Hiram Abi, Hiram Usta veya yalnızca Hiram (diğer yazımları "Huram",[1] "Abi"[2][3] ve "Huram-Abi",[4] ayrıca dul kadının oğlu olarak da bilinir), Masonluk zanaatının üç derece olarak belirlenmesi oyunundaki belirgin alegorik figürler içeren karakterdir. Bu oyunda; Kral Süleyman'ın Mabedinin inşasının baş mimarı olarak gösterilen Hiram, kendisinden Yüksek Masonların gizli şifrelerini elde etmek amacıyla girişimde bulunan ancak başarısız olan üç zorba tarafından öldürülmüş olarak gösterilmiştir.[5] Bu hikâye aşağıdaki anlatımda açıklanmış ve sözün, sadakatin, kısa yaşamın dersidir.
Mason olan veya olmayan çok sayıda bilim insanı Kitâb-ı Mukaddes'te bir veya daha fazla yerde görünen karakterin Hiram'a dayandığına dair pek çok spekülasyon bulunduğunu belirtmektedirler.[6]
Hiram Abi'nin masonik efsanesi
Hiram Abi'nin hikâyesi Masonik Locaların temelini oluşturur ve üç derecedekiler tarafından bir sonraki kuşaklara aktarılır. Bu onun Kudüs'e gelmesi ile ve Süleyman tarafından tapınağın inşaatının baş mimarı ve yöneticisi olarak atanmasıyla başlar. Tapınak tamamlanmak üzeredir. Yüksek Masonların gizli şifrelerini öğrenmek isteyen diğer sanatkar duvarcılar ona tuzak kurarlar. Hiram bu tuzakta her bilgiyi isteyenin isteğini geri çevirir ve saldırganlar her bilgi vermeyi reddettiğinde onun başına duvarcı araçlarıyla vururlar (her yargıda farklı anlatılabilir). İlk iki saldırganın vuruşlarında yaralanır ve üçüncü saldırganın vuruşunda ise ölür.[7] Katilleri vücudunu bir moloz yığını altında gizlerler, cesedi gece şehir dışına taşımak için geriye dönerler. Cesedi sığ bir mezara gömerler ve nerede olduğunu anlamak için akasya dalları ile basit bir şekilde işaretlerler. Usta bir sonraki günde işe gelmediğinden dolayı, Süleyman onu bulmak için diğer zanaatkar duvarcılardan bir grup gönderir. Arama esnasında gevşek akasya dalı parçaları keşfedilir ve cesedi insana yaraşır bir şekilde mezardan çıkartılır. Üç zorbanın da saklandıkları yerler tespit edilir ve hepsi yargı önüne getirilir. Süleyman daha sonra onun bilgilerini bir yüksek masona bildirir ve yüksek mason kaybolur. Onun yerini belli eden nesneler hareketler veya kelimelere bağlı olarak değişiklik gösterir.[8] Anglo-Amerikan ülkelerde efsane genel olarak bu şekilde anlatılır.
Liberal Masonluk'ta hikâye biraz daha farklı anlatılır; Yüksek Masonlar çok sayıda (Hiram değil) tapınağın inşaatında çalışıyorlardı ve üç zorba kendilerine daha yüksek ücret verecek şifreler ile işaretler arıyorlardı. Sonuç bu hikâyede de aynıdır ancak farklı olarak cesedi Yüksek Masonlar bulurlar ve sırlar kaybolmaz. Süleyman'ın emirleri ise Hiram'ın mezarı üzerine yazılıdır ve Tapınağın altına gömülmüştür ve mezarın değiştirilmesindeki aynı saygı bu hikâyede de gösterilir. Sırlar diğer geleneklerde "kayıp" olarak gösterilirken, burada yeni Yüksek Masonlara ritüelin bir parçası olarak verilmiştir. Bu anlatımda Hiram genellikle Adoniram olarak değiştirilmiştir.[9]
Tevrat'ta Hiram
Tevrat'ta Süleyman'ın Mabedinin inşasına dahil edilen Hiram adlı kişiye referanslar bulunmaktadır:
1. Sur Kralı Hiram, Süleyman'ın babası Davut'un yerine kral olarak meshedildiğini duyunca, elçilerini Süleyman'a gönderdi. Çünkü Davut'la hep dostça geçinmişti.
2. Süleyman Hiram'a şu haberi gönderdi:
3. “Bildiğin gibi, babam Davut çevresindeki savaşlar yüzünden Tanrısı RAB'bin adına bir tapınak yapamadı. Bu savaşlarda RAB, Davut'un düşmanlarını onun ayakları altına serdi.
4. Oysa şimdi Tanrım RAB her yönden bana rahatlık verdi. Ne bir düşmanım var, ne de kötü bir olay.
5. RAB, babam Davut'a, ‘Tahtına oturtacağım oğlun benim adıma bir tapınak yapacak’ diye söz verdi. Ben de Tanrım RAB'bin adına bir tapınak yapmaya karar verdim.
6. “Şimdi bana Lübnan'dan sedir ağaçları kesmeleri için adamlarına buyruk ver. Benim adamlarım da seninkilerle birlikte çalışsın. Adamların için istediğin ücreti vereceğim. Aramızda Saydalılar kadar ağaç kesmede usta adamlar olmadığını biliyorsun.”
7. Hiram, Süleyman'dan bu haberi alınca çok sevindi ve, “Bugün, o büyük ulusu yönetmek üzere Davut'a bilge bir oğul veren RAB'be övgüler olsun!” dedi.
8. Sonra Hiram Süleyman'a şu haberi gönderdi: “Gönderdiğin haberi aldım. Sedir ve çam ağaçlarıyla ilgili bütün dileklerini yerine getireceğim.
9. Adamlarım tomrukları Lübnan'dan denize indirecekler, ben de onları sallar halinde bağlatıp belirteceğin yere kadar yüzdüreceğim. Orada adamlarım onları çözer, sen de alıp götürürsün. Sarayımın yiyecek gereksinimini karşılamakla, sen de benim dileğimi yerine getirmiş olursun.”
10. Hiram Süleyman'a istediği kadar sedir ve çam tomruğu sağladı.
11. Süleyman her yıl Hiram'a sarayının yiyecek gereksinimi olarak yirmi bin kor buğday, yirmi kor saf zeytinyağı verirdi.
12. RAB, verdiği söz uyarınca, Süleyman'a bilgelik verdi. Süleyman'la Hiram arasında barış vardı. Aralarında bir antlaşma yaptılar.
14. Kral Süleyman angaryasına çalıştırmak üzere bütün İsrail'den otuz bin adam topladı.
15. Sırayla her ay on binini Lübnan'a gönderiyordu. Bir ay Lübnan'da, iki ay evlerinde kalıyorlardı. Angaryasına çalışan adamların başında Adoniram vardı.
16. Süleyman'ın yük taşıyan 70 000, dağlarda taş kesen 80 000 adamı vardı.
17. Ayrıca, işin yürümesini sağlayan ve işçileri yöneten 3 300 görevlisi vardı.
18. İşçiler, kralın buyruğu uyarınca, tapınağın temelini yontma taşlarla atmak üzere ocaktan büyük ve kaliteli taşlar kesip çıkardılar.
19. Süleyman'ın ve Hiram'ın yapıcılarıyla Gevallılar, tapınağın yapımı için taşlarla keresteleri kesip hazırladılar. (1. Krallar, 5)
Sur Kralı Hiram Davut'a ulaklar, sedir kütükleri, marangozlar ve taşçılar gönderdi. Bu adamlar Davut için bir saray yaptılar. [2. Samuel 5:11][10] Süleyman Hiram'a şu haberi gönderdi: [1. Krallar 5:1] Hiram Süleyman'a istediği kadar sedir ve çam tomruğu sağladı.Süleyman her yıl Hiram'a sarayının yiyecek gereksinimi olarak yirmi bin kor buğday, yirmi kor saf zeytinyağı verirdi. 12 RAB, verdiği söz uyarınca, Süleyman'a bilgelik verdi. Süleyman'la Hiram arasında barış vardı. Aralarında bir antlaşma yaptılar. [1. Krallar 5:10][11]
Kral Süleyman haber gönderip Sur'dan Hiram'ı getirtti. [1. Krallar 7:13] Hiram'ın annesi Naftali oymağından dul bir kadın, babası ise Surlu bir tunç işçisiydi. Hiram tunç işlemede bilgili, deneyimli, usta biriydi. Gelip Kral Süleyman'ın bütün işlerini yaptı.[1. Krallar 7:14][12] Kovalar, kürekler, çanaklar. Hiram'ın Kral Süleyman için RAB'bin Tapınağı'na yaptığı bütün bu eşyalar parlak tunçtandı. [1. Krallar 7:45][12]
Hiram mektubunu şöyle sürdürdü: “Yeri göğü yaratan İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun! Kral Davut'a bilge bir oğul verdi; RAB için bir tapınak, kendisi için de bir saray yapacak akıllı ve anlayışlı bir oğul. [2. Tarihler 2: 12][13] Hiram kovalar, kürekler, çanaklar yaptı. Böylece Kral Süleyman için üstlenmiş olduğu Tanrı'nın Tapınağı'yla ilgili işleri tamamlamış oldu: [2. Tarihler 4: 11][14]
Efsanenin en ayrıntılı versiyonu ise Gérard de Nerval'in 1851 yılında yazdığı Voyage to the Orient isimli Saba Melikesi Belkıs, Süleyman, Cin Prensi ile ilgili tüm hikâyelerin bir parçası olarak ve masonik şifreler yerleştirilmeden bahsedilmiştir. Burada yukarıda anlatılan ikinci versiyon gibi ondan Usta Zanaatkar Adoniram olarak bahseder ve adlandırır. Masalda Belkıs'ın ölmeden önce Süleyman ile geçirdiği mistik maceralar ve Saba Melikeliği anlatılır. Onu öldüren zorba (Rufians)lar Süleyman'ın talimatı altındadır.[16]
Diğer teoriler
Yazarlar Robert Lomas ve Christopher Knight'a göre, Hiram Abi ile Mısır Kralı Seqenenre Tao'nun ölümleri son derece benzerdir ve aynı kişi olabilirler. Bu görüş Masonik bilim adamları tarafından göz ardı edilir.[2]
^Rituels 18 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. French language collection of ritual, 18th-early 19th century, retrieved 14th September 2012
^Sacred Texts 3 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Flavius Josephus, Antiquities of the Jews, Book VIII (in this version chapter 3 para 4 contains v76) erişim 20 Eylül 2012