Deneysel pop, geleneksel müzik sınırlarıyla kategorilendirilemeyen[1][2] veya var olan popüler biçimleri yeni yönlere çekme gayreti gösteren bir pop müzik türüdür.[3]Musique concrète, aleatorik müzik veya eklektizm gibi deneysel tekniklerini pop dokularıyla birleştirebilir.[4] Sıklıkla, sesleri ve aranjmanları manipüle etmek için elektronik efektleri kullanılır[2] ve her zaman aynı anda olmasa da kurgusunda ses-tabanlı ve nota-tabanlı çalışmaları bir araya getirebilir.[5]
Müzik, yeni bir avangart çeşidi olarak deneysel caz ile beraber şekillendi. Bu süreçte birçok yeni müzisyen, var olan popüler müzikle beraber stüdyo bazlı kayıt girişimlerine kucak açtı. 1960'ların başında prodüktörler, söz yazarları ve mühendislerin müzik biçimleri, orkestrasyon, yapay reverb ve diğer efektlerle özgürce deneyler yapması oldukça sık görülen bir durumdu. 1960'ların sonu itibarıyla, fazlaca deneysel pop müzik veya bilinen pop müziklere entegre edilmiş deneysel tınılar genç dinleyiciler tarafından oldukça olumlu karşılandı. Bunu izleyen yıllarda, türü devam ettiren sanatçılar edebi olarak da deneysel bir geleneği sürdürdüler ve deneysellikle popülist bağıntılar arasında bir denge kurma çabası gösterdiler.
Özellikler
Yazar Bill Martin, "deneysel pop" teriminin kulağa "görünürde tezatlı" gelebileceğini, fakat yine de müziğini tanımlamak adına üç kriterin öne çıkarılabileceğini belirtir:
Var olan popüler biçimlerden kök salar
Bu biçimlerle denemeler yapar veya bu biçimlerin kullanımını esnetir
Bu biçimlerin sahip olduğu dinleyici kitlesini avangart tavırla bu yeni gelişmelere doğru çeker[3]
Bazı sanatçılar musique concrète, aleatorik müzik veya eklektizm gibi deneysel tekniklerini pop normlarına entegre etme eğilimi gösterir.[4] Sıklıkla, sesleri ve aranjmanları manipüle etmek için elektronik efektleri kullanılır.[2] Müzikolog Leigh Landy'ye göre, deneysel pop kurguları, her zaman aynı anda olmasa da, ses bazlı ve nota bazlı çalışmaları bir araya getirir.[5] Besteci Nico Muhly, deneysel pop dünyasını "ses dalgalarının bir araya gelişinin törenleri" olarak tanımlar.[6]
Joe Meek'in 1960 çıkışlı EP'si I Hear a New World, "şen şakrak jug band pop ile elektronik saçmalığı" bir araya getirdiğinden ötürü Fact dergisinin internet yayınında "deneysel pop klasiği" olarak atfedilmektedir.[7]
Dinlerken sorun mu yaşıyorsunuz? Medya yardımı alın.
Martin, deneysel popun deneysel caz ile hemen hemen aynı dönemde geliştiğini,[nb 1] ve zamanın koşullarından ve materyallerinden ilham alan "yeni bir tarz avangart" olarak ortaya çıktığını ifade eder.[3] 1960'ların başında rock ve pop müzik alanlarında, prodüktörler, söz yazarları ve mühendislerin müzik biçimleri, orkestrasyon, yapay reverb ve diğer efektlerle özgürce deneyler yapması oldukça sık görülen bir durumdu. Bu örnekler arasında Phil Spector'un Wall of Sound'u ve Joe Meek'in The Tornados gibi oluşumlar için oluşturduğu ev yapımı elektronik ses efektleri yer almaktadır.[9] Yazar Mark Brend'e göre, Meek'in I Hear a New World'ü (1960) birkaç yıl sonra ortaya çıkacak daha bilindik deneysel pop eserlerinin öncülüdür.[10][nb 2] Bunun yanında müzikolog Leigh Landy, Amerikalı besteci Frank Zappa'yı ilk deneysel pop müzisyenleri arasında gösterir.[1]
Müzisyen David Grubbs, birçok genç müzisyenin "popüler müziğin sınırları içinde kaldıkları halde farklı uçlara yönelerek [John] Cage'in gölgesinden doğduklarını" belirtir.[13] Grubbs buna ek olarak, Gallerli John Cale (daha sonra The Velvet Underground ile) ve Amerikalı Joseph Byrd'ü (daha sonra The United States of America ile) 1960'lar orasında rock grupları kurarak deneysel pop albümleri vermeye devam eden önemli avangart sanatçılar olarak addeder.[13] Buna karşın, deneysel bestecilerle göz önündeki pop müzisyenleri arasında bir "körfez" varlığını sürdürmekteydi. Bunun kısmi sebeplerinden biri kayıt stüdyosunun üstlendiği roldü. Buna ilişkin, besteci Robert Ashley 1966'da şu demeci verdi: "Popüler müzisyenler olamayız, çünkü bu alanda oldukça heyecanlı şeyler oluyor. [...] Popüler müzik ile ilgili sevdiğim bir şey onları kaydediyor oluşlarıdır. Kaydediyorlar, kaydediyorlar, kaydediyorlar, kaydediyorlar! Kurnaz prodüktörler farklı teyplerdeki sihri kesip (gülüyor) ve onu peşi sıra dizerek bir bütün parça elde ediyor. Çok güzel, çünkü gerçekten işitsel bir sihir. [...] Bu sihrin var olmasına izin vermek adına yeni sosyal durumlar icat etmemiz gerek."[14]
Müzik tarihçisi Lorenzo Candalaria, Amerikalı rock grubu The Beach Boys'u "1960'ların en deneysel ve yenilikçi gruplarından biri" olarak addetti.[15] Grubun kurucusu ve lideri Brian Wilson, grup için büyük pop hitlerinden anlaşılmaz deneysel pop kompozisyonlarına kadar birçok şarkı yazıp besteledi.[16][nb 3] Yine Wilson'ın yazıp prodüktörlüğünü yaptığı 1966 teklileri "Good Vibrations", müzik listelerinin zirvesine çıkınca bir deneysel pop furyası çıktı; sanatçılar bu şarkıda olduğu gibi hızlı müzikal bağ değişiklikleri, yankı odası efektleri ve çapraşık armoniler kullanmaya başladı.[19][nb 4] Bunu yalın kayıtlardan oluşan Smiley Smile (1967) izledi. 2003'te Stylus Magazine, albümün "dönemin kibirli ve eli ağır psychedelia'sından farklı olarak dinleyicileri uyuşturucu etkisi altında bir samimiyetle kucakladığını ve bu yüzden Smiley Smile'ın halen günümüzün daha deneysel popuyla güzelce aktığını" yazdı.[20]
Sanatçı Duggie Fields'a göre, Syd Barret önderliğindeki Pink Floyd deneysel pop dünyasındaki örneklerinden biriydi.[21] Londra'daki yeraltı müzik mekanı UFO Club, deneysel pop grupları için bir vaha görevi üstlenmekteydi ve Pink Floyd da burada ilk önemli başarlarını elde etti.[22]The New York Times'a göre Barrett ve daha sonraki solo albümleri "deneysel pop müzisyenleri için bir mihenktaşı" olmuştu.[23] 1960'lar sonu itibarıyla, oldukça deneyselleşen pop müzik veya tipik pop müziği fikrini genişleten müzikler, genç dinleyiciler tarafından olumlu karşılandı. Kültür denemecisi Gerald Lyn Early, bu durumu Cream, Traffic, Blood, Sweat & Tears ve "elbette" The Beatles'a atfeder.[24] Baterist John Densmore, ona göre "görünüşte yapılacak her şeyi yapmış" olan The Beatles albümü Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band'i (1967) dinleyene kadar The Doors'un deneysel popun en ileri seviyesinde durduğunu düşünmekteydi.[25] Martin, The Rolling Stones'un Their Satanic Majesties Request'iyle (1967) birlikte, The Beatles'ın Sgt. Pepper albümünün deneysel pop alanında, daha sonraları Jimi Hendrix, Jethro Tull ve The Who'nun Tommy'sini (1968) içine alacak bir alan açtığını yazar.[26]Sgt. Pepper öncesinde, Gary Usher ve Curt Boettcher, klasik müzik ve avangart sanata ilgi duyan Los Angeles bazlı iki söz yazarı/prodüktördü. Daha sonraları sunshine pop'un demirbaşı kabul edilen Present Tense (1968) için birlikte çalıştılar. Albüm, stüdyo grubuSagittarius adlı gruba atfedilmektedir ve The A.V. Club'dan Noel Murray'e göre bu grup bir "deneysel pop grubu" idi.[27][nb 5]
1970'ler–80'ler
Yazar Pascal Bussy'ye göre Can ve Kraftwerk gibi Alman krautrock grupları 1970'lerde deneysel ve pop müziğin arasındaki boşluğu başarıyla doldurmaktaydı.[29]The New York Times'a göreyse Kraftwerk, Radio-Activity (1976) ve Trans-Europe Express (1977) albümleriyle bir "deneysel pop hassasiyeti" geliştirmişti.[30] Yazar Owen Hatherley, 1970'ler ve 80'ler döneminde Birleşik Krallık'ta bir "edebi-deneysel pop geleneği"nin sürdüğünü işaret eder.[31]Roxy Music, The Smiths, The Associates ve Pet Shop Boys gibi gruplarla kendini gösteren bu akım, "cinsellik ile edebi kültürü, gösterişli performans ile yalın dürüstlüğü, kızışmış hırs ile sınıf gücenikliğini dengede tutmaya çalışarak elde ettiklerini deneysellikle popülist bağıntı arasında bir denge kurmada kullanıyordu."[31]
1970'lerde eski Roxy Music üyesi müzisyen Brian Eno'nun yaptığı çalışmalar, Leigh Landy tarafından "deneysel pop camiasındaki gelişmeleri uygulayarak kendine özgü bir deneysel pop nişi oluşturan ve bu bakımdan örnek teşkil eden çalışmalar" olarak tanımlanmıştır.[32] 1973'te Roxy Music'ten ayrıldıktan sonra, Eno bir dizi solo albüm yayımlayarak kendine ait ambient, pop ve elektronik müzik fikirlerini geliştirmeyi sürdürdü.[33] Pop müzisyeni Scott Miller'a göre Eno, zamanının "en başarılı" deneysel pop sanatçılarındandı ve onun başarısının altında sadece tuhaf veya farklı olma amacından ziyade karar noktaları arasında kurduğu bilimdi (bakınız 'Oblik Stratejiler'.[34][nb 6]Nooga dergisinden Joshua Pickard, Eno'nun Before and After Science (1977) albümünü "deneysel pop berraklığı [...] 1973 çıkışlı Here Come the Warm Jets albümünden beri Eno'nun üzerinde çalıştığı tınının zirve noktası" şeklinde tanımladı.[33] Roxy Music üyeleri, Free, Fairport Convention, Can ve Cluster, sözü geçen albümde stüdyo müzisyenleri olarak yer alırken Phil Collins bir parçada bateri çalıyordu.[33]The Quietus dergisinden Gary Mills, Collins'in çıkış teklisi "In the Air Tonight"ı (1981) yayımlandığı dönemde "deneysel popun öncüsü" şeklinde tanımlayarak, şarkıyı "Brian Eno ve Peter Gabriel'in sıra dışı stüdyo tercihlerinden esinlenen acayip rock klasiği" olarak addeder.[37] Landy, Eno ve David Byrne gibi deneysel pop müzisyenlerinin var olan kayıtlar üzerinden, farklı tarzları bir araya getirerek parçalar üretme eğiliminde olduğunu söyler. Bu teknik ikilinin 1981 albümü My Life in the Bush of Ghosts'ta görülmektedir.[38]
The New York Times'tan Will Hermes, Laurie Anderson'ı bir deneysel pop öncüsü olarak gösterir ve sanatçının ünlü şarkısı "O Superman"i (1981) "elektronik olarak işlenmiş güfte dizesi kullanarak anaç yardımseverliği modern tüzel devletle buluşturan olağandışı bir new wave hiti" olarak tanımlar.[39]The Guardian'daki yazısında Jason Cowley Britanyalı şarkıcı ve söz yazarı Kate Bush'u "deneysel pop müzik alanında muhteşem netlikte bir sanatçı" olarak tanımlar.[40]Paste Magazine, My Bloody Valentine'ın 1988 albümü Isn't Anything'i "sert, girdaplı gitar tonları ve güzel uyumsuz bozulmuşluk" yoluyla deneysel pop estetiği ortaya çıkardığını ve bunun daha sonraları shoegazing adı verilecek türe evrildiğini yazar.[41] Martin, özellikle Public Enemy ve KRS-One gibi hip hop müzik sanatçılarının yeni bir deneysel pop biçimi olarak ortaya çıktığını belirtir. Ona göre bu sanatçılar sanatsal ve siyasi yenilikçiliği yeni bir potada erittiler.[42]
1990'lar–2000'ler
Solo kariyerine 1990'larda başlayan İzlandalı şarkıcı Björk, The Guardian'dan Michael Cragg tarafından "deneysel popun kraliçesi" olarak adlandırılır.[43] Evan L. Hanlon'ın Animal Collective albümü Strawberry Jam (2007) için yaptığı incelemede şunları yazar: "[Brian] Wilson'ın mirasını gönülden alan ve onun üzerinde geliştirmeler yapan, böylece pop müziğin yeni sınırlarını zorlayan Animal Collective benzeri oluşumlar için 'deneysel pop' terimi aldatıcıdır fakat gereklidir."[44]
^Music USA: The Rough Guide adlı müzik rehberinin "Free Jazz and Experimental Jazz" (Türkçe: Free Jazz ve Deneysel Caz) başlıklı bölümünde "free jazz" terimi, 1950'lerde Los Angeles bazlı bazı müzisyenlere işaret eder. Deneysel caz, bunu izleyen on yıl içinde daha "eksantrik" olmaya başladı.[8]
^2014'te Meek, NME tarafından gelmiş geçmiş en iyi prodüktör olarak seçildi: "Meek mükemmel sesi elde etmek için çabalayarak elde ettiği fikirlerle tamamen bir öncüydü. [...] Bitmek tükenmek bilmeyen deneyselliği, bugün dinlediğiniz birçok favori müziğinizin altında yatan hüküm gibidir."[11] Sanatçının yaptığı denemeler Music Producers Guild (Türkçe: Müzik Prodüktörleri Derneği) tarafından da bilinmekteydi ki daha sonraları 2009'da, kayda değer yenilikçi prodüktörleri ödüllendirmek adına "Joe Meek Prodüksiyonda Yenilikçilik Ödülü" verilmeye başlandı. Ödülün açılışı da Brian Eno'ya verilen ödülle yapıldı.[12]
^New York dergisi Pet Sounds (1966) ve Smiley Smile (1967) albümlerini grubun "deneysel pop fazı" olarak gösterdi.[17] Bunun yanında, The High Llamas'dan Sean O'Hagan Wilson'ı "zamanımızın en deneysel pop öncüsü [...] Sun Ra'nın bu fikirleri 1960'larda uyguladığı gibi, bu çocuklar [Wilson ve iş birlikçisi Van Dyke Parks] deneysel pop müziğin etrafında oynuyorlardı" şeklinde yorum yaptı.[18]NME, "Gelmiş Geçmiş En Büyük Prodüktörler" listesinde Wilson'ı sekiz numaraya yerleştirdi ve 1960'lar ortasında yaptığı çalışmaları "çığır açan ve beklenmedik" şeklinde tanımladı.[11]
^AllMusic'ten John Bush, şarkının parçalı yapısını deneyselci William S. Burroughs'un parçalı fakat ilintili kısımlar arasında sürekli geçiş yaptığı ve bu sayede geleneksel güfte dizesi-nakarat-güfte dizesi standartlarına karşı çıkan kopyala-yapıştır yöntemleriyle karşılaştırdı.[19]
^1967 teklileri "My World Fell Down" ulusal müzik listesinde sadece 70 numaraya erişebildiyse de, eleştirmen Richie Unterberger, albümü "dönemin en büyük deneysel pop-psych cevherlerinden [...] sanki 'Good Vibrations' / Smile döneminden kayıp bir Beach Boys klasiği" şeklinde tanımlamaktadır.[28]
^Gazeteci Andrew Marantz'a göre, Eno'nun 1970'ler ortasında yaptığı dört deneysel pop albümü evrensel olarak olumlu karşılanmış ve sonraları bir yığın indie rock neslini etki altında bırakmıştı.[35] Yazar Bill Martin, Eno'yu "post-progresif" rock adına en önemli katalist olarak gösterirken albümlerinin "progresif rock'ın çarpık yanları"nı "punk'ın tuhaf önsezisi"yle ve "new wave'in ilk varsayımları"yla birleştirdiğini öne sürdü.[36]
^Buckley, David (2012). Strange Fascination: David Bowie: The Definitive Story. Random House. s. 310.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)