1913 yılında İstanbul'da doğdu. 1864 Çerkes Sürgünü sırasında Manyas yöresine yerleşmiş bir aileye mensuptur.[1] Babası Hacıosman köyünden Ubıh Ace Tevfik Halis, annesi Kayalar köyünden Abaza Bijnouoha Ferhunde idi.[4][5] Çiftin altı çocuğundan ikincisidir.[6]
Müziksever bir aile ortamı içinde büyüdü. Büyük dedesi şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi, Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz'in başmabeyincisi olan dedesi Hurşit Bey müzikseverliği ile tanınan, yedi enstrüman çaldığı söylenen birisi idi. Hurşit Bey'in çocuklarından birçoğu müzisyen olarak yetişmiştir. Ailedeki en tanınmış sanatçılar, Keriman Halis'in amcası operet bestecisi Muhlis Sabahattin Ezgi ile tanınmış bir besteci olan halası Neveser Kökdeş'tir. Keriman Halis'in babası Tevfik Halis ise Hızır adı verilen yangın söndürme aletlerinin mümessilliğini yapan tanınmış bir tüccardı.
Keriman Halis, annesinin rahatsızlığından dolayı altı yaşına kadar büyükannesi, ardından dadısı ve mürebbiyesi tarafından yetiştirildi.[6] Mürebbiyesinden Fransızca konuşmayı ve piyano çalmayı öğrendi 1926-1929 arasında İstanbul'da Feyziati Lisesi'nde öğrenim gördü. Dokuzuncu sınıfta iken babasının kararıyla okulu bıraktı;[7] Akşam Sanat Okulu'nda dikiş, nakış, yemek konularında kendisini geliştirdi.[6]
Türkiye Güzeli seçilmesi
1929 yılında Cumhuriyet gazetesi Türkiye'deki ilk güzellik yarışmasını düzenlemiş, Feriha Tevfik Hanım'ın birinci olduğu bu yarışmaya Keriman Halis'in amcası Muhlis Sabahattin'in kızı Melek (Kobra) de katılmış ve 13. olmuştu. Keriman Halis, 1930 yılında düzenlenen Türkiye güzellik yarışmasına arkadaşlarının ısrarı ile katıldı ancak ailesinin onay vermemesi nedeniyle ikinci tura gitmedi.[7] İki yıl sonra anne ve babası, dördüncüsü yapılacak olan Türkiye Güzellik Yarışması sırasında Keriman Halis'in katılmasına ikna oldu ve babası Tevfik Halis Bey onu kaydettirdi.
1932 yılındaki güzellik yarışması, başlangıçta katılımın azlığından ötürü iptal edilmişti ancak Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması jüri başkanından Cumhuriyet gazetesi yönetimine gelen bir mektupla Belçika’da yapılacak yarışmaya Türk güzelinin katılımı rica edilince gazete yeniden harekete geçerek ulusal bir güzellik yarışması düzenlemişti. Temmuz 1932'de gerçekleşen yarışmada Keriman Halis Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi.[8] Dönemin ünlü yazar ve sanatçılarının oluşturduğu jüri tarafından sekiz aday arasından seçilen Keriman Halis, Türkiye'de seçilen dördüncü güzel oldu. Ertesi yıl Türkiye'deki beşinci güzellik yarışması düzenlenmiş; ardından 1950 yılına kadar ulusal güzellik yarışması düzenlenmemiştir.[9]
Dünya Güzeli seçilmesi
Keriman Halis Hanım, 1932 Türkiye Güzeli seçildikten sonra Belçika'nın Spa kentinde düzenlenen Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması (orijinal adı: "International Pageant of Pulchritude". "Kâinat Güzellik Yarışması" ve "Dünya Güzellik Yarışması" olarak da bilinir) adlı yarışmada Türkiye'yi temsil etti. 31 Temmuz 1932'de gerçekleşen yarışmada 28 kişilik jürinin 25'inin oyuyla Dünya Güzellik Kraliçesi seçildi.[3] Yarışmanın sonucu 1 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şu sözlerle verildi: “Türkiye Güzeli Keriman Halis Hanım Dünya Kraliçesi İntihap edildi”
Keriman Halis'in dünya güzellik yarışmasında elde ettiği birincilik, Türk toplumunda büyük bir coşku uyandırdı.[10] Yarışmadan Türkiye'ye dönüşünde Sirkeci Garı’nda büyük bir kalabalık tarafından karşılanan Keriman Halis’e 30 bine yakın kutlama telgrafı gönderildi.[3] Kendisi bu tebrikleri teker teker yanıtlama imkânına sahip olmadığı için teşekkürlerini Anadolu Ajansı aracılığıyla iletti.[11]
“
Türk ırkının soylu güzelliğinin daima korunduğunu gösteren dünya hakemlerinin bu Türk çocuğu üzerindeki hükümlerinden memnunuz. Türk milleti, bu güzel çocuğunu şüphesiz samimiyetle tebrik eder. İftihar ettiğimiz tabii güzelliğinizi, fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık bir olgunlaşmanın gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğunuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde, yüksek fazilette birinciliği tutmaktır.
”
— Gazi Mustafa Kemal
Onuruna, Tahsin Uzer'in evinde cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'in isteğiyle bir davet düzenlendi.[12] Bu davette elini öpen Keriman Halis'i Mustafa Kemal alnından öpmüş ve 'Sana Ece diyeceğim" demiştir.[11][13] 1934'te Soyadı Kanunu çıkmasından sonra Atatürk, Keriman Halis'e 'Ece'yi soyadı olarak verdi.
Dünya Güzeli seçildikten sonraki yaşamı
Keriman Halis'in kazandığı güzellik yarışması birinciliğine toplumda büyük anlamlar yüklenmiş;[10] dünya güzeli seçildikten sonra Keriman Halis Hanım kamuoyu tarafından yakından takip edilmiştir. Onun yarışmadaki başarısı ve kazandığı unvan, yurtiçinde ve Avrupa basınında Cumhuriyet devrimlerinin bir sonucu olarak sunuldu.[14][15] Keriman Hanım, fındık, üzüm, incir gibi Türk mamullerini tanıtma gibi bir görev üstlendi. Dönemin moda tarzını yansıtan giysileriyle, giyim konusunda Türk kadınına örnek olma misyonunu da üstlendi. Kamusal görevlerle çeşitli davetlere katıldı; Paris, Kahire, Berlin, Şikago, Atina'da bulundu.[16]
Keriman Halis Ece, güzellik yarışması deneyiminin ardından daha önce güzellik yarışmalarından birinci gelenlerden farklı olarak sahnede veya sinemada bir kariyer edinmedi; evlenip çocuk sahibi oldu. İki evlilik yapan Keriman Halis'in Orhan Sanus ile evliliğinden oğlu Sezai Biltin Sanus ile kızı Ece Sanus, tüccar Hasip Tamer Bey'le evliliğinden oğlu Cenk Tamer doğmuştur.
Keriman Halis Ece, 28 Ocak 2012'de İstanbul'da kızının evinde kalp yetmezliği nedeniyle öldü.[17] Cenazesi Feriköy Mezarlığı'nda defnedilmiştir.[18]
Tartışmalar
“
Keriman Halis'in tüm dünyaya ispat ettiği şey, yalnız ferdi bir güzellikten ibaret değildir. O, düne kadar kafes arkasında yalnız 'insan yumurtlamaya' yarar, acayip bir kümes hayvanı zannedilen Türk kadını ile bugünün beynelmilel hareketlerine karışan, zeki ve cevval bakışlı Türk kızının farkını meydana çıkardı. Bu olay Türkiye'nin geçirdiği inkılap hakkında yazılmış ve yazılacak kitaplardan ziyade fikir vermek kudretini haizdir.
Keriman Halis'in Türkiye Güzeli, ardından da Dünya Güzeli seçilmesi, Hristiyanlık ile hiçbir alakası olmamasına rağmen Türkiye'de İslamcılar[19] tarafından bir Hristiyanlık-Müslümanlık çatışması olarak değerlendirilmiştir.[6] Türk güzelinin güzelliğinden ötürü değil, jürinin "Dedesi şeyhülislam olan bir Türk kızının kendini beğendirmek üzere mayo ile önlerinde olmasını Hristiyanlığın bir zaferi olarak değerlendirdiği, Osmanlı'yı bu hale getirdikleri için" danışıklı dövüş sonucu birinci ilan ettiği iddia edilmiştir. Bu iddia emekli Darüşşafaka öğretmeni olduğu ifade edilen ve Belçika'daki yarışma sırasında orada olduğunu söyleyen Halid Turhan'ın anılarına dayandırılmaktadır.[6][19][20]
Popüler kültürde Keriman Halis
Ece Ajandası
Türkiye'de 1910 yılından itibaren "muhtıra defteri" adıyla basılan ve Osmanlı'da Türklerin dil ve kültürüne göre düzenlenmiş ilk ajanda olma özelliğini taşıyan ürün,[21] 1932 yılında Ece Ajandası adını aldı. Üretici firmanın sahibi Kağıtçı ailesi içindeki bir aşk hikâyesinden gelen bu isim, Keriman Halis'in güzellik kraliçesi olması ile ilişkilendirilmiştir.[22]
^Wubıh’lar İhsan Sabri Çağlayangil gibi siyasetçi, Taha Carım gibi diplomat, Keriman Halis gibi dünya güzeli yetiştiren bir toplumdu. Wubıh’lar, bu dünyaya Rusların sayesinde 21 Mayıs 1864’te elveda demişti. Rusların bu jenositini Kafkasyalılar kadar tarih de affetmeyecektir. (Recep Albayrak, "Simav Çerkezleri" 18 Nisan 2013 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi, T.C. Simav Kaymakamlığı, June 19, 2012.
^Dündar, Can (31 Ocak 2012). "Dünyanın en güzel Türk'ü". Milliyet gazetesi. 30 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2022.
^Duvar, Gazete (24 Mayıs 2020). "Afitap'tan Ece'ye…". Gazeteduvar.com.tr. 15 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2022.