Çifte Minareli Medrese (Hatuniye Medresesi), Türkiye'de Erzurum İlinde bulunmaktadır. Selçuklular dönemine aittir. Bu tarihî eser günümüze kadar varlığını koruyabilmiş ve bulunduğu şehrin sembolü haline gelmiştir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilir.
Erzurum şehir merkezinde ; Erzurum Ulu Camii bitişiğindeki alanda, Erzurum Kalesi ve Saat Kulesi ile karşı karşıya bir konumda yer almaktadır.
Mimari özellikleri
Kümbeti Erzurum' da bulunan kümbetlerin en büyüğüdür. Her biri 26 metre yüksekliğindeki rengârenk çinilerle süslü çift minare, bu tarihî esere isim olmuştur. Avlulu, 2 katlı, 4 eyvanlı olup, 37 oda ve bir camiye sahiptir.[1] 1.824 m² (38m x 48 m) lik bir alan üzerine kuruludur. Açık avlulu medreselerin Anadolu 'daki en büyük örneğidir. Kuzey cephedeki taçkapı tam bir sanat eseridir. Taçkapı formundan ziyade çeşme nişleri ile yarım yuvarlak iki payanda vardır. Günümüzde kısmen tahrip olmuş görünümlü, 16 oluklu, firuze renkli çini kakmalı tuğladan yapma minarelerin kürsüleri de dikkat çekicidir. Taçkapının iki yanından yükselen silindirik minareler, tuğla ve mozaik çiniler ile süslenmiştir. Çinilerle süslü minarelere “Allah", "Muhammed" ve "ilk dört büyük halife" nin isimleri de işlenmiştir.[1] Taç kapıyı çeviren bitki süslemeleri, kalın silmeli panoların içindeki "ejder", "hayatağacı", "kartal" motifleri cephenin en gösterişli bölümüdür. Taç kapının sağında ve solunda iki yönlü olmak üzere dört adet kabartma bulunmaktadır. Sağdakinde çift başlı kartal panosu yer almaktadır. Çifte Minareli Medrese mimarisinin ilk öne çıkan unsuru özelliğindeki geometrik süslemeler; en fazla avludaki sütun gövdelerinde, öğrenci odalarının kapı silmelerinde, eyvanların ön cephelerinde yer alır. Taç kapıda, avlu sütunlarını birbirine bağlayan kemerlerin yüzeylerinde ve kümbetin iç kısmında bitkisel süslemeler mevcuttur. Ön dış cephede yer alan tamamlanmış hayat ağacı ile kartal motiflerinin bir arma olmaktan çok, Orta Asya, Türk inanışı kapsamında, güç ve ölümsüzlüğü dile getirdiği düşünülür. Taçkapıdan avluya girilir. Zemin katta on dokuz, birinci katta ise on sekiz oda bulunmaktadır. Avlu 26x10 m. ölçülerinde dört yönden revaklarla çevrilidir. Girişin batısındaki kare mekânın vaktiyle mescid olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Zemin katın revakları kalın sütunlar üzerine oturmaktadır. Sütunların çoğu silindirik, dördü de sekizgen gövdeye sahiptir. Odalar beşik tonozla örtülüdür.[2]. Medresenin ikinci katı dört eyvan arasında, dört bağımsız grup şeklinde dizayn edilmiştir. Birinci kata inilmeden bir diğer bölüme geçmek mümkün değildir. İkinci kattaki hücreler (odalar) da alt kattakiler gibi dikdörtgen şeklindedir. Kırma taşlarla yapılmış, beşik bir tonuzla örtülüdür. Alt kattaki kapıların üst kısmında yer alan değişik şekiller üst kat kapılarında yoktur.
Tahribat
Medresenin ve iç kısımda bulunan kümbetin giriş kapıları başta olmak üzere; medrese mimarisinde yer alan önemli ve değerli parçalar, Rusların Erzurum’u işgali dönemlerinde Ruslar tarafından yerlerinden sökülerek Rusya'ya götürülmüştür.[1] Özellikle Medresenin kümbet üst kat giriş kapısı yan duvarlarındaki tahribat,medreseye çok büyük bir zarar verildiğinin göstergesidir. Ayrıca Kümbet üst kat kısmında (bu kısımda dönemin müderrislerine ait mihrab görünümünde her birisi için köşeler de mevcuttur) tavandan aşağı sarkıtılan oldukça büyük ve uzun birbirine geçmeli sert mermerden yapma zincir de sökülmüştür. Sadece en baştaki tavana bağlı halka yerindedir. Buradan sökülen çini ve oyma taş motifler Leningrad müzesinde sergilenmektedir.[1]
Onarım
Yaklaşık sekiz asır önce imar edilen bu şaheserin önceki dönemlerde Osmanlı Sultanı IV.Murat tarafından kapsamlı olarak tamir ettirilmiştir[2]. Bu tarihî eser gerek bölgede sık sık yaşanan depremler ve gerekse diğer olumsuz tabiat şartlarından kısmen de olsa olumsuz olarak etkilenmektedir. Son dönemde kısmi zemin kayması ve yüzey aşınmaları ile ilgili olarak; 2011 yılında devlet katkılarıyla başlatılan kapsamlı restorasyon çalışmaları, 2015 yılı itibarıyla devam etmektedir.