Stalin kişi kültü, Josef Stalin şahsında, onun tüm kişiliğinin bir kült haline getirilmesidir. Özellikle Aralık 1929'da Stalin'in 50. yaş günü kutlamasından sonra Sovyetler Birliği kültürünün önemli bir parçası hâline gelmiştir.[1] Stalin'in yönetimi boyunca Sovyet basını Stalin'i her şeye kudreti yeten, her şeye vâkıf olan bir lider olarak sunmuş ve Stalin'in adı ile imgesi her an her yerde karşılaşılır hâle gelmiştir. 1936'dan itibaren Sovyet yazılı basını Josef Stalin'den Ulusların Babası olarak söz etmeye başlamıştır.[2]
Kitle iletişim araçlarında Stalin imgesi
Sovyet basını sürekli olarak Stalin'i "Büyük", "Sevgili", "Cesur", "'Ârif", "Esin kaynağı" ve "Dahi" gibi sıfatlarla tanımlamaktaydı.[3] Stalin güçlü fakat "çocukları" olarak tanımlanan Sovyet halkına karşı aynı zamanda şefkatli bir baba figürü olarak tasvir edilirdi.[4] "Stalin ve çocukları" kavramı putlaştırma yolunda ana unsur hâline geldi. Stalin sıklıkla farklı etnik gruplardan gelen bir dizi Sovyet çocuğu ile hediye alıp verme merasimlerine katılmaktaydı. 1935'ten itibaren doğumhanelerin, yetimhanelerin ve okulların kapılarında "Mutlu bir Çocukluk için Teşekkürler, Sevgili Yoldaş Stalin" sloganı yaygınlaşmaya başladı. Bu slogan aynı zamanda festivallerde çocuklar tarafından şarkı olarak söylenmekteydi.[5]
Yazar Victoria Bonnell'e göre, Stalin'in "baba" olarak tanımlanması Sovyet propagandacılarının geleneksel dinî semboller ile dili birleştirmelerinin bir yoluydu. Buna göre, artık ana amaç "baba" ya da "peder" tanımlamasının Rus Ortodoks rahiplerden çok, Stalin için kullanılmasını sağlamaktı. Ayrıca Stalin'in putlaştırılması sürecinde Hristiyan merasim ve ikonlara bağlılık geleneği de Stalinci gösteri yürüyüşleri ve Stalin heykelleri, büstleri, resimleri ile kullanılmıştır. Bunun yanında Bonnell, dinin çeşitli yönlerini Stalin'in putlaştırılması sürecinde kullanılmasının amacının, halkın bağlılığının kiliseden Stalin'e doğru kaydırılması olduğunu belirtmiştir.[6] Atılan nutuklar Stalin'i "En iyi kolhoz işçimiz", "En iyi yol işçimiz", "En iyimizin en iyisi" ve "Sevgilimiz, Yol Gösteren Yıldızımız" şeklinde tanımlıyordu.[3]
Başlangıçta basın aynı zamanda Stalin ile sıradan insanlar arasındaki doğrudan bağlantıyı da göstermeyi amaçlamıştı. Gazetelerde sıklıkla tarım ve sanayi işçilerinden Stalin'e gelen ve Sovyet liderini öven toplu mektupların[7] yanı sıra, Stalin ile yapılan görüşmeler hakkında yazılar ve şiirler de yayımlanmaktaydı. Ancak bu tarz yayımlar II. Dünya Savaşı'ndan sonra azaldı. Stalin kamu yaşamından çekildi ve basın daha uzaktan ilişkiler üzerine odaklandı.[8]
Stalin'in toplu iletişimde kullanılan imgesinin başka önemli bir parçası da Vladimir Lenin ile yakın ilişkisidir. Sovyet basını sürekli olarak Lenin hayatta iken onun yakın arkadaşının Stalin olduğunu ve dolayısıyla da Lenin'in öğretilerini Stalin'in yakından takip ettiğini ve Lenin'in ölümünden sonra da Bolşevik ancak mirasını onun devam ettirebileceğini vurgulamıştır.[9] Stalin sürekli olarak açıkça Lenin'in yanılmazlığını şiddetli bir şekilde savunmuştur. Bu durum, Leninizmin sadık takipçisi olarak kendi liderliğinin de aynı şekilde yanılmaz olduğunun ima edildiği görüşlerine yol açmıştır.[10] Her ne kadar Lenin'in kendisini eleştiren ve Komünist Parti liderliğinden alınması gerektiğini söyleyen sözlerini tamamen bastırmayı başaramamış olsa da, Lenin'in ölümünden sonra ikisini bir bankın üzerinde oturup dostça sohbet ederken gösteren bir fotoğrafın 500.000 adet kopyası Sovyetler Birliği'nin her bir yanında birdenbire ortaya çıktı.[3] 1932'den önce Sovyet propaganda afişlerinin çoğu Lenin ile Stalin'i birlikte göstermiştir.[11] Sonrasında ise Sovyet basınında Stalin'e daha çok odaklanılmış, Lenin figürünün kullanımı azaltılmış ve Stalin Leninizmin temsilcisi olarak tasvir edilmiştir. Başlangıçta Sovyet basını Sovyetler Birliği'ndeki tüm başarıyı hem Lenin hem de Stalin'in ferasetli liderliğine bağlıyordu fakat zamanla Sovyet başarısının tek sebebi Stalin olarak gösterilmeye başladı.[12]
Diğer bağlılık gösterim şekilleri
Stalin edebiyat, şiir, müzik, resim ve film sanatlarında yaltakçılığa varacak şekilde bağlılığın gösterilmesinde odak noktasına kondu. Bunun bir örneği A. V. Avidenko'nun "Stalin'e Methiye"sidir:
Teşekkür ederim, Stalin. Teşekkür ederim, çünkü sevinç doluyum. Teşekkür ederim, çünkü iyiyim. Ne kadar yaşlanırsam yaşlanayım, iki gün önce Stalin'i nasıl ağırladığımızı hiçbir zaman unutmayacağım. Yüzyıllar geçecek, ve yine de gelecek olan nesiller bizi fanilerin en mutlusu, insanların en mesudu olarak görecek çünkü biz yüzyılların yüzyılında yaşadık, çünkü biz Stalin'i, bize ilham veren önderimizi görmekle şereflendirildik. Her şey sana ait, büyük ülkemizin lideri... Ve sevdiğim kadın bana bir çocuk bahşettiğinde ağzından çıkacak olan ilk kelime Stalin olacak...[13]
Kamusal alan çok sayıda Stalin resim ve heykelleri ile donatıldı. Stalin, heykellerinde genellikle çok uzun boylu olan Çar III. Aleksandr'a benzer bir cüssede tasvir edilir fakat fotoğraf kanıtları boyunun 1,65 ile 1,68 m arasında olduğunu gösterir.
Stalin temalı sanat 1930'ların başından itibaren başladı, birçok evde lidere ithaf edilen ve portresini taşıyan "Stalin odaları" kuruldu.[14]
Kültün doğuşuyla birlikte bir yeniden adlandırma çılgınlığı da başladı; çok sayıda kasaba, köy ve şehre Stalin'in adı verildi. Stalin Ödülü ve Stalin Barış Ödülü de onun şerefine adlandırılmıştır. Aynı zamanda kendisine birçok abartılı unvan da verilmiştir: "Bilim Coryphaeusu", "Ulusların Babası", "İnsanlığın Parlak Dahisi", "Komünizmin Büyük Mimarı", "İnsan Mutluluğunun Bahçıvanı" ve bunun gibi diğerleri.
II. Dünya Savaşı sırasında Stalin'in adının yeni Sovyet ulusal marşına eklenmesiyle Stalin kültü yeni boyutlara ulaştı.
Erken Sovyet dönemi tarihinin yeniden yazılması
Stalin ve methedicileri Stalin'e 1917 Ekim Devriminde ve Bolşeviklerin iktidarı aldığı dönemde daha önemli bir rol biçmek için Sovyet tarihini yeniden yazdılar. Gözden geçirilmiş bu yeni tarihe göre Ekim Devrimi sırasında Lenin'in sağ kolu Lev Troçki değil, Stalin idi. Bu amaca yönelik olarak bazı belgelerin gizlenmesi bunların eksik ve yanlış olduğu iddiasıyla Stalin tarafından da desteklendi. Bunların yerine, Stalin kendisinin parti tarihi ve felsefesi üzerine önde gelen otorite olduğunu belirtti.[15]
Koşulsuz destek yanılsaması
Stalin kişi kültü asıl olarak Sovyet kitleleri arasında bulunmaktaydı ve politbüro ile partinin diğer üst düzey üyeleri arasında bu kült ile ilgili açık bir gösterim bulunmamaktaydı. Fakat Stalin, parti içinde karşı düşüncelere karşı olan düşük toleransı ile ünlenmişti ve Stalin'in tepkisini çekmekten korkan parti üyeleri kendi görüşlerini dürüst olarak belirtmekten çekiniyorlardı. Özellikle de 1937 ve 1938 Büyük Temizlik dönemindeki gelişmeler buna örnek teşkil eder. Bu korku atmosferi ve oto-sansür Stalin'in koşulsuz hükûmet desteğine sahip olduğu yanılsamasını yarattı ve bu destek algılaması da Sovyet halkının Stalin kültüne inanmasını daha da artırdı.[16] Her ne kadar resmî üniforma olmasa da, Sovyetler Birliği'nin her yerinde parti liderleri bağlılıklarını göstermek için Stalin'in her zaman giydiği koyu yeşil ceketini, süvari pantolonunu, çizmelerini ve şapkasını taklit eden kıyafetler giydiler.[3]
II. Dünya Savaşı yıllarında halkı Nazilere karşı savaşa teşvik etmek için Stalin kişi kültü ve sosyalist yurtseverlik motifleri sinema, tiyatro, edebiyat gibi hemen hemen yaşamın her alanında işlendi. Sinema alanında Stalin'i Lenin'in vazgeçilmez takipçisi olarak gösteren Büyük Şafak, Klyatva, Unutulmaz Yıl 1919 gibi sinema filmleri buna örnektir.[17][18] Savaş sonrasında bu kült işlenmeye devam etti.[19]
Stalin adının verilen şehirler
Stalingrad (1925-1961), 1925'e kadar Tsaritsyn, 1961'den sonra Volgograd
Stalinabad (1929-1961), 1929'a kadar Dyushambe, 1961'den itibaren sonra Duşanbe
Stalin'in kendi kişisel kültü hakkında düşünceleri
Stalin'in kendini çevreleyen kült hakkında ne düşündüğü açık değildir. Lenin gibi Stalin de halk içinde tevazu ve gösterişsiz şekilde davranıyordu. John Gunther 1936 yılında Stalin'in ziyaretçilerine karşı gösterdiği nezaketi ve iyi davranışı kastederek "O âsude görünen tek diktatör" diye yazmıştır.[3] 1930'larda Stalin bazı konuşmalarında liderlerin bireysel önemini azaltan ve kendisi etrafında oluşan kültü Bolşevik olmayan davranış olarak niteleyip kötülemiş ve bireyler yerine daha geniş sosyal güçlerin önemini vurgulamıştır. Stalin, Lenin'in bir lider olarak çok büyük hürmet görmesi gerekliliğinin tek nedeninin Lenin'in bu sosyal güçleri anladığını ve dolayısıyla da Sovyet halkının arzularını nasıl etkin bir şekilde yönlendireceğini bildiği için olduğunu belirtmiştir. Stalin'in halk içindeki davranışları kendi kültünü küçümsediği beyanını destekler niteliktedir. Stalin sıklıkla Kremlin kabul raporlarını düzelterek kendisi için olan alkışları kısa kesmiş ve diğer Sovyet liderlerini alkışlatmıştır.[27] Walter Duranty Stalin ile yaptığı bir röportajın taslağında kullandığı "Lenin'in otoritesinin mirasçısı" ifadesini Stalin'in düzelterek "Lenin'in sadık hizmetkarı" olarak değiştirdiğini bildirir.[3] Gunther yine de Stalin'in bazen kendisinden üçüncü şahıs zamiri kullanarak söz ettiğini söyler.[3]
1934'te bir pankartta Marx, Engels, Lenin ve Stalin yer alacaktı, ancak Stalin'in emriyle adı pankarttan çıkarıldı, ancak 1938'de kendi adının yer aldığı pankarttan fazlasıyla memnundu.[28] Yine de 1936'da Stalin yerlere kendi adının verilmesini yasakladı.[29] Bazı anılarında Molotov, Stalin'in kişilik kültüne direndiğini ancak kısa sürede bu konuda rahat olmaya başladığını iddia etti.[30]
1938'in başında Nikolay Yejov, Moskova'nın adının "Stalinodar" olarak değiştirilmesini önerdi.[31] Bu soru Yüksek Sovyet Başkanlığı'nın bir oturumunda gündeme getirildi. Ancak Stalin bu fikre tamamen olumsuz tepki gösterdi ve bu nedenle şehir Moskova adını korudu.[31]
Öte yandan, Stalin kendisine karşı gösterilen bu aşırı bağlılık gösterilerini durdurma gücüne sahip olsa da bunu yapmamayı tercih etmiştir.[3] Özel olarak bunu durdurmaya çalıştığını belirtse de herkes bunu sahte tevazu olarak algılamıştır. Stalin daha önce ülkenin başında bulunan çara tapmaya alışmış olan Sovyet nüfusunun basit çoğunluğu için bu kişi kültünün gerekli olduğunu kabul etmiş fakat daha aydın kitle için ise bunun parti ideallerine verilmesi gereken önemi baltalayacağından çekinmiştir.[32] Stalin'in evlâtlığı Artyom Sergeev, Stalin ile oğlu Vasily arasındaki bir tartışmayı hatırlar. Stalin oğlu Vasily'nin sarhoşken yaptıklarından kurtulmak için soyadını kullandığını öğrenince, ona bağırır. Vasily "Ama ben de Stalin'im," diye karşılık verince Stalin "Hayır, değilsin," der. "Sen de Stalin değilsin, ben de Stalin değilim. Stalin Sovyet gücüdür. Stalin gazetelerde, portrelerde olan kişidir; ne sen, ne de ben!"
Bir dereceye kadar Stalin Sovyet halkının kendisine olan bağlılığını partinin vücuda gelişi olarak görmüştür fakat özel yaşamına ve aile hayatına olan ilginin önüne geçmiş ve kişisel bilgilerinin ancak sınırlı ölçüde açıklanmasına izin vermiştir.[33] Halkın önüne nadiren çıkmış ve 1930'ların ortalarına gelindiğinde yalnızca yedi yabancı gazeteci ile röportaj yapmıştır. İlk beş yıllık plan süresince 18 ay boyunca herhangi bir nutuk vermek için bile halkın önüne çıkmamıştır.[3]
Sovyetler Birliği'nin II. Dünya Savaşı'ndaNazi Almanyası'na karşı kazandığı zaferin lideri olarak oynadığı rol nedeniyle Sovyet halkının Stalin'e duyduğu hürmet, Stalin'in de farkında olduğu bir faktör olan Sovyet sistemine olan inançlarının istikrar kazanmasına yardımcı oldu. Tarihçi Archie Brown şunu yazdı: "Stalin'in kendisi, karizmatik, neredeyse insanüstü bir lider olarak 'imajının' Komünizme desteği sağlamlaştırmaya ve ona meşruiyet kazandırmaya yardımcı olduğuna inanıyordu." Rus halkının, özellikle de köylülerin, tek bir kişi tarafından, yani çar tarafından yönetilmeye alışkın oldukları ve Sovyetler Birliği'ndeki iktidar ve yönetim yapısının karmaşıklığını anlamadıkları, Stalin'in inançlarında değişmez bir durumdu. Bu nedenle, hükümdar olarak algılanan, onun deyimiyle "saygı duyan, adına yaşayacak ve çalışacak" bir kişinin olması gerekiyordu.[34] 1940'ta Gunther şunu kaydetti: "[Stalin] Rusların bir ustayı anladığını biliyor". Diktatörün hayranlığı kolayca durdurabileceğini ancak "kendi sanal tanrılaştırılmasına izin verdiğini ve teşvik ettiğini" söyledi. Gunther, "Ya da belki de tapınmayı seviyordur" diye tahminde bulundu.[35]
Fin komünist Arvo Tuominen 1935 yılbaşı kutlamasında kadeh kaldırılırken Stalin tarafından söylenen şu alaycı ifadeleri aktarır: "Yoldaşlar! Babamız, yaşamımız ve güneşimiz, ulusların kurtarıcısı, sosyalizmin mimarı [o günlerde onun için söylenen tüm lafları saydı] – Josef Vissarionoviç Stalin'e kadehimi kaldırıyorum ve umarım bu dâhi hakkında bu akşam yapılacak olan ilk ve tek kadeh kaldırma bu olur."[36]
Stalin'in Çocukluk Öyküleri
Stalin'in Çocukluk Öyküleri, içinde Stalin'in çocukluğuna dair öyküleri barındırdığını iddia eden bir kitaptı. 16 Şubat 1938 tarihinde kitabın dağıtılmasından kısa bir süre sonra Stalin, yazdığı bir mektupta kitabı şu şekilde eleştirmiştir:
"Stalin'in Çocukluk Öyküleri" adlı kitabın yayımlanmasına kesinlikle karşıyım. Kitap, içinde çok sayıda yanlışlıklar, değişiklikler, abartmalar ve hak etmediğim iltifâtlar barındırmaktadır. Bazı amatör yazarlar, değersiz yazarlar (belki samimî değersiz yazarlar) ve bazı dalkavuklar yazarın yolunu şaşırtmış. Yazarın utanması gerekir fakat gerçek gerçektir. Yine de en önemli konu bu değildir. Önemli olan bu kitabın Sovyet çocuklarının (ve genel olarak Sovyet halkının) gözünde liderlerin kişisel özelliklerini yanılmaz kahramanlar olarak kazımaya yönelmiş olmasıdır. Bu tehlikeli ve zarar vericidir. "Kahramanlar" ve "kitle" teorisi Bolşevik değil, Sosyal Devrimci bir teoridir. Kahramanlar topluluğu yaratır, onları kitleden topluluğa dönüştürür, der Sosyal Devrimciler. Kahramanları yapan halktır, diye cevaplar Bolşevikler. Bu kitap Sosyal Devrimcilerin amaçlarına hizmet etmektedir. Sosyal Devrimcilerin işine yarayan hangi kitap olursa olsun, ortak Bolşevik davamız yolunda yok olacaktır. Bu kitabın yakılmasını öneriyorum.[37]
Kişi kültünün sonu ve destalinizasyon
Stalin'in ölümünden sonra, Nikita Kruşçev'in 1956'da Yirminci Parti Kongresi'nde yaptığı "Gizli söylev", Stalin'in kişilik kültünü kınadı: "Bir kişiyi yüceltmek, onu bir şeye dönüştürmek, Marksizm-Leninizm ruhuna izin verilemez ve yabancıdır. Süpermen, bir tanrınınkine benzer doğaüstü özelliklere sahiptir." [38] "Gizli Konuşma", Stalin'in Sovyet toplumu üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayı amaçlayan, daha sonra Destalinizasyon olarak adlandırılan, "kişilik kültünün aşılması/ifşa edilmesi" [39] olarak bilinen bir siyasi reformu başlattı. Bu aynı zamanda halkın Polonya ve Macaristan'da alenen isyan etme özgürlüğünü bulmasına da yol açtı.[40] Bu değişiklikler kaçınılmaz olarak muhalefetle karşılandı. Liderliği sırasında Stalin'in desteğini kaybettikten sonra bile Molotov, Stalin'in ortadan kaldırılmasına karşı çıkarak ve Stalin'in haleflerini eleştirerek hâlâ Stalin rejimini savunuyordu.[41]Mao Zedong, diğer bazı komünist liderlerle birlikte, başlangıçta "birey kültü"ne karşı mücadeleyi desteklerken, Kruşçev'i, Stalin'inkinden farklı yeni politikalar uygulamak için yalnızca Stalin'in liderliğine ve politikalarına saldırmaya çalışan bir oportünist olarak eleştirdi.[42]
Kruşçev'in halefi Leonid Brejnev yönetimindeki Stalinist yanlısı güçler, Stalin'in "Büyük Lider" olarak itibarını yeniden tesis etmeye çalıştı. 1966 baharındaki 23. Parti Kongresi'nde bunu başaramayanlar, başka bir yönteme, Brejnev'in aynı yılın Kasım ayında Stalin'in memleketi Gürcistan'da yapması planlanan konuşmanın metnine yöneldiler. Sert Stalinistlerin yaptığı konuşmanın bir taslağı Brejnev'e sunuldu, Brejnev ise ihtiyatlı bir adam olarak bu metni diğer yetkililere yorumları için dağıttı. Danışmanlarından biri olan Georgi Arbatov, amiri Yuri Andropov'un desteğiyle, taslağa karşı argümanları Brejnev'e sundu: Stalin'in rehabilite edilmesi, Sovyetler Birliği'nin Doğu Avrupa Komünist devletleriyle, özellikle de başındakilerin olduğu kişilerle ilişkilerini karmaşık hale getirecekti. Stalin'in eylemlerinin kurbanları, Stalin'in statüsünün düşürülmesinden bu kadar kısa süre sonra yeniden değiştirilmesi, Batılı komünist partiler için işleri zorlaştıracaktı, 20. ve 22. Parti Kongrelerinde önde gelen komünist liderlerin Stalin'e karşı söylediği sert sözleri uzlaştırmak zor olacaktır ve son olarak Brejnev'in kendisinin bu kongrelere katıldığına dikkat çekildi ve bu da kendi rolü hakkında soru işaretleri yaratacaktı. Bu tartışmaların sonucunda konuşma, Stalin'in itibarının iadesine hiç değinilmeden yeniden yazıldı. Her ne kadar bu örnekte anti-Stalinistler galip gelse de, 1934-1953'e atıfta "kişilik kültü dönemi" ifadesinin kullanımı ortadan kalktı bu, resmi Stalin karşıtı çizginin yumuşadığını gösteriyor. Böylece Stalin yanlısı görüşlerin yayımlanması kolaylaştı, Stalin karşıtı eserlerin kamuoyuna sunulması ise zorlaştı.[34]
Bazen Stalin'in hukuksuzluğun gerçeklerini bilmediği iddia ediliyor. Elimizdeki belgeler bunun böyle olmadığını söylüyor. Stalin'in ve onun parti ve halk nezdindeki en yakın arkadaşlarının kitlesel baskıya ve kanunsuzluğa kapılma suçu çok büyük ve affedilemez. Bu, tüm nesillere verilecek bir derstir.[34]
Bundan sonra Gorbaçov'un başlattığı glasnost ("açıklık") ve perestroyka ("yeniden yapılanma") döneminde yeni bir de-Stalinizasyon dalgası yaşandı. Bu "ikinci dalga" daha temelde anti-komünist bir şeye dönüştü. Sadece Stalin'i değil, Sovyet iktidar hiyerarşisindeki diğer sorumluları da kınadı. Sonunda geleneksel kapalı komünist otoriter sistem yerine Batı demokratik yapısına daha yakın bir şey benimsedi.[43] Bu kampanya, komünizmi azaltmak için kamu seçmenlerini harekete geçirerek ve SSCB'ye son vererek Sovyetler Birliği'ni tamamen yeniden yapılandırmayı amaçlıyordu.[43][44]
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, Vladimir Putin yönetimindeki Rusya Federasyonu, öncelikle Nazi Almanya'sının yenilgisi ve II. Dünya Savaşı'nın kazanılmasındaki rolüne odaklanan Stalin kültünün ve devletin hem merkezi hem de otoriter kontrolünün geri dönüşünü gördü.[43] Bu dönemde, yani 2000'li yılların başında, Rusya küresel bir süper güç olarak rolünü kaybetmişti ve Stalin'in olumlu mirasını yeniden tesis etmek, hissedilen statü kaybının hafifletilmesine yardımcı oldu.[43][45]
Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Sovyet Ordusu'nun 2. Dünya Savaşı'nda Polonyalı subaylara yönelik Katyn katliamı hakkında, Rusya Parlamentosu'nun daha önce yaptığı bir açıklamayı tekrarlayarak, "Stalin ve yandaşlarının bu suçun sorumluluğunu taşıdığını" söylemişti: "Katyn suçu, Stalin ve diğer Sovyet liderlerinin doğrudan emriyle işlendi." Kısmen Rusya'nın Batı'yla yeniden ilişkilenmesinin yönlendirdiği yeni Stalinsizleşme, Gorbaçov döneminden farklı olarak, merkezi, otoriter ve halkın baskısına bağımlı kalan siyasi sistemde liberalleşme ve reform eşlik etmedi. Stalin'in itibarının zedelendiği ancak devletin esas olarak onun açtığı yolu takip ettiği böylesine paradoksal bir durum, resmi tutumun belirsizliğine yol açıyor. Moskova şehir yetkililerinin, Sovyetlerin Nazi Almanyası'na karşı kazandığı zaferin 65. yıldönümünü kutlamak için Stalin'in yer aldığı dekorasyonlar asmaları engellendi ve Medvedev, Stalin'in "halkına karşı birçok suç işlediğini" söyledi. Onun rehberliğinde başarıya ulaşmış olsa da kendi halkına karşı yapılanlar affedilemez." Öte yandan Stalin'i yücelten yayın ve televizyon programları da eksik değil. Stalin karşıtı duygular bastırılmıyor ama Stalin yanlısı görüşler de bastırılmıyor.[43]
Günümüzde Rusya'nın dört bir yanındaki sınıflarda öğrencilere, Stalin'i, Rusya'yı korumak ve küresel ölçekte liderlik rolünü güvence altına almak için aşırı önlemlere başvurmak gibi talihsiz bir sorumluluğa sahip etkili bir lider olarak temsil eden modern bir ders kitabı üzerinden eğitim veriliyor.[44] 2019'da yapılan bir anket, Rusların %70'inin Stalin'in Rusya tarihi üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna inandığını ortaya çıkardı.[46]
^Graeme Gill, "The Soviet Leader Cult: Reflections on the Structure of Leadership in the Soviet Union", British Journal of Political Science 10 (1980): 167.
^abcdefghiGunther, John (1936). Inside Europe. Harper & Brothers. ss. 404-405,418-420,422. 29 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2016.
^Catriona Kelly, "Riding the Magic Carpet: Children and the Leader Cult in the Stalin Era", The Slavic and East European Journal 49 (2005): 206–207.
^Victoria E. Bonnell, The Iconography of Power: Soviet Political Posters Under Lenin and Stalin (Berkeley: University of California Press, 1999), 165.
^Benno Ennker, "The Stalin Cult, Bolshevik Rule and Kremlin Interactions in the 1930s", in The Leader Cult in Communist Dictatorship: Stalin and the Eastern Bloc, ed. Balázs Apor et al. (New York: Palgrave Macmillan, 2004), 85.
^Avidenko, A. O. Halsall, Paul (Ed.). "Hymn to Stalin". Internet Modern History Sourcebook. Fordham University, 1997. 14 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2012.
^"Между Юзовкой и Донецком". Донецк: история, события, факты (Rusça). 22 Eylül 2010. 26 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2023.
^
Sarah Davies, "Stalin and the Making of the Leader Cult in the 1930s", in The Leader Cult in Communist Dictatorship: Stalin and the Eastern Bloc, ed. Balázs Apor et al. (New York: Palgrave Macmillan, 2004), 30–31.