ORC Şirketi 1 Haziran 1935'te TCDD tarafından satın alınıp feshedildikten sonra istasyon TCDD'nin denetimine girmiştir.[8][9] İstasyonun adı bu dönemde Alsancak olarak değiştirilmiştir.[kaynak belirtilmeli]
TCDD tarafından 1970'te -banliyö kısmı- yeniden inşa edilerek tekrar hizmete giren istasyon, 2001'de elektrifikasyon altyapısıyla yenilenmiş ve hat sayısı 4'ten 10'a, platform sayısı ise 2'den 6'ya yükseltilmiştir. 1935 – 2006 yılları arasında Alsancak – Buca, 1970 – 2006 yılları arasında ise Alsancak – CumaovasıBanliyö Trenleri'ne hizmet vermiş, 2006'da İZBAN projesi kapsamında kapatılmış ve İZBAN A.Ş. tarafından yenilenerek 30 Ağustos 2010'da tekrar hizmete girmiştir.[3][10]
Konumu Alsancak, Konak, İzmir olan gar binası kentseldir. 1922'deki Büyük İzmir Yangını'na kadar Levantenler'in yoğunlukla yaşadığı Alsancak(o zamanki adıyla Punta) semti ve çoğunluğu gayrimüslimlere ait olan işletmelere, iskelelere, depolara, konsolosluklara ev sahipliği yapmaktaydı. Yangında neredeyse tamamı yok olan semt, yangından sonra şehrin yeni yerleşim, iş ve ticaret merkezi olmuştur. Semtin merkezinde yer alan gar, çevresindeki yapılar ile modern bir uyum içerisindedir. İzmir'in hemen hemen bütün kesimlerinden ulaşımın kolay olduğu binaya, biri binanın ana giriş kapısı (Atatürk Caddesi'nde) diğeri ise yeni tasarlanan İZBAN binasının giriş kapısı (Liman Caddesi'nde) olmak üzere iki farklı girişten ulaşılır.
Yapısal özellikleri
Alsancak Garı yapımında Geç Dönem Osmanlı mimari esintileri görülmektedir. Bu dönemde Ampir, Barok, Rokoko ve Klasik Osmanlı üsluplarının hepsinin bir arada kullanıldığı yapılar dahi vardır. İç mekan oldukça yüksek, pencere açıklıkları vitraller ile süslenmiştir. Başka bir özellik ise garın tren raylarının olduğu kısım kafes sistemi ile desteklenmiş, oldukça yüksek bir formdadır. Beşik kemer, iç mekanda mekanı ayırmak için, dışta ise açıklıkların sınırlarını belirtmek için kullanılmıştır. Kapı ve pencere detayları süslüdür. Tren raylarının bölünmesinde de beşik kemer sistemi kullanılmıştır.
Ayrıca yapının güney cephesinde binaya ekli halde yer alan kulenin meydana bakan tek cephesinde bir niş içerisine yerleştirilen saatin 1890 yılında yapıya eklendiği tahmin edilmektedir.[12] Bu kule aynı zamanda İzmir'deki ilk saat kulesidir.
Ortam tecrübesi
Ziyaretçilerin ilgi odağı olan kısım, giriş bölümünden sonra bilet gişesi ve ardından gelen büyük bekleme salonudur. Bekleme salonu yarı açık bir girişle beklemekte olan ziyaretçilere gözlem olanağı sunar. Girişin hemen yanında bulunan bilet alma bölümü ve kapalı bekleme bölümünde birçok Osmanlı detayları gözlenir. bölümlerin hemen hepsi yüksek tavanlıdır ve geniş kapı açıklıkları ile birbirlerine bağlanırlar. Garın penceler sayesinde daima ışık alması ziyaretçilerde rahat bir his uyandırır.
Yapı ve malzeme nitelikleri
İstasyon binası taşıyıcı duvarlar sayesinde ayakta durmaktadır. Taş duvarlar ve beşik tonozlar binanın asıl taşıyıcı elemanlarıdır. Çatıda kafes sistemi kullanılmıştır. Kafes sistemi demirden oluşturulmuştur. Beşik kemer sistemi hem görsel hem strüktürel yapıyı desteklemektedir. Büyük pencere açıklıkları ile güneş ışığını doğrudan alır ve iç mekan her zaman aydınlıktır. Bu da ziyaretçilerde rahat bir his uyandırır. Pencerelerdeki vitral detaylar sebebi ile iç mekana renkli ışık alımı olanağı sağlar.