Zeliha Sevim Burak (d.26 Haziran 1931, İstanbul - ö.31 Aralık 1983, İstanbul), Türk yazardır.
Tiyatro, roman, anı-mektup gibi türlerde eserleri bulunan sanatçı, en çok öykücü kimliği ile ön plana çıkmıştır.[1] Mevcut edebiyat topluluklarının hiçbirinin içinde yer almamış, kendi edebiyat dilini oluşturmaya çalışmış bir yazardır.[2] Eserlerinde gerçeküstücülük akımının izlerini görmek mümkündür.
Yaşamı
“
|
1931'de, İstanbul'da doğdum. 21 yaşıma kadar Kuzguncuk'un tepesindeki evimizde babaannem ve büyükbabamla geçirdim. Bu yüzden çocukluğumla büyüklüğüm arasında büyük fark yok gibidir. Aile çevremizde, çocuktan çok yaşlı komşular, yaşlı akrabalar bulunduğu için, onların arasında, yaşlı bir insan gibi yetiştim. İlkokulu Kuzguncuk'ta, ortaokulu Tünel'deki Alman Lisesi'nde bitirdim. Öğrenimim bu kadardır.
|
„
|
—(Bir Sevim Burak söyleşisinden alıntıdır.)
|
26 Haziran 1931’de İstanbul, Ortaköy’de dünyaya geldi. Babası bir gemi kaptanı olan Mehmet Seyfullah Burak; annesi 1910’lı yıllarda Bulgaristan’dan göçmüş Yahudi asıllı bir ailenin kızı olan ev hanımı Aysel Kudret Hanım (Marie Mandil)’dır.[1] Ailenin ikinci çocuğudur.
İlkokula 1938 yılında babasının görevi nedeniyle bulundukları Çanakkale’de başladı. İlköğrenimini Kuzguncuk’taki Süleyman Şefik Paşa Nakkaştepe 45. İlkokulu’nda tamamladı. 21 yaşına kadar yaşadığı Kuzguncuk, hikâyelerinde azınlık kültürünün yaşlı insanlarına ağırlık vermesinde etkili oldu. Ortaokulu Alman Lisesi’nde tamamladıktan sonra okul hayatına son verdi.
Annesini 17 yaşında iken kaybetti. İlk evliliğini 18 yaşında, keman sanatçısı Orhan Borar ile yaptı (1949). 1950’de Olgunlaşma Enstitüsü’nde mankenliğe başladı. Dönemin Amerikan Büyükelçisi Mc Ghee’nin öncülüğünde düzenlenen kültür etkinlikleri kapsamında Amerika’ya giderek, orada defilelere çıktı.[3] Amerika dönüşünde kendine ait bir modaevi ve atölye açtı.
Orhan Borar ile evliliğinden oğlu Karaca Borar dünyaya geldi (1955). Bu evliliği sırasında romancı Peyami Safa ile bir aşk yaşadığı iddia edilir. Yakınlarına Peyami Bey ile ilişkisini arkadaş olarak koruduğunu söylemiştir.[4] Sanatçının öykü dünyasının şekillenmesinde bu ilişki etkili oldu; eserlerinde kahramanları da bu ilişkiye benzeyen yasak aşklar yaşadı.[1] 1958 yılında ilk eşinden boşandı. Bu dönemde amatör hikayeler yazmaya başladı.
İkinci evliliğini ressam Ömer Uluç'la yaptı; bu evlilikten Elfe Uluç adındaki kızı dünyaya geldi. 1960 ihtilalinden sonra bozulan ekonomi nedeniyle işyerini kapattı ve tamamen hikâye yazarlığı üstüne yoğunlaştı.
İlk hikâye kitabı "Yanık Saraylar"ı 1965'te yayımladı. Kapalı ve alışılmadık biçimsel üslubu nedeniyle kitap çok tartışıldı. Sait Faik Ödülü’ne aday oldu, ancak ödülü alamadı.[5] Kitabının aforoz edildiğini düşünen Burak, bu kitaptan sonra on yedi yıl boyunca edebiyat piyasasından çekildi.[2] Bu süre içinde “Mach 1” adını verdiği romanı üzerinde çalıştı.
Yazar, çocukluğunda geçirdiği kalp romatizması tekrarladığı için 1970'li yıllarda bir tedavi sürecine girdi; ancak eşinin Nijerya’ya atanması üzerine olması gereken kalp kapakçığı ameliyatını geciktirerek 1976’da Nijerya’ya gitti ve bir buçuk yıl orada yaşadı. Bu dönem dışında tüm yaşamını İstanbul’da geçirdi. 1980 yılında İstanbul’da bir ameliyat geçiren Sevim Burak, ameliyata girerken aldığı karar sonucu Ömer Uluç’tan ayrıldı.[5] Kızı Elfe Uluç diyor ki: “Ömer Uluç’un Afrika’ya gitmesi geciktirmemiş, tam tersi ameliyat için imkan sağlamış, bu sayede İngiltere’de Hammersimth Hastanesi’nde o dönem için maddi olarak çok zor olan ilk açık kalp ameliyatı olmuştur. Boşanması da ameliyatın ardından değil, yıllar sonra başka saiklerle olmuştur.”[4]
Yeniden yazılarını yayımlamaya başlayan sanatçı, 1982 yılında "Sahibinin Sesi" adlı oyunu yayımladı. Aynı yıl “Palyaço Ruşen” isimli öyküsüyle Sabahattin Ali Öykü yarışmasına katıldıysa da, hak ettiğini düşündüğü bu ödülü alamadı ve tepki olarak hikâyelerini yayımlayacak antolojiden çekti.[5] 1983’te "Afrika Dansı" adlı öykü kitabı yayımlandı. Çok farklı teknikler denediği bu kitap, edebiyat dünyasında büyük tartışmalara neden oldu.[5] Aynı yıl "Everest My Lord (İşte Baş, İşte Gövde, İşte Kanatlar)” adlı kitabını yazdı ve romanını yazmayı sürdürdü.
Yeni bir kalp ameliyatı geçirmek üzere yattığı Haseki Hastanesi'nde 31 Aralık 1983 günü ameliyat edilemeden hayatını kaybetti. 5 Ocak 1984 günü Kuzguncuk Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Nakkaştepe Mezarlığı’na defnedildi.[6]
“Everest My Lord (İşte Baş, İşte Gövde, İşte Kanatlar)” (1984) adlı oyunu ve son öykü kitabı "Palyaço Ruşen" (1993) ölümünden sonra yayımlandı. Ayrıca oğluna yazdığı mektuplar “Mach I’dan Mektuplar” adıyla kitaplaştırıldı (1990).
Genellikle azınlık toplumlar ile kadın sorunlarını anlattığı yapıtlarında şiirsel bir dil kullanmıştır.
Dış Bağlantılar
- "Edebiyatın yanık saraylarında... Sevim Burak!" Nihat Ziyalan, 12 Ağustos 2021, Cumhuriyet gazetesi
Kaynakça
- ^ a b c Bedia Koçakoğlu, Sevim Burak’ın Suskun Mekanı Kuzguncuk, Uluslararası ÜsküdarSempozyumu VI, İstanbul, 6-9 Kasım 2008[ölü/kırık bağlantı]
- ^ a b Necip Tosun, Sevim Burak Öykücülüğü, Erişim tarihi:31.05.2011[ölü/kırık bağlantı]
- ^ "Bahar Akpınar, Sevim Burak/ / 'Her / Şeye / Rağmen'in / Yazarı – 1, İzinsiz Gösteri, Sayı 227, Ekim 2010". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2011.
- ^ a b "Sevim Burak". Elfe Uluç. 26 Haziran 2022.
- ^ a b c d "Zeynep Berra Dodurka, Dünyalarını Kaybetmişlere Yazan Sevim Burak, BÜ'de Kadın Gündemi Sayı 19, Güz 2010". 15 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2011.
- ^ Cumhuriyetin 75 yılı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık. 1998. ISBN 978-975-363-938-5. 14 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2024.