Barbizon ekolünden bir peyzaj ressamıdır. Venedik, Marsilya, Rodos, İstanbul, İzmir, İskenderiye, Şam ve Beyrut gibi şehirlere yaptığı gezilerden edindiği izlenimleri tablolarına yansıtmıştır.[1] Meslek yaşamı boyunca en az 10 bin desen, 6 bin yağlı boya yaptığı düşünülür.[1] Özellikle Venedik ve İstanbul tabloları ile tanınmıştır. İzlenimciliğin gelişini önceden haber veren, önizlenimci bir ressam olarak kabul edilir.[2]
1910'da koleksiyoner Alfred Couchard'ın mirasen bağışı sonucu bazı tablolarının Louvre Müzesi'ne girmesiyle ressam, sağ iken eserleri Louvre'a kabul edilen ilk sanatçı oldu.[3]
Ziem, yaşadığı dönemden bugüne kadar koleksiyonerler tarafından ilgiyle takip edilmiş; mesleğinde ticari anlamda da büyük başarı kazanarak 19. yüzyıl Fransası'nın en zengin ressamlarından birisi olmuştur.[3]
Hayatı
1821'de Fransa'nın Côte-d'Or şehrinde dünyaya geldi. Dijon'da mimarlık eğitimi gördü. 1839'da Marsilya'da resim dersleri aldı; resim merakı 1841'de yaptığı İtalya seyahatinde profesyonel bir ilgiye dönüştü. Disiplin sorunları yüzünden bursu kesilince[4] bunu bahane ederek okuldan ayrılmış olan Ziem, yayan olarak gerçekleştirdiği uzun bir yolculuk ile önce Roma'ya gitmiş; ardından Napoli'ye ve Venedik'e devam etmişti. Ziem bu yolculukta devamlı çizim yaptı ve çizimlerini satarak masraflarını karşıladı.[5] Venedik'ten çok etkilendi.
Sanatçı on yıl boyunca Marsilya ve Nice kentleri arasında gidip gelerek yaşadı. Marsilya'da bir okul açıp aristokratlara suluboya ve çizim dersleri verdi.[3] 1845'te yeniden Venedik'e gidip üç yıl kaldı. Bir tekne kiralayıp atölye olarak kulandı. Dönüşte üç yağlı boya ve üç suluboya eserini Paris'te 1849 salonu'nda sergiledi.[4]
1849 Salonu'nda eserlerden birisi "Boğaziçi'nde Manzara" idi. Fotoğraflardan esinlenerek çizdiği düşünülen[6] bu tablo ile ilgi çekti ve bir madalya kazandı.[3] 1850'ler ve 1860'lar boyunca Paris Salonu'nda eserlerini sergilemeye ve madalyalar kazanmaya devam etti. Tablolarından üçü 1855 Paris Evrensel Sergisi'nde sergilendi ve bu başarısından ötürü Légion d’honneur madalyası ile ödüllendirildi.[3]
Yeni esin kaynakları bulmak için bir Doğu gezisine çıkmak isteyen Ziem, bu tasarısını 1856'da gerçekleştirebildi.[6] 18 Temmuz-18 Eylül 1856 tarihleri arasında İstanbul'da, çoğunlukla Pera bölgesindeki tepelerde yaşadı ve çok sayıda desen yaptı.[6] Beş ay süren Doğu Akdeniz yolculuğunda İstanbul'dan sonra sırasıyla İzmir'e, Rodos'a, Beyrut'a, Şam'a, İskenderiye'ye, Kahire'ye, Mısır'a ve İskenderiye'ye gitti. Son olarak Yunanistan ve Sicilya üstünden Fransa'ya döndü.[6]
1860'tan itibaren kışları Montmartre'da, yazları Nice'te geçiren Ziem'in ünü çok artmıştı. Öyle ki 1864 yılında, geleceğin Büyük Britanya Kraliçesi olacak Prenses Viktorya'ya resim öğretmeni olarak görevlendirildi.[4]
1910'da koleksiyoner Alfred Couchard'ın mirasen bağışı sonucu bazı tabloları Louvre Müzesi'ne giren Ziem böylece sağ iken eserleri Louvre'a kabul edilen ilk sanatçı olmuştur.[3]
10 Kasım 1911'de Paris'te, Lepic Sokağındaki atölyesinde öldü. Sanatçı, Père Lachaise Mezarlığı'ndaki, Victor Ségoffin'in yonttuğu anıtsal mezarında, yatarken betimlenmiştir, altında da Venedik aslanı görülür.[1]
Galeri
Büyük Kanal, Venedik (São Paulo Sanat Müzesi).
Fransa cumhurbaşkanı Émile Loubet'in Tolulon'daki İtalyan ve Fransız Süvari takımlarını ziyareti (1901)