1990'lı yılların başında Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası, özellikle Rusya ve Ukrayna'da ortaya çıkan gelir kaynağı bilinmeyen, seçkin zümreye ait kişilere verilen isim. Yunanca oligarkhia yani azınlık kuralı anlamına gelmektedir.
İlk modern Rus oligarkları, Mihail Gorbaçov'un SSCB Genel Sekreter'liği döneminde (1985-1991) uygulamaya koyduğu serbest piyasa reformlarıyla ortaya çıkmıştır. O dönem Rusya'da bu kişilere İngilizce aslıyla Business Man denilmekteydi. Tarihçi Edward L. Keenan, mevcut oligark sınıfın Moskova Knezliği dönemindeki Boyarlar ile bağlantılanabileceğini ileri sürmüştür.[2]
Mihail Gorbaçov'un ortaya attığı perestroyka sırasında, Rusya'daki birçok genç girişimci, kişisel bilgisayar ve kot pantolon gibi malları genelde kaçakçılık yoluyla ülkeye ithal etti ve karaborsada yüksek karlarla sattı. Daha sonraki Boris Yeltsin döneminde mevcut rus hükûmetiyle bağlantılı bir avuç genç girişimci kişi devletin serbest piyasa ekonomisine geçişiyle birlikte yapılan özelleştirmelerde edinilen devlete ait emtiaların (doğalgaz ve petrol gibi) dünya piyasasından çok daha ucuz olduğunu fark ederek arbitraj yoluyla servetlerini katladılar. Bu kişiler genelde tekrar rus ekonomisine yatırım yapmak yerine yurt dışındaki bankaralara servetlerini koymayı yeğledikleri için o anki mevcut düzene Kleptokrasi adı verildi.[3] Bu durum Rusya'nın 1990'lı yıllardaki derin ekonomik krizine en önemli etkenlerden olmuştur.
Sonraki dönemde devlet başkanlığı görevine gelen Vladimir Putin 2000-2004 yılları arası oligarklarla bir güç mücadelesine girişti. Fakat daha sonra oligarkların mevcut rus hükûmetine destek vermeleri ve onlarla uyum içinde çalışmaları şartıyla güçlerini korumalarına izin verildi. Putin döneminde yaratılan oligarklar; ona diploma veren enstütü müdürü Vladimir Litvinenko, kişisel judo öğretmeni Arkady Rotenberg gibi daha çok onunla kişisel ilişki içerisinde olan kişilerden seçildi.[4] Putin iktidarı boyunca, anlaşmazlık yaşayan oligarklar arasında arabuluculuk yaparak büyük bir çıkar çatışmasıyla nedeniyle ortaya çıkabilecek oligarşik yapı bozulmasını engelledi.[5] Putin iktidarı boyunca anlaşma sağlayamadığı oligarkları (Mihail Hodorkovski örneğinde olduğu gibi) büyük vergi kaçakçılığı operasyonlarıyla sindirmiştir.[6]
Credit Suisse'in 2013 tarihli bir raporuna göre, Rusya servetinin %35'ini en zengin 110 kişi elinde tutuyor.[7] Temsil ettikleri ekonomik eşitsizlik yüzünden Rus kamuoyu tarafında nefret edilen bir grubu oluşturuyorlar.
2017'den bu yana, birkaç Rus oligark ve şirketleri, "Rus hükümetinin dünya çapındaki kötü faaliyetlerine" destek verdikleri için ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası (CAATSA) kapsamında ABD yaptırımlarına maruz kaldı.[8][9]
2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra Japonya'nın da eklenmesiyle Kanada, ABD ve Avrupalı liderler, Putin'e ve oligarklara doğrudan yaptırım uygulamak için eşi görülmemiş adımlar attı.[10] Yaptırımlarda hedefe konan oligarklar, batılı ülkelerdeki varlıklarının dondurmasını önlemek amacıyla servetlerini saklamaya başladı.[11] Oligarklar Türkiye gibi Rusya Yaptırımlarına katılmayan ülkelere doğru servetlerini taşıdıkları iddia edildi.[12]
^Granville, Johanna (1 Ocak 2003). "The Russian Kleptocracy and Rise of Organized Crime". Dermokratizatsiya and Prikhvatizatsiya: the Russian Kleptocracy and Rise of Organized Crime. Demokratizatsiya 11(3): 449-457 (İngilizce). 20 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2022.