Yalvaç, Isparta iline bağlı bir ilçedir. En gözde ve bilinen mekanlarından biri tarihi Çınaraltı'dır. İlçenin merkezinde bulunan bu çınar 1200 yıllarında dikilmiş ve 11 Mayıs 1992 tarihinde korumaya alınmıştır. Yalvaç Ülkemizdeki önemli bir kırsal turizm merkezlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.[1] İlçe, şehir merkezinde bulunan Antiocheia, Pisidya ören yeri ile bütünleşmiştir ve aynı zamanda Türkiye'nin ikinci uzun mesafe yürüş rotası olan Aziz Paul Yolu'nun bitiş noktasında yer alır.[2]
Etimoloji
Buraya Selçuklular devrinde yerleşen Oğuz Türk oymağının "Yalvaçlılar" olmasından dolayı bu dönemden sonra yerleşke "Yalvaç" olarak anılmaya başlanmıştır. "Yalvaç" kelimesi "peygamber, resul, elçi, yol gösterici" sözlük anlamı gelmektedir. Ziya Gökalp ise kelimenin eski Türkçede "sihir" manasına gelen "yalavı" kelimesinden, "yalavaç" şekline dönüştüğünü belirtmiştir. Yalvaç adı eski Türk kaynaklarında da kullanılmıştır. Bunlardan Orhun Abidelerinde "Yalabaç" şeklinde, "elçi ve resul" anlamında kullanılmıştır. Kutadgu Bilig'de ise kullanılan "Yalavaç" kelimesi peygamber olarak kullanıldığı gibi diplomat, devlet memuru ve elçi anlamlarında da kullanılmıştır.[3]
Yalvaç'ta Oğuz hanın altı oğlundan Dağhan'ın birinci kabilesinin adı "Salur"; ikinci kabilesi de "Eymir" olup günümüz Yalvaç merkez ilçesinde bu iki ismi taşıyan mahalleler bulunmaktadır.
Tarihçe
Türk idaresi öncesinde Yalvaç
İlçe çok eski bir yerleşim yeridir. Yalvaç’ta yapılan araştırmalar sonucunda yerleşimin tarihi Geç Neolitik döneme ve Kalkolitik Çağ' a kadar uzanmaktadır. Antik Anadolu' da Pisidia bölgesinde bulunan yerleşim M.Ö. 546 yılında Lidya kralı Kroisos’un Pers kralı Kyros’a yenilmesinden sonra Pers idaresine girmiştir. Büyük İskender tarafından Makedonya Krallığı topraklarına katılan yerleşim onun ölümünden sonra komutanlarından I. Antigonos Monophtalmos tarafından kurulan Antigonos Hanedanı idaresindeki Makedonya Krallığı topraklarında yer aldı. İpsos Savaşı’ nda I. Antigonos Monophtalmos’ un ölmesiyle Pisidia bölgesinde yer alan Yalvaç’ ta Selevkosların egemenliğine girdi.[3]
Pisidia ile Frigya sınırlarının ortasında yer alan Yalvaç’ ta Selevkoslar tarafından M.Ö. 275 yılında Frigya’ da bulunan Galyalılara karşı ileri bir karakol olarak Antiocheia, Pisidya kenti kuruldu. III. Antiokhos döneminde Selevkoslar’ ın Romalılar’a yenilmeleri sonucu M.Ö. 188 yılında yapılan Apamea Antlaşması ile Yalvaç’ ın da bulunduğu bölge Romalılar tarafından yaptıkları yardım karşılığı olarak Bergama Krallığı’ na bırakıldı. M.Ö. 129’ da Romalılar Bergama Krallığı’ na saldırarak Yalvaç’ ın olduğu bölgeyi ele geçirmiş ve burayı Kapadokya Krallığı’ na vermiştir. Küçük krallıkların denetiminde bulunan Yalvaç M.Ö. 1. yüzyılın başlarında kesin olarak Roma egemenliğine geçti.[3]
Roma İmparatoru Augustus tarafından M.Ö. 6. yılında Pisidia’da sekiz koloni kurulmuş olup, Antiocheia, Pisidya bunların merkezi konumunda yer almıştır. Roma İmparatorluğu’nun M. S. 395 yılında bölünmesiyle Antiocheia Bizans İmparatorluğu’nun topraklarında kalmış ve eyalet ve piskoposluk merkezi olarak varlığını sürdürmüştür. Araplar M. S. 664 yılında Antiocheia’yı ele geçirmişlerdir. 713 yılında gerçekleşen Arap saldırılarında şehir tamamen yakıldı.[3]
Türkler ve Osmanlı döneminde Yalvaç
Türkler'in Malazgirt savaşından sonra Anadolu'da ilerleyişleri sırasında Antiocheia, Pisidya Bizans için önemli bir savunma merkezi görevi görmüştür. Miryokefalon Muharebesi'nden sonra Yalvaç, Anadolu Selçuklu Devleti egemenliğine geçmiş ve Türk yerleşimi kalıcı olarak başlamıştır. 1243 yılında gerçekleşen Kösedağ Savaşı ile Anadolu'da beylikler dönemi başlamış, Yalvaç Hamitoğulları Beyliği denetimine geçmiştir. Hamidoğullarının Karamanoğulları Beyliği ile yaptığı mücadelede zor durumda kalması üzerine Yalvaç'ın da içinde bulunduğu bazı yerleşimler I. Murad tarafından parayla alınarak Osmanlı egemenliğine katılmıştır (İlçede 1200'lü yılların başından kalma "Ulu Çınar" diye bilinen çınar ağacı vardır. Ağaç şu anda koruma altındadır). Karamanoğulları tarafından ele geçirilen yerleşim 1387 yılında yeniden Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Yalvaç, 1402 yılındaki Ankara Savaşı'ndan sonra Timur tarafından Karamanoğulları beyliğine bırakılmıştır.[3]
1415 yılında Çelebi Mehmed tarafından yeniden Osmanlı egemenliğine katılmıştır. Osmanlı yönetimindeyken Hamid sancağına bağlı kaza olan yerleşim 19. yüzyılın başlarında sancağın en büyük kazası olmuştur. Yalvaç 1840 yılında Konya'ya bağlanmış olup, 1864 yılında da belediye teşkilatı kurulmuştur.[3] Yalvaç, Cumhuriyetin ilanından sonra, Isparta’ya bağlanmıştır.[4]
Coğrafya
Yalvaç, Akdeniz Bölgesi'nin batı bölümünde, Göller Yöresi'nin en kuzeyinde yer almaktadır. İl içinde Isparta merkezden sonra en büyük ve en kuzeydeki ilçesidir. Isparta'nın 105 km kuzeydoğusunda bulunmakta olup, Antalya'ya 230 km, Konya'ya 180 km. ve Akşehir'e 50 km. uzaklıktadır. 1415 km2 yüzölçümüne sahiptir. Yalvaç ilçesinin yaklaşık olarak %41'i tarım alanı, %25'i orman arazisi, %24'ü yerleşim yeri ve boş alanlar, %7'si göl alanı ve %3'ü çayır ve mera alanlarından oluşmaktadır.[5] Yalvaç ilçesi, Sultan Dağları'nın eteklerine yayılmıştır. İlçe; doğuda Akşehir, batıda Senirkent ve Afyon ilinin Çay ilçesi, kuzeyde Sultandağı, güneyde ise Şarkikaraağaç ve Gelendost ilçeleri ile komşudur. Denizden ortalama yüksekliği 1.100 m'dir. En yüksek noktası 2.531 metre ile Yalvaç-Çay sınırında bulunan Gelincik Ana tepesidir. Yalvaç, Kumdanlı Hüyüklü ve Yağcılar ovaları ilçe sınırları içinde kalan başlıca düzlükleridir. Hoyran Gölü ilçenin tek gölüdür.
Turizm
Yalvaç ilçesi, günümüzde Türkiye'de 21, dünyada ise 287 adet bulunan "Cittaslow" (Sakin Şehir) unvanına sahip şehirlerden biridir.[6]
Tarihi milattan önce IV. yüzyıla dayanan Men Kutsal Alanı ve Pisidia Antiokheia'ya ev sahipliği yapan Yalvaç, bir yüzyılı aşkın süredir arkeoloji çalışmaları için önemli bir bölge olmuştur.[7]
Pisidia Antiokheia
Sultan Dağları'nın güney yamaçlarında konumlanan Pisidia Antiokheia Antik Kenti, Yalvaç ilçesinin yaklaşık 1 kilometre kuzeyinde kalmaktadır.[8] 1924 yılında Michigan Üniversitesi'nin başlattığı ve günümüze kadar süren kazı ve yüzey çalışmaları sonucunda, M.Ö. 3000’e kadar dayanan İlk Tunç Çağı yerleşimleri keşfedilmiştir. Kuruluşuna dair en mantıklı açıklama, I. Antikhios tarafından M.Ö. 275 yılında bir ileri karakol olarak inşa ettirilmesidir.
Antiokheia’yı ilk tanımlayan kişi, 1828 yılında Anadolu’nun Yedi Kiliseleri’ne dair notlarını yayınlayan İngiliz papaz Arundel’dir. Alanda yapılan ilk kazı çalışmaları, 1911 yılında araştırma kampı olarak başlayan ertesi yıl ise Princeton Üniversitesi'nin desteğiyle Mr. Ramsay tarafından yürütülen çalışmalardır. Günümüze kadar dönem dönem önemli kazı çalışmalarına ev sahipliğini yapan Pisidia Antiokheia, 2008 yılından beri Süleyman Demirel Üniversitesi Arkeoloji bölümü başkanlığında araştırılmaktadır.[7]
Men Kutsal Alanı
Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nin kuzeydoğusunda bulunan Men Kutsal Alanı kalıntıları M.Ö. 400lere dayanmaktadır. Anadolu’nun eski inanışlarından; Antiokheia’nın Frig döneminden Erken Hristiyanlık dönemine dek baştanrısı olarak kabul edilen “Ay Tanrısı Men” adına inşa edilmiştir. Bu özelliğiyle dünyanın şehirleşmiş tek dinsel merkezi kabul edilmektedir.[9] Pisidia Antiokheia Antik Kenti’ni araştıran Ramsay ve ekibi tarafından keşfedilmiştir. Alanın güney bulunan en yüksek tepesinde “Men Tapınağı” bulunmaktadır.[10] Kurulduğu dönemde inşa edilmiş olan dini yapılar ve kutsal alanın dışında ilerleyen yüzyıllarda inşa edilmiş bir kilise kalıntısı da bulunmuştur.
Ekonomi
Yalvaç ilçesinin ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Sanayi ağırlıklı olarak orta ve küçük ölçekli işletmelerden meydana gelmektedir. Dericilik, tekstil ve konfeksiyon sektörü ilçe ekonomisinde yer tutmaktadır. Madencilik faaliyetleri olarak; olivin, barit, alüminyum ile Kaşıkara beldesi ve Yarıkkaya köyü mevkiinde kömür çıkarılmaktadır. Ayrıca mermer üretim tesisleri de bulunmaktadır.[11]
Tarımsal faaliyet olarak; hububat (buğday, arpa, nohut vb.), meyvecilik (elma, armut, kayısı, kiraz, vişne), sebzecilik (domates, yeşil fasulye, beyaz lahana, domates, salatalık ve ıspanak vb), bağcılık ile yem, kültür ve sanayi bitkileri üretimi yapılmaktadır. Meyve üretimi olarak, sırasıyla elma, kayısı, armut, üzüm, vişne ve kiraz önemli yer tutar. Sebze türleri olarak, domates, yeşil fasulye, beyaz lahana, domates, salatalık ve ıspanak üretimi öncelikle sayılabilir. İlçede büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır. Yalvaç' ta yaklaşık olarak 20.500 büyükbaş, 52.000 küçükbaş hayvan yetiştirilmektedir. Hayvancılık faaliyetlerinde süt üreticiliği önemli yer tutmaktadır.[5]
Nüfus
1831 yılında yapılan nüfus sayımına göre Yalvaç'ın sadece erkek nüfusu ise 7930 kişidir. 1840 yılında Yalvaç'ta 1510'u kaza merkezinde, 10755'i de köylerde olmak üzere 12265 kişinin yaşadığı ve hepsinin Müslüman tespit edilmiştir. Konya vilayet salnamelerine göre 1877'de Yalvaç kazasında 22 köy ve 3674 hane bulunmakta olup, tahmini nüfusu 10300 kişi, 1882'de 11981'i erkek, 12247'si kadın olmak üzere toplam 24228 kişi, 1893 tarihinde 12919'u erkek, 12720 kadın olmak üzere toplam 25639 kişi yasamaktadır. 1907 yılında Yalvaç'ta 31000 kişi yaşamaktayken, Kurtuluş Savaşı sonrasında 1920 yılında bu sayı 28402 kişiye düşmüştür.
Yalvaç nüfusunun yaklaşık %75'i şehrin dışına 2000 yılından önce çalışmak için göç etmiştir. Çoğunluğu İstanbul'da olup Ankara ve İzmir'de de anımsanmayacak Yalvaçlıya rastlamak mümkündür. 1970 yıllarında Almanya, Fransa, Hollanda ve diğer Avrupa ülkelerinin iş güçü ihtiyacını büyük bir ölçüde karşılamıştır.
Kültür ve Turizm Eski Bakanı Erkan Mumcu da Yalvaç'lıdır.
Yerel mutfak
Yalvaç'ta yapılan en yaygın börek, bayramlarda ve düğünlerde ikram edilen kıymalı su böreğidir. Yalvaç ilçesinin önemli değerlerinden olan kendine has hamur işleri yapan fırınlarıdır.[35] Fırınlarda üretilen yerel tatlar, ulaşımının kolay olması nedeniyle de ilçenin fastfood yemeği halindedir. Bunların yanında bir eve, evin damadı misafir geldiğinde muhakkak damat baklavası ikram edilir. Keşkek, yörenin en bilinen mahalli yemeği olup kaburgadan yapılan yerli pastırma ve önceden ıslatılmış keşkekliğin, toprak çömleğe konarak ateşi sönmüş mahalle fırınlarında yaklaşık 12 saat pişirilmesi ile yapılır. Ayrıca Yalvaç'ta bilinen diğer bir yöresel yemek de boranıdır. Boranı, fasulye ya da ıspanaktan yapılır.
Yalvaçtaki fırınlarda üretilen yerel tatların, ulaşımının görece kolay olduğudur. İlçeye gelen turistlerin de bu fırınlardan sık sık alışveriş yapmaktadırlar. Fırın geleneği şu an yaşıyor ve her mahallede 20'ye yakın mahalle fırını restore edilmiş ve mahallede yine bu adet, örf ve adetler devam edilmeye çalışılmaktadır.[35]
^"1935 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 20 İlkteşrin 1935 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1945 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 21 Ekim 1945 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1955 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
"Merkezi Dağıtım Sistemi"(html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
"Yalvaç Nüfusu - Isparta". nufusu.com. Erişim tarihi: 5 Şubat 2021.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
"Isparta Yalvaç Nüfusu". nufusune.com.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)