenerbahçe ile Beşiktaş 1930 İstanbul Ligi'nde dördüncü kez üst üste final oynadılar. Karşılaşmayı kazanan Fenerbahçe, dördüncü kez üst üste şampiyonluğunu korudu.[12]
İkinci dönem şampiyonluklar
Sonraları Genel Müdür, Müsteşar ve Milletvekili gibi üst düzey mevkilerde hizmet veren ilk şampiyon voleybolcuların 1930'da diplomalarını alıp yurda dağılmaları bu şubede durgunluk yarattı.
1932'de, başta Tarık Gülerman, Mustafa Kemal, Enver, Sadık, Nihat, İbrahim, Namık, İsmet ve İsmail olarak, çoğunluğu yine Mühendislerden kurulu takım hemen sivrilip yine Beşiktaş'la finale kaldı. 21 Nisan 1933'te Galatasaray Spor Kulübü salonunda gürültülü geçen bu final maçını da 15-10 ve 15-11 kazanan Fenerbahçe 5. kez şampiyon oldu.[13]
İki grupta yapılan 1934 şampiyonasında, A grubunda mücadele veren Galatasaray, İstanbulspor, Feneryılmaz, Vefa ve Topkapı takımlarından Feneryılmaz; B grubunda da Fenerbahçe, Beşiktaş, Hilal ve Süleymaniye'den Fenerbahçe grup birincileri oldular ve 18 Mayıs 1934'teki final maçını 15-9 ve 15-11'lik setlerle 2-0 kazanan sarı-lacivertliler altıncı kez İstanbul şampiyonu oldular.[4]
Voleybolun darbe yiyişi ve dönemlik parlayışlar
Salonsuzluk ve sportif çalışmaların futbol dalında yoğunlaştırılması kararı voleybol şubesini 1935'ten itibaren yeniden hareketsizliğe gömdü ve bu durum 1941'e kadar sürdü. Aynı dönemde Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nün öğrenci sporculara kulüp takımlarında oynama yasağı getirmesi de birçok kulüp gibi Fenerbahçe'nin faaliyetlerinin durmasına yolaçtı. 1941 yılında Şube Kaptanı Yüksek Mühendis Mehmet Yalçıner'in gayreti şubenin canlanmasına olanak verdi. Muvaffak Soylu‚ atlet Vasfi‚ Öğretmen Taci ve Mehmet‚ futbolcu Cihat ve Murat‚ Muzaffer‚ Semih‚ Ömer‚ Ahmet‚ Ziya ve Ayhan gibi gençlerden kurulu yeni takım‚ 1940-41 sezonunda A ve B takımlarda İstanbul Ligi şampiyonu oldu. 1941-42 sezonunda sadece B takımı İstanbul şampiyonu olurken, 1945-46 sezonunda M. Jeba Berkok ve (1944 yılında Fenerbahçe'de basketbol takımını kalıcı olarak vücuda getiren) Muhtar Sencer'in öncülüklerinde Fevzi Akkan‚ Enes Talay‚ Lui Şalabi‚ Suzan Gürel‚ Refik‚ Cell ve Derya gibi gençlerden oluşan kadro şampiyonluk yolunda çekiştiği Galatasaray'ı mağlup etmesine rağmen, diğer rakibi Beyoğluspor'a karşı beş kişi çıkabilmesi nedeniyle yenildi ve lig ikinciliğinde kaldı.[14]
Voleybolun tekrar canlanışı ve ikincilikler
Voleybolda 1946-1948 arası Vefa ve 1949-1953 arası Beyoğluspor şampiyonlukları toplarken, Fenerbahçe mütevazı takımlarla mücadelesini sürdürdü. Bu dönemde kazanılan yegâne başarı 1947-48 sezonunda kazanılan B takımlar İstanbul şampiyonluğu ve 1950-51 sezonunda Türkiye şampiyonu Beyoğluspor'la yarım kalan Yaz Turnuvası finali oldu. 1952-53 sezonunda başarılı oyunlarıyla dikkat çeken Sacit Seldüz ve Orhan Bilgin Türk millî takımının yaptığı ilk millî müsabaka olan Yugoslavya maçı öncesinde aday kadroya alındılar.[15]
Aynı dönemde yeni kurulan genç takım da 1951-52 sezonunda (23 Kasım 1952'de oynanan maçta Kadıköyspor'u yenerek) Teşvik Turnuvası şampiyonu oldu. 1952-53 sezonunda tarihinde ilk kez İstanbul şampiyonluğuna ulaşan genç takım, 29-31 Ekim 1953'te Ankara'da düzenlenen Türkiye Gençler Şampiyonası'nda Türkiye üçüncüsü oldu. 10 Ocak 1954'te de finalde Kadıköyspor'u yenerek bir kez daha Teşvik Turnuvası şampiyonu oldu. Üstüste şampiyonluklara ulaşan bu güçlü kadro şu oyunculardan kuruludur: Tunç Tümerkan, Avedis Merkeryan, Şakir Solmaz, Vural Akar, Kutlu Payasoğlu, Ertan Trak ve Aldebran Ülserin.[16]
Gençlerdeki bu başarıların ardından Dr. Selim Çapa‚ Önder Dai‚ Bedii Özcan ve Muammer Tezel 1955 yılında yeni bir takım kurdular. Tunç Tümerkan (K)‚ Nadir Yeker‚ Erdal Akkan‚ Nureddin Çetinyılmaz‚ Aldebran Ülserin‚ Fahrettin Gökmenoğlu´ndan oluşan ve Alaaddin Güneş tarafından çalıştırılan kadro 1955-56 sezonunda İstanbul İkinci Ligi'nde şampiyon olarak kalıcı olarak yeniden Birinci Lig'e yükseldi. Nevzat Karazincir‚ Orhan Bilgin‚ Şakir Solmaz‚ Altan Ayanoğlu‚ Zekai Yalçın‚ Tanzer Uçak ve Cahit'in de katılmalarıyla‚ bu kadro büyük ümitler verdi. Ancak‚ yine salonsuzluk ve takımın kötü kaderi olan göçebeliğin yarattığı büyük engel 1. Ligde başarıyı engellemeye yetiyordu. Bu durumun sonucunda Fenerbahçe 1956-57 sezonundan 1960-61'e kadar orta sıralarda mücadele etti. 1961-62 sezonunda ilk kez iddialı bir kadro kuran ve lig üçüncülüğünü kazanan takım, Konya'da Federasyon Kupası şampiyonu oldu ve 4-8 Nisan 1962 tarihlerinde düzenlenen Türkiye Şampiyonası'na tarihinde ilk kez katıldı. Beykoz'u 3-0, Harbokulu'nu 3-2 yenen, Darüşşafaka'ya 3-2, Galatasaray'a 3-1 yenilen takım ilk kez Türkiye üçüncüsü oldu.
Bir sonraki sezon ise, Atilla Sesören‚ Yılmaz Başbuğ‚ Cengiz Arslangiray‚ Tanzer Uçak‚ Erdal Akkan ve Ayhan Altuğ'dan oluşan kadro ezeli rakibi Galatasaray'ı mağlup ettikten sonra, ikinci devrenin son maçında hakem hatalarının günlerce konuşulduğu olaylı maç sonucu Galatasaray'a hükmen mağlup ilan edildi ve şampiyonluğu kaçırdı.[17] Sezona ilişkin faaliyet raporunda şu satırlar kayıtlıdır:
Sportif oyunlarda en büyük zaafımız salonsuzluktur. Bu büyük eksiklik voleybolda da kendini şiddetle duyuruyor. Buna rağmen‚ salon sahibi kulüplerle başa baş‚ ekseriyetle de üstün mücadelede bulunan kulübümüz‚ İstanbul Şampiyonluğunu set averajı ile kaybetti.[18]
Yukarıda Galatasaray'ı yenen kadrodan başka‚ Gürkan Taner‚ Ünal Gökyayla‚ Yüksel Talayman‚ Oktay Eyüpoğlu‚ Ünal Küçükersan‚ Nasuhi Ünlü‚ Melih Matçora‚ Teoman Hakkut‚ Ersan Alpkanlar‚ Şamil Şıltan ve Şemsettin Üstündağ'dan oluşan geniş kadro 1963-64, 1964-65 ve 1965-66 sezonlarında Galatasaray'ı yenmelerine rağmen şampiyonluğu belirleyecek maçlarda ezeli rakiplerine kaybederek üst üste ikinci oldular. 1964, 1965 ve 1966 Türkiye şampiyonalarında takım Türkiye dördüncülüğünden yukarı tırmanamamıştı.[19]
Üçüncü dönem şampiyonluklar
Fenerbahçe'nin bu makus talihini altın yıllara dönüştüren yine özkaynakları oldu. 1964 yılında Haydarpaşa Lisesi ve St. Joseph Lisesi öğrencilerinden oluşturulan genç takım önce 1964-65'te İstanbul üçüncülüğüne ulaştı; 1965-66 sezonunda ise namağlup İstanbul şampiyonu oldu, Konya'da düzenlenen Türkiye Şampiyonası'nda 13 Mart 1966'da oynanan final maçında Galatasaray'ı 3-2 yenerek şampiyonluğa ulaştı.[20]
İşte bu dönemde Türk millî takımı sistem olarak Doğu Avrupa voleyboluna yönelmiş, Rumen antrenör Murafa Türk millî takımlarını çalıştırmaya başladı. Doğu Avrupa voleybol anlayışına bağlı, uzun süreli, programlı çalışmalara yatkın bir antrenör olan Hilmi Tükel'in kendi yetiştirdiği gençlerden kurulu Fenerbahçe takımı da, bu dönemde, tam bir serpilmenin eşiğindeydi. Daha başlarken Doğu Avrupa voleybol anlayışına göre hazırlanmış olan bu yükselme özlemi içindeki sporcular, Murafa'nın çalıştırdığı genç ulusal takımda yer alıp uluslararası tecrübe kazanınca, 1966-1967 dönemi İstanbul birinciliğini, Galatasaray'ın yılların şampiyonu "Yenilmez Armadasından" koparmayı başardılar.[21]
1967-68'de Galatasaray'a ilk devre maçında 3-0 yenilen Fenerbahçe 23 Mart 1968'de rakibini 3-1 yenerek rövanşı aldı, puan ve averajını eşitledi. 25 Mart'ta ise Galatasaray'ın İETT'ye 3-0 yenilmesiyle şampiyonluğunu garantiledi; 31 Mart'ta da şampiyonluğunu ilan etti. Fenerbahçe 1968-69'da ise hiç yenilmeden, 18 maçta 18 galibiyetle 9. kez şampiyon oldu. Bu genç kadro Türkiye şampiyonalarında ise 1967 ve 1968 yıllarında üçüncülüğe ulaştı, 1969'da ise dördüncülükte kaldı. Fenerbahçe genç erkek voleybol takımı da 1965-66, 1966-67 ve 1967-68 sezonlarında İstanbul ve 1966 ile 1967 yıllarında Türkiye şampiyonu olurken, 1968'de Türkiye ikincisi, 1969'da Türkiye üçüncüsü oldu.
Gençler ve Kadınlarda da sağlanan üstüste şampiyonluklarla‚ Fenerbahçe voleybolu‚ 1967-69 yıllarında‚ tam anlamıyla yeni bir "Altın Dönem" daha yaşadı.[23]
Yeniden düşüş ve takımın 1971'de dağıtılması
Fenerbahçe erkek voleybolunun altın çağı olan 1967-69 arası üst üste 3 şampiyonluk yılının‚ bu son derece mükemmel‚ teknik ve uyumlu kadrosu‚ 1969 Türkiye Şampiyonasından itibaren‚ sarsılmaya başladı. Bu branşta birer yıldız olan gençlere uzanan eller çoğalmıştı. Bu psikolojinin etkisinde‚ 1969-70 mevsimi İstanbul şampiyonluğunda Fenerbahçe 4. oldu ve bu yıl kurulan deplasmanlı Türkiye ligine giremedi. 1970-71'de de akla gelmez şanssızlıklar ve set averajıyla 2. olunca‚ yine giremedi. Bütün bunlara karşın‚ takımı ayakta tutabilmenin külfeti giderek artıyordu. Milliyet gazetesinin 23.7.1969 sayısındaki şu yazı ilginçtir:
Dört yıldır çeşitli İstanbul ve Türkiye şampiyonlukları kazandıran gençler‚ kızlar ve A takımı millî voleybolcuları Özcan‚ Ahmet‚ İsmail‚ İbrahim ve Deniz´e Eczacıbaşı‚ Galatasaray‚ İ E.T.T. ve Beyoğluspor talip. Ancak‚ Voleybolcular: "Biz Fenerbahçeliyiz ve Kulübümüzden ayrılmak istemiyoruz. Fakat yöneticilerimiz bize ilgisiz kalmakta devam ederlerse‚ transferin son günü istemeye istemeye ikinci kümeden bir takıma transfer olacağız!" demişlerdir. Şube Kaptanı Nusret Vuralın istifasından sonra zaruri masraflarını bile alamayan voleybolcular‚ henüz bir antrenör bile angaje olunmadığını söylemişlerdir.[24]
Yönetim Kurulunun 2 Nisan 1972 Genel Kuruluna sunduğu rapor gelişmeleri yeterince aydınlatıyor: Senelerce şampiyonluklar kazanan elemanların başka kulüplerin cazip teklifleri karşısında ayrılmaları sonucu zayıflayan takımımız‚ çalışmalarını özel idmanlara inhisar ettirmek zorunda kalmıştır. Yalnız kız takımımız lige katılmış ve yenilmeden İstanbul şampiyonu olmuştur.[25]
Kapanan Erkek Voleybol Şubesi‚ her yıl kâğıt üzerinde bir aşağı kümeye düşürüldü. 1971-72'de 1. Lig, 1972-73'te 2. Lig, 1973-74'te 3. Lig ve 1974-75 sezonunda 4. Lig puantajında görünen Fenerbahçe, 1975-76 sezonunda tüm liglerden kayboldu.
Erkek takımının 1976'da tekrar kurulması ve Türkiye Ligi'ne yükselme mücadelesi
1976-77 de yeniden faaliyete geçerken İstanbul 4. Küme'den başladı. O yıl Alaaddin Güneş antrenörlüğünde şampiyon olup 3. Kümeye geçen kadro, Orhan Tüker‚ Haluk Güvener‚ Korman Ataman‚ Sinan Dinçoğlu‚ Mehmet Gürkan‚ Selçuk Dikmen‚ Fatih Kaya ve Salih Arkış'tan kuruludur.
1978-79'da 3. Küme şampiyonluğunu son maçta Otomarsan'a yenilerek kaybeden sarı-lacivertliler 1980-81 sezonunda da Arçelik'in ardından ikinci oldu. Ali Şen'in 1981 yılında Fenerbahçe başkanlığına geçmesi ve amatör branşlarda atılım yapmasıyla 1981-82 sezonunda yeni bir hamle yapıldı ve o sezon şampiyon olan takım 2. Küme'ye geçti. 1982-83'te şampiyonluğu Bakırköyspor'a kaptıran sarı-lacivertliler, 1983-84'te 20 maçta 20 galibiyet ve 60/0 gibi az görülebilecek bir set averajıyla 1. Lige yükseldi ve 1984-85'te de bu kümenin şampiyonluğunu kazandı.[26] Eşref‚ Keskin Saygın‚ Cem Kartal‚ Osman‚ Tunç Tuncel‚ Levent‚ Tamer‚ Zeki ve Alaaddin'den oluşan kadro 31 Mayıs-2 Haziran 1985'te İzmit'te yapılan Federasyon Kupası terfi maçları sonunda ikinci oldu ve 1985-86 Deplasmanlı Voleybol ligine katılma hakkını kazandı.[27]
Fenerbahçe ilk kez Türkiye Ligi'nde
Fenerbahçe Kulübü‚ 15 yıl aradan sonra‚ Sönmez Filament‚ Güney Sanayi‚ Ziraat Bankası‚ Oyak Renault‚ Arçelik‚ Sosyal Sigortalar Kurumu‚ Fenerbahçe‚ Galatasaray‚ Eczacıbaşı‚ S.I.Sanayi‚ Makospor‚ Beşiktaş‚ Silahlı Kuvvetler‚ Petrol Ofis‚ A.E.G. Eti Kandra ve Kolej olarak‚ 16 takımdan oluşan ve 12. bitirdiği 1985-86 ligine girmeyi başardı.
Fenerbahçe Voleybol takımı‚ şube kaptanı yine Yavuz Bayraktar yönetiminde ve eski millî voleybolcularından İsmail Vuran antrenörlüğünde Serdar Çağan‚ Yusuf Hakim‚ Nuray Uyar‚ At Arıcan‚ Hakkı Filibeli‚ Atilla Saylan‚ Tunç Tuncel‚ Hakan Özkan‚ Ahmet Tarkan‚ Bülent Gürcan‚ Sami Özeren ve Macar Peter Nagi kadrosu ile 1987-88 sezonundaki deplasmanlı ligde de yer aldı.
Orta sıralar için mücadele
İlk kez 1988-89 sezonunda ilk sıralar için mücadele vermeye başlayan Fenerbahçe Play-off Çeyrek Final Grubu'nun son maçında Ziraat Bankası'na sürpriz bir şekilde 3-0 yenilerek ilk dörde girme şansını kaybetti. 1989-90 sezonunda Dünya Baltacıoğlu ve Kenan Bengü gibi iki millî takım oyuncusunu transfer eden ve sezonu beşinci tamamlayan Fenerbahçe, 1990-91 yılında daha iddialı bir kadroyla mücadele verdi ve ligi dördüncü olarak tamamladı. Sönmez Filament ile oynadığı Devlet Bakanlığı Kupası'nı ise 3-2 kaybetti. Bir sezon sonra (basketbol takımının da şampiyonluğuyla) çıtayı yükseltmesi beklenen voleybol takımı transferde kayıplara uğradı ve 1991-92 sezonunda ise kâbus gibi bir yıl geçirerek ancak play-out müsabakaları sonucunda son takım olarak ligde kaldı.
1992-2000 yılları arasında Fenerbahçe kendine orta sıralarda yer buldu. 1992-93'te başarılı bir performansla şampiyonluğu kovalayan dört takımın hemen ardından ligi beşinci bitiren sarı-lacivertliler yabancısız oynadıkları play-off'u sekizinci sırada tamamladılar. 1993-94 sezonunda ise altıncılık kazanıldı. 1995-98 arasında beşincilik ve onunculuk arası sonuçlar alan sarı-kanaryalar 1998-99 sezonunu ise play-off'ta çeyrek finalde Netaş'a yenilerek kapattı. 1999-2000 sezonunda altıncı oldu, çeyrek finalde Galatasaray'a 3-1'lik seri ile elendiyse de Türkiye Kupası'nda üçüncü oldu ve Birinci Lig'e çıktıktan beri ilk resmi kupasını kazandı.
2000-01 sezonunda ise yedinci olarak play-off'a kaldı. Marmara Koleji'ni geçtikten sonra bir önceki sezon gibi Galatasaray'a elendi. Türkiye Kupası'na da çeyrek finalde veda etti. 2001-02 sezonundan itibaren sadece Türk sporculardan kurulu kadroyla mücadele etti ve onuncu olarak play-off'a kalamadı. 2002-03 sezonunda da zaman zaman zor anlar yaşayan takım ligi onuncu bitirdi, play-off'ta Arkas St. Joseph'i geçtiyse de çeyrek finalde Erdemirspor'a elendi.
Başarılar ve ilk şampiyonluk
2003-04 sezonunda ise Fenerbahçe'nin çıkışı başladı. Ligde ilk dört sırada yer alarak final grubuna kalan takım, Adana ayağında ilk iki maçı kazanarak şampiyonluğa ortak oldu. 14-16 Nisan 2004'te Gaziantep'te düzenlenen ikinci ayak ömaçlarının ilk müsabakasında normal sezonu lider bitiren Halkbank'a 3-0 yenilerek iddiasını kaybettiyse de, Ziraat Bankası'nı yenerek ikincilik iddiasını güçlendirdi. 16 Nisan 2004 tarihinde şampiyon olan Erdemirspor'a 3-2 yenilse de 9 puanla şampiyonun beş puan gerisinde Türkiye ikinciliğine ulaştı.[28] Tarihinde ilk kez Türkiye ikinciliğine ulaşan ve keza ilk kez Avrupa Kupalarına katılmaya hak kazanan sarı-lacivertli takım şu şekildedir:
Barış Özdemir (kaptan), Gökhan Öner, Burak Hascan, Gürsel Yeşiltaş, Hasan Körfez, Uğur Ülkü, Rıdvan Üregil, Erhan Dünge, Gökhan Öztürk, Dariusz Stanicki, Milan Vasiç, Andre Franca (sezon içinde gönderildi), Nikos Samaras.[29]
2004-05 sezonunda ligi altıncı sırada tamamlayarak final grubuna girme hakkını kaybederken, Avrupa Erkekler Top Teams Kupası'nda çeyrek final oynama başarısına erişti.[30] Tarihinde ilk kez Avrupa Kupalarında çeyrek final oynayan takımın kadrosu ise şu şekildedir:
Barış Özdemir (kaptan), Hakan Fertelli, Nuri Şahin, Burak Hascan, Rıdvan Üregil, Santiago Darraido, Camilo Sato, Juan Pablo Porello, Erhan Dünge, Berat Kısal, Kerem Eryılmaz, Uğur.[29]
2005-06 sezonu Fenerbahçe için şanssız geçti. Ligi şampiyon bitiren Arkasspor'u üç maçta da yenen Fenerbahçe İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a karşı aldığı 3-1'lik yenilgi ile büyük darbe yedi ve 0,5 puan farkıyla ikinci oldu. Bu maçı 3-2 bile kaybetmesi halinde Fenerbahçe tarihinde ilk kez Türkiye şampiyonluğuna ulaşacaktı.[31]
Fenerbahçe, kıl payı kaçırdığı şampiyonluğa 100. yılını kutladığı 2006-07 sezonunda ulaşmayı hedefledi. İddialı transferlerle lige giren Fenerbahçe klasman maçlarını ikinci, daha sonra final grubunu yine ikinci tamamladı, 13-15 Nisan 2007'de Eskişehir ve 20-22 Nisan 2007 tarihlerinde Adana'da düzenlenen Play-off müsabakalarında 6 maçta sadece Halkbank'ı 2 kez yenebildi ve ligi Arkasspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un ardından 8 puanla üçüncü olarak tamamladı.[32]
Takım form grafiğini giderek yükelttiği bu dönemde ligin son maçlarında Arkasspor, Galatasaray, Meram Belediyespor, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Halkbank'ı yenerek ligi lider bitirme ve play-off'larda saha avantajını eline geçirme fırsatını da yakaladıysa da 5 Nisan 2008'de Tokat Belediyesi Plevnespor'a sürpriz bir şekilde 3-1 yenilerek ikincilikte kaldı. Play-off çeyrek finalinde de eşleştiği bu rakibini 3-0 ve 3-1'lik galibiyetlerle geçen sarı-lacivertliler karşılarında Türkiye Kupası finalinde safdışı bıraktıkları son iki sezonun lig şampiyonu Arkasspor'u buldular. 22 Nisan'da İstanbul'daki ilk maçı 3-2 kaybeden takım saha avantajını yitirdiyse de, İzmir'de adeta şahlandı ve iki maçı da 3-1 aldı. İstanbul'daki 29 Nisan tarihli maçta rakibini 3-0 ile uğurlayan Fenerbahçe finale çıktı. 3 Mayıs 2008'de Ankara'da Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda Halkbank'ı 3-1 yenen sarı-lacivertliler, İstanbul'daki iki maçı da 3-2 ve 3-1 kazanarak tarihinde ilk kez şampiyon oldu.[34] 8 Mayıs 2008'deki tarihi maç sonucunda Arslan Ekşi "en iyi pasör", Gomez "en iyi smaçör" ve Grbiç "en değerli oyuncu" ve "Payidar Demir" özel ödülünü aldı.[35]
2009'da kıl payı kaçan şampiyonluk 2010'da telafi ediliyor
2008-09 sezonu Fenerbahçe için şanssız geçti. Ligin ilk yarısını 11 maçta 6 galibiyet ve 25/19'luk averajla orta sıralarda bitiren takım, normal sezonu da 22 maçta 13 galibiyetle 38 puan toplayarak ve 50/39 averajla beşinci bitirdi. Play-off çeyrek finalinde Halkbank'ı 2-0, yarı finalde de Arkasspor'u da 3-2'lik seriyle eledi. Finalde ise, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a karşı 3-0'lık galibiyetle seride 1-0 öne geçmesine rağmen, ikinci maçta Arslan Ekşi'nin final serisinde bir daha oynayamayacak şekilde sakatlanmasıyla dar kadrosunun dezavantajını hissetti ve 3 maç arka arkaya 3-0 kaybederek ligi ikinci sırada tamamladı.[36]
2009-10 sezonuna Selanik'te yapılan Balkan Kupası dörtlü finallerinde ev sahibi Aris takımını 27 Eylül 2009 tarihinde oynanan finalde 3-2 mağlup ederek Balkan şampiyonluğuyla başladı. Ligde ise normal sezonu 22 maçta 18 galibiyetle 56 puan toplayarak 61/22'lik set averajıyla birinci bitiren sarı-lacivertli takım play-off'ta çeyrek finalde Maliye Millî Piyango'yu 2-0, yarı finalde de Arkasspor'u da 3-1'lik seriyle eledi. 12-17 Nisan 2010 tarihlerinde yapılan final serisinde Ziraat Bankası'nı 3-2, 3-2 ve 3-1'lik sonuçlarla 3-0 ile geçti ve tarihinde ikinci kez Türkiye şampiyonluğuna ulaştı.[37] Şampiyon kadro şu oyunculardan kuruluydu: Emre Batur, Erden Çevikel, Tomislav Coşkoviç, Lukas Divis, Arslan Ekşi, Gabriel Gardner, Özkan Hayırlı, Cengiz Kartaltepe, Serkan Kılıç, Cem Kurtar, Yasin Sancak, Burak Yavuz.
Üçüncü şampiyonluk ve Süper Kupa
2010-11 sezonu Fenerbahçe için sıkıntılı başlayan, ancak mutlu biten bir sezon oldu. Kiğılı'nın sponsorluğuyla mevsime iddialı transferlerle giren sarı-lacivertli takım, ilk 5 maçı namağlup bitirmesine rağmen daha sonra önemli rakipleriyle yaptığı karşılaşmaların çoğunu kaybetti; Avrupa Kupaları'nda da beklenen başarılara ulaşılamadı. 15. haftada Halkbank'a karşı alınan 3-1'lik yenilgi sonucunda, 1 Şubat 2011 tarihinde antrenör György Demeter ile mevcut sözleşme feshedildi, Daniel Jorge Castellani Demeter'den boşalan göreve getirildi.[38] Yenilgiler devam etmesine rağmen, oynanan oyun ve Türkiye Kupası'nda final oynanması takımın play-off'taki performansına yönelik umutları artırdı. 22 maçta 14 galibiyetle 40 puan toplayan ve 49/36'lık averaj yakalayan takım normal sezonu beşinci tamamladı. Ancak daha önceki sezonlarda olduğu gibi play-offlarda adeta vites yükselten takım çeyrek finalde İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 2-0 ile geçti. Yarı finalde normal sezonu lider kapayan Ziraat Bankası'ı 2-1 ile safışı bıraktı. Finalde ise Fenerbahçe'ye karşı 3-2'lik galibiyetle Türkiye Kupası'nı kazanmış olan Arkas'ı 19-24 Nisan 2011 tarihlerinde oynanan seride 3-1, 3-1 ve 3-0'lık galibiyetlerle 3-0 yenen sarı-lacivertliler tarihlerindeki üçüncü Türkiye şampiyonluğuna ulaştılar.[39] Bu başarıyı kazanan takım şu oyunculardan kuruludur: Arslan Ekşi, Tomislav Coşkoviç, Cengizhan Kartaltepe, Emre Batur, Burak Yavuz, Ramazan Serkan Kılıç, Erden Çevikel, Uğur Güneş, Leonel Marshall, Kemal Kayhan, İvan Milijkoviç, Ersin Durgut, Andrija Geriç, Soner Mezgitçi, İzzet Ünver, Caner İsmet Söylemez.
Dördüncü Şampiyonluk, Süper Kupa ve Türkiye Kupası
2010-11 sezonunu şampiyon tamamlayan Fenerbahçe, aynı sezonun Türkiye Kupası galibi Arkas'la 8 Ekim 2011 tarihinde Süper Kupa maçında karşı karşıya geldi. Maçı 3-0 (25-17, 25-20, 25-22) kazanan sarı-lacivertliler tarihinde ilk kez Süper Kupa şampiyonu oldu. Ayrıca Grundig ile 1+1 olmak üzere isim ve ana sponsorluk anlaşması yapıldı.[2] 2018-19 sezonu 7 hafta sonunda 2 galibiyet 5 mağlubiyet alan takımın 2015 yılından beri baş antrenörlüğünü yapan Veljko Basić ile yollar ayrıldı.[40] 29 Kasım 2018 tarihinde baş antrenörlük görevine Polonyalı Mariusz Sordyl getirildi.[41] 2018-19 sezonunda Malatya'da AXA Sigorta sponsorluğunda oynanan Kupa Voley final maçında Galatasaray'ı 3-2 yenen Fenerbahçe 4. kez kupanın sahibi oldu.[42] 2019-2020 Sezonunda Axa Sigorta Efeler Ligi Etabını 1. sırada tamamlandı. Play-Off etabı pandemi nedeniyle iptal edildi. 2019-2020 sezonu şampiyonsuz olarak tescil edilirken, Fenerbahçe HDI Sigorta ligin birincisi olarak kabul edildi.
Fenerbahçe 2. Lig Altyapı Erkek Voleybol Takımı ilk olarak 2021-2022 sezonunda kurulmuş ve profesyonel liglerin en alt kademesi olan Türkiye Erkekler Voleybol İkinci Ligi'nden faaliyetlerine başlamıştır. Takım, mücadele ettiği 2021-22 sezonunda Türkiye Erkekler Voleybol İkinci Ligi 1. Grubu 3. sırada tamamlamış ancak grubunda ilk iki sıraya giremediği için play off oynamaya hak kazanamamış ve normal sezonda mücadelesini noktalamıştır. Takım, mücadelesine 2022-23 sezonunda da Türkiye Erkekler Voleybol İkinci Ligi'nden devam etmiş ve normal sezon etabını yenilgisiz lider tamamlayarak yarı final etabına yükselmiştir. Yarı final etabını da yenilgisiz lider tamamlayan sarı lacivertli takım, sezondaki ilk ve tek mağlubiyetini yer aldığı final grubunda alarak grubu 2. sırada tamamlamış ve Türkiye Erkekler Voleybol Birinci Ligi'ne yükselmiştir. Takım, 2023-2024 sezonunda mücadelesine Türkiye Erkekler Voleybol Birinci Ligi'nde devam edecektir.
Diğer altyapı takımları
Fenerbahçe altyapı takımlarının Türkiye şampiyonalarında aldığı dereceler aşağıdadır: