Karahindiba
Taraxacum officinale, yani karahindiba ya da yaygın karahindiba,[1] papatyagiller (Asteraceae) familyasına ait, otsu ve çok yıllık bir çiçekli bitkidir. Yaygın karahindiba, sarı çiçek başlarıyla tanınır; bu çiçekler zamanla rüzgârla dağılan gümüşi tüylerle kaplı yuvarlak meyve toplarına dönüşür. Bu yuvarlak yapılar, hem İngiliz hem de Amerikan İngilizcesinde "clock" (saat) olarak adlandırılır.[2][3][4][5] Ayrıca "blowball" (üfleme topu) adı da kullanılır.[6] Yaygın karahindiba, nemli toprakların bulunduğu ılıman bölgelerde yetişir. Oldukça dayanıklı bir bitki olan karahindiba, farklı çevre koşullarına uyum sağlayabilir; sıkışık alanlarda, sıcaklık uçlarında ve düşük nem oranlarında da büyüyebilir. Bu dayanıklılığı ve kendini hızla çoğaltabilme yeteneği sayesinde, insan faaliyetleri yoluyla geniş bir alana yayılmıştır.[7] Anavatanı Avrasya olmasına rağmen, zamanla kasten ya da tesadüfen başka bölgelere taşınarak Amerika kıtalarında, Güney Afrika'da, Hindistan'da, Avustralya'da ve Yeni Zelanda'da da doğal olarak görülmeye başladı. Karahindiba, özellikle çimenlik alanlarda yabani ot olarak görülse de, anavatanı olan bölgelerde giderek artan şekilde, hem tozlaşmayı sağlayan böcekleri hem de tohumlarıyla beslenen kuşları çektiği için değerli bir yabani çiçek olarak kabul edilmeye başlamıştır.[8] Yapılan bir çalışmada, karahindiba, söğüt, uludiken ve böğürtlenden sonra en önemli dördüncü polen kaynağı olarak belirlenmiştir.[9] Yaprakları, çiçekleri ve kökleri zaman zaman gıda olarak ve bitkisel tıpta kullanılmaktadır. EtimolojisiMısır ve Kıpçak Türkleri'nin "katagan", Çağatay Türkleri'nin "saçratku" olarak bildikleri bu bitki günümüze "karahindiba" olarak gelmiştir. Hindiba, Arapça kökenli bir kelimedir. Tedavisi için kullanıldığı göz hastalığı trahomdan kaynaklandığı ileri sürülür. Anadolu'da acıgıcı, "acıgünek", "güneyik", "çıtlık", "cırtlık" ve "arslandişi" olarak bilinse de en yaygın olarak kullanılan adı "radika"dır. ÖzellikleriKarahindiba Nisan ve Mayıs aylarında tüm tarla kıyılarında çayırlık alanlarla yol kenarlarında yetişen, çok yıllık sarı çiçekli otsu bir bitkidir. İçi "kengel" denilen acı bir sütle dolu uzun kazık kökü, rozet halinde tabanda toplanmış olan derin dişli yapraklarını ve yapraklardan daha uzunca olan çiçek saplarını taşır. Bu sapların tepesinde kömeç halindeki altın sarısı çiçekleri ilkbahardan sonbaharın ortasına kadar açar. Daha sonra bu çiçek kömeçleri karahindibanın tohumlarını taşıyan beyaz toplara dönüşürler. Bu beyaz topçukları oluşturan meyve kapçıkları en hafif rüzgarda bile uçup çevreye dağılır. Bitki böylece yaydığı tohumlarıyla çoğalır. Hortum şeklinde kesilip çok güzel ses çıkardığı için bu ismi almıştır. Bileşimi ve kullanımıBesleyici değeri oldukça yüksek olan Karahindiba, % 5'e varan yüksek bir oranda potasyum içermesinden dolayı, en iyi doğal potasyum kaynaklarından biridir. A vitamini, C vitamini ve nikotinik asit ile kalsiyum ve türlü mineraller yönünden de zengindir. Ayrıca, torexacin, retinol, levulin, inulin gibi bileşikler içerir. Bu nedenle yaprakları salatalara katılıp yenir. Kökü de, yaşken doğranıp salatalara katılır. Kurutulan kökü birçok ülkede öğütülüp acı hindiba kahvesi olarak içilir. Avrupa'nın bazı ülkelerinde ve Hindistan'da tarımı yapılan türleri vardır ve bunların çiçek büyüklüklerinin çapı yedi santimetreye kadar varır. Kök sakızı da denilen bitki, köklerinden çıkan sıvının pıhtılaşıp kurutulmasıyla kauçuk eldesinde de faydalanılır. DağılımıTüm Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya olmak üzere dünyanın hemen her yerinde görülen yaklaşık 100 çeşidiyle kozmopolit bir türdür. Resim galerisi
Kaynakça
|