2013 Mısır Askerî Darbesi, Genelkurmay Başkanı Abdülfettah es-Sisi komutasındaki Mısır Silahlı Kuvvetlerinin ülkede devam eden protestolar sırasında hükûmet ve eylemcilere verdiği 48 saatlik uzlaşma süresinin dolması üzerine 3 Temmuz 2013 tarihinde ülke yönetimine yaptığı askerî darbedir.
Mısır genelinde on binlerce protestocu, Muhammed Mursi'nin devlet başkanı seçilmesinin birinci yıl dönümü olan 30 Haziran'da başkanlıktan acilen istifa etmesini istedi. İstifa talebinin nedenleri arasında Mursi'nin giderek otoriterleştiği ve laik kesimi veya hukukun üstünlüğünü aldırmaksızın İslamcı politikalar uyguladığı hakkındaki suçlamalar vardı.[2][3][4] Genel olarak barışçıl başlayan gösteriler, farklı çatışmalarda beş Mursi karşıtının öldürülmesi ile şiddete dönüştü. Eş zamanlı olarak birçok Mısırlı da Kahire'nin Nasr semtinde Mursi'ye destek için toplanmıştı.
1 Temmuz sabahı Mursi karşıtı protestocular, Müslüman Kardeşler'in Kahire'deki genel merkezini bastı. Protestocular binanın camlarını taşa tutarken binadaki ofis ekipmanlarını ve belgeleri yağmaladı. Sağlık ve Nüfus Bakanlığı, örgütün Mukattam'daki genel merkezi civarında çıkan çatışmalarda ise sekiz kişinin öldüğünü duyurdu.[5] Aynı gün, Mısır Silahlı Kuvvetleri hem hükûmete hem eylemcilere uzlaşmaları için 48 saatlik bir süre tanıdı ve aksi bir takdirde kendi yol haritasını uygulayacağını bildirdi.[6] 3 Temmuz'da ise silahlı kişilerin Mursi yanlılarına açtığı ateş sonucu 16-18 kişi öldü, 200 kişi yaralandı.[7][8][9][10] Aynı zamanda yönetim karşıtları ile Mursi yanlılarının protestoları da devam ediyordu.
Mursi, 2 Temmuz gününün geç saatlerinde yaptığı ve meydan okuyucu bir dil kullandığı konuşmasında meşruiyetinin demokratik seçimlerle devlet başkanı seçilmesinden kaynağını aldığını ve askeriyenin önerilerini reddettiğini ifade etti. Ayrıca askeriyeyi olaylarda taraf olmakla suçladı. Böylece ülkedeki olaylar siyasi ve anayasal bir açmaz hâlini almaya başladı. Verilen sürenin dolmasının ardından 3 Temmuz gününün ilerleyen saatlerinde ordu, Mursi'nin başkanlığının sona erdiğini,[11][12] anayasanın askıya alındığını ve yeni başkanlık seçimlerinin en kısa zamanda gerçekleştirileceğini duyurdu. Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur, geçici başkan olarak atandı ve geçici teknokrat bir hükûmet kurmakla görevlendirildi.[11] Mursi, ev hapsine alınırken Müslüman Kardeşler yöneticilerinden bazıları gözaltına alındı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Müdahale açıklamasının ardından ülke genelinde gösteriler düzenlendi ve müdahaleye destek verenler ile karşı olanlar arasında çatışmalar yaşandı. Ayrıca El-Ezher Camii büyük imamı Ahmed et-Tayyib, KıptiPatriğiII. Tavadros ve muhalefet lideri Muhammed el-Baradey de müdahale bildirisinin ardından açıklamalarda bulundu.[13]
Uluslararası camiadan müdahaleye verilen tepkiler çeşitlilik gösterdi.[14]Arap Baharı'nın başladığı Tunus dışındaki Arap ülkelerinin bir kısmı müdahaleyi desteklerken diğer bir kısmı tarafsız bir duruş sergiledi. Diğer birçok devlet müdahaleyi kınadı veya endişelerini dile getirdi. ABD ise ölçülü bir şekilde tepki gösterdi. Mısır'ın Afrika Birliği'ndeki üyeliği askıya alındı. Nedeni üye devletlerin anayasal kurallarının kesintiye uğramasına dair birliğin ilgili yönetmeliğiydi. Medyada ise olayların adlandırılmasına yönelik tartışmalar genişçe yer buldu. Müdahale bazılarınca darbe,[15][16][17][18][19][20] bazılarınca devrim olarak nitelendirildi.[21][22][23][24] Müdahalenin ardından Mursi'ye destek için düzenlenen protestolar özellikle ağustos ayında şiddetli bir biçimde bastırıldı.[25]
Kasım 2012'de Mursi'nin bazı düzenlemeleri içeren anayasal bildiriyi yayımlamasıyla ülke çapında protestolar başladı. Ardından, Wall Street Journal'ın haberine göre Mursi'yi görevden almanın yollarını tartışmak üzere muhalif siyasetçilerden Muhammed El Baradey, Amr Musa ve Hamdin Sabahi, yüksek rütbeli ordu mensuplarıyla gizli bir şekilde bir araya geldi.[28]
28 Nisan 2013'te Mursi'yi 30 Haziran'da görevinden istifa ettirmek için 15 milyon imza toplanmasının amaçlandığı taban hareketi olan Temerrud başlatıldı. Hareketin yönetici çevreleri, tüm Mısır'da ve özellikle Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde barışçıl gösteriler için toplanma çağrısında bulundu.[29] Hareket ayrıca Ulusal Kurtuluş Cephesi, 6 Nisan Gençlik Hareketi ve Güçlü Mısır Partisi tarafından desteklendi.[30][31]
15 Haziran'da katıldığı bir konferansta Mursi, Suriye'ye dıştan müdahale çağrısı yaptı.[32]
Olayların gelişimi
27 Temmuz
27 Temmuz sabahı güvenlik güçlerinin Rabiatül Adeviyye Camii ve civar caddelerde göstericilerin üzerine gerçek mermilerle ateş açması sonucu en az 200 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştır.
Mısır ordusu, 14 Ağustos sabahı göstericilere ikinci kez gerçek mermiler ile müdahalede bulundu. Başkent Kahire'de Mısır Hükûmeti'ni deviren Mısır ordusu tarafından gerçekleştirilen müdahalede, Mısır Sağlık Bakanlığı'na göre en az 149 kişi, Müslüman Kardeşler Hareketi'ne göreyse en az 2 bin kişi öldü. Bağımsız kuruluşlar tarafından ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
18-19 Ağustos
18 Ağustos günü tutuklanan kişilerin cezaevine nakli sırasında gerçekleşen olayda 36 kişi öldü. Devlet kanadından "kaçmaya çalıştıkları ve bir polisi rehin aldıkları" açıklaması gelirken Müslüman Kardeşler bunu bir "katliam" olarak değerlendirdi.[33][34]
19 Ağustos günü Mısır'ın Sina bölgesinde iki polis aracına saldırı düzenlendi. Olayda 24 polis öldü.[34][35]