Osmanlı donanması bu fetihle güvenli bir sığınak buldu Girit'e asker çıkardı. 27 Haziran'da ise Hanya Kuşatması başladı.[1]
Kuşatma öncesi
Osmanlı donanması Girit adasına yapacağı çıkarma harekâtına hazırlanırken köprübaşı olarak Hanya'yı belirledi. Bununla birlikte, çıkarmanın başlaması ve devamında desteklenebilmesi için, donanmanın fırtınalı havalarda da barınmasına elverişli olan ve Hanya kalesini zaptetmek amacıyla anakaranın 3-4 mil açığındaki Aya Todori adasının ele geçirilmesine karar verildi. Adada, Venedikliler tarafından inşa edilmiş olan iki tarafında yalçın kayalıklar bulunan birbirinden bir mil kadar uzaklıkta, 9-10'ar metre yükseklikte 4,5-5'er metre kalınlıkta, içlerinde top ve çeşitli ikmal maddeleri bulunan ve birer set ile çevrili (birisi deniz kenarında, öteki tepede olmak üzere) iki kale vardı.[2]
Kuşatma
Girit Serdarı Kaptan-ı deryaSilahdar Yusuf Paşa; Amasya Livası Ahmed Paşa ile Tırhala Beyi’ni serdengeçtiler, yeniçeriler ve Tunus ve Trablus askerleriyle 24/25 Haziran 1645 gecesi sandallarla karaya çıkarttı. Gemilerden birkaçı da kaleleri topa tutabilecek menzilde demirledi. Venedikli kale muhafızları ise kıyıdaki kaleyi elde tutabilmek için Türk askerlerinin gelmesinden önce bütün kuvvetleri bu kalede toplamışlar, tepedeki kaleyi ise boşaltmışlardı.
Türk çıkarma birliği bundan yararlanarak tepedeki Turlulu kalesini (Yukarıhisar) muharebesiz ele geçirdi ve kıyıdaki St. Maria kalesini karadan ve denizden kuşattı. Sabah saatlerinde başlayan kuşatmada Venedikli askerler kuvvetli bir direniş gösteremedi. Bunun üzerine kale komutanı Biagio Giuliani 100 kadar askerle birlikte aldatıcı bir teslim işareti verdi ve kaleye
yaklaşan Türk askerlerini lağım patlatarak öldürdü. Buna mukabil, sözkonusu patlama kale surlarını da tahrip etti. Açılan gedikten hücum eden Türk birliği dört saatlik direnişin ardından kaleyi zaptetti ve tüm muhafızları kılıçtan geçirdi.[3]